25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET/16 29 ARALIK 1990 FLAMtNGOLAR SAYIMDA — Hamburg'daki Habenbeck hayvanat babçesinde yaşayan flamingoiann nüfusu, 135Te sı- nırlı. Bu 135 flamingodan sorumlu bakıcı sabab sayımını ya- parken işin ciddiyetinin bilincinde olan flamingolar, bakıcüa- ruun öniinde uslu uslu geçit yapıyoriar. (Fotoğraf: Reuter) AIDS çocuklara dadandı CENEVRE (UBA) — Dünya Sağlık Örgütü, Kuresel AIDS Programı Müdürü Micbael Merson, dünyada AIDS virilsü almış çocuk sayısının sanılan- dan çok daha fazla olduğunu söyledi. Dürrya Sağlık Örgütü Kuresel AIDS Program Müdürü Micha- el Merson, AIDS hastalığının çocuklardaki dunımu konusun- da yaptığı açıkamada, AIDS'in çocuklar için de büyük bir teh- like oluşturduğunu bildirdi. Merson, "Düşünüldüğünden çok daha fazla çocuğun AIDS virüsü ile enfekte olduğu görül- mektedir. Bu olay bulaşıcı has- talıklar arasında yeni bir trajik aşamayı göstermeketdir" dedi. Duvara Avanos NEVŞEHİR (Cumhuriyet)— Avanos'un ünlü toprağı şimdi- de duvarlann vazgeçilmez tut- kusu haline geliyor. Avanos'ta özel bir konuma sahip çamu- run yoğurulması ile şekillenen ürünler özellikle turistik tesis- lerin duvarlarına misartr olu- yor. Çanakçı ustası Galip Kör- mükçü de yıllaruu bu çalışma- ya adamış bir usta. Üniversite eğitimini bitirdikten sonra baş- ladığı çanakçıhk çalışmaların- dan sonra Avanos toprağını da- ha modern hale getirmek için bu işe başladığını söylüyor. "Asunda çanak yapmaklan zor bir iş. Bir resim sanatçısı gibi toprağa binbir şekil vererek ka- bartmalan ortaya çıkarıyoruz. Kesinlikle baskı çalışması değil. Küçük bir tablo 1 ayhk bir ça- lışma sonrasında gerçekleşiyor". BORSAYA ALKIŞ — Dünyanın en önemli fınans işlemleri merkezlerinden birisi olan Tokyo Borsası dün öğlene kadar çjdıştıktan sonra tatik girdi. Geieneksei kapanış töreninde müş- terilere yardımcı olan satıcılar 199O'ı alkıslarla uğurladılar. (Fotoğraf: AP) HABERLERIN DEVAMI GUNEŞ TANER TARTIŞMASI Kamuoyunun 4 Bay No No'su Körfez'de kararlı gidiş Ekonomi Servisi — 4 ocakta istifa etmesi beklenen Devlet Başkanı Güneş Taner, eğer bu tarihte "terfı ederek" yeni ve da- ha üst düzeyde bir göreve geti- rilmezse, Türk siyasi ve ekono- mik çevreleri, yakın tarihin en "renkli" simalanndan birini yi- tirmiş olacak. Siyasi yasakların kaldınlma- sıyla ilgili referandum sırasında, lideri Turgut özal'a üzerinde "No N o " yazıh tişörtle destek olan, daha sonra ise tarihe mut- lak monarşinin simgesi olarak geçen Fransa Krah 14. Louis'nin lakabını (Güneş Kral) üstlenen Güneş Taner, devlet bakanlığı yaptığı sürece, geleceğe yönelik iddialan ve her kesimden insan ve kuruluşa yaptığı suçlamalar- la ününü pekiştirdi. Taner'in suçlamalanna muha- tap olmayan hemen hemen hiç- bir kişi ve kuruluş yok. "Hıris- tiyancıhk" yaptığı için Avrupa Topluiuğu, kredileri çözmediği için "Dünya Bankası olmaktan çıkan" Dünya Bankası, hal maf- yası, konıma istedikleri için ha- nr giyimciler, zam yaptıklan için makarnacılar, yağcılar, de- terjancılar, margarinciler, tstan- bul dükalığı olarak adlandırdı- ğı büyük sanayiciler, vergi ver- medikleri gerekçesiyle doktor- lar, muhasebeciler ve diğer es- naf, çorap üreticileri, başta Ek- rem Pakdemirli ve Işın Çelebi obnak üzere hükümetteki bakan "arkadaşlan" Güneş Taner'den çeşHli zatnaalacda ."azar işitti- tef. J? Kendisine takılan "Güneş Kral" lakabı konusunda derhal görüşlerini açıklayan Güneş Ta- ner, büyük sanayieileri suçladı. Taner, 1989'un eylülünde Cum- huriyet'e yaptığı açıklamada şöyle diyordu: "İstanbul'da raeşhur bir laf vardır. tstanbul dükalığı, lstan- bul dükalığı diye diye lslanbul dokahgına döşenler, beni de kral gibi düşünmöşler. Ya ne diye- yim? Bir knlun kendisini Allah gibi görmesi raümkün mii?" Sanayicilerle kavgasını sürdu- renjaner, Odalar Birliği zirve- sinde işadamîannı uyardı: "Tüm bakanların kapısı size açık. Ne- den basın yoluyla kirli çamaşır- lan yıkıyoruz? Ben daha elif be diyemeden giydirdiniz, deşarj oMunuz." 