23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
28 ARALIK 1990 SERBEST PİYASADA DÖVİZ ABODolan Batı Alman Martu isvicre frangı Hollanda Flonnı Ingthz Stertinı Fransiz Frangı 100 Italyan Ureü S.ARry* Avustiırya $Hnı 1 Döviz int ($) = «ış 2965 1940 2255 1705 5580 565 256 765 275 Satıs 2973 1945 2260 1710 5620 570 260 770 280 199VE GIRERKENSANÂYI EKONOMİ CUMHURÎYET/13 ALTIM GÜMÜŞ Cumhunyet Reşat 24 ayar altın 22 ayar bıleak 900 ayar gümOs Vakıfbank Aitın Ziraal Artını HafkAton M BanVası 1 Ois t Akş 241000 270 000 36 750 32 800 423 202 000 201000 201 000 383 05 Satış 245.000 280.000 36 850 36 400 450 207 000 206 000 205 000 384 25 TL Intertanı Ort Fara (%) 64 94 Mutfakta enflasyon • ANKARA (AA) — Türk-tş ayhk gıda harcaması araştırmasında, gıda maddelerinin fiyatlarında son bir yılda meydana gelen artışın yüzde 73'ti bulduğu belirtildi. Araştırmada, bu oranın Yunanistan'da yüzde 19.5, Almanya'da ise yüzde 2.8 olarak gerçekleştigi bildirildi. Araştırmada, Ankara'da yaşayan 4 kişilik bir ailenin dengeü beslenmesinî sağlayacak harcama tutarının aralık ayında 620 bin 70 liraya ulaştığı kaydedildi. Geçen yıhn aralık aymda bu giderin 3S8 bin 586 lira düzeyinde olduğuna dikkat çekilen araştırmada, "Son bir yılda gıda için ödenmesi gereken 261 bin 484 lira ek harcama, bir asgari ücrete eşitlenmektedir" denildi. Ozügergin Eubank'ta • ANKARA (ANKA) — Etibank Yönetim Kurulu üyeliğine, Türkiye'nin Sovyetler Birliği eski Ticaret Başmüşaviri Şevket ozügergin atandı. özügergin'in, Etibank Yönetim Kurulu üyeliğine atanması ile ilgili kararname Resmi Gazete'de yayımlandı. Resmi Gazete'de yayımlanan bir başka atama kararnamesiyle de Devlet Meteoroloji Işleri genel müdür yardtmcıhğına, aynı yerde idari ve mali işler dairc başkanlığı görevi yapan Asaf Yalçın getirildi. 191 araç kayıp • ANKARA (AA) — Maliye ve Gümrük Bakanhğı, yurtdışından gelip belirlenen sürede çıkış yapmayan çeşitll tipte toplam 191 aracı sıkı takibe aldı. Maliye ve Gümrük Bakanlıgı Kontrol Genel Müdürlüğü görevlilerince yapılan incelemeler sonucunda, turistik kolaylıklardan yararlanarak triptik ve gümrükten geciş karnesiyle Türkiye'ye getirilen ve çıkanlan araçlara ait 155 bin 741 belge üzerinde yapılan jncelemelerde, çeşitli tipte toplam 191 taşıtın yurtdışı edilmediği belirlendı. Bu arada, triptik belgesini veren kefil kuruluştan 17 milyon 510 bin 182 lira gümrük vergi ve resimlerinin tahsil edildiği öğrenildi. Faizsizbanka kârlan • ANKARA (UBA) — Bankalara paralel olarak faizsiz bankacüıkta da 1990 yıb içinde kâr patlaması yaşandı. Üç Islami bankanın kârları geçen yüa oranla bu yıl yüzde 144 artarken AJ Baraka Türk, Faisal FiBaas ve Türk Evkafm yıh»ilk yansındaki kârlan 17 milyar 449 milyon liraya ulaştı. İslami kurallara göre bankacıhk yapan özel fınans kurumlanna haziran sonu itibarıyla akan fonlar 951 milyar 6% milyon liraya ulaşırken yılın ilk yarısmda bu kurumlann kâr payı ödemeleri 113 milyar 149 milyon lira oldu. ^Çukobirlik'i satacaklar' • ADANA (Cumhuriyet Güney tlleri Bürosu) — SHP Adana tl Başkam Tümer Mavi, Çukurova üreticisinin 1940 yılında bir araya gelerek kurduğu Çukobirlik'in bugüne kadar sahip olduğu büyük tekstil, konfeksiyon ve yağ sanayii tesislerinin satılması için iktidann hazırlıklar içerisinde bulunduğunu söyledi. Tümer Mavi, ocak ayında yapılacak genel kurula katılacak delegelere, sanayi tesislerinin satümasına olanak sağlayacak maddeyeretoyu vermeleri çağrısında bulundu. Canlı yıldan durgıın yıla1990'da sanayide yaşanan canlanmanın /Sanayi, yeni yıla büyük sorunlarla giriyor: îşçi- önümüzdeki yıl yerini durgunluğa ^ /işyeren ilişkileri bozuk, ekonomi yönetimindeki bırakmasından korkumyor. Sektör, 1990'da ^ybelirsizliksürüyor,ihracatgözdendüşerken artan ithalatladuraklayan ihracatın arasına sıkıştı y ithalatın yıldızı parlak. ABDURRAHMAN YILDIRIM Artan ithalat ile duraklayan ihracat arasına sıkışan sanayi sektörü 1991'e endişeli giriyor. Bu kesimde 1989 ortasında baş- layan ve 1990 yılında da devam eden canlanmanın 1991'de yeri- ni durgunluğa terk etmesinden korkuluyor. Ucuz ithalat ve dampingli mallann fabrikaları kapatmaya başladığı 1990 yılı- nı geride bırakan sanayi, 1991 'e bozulan iş banşı ve yaygınlaşan grevlerle adım atıyor. DPT rakamlarına göre 1990'da yüzde 7.7 büyümesi beklenen imalat sanayii için 1991'de yüzde 6.5 üretim artışı öngörülüyor. Sanayinin sektö- rel gelişimine bakıldığında ise iç tüketime yönelik kesimlerde önemli bir canlanma, ihracata dayalı kesimlerde ise durgunluk ve gerileme görülüyor. fç tale- be bağlı olarak otomobil, beyaz ve kahverengi eşya ile elektro- nik sektörlerinde yüzde 45'lere varan yüksek üretim artışları gerçekleşti. Buna karşın, lastik ve çimento sektöründe, grevle- rin de etkisiyle önemli bir azal- ma, tütün, plastik, kimya, pet- rokimya sektörlerinde ise dur- gunluk yaşandı. Gübre ve de- İmalat sanayiinin iki yılı Tûketim malları Ara malları Yatınm malları Toplam Kaynak: DPT (tahmini) Uretta(%| 1990(1989 3.71 5.34 • 21.24 7 73 1991(1990 5.47 5.41 10.22 646 İhracat (H) 1990/1989 0.04 3.01 22.61 2.62 1991/1990 8.54 9.24 27.58 10.37 rttatatr» 1990(1989 55.74 11.95 35.51 25.41 1991/1990 -6.86 5.38 10.71 6.56 dikası Başkam HftBt Narin'e gö- re "İş banşı bozuldu. Denizin durulması için dalgalanması ge- rekli." feelirsizllk mirçelik sektörlerinde grev ne- deniyle 1989 yılı üretimleri dü- şük kalmıştı; bu nedenle 1990 üretimlerinin de yüzde 10'un üzerinde gerçekleşmesi bek- leniyor. Şirketlerin bilanço kârlannın iyi çıktığı 1990 yılında sanayii kesiminin sorunlan şu başhklar altında toplanabüir: thracat g*z4ea dbştfc: îzlenen kur poliükasıyla ödeme- ler dengesi hesabı büyük ölçü- de dışardan gelecek kısa vâdeli sermayeye bağlanınca ihracatın önemi azaldı. thracata verilen teşviklerin azaltılması, kur po- litikası, iç talebin canlı olması ve Körfez krizinin olumsuz etkisi nedeniyle sanayi sektörü dışsa- tımının 