22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
H ŞUBAT 1990 ISTANBUL'DA BUGÜN ~ • Geleneksei Ümranıye Gunlerı etkirJikleri çerçevesindeki "\ferd Yönetim-Sryasi tktidar Iş İUşkUeri" paneli saat 14.00'te Ümraniye Nikâh Salonu'nda yapılacak. Panele gazetemiz yazarlanndan AU Sirmen, SHP, MYK uyesı Cemal Seymen, Kâğıthane Belediye Başkanı Mahmut Özdemir ve Prof Toktamış Aleş katıhyor. KEMffAŞAM CUMHURÎYET/9 BiR MEKTUP Yürüyen merdiven çalışmıyor • Aksaray'daki yeraltı çarşısının yüruyen merdiven olarak aynlan kısımlan hiçbir işe yaramıyor. Yetkililer ya buraya yurüyen merdiven sistemi yerleşürsinler ya da bu işlemeyen kısmı yayaların kullanımına l ERDOĞAN KAKIALE YENIBOSNA'DAN Çukurlar tehlike yaratıyor • Venibosna'tun Yıldınm Beyaat Caddesi'nde bir süre once dogalgaz çalışmalan nedeniyle kazüan fakat bir daha kapatılmayan çukurlar, çocuklar için büyuk tehlike oluşturuyor. Çukurdan çıkan çamurlann yagmurla birlikıe sokağa yayılması ile caddenin bıleğe kadar çamur oldugunu belırten Yeıubosnahlar, "Bdedive kazdığı bu çnkurlan gcttp bir an önce ir»pat«n Yola yayılan çamuriar zemini kjryganlaşünnk tefattkdi dnnıınlara nedeıı oiuyor" diyor. tşadamının intiharı • İSTANBUL (AA) — Pangaltı'da bir işadamı, annesine ait evde havagazını açarak intihar etti. Yiiksel ömer Titanoğlu (53) adh işadamının, Türkbeyi Sokak 109 numaradaki evde henüz belirlenemeyen bir nedenle intihar etmesiyle ügüi soruştunnaya, Şişli Nöbetçi Savcılığı'nca başlandı. Titanoğlu'nun, Hilton Oteli Kumarhanesi'nin 5 yıl önceki işletmeci ortaklan arasında yer aJdığı belirtildi. Bakırköy'de üç işyerine kapama • isUnbul Haber Servisi — Bakırköy Belediye Başkanı Yıldınm Aktuna "geleneksel" denetimlerinden birini dün Yenibosna'nın Yıldınm Beyazıt Caddesi'nde yaptı. Cadde üzerinde rastgele 10 işyerine giren Aktuna, sağlık şartlanna uymayan ve ruhsatsız olduklan belirlenen 3 işyerini kapattı. Kültür için dayanışma • İstanbul Haber Servisi — Istanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Nurettin Sözen, kültür değerlerinin tarihe layık bir işlevle kullanılması gerektiğini söyledi. Bu amaçla çalışmalann Fatih Belediyesi, Anıtlar Yüksek Kurulu ve TURİNG'in, Büyükşehir Belediyesi ile dayanışma içinde sürdurülduğü bildirildi. Yedikule zindanlannın Fatih Belediyesi'ne devredilme çalışmaıannın hızlandırılması, anfitiyatronun Istanbul'a kazandırılması, Yedikule llyas Bey, îmrahor Müzesi ve Tekfur Sarayı'nın yenidenrestoreettirilmesi, Ayvansaray'daki sarnıcın ve dehlizlerin belediye, Anıtlar Yüksek Kurulu ve TURlNG'ce turizme kazandırılmasının kararlaşttnldığı bildirilerek, bu çalışmaların Kültür Bakanhğı'nca desteklendiği kaydedildi. KONUK YAZAR Istiklal Caddesi 81/3 ÇELİKGÜLERSOY TVRtNG Kurumu Mtiduru Laie Sineması bitişiğüıde, dışı kârgir, içi tahtadan, köhne bir ya- pıydı. Bunun kapısından ilk giri- şim, 1947 yılı eylül ayında oldu. Yaz sonu, çiçeklenn kıvamım bul- duğu, ama sonbahann da ucunu- cun kendini göstermeye başladı- ğı bir öğle üstü, konağın