1989 sonunda yetkilerini de- ğerlendiren Taner şöyle diyordu: "Her şeyden önce Hazine ba- na baglı. Hazine her şeydir. Ma- liye bütçeye de vize verir, vergi topiar. Hazine, Merkez Banka- sı'mn da sahibidir." Daha sonra ekonomi yöneti- minin çok başlılığından yakı- nan, "Hükümetin uyguladığı ekonomi programından bir şey anlamıyoruz" diyen TÜSİAD Başkanı Cem Boyner de Taner'- den "eevabını" aldı. "Dışanda- ki insanlar Türkiye'nin progra- mını biliyor da bir tek elbiseyi 2 milyon liraya satan bu arkada- şımız bunu anlamıyor mı?" Sebze-meyve fiyatlannın yük- sekliğinden sık sık yakınan Gü- neş Taner, bir ara da "hal maf- yasTnı gündeme getirdi. 1989 kasımında, "Sebze-meyve itha- latını tümüyle serbest bırakıyo- nız. Hal mafyasının, sebze- meyve mafyasının belini kıracağız" diyen bakan, bir sü- re de sebze ve rneyve komisyon- culanyla mafya konusunda tar- tışarak gazete sayfalarından in- medi. Ancak hiç kuşkusuz Güneş Taner'in en büyük "düşmanı" enflasyondu. 1989'da enflasyo- nu "şahsi meselesi" olarak ele alacağını belirten Taner, bu yı- hn başında "1990 senesinde Al- lah'ın izniyle bir kere bu enflas- yonnn belini kıracağım" diyerek yıl sonuna kadar fiyat artışı dü- zeyini yüzde 30'a çekeceğini be- lirtti. Bunun üzerine önce eski Ma- liye Bakanı Ekrem Pakdemirli'yle, daha sonra ise Devlet Bakanı Işın Çelebi ile ağız dalaşına giren Taner, 23 martta yaptığı bir açıklamada "kendini" ortaya koydu: "Bu yüzde 30 bir hedeftir. Oraya ulaşmak için elimden ge- leni yapacagım. Biz Atatürk ço- cuklanyu. Enflasyonda da zor olanı seceriz. Zor şartlar altın- da çahşacaksınız. Bu benim kol- tuktan gitmetn demekse veririm. Bütün bunlan yerine getirmek için bu boynu veririm." ı. Bundan sonra enflasyonla Ta- ner"arasında kıyasıya bir savaş başladı. 1990'ın ilk üç aymda tü- ketici fiyatları artış hızının yüz- de 13.4 olması gerektiğini iddia eden Taner, aynı rakamı yüzde 14.1 olarak açıklayan DIE'yle çelişti. Daha sonra Taner, hemen o sıradaki Maliye Bakanı Ekrem Pakdemirli'yi suçladı. "Mart ayında Tekel zammı yapıldı. Oysa bu zammın geçen yılın kasım ya da aralık ayında yapılması gerekiyordu. Suçlu Pakdemirli. Bunu da Ekrem Bey'e sorun. Neden Tekel zam- mını marta bırakn?" Daha sonra Taner, yüzde 30'u tutturabümek için zamlan önle- mek amacıyla çeşitli girişimlere başvurdu. Sık sık, özel sektöre ve kamu sektörüne "zam yapmayın" diye emir veren Ta- ner, bazen de bu sektörleri zam yaptıklan için azarlıyordu. Orneğin, eylül ayı enflasyonu- nun acıklandığı tarihte ABD'de- ki 15 günlük gezisini tamamla- yarak Türkiye'ye dönen Taner, havaalanında yüksek fiyat artı- şmı şöyle değerlendiriyordu: "15 gün uzak kaldık. Uyanık vatandaşlar hadleri olmadan zam yapmışlar. Bekleyin goriin. Geldik şimdi. Zam yapanlar kendi bindikleri dalı kesecekier. Gümrükleri istediğimiz yere in- direbiUriz. Devletin y^pacağı zamlardan haberim var, ama özel sektörün yapacağı zamlan bilraiyonım. Bak işte yapnuşlar. Güneş Taner kalacak mı? (Baftamfi 1. Sayfada) bilmemekle" eleştir- diği Güneş Taner de Çelebi'yi konvertibilite ve serbest piyasa ekonomisini tam olarak anlaya- mamakla suçlamıştı. Bu arada, bürokrasinin üst kademelerinde de Işın Çelebi'nin geçen hafta 9 Eylül Üniversitesi'nden aldığı "iktisat doktonı" unvanı ile Gü- neş Taner'e en iyi yanıtı veTdiği biçiminde dkğerlendirmeler ya- pıhyor. Ekonomik uygulama ve pöli- tikalar konusunda başlayan Çelebi-Taner çekişmesi yıl için- de ekonomiden sorumlu bürok- ratlara da yansımıştı. Güneş Ta- ner'in desteklediği Merkez Ban- kası para programına Işın Çele- bi şiddetle karşı çıkmış ve eko- nominin durgunluğa itilmek is- tendiğini savunmuştu. Çelebi, Taner'in "Enflasyonu yüzde 301ar düzeyine indirecegiz" he- define karşı da "Bizûn hükümet prognunındaki (1990 yılı kalkın- ma programı) nedefimiz yüzde 54.0 hedefi tutturacağız. Yüzde 30 totmaz" diye yanıt vermişti. Taner-Çelebi çekişmesi ihra- cat ve yatırımlann teşviki konu- lanna da yansımıştı. Aynca, Gü- neş Taner'e bağlı Hazine Müs- teşarhğı'na ait olan KlT'lerle il- gili bazı yetkilerin kullanılış bi- çimi de iki bakanı zaman zaman karşı karşıya getirmişti. Güneş Taner-Işm Çelebi, 1991 yılı bütçesi hazırlanırken de YPK'da tartışmışlardı. Taner, başta yatırımlar olmak üzere bütçe giderlerinin yüksek tutul- duğunu, yüzde 45'lik enflasyon hedefınin de gerçekçi olmadığı- nı öne sürmüş ve bütçe açığımn daraltılmasını istemişti. Güneş Taner, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda da bu görüşle- rini yinelemiş ve Meclis'in büt- çe giderlerini keserek açığı dü- şürmesini istemişti. TBMM'ye 20.7 trilyon lira açıkla gelen büt- çe tasansı da giderlerin küçül- tühnesi sonucu 17.3 trilyon lira olarak geçti. Bu arada Güneş Taner'in 4 ocak günü istifasını Başbakan Yıldınm Akbulut'a sunacağı be- lirtildi. Edinilen bilgiye göre, Ta- ner'in istifası kabul edihneyerek aynı görevini sürdürmesi istene- cek. Taner'in ise ekonomi yöne- timinin farklı görüşlerle hareket etmesinden yakındığı ve yetkile- rinin genişletilmesüıi isteyebile- ceği kaydediliyor. Cumhurbaş- kanı Itargut Ozal ve Başbakan Akbulut'un hem Taner'in hem de Çelebi'nin aynı görevlerini bir süre daha devam ettirmelerini is- teyeceği, ancak Güneş Taner'in bazı yetkilerinin bir miktar ge- nişletilebileceği öne sürülüyor. Şimdi onlan izana alacağız." Yüzde 30'luk tahmininin tut- mayacağını çoktan kabul etmiş olan Taner, son zamanlarda yi- ne de zam konusunda sert tav- rını sürdürdü. 8 Kasım 1990'da KlTlerin artık zam yapmayaca- ğını belirtirken, özel sektöre de aynı "ricada" bulunan Taner şöyle diyordu: "Bizim bu ricamıza 'hayır' derlerse ithalat sibhmı kullanı- nz." Taner'in son'olarak "KİT'ler bu yıl zam yapmayacak" biçi- mindeki açıklamasını da birkaç gün önce Türkiye Şeker Fabri- kaları >< yalanlayarak" şekere yüzde 22 oranında zam yaptı. Enflasyonu şahsi meselesi olarak kabul eden Taner, ithalatı da yerli sanayiciyi "terbiye edecek" bir silah olarak görü- yordu. Gümrük duvarlanrun in- dirilmesi, son dönemin en önemli ekonomik politikaiarın- dan biri olmasına karşın Tkner, bu uygulamayı "tabancasını çekmeye bazır bir kovboy" gibi "tehdit unsunı" olarak kullanı- yordu: "Makaraacılar, deterjan- cılar, yağcılar, AUah'ından kork- sunlar. Yanlış yapmasınlar. Bi- zi zorlamasıolar. Eğer bu şekil- de devam ederierse hepsini ithal ederim. Darma duman ederim. Fabrikalannı kapatmak zorun- da kaluiar. Fiyatlannı aşağı çek- sinler. 15 gün süre veriyonım." Devlet Bakanı Güneş Taner- in iddialarının ne ölçüde "tuttuğn" konusunda ise verile- bilecek üç örnek şöyle: 1. Enflasyon: Taner'in yüzde 30'luk tahminine karşın, fiyat artışlarının yıl sonunda yüzde 55'in üstünde gerçekleşmesi bekleniyor. 2. Kamu borçlannın Gayri Safi Milli Hasıla'ya oraru: Taner, kamu borçlarının GSMH'ye oranının 1989'da yüzde 5.6 oldu- ğunu belirterek, bu oranın 1990'da yüzde 5.1'e indirileceği- ni söylemişti. Yıl sonunda aksi- ne borçlann daha artacağı an- laşıldı. Şu anda kamu borçlan- nın GSMH'ye oranı yüzde 9.4. 3. Borsa: Güneş Taner, borsa- nın büyük gelişme göstereceği- ni ileri sürerek 1990 sonunda en- deksin 8.000 puana yükseleceği- ni iddia etmişti. Dün borsa en- deksi yalnızca 3255'ti. Bütün bu sonuçlara karşın Taner, iddia etmekten vazgeçmiş değil. Son olarak otomobil itha- latında^ gümrük duvarlarını ocak aymda daha da düşürece- ğini açıklayan Taner, 4 ocakta is- tifa edeceği hatırlatıldığında şöyle diyor: "4 ocakta istifa ederim, ama ithalat konusundald karaı'oame- yi de çıkarınm." (Baftarafı 1. Sayfada) AA'nın haberine göre Irak Enformasyon Bakanı Latif El- Casim, 15 ocak öncesinde ve sonrasında Kuveyt politikalann- da bir değişiklik olmayacağını söyledi. Başkent Bağdat'ta Ingiliz ya- yın kurumu BBC'ye bir açıkla- ma yapan Latif El-Casim, "Irak'ın şimdiki, birkaç yıl son- raki, üç ya da 10 yıl sonraki Ku- veyt politikasında bir değişiklik, bir hareket, bir esneklik olma- yıcak" dedi. Saddam Hüseyin'in 15 ocağa kadar sürpriz bir girişimde bu- lunmasınm söz konusu olmadı- ğını beürten Casim, ABD-Irak diyaloğunun başlaması için ilk hareketin Amerika'dan gelmesi gerektiğini söyledi. Casim, "Biz, Amerikan tara- fından gelecek herhangi bir de- ğişiklige hazıriıklıyu" dedi. Bu arada ABD Başkanı Ge- orge Bush, Irak lideri Saddam Hüseyin'in diyalog için istekli gözükmediğini söyledi. George Bush, ara verdiği Noel tatiline dönmek için Camp Da- vid'e hareketinden önce Beyaz Saray bahçesinde gazetecilere Körfez kriziyle ilgili bir açıkla- ma yaptı. ABD ve müttefiklerinin Irak'ı Kuveyt'ten çıkartmak için karar- lı olduğunu söyleyen Bush, ko- nuşmasında, Saddam Hüseyin'- in, Kuveyt'i işgalinden kârlı çı- karacak bir uzlaşmaya yanaş- mayacağı yolunda işaretler ver- di. Bush, "Hiçbir konuda ödün vermeyeceğiz. Bu adama (Sad- dam Hüseyin) ödün verilme>e- cek. Böyle bir şey tüm dünyada Irak'a karşı cephe alan insanla- ra verilecek en kötü mesaj oiur" dedi. Saddam Hüseyin'in sık sık Kuveyt'in 19. vilayetleri olduğu- nu tekrar etmesinin, BM'nin Irak'ın 15 ocağa kadar Kuveyt 1 ten çekilmesini öngören karan- na karşı bir meydan okuma ol- duğunu belirten George Bush, ABD'nin, Birleşmiş Milletler kararlanmn uygulanması için üzerine düşeni yapacağını söy- ledi. 'Bush saldıracak' ABD'de yayınlanan Los An- getes Times Gazetesi Irak birlik- lerinin 15 ocaka kadar Kuveyt'- ten çekilmemesi halinde, Geor- ge Bush'un Irak'a kkrşı hemen askeri harekata geçeceğini öne sürdü. Gazete isimlerini açıkla- madığı hükümet kaynaklanna dayanarak verdiği haberinde, Bush'un bu karan, gecikmelerin yol açabileceği olumlu ve olum- suz askeri, siyasi gelişmeleri tart- tıktan sonra aldığını kaydetti. Los Angeles Times, ne Kongre 1 nin ne de kamuoyunun Bush'un karannı etkilemeyeceğini, çünkü ABD Başkaru'nm, saldırıdaki gecikmenin Amerikahlar arasın- daki ölüm oranını yükselteceği- ne inandığını yazdı. ABD'den yeni fılo Körfez'deki askeri varbğını güçlendirmeye devam eden NATO belgeleri çalındı (Baştaraft 1. Sayfada) mur evdeki, "NATO çok gizli" ve "gizli" damgah evraklardan bir bölümünü alarak Şarkışla'- ya gitti. Şarkışla'da emniyet makamlarına müracaat eden Nuran Samur, imam nikâhlı eşi lrfan Kaya Ülger'i gizli belgeleri eve getirmekle suçladı. Bunun üzerine dunım, Milli Savunma Bakanlığı'na ve Milli Istihbarat Teşkilatı'na iletildi. Duruma Ankara Devlet Güven- Uk Mahkemesi Başsavalığı da el koydu ve sanık Ülgen gözaltına alındı. Bu arada, sürdürülen soruş- turma ile iki klasör dolusu "NATO çok gizli, NATO giz- li, gizli, hizmete özel" nitelikte Milli Savunma Bakanhğı ile NATO'ya ait evrak lrfan Kaya Ülger'in evinde ele geçirildi. Da- ha sonra evraklar Üzerinde ya- pılan incelemede, sanık Ülger'- in ele geçirilen iki klasör dolu- su evrakı, Genelkurmay Baş- kanlığı'nın Istihbarat ve lstihba- rata karşı koyma yönergesi ile, MiUi Savunma BakanlığYnın Ordu savaşa karşı (Baştaraft 1. Sayfada) ğü belirtiliyor. Bu konuda kesin bir karara varabilmek için Tür- kiye kamuoyunun beklentileri ve savaş durumunda ülkede yaşa- nacak olası siyasi gelişmeleri ay- nntıh biçimde ele almaya karar veren Bonn hükümeti, bu yön- deki ilk girişimini önceki gün gerçekleştirdi. Alman Dışişleri Bakanı Gens- cher'in önceki gün Ankara'daki Alman Büyükelçiliği yetkilileriy- le uzun bir telekonferans görüş- masi yaptığı öğrenildi. Cumhu- riyet muhabirinin edindiği bilgi- ye göre bu telekonferansta Genscher, Çevik Kuvvet konu- sundaki kaygılarını dile getirdi. Genscher'e Ankara'dan akta- nlan bilgiler ile Bonn hüküme- ti için bu konuda hazırlanan ra- porda özetle şu noktalar vur- gulandı: 1) Cumhurbaşkanı Turgut özaL Türkiye'nin savaşa girmesi olasüığına bakışında diğer poli- tikacılardan ve askerlerden ay- nhyor. özal, "Türkiye, askeri taarekfita destek sağlarsa, barış göriişmelerinde yer alır" düşün- cesiyle hareket ediyor ve bu ne- denle kamuoyunda "savaş yanlısı" olmakla suçlanıyor. 2) Muhalefet, silahlı kuvvet- ler, basın ve halk savaş istemi- yor. Askeri harekâtın parçası olunmaması konusunda Özal'a ve A N A P ' a karşı bir "konsensüs" var. Çevik Kuvvet- in çağrılması da özellikle muha- iif siyasi partilerce, Türkiye'yi savaşa yaklaştıran bir adım ola- rak değerlendiriliyor. 3) Çevik Kuvvet konusunda birçok hükümet üyesinin bilgi- si yoktu. Çağrı ilk duyulduğun- da geniş bir kesim karşı çıktı. Ancak bu çağrıya olumsuz ya- nıt verilmesi Türkler tarafından gurur meselesi yapılabilir. Al- manya uçak vermezse, bu du- nım Türkiye'yi savaştan uzak tutmaya yardımcı olacak bir adım olarak nitelenmekten çok, Türkiye'ye destek olmaktan kaç- mak ve bu ülkeyi bölgede ABD ile baş başa bırakmak olarak al- gılanabilir. Bazı muhalif basın ve parii çevrelerinde bile "ulu- sal gurur" gereği "âdeta Çevik Kuvvet'in gönderilmesini isteyen" bir tutum gelişti. Buna hayır derse, Türk-Alman ilişki- leri ciddi zarar görebilir. 4) Cumhurbaşkanı Özal, sa- vaşın patlak vermesi durumun- da kendisine karşı muhalefetin azalabileceğini, Türkiye'nin "ül- ke güvenliği" için birleşeceğini hesaplıyor olabilir. Ancak sava- şın bu ülkeye mali yükünün çok yüksek olacağı da kesin. Eğer dosya içerisinde bulunan pren- sip emirlerine aykın olarak Milli Savunma BakanlığYndan aldığı ve Emek'teki evinde muhafaza ettiği belirlendi. MİT ile Ankara Devlet Gü- venlik Mahkemesi Başsavcılığı- nın birlikte yüriittüğü sonıştur- ma sonunda. Fotokopilerinin bile çekilmesi yasak olan, "Çok gizli", " N A T O çok gizli", "Gizli", " N A T O özel" ve "Hizmete özel" 70 belgenin ye- rinden alındığı, fotokopisinin çekildiği tespit edildi. Sanık Ülger'in sorgulanması ve soruşturmanın tamamlanma- sı üzerine Ankara Devlet Gü- venlik Mahkemesi Başsavalığı, lrfan Kaya Ülger hakkında da- va actı. DGM Savcısı Ülkü Ços- kun'un imzasıyla hazırlanan id- dianamede sanık lrfan Kaya Ül- ger'in Türk Ceza Yasası'nın 132'nci maddesinin birinci fık- rası uyannca 8 yüdan aşağı ol- mamak üzere ağır hapis cezasıy- la cezalandırüması istendi. Ül- ger 'le ilgili yargılamaya Anka- ra Devlet Güvenlik Mahkeme- si'nde başlanacak. kriz bir süre daha savaşsız de- vam ederse, Türkiye"de sine-i millet ve erken seçim tartışma- lan, işci eylemleri gündemi oluş- turacak ve Özal daha da yıp- ranacak. Bonn'a iletilen bu görüşler çerçevesinde, Alman hükümeti- nin Çevik Kuvvet konusunda karar alırken kendi kamuoyu- nun ve Türk halkının olası tep- kilerini tartarak hareket edece- ği belirtüıyor. Ankara-Bonn Uiş- kilerinin ciddi bir rahatsızlık ya- şamaması amacıyla, verilecek karann Çevik Kuvvet'e "birlik verme, ancak bu birliklerin bir savaş durumunda ülkeye dön- mesini isteme" yönünde biçim- lenebileceği kaydediliyor. Diplomatik kaynaklar, hem Almanya hem de Belçika hükü- metlerinin "herhangi bir saldın durumunda askerlerini geri çek- mek üzere Çevik Kuvvet'e kalı- labileceklerini" ve bunun da "sı- nırlı görevlendirme" olarak ni- telendirileceğini ifade ediyorlar. Gazete kâğıdına yüzde (Baftarafı 1. Sayfada) milyon 930 bin liraya çıkarıldı. SEKA kâğıt ürünlerine en son 26 ekimde zam yapmıştı. Cinsi Normal Sûlfıt 40-60 Gr/m^Bobin Kroma Karton 300+Gr/m 2 Bobin Kratt Liner 160+Gr/m 2 Bobin 1 Hamur Kâğıt 60 Gr/m 2 Bobin Kraft Torba Kâğıt 70-90 Gr/m 2 Bobin Gazete Kâğıdı 50 Gr/m 2 Bobin Pelûr Kâğıdı 30 Gr/m 2 Bobin 1990 yılının den olan kâğıt ları şöyle: Eski fiyat TL/TM 2.310.000 1.675.000 1.800.000 3.670 000 2.115.000 1.840.000 4.800.000 5. zammına ne ve karton Yeni fiyatı TUTM 2.460.000 1.760.000 1 890.000 3.850.000 2.220.000 1930.000 4.700.000 fiyat Artış (*) 5.1 5.0 5.0 4.9 4.9 4.8 2.1 ABD, bölgeye iki uçak gemisi ve 15 destek gemisinden oluşan ye- ni bir fılo yolluyor. America ve Theodore Roose- velt uçak gemilerinin öncülü- ğündeki filoda 16 bin asker yer alacak. Filonun ocak ayı orta- larında Körfez'e ulaşması bek- leniyor. İki uçak gemisinin de katılı- mıyla, bölgedeki Amerikan uçak gemilerinin sayısı 6'ya çı- kacak. Amerikan birliklerinin 15 ocakta savaşa hazır olup olma- yacaklan konusundaki tartışma üzerine {îlo komutam kendi bir- liklerinin hazır olacağını ve fi- loyu rahatça konıyabilecekleri- ni söyledi. Filoda görevli askerler ise ya- kınlanyla vedalaşırken yeni yıl ve Noel arasında göreve gitmek- ten yakındılar. Bu arada Washington'da üs- lenen ve çekici gösterileri yamn- da parlak kasaturalan ve usta- lıkla taşıdıklan tüfekleriyle ta- nınan tören tabunınun bazı bir- likleri de Körfel'e yollandı. Bin kişilik birlik, İkinci Deniz Piyadesi Tümeni içinde Suudi Arabistan'a gidecek. Tören taburu, şimdiye kadar Washington'a gelen turistlere gösteri yapıyor ve Beyaz Saray ile Camp David'in korunması- nı sağlıyordu. öte yandan Ingiltere, 25 yıl- dan bu yana ilk kez yedekleri si- lah altına çağırdı. Reuter'in ha- berine göre ıngiltere Savunma Bakanı Tom King, Körfez'deki birliklere destek olacak yeni ye- deklere ihtiyaç oiduğunu söyle- di. tngiltere son kez 1956 Süveyş krizi sırasında yedekleri askere çağırmıştı. Irak: Kürtlere görev Irak'ın, ülkenin kuzeyindeki yönetime bağh Kürt militanla- rı, "kuzeyden gelecek düşman- ca eylemlere karşılık vermeleri" amacıyla yeniden etkin hale ge- tirmeye başladığı bildirildi. Irak basımnda yer alan haberlerde, Irak-Iran savaşı sırasında mili- tan Kürtlere "Ulusal Savunma Göçkri" adı verildiği hatırlatıl- dı. Haberlerde, ulusal savunma güçleri liderlerinin, Içişleri Ba- kanı Samir Muoammed Abdul- lah'la bir toplantı yaptıklan bildirildi. Toplantıda, Abdul- lah'm, Kürt militanlardan, gü- venlik güçleri ve ordu ile geniş işbirliğine gidilerek, "düşman- lar yolu kapatmak için sınınn Irak tarafının kuvvetlendirilme- sini" istediği belirtildi. 'Savaş riski artıyor* Iran Devlet Başkanı Ali Ek- ber Haşimi Rafsancani, bölge- de düşmanhkların tırmandığını, banş yönündeki işaretlerin azal- dığını ve savaş riskinin giderek arttığını söyledi. Rafsancani, Tahran Üniversitesi'nde dün yaptığı haftahk konuşmasında, "bölgede taraflar arasında diiş- manlık ortamı giderek nrmanır- ken, krizin çözümlenmesi yolunda banş işaretlerinin çok az görüldüğünü" belirtti. îran Devlet Başkanı, taraflann ken- di tutumlanndan geri adrm at- maya hazır görünmediklerini kaydetti ve "Lran, Körfez krizi- nin Irak birliklerinin Kuveyt'ten çekilmesiyle son bulabileceği görüsünde" dedi. RAI vazgeçti > İtalyan Devlet Televizyonu RAI, Saddam Hüseyin ile yap- tığı bir görüşmeyi, "Banş çaba- laruu engeleyecegi" gerekçesi ile yaymlamamaya karar verdi. Ga- zetecilerin protestolanna neden olan karar, RAI Genel Müdürü Gianni Pasauarelli tarafından yazı ile TG-1 akşam haber bül- tenlerinin sorumlusu Bnıno Ves- pa'ya iletildi. Vespa da karardan sonra istifa edebUeceğini açıkla- dı. Pasquarelli, Vespa'ya gön- derdiği yazıda, "ttalya, Avrupa Topluiuğu Dönem Başkamdır ve biz Körfez krizine bansçı çözüm bulma çabalarını engelleyebüe- cek eylemkrden kaçınmalıyız" dedi. Mısır'ın borcu siliniyor George Bush, Mısır'ın 7 mil- yar dolarhk askeri borcunun bu ülkenin Körfez krizindeki kat- kılanna karşılık silinmesi tali- matını verdi. Amerikan ulusal çıkarlanna değinen Bush, tali- matın "çöl kalkanı operasyonu- nnn başansı" için geıekli oldu- ğunu bildirdi. Almanya, karannı bekliyor BONN (AA) — Almanya hü- kümet sözcüsü Dieter Vogel, Türkiye'ye kara birliği gönderil- mesinin söz konusu olmadığını söyledi. Dieter Vogel, dün Bonn'da düzenlediği basın toplantısmda, gazetecilerin Türkiye'ye gönde- rilecek Çevik Kuvvet'le ilgili so- rulannı yanıtladı. Vogel, "Türkiye'de şu anda Alman askeri var mı" sorusu- na "Hayır yok" karşılığını verdi. Türkiye'nin NATO'dan Çe- vik Kuvvet talebiyle ilgili olarak Almanya'dan askeri bir teknik heyetin Türkiye'ye gönderildiği- ni hatırlatan Vogel, "Teknik heyet ne zaman dönecek" şek- lindeki bir soruyu ise "Henüz beUi değU" diye yanıtladı. Sözcü, ocak ayının ilk hafta- sı içinde Brüksel'de toplanması beklenen NATO Daimi Temsil- ciler Komitesi'nin alacağı kara- ra göre hareket edileceğini be- lirterek "Türkiye'ye Alfa-Jet savaş uçaklan gönderildiği tak- dirde, teknik ve yer personeli de beraberinde gidecektir" dedi. Öte yandan, Federal Alman- ya'da yayımlanan Köhıer Stadt- Anzeiger gazetesinde yer alan bir yorumda, Türkiye'nin NA- TO'dan talep ettiği Çevik Kuv- vet'ten caydırıcılık etkisi bekle- diği kaydedildi. Gunter Wiedemann imzalı ' yorumda, şu görüşlere yer verildi: "Türkiye, Irak sınınna 400 km uzaklıktaki bir üste koDuş- landmlacak NATO biriikleri- nin, diktatör Saddam üzerinde caydıncı bir etki yapacagım umuyor. NATO, Ankara'nın başvurusuna ilişkin karannı ; ocak ayı başında verecek. Al- manya'mn NATO Büyükeicisi'- nin hangi talimaüa göriişmeye gireceği henüz beili değil. Hükü- ' met sözcüsü Vogel, geçenlerde Bonn'un ittifak yükümlülükle- rini (aşıdığını vurgulamıştı. NA- TO antlaşmasının 5. maddesi si- lahlı bir anlaşmazlıkta üyeleri- ni yardıma yükümlü lulıyor. Dı- şişleri Bakanlığı'nda, bunun - önemli ve kesin bir kural oldu- . ğu soyleniyor. Ama henüz o noktaya gelinmiş değil." F-16, F-4 ve F-104 uçaklan bölgeye kaydırıldı Guneydoffuya tilo takvıyesı ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu)— BM'nin Irak'a, Kuveyt'i boşaltması için tanıdığı sürede geri sayım sürerken Türkiye'de olası bir savaşa yönelik önlem- lerin ahnmasma devam ediliyor. Askeri kaynaklarından edinilen bilgiye göre Ankara'daki 4. Ana Jet Üssü Komutanlığı'ndan bir F-16 filosu Güneydoğu'ya kaydı- nldı. Aynca Eskişehir ve Balıke- sir'den de F-4 ve F-104 filoları- nın bölgede görevlendirildiği be- lirtiliyor. Bu arada Etimesgut 1 taki Zırhh Birlikler Okulu'ndan iki tank birliğinin Cizre'de ko- nuşlandınldığı bildirilirken 12 ocakta Ankara'da Sivil Savun- ma Genel Müdürlüğü'nce bir tatbikat gerçekleştirilecek. Tür- kiye'deki ABD üslerinde görev yapan personelin aileleri Türki- ye'den aynlmak için "tahliye emri" bekliyor. Askeri kaynaklardan edinilen bilgiye göre Körfez'de olası bir savaş halinde Türk Silahlı Kuv- vetleri'nde hazırlıklann sürdüğü belirtilirken seferberlik durumu- na ilişkin hazırlıklann gözden geçirildiği öğrenildi. Güneydoğu Anodolu Bölgesi'ne toplam 26 tanktan oluşan iki bölüğün ko- nuşlandınldığı öğrenilirken as- keri kaynaklar, seferberlik hali- ne yönelik hazırlıklann gözden geçirildiğini, bölgeye Türk Ha- va Kuvvetleri'ne ait filolann kaydınldığmı belirttiler. Kay- naklann verdikleri bilgiye göre son olarak Ankara'daki 4. Ana Jet Üs Komutanlığı'ndan bir F-16 filosu,Güneydoğu'ya kaydı- nldı. Aynca Eskişehir ve Balıke- sir'den de F-4 ve F-104 fılolan Güneydoğu Anadolu Bölgesi'n- de görev lendirildiler. Askeri kaynaklar, halihazırda Türk uçaklannın, Diyarbakır, Muş, Batman, Erzurum ve Ma- latya havalimanlarında konuş- landınldıklannı kaydettiler. Bu arada, Türk Hava Yolla- n'ndaki ve diğer sivil havayolla- rındaki pilotlann da "olası bir savaşta görev almalan yolnnda emir" aldıklan öne sürüldü. An- cak askeri kaynaklar, yalnızca Türk Hava Yolları pilotlannın olası bir sıcak savaşta görevlen- dirilebileceklerini, henüz Türk- iye'de gelişme aşamasında bulu- nan sivil havayolu şirketlerinin "tam olarak organize" olmama- ları nedeniyle bunlarla ilgili bir planlama bulunmadığını belirt- tiler. Sivil savunma tatbikatı Başkenttekı sivil savunma tat- bikatının hazırlıklarının sürdü- ğü, 9, 10 ve 11 ocak tarihlerinde son provalan yapıldıktan sonra asıl tatbikatın 12 ocak cumartesi günü gerçekleştirileceği bildiril- di. Sivil Savunma Genel Müdü- rü Ahmet Turan.Bozkır, baş- kentteki tatbikatla birükte Istan- bul ve Adana da dahil olmak üzere 14 ilde planlanan sivil sa- vunma tatbikatlarının tamam- lanmış olacağını söyledi. Bozkır, başkenttekı tatbikatın da önce- kiler gibi olacağını, karartma yapürnayacağını söyledi. Alman bilgüere gore bu tatbikatta, belli bir bölgenin kısa sürede boşal- tılması ve sığınakların kullanıl- ması uygulamaları yapılacak. Aynca, çeşitli tahliye yöntemle- rinin de tatbikat bünyesinde ger- çekleştirileceği belirtildi. Ahmet Turan Bozkır, basına yansıyan ve Içişleri Bakanhğı Emniyet Genel Müdürlüğü'nce tüm il emniyet müdürlüklerine gönderildiği belirtilen seferber- lik uygulamalanna ilişkin her- hangi bir genelgenin kendileri- ne ulaşmadığmı, böyle bir uygu- lamadan haberinin olmadığım söyledi. Bu arada Emniyet Genel Mü- dürlüğü yetkilileri de numarası belirtilen genelgenin genel mü- dürlük kayıtlarmda yer almadı- ğıru, ancak benzer bir numara ile Kaçakçüık Dairesi'nin aranan bazı kişilerin yakalanmalarına ilişkin bir genelgesinin bulundu- ğunu belirttiler. MGK toplandı Köşk'te Körfez zirvesiANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) — Cumhurbaşkanı Tur- gut Özal'ın başkanlığında top- lanan Milli Güvenlik Kurulu, Köşk'te 5 saat 45 dakika "Kör- fez krizi" konusunda değerlen- dirme yaptı. Toplantıda genel güvenlik ve asayiş dunımu ile Körfez krizi ve diğer dış olaylar- daki gelişmelerin değerlendiril- diği bildirildi. MGK gündemi- nin büyük bölümünün NATO'- dan çevik kuvvet istenmesi ko- nusundaki gelişmelerin oluştur- duğu öğrenildi. Toplantıya baş- bakan ve kuvvet komutanlan ile birlikte 6 bakan da katıldı. MGK'nın Çankaya Köşkü'n- deki toplantısından sonra MGK genel sekreterliğinden yapılan açıklamada şöyle denildi: "Milli Güvenlik Kunıln bu toplantısmda genel güvenlik ve asayiş dunımu Ue Körfez krizin- deki ve diğer dış olaylardaki ge- lişmeleri gözden gecirmiş ve de- ğeriendirmiştir. Aynca tstan- bul'un temel sonınlan ile bun- lann çözüme kavuşturulabilme- si Jçin yüriitülecek çalışmalar hakkında hazırlanan bir rapo- run ön müzakeresini yapmış- tır."
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear