Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CUMHURİYET/6 DİZİ-RÖPORTAJ 13 ŞUBAT1990
4 0 ' L A R I N CADI KAZANI U G U R M U M C i
Hitler'inkarargâhındaikiTürk
T..ürk hükümeti, Reich GenelkurmayVndan iki askeri yazarın doğu
cephesine gezi yapmalarını ister. 30 Eylül 1941 tarihli Alman gizli raporuna
göre 'halen köşe yazan olan ve Alman taraftan haber ve yazılarıyla tanınan
iki Türk generali, Hüsnü Erkilet ve Ali Ihsan Sabiş
f
doğu cephesinde
incelemeler yapmak üzere Almanya'ya davet edilir.
aGenelkurmay Başkanı Fevzi Çakmak, Ali thsan Sabiş'in yerine Ali Fuat
Erden'in Almanya gezisine katılmasını uygun görür. Erkilet ve Erden, Alman
cephelerini gezerler ve Hitler tarafından kabul edilirler. Tümgenerallikten
emekli olan Ali thsan Sabiş ve Hüseyin Hüsnü Erkilet, 1944yılında açılan
Irkçılık-Turancılık davası nedeniyle tutuklanacaklardır.
VOYl 1 uyCYl Görevim sırasında Nazi Partisi hep
işime karıştı. Partinin Türkiye'dekiAlman
Büyükelçisi
ilişkilerinin kesilmesini istedim.
— 3 —
der'in Rusya seferi 22 Haziran
1941tarihindebaşladı.Harekât
planına''Barborassa Planı" adı
verilmişti.
12 Temmuz 1941'de îngiltere-SovyetleT
Birliği ortak hareket anlaşması imzaladı.
Aynı günlerde Birleşik Amerika da savaşa
giriyordu. ABD, lngıltere veSovyetler, Hit-
ler ordulanna karşı işbirliği yapacaklardı.
Kapitalızm vesosyalizm el ele vermişler, fa-
zişme karşı savaşıyorlardı.
Nazi imparatorluğu en saldırgan dönemi-
niyaşamaktaydı.
Kısa bir süreönce Stalin ile anlaşıp Polon-
ya'yı paylaşan Hitler, bu kezde Bolşevikliği
yer yüzünden silmeyı veKafkas petroUerini ele
geçirmeyi kafasına koymuştu.
Alman ordulan üç koldan Sovyet toprak-
lannagirmişlerdi. 1941eylUlündeKiev,ekim
ortalanndaOdesave21 kasımdadaRostovve
Kırım, Almanların eiine geçmişti.
Türkiye, Doğu seferi için stratejik öneme
sahipbir ülkeydi.
Hitler, Türkiye'ye bir eski başbakanı, Von
Papen'ibüyükelçi olarak göndermişti. Alman
Gizli tstihbaratı da Ankara ve tstanbul'da ka-
rargâh kurmuştu.
Hitler'in Ankara Büyükelçisi Von Papen,
eski bir askerdi.
Papen, Birinci Dünya Savaşı'ndaTürklerle
birlikte savaşmış; Türk paşalannı yakından
tanımıştı.
Ankara'daki Alman Büyükelçisi Von Pa-
pen veyakın çalışmaarkadaşlan, Türkiye'yi
Almanya'ya bir saldırmazlık anlaşması imza-
latmaya çahşıyorlardı.
18 Haziran 1941 tarihindebu anlaşma im-
zalandı. Anlaşma 20 Haziran 1941 günu,
TBMM'deonaylandı.
Türk-Alman dostluğu yeniden başlıyordu.
Papen'in bir başkagörevi deTürkiye'yi tn-
gilizlerden uzak tutmaktı. Papen'in Ankara'-
daki bfltün çabası buydu.
Büyükelçiye verilen bir başka görev de
1920'li yıllardan sonra küllenen ırkçılık-
Turancılık akımlarını alevlendirmekti.