bahçe- sinden buraya çağnldım. Taksim benim için yabancı bir yer degil- di. 1939'dan beri bu çevrenin çe- şitli köşelerinde ablamlar yanın- da oturmuştum. Ama Jstıklal Caddesi üstünde bir yapıya ilk kez giriyordum. Ahşap ve yorgun rnerdiverüere biraz korkuyla ba- sarak çıktım. Üçüncü -ve son- kat, önde biri küçük, öbürü bü- yUk, arkada da öyle, 4 odası ile, Turing Kurumu'nu banndırıyor- du. O gün, Yıldız Sarayı Şale Köşkü'nde toplantı halindekı uluslararası bir konferansa, Ulaş- tırma Bakanı'na bir zarf götür- mekle başladı ilk işim. Sonra 10 lira aylıkla, lise öğrencisi olarak, yarım gün çalışmakla devam et- tim. tki tam, iki yanm odaya sığı- şan kuruluş, hâlâ 1920'leri yaşı- yordu: Mobilyası, daktilo maki- neleri ve de kişileri ile. Lausanne Konferansı Genel Sekreteri, eski mebus Reşit Saffet Bey, Kudüs Mutasarrıfı Cevdet Bey, Meşru- tiyet döneminin isimlerinden Doktor Nihat Reşat Belger, Ha- riciye Müsteşarı Lübnanlı Naum Paşa'nın oglu Said Bey Duhani, Istiklal Savaşı kahramanı Ali Fu- at Paşa, milli hatip Hamdullah Suphi Tannöver, eski şehremin- leri Doktor Cemil Paşa ve Dok- tor Emin Erkul... akşam toplan- tılarmda kapının eski usul zilini çevirenlerden, sadece birkaçıydı- lar. Hemen hepsi siyah ceketli, setre pantolonlu, bir kısmı hâlâ dik kolalı yakalarına kravatları- nı dıştan bağlamış, bu Osmanlı çelebilerine, kimi akşamlaT, bir Frenk de katılıyordu: Keçi sakalı ve papyonu ile, şehirci profesör Henri Prost. tstanbul'a Vaü Dr. Kırdar ile modernizm tırpanını vuran Fransız uzman, zeki ve se- vimli asistanı Mimar Aron Anjel ile, burada Osmanlı kadrosuna kübik projelerini kabul ettirebil- mek üzere, nefes tüketirdi. tstanbul'un yaşadığı bu ilk bü- yuk imar operasyonu dışında, ak- şam toplantdannın ele aldığı ikin- ci büyfik konu, o sıralar adı yeni yeni duyulmaya başlanan turizm- di. Savaş öncesinde tadı biraz alı- nan bu olay, ateşin Avrupa'dan uzaklaştığı bu yeni açılan dönem- de, Türkiye'nin de gündemine gi- riyor. resmi kuruluşlar, konuya "para, yatırım, yol, otel, uçak" açılanndan bakmaya başlıyorlar- dı. Eski stilde ağır lambalann so- luk ışıklannın altında konuşan, üst cebi ipek mendilli beyefendi- ler ıse, turizmin maddi bir mese- le değil, bir kültür sorunu oldu- ğu tezindeydiler. Yol ve otel ya- pımından önce, halkın eğitilmesi- ni ve reklamdan, propagandadan önce "memleketin hazırlanmasını" istiyorlardı. Bu- nun için "Övropa'dan" örnekler getiriyorlar, kisisel deneyimlerini naklediyorlandı. Ben, 17 yaşında- ki yeniyetme, hepsini ilgiyle din- liyordum. 1960'larda devlet, tu- rizmi ilk kez ciddi olarak ele al- dığında, bu efendilerin tavsiyele- rinin tamamen tersini yapacak ve eğitime 5 para ayırmadan, kala- balık bir bakanlık kurmaya ve reklama girişerek, 1940'lar erkâ- nından vefat etmiş olanları, ka- birlerinde ters döndürecekti. O yülar geldiğinde, ben eskilerin gö- rüşlerini çok düşündüm ve yay- dım. Onlann, Batı'nın ekonomik kökenlerini (ve o yapının turizme etkısini) iyi bildiklerinden şüphe- deyim. Fakat kafalanmn ve ba- kış açılanrun, turizmi sırf uçak ve otel sayan "çagdaş" uzmanlan- mıza göre daha ileri oldugunu sonraları daha iyi anladım. İstikJal Caddesi 81 sayılı yapı- nın "müdavimlerinden" biri de, gazetemiz Cumhuriyet'in o za- manki yazarlanndan biriydi: Ke- mal Ragıp Enson. Ufak tefek, ciddi ama sevimli, çok temiz gi- yimli, bir gazeted-romancı. Yü- İarca geldi, yazdı, konuştu ve say- gın bir çevre yaptı. Tek çocuğu ve sevgili eşi ile, mutlu bir ev hayatı da vardı. Ama bu nasıl bir dün- yadır ve nemenem bir yazgıdır, in- sanlarınki! Dostu Duhani gibi, onun da oğlu, bir gece kendini ta- vana asmaz mı? Sabah oğlunu, evlere şenlik, o halde gören sev- gili eşi, aklını yitirip, aynı yere çıkmaz mı? Romancı Kemal Ra- gıp da, her iki faciâyı yaşadıktan sonra, bu kez, uçuruma sürükle- nen bir arabayı bilinçli kullanan bir surücü gibi, her işini düzenle- yip hazırhklanm bitirdikten son- ra, bir de son bir kitap yazıp, ka- pağa oğlunun resmini basıp, ay- nı ipi boynuna geçirmez mi? Böy- lece en sona kalmış olan roman- cının, yıllar önce, bilmeden aldı- ğı bu adı ile, uğradığı bu melod- ramı fark eden dostları, aylarca, dehşete düşmezler mi? Istiklal Caddesi'nde şimdilerde yürürken, 81 sayılı yeni ama ruh- suz binanın önünden, bütün bun- lar olmamış gibi, ben nasıl, basıp gideyim, sevgili okuyucular? Ya- pamara onu. Bir gemi gibi, karşı kaldınma bir süre demir atar, es- ki oımbalı yapımızı seyre dala- nm. İçinde ilk derslerimi aldığını, tüberküloz olduğum, bir roman kitabını yaşar gibi, bir opera sah- nesinin tam içine duşmüş gibi, dostluklar kurduğum, eski köhne binanın merdivenlerini hayalim- de tekrar tırmarunm. Tuhaf şey, kimi gün çıktığım yer, 3. katm 2 buçuk odalı eski dairesi olur. Yine herkes yerli ye- rindedir. Ama kimi kez de sürre- alist bir resim gibi, kırıür, bu tab- lo. Ya da gerçeküstü bir rüyada olduğu gibi, kapıyı açınca bam- başka bir yere adun atmış olu- rum. Zahmetli bir yokuşun, 40 yıl sonra, beni ula$tırdığı yeni bir düzlükte, kısmet olup ellerime ka- lan saraylara, köşklere ve parkla- ra girmiş buhırum kendimi. O paslı demir kapının arkasında, 40 yıl sonra olsa bile, o köhne mer- divenlerin sahanlığından ayağımı atıp, altın ve gümüş çerçeveli bah- çelere geçeceğim, o zamanlar ak- la gelir miydi? Karşıda Fitaş Si- neması önunden buraya bakıp da- larken bunlan da düşununim. Zi- ya Osman Saba aklıma duşer: "Her şeyde bir hikmet var / Gecenin sonu seher, kışın sonun- da bahar / Belki de bir bahçeyı, müjdeliyor, şu duvar?" (Beyog- lu yazılannın sonu) Kazhçeşme kördüğümüİstanbul Belediyesi, belediye arsalarını işgal ederek çevreyi kirleten fabrikalar için, 6 yıl önce mahkemece alınan kararı uygulatamıyor. Yıkım kararını veren Asliye Hukuk Mahkemesi Hâkimi (halen Zeytinburnu tcra Tetkik Hâkimi) "infazı zordur bu işlerin" dedi. KEMAL KÜÇÜK ~ Tarih 20 Nisan 1985, tstanbul Belediye Başkam Bedrettin Dalan sert bir dille konusuyor: "Derici- lere bir yıl musaade verdim. Bu eylul başında oradan çıkmalan la- znn. Adam fabrikasını devleün arazisi uzerin« oturtmuş, suyu ka- çak kullanıyor. para vermez, işgal ettiği arsajn kira vermez, pis su- lan denize akıtır, çevreji mahve- öer, kokudan gecilmez; yer göste- rirsin, git orada fabrikanı knr der- sin, gjtmez... Tuzla'da fabrikala- nn altyapı tesislerinin temeli atıl- dı, şimdi bir bahanc bulmuşlar. efendim altyaptmız bitsin ondan sonra esas inşaata başlajalım. Alt- yapı ne zaman biter? 4 yıl sonra. Ben şimdi onlan 4 yıl daha orada bırakacak mıyım? Eylulde dozer- ler kapdanna dayanınca gorurler. Geriye doğnı beş yıl giderim, 30 milyar tahakkuk ettiririm gorur- ler gunlerini... Geçen gtin onlara, beyler Kazlıçeşme'de Allah konı- sun bir yangın çıksa, burası yanıp kül olsa, kaç ayda yeni fabrikala- nnm kurarsınız? dedim. Hepsi başını önüne egip sustu. Biri da- yanamadı, altı ayda dedi. O hal- de yangın çıkügını kabul edin, ku- nın fabrikalannızı, cekip gidin-." Aradan tam 5 yıl geçti. Kunı gı- dacılar olaylı bir şekilde Rami'ye taşındı, hal binası tarihe karıştı, Zeytinburnu'ndaki çimento fabri- kasının yerine iş merkezı yapüıyor. Ama ne Dalan'ın buldozeri, ne gecmişe dönük 30 milyar para ta- hakkuku tehditleri, îstanbul'un havasım, denizini, topragını kirle- ten kent merkezindeki bu "kokn merkezi"ni etkileyebildi. Tarih 7 Şubat 1990. Anakent Belediye Başkanı Nurettin Sözen, "Boyle gelmiş boyle gitmez" diye- rek, ruhsatsız çaüşan 190 deri ima- lathanesıni bu kez Gayri sıhhi Müesseseler Yönetmeliği'ne uya- rak mühttrleyince, Istanbullulann gözü yine Kazhçeşme'ye çevrildi. lstanbullular, mühürlenen fabri- kaların çevresındeki kahvelerde bekleşen 8 bin deri işcisinin akı- betini, fabrikalar yıkıldığında or- taya çıkacak binlerce kedi büyük- KOKl MERKEZİ — Eski Belediye Başkanı Dalan dericilere 1985 yılında bir yıl süre vermişti. Aradan tam 5 >ı! gectı. Kunı gıdacılar olaylı bir şekilde RamiŞe laşındı. Hal binası tarihe kanştı. Zeytinburnu'ndaki çimento fabrikası yerine iş merkezi yapılıyor. Ama ne Da- lan'ın buldozeri ne gecmişe donuk 30 milyar para tahakkuku tehditleri tstanbul'un havasım, denizini, topragını kirleten kent merkezindeki bu "koku merkezini" etkileyebildi. (Foloğraf: Cumhuriyet) lüğündeki fareyi, "fabrikalann ye- rine yeşil saha mı yoksa moda merkezi mi yapılsın?" tartışmala- nnı okurken, anakent belediyesi ile dericiler arasında uzun suren bir yasal mücadele ilginç bir aşa- mada bulunuyor. İstanbul Anakent Belediyesi, belediye arsalarını işgal ederek çevreyi kirleten fabrikalar için 1984 yılında mahkemece alınan yıkım karannı, yasal hakkı olma- sına karşın uygulayamıyor. Uygu- layamamasının nedenı de o tarihte yıkım kararını veren Asliye Hu- kuk Mahkemesi hâkiminin, ken- di verdiği kesinleşmiş yıkım kara- nnı bugün Zeytinburnu lcra Tet- kik Hâkimi olarak uygulatmak is- tememesi. Eski Asliye Hukuk Hâ- kimi, yeni lcra Tetkik Mercii Hâ- kimi olan Hasan Baydnr Cimiili- li, kesinleşmiş kararları, "Derici- lerin kendisine yapuklan gecikmiş itirazı" haklı görerek 1984'te kendi Sulh Hukuk Hâkimi olarak ver- diği yıkım karannı uygulatmıyor. Anakent Belediye Başkanı Nuret- tin Sözen de aynı gerekçeyi gös- teren Hâkim Cimillili hakkında Hâkimler ve Savcılar Yüksek Ku- rulu'na suç duyurusunda bulun- du. İstanbul Anakent Belediye Baş- kam Nurettin Sözen tarafından Hâkim ve Savcılar Yüksek Kuru- lu'na şikâyet edilen Zeytinburnu lcra Tetkik Mercii Hâkimi Hasan Baydur Cimillili, "Ben 17 sene Zeytinburnu'nda hizmet verdim ve gecenlerde emekli oldum. 17 sene aynı yerde kalmak buyuk bir maz- hariyet. Elhamdulillah kursagım boş. Şikâyet beni «nterese etmez. Bakırköy Ağır Ceza Hâkimligi- ne gidip ifade de verdim. Mezara kadar da sonıştursunlar. Geçmi- şim beili" diye konuştu. Cimilli- li, 1984'te verdiği yıkım kararının infan sırasında lcra Tetkik Hâki- mi olarak kendi karannı neden uygulatmayıp yeni bir bilirkişi ra- poru düzenlenmesini istediği ko- nusunda şunlan so>ledi: 'Kazlı- çeşme'deki fabrikalann hepsi nıh- satsızdır. 5 dosyanın birini sonuç- landırdım. Orada geniş bir arazi- nin ortasında belediyenin möl- künde bir fabrikamn kalbi var. Belediye dava açmış, bunu yık di- yor. Ver bana diyor. Bu, yasaya uygun olduğu için sonuçlandınl- mışür. Ama bunun infazı zor. Ni- çin? Hâkim infaz karannı verir. hemen infaz edilemez. Kolay iş degil bunlar. Burası 2 gunde mi boyle olmus? 500 yıllık yer. Fab- rika sanipieri şikâyet ettigi için in- faz dordunıldu. Birini karara bağ- ladım, belediye reddi hâkim iste- minde bnlundu. Bu talepleri red- dedildi. Öyle kaldı, sonra ben emekli oldum. Otogar için de Top- kapı'da \ıkım karan var. Neden belediye onu infaz edemiyor? Üs- tune gidemiyor da buranın üzeri- ne gidiyor. Orayı yıksın bakalım." Dericilerle belediyenin yıkım mucadelesinın öykusu şöyle: Belediye, belediye arsalarını iş- gal ederek çevreyi kirleten büyük fabrikalann yıkımı için Zeytinbur- nu 1. Asliye Hukuk Mahkemesı- ne başvurdu. Asliye Hukuk Mahkemesi, 12.6.1984 tarihli karanyla bu fab- rikalann yıkımına karar verdi. Kesinleşmiş olan mahkeme ila- mıyla 4.4.1986 tarihinde Zeytin- burnu 1. lcra Müdurlüğü aracılı- ğı ile icra takibi yapıldı. tşgalci fabrikalann avukatlan bundan sonra ilarmn infazma kar- şı Zeytinburnu lcra Tetkik Mercii HâkimliğTne gecikmiş şikâyet yo- luyla başvurdu. Yıkun karanm veren Zeytinbur- nu Sulh Hukuk Hâkimi Hasan Baydur Cimillilı, bu kez Zeytin- burnu tcra Tetkik Mercii Hâkimi olarak dosyalara yeniden el koy- du. Ve 1984'te yıkım karannı ve- ren Hâkim Cimillili, icra takıbine başlanmış olan fabrikalann ıtira- zını bu kez, "Şikâyet hakhdır. Her ne kadar kesinleşen ilam. mahke- menizden sadır olmuşsa da ilam borçlusu deri fabrikasının sunul- dugu infazın katılıkla yapılması halinde zarstr meydana gelecegi bi- lirkişi raporuyla tespit edildi" dı- >erek, bınaların yıkımını şu ana kadar durdurdu. Karann dayanağı olan bilirkişi raporunda da "Kar- tal'daki deri sanayünin suratle ya- pıldıgının betediyeye bUdirilmiş ol- ması ve işgalci fabrikalardan be- lediyenin ecrimisil aldığı" öne su- ruluyor ve yıkım durumunda sos- yal sorunlar ortaya çıkacağı belir- tiliyor. Anakent Belediye Başkanı Sö- zen, geçen gunlerde Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'na Cimil- liti hakkında verdiği şikâyet dilek- çesinde, Cımillili"nin yasa hu- kümlerini ihlal ettigi, söz konusu ara kararı vererek, icrayı gereksiz yere durdurduğunu beiirtti. Sözen bu konuda, "Belediyemizin Kar- tal'da deri sanayii inşa etme gibi bir görevi olraadığı gibi özel sek- töre bedava tesis kurma gibi bir şey de mevzuat yonunden müm- kün değildir. Mahkemenin dayan- dığı gerekçe fabrika sabiplerinin beyanının aksine gerçek dışıdır. Hiçbir delile dayanmamaktadır. Fabrika sahiplerinin >-apmak!a yü- kümlii olduğu tuzla Organize Deri Merkezi, Kazlıçeşme'den aynlmak istemedikleri için duıma noktasın- da yavaşlamıştır. Hâkim Cimilli- li'nin bu karanndan sonra da in- şaata devamlannı zorlayacak bir durum kalmadı" diye konuştu. Sözen, Cımilhli'nin mahkemece bütün aşamalardan gecerek kesin- leşmiş karann infazından doğa- cak, sosyo-ekonomik sorunların neler olacağı yolunda bir bilirkişi incelemesi yaptırma görevi de ol- madığını belirtiyor. Şu anda Sovyetler Bırliği'nde bulunan Deri Sanayicileri Derne- ği Başkanı Turgut Koşar ise bu ko- nudaki sorularımızı henüz yanıt- layamadı. Tuzla deri sanayünin arıtraa tesıslerinin ancak zemin tesviye kazısı işlerinin yapıldığını, ellerinden gelen gayretı gosterip 1992'ye kadar tesisleri tamamlaya- rak taşınmak istediklerinı beiirt- ti. Koşar, "Ba tarihe kadar bize belediye zaman tanımalı" dedi. DOĞAN CANKU Pazar-Pazartesı-Salı EMİNİGÜS-TANJUDURU SERDAR GÖNENÇ Çarş -Perş.-Cuma-C.tesı f GALERİ • MÖLYE PERA 146 97 38 -132 64 26 Tel 157 74 38 ARNAVUTKÖY FAŞİZM M.AKSOY'u KATLEDEREK DEVRİMCİ GELİŞİMİN ÛNUNE SET ÇEKMEK İSTİYOR. • Olıgarşi Devrimci Eylemleri Puslandırmak İçin Provokasyonlar Düzenliyor » Devrimci Sol Güçlerin Gelişimı Oligarşiyi Saldırganlaştınyor. • Demokratik Mücadelenin önemi ve Devrimci Anlamı • lcazet için Oligarşınin Ayağına Kapananlar Komünist isminı Kirletmekten Vazgeçmelidirler URARTSANAT GALERİSİ KEZBAN ARCA BATIBEKİ 8 Şubat - 28 Şubat Abdı Ipekcı Cad 18 2 Nısantası 141 21 83 Ahmet Özel Resim Sergisi * Yonca Modem Sanat Galerisi - ^ -5 0\RA\TI B\VK.\S1 Seantası Sııbes *s\Tkı>e Caddesi 141 TH U3J120 LAMI;j s a n a t I 0 a I e r i sı Karma Sergi 10 Şubat-5 Mart GuKm Akvo\ Serd.Jr Gunbılcn AMII Oztop^u Kadır ReıMı Valikona^ Csd Nısanla» P«f 73 145 41 54 lanakI UU1 tUİDİSI » UÜURAL GAFUROĞLU Resim Sergisi 14 Subal-3 Mart NispetıyeAytarCad 44/2 Etılet 165^9 35 32. SAYI CIKTI MSU Bu yılda başanlı KAMUOYUNA Dün Kumkapı'da, Bugün Yeniçeltek'te, Yarın Nerede? Sömürü düzeninin aldığı canlar yetmedi mi Sömürü çıkarları uğruna 67 işçiyi diri diri toprağa gömenleri, işçilerin cenazesine bile saygı göstermeyenleri protesto etmek için tüm ilericileri, demokratlan, emekçileri ve insanım diyen herkesi 13 Şubat 1990 salı günü siyah elbiseler giyerek bu olayı lanetlemeye çağırıyoruz. Yeni Çözüm ve Devrimci Gençlik Okurları Adına Turan Dolu sanatlara giriş kurslanna başhyor. Kayıt İçin: 152 35 98 G A L E R İ BEYTEM İLANIMIZ DAVETTİR NAIF RESİM ÜZERINE BİR SÖYLEŞI FAHİR AKSOY BEYTEM KOLEKSIYONUNDAN NAİF RESİM MEHMET ARPACIK Aolı-. Koklo%l \. •>(,>!,s, Ifi <uh.ıl < um<< S,ı- 17 IKI BuyüKdete Cod Bgytefn Hon Şışlı 131 21 00 R A M K O SANAT MERKEZİ NIHAT KAHRAMAN Resim Sergisi 16 Şubat-15 Mart Atiye Sok. Yuva Apt 8/2 Nişantaşı 136 15 38 AEDPA AinTekstilbank SanatGalerisi N A S I r 14 Şubat İYEM "Husrm Gerede Cad 126 Tesvıkıye Meydan. 136 12 79 "Sl y ATİLLA EKŞİNOZLUGİL Ş Antıttccı'a' Corjtsı HOfhOf K"fıx TutumbO SOK HO " J 19 50-51 52 Fotıh 14260 Ist 524 35 "i fij Bingül Başarır seramik sergisi Serpil Akyıl o resim sergisi oö ~ 23 ocak - 8 26 şubat ~- >3EŞTEK M REASÜRANS 3 Sanat Galerisi Jî Tel: 131 28 32 KARMA RESİM /SERAMİK 0K&N.GM « « A * «fniKÇElfN toOrım I H »O T IHırtOT --• Stj »8 T; Sergj Duyurularmız İçin 146 97 38 132 64 26 GALERİHERABONEVEBRGRAVÛR ReftDer ıjALERI >enı ,av>r oonemınoe i e f atotıe ,e 19 njzyıioaA.rjpa nıti îanniııs ressamiar <-car llalyan asfc Frans z E.jgene Napolean - U N 0 N r ıstanbui ca ha2«iadıâ' 13.SAYIÇIKTI Antalya Lara'da inşaatı süren Gaye Yapı Kooperatifi hissesı devredilecektir. Tel: (9-31) 119225 LISKUR SÜRÜCÜ KURSU Şürücü belgesı bizden alınır. Kadıköy: 336 02 79 Erenköy:359 30 68 Maltepe: 352 24 21 SATILIK VİLLA BODRUM SPORKENT'te Mür. Saat: 10.00-16.00 512 05 05/520 19.00-22.00 339 95 47 Ziraat Bankası'ndan 2311672790 No'lu nisan ayına ait maaş çekimi kaybettim. Geçersizdir. NtHA T AKAR VARDAR ANMA AYŞE HEZARFEN Aynlıgırun birinci yılında anıların sevgin gibi taptaze. EŞİ ve ÇOCUKLARI ACI KAYBIMIZ Samiye ve Ferıdun Gürbüz'ün sevgili kızları, Sema, Selma ve Güzide Gurbüz'un sevgili ablalan EMEL GÜRBÜZ 12 Şubat 1990 günu zamansız kaşbetmenin derin acısı içindeyiz. Merhumenin cenazesi 13.2.1990 (bugün) Fatih Camii'nde kıhnacak öğle namazını müteakip Sakızağacı Şehiüiği'nde aile kabristanına defnedilecektir. AİLESİ NOT: Çelenk gönderilmemesi, arzu edenlerin TEVe bağışta bulunması rica olunur. TEŞEKKÜR 20 yıldır çektiğim rahatsızlığımı zamarunda tejhis eden ve tedavi süresince ilgilerini esirgemeyen Dr. EMİN ORPEN Doç. Fzt. CENAN ÇAĞLAR Fzt. MUSTAFA SEÇME Fzt. AVNİ CÖMERT Fzt. YILDIZ KILIÇ'a ve tüm FİZYOMED çalışanlarına teşekkür ediyorum. ÖNER CİRAVOĞLU S.S. DENİZ YAKASI YAPI KOOPERATİFİ BAŞKANLIĞI'NDAN Aydın 1. Noterlıği'nden tasdikii 01.05.1989 tarih ve 17261 yevmıye numaralı, 30 gunluk ödeme davetine ıcabet etmeyen 51 No'lu ortak Sevil Vural, kooperatıf yönetım kurulunun 14 6.1989 tarih ve 60/4 sayılı kararı ile ortaklıktan ıhraç edilmiş olup, gerekçeli karar Aydın 1. Noterliği'nin 14.06.1989 tarih ve 24982 yevmiye numaralı ihbarnamesı ile gönderilmiştir. ihbarname kendisıne teblığ edilemediğinden keyfiyet ilanan tebliğ olunur. YÖNETİM KURULU
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear