Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CUMHURİYET/4 HABERLER 28 ARALIK 1990
TBMM'nin
çalışma saati
• ANKARA (AA) —
HEP Kars Milletvekili
Mahmut Alınak, TBMM'de
göriişmelefin saat 15.00'te
başladığını, bu nedenle
yapılan çalışmalann basın
yoluyla kamuoyuna
yeterince duyurulamadığını
belirterek birleşimlerin saat
lO.OO'da başlamasının
yararlı olacağını kaydetti.
Alınak, Genel Kurul
çahşmalarının günün geç
saatinde başlamasının
basını sıkıntıya soktuğunu,
gazetelerde erken saatlerde
gelişen haberlerin daha
geniş yer aldığını belirtti.
Alınak, bu nedenle
çalışmalann saat lO.OO'da
başlamasının yararlı
olacağını kaydederek bu
konuda herhangi bir
çalışma olup olmadığının
açıklanmasını istedi.
Kaçak yargıç
yakalandı
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) — 3. Ordu
Komutanlığı Askeri
Mahkemesi'nce, 20 yıl 6 ay
ağır hapis cezasına
mahkûm edilen emekli
askeri yargıç Halit Cengiz,
Ankara'da yakalandı.
Ankara Emnıyet
Müdürlüğu ekiplerince
yakaJanan Cengiz,
çıkanldığı Kara Kuvvetleri
Askeri Mahkemesi'nce
tutuklanarak Mamak
Askeri Cezaevi'ne
gönderildi. 16 Temmuz
1984 tarihinde "cebri
irtikap (manevi
zorlayıcılık), görevine
girmeyen suçlarda çıkar
sağlamak, memuriyet
nüfuzunu kötüye
jcullanmak" suçlamasıyla
"Igözaftına âûnan Binbaşı
^enğiz, yargılandığı 3.
Ordu Askeri
Mahkemesi'nce 10 Ocak
1985'te salıverilmiş ve
yargılamasına tutuksuz
oiarak devam edilmesi
kararlaştınhnıştı.
Şubede
dövüldük
• tstanbnl Haber Servisi
— Maslak Kız Öğrenci
Yurdu'ndan 24 aralık gecesi
sivil polislerce gözaltına
alınan üniversite öğrencisi
Seher Şahin, Siyasi Şube'de
dövüldüğünü ve haksız yere
bir gece burada
tutulduğunu öne surdu.
Yıldız Üniversitesi işgali
davasında tutuksuz
yargılandığını söyleyen
Seher Şahin, 2 kez üst üste
duruşmaya gidemediğini,
sivil polislerin ertesı gün
yapılacak duruşmaya
götürmek amacıyla yurda
geldiklerini kaydetti. "Niye
şubeye göturdüklerini
sorduğunıda, mahkemeye
çıkanlacağımı belirttiler.
Şubede ellerime kelepçe
takarak gözlerimi
bağladılar. Oradaki
görevliler, uzun süre aralıklı
oiarak beni dövdüler.
Bağırdıkça daha çok
vurdular. Ertesi sabah yine
tekme tokatla Yıldız işgali
davası duruşmasına
çıkarıldım. Adli tabiplikten
5 günlük rapor aldım."
*Savaşa hayır'
çagrısı
• tSTANBUL (ANKA) —
PEN Yazarlar Derneği
Başkanı Yaşar Kemal'in
çağnsıyla bir araya gelen 8
meslek kuruluşu temsilcisi
Türkiye'nin savaşa
kanştırılmaması yolunda
bir metin hazuiayarak
imzaya açtılar. Gazeteciler
Cemiyeti Yönetün Kurulu
üyesi Oktay Kuttböke, İHD
lstanbul Şube Başkanı
Ercan Kanar, Mülkiyeliler
Birliği lstanbul Şube
Başkanı Hüseyin Ergun,
lstanbul Tabip Odası
Yönetim Kurulu üyesi Salih
Küçükoğlu, Elektrik
Mühendisleri Odası
lstanbul Şubesi Başkanı
Yücel Gürsel ve Makine
Mühendisleri Odası
lstanbul Şubesi Yönetim
Kurulu Uyeleri Muammer
Kocel ve ömer Kapuz'un
Yaşar Kemai'in girişimiyle
kişisel oiarak imzaladıkları
ve imzaya açtıkları metin,
siyasi partiler, sendikalar,
meslek kuruluşları ve
kamuoyuna duyurulacak.
Açlık grevinin 40. gününde yetkililer göreve çağrıldı
Buca'da ölüm tehlîkesiÖlüm orucuna dönüşen açlık grevinde 40. güne
gelinirken İzmir İHD Şubesi'nde toplanan
sendika ve çeşitli demokratik kuruluşların
temsilcileriyle tutuklu ve hükümlü yakınlan,
yetkilileri bir kez daha göreve çağırdılar. Aileler
"Yarın çok geç olabilir" dediler.
İZMİR (Cumhuriyet Ege Bü-
rosu) — Buca Cezaevi'nde aç-
lık grevinde 40. güne gelinirken
tutuklu ve hükümlü yakınlanyla
çeşitli kuruluşlann temsilcileri,
yetkilileri olaya seyirci kalmakla
suçlayarak protesto ettiler.
19 kasımda başlayan açlık
grevinde 40. gune gelindi. Dev-
let hastanesinde kalan 8 eylem-
ci tedavi kabul etmeme tavnnı
sürdürüyor. 37. güne kadar
kendilerine şekerli ve tuzlu su
verilmesini isteyen, ancak o
günden sonra bu istemlerinden
vazgeçtiklerini belirten eylemci-
ler, disiplin cezalarının kaidınl-
masına, açık görüşte getiriien yi-
yeceklerin almmasma, koğuşla-
ra elektrik sobası verilmesine,
daktilo, teyp ve wulkmen yasa-
ğının kaldırılmasına kadar ve
göruş kısıtlamasına, koğuşlar
arası ziyarete getiriien yasağa
son verilmesine kadar eylemle-
rini sürdüreceklerini, avukatla-
n aracılığıyla duyurdular.
İHD tzmir Şubesi'nde dün
toplanan sendika temsilcileri,
çeşitli demokratik kuruluşların
uyeleri, tutuklu ve hükümlü ya-
kınlan bir kez daha yetkilileri
göreve çağırdıklannı belirttiler.
İHD Izmir Şubesi Başkanı Ah-
met Aksüt 'ölüm haberi' gelme-
sinden duydukları tedirginliği
vurgulayarak, "Açlık grevi
ölüm orucuna dönüşmüştür. İs-
tekler, son derecede insanidir.
Sorunun çözümünde tüm ay-
dınlara. demokraüara, insanım
diyen herkese gorev ve sorum-
luluklar düşmektedir" dedi.
Aksüt, Adalet Bakanlığı'nın
yeni yıl nedeniyle açık göruş için
yayımladığı genelgeyle de ilgili
oiarak şunları söyledi:
"Adalet Bakanlığı'nın getir-
diği) asaklamaJaria cezaevlerin-
de bulunan sol siyasi tutuklu ve
hükümlulerin açık ziyaret hak-
lan kullanılmaz duruma geimis-
tir. Adalet Bakanhgı genelgesi
siyasi turuklu ve bükümliileri te-
rörist vasıflı suçlu oiarak nite-
lendiriyor. Bu yanlıştır."
Bu arada Izmir Tabip Odası
tnsan Haklan Komisyonu açlık
greviyle ilgili oiarak tehlikeli bir
noktada bulunulduğunu duyur-
du. Tabip Odası'nın, açlık gre-
vinin bugünkü noktada getire-
bileceği sağlık sorunlanna iliş-
kin görüşleri şoyle:
"Açlık grevleri pek çok sağ-
lık sorunu ve ölume gebedir.
Açlık halindc besinlerden alına-
mayan gerekli enerjinin vücut-
taki depolardan kullanılması
söz konusudur. Bu enerji önce-
likle vücudun yağ dokusundan
karşılanır. Organizmanın açlıga
uyumunu karaciğer saglar. Yi-
nelenen açlık grevleri sırasında
zedelenmiş karaciğerin uyum
yetenegi azalmışür. Karaciğer,
yağ dokusundan beyin ve sinir
sisteminin temel enerji gerek-
sinimi olan glikozu üreterek
protein depolannı korur. Açlık
grevinde şeker alınmasının te-
mel önemi buradadır. 35. gün-
deo itibaren vücut protein depo-
lannı kuUanmaya başlar. Özel-
likle kas proteinleri yıkılır ve kas
erimesi denilen durum ortaya çı-
kar. Bir dizi sağlık sorunu do-
gar. Beyin dokusunda kuçülme,
omirilikte incelme, sinir uçiaruı-
da iltihaplanma görulur."
Tabip Odası yetkilileri soru-
nun en kısa zamanda çözümü-
nü isterken aileler Buca'ya gide-
rek *yann çok geç olmadan'
sorunun çözümünü ve Adalet
Bakanlığı'nın gerekeni yapma-
sını istediler.
Okul isteyen SJ.'yeMilliEğitim Müdürü'nün yanıtv
Sansasyon yapıyor kerata
Avukat
"Savaşa hayır" dediği
gerekçesiyle 3 gün gözaltına
ahnan S.I., il içinde herhangi bir
okula kaydının yapümasını istedi.
ADANA (Cumhuriyet Giiney tlleri Bü-
rosu) — "Savaşa hayır" dediği gerekçesiy-
le üç gün gözaJtında tutulan ve salıverildik-
ten sonra da Erkek Lisesi yoneticilerinin
baskı yaptığını savlayarak okuldan aynlan
S.I., velisi aracılığıyla Milli Eğitim Müdür-
lüğü'ne başvurarak "il içerisindeki herhangi
bir devlet lisesine yerleştirflmesini" istedi.
Milli Eğitim tl Müdürü Hüseyin Yakar,
S.t!nüı okulsuz kalmasının söz konusu ol-
madığını belirterek "Kerata sansasyon
yapıyor" dedi.
Arkadaşlanyla duzenlediği basın toplan-
tısında, "Erkek Lisesi idaresinin surekli bas-
kı yaptığını ve bu nedenle okuldan aynlmak
zorunda kaldıgını" öne süren 15 yaşındaki
S.I., dün herhangi bir devlet lisesine yerleş-
tirilmesi için velisi Sevcan tlbeyi aracılığıy-
la Seyhan Milli Eğitim Müdurluğu'ne baş-
vurdu. S.l!nin ablası Sevcan llbeyi, "Kar-
deşimi sağlıgı için okuldan almak
zorundaydık" dediği dilekçesinde şu görüş-
lere yer verdi:
"Kardeşim S.I., Adana Erkek Lisesi 1. sı-
nıfta okurken, tasdiknamesini. yapılan bas-
kılar ve sağlığı açısından almak zorunda
kaldık. Kardeşimin okuma arzusu ve okul-
dan uzak kalmaması için, ekte sunmuş bu-
lunduğumuz ikametgâh ilmuhaberi esas alı-
narak il içerisinde bir devlet lisesine kaydı-
nın yapılmasını saygılarımla arz ederim."
Milli Eğitim İl Müdürü Hüseyin Yakar,
"S.l."nin mutlaka bir okula yerleştirilecegi-
ni" söyledi. Yakar şöyle konuştu:
"Başvurulduğu an gereken yapılır. Çocu-
gun boşta kalması soz konusu değil. Oku-
mak isteyen çocuk önce gerekli yeriere baş-
vurur. Ancak bu çocuk yapmamış. Eğer bu
(ür aynntıları gerçekleştirdikten sonra 'or-
tada kaldım" deseydi çok haklıydı. Çocuğu
ya biri kullanıyor ya da çocuk okumaktan
uzak. Kerata sansasyon yapıyor."
Dan«ön«çocnklanna Kürtçeeğitimyap-
ünnak isteyen aileler buna yonetimin izin
vermemesi nedeniyle çocuklannı gizlice eğitme yoluna gidiyorlar-
dı. Irak'tayken asıl mesleği öğretmealik olan Recber Ahmet, bod-
rum katında dershane baline getirdikleri bir odada yonetimin göz-
unden uzak durmaya dikkat ederek "minikpeşmergeler"e Kürtçe eği-
tim vermeye çalışıyordu. Şimdi Turkçe eğitim yapılan okuUann açıl-
masıyla bu goriintulere rastlanmadıgı bildirilivor. (Ufuk Tekin)
Gazetemiz aleyhine açılan 2 dava karara bağlandı
Tazminat istemine retlstanbul Haber Servisi — Gazetemizde
yayımlanan iki ayn haberle ilgili oiarak açı-
lan davalar sonuçlandı. "Hande: MtT bi-
zi izliyordu" başhklı haber nedeniyle yazı
işleri mudürümüz Okay Gönensin ve Erbil
Tuşalp hakkında verilen mahkûmiyet ka-
ran para cezasına çevrildi. "Tecsvüz et,
sonra kurtul" başlkb haber üzerine gaze-
temizin aleyhine açılan 1 milyarlık tazmi-
nat davası ise reddedildi.
lstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi, ga-
zetemizde 17 Nisan 1990 gunü yayımlanan
"Hande: MtT bizi izliyordu" başhklı ha-
berde gizli kalması gereken bilgilerin yayım-
landıği ve bu nedenle Basın Yasası'na ay-
kın davranıldığı iddiasıyla 1990 haziranında
açılan davada karannı dün açıkladı. "Krip-
to davası" oiarak bilinen Özal-Bush görüş-
mesi tutanaklarının basma sızdırıldığı id-
diaJarına adı karışan Hande Şevkat Mum-
cn'nun Dışişleri BakanlığYna verdiği ifade-
nin yayımlanmasmda suç unsuru bulundu.
Mahkeme Basın Yasası'nm 30/1-3. mad-
delerine muhalefet gerekçesiyle Okay Go-
nensin ve Erbil Tuşalp'in birer ay hapis ve
40'ar bin lira para cezasına çarptırılmala-
rına karar verdi. Bu cezalar, Gönensin ve
Tuşalp'in meslekleri göz önüne alınarak
190'ar bin lira para cezasına çevrildi.
Gazetemizde 18 Şubat 1990 tarihinde
"Yelda" imzasıyla yayımlanan "Tecavüz
et sonra kurtul" başhklı haber nedeniyle
yazı işleri mudürümüz Okay Gönensin ve
Yelda Özcan aleyhine açılan 1 milyar lira-
lık manevi tazminat davası ise 3. Asliye Hu-
kuk Mahkemesi'nce reddedildi.
Tursnn Yangöz adlı kişi tarafmdan "ha-
ber ile kamuoyunda kuçük düşürüldüğü ve
kişilik haklanna saldınlarda bulunuldoğu"
iddiasıyla gazetemiz aleyhine tazminat da-
vası açılmıştı.
hapis istemi
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) — Ankara Cumhuriyet
Savcıhğı, gazetemiz muhabirle-
rinden Ali Tevfık Berber'in dö-
vülüp, fotoğraf makinesinin kı-
rılması olayında Berber'in sa-
vunmasını yapan Emin Değer'-
in 1-6 yıl arasında ağır hapis ce-
zasına çarptırılmasını istedi.
Mahkeme karannı bugün açık-
layacak. Berber'i döven polisle-
rin kimliklerinin saptanması
olayını soruşturan cumhuriyet
savcılığına iletilmesi amacıyla
Içişleri Bakanlığı'na verdiği bir
dilekçe ile "güvenlik kuvvetle-
rine hakaret ettiği" one sürulen
avukat Değer'in yargılanmasına
dün devam edildi. Ankara 4.
Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki
duruşmada, esas hakkındaki
mütalaasını açıklayan cumhuri-
yet savcılığı, Değer'in, "Sonış-
turulan kişinin bir yurttaş ohna-
sı halinde polisin gece yansı evi-
ai basacağı, yatağından kaldı-
np, evini alt üst edeceği, ardın-
dan da yasak yayın adı altında
kitaplannı toplayıp, dayakla ik-
rar aJacağı, ancak sozkonusu ki-
şinin bir polis olması halinde
suçlanan kişinin adının bile
saptanamayacağı" şeklindeki
sözlerinin açık bir hakaret taşı-
dığını öne surdü. Savcılık, De-
ğer'in TCK'nıa 159. maddesi
uyannca 1-6 yıl ağır hapis ceza-
sıyla cezalandırılmasını da iste-
di.
Savunmalar
Değer savunmasında, müvek-
kilinin dövülmesi olayından
3türü Ankara Emniyet Müdür-
lüğu hakkındaki şikâyetinin yi-
ne soruşturulmak üzere bu ku-
ruma iletildiğini, bundan da
herhangi bir sonuç alamadıkla-
nnı belirterek, dava konusu söz-
lerin devanunda yer alan şu bö-
lümün savcıhkça esas hakkında
mütalaaya alınmadığını söyledi.
"Biz kimseye böyle bir iş ya-
pılsın istemiyoruz. Ama dövül-
düğü, fotoğraf makinesinin kı-
nldığı belgelerle sabit olan bir
gazeteci hakkında reva göriilen
hukuk dışı, yasa dışı uygulama-
nın da, en aandan devlet, hu-
kuk devleti ciddiyetiyle ele alın-
masını bekliyoruz. Eğer bu ya-
pılmayacak şikâyetimiz şikâyet
ettiğimiz makamca ko\alanacak
ise biz kime guvenelim?"
"Burada yargılanan, savun-
ma hakkı ve düzenin kendisi-
dir" diyen Değer, şöyle konuş-
tu:
"İnancıma göre çaiışmala-
rımda hiçbir zaman bilerek hu-
kuka aykın davranraadım. Ya-
salan da çiğnemedim. Belki,
olaylann iç yüzunü gösterebil-
mek için ve savunma çabasıyla,
yasalann dar sınırlannı genişlet-
mek amacıyla zorlamış sayılabi-
lirim. Ama bunun da suç oluş-
turduğu sövlenemez. ÇUnkü sa-
vunma hakkı, çağlar boyu ger-
çeğin araştınlmasında hep ko-
nınmuş, kutsal »ayılmıştır. Do-
kunulmazlığı evrenseldir. Bu
davada ben değil, savunma bak-
kının bu evrenselliği yargüan-
maktadır."
Değer'in avukatı Şenal San-
ban da, "Bu davada bir avuka-
tı n yargılanması ülkemizde sa-
vunma hakkının ozgur ve ba-
ğımsız bir biçimde kullanılama-
dığının kanıtıdır" dedi.
Jandarma karakolunda îşkence iddiası
Ali İnal ve Savaş Ergun adh bahkçılar,
Turgutreis Jandarma Karakolu'nda işkence
gördükleri iddiası ile savcılığa başvurdular.
ÖZCAN ÖZGÜR
MUĞLA — İki yurttaşa sor-
gulama sırasında 'işkence' yap-
tığı iddia edilen Turgutreis Jan-
darma Karakol Komutam Ast-
subay Başçavuş H»yri Söyün-
mez hakkında savcılığa suç du-
yurusunda bulunuldu.
Türkbükü köyünde evinin
önüne emanet oiarak bırakılan
aracın çalınması üzerine gözal-
tına ahnan balıkçı Ali İnal ile
olayla ilgili görülerek Bodrum'-
daki dükkânından alınarak Tur-
gutreis'e götürülen Savaş Er-
gün, karakolda yapılan sorgu-
ları sırasında Başçavuş Hayri
Söyünmez tarafmdan kendileri-
ne işkence yapıldığını ve kendi-
lerine elektrik verildiğini iddia
ettiler. Başçavuş Hayri Söyün-
mez tarafmdan dükkânından
gece ahnarak Turgutreis Jan-
darma Karakolu'na götürüldü-
ğünü, burada işkence gördüğü-
nü ileri süren Savaş Ergün, ka-
rakol komutam hakkında Bod-
rum Cumhuriyet Savcılığı'na
suç duyurusunda bulundu.
Burada gördüğü işkenceyi,
"Beni önce köpeklerin bulun-
duğu yere attılar. Gece saat
24.00 sıralarında karakola aldı-
lar. Karakol komutam
'Başlayın* dedi, sanki vücudum-
da deprem ohıyordu. Gözlerim
bağlıydı, bu üç dakika kadar
sttrdü. 'Durdurun' dedi, ken-
dimden gecmiştim. Bu, daba
sonra da tekrarlandı" şeklinde
anlatan AJi İnal, savcılığa yap-
tığı suç duyurusu sonunda dok-
tora sevk edildi. Bodrum Sağ-
lık Ocağı'nda yapılan muayene-
si sonunda karakolda 'cebirle'
karşılaştığı belirlenen Ali İnal,
kesin rapor için Muğla Devlet
Hastanesi'ne sevk edildi. Öte
yandan Ali İnal, lnsan Haklan
Derneği Muğla şubesine dilek-
çeyle başvurarak kendisine sa-
hip çıkılmasını istedi.
Olayı tepkiyle karşıladıklan-
nı belirten SHP Bodrum llçe
Başkanı Hüseyin Anıl, Turgut-
reis Jandarma Karakol Komu-
tam 'nın aylardır Turgutreis'te
'devlet terörü' yarattığım belir-
terek "Karakol komutam kim,
ya da kimler tarafmdan korunu-
yor bilemiyoruz. Ama büyuk
bir cesaretle işkenceci alışkanlı-
ğını sürdürüyor. Artık birileri
dur demeli" dedi. SHP yöneti-
mi, suçlular hakkında yasal iş-
lemlerin yapümasını istedi.
Turgutreis Jandarma Kara-
kol Komutam Astsubay Başça-
vuş Hayri Söyünmez'in, Bod-
rum Cumhuriyet Savcısı Zeki
Karaman'dan cesaret aldığını
ileri süren Muğla Barosu Başka-
nı Avukat Birdal Ertuğnıl, Ka-
rakol Komutam ile savcının der-
hal görevden ahnması gerektiği-
ni belirterek şunlan söyledi:'
"Karakol komutanının bu
yeni olayı değil, karakol komu-
tam işkenceyi alışkanlık haline
getirmişir. Bu iki kişi derhal gö-
revden alınarak haklannda ya-
sal işlem yapılmalıdır. Bunu
yapmayanlar suça ortak olmuş
olacaklardır."
POLİTİKA GÜNLÜĞÜ
HİKMET ÇETİNKAYA
AGJK, FAO ve Buca...
Buca Cezaevi'ndeki açlık grevi 40. gününü dokJurdu. SHP
İzmir MiUetvekili Ahmet Ersin, Buca Cezaevi'ndeki açlık gre-
vini bir soru önergesiyle TBMM gündemine getirdi. Ersin,
Adalet Bakanı Oltan Sungurtu'ya şu soruyu yöneltti:
—Açlık grevi ölümle sonuçlanırsa bunun sorumlusu kim
olacaktır?
Buca'da siyasi 20 tutuklu ve hükümlü olumsuz yaşam ko-
şullarını protesto etmek amacıyla tam kırk gündür yemiyor,
içmiyor. Cezaevi yönetimi üç gün önceye dek açlık grevin-
deki tutuklu ve hükümlülere tuz ve şeker vermiyordu. Ce-
zaevine gelen yakınlan, yeriere tuz ve şeker döküp
yönetıcıleri protesto ettiler.
İzmır Devlet Haştanesi'nde 8 tutuklu ve hükümlü bulunu-
ypr. Doktorlann "Ölüme adım adım yaklaşıyorlar" dediği 8
kişi, tedaviyi kabul etmiyor. Ne zaman cezaevinde koşullar
düzelir, iyileştirilmeye gidilirse, o gün tedaviye 'evef diye-
ceklerini söylüyor sekiz tutuklu ve hükümlü.
İHD Şube Başkanı Av. Ahmet Aksüt, HEP İl Başkanı Bay-
ram Özcan, açlık grevinin başından beri çalmadık kapı bı-
rakmadılar. SHP Genel Başkanı Erdal İnönü'ye durumun
önemi anlatıldı. Devreye İnsan Haklan Derneği Genel Baş-
kanı Av. Nevzat Helvacı, milletvekilleri Veli Aksoy, Veli Yıldı-
nm, Ömer Çiftçi, Kâmil Atesoğulları, Ahmet Ersin girdi. Baro
Başkanı Av. Sabri Kurt, Adalet Bakanlığı'na başvurdu.
Ama bugüne dek hiçbir sonuç alınamadı, cezaevinde ryi-
leştirmeye gidilmedi...
21 kasım gunü Paris'te 34 ülke devlet ve hükümet baş-
kanlarınca AGİK zirvesinin sonuç bildirgesı imzalanırken Bu-
ca'da açlık grevi 3. gününü dolduruyordu. "Avrupa'nın
Geleceği İçin Paris Şartı" adlı bildirgeyi ise Türkiye adına
Cumhurbaşkanı Turgut Özal imzalıyordu. Bir gün sonra BM
Gıda Tarım Örgütü'nden (FAO) "Açız" diye yardım isteyen
19 memur gözaltına alınıyordu. Yine bir gün önce özal, Pa-
ris'te şöyle diyordu:
—Keyfi gözaltı ol-
maz!
Türkiye, AGİK'te im-
za atıyordu, ama in-
san haklan,
demokrasi ve hukuk
kavramlarını görme-
mezlikten gelıyordu ..
Ne deniliyordu
21 kasım günü Paris'te
AGİK'e imza atıldığı
saatlerde Adalet Bakanı
Oltan Sunguriu,
Ankara'da 'Savaşa hayır'
dediği için tutuklanan
AGİK üyesi ülkeler lİSe Öğ/VnCİSİ N.A.'VI
için eşit güvenlik te- polise ihbar eden lise
JEEâT"*"" müdürünü'örnek
yurttaş' oiarak
açıklıyordu.
Deniliyordu ki; in-
san haklan ile ekono-
mik özgürlükler,
sosyal adalet; her
AGİK üyesi için eşit güvenlik temeline dayalıdır. Sonra art
arda sıralanıyordu temel ilkeler:
—Hiç kimse keyfi oiarak tutuklanamaz, gözaltına alına-
maz, işkenceye veya zalim, insanlık dışı ve aşağılayıcı hiç-
bir ceza ya da muameleye tabi tutulamaz.
21 kasım günü Paris'te AGİK'e ımza atıldığı saatlerde Ada-
let Bakanı Oltan Sunguriu, Ankara'da 'Savaşa hayır' dediği
için tutuklanan lise öğrencisi N.A.'yı polise ihbar eden lise
müdürünü 'örnek yurttaş' oiarak açıklıyordu.
Türkiye bir çelişkiler ülkesiydi.
Hem AGİK'e imza atar hem de FAO'dan yardım isteyen
memurları gözaltına alır, Buca'da açlık grevi yapan tutuklu
ve hükümlüler için şu savı öne sürerdi:
—Açlık grevi yapıyorlar, nasıl önleyeceğiz, ölecşkierini W-
miyorlar mı?
lnsan haklan konusunda en çok konuşan Cumhurbaşkanı
Turgut Özal, Buca Cezaevi'nde olupbitenleri acaba ızTryor
mu?
ANAP iktidarı, 1983 yılından beri kişi temel hak ve özgür-
lükleri konusunda konuşur. insan haklan, demokrasi ve hu-
kuk devletini savunduğunu söyler. İşkence olaylarının
üzerine gideceğini, gittiğini, cezaevierinin Avrupa standart-
larına ulaştırılacağını anlatır.
Tüm bunlar kandırmacadır, masaldır...
Buca Cezaevi'nde 20 genç insan neden ölömü göze al-
dı? Cezalarını çeken bu insanlar devletten çok şey mi iste-
mişti?
Onlar şöyle sesleniyordu:
—Disiplin cezaları kaldınlsın. Açık görüşte ailelerin getir-
diği yiyecekler alınsın. Daktilo, teyp, vralkmen verilin. Ko-
ğuşlara ankesörlü telefon, ısıtıcı konulsun. Mektup
kısıtlaması kaldınlsın...
AGİK'e imza atan Türkiye, cezaevlerinde yasanan dramı
ne zaman görecektir?
Evet, ne zaman?
P A R T İ L E R D E N
Özdemîr suçladı
• ANKARA (ANKA) — Devlet Bakanı
Ibrahim özdemir, muhalefet partileri SHP
ve DYP'yi "Saddam bezirgânhğı" yapmakla
ve "huzur, güven, istikrann bozulmasından
medet ummakla" suçladı. Devlet Bakanı
özdemir, ANAP Genel Merkezi'nde
duzenlediği basın toplantısında, 10 yıl süren
Iran-Irak savaşında Türkiye'nin tarafsız kaldıgını, savaş
sonlannda Irak'ın Türkiye'ye su konusunu bahane ederek
hasmane tavır almasına karşın bu tarafsızlığı
sürdürdüklerini belirtti. Ibrahim özdemir, "Bazı muhalefet
liderlerimiz, gerçekten Saddam'ın müdafıi gibi bir nevi
Saddam bezirgânlığı yapmaktadırlar. Şurası bir gerçcktir
ki ve anlaşılmıştır ki iyi niyetle bu olaya ne kadar
yaklaşmak arzusu olursa olsun Saddam iyi niyetle bu işi
bırakmak niyetinde değildir dedi.
Işıklar'ın değeriendirmesi
AMKAIU (Cwhuriyet Bârosu) - HEP Genel Başkanı Fehmi
Işıklar, 1990 yıhnı değerlendirirken bugün Türkiye'nin en
büyük ihtiyacının yeni siyasi anlayışlar olduğunu bildirdi.
Işıklar, bu gidişe 'dur' diyecek bir siyasi yapının büyük
önem taşıdığına dikkat çekerek "HaJkla bütünleşen,
onunla birlikte karar veren siyasetçilerin önemi
başlamıştır" dedi. 1991 yıhna sıcak savaş tehlikesi tte
birlikte girildiğini belirten Işıklar, Türkiye'nin savaş
konusunda bütünlük içinde olmadığını, halkın savaşa
karşı çıktığını söyledi. HEP lideri Işıklar, bölücülükle
mücadele etme adına devletin bölücülük yaptığını, bugün
Doğu'da baskı, zulüm, sömürü ve işkencenin bir yönetim
ve yaşam biçimi olduğunu kaydetti.
Işıklar, "1991 yılı daha çok banş, daha çok insan
haklan, daha çok özgürlük, daha çok demokrasi ve daha
yaygın refah için mücadele yıü olacaktır" dedi.
HEP, SHFye komşıı
ANKARA (UBA)— Halkın Emek Paıtisi,
Sosyal Demokrat Halkçı Parti'ye komşu
oldu. HEP, Karanfil Sokak'taki genel merkez
binasını, Necatibey Caddesi'nde bulunan
SHP Genel Merkezi'ne yakın bir yere taşıdı.
SHP ile komşu oknalarının kendilerini
rahatsu etmediğini belirten HEP
yöneticileri, "Aksine, SHP'ye komşu olmamız daha iyi
oldu. SHP'yi terk edenler partimizi çabuk bulur" dediler.
HEP yöneticileri, genel merkezlerini ihtiyaçlanna yanıt
vermediği için, partiye küçük geldiği için değiştirdiklerini
söylediler.