1990'da reel yüzde 2.6 büyümesi bekleniyor. lhracatta- ki bu duraklama, dışa dönük sanayii alt sektörlerinde ve fir- malarda da durgunluğa yol aç- tı. Bu durgunluktan ekonomi- nin öncü sektörü olan tekstil ve konfeksiyon etkilendi. lthalatuı yıldızı parla* dı: DPT verilerine göre 1990 yı- lında imalat sanayii ithalatının yüzde 25 artarak 15 milyar do- Iara yükselmesi öngörülüyor. İt- halat artışında döviz kurunda- ki gelişmelerin yanı sıra ithala- tın giderek serbestleştirilmesi ve iç talepteki yüksek artış da et- kili oldu. tçerde tüketici kredi- lerinîn hızla artması ve hacmi- nin 5 trilyon lira gibi bir düze- ye çıkması da ithal mallanna ta- İep yarattı. tstanbul Sanayi Odası Başkam Memduh Hacı- oglu'nun deyişiyle "Gazetelerin pazarlama şirketleri sayfalarla ilanla halkımıza taksiüi, ucuz it- hal tüketim mallarını sunmaya başladıtar." Hacıoğlu, enflas- yonun iki yılda yüzde 125 olma- sına karşılık doların kur artışı- nın sadece yüzde 55'te kaldığı- na işaret ederek "Bunun anla- mı ithalatın yüzde 70 ucuzlatıl- masıdır. tthalatın yıldızı çok parlak bir şekilde göıleri kamaştırmakta" dedi. Hacıoğ- lu, ithalatla otomotiv, beyaz eş- ya, tekstil, seraraik, porselen, gıda ve benzeri sektörlerin olumsuz etkilendiğini belirtti. Işçi-lşverea Uişkileri bozaMa: Çalışma yaşamında- ki sorunlar, sanayi sektörtınü 1990'da en çok 'rahatsız eden' konulann başında geldi. Toplu iş sözleşmesi görüşmelerine ta- rafların çok farkh isteklerle oturmalan, anlaşmazlıklan art- tırdı. Giderek gerginleşen işçi- işveren ilişkileri grevleri yaygın- laşîırdı. Eski TİSK Başkam ve Tekstil Sanayii tşverenler Sen- sürdiı: Sanayinin yatınm ya- pabilmesi ve üretimini program- layabilmesini engelleyen ekono- mik politikalardaki belirsizlikler ortadan kalkmadı. Ekonomi yönetimindeki çok başlılık sür- dü. İSO Başkam Hacıoğlu, bu konuda şunları sÇyledi: "Uygu- lanan ekonomik politika, ser- besi pazar ekonomisi otmaktan çıkmış, keyfı pazar ekonomisi niteli|ini kazanmıştır. 1987- 1990 yıllan arasında, ekonomi- deki yazbozlann başka bir tari- fini bulamamaktayız. Temd şi- kâyetimiz de buradan. Ekono- miyi hiç kimse keyfi kararian>1a yönlendiremez. Ekonomide bu kadar kısa zamanda bu sayıda yanlışlar yapılamaz. Siyasi üs- tfinlükler kazanmak amacıyla ekonomi, siyasi tercihlerle ida- re edilemez." Tekaoloji ynüleuacsl- n« gklileaıedi: Sanayinin te- mel sorunlarından biri olan tek- nolojinin yenilenmesi konusun- da bir ölçüde tekstil dışında ge- lişme sağlanamadı. Çevre kirli- liğini önleyici yatuımlara da gi- dilemedi. ISADAMLARINA GÖRE SANAYİNİNSORUNLARI ı Hacıoğlu: Siyaset Türkiye'de siya- set 1986 ara seçim- leriyle tekrar eko- nomiyi ipoteği altı- na aldı ve 1989 ye- rel seçimlerinden sonra da iç talebin kamçılandığı itha- lata dönük sağlık- sız bir ekonomik büyüme ile 1990 sonuna geldik. 1991 ve sonrası ekono- mik beklentilerimizi daha geniş bir pers- pektifte değerlendirmek istiyoruz. 