Bu işte Alman Gizli tstihbaratı kendisine
yardımcıolacaktı.
Alman Istihbaratı Papen'in işlerineo kadar
kanstı ki, büyükelçi, Alman hükümetinden
Nazilerin Turkiye 'deki çalışmalannı kesme-
lerini istedi.
Almanya, gerektiğinde Türkiye'yi Sovyet-
ler'e karşı bir savaşa su-
rüklemek karanndaydı.
Sovyetler Birliği'nde
yaşayan Müslüman
halklar, Türkiye'nin sa-
vaşa katılması için koz
olarak kullanılabilirdi.
Bunun için de "Pan-
Turancı" akımlar des-
teklenmdi, Alman aske-
ri zaferleri Türklere gös-
terilmeliydi.
30Ey1ül 1941 gün Von
Grote imzalı "gizli
rapor" iki Türk genera-
linin Almanya'ya gelece-
ğinibildiriyordu.
Raporşöyleydi:
"Ref:Lr Von Grote
Gönderildiği yer:
Pol.I.M(ATT)9253G
Gizli
Konu: Türk generalle-
rinin gezisi
TUrkJer nznn süre ön-
ce askeri ataşeligimiz
aracüığı ile Reich Genel-
kurmayı' ndan iki askeri
yazann dogu cephesine
gezi yapmalarını istemiş-
lerdir... Genelkurmay
başkanının onayı Ue ha-
len köşe yazan olan ve
Alman taraftan haber ve
yazılanyla tanınan iki
Türk generali Hüsnü Er-
kilet ve Ali thsan Sabiş-1
elrîm tarihinden basla-
mak üzere doğu cephesi-
ne davetedilmiş bolnnu-
yoriar. Bn gezi şu ana ka-
dar Gendkunnay Pro-
poganda Dairesi ve Dı-
şişleri Bakanhgı Basın
Bürosu işbirliği ile tama-
mrjia bir basın ve propa-
ganda konusu olarak ele
alınmıştır.
FakatTiirk hükümeti son andaGeneral Ali
Ihsaa Sabış'in yerine şu andaki Askeri Aka-
denıi Komutanı General Ali Fuat (Erden)in
amnı veımiştir. General Fuat, stratejik ve tak-
tfk olarak Türkiye'nin en önenüi generali ola-
rak kabul edilmektedir. Bu defişiklik ile ko-
nm oldnkça buyük ve herşeydenöncede poli-
tik bir anlam kazanmıştır.
Bn konnya 253 ve 29 eylül tarihli telgrafın-
da sayın bujükelçimiz Von Papen de değin-
mistir. Bu nedenle Genelkurmay Başkanı ve
Ordu Başkomutanlıgı kanalı ile Führer'e bir
brifing verilmiş ve kendisi Fnat'ın gezisi hak-
kında olnmlo göruşunü bildirmiştir.
Gezi tarihi, askeri nedenlerden dolayı bir
bafta ileriye ahnmıştır. Büyükelçi Papen'ia
sahk verdigi genel karargâhta kabulveFran-
sız savaş alanlannın gezflmesi söz konusu de-
gildir.
Sayın elçi RJtter'in bilgilerine arz olunur.
Von Grote"
Bu Alman gizli belgesinde adı geçen üç ge-
neral de Birinci Dünya Savaşı'ndaçeşitli cep-
helerde Almanlarla beraber savaşmıştı.
Bu nedenle bu uç general deAlmaniarca ya-
kından tanınmaktaydı.
Bu generalleri kısaca da olsa tanıyalım:
Ali Ihsan Sabiş, 1882yılında doğdu.
1901 yıhndaKara Harp Okulu'nu, 1904'te
de Harp Akademisi'ni birincilikle bitirdikten
sonra Jön-Türlerle ilişkisi nedeniyle Mustafa
Kemal ile birlikte Şam'a gönderildı.
Sabiş, daha sonra Edirne'ye atandı.
19O9'da Hareket Ordusu'nda 31 Mart gerici
hareketini basüran genç subaylar arasında yer
aldı. DahasonraAlmanya'da askeri eğitimine
devam etti. Balkan Savaşı'na katıldı. Enver
Paşa'mnyanındaçalıstı. IrakCephesi'ndesa-
vaştı. Birinci Dünya Savaşı'nda Altıncı Or-
du'da bulundu, Kurtuluş Savaşı'nda Birinci
Ordu Komutanı'yken, Atatürk ile uyuşmaz-
hğa düştü. Bu nedenle görevinden alındı.
Askeri konularda yazılar yazan ve savaş
anılannıyayınlayan Sabiş, 1944yümdatutuk-,
lanan ırkçılık-Turancılık davası sanıklan ara-
sındaydı.
Emekli Tümgeneral Sabiş, 1950-54 arası
Demokrat Parti'den Afyon Milletvekili ola-
rak parlamentoyagirdi. Sabiş, 1957 yüındada
öldü.
Hüseyin Hüsnu Erkilet, 1883 yılında doğ-
du. 1904 yılında Harp Okulu'nu, 1907 yılın-
da da Harp Akademisi'ni bitirdi. Balkan, Bi-
rinci Dünya ve Kurtuluş Savaşlarına katıldı.
Birinci Dünya Savaşı'nda Irak Cephesi'nde
Alman generalleri ile çalıştı. Yıldırım Ordu-
ları'ndakomutanyardımcılığı, Kurtuluş Sa-
vaşı'nda da tkinci Ordu Kurmay Başkanlığı
ve tümen komuıanlığı yaptı.
1930 yılında tümgenerallikten emekli oldu.
1944 yılında da ırkçılık-Turancüık davası ne-
deniyle tutuklandı.
"Emir Paşa" olarak da tanınan Erkilet,
1958 yılında öldü.
Ali Fuat Erden, 1883 yılında doğdu. 1900
yılında Kara Mühendishanesi'ni,19O3'te de
Harp Akademisi'ni bitirdi. Yemen'de Balkan
Savaşı'nda, Suriye'deçeşitli cephelerdegörev
aldı. Birinci Dünya Savaşı'nda Suriye'de 8.
Ordu Kurmay Başkanlığı yaptı. 1926'da tuğ-
general, 1947 yılında da orgeneralliğe yüksel-
tildi. Harp Akademileri komutanlığı ve Aske-
ri Yargıtay başkanlığı yaptı., Erden, 1957
yılında öldü.
Genelkurmay Başkanı FevziÇakmak, Ali
thsan SabişyerineAli Fuat Erden'in Alman-
ya gezisine katılmasını uygun görmüştü.
Erden ve Erkilet, Almanya'ya gittiler.
CUMHURIYET
Askeri muharriri Emekii General:
H. Emir Erkilet
Şark cephesinde
Dün tayyare ile hareket cden GeneraJ
Erkilet makaîelerîni cepheden
göndermege devam
Sovyet harb
tebligi
wCaltrtın tAn
CEPHEYE GİDtŞ — 16 Eylül 1941 tarihli Cumhuriyet
Gezi gerçekten göz kamaştıncıydı.
General Erden ve Erkilet'in gezileri 15
ekimde başlamış, 5 kasımdabitmişti.
iki Türk generalinin cephe gezilerine elçi
Hentig de katılnuşü. Erden dönüşünde Büyü-
kelçi Papen ile görüştü.Tarih 9 Kasım 1941.
Papen, Dışısleri Bakanlığı'nagönderdiği 10
Kasım 1941 gün ve 645/41 sayılı raporunda
hükümete Erden ve Erkilet'ingezileri ile ilgi-
li olarak şu gözlemi aktanyordu:
"tki Törk generali, Dogu Cepnesi'ne yap-
bklan geziden ve Fuhrer'in karargâhını ziya-
retten çok hoşnut kaldıiar.
General Ali Foat, dün iztenimlerinin ay nn-
blı bir döküminii yapmak tizerc bana geldi.
Askeri yetkilflerden gönrigü nazik konuk-
severiigin, övgünün de ötesiade oMugunu ve
gezdigi yerlerde I. Dunya Savası'ndaki arka-
daşlığını anımsadıgını belirtti. Bu duşünce
Ali Fuat'ın onuruna verilen yemekte Orge-
neral Fromm tarafından büyuk bir nezaketle
dile getirilmiştir.
Olanak varsa, bn örnek tariksd narekeün
Emekli Geoeral Hiıseyin Hüsnü Erkilet (solda) ve General Ali Fuat Lrden Alman Genel Karargâhı'nda Hitier'le birlikte.
egitim amacıyla Türk Harp Akademisi'nde
kullanılmak üzere. Ruslann me\ zilenmesini
gösteren (doğai olarak aynntılı bilgiler Alman
kuvvetlerinde kalmak koşulu ik) birer harita-
sının kendisine verilmesi istegüıi de belirtti.''
Erden, Alman ordularının Hazar ve Kaf-
kasya'ya ulaşmak kararında olduğu kanı-
smdaydı.
Erden'e göre Almanlann zaferi kesindi!
Cumhurbaşkanı Inöaü ve Genelkurmay
Başkanı Çakmak, Erden ile altı saat suren bir
toplantıyaptılar.
Cumhurbaşkanı Inönü, Dışişleri Bakanı
Saraçoglu ve Genelkurmay Başkanı Çakmak,
General Ali Fuat Erden'i uzun süren bir top-
lantıda dinlediler; generalden bilgi aldılar.
lnönüve Çakmak, Erden'ingörüşlerineka-
tümıyorlardı. Çakmak, temmuz ayında doğu-
daki Alman birliklerinin başanlı olamayaca-
ğını görmüştu.
Gelişmeler, Çakmak ve tnönü'yü doğrula-
yacaktı.
Alman ordulan Kafkasya'ya ulaşırsa ne
olurdu? O günlerde Türk Genelkurmay'ını
duşündüren konu buydu.
Alman ordulan dahada ilerleyip, Kafkas-
ya'ya ulaşabilirler miydi? Bu durumda ne
olurdu?
Aynı günlerde Türkiye'nin Londra Büyü-
kelçisi Dr. Tevfik Ruşrü Aras, sık sık tngiliz
Başbakaru Eden ile görüşüyorve Eden ile yap-
tığıgoruşmeleri Dışişleri Bakanlıgı Müsteşan
Numan Menemencioğlu'na Uetiyordu.
Eden şu uyanda bulunuyordu:
"Kafkasy a">i işgal ederseniz bütıin dünya-
dan soyutlanırsınız."
Ataturk'un Dışişleri Bakanı deneyimli dip-
lomat Tevfik Rüştü Aras da bu görüşe katı-
lıyordu.
Ocak 1942'de Hitler ordulan Moskovaya-
kınlanndayenilgiyeuğratıldı.KızılOrdudi-
reniyordu. .
Çark yavaş yavaş geri dönmeye başlamıştı.
Moskova'da yenilgiye uğrayan Hitler, gö-
zünü Kafkasya'ya dikmişti. Kafkas petrolleri
ele geçirilmeliydi.
General Rommel de Mısır'adoğnı ilerliyor-
du. Rommel'in''Aidor Harekâo'' adı verilen
Mısır'daki Nil saldınsı da aynı günlerde plan-
lamyordu.
Hem Kafkasya hem de Leningrad seferle-
ri zaferle sonuçlamrsa, Afrika ve Asyaelege-
çecekti.
Coğrafı ve siyasal engel Türkiye'ydi.
Dışişleri Bakanı Ribbentrop "Rusya'nın
ancak petrol kaynakları elinden alınırsa
yenileceğini" söylüyordu.
Kafkasya seferi için de Türklerin yardımı
gerekiyordu.
Alman Dışişleri Bakanlıgı'mn Türkiye ile
ilişkilerden sorumlu Musteşar Yardımcısı
Woerman, Alman birliklerinin Türkiye'den
geçmesini öneriyordu.
Hitler ve Ribbentrop, Alman askerlerinin
Kafkasya'ya Türkiye üzerinden daha çabuk
ulaşacağını düşünüyorlardı.
Türk Genelkurmayı'nda ogünlerde toplan-
tı üzerine toplantı yapılmaktaydı.
Amaç, savaşın dışında kalmaktı. Ama
nasıl?
Papen, sık sıkTürk yetkilileri ilegörüşüyor-
du. Butün isteği, Trakya sırunna yığılan askeri
birliklerin Kafkasya sırunna kaydınlmasıydı.
Koşullar Türkiye'yi savaşa süruklüyordu.
Askeri birlikler, Kafkasya sınınna yollan-
dı. Başbakan Saracoğlu ve General Orbay,
doğu cephesinde denetlemeler yaptılar.
Turkiye, Almanya ile tngiltere, Fransa ve
Sovyetler arasında diplomatik bir savaş ve-
riyordu.
Von Papen, yetenekli bir diplomat ve hü-
nerli bir siyasetçiydi.
Alman Büyükelçisi, Türk sivil veaskeri yö-
neticileri ile kişisel dostluğunu da pekiş-
'.irmişti.
1941 eylülünde Almanlar Türkiye'den
krom madeni almak için anlaşma yapmayı ba-
şardılar. Bu anlaşmayı Aunanlann Türkiye'-
ye silah yardımı yapmaları izledi.
tnönü, Büyükelçi Papen aracüığı ile Hit-
ler'esözvermişti.
"Silaklan Almanlara karşı kullanmayaca-
ğız."
Almanlara krom satışı tngiltere ve ABD'-
nin Türkiye'yle ilişkilerini gerginleştirmişti.
Türkiye silahgereksinmesini Almanlardan
sağlıyordu.
Krom ve silah.
Alman-Türk işbirüğiningizi bu iki sozcükte
toplanmaktaydı.
Alman işadamlan Ue Türk askerve sivil bu-
rokratlan, bu krom ve sUah satışı için sık sık
bir araya gelmekteydiler.
Büyükelçi Papen, gün geçmiyordu ki, bir
hükümet üyesi ilegöruşmesin.
23 Mayıs 1942 günü, 1956 yılında Genel-
kurmay Başkanlığı'na atanacak olan Albay
İsmail Hakkı Tunaboylu başkanlığındaki bir
askeri kurul, Almanya'ya gidiyor, kurulda
'OKULORAIOIIİ
Hrşmtot 1941
ItUiı
t ) • » f * # *
Cepheden
Korgeneral A. Fuad Erden
ve General H. Emir Erkilet
dün Almanyadan geldiler
Türkiy
yük
enin haricde kazandığı
sek savsfi ve itibarsaygı
General Erkiletin
CEPHEDEN DÖNÜŞ — 6 Kasım 1941 tarihli Cumburiyet
Dışişleri Bakanhgı'ndan Faik Hazar da bulu-
nuyordu.
Askeri görüşmeleri ticari göriışmeler, ticari
göruşmeleri de siyasal yakınlaşmalar izle-
mekteydi.
Hitler Almanya'sına egemen olan ırkçıhk,
o günlerdeTürkiye'de de modaoluyor; söz ge-
lişi, Anadolu Ajansı'ndacalışan yabanalann
işlerine son veriüyordu.
Bir tek kişinin dışında!
Siemens Fabrikası'ndan Mühendis Alman
Risch bu uygulamamn dışında tutuluyordu.
1942 yılı Almanlar için bir ölüm kalım sa-
vaşımn başlatıldığı yıl olmuştu; Alman ordu-
lan saldınlannı surdurüyorlardı.
1942 yaz saldınsı başanlı geçmiş, Alman-
lar Kafkas Dağlan'nın en yüksek yeri Elb-
ruz'aulaşmışlardı.
Ulaşmışlardı ama StahngTad Cephesi'nden
gelen haberler içaçıcı değildi. Hitler, unlü 45
sayılı emrini vererek Kafkasya'ya gönderdi-
ği birlikleri Stalingrad Cephesi'ne yolladı.
Bu 45 sayılı emirdeAlman yenilgisinin baş-
langıcı oldu.
Alman Genelkurmay Başkanı General Hal-
der, 45 sayılıemriuyguladı. Ama uygularken
de defterine şunlan yazdı:
"Hitler'in düşleri hareketterine kılavuztuk
ediyor."
Tıpkı Turancı Enver Paşa'nınki gibi...
Stalingrad'da Kıal Ordu, Alman ordulan-
na karşı büyük bir direniş gösteriyordu.
Stalingrad bozgunu Nazi imparatorluğu-
nun çöküşünü haber vermekteydi.
Hitler ordulan geri çekilmeye baş
ladılar. KızılOrdu karşı saldınyageçmişti.
1944 mayıs ayında işgalci Nazi Ordusu,
Sovyet topraklanndan sökülüp atılmıştı.
1943 yılı hazirarunda tstanbul Siyasi Poli-
si "En büyük tehhke"adlı broşürün üniversi-
tede elden ele dolaştığını saptamıştı.
Hemen emirler verUdi ve broşür toplatıldı.
Broşürde Turancıhk
akımları eleştiriliyordu.
Bu broşürü yazan da
bulunmuştu:
tstanbul Belediyesi
memurlarından Faris
Erkmen.
Erkmen, broşuründe
Pan-Türkçülüğün Ke-
malizm ve devlet politi-
kası ile bağdaşmayaca-
ğını Ueri sürüyor ve Tu-
rancılardaki abartmalı
müliyetçilik görüşlerinin
ulkenin varhğını tehdit
eden yabancı propagan-
dayı maskelemek için
kullanıldığıru yazıyordu.
Erkmen'e göre Pan-
Turancı akımın öncüle-
ri, Tatar ve Azerbaycan
kökenli Türklerdi.
Erkmen'in broşürün-
de adları geçenler şun-
lardı:
Zeki Velidi Togan,
Ayaz lshaki, Muherrem
Feyzi Togay, Resuzade
Ahmet Caferoglu.
Bunlar, Kafkasya ve
Kırım'dan gelmişlerdi.
Bir kısmı da uzun yıl-
lar Almanya'da yaşa-
mışlardı.
Erkmen, bu göçmen-
lerin Turkiye'de kendUe-
rine gösterüen konukse-
verliği kötüye kullandık-
lanm Ueri sünıyor, adla-
nnı verdiği bu göçmen
Türklere, Türk yurttaş-
lannın da yardımcı ol-
duklannı vurguluyordu.
Kimlerdi bunlar?
Erkmen şu adları sı-
ralıyordu:
General Hüseyin
Hüsnü Erkilet.
General Ali thsan Sabiş.
PeyamiSaıa, Nihal Atsız, Yusnf Ziya(Or-
taç) ve Orhan Seyfi (Orhon).
'En biiyük tenlike" adlı broşürde Çınaraltı,
Bozkurt, Gökbörü, Tasviri Efkâr veAyü Kıırt
yayınlarına da göndermeler yapılıyordu.
Faris Erkmen'in broşürunde dahasonra şu
sonuçlara vanlıyordu:
Türkçuler davalarında samimi değillerdir.
Pek çoğu bu işe kişisel çıkarlan nedeniyle gir-
miştir. Türkgençliğinebencilçıkarlan nede-
niyle propaganda yapıyorlar, bu çıkışlan Ue
ulusal gelişmelere engel olmaya ve ülkeyi, iş-
gal planları yapanlann ellerineterk etmek is-
tiyorlar. Demokrasiye karşı gırislikleri sistem-
likampanyayla, lngiltereveSovyetler'e kar-
şı ısrarlı politikalan ile hükümetin tarafsızlık
politikasına ters duşüyorlar."
CHP Genel Sekreteri CevdetKerimlnceda-
)i, TBMM'de söz alarak bu broşürde yer alan
düşünceleri sert dille eleştirdi.
tncedayı'dan sonra kursüye Dışişleri Baka-
nı Noman Menemencioglu çıktı. Ve Turkiye'-
inttbaîan
Jmanya,
gerektiğinde
Türkiye'yi
Sovyetler'e karşı
bir savaşa
sürüklemek
kararındaydu
Sovyetler'de
yaşayan
Müslüman
halklar,
Türkiye'nin
savaşa katılması
için koz olarak
kuüamlabilirdl
Bunun için de
Pan-Turancı
akımlar
desteklenmeüydi
de Pan-Türkist bir akım olmadığını söyledi.
Söylerken de şu açıklamayı yaptı:
"Tiirkiiz,Türkçüyuz."
Bu tepkiler sonucunda Faris Erkmen, tu-
tuklandı.
Aradan birkaç yıl geçti. Erkmenyeniden si-
yasi polisin elindeydi.
Faris Erkmen, 1946 yüındaTKP Genel Sek-
reteri Dr. Şefik Hüsnü ile birlikte tutuklandı
ve 3 yıl hapis cezasma çarptınldı.
' 'En büyük tehlike'' olayı Alman Büyükd-
çiliği'nce olduğu kadar Amenkan Büyükelçi-
liği'nce de ilgiyle izleniyordu.
ABD'nin Ankara Büyükelçisi Laurence A.
Steinhardt, Ali Nor Bozcalı'yi bu işle görev-
lendirdi.
Bozcalı, 14Haziran 1943'teşuraporuver-
di: State Depertmant E. O 12065 Sec. 3-402
kayıtlı olan 416 sayılı belgeye gözatarak bu ra-
poru özetleyelım:
"Jön Türk rejimindeki Pan-Turanizme
benzer bir Turkçülügu canladırmaya çafafaa-
bu-olduğu dognıdur. Yine bir gercekki, bu na-
reketi savunan kimi >ayıniarda, yitirilen top-
raklan geri istemeye yönelik ifadeier bulun-
maktadır. Ancak, bn hareket, kanımca,dik-
kati çekecek
boyutlarda de-
gildir, dçiliğin
Birkaç kez hü-
kümetin yukan-
da adı geçen ya-
yınlara yönelik
uygulamaları
üzerine haarla-
dıgı çalışmalar-
da, bu konular-
dan söz edildigi-
ni anımsıyo-
rnm. O notlar-
da da kamuo-
yunda Türklere
yönelik bir sem-
pati olduğu,
ancak bu sem-
patinin Pan-
Türkist orgutle-
rin aktif biçım-
de desteklenme-
si biçiminde ol-
madığını ifade
etmiştim. Yanı-
hyor olabiürim,
ancak Pan-
Türkist bareketi
b e n i m s e y e n
kimseyle
simdiye kadar hiç karşıiaşmadıgım gibi, tüm
Türkleri bir arada toplamaya yönelik bir hü-
kümet politikası da görmedim.
Pan-Türkizm yanlılannın lotaliter sistem-
lere hayranlık duyduklan, daha da ötesi Al-
manya'ya sempati besledikleride bir gercek.
Ashnda broşürde yazann yaptıgı yonunlan
elimizin tersiyle itemeyiz.
Özel olarak bu göruşleri savunaniar, bn tn-
tumlannın, savunduklan davanın doktriner
•e praük bir geregi oldugunu söyluyoriar.
Bo insanlar mihver ülkelerinin propagan-
dasının aracı olsunlar ya da olmasınlar, bn
akımın karsısında son derece guçlü, muttefik
yanlısı günliik gazete ve dergiler var. Pan-
Turkistlerin ortaya attıklan goruşler yalnız-
ca duygusal birçerçeve içinde kahnakta vebe-
nim gönışume göre bunlann önemini abart-
mak ya da Türkiye'nin tarafsızlığı için ciddi
bir tehlike olarak gormek guçtur.
Bu bülten konusunda > aygın inanç, bunu
sok-u bir propaganda oldugudur. Hattabazı-
lan gercek yazann Zekeriya Sertel oldngann
Ueri sürüyorlar. kamuovununtepkisinden ve
basındaki polemiklerden izlediğim kadany-
la Pan-Türkistlere karşı olanlar tarafmdan
benimsenmesi de güç. Bu, genel olarak kamu-
oyunda Pan-Turkistlere duyulan gizli sempati
ileörgütln bir karşı propoganda havasıyara-
tılması ile açıklanabilir."
ABD'nin Ankara Büyükelçisi Laurence A
Steinhardt, ABD Dışişleri BakanlığVna gön-
derdiği 16 Temmuz 1943 günlü yazısında şu
değerlendirmeyi yapıyordu:
"Elçilik, bildirgedeki görüşlere kablmak
egilimindedir. Şöyle ki:
Pan-Türkizm ve Ultra Nasyonalizm hare-
ketinin liderleri, totaliter duşuncenin inançh
takipçileri ve mihver guçlerinin destekçileri-
dir, ancaketkittHklerini fazla abartmamak ge-
rckir. Çünkü, Türk kamuoyunda, diger ülke-
lerde yaşayan Türk ırkından olanlara karşı
dogal bir sempati besienmekle birlikte, gerek
hükümetten gerekse kamuoyundan yayılma-
cılığa yönelik bir destek gozükmuyor.
Dışanda yaşayan Türklerin dilerlerse
Türkiye'ye dönmelerini ve Türk uynıguna
geçmelerini destekliyorlar. Ancak bnnlar sı-
nırlan genişletmek türiinden bir yaklaşımda
bulnnmuyorlar.
Ankara'da hükümet ve basın cevrelerinde
bo denli lepkiye yol açan ve hatta Dışişleri Ba-
kanı'nın Meclis'te konuşmasına neden olan
bn broşürün, solcu çevreler tarafından özel-
fikk finanse edilmesebüe, Sovyet yetkilüerin-
ce yazdınldığı yolunda inançjar yaypndır.
Bu inancın kamü olarak tüm broşürün düz-
gün bir dille Rusçaya çevrilip Pravda'da bas-
ünlması gösteriliyor. Basın bürosundan bir
yetkilinİB görüsone göre, broşürün yazan, de-
ğeriendirmede beUrtildigi gibi Zekeriye Sertel
değil onun yine yetenekli ve beiki desol çevre-
lere daha yakın olan eşi Sabiha Sertel'dir.
Anımsatmak gerekir ki, söz konusu broşü-
rü yaygın biçimdeki kamnoyunun dikkati-
ne sunan Bayan Sertel'ın yayıraladığı Tan
Gazetesi'dir."
Ne ilginçtir; aradan yıllar geçecek, Sovyet-
ler Birliği'nde yaşayan Müslüman Türklerle
bu kez Amenkan buyükelçıliği yakından il-
gilenecektir.
60'h ve 70'ü yıllarda ABD'ninAnkara Bü-
yükelçiliği'nde CIA kadrosunda çalısan bir
özbek Türk, Türk sağcılan ile çok yakındost-
luklar kuracak; bu dostluklar, bu özbek kö-
kenli Türk'ün Ankara'dan sonra atandığı
Bonn'da da sürecektir.
lkinci Dünya Savaşı'nda Kızıl Ordu'dan
(Arkası V. Sayfada)