1991 için mesajımız şunlar olabilir: — Ekonomi, kesin olarak sürekli ve saghklı bîr şekilde dışa dönük büyümeyi sağlayacak düzenle yönetilmelidir. Türkiye'nin tek tercihi budur. — Kamu kesimi ekonomik faaliyet- lerini uzun vadede asgariye indirecek şe- kilde planlanmalıdır. Vergi, toplumun geniş kesimlerinde adil bir şekilde top- lanmalıdır. — Üretim ve verimlilik artışı temel ekonomik hedefler olmalıdır. tşçi- işveren ilişkileri bu hedefler çercevesin- de gelişürilmelidir. Erez: Ejıflasyon 1991'e girerken Türk ekonomisi, 1990'da uygulanan yanlış politikalann ağır sonuçları ile karşı karşıya bu- lunduğu gibi hiç beklenmedik bir şekilde ortaya çı- kan Körfez krizi belirsizlik ortamı yaratmıştır. Çahşma barışını tehlikeye düşüren toplusözleşme görüşmeleri so- nucu işçi-işveren ilişkilerinin gerginleş- mesi ve ilk defa genel greve kadar uza- nan bir uyuşmazlıgın yaratacağı ağır ekonomik ve sosyal sonuçlan göğüsle- mek durumu ile karşılaşılmıştır. 1990 yılında enflasyonu düşürüyoruz diyebilmek için uygulanan kur poütika- sı, gümrük indirimleri, KİT zarnlarının ertelenmesi enflasyon hızında birkaç puanlık bir gerileme sağlamış olmasına rağmen 1991'e büyük bir enflasyon bi- rikimi devretmiştir. Yeni yılda başta KlT'ler olmak üzere, kamu sektörun- de yüksek oranlı zamlar birbirini takip edecektir. Sabancı: Sendika Sendikalar toplu pazarlık masasına yüzde 400-600 gibi taleplerle geliyor- lar. Buna karşılık işverenler de çok daha aşağıdaki ra- kamlarla aynı ma- saya oturuyorlar. Arası bu kadar açık olan pazarlık koridorunda anlaşmalar geç oluyor. Taraflar birbirini gereksiz yere suçlu- yor, kınyor. Çoğu kez ölçü bulunama- dığı için üretim durduruluyor, greve gi- diliyor. Bir ölçüye sığmayan bu pazar- lık koyun pazarlığına benziyor. öden- meyecek çek yazılmamalı. Işçiye öde- nen paranın yüzde 45.4'ü devlete gidi- yor. Devlet işverenin işçiye ödediği pa- raya ortak oluyor. Imzalanan toplusöz- leşmelerle, 1991 yılında bir işçinin top- lam yıllık maliyeti 80 milyon TL'yi (30 bin dolar) aşmaktadır. Hatta daha yük- sek oranları bile vardır. Bu yüksek ma- liyetler karşısında yabana yatıruncılar Türkiye'ye gelmekten vazgeçiyorlar. th- racatımız negatif etkileniyor. Narin: I§ banşı Bugün ış barışı bozulmuştur. "Denizler durul- maz dalgalanma- dan". Denizler dalgalanacak. Biz- ler de bu dalgalan- madan mutlak su- retle nasibimizi alacağız. Ondan sonra sağlıkh bir »ekilde yolumuza nasıl gidecegimizi dü- şüneceğiz. Bugun talep edenlerin tale- bine dur denemez. 1988'e kadar bu ta- lepler normaldi. Ondan sonra belediye- ler bir milyon liranın üstünde net ücret vererek bu dengeyi bozmaya başladı. Ardından kamunun ve bazı özel sektör işverenlerinin "işyerim kapanmasın" diyerek verdikleri yüksek ücret zamla- n bizi bu noktaya getirdi. Şimdi geli- nen noktada, toplusözleşmeler bflyük bir işsizliği beraberinde getirecektir. Yüksek zammı veren işveren, üretimi- mi ne kadar işçi tasarruf ederek sürdü- rebilirim diye düşünecektir. Bu yanlış- lan zamanında söylemeliydik. Dengeli bir ücret politikasını oturtmalıyız. Mazda kullanıcısı zevk sahibidir. Giyimine .görünümüne ve otomobiline özen gösterir, spora zaman ayırır. Şimdi, Mazdaseverlerîn ortak bir noktaları daha var: Mazda Club Türkiye'de ilk kez Mazda Club, satış sonrası hizmetlerimize yeni bir halka ekliyor. Farklı bir anlayışla... Mazda kullanıcısı, artık yalnızca otomobiline servis ve y parça hizmeti almakla kalmıyor, Mazda Club ayncalığını da yaşıyor. Yetkili Maz bayileri, servisleriyle bir aile olmanın gûveni, huzuru içjnde yeni yılınızı kutiar. — Servis ve yedek parça hizmetlerinden. sonra Mazda Club ayrıcalığı Aracınızın ruhsatı ve adresinize gönderdiğimiz ön üyelik kartınızla birlikte bir Mazda bayine gelin yeni yıl armağanınızı alın. Mazda Club ayncalığını sizde yaşayın. Mazda'yı kullanartlardan sorun ' Türkiye Genel Distribütörü MERMERLER YATIRIM ve PAZARLAMA A.Ş. Balmumcu Barbaros Bulvarı No.127 80700 Beşiktaş-İSTANBUL Tel:(1)174 55 50 5 Hat - (1)175 84 80 2 Hat Fax:(1)173 35 59 EKONOMINOTLARI OSMAIS ULAGAY "Güneş Taner'in İsUfası" Eğlencesine Uvertür...Devlet Bakanı Sayın Güneş Taner, benım tanıdığım kada- rıyla en ciddi konuları bile "gırgır'ia karışık eie almasını se- ven bir insan. Örneğin geçen ay Türk Henkel'in düzenlediği gecede kadim dostu Mehmet Barlas'ın da katkılarıyla bir hayli eğlendirmişti hazır bulunanları. Şimdi ben de onun sevece- ğini umduğum hafiflikte bir yazı yazarak son bir yıldaki se- rüvenini anımsatmaya çalışacağım Sayın Taner'e. Gelecek hafta sahneye konması muhtemel olan "Güneş Taner'in istifası" komedisinden önce bu serüvenin anımsanması, "eğ- lenceye başlangıç" yerine geçebilir diye düşündüm. Bir kere yiğidin hakkını yiğide verelim. Eğer enflasyon yal- nızca kabadayılıkla, atıp tutmakla önlenebilecek bir şey ol- saydı, bu konuda hiç kimse Sayın Taner kadar başarılı ola- mazdı. İthalat fonlarını bir gecede düşürerek sanayicinin tep- kisini üzerine çeken Güneş Bey'irt bu tehdidi sürekli olarak kullanması, hal mafyasmın belini kırmaya kalkışması, ken- disini "Güneş kralı" 14. Lui'ye benzeten "İstanbul dükalığı" na savaş açması unutulacak gibi değildi. Şaka bir yana, Gü- neş Bey'in bu tavnnın ve ithalatın ucuzlatılmasının sanayi ke- simindeki zamlan bir miktar törpülemede etkisi olduğunu dü- şünüyorum. Ne var ki otomobilcileri, beyaz eşyacılan, hazır giyimcile- ri, makarnacıları, yagcılan, deterjancılan, margarincileri tehdit edip "AJIahından korksunlar, eğer bu şekilde devam ederterse hepsini ithal ederim. Darmaduman ederim, fabrikalarını ka- patmak zorunda kalabilirler. Bizi hükümet olarak buna zor- lamasmlar, 15 gün süre veriyorum, fiyatları aşağı çeksinler" (Mılliyet, 2 Eylül 1989) diye atıp tutmak enflasyonu aşağı çek- meye yetmiyor. Sayın Güneş Taner, 19 Aralık 1989 günü bir basın toplan- tısı düzenleyerek, "enflasyonun aynı zamanda şahsi mese- lesi olduğunu" ilan etmiş. Bu basın toplantısıyla ilgili habe- rin bir bölümünü 20 Aralık 1989 tarihli Sabah gazetesınden aktarıyorum: "Enflasyonun yeni yılda daha da aşağıya çekileceğini sa- vunan Taner, enflasyondan dolayı geçmiş hükümetleri suç- ladı ve bu yıl enflasyonla mücadelede olumlu sonuçlann alın- maya başladıgını vurguladı. Taner, enflasyonun en önemli ne- denlerinden biri olan ve bu yıl yüzde 5.6 olarak gerçekleşen kamu borçlanma gereğinin Gayri Safi Milli Hasıla'ya oranı- nın 1990'da yüzde 5.1'e çekilmesinin hedeflendiğini ifade etti." Neymiş efendim? Kamu kesimi borçlanma gereği/GSMH oranının büyümesi enflasyonun en önemli nedenlerinden bi- riymiş Güneş Bey'e göre. Elhak doğru. Ve bu oran 1990'da yüzde 5.1'e çekilecekmiş. Güneş Bey'in son bir yıllık serüveninde ortaya çıkan "küçük" ve "önemsiz" tahmin hatalarına bir bakalım mı bu vesileyle? Güneş Bey, kamu kesimi borçlanma gereği/GSMH oranı 1990'da yüzde 5.1 olacak demiş. Son tahminlere göre 1990 sonunda bu oranın yüzde 95'i bulması bekleniyor. Yüzde 90'a yaklaşan küçük bir tahmin hatası yapmış Güneş Bey. Eh, bu yüzden enflasyon tahmini de tutmadıysa ne yapsın zavallı- cık. Güneş Bey, Mehmet Barlas'a yaptığı bir açıklamada, "Bor- sadaki yükselme ülke ekonomisine güvenin işaretidir" de- miş (Sabah, 4 Şubat 1990), daha sonraki bir tarihte ise İMKB endeksinin 1990 yılı sonunda 8000'e ehşeceğini söylemişti. İMKB endeksi önceki gün 3000'in de altına indi. Canım bu kadar hata payı herkesin tahmininde olur. Hem şu Saddam hır çıkarmasaydı Güneş Bey'in tahmini mutlaka tutacaktı. Bertce şu Saddam'a en fazla kızması gereken kişi Güneş Bey. Saddam'a onu yollaşak da kozlarını teke tek payiaşsaiar. Sad- dam bir yana, şimdi İMKB endeksinin hızla düşmesi ülke eko- nomisine güvensizliğin işareti mi acaba? Güneş Bey'in enflasyon konusundaki tahminlennin doğ- ruluk derecesini saptamak için önce bu konuda neler söyle- diğini anımsamak gerekiyor. 6 Ocak 1990 tarihli Hürriyet'ten okuyoruz: "Devlet Bakanı Güneş Taner, enflasyonun hükümetin bir numaralı, kendisinin şahsi sorunu olduğu yolundaki görüş- lerini yineleyerek '1990 senesinde Allah'ın izniyle, bir kere bu enflasyonun belini kıracağım' dedi... Devlet Bakanı enf- lasyon konusunda gelişmeleri tatminkâr bulduğunu, muha- lefetin enflasyon tahmininin tutmadığmı kaydederek 1990 yılı sonunda enflasyon oranını yüzde 30 düzeyine çekecekleri- ni söyledi" Sayın Taner'in yılın ilk aylarındaki olumsuz belirtilere kar- şın ısraria vurguladığı yüzde 30 rakamı, Işın Çelebi ve Ek- rem Pakdemirli gibi bazı bakanlar tarafından da tartışma ko- nusu yapılınca Güneş Bey tarihi açıklamalanndan birini ya- pıyor ve şöyle diyor: "Enflasyonun yüzde 30 olacağı konusunda hâlâ ısrartıyım. Sayın Pakdemirli bütçe görüşmeleri sırasında yüzde 42 de- di. Ben de yüzde 30 dedim. Bu yüzde 30 bir hedeftir. Oraya ulaşmak için elimden geleni yapacağım. Biz Atatürk çocuk- larıyız. Enflasyonda da zor olanı seçeriz. Zor şartlar altında çalışacaksınız. Bu benim koltuktan gitmem demekse veririm. Bütün bunları yerine getirmek için bu boynu veririm." (Ter- cüman, 23 Mart 1990) Diyorum ya şu enflasyon atarak-tutarak aşağı çekilebilseydi "Atatürk çocuğu" Güneş Bey onu yüzde 30'a da daha altına da indirirdi. Korkudan bir daha Türkiye'ye adım atamazdı enf- lasyon. Ama olmadı işte. Peki şimdi Güneş Bey'in zarif boy- nu ne olacak? Bu ahntıların ortaya koyduğu gibi önceleri "yüzde 30'' di- yen Sayın Taner, sonra bunu "yüzde 30'lara dönüştürdü. Kör- fez krizinden sonra yüzde 40'lara çıktı ve "çok bilimsel" ola- rak yeni tahminler yaptı. Ertuğrul Ûzkök, 16 Ekim 1990 ta- rihli Hürriyet'teki yazısında bu tarihi anlardan birini anlatıyor: "Güneş Taner, elindeki portatif bilgisayan açarak basit bir hesap yapıyor. Kasım ve aralık ayları enflasyonlannı tahmin ediyor ve ortaya en iyi ihtimalle yüzde 42.5, en kötü ihtimalle de yüzde 465'lik enflasyon sonucu çıkarıyor. Bilgisayarın ka- pağını kapatırken de "Senin anlayacağın ben iki buçuk pu- an yüzünden bakanlıktan giderim" diyor. Sayın Taner'in içi rahat etsin. Gelecek hafta 1990 sonu iti- barıyla enflasyon sonuçlan açıklandığında, yüzde 30'luk ilk tahmininin 20 puan, "yüzde 30'lar" diye düzelttiği sonraki tahmininin 10 puan üzerinde çıkacak en düşük enflasyon ra- kamı. Hiç hayıflanmadan rahat rahat gidebilir bakanlık kol- tuğundan. Boynu ise şimdilik bağışlanabilir, ne de olsa çağ atlamak isteyen bir Atatürk çocuğu kendileri. > KTTlerin kâr^-zarar hesabı tııtmadı ANKARA (UBA) — Bakan- lar Kurulu KlT'lerin kâr-zarar hesaplarını yeniden revize etti. KlT'lerin 5 trilyon 364 milyar li- ra olarak hedeflenen kârlan re- vize sonunda 3 trilyon 437 mil- yar liraya düşerken KİT zarar- ları 1 trilyon 926 milyar liradan 2 trilyon 983 milyar liraya cık- tı. Petrole dayalı KÎT'lerin kâr- ları ise büyük ölçüde artarken TPAO ve TÜPRAŞ'ın kârlan üçe katlandı. 1990 yılında 338 milyar lira kâr hedefleyen Tür- kiye Demir-Çelik Işletmeleri Körfez krizi, ihracaun tıkanma- sı ve dampingli ithalat nedeniy- le yılı 625 milyar lira zararia ka- patacak. Bakanlar Kurulu'nun başlıca ekonomik göstergeler raporuna göre taşkömürü grev ve dampingli kömür ithalatı yü- zünden Taşkömürü Kurumu'- nun zaran da 629 milyar liradan KlT'lerin kar-zarar durumu pt tk-anı MKE SEKA Cıiosan TOÇt -62 219 236 780 134 289 338.695 773 966 46 645 151629 108 348 625 000 344 115 Taşkomurı Kurumu TEK TPAO TUPRAS TMC SutKunımı •629 042 -410 481 512 787 69 704 -316 955 41976 10 965 516691 911 192 537 864 152 049 741 528 333 796 5 258 4400 138 045 . 233 340 758 774 Kifiv looiarnı 5 364 854 3 437 322 Zâcarıa? topbm -1.926 732 -2 983 382 3 438 122 453 W0 837 milyar liraya çıkacak. Bu arada 410 milyar zarar et- mesi hedeflenen tek revize prog- ramla zarannı 152 milyar lira- ya indirirken 316 milyar lira za- rar hedefleyen Toprak Mahsül- leri Ofisi yılı 5 milyar lira kâr- la kapatacak.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear