Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
28 ARALIK 1990
SERBEST PİYASADA DÖVİZ
ABODolan
Batı Alman Martu
isvicre frangı
Hollanda Flonnı
Ingthz Stertinı
Fransiz Frangı
100 Italyan Ureü
S.ARry*
Avustiırya $Hnı
1
Döviz int ($) =
«ış
2965
1940
2255
1705
5580
565
256
765
275
Satıs
2973
1945
2260
1710
5620
570
260
770
280
199VE GIRERKENSANÂYI
EKONOMİ CUMHURÎYET/13
ALTIM GÜMÜŞ
Cumhunyet
Reşat
24 ayar altın
22 ayar bıleak
900 ayar gümOs
Vakıfbank Aitın
Ziraal Artını
HafkAton
M BanVası 1 Ois t
Akş
241000
270 000
36 750
32 800
423
202 000
201000
201 000
383 05
Satış
245.000
280.000
36 850
36 400
450
207 000
206 000
205 000
384 25
TL Intertanı Ort Fara (%) 64 94
Mutfakta
enflasyon
• ANKARA (AA) —
Türk-tş ayhk gıda
harcaması araştırmasında,
gıda maddelerinin
fiyatlarında son bir yılda
meydana gelen artışın
yüzde 73'ti bulduğu
belirtildi. Araştırmada, bu
oranın Yunanistan'da yüzde
19.5, Almanya'da ise yüzde
2.8 olarak gerçekleştigi
bildirildi. Araştırmada,
Ankara'da yaşayan 4 kişilik
bir ailenin dengeü
beslenmesinî sağlayacak
harcama tutarının aralık
ayında 620 bin 70 liraya
ulaştığı kaydedildi. Geçen
yıhn aralık aymda bu
giderin 3S8 bin 586 lira
düzeyinde olduğuna dikkat
çekilen araştırmada, "Son
bir yılda gıda için ödenmesi
gereken 261 bin 484 lira ek
harcama, bir asgari ücrete
eşitlenmektedir" denildi.
Ozügergin
Eubank'ta
• ANKARA (ANKA) —
Etibank Yönetim Kurulu
üyeliğine, Türkiye'nin
Sovyetler Birliği eski
Ticaret Başmüşaviri Şevket
ozügergin atandı.
özügergin'in, Etibank
Yönetim Kurulu üyeliğine
atanması ile ilgili
kararname Resmi Gazete'de
yayımlandı. Resmi
Gazete'de yayımlanan bir
başka atama
kararnamesiyle de Devlet
Meteoroloji Işleri genel
müdür yardtmcıhğına, aynı
yerde idari ve mali işler
dairc başkanlığı görevi
yapan Asaf
Yalçın getirildi.
191 araç kayıp
• ANKARA (AA) —
Maliye ve Gümrük
Bakanhğı, yurtdışından
gelip belirlenen sürede çıkış
yapmayan çeşitll tipte
toplam 191 aracı sıkı takibe
aldı. Maliye ve Gümrük
Bakanlıgı Kontrol Genel
Müdürlüğü görevlilerince
yapılan incelemeler
sonucunda, turistik
kolaylıklardan yararlanarak
triptik ve gümrükten geciş
karnesiyle Türkiye'ye
getirilen ve çıkanlan
araçlara ait 155 bin 741
belge üzerinde yapılan
jncelemelerde, çeşitli tipte
toplam 191 taşıtın yurtdışı
edilmediği belirlendı. Bu
arada, triptik belgesini
veren kefil kuruluştan 17
milyon 510 bin 182 lira
gümrük vergi ve
resimlerinin tahsil edildiği
öğrenildi.
Faizsizbanka
kârlan
• ANKARA (UBA) —
Bankalara paralel olarak
faizsiz bankacüıkta da 1990
yıb içinde kâr patlaması
yaşandı. Üç Islami
bankanın kârları geçen yüa
oranla bu yıl yüzde 144
artarken AJ Baraka Türk,
Faisal FiBaas ve Türk
Evkafm yıh»ilk
yansındaki kârlan 17
milyar 449 milyon liraya
ulaştı. İslami kurallara göre
bankacıhk yapan özel
fınans kurumlanna haziran
sonu itibarıyla akan fonlar
951 milyar 6% milyon
liraya ulaşırken yılın ilk
yarısmda bu kurumlann
kâr payı ödemeleri 113
milyar 149 milyon lira oldu.
^Çukobirlik'i
satacaklar'
• ADANA (Cumhuriyet
Güney tlleri Bürosu) —
SHP Adana tl Başkam
Tümer Mavi, Çukurova
üreticisinin 1940 yılında bir
araya gelerek kurduğu
Çukobirlik'in bugüne kadar
sahip olduğu büyük tekstil,
konfeksiyon ve yağ sanayii
tesislerinin satılması için
iktidann hazırlıklar
içerisinde bulunduğunu
söyledi. Tümer Mavi, ocak
ayında yapılacak genel
kurula katılacak delegelere,
sanayi tesislerinin
satümasına olanak
sağlayacak maddeyeretoyu
vermeleri çağrısında
bulundu.
Canlı yıldan durgıın yıla1990'da sanayide yaşanan canlanmanın /Sanayi, yeni yıla büyük sorunlarla giriyor: îşçi-
önümüzdeki yıl yerini durgunluğa ^ /işyeren ilişkileri bozuk, ekonomi yönetimindeki
bırakmasından korkumyor. Sektör, 1990'da ^ybelirsizliksürüyor,ihracatgözdendüşerken
artan ithalatladuraklayan ihracatın arasına sıkıştı y ithalatın yıldızı parlak.
ABDURRAHMAN
YILDIRIM
Artan ithalat ile duraklayan
ihracat arasına sıkışan sanayi
sektörü 1991'e endişeli giriyor.
Bu kesimde 1989 ortasında baş-
layan ve 1990 yılında da devam
eden canlanmanın 1991'de yeri-
ni durgunluğa terk etmesinden
korkuluyor. Ucuz ithalat ve
dampingli mallann fabrikaları
kapatmaya başladığı 1990 yılı-
nı geride bırakan sanayi, 1991 'e
bozulan iş banşı ve yaygınlaşan
grevlerle adım atıyor.
DPT rakamlarına göre
1990'da yüzde 7.7 büyümesi
beklenen imalat sanayii için
1991'de yüzde 6.5 üretim artışı
öngörülüyor. Sanayinin sektö-
rel gelişimine bakıldığında ise iç
tüketime yönelik kesimlerde
önemli bir canlanma, ihracata
dayalı kesimlerde ise durgunluk
ve gerileme görülüyor. fç tale-
be bağlı olarak otomobil, beyaz
ve kahverengi eşya ile elektro-
nik sektörlerinde yüzde 45'lere
varan yüksek üretim artışları
gerçekleşti. Buna karşın, lastik
ve çimento sektöründe, grevle-
rin de etkisiyle önemli bir azal-
ma, tütün, plastik, kimya, pet-
rokimya sektörlerinde ise dur-
gunluk yaşandı. Gübre ve de-
İmalat sanayiinin iki yılı
Tûketim malları
Ara malları
Yatınm malları
Toplam
Kaynak: DPT (tahmini)
Uretta(%|
1990(1989
3.71
5.34
• 21.24
7 73
1991(1990
5.47
5.41
10.22
646
İhracat (H)
1990/1989
0.04
3.01
22.61
2.62
1991/1990
8.54
9.24
27.58
10.37
rttatatr»
1990(1989
55.74
11.95
35.51
25.41
1991/1990
-6.86
5.38
10.71
6.56
dikası Başkam HftBt Narin'e gö-
re "İş banşı bozuldu. Denizin
durulması için dalgalanması ge-
rekli."
feelirsizllk
mirçelik sektörlerinde grev ne-
deniyle 1989 yılı üretimleri dü-
şük kalmıştı; bu nedenle 1990
üretimlerinin de yüzde 10'un
üzerinde gerçekleşmesi bek-
leniyor.
Şirketlerin bilanço kârlannın
iyi çıktığı 1990 yılında sanayii
kesiminin sorunlan şu başhklar
altında toplanabüir:
thracat g*z4ea dbştfc:
îzlenen kur poliükasıyla ödeme-
ler dengesi hesabı büyük ölçü-
de dışardan gelecek kısa vâdeli
sermayeye bağlanınca ihracatın
önemi azaldı. thracata verilen
teşviklerin azaltılması, kur po-
litikası, iç talebin canlı olması ve
Körfez krizinin olumsuz etkisi
nedeniyle sanayi sektörü dışsa-
tımının 1990'da reel yüzde 2.6
büyümesi bekleniyor. lhracatta-
ki bu duraklama, dışa dönük
sanayii alt sektörlerinde ve fir-
malarda da durgunluğa yol aç-
tı. Bu durgunluktan ekonomi-
nin öncü sektörü olan tekstil ve
konfeksiyon etkilendi.
lthalatuı yıldızı parla*
dı: DPT verilerine göre 1990 yı-
lında imalat sanayii ithalatının
yüzde 25 artarak 15 milyar do-
Iara yükselmesi öngörülüyor. İt-
halat artışında döviz kurunda-
ki gelişmelerin yanı sıra ithala-
tın giderek serbestleştirilmesi ve
iç talepteki yüksek artış da et-
kili oldu. tçerde tüketici kredi-
lerinîn hızla artması ve hacmi-
nin 5 trilyon lira gibi bir düze-
ye çıkması da ithal mallanna ta-
İep yarattı. tstanbul Sanayi
Odası Başkam Memduh Hacı-
oglu'nun deyişiyle "Gazetelerin
pazarlama şirketleri sayfalarla
ilanla halkımıza taksiüi, ucuz it-
hal tüketim mallarını sunmaya
başladıtar." Hacıoğlu, enflas-
yonun iki yılda yüzde 125 olma-
sına karşılık doların kur artışı-
nın sadece yüzde 55'te kaldığı-
na işaret ederek "Bunun anla-
mı ithalatın yüzde 70 ucuzlatıl-
masıdır. tthalatın yıldızı çok
parlak bir şekilde göıleri
kamaştırmakta" dedi. Hacıoğ-
lu, ithalatla otomotiv, beyaz eş-
ya, tekstil, seraraik, porselen,
gıda ve benzeri sektörlerin
olumsuz etkilendiğini belirtti.
Işçi-lşverea Uişkileri
bozaMa: Çalışma yaşamında-
ki sorunlar, sanayi sektörtınü
1990'da en çok 'rahatsız eden'
konulann başında geldi. Toplu
iş sözleşmesi görüşmelerine ta-
rafların çok farkh isteklerle
oturmalan, anlaşmazlıklan art-
tırdı. Giderek gerginleşen işçi-
işveren ilişkileri grevleri yaygın-
laşîırdı. Eski TİSK Başkam ve
Tekstil Sanayii tşverenler Sen-
sürdiı: Sanayinin yatınm ya-
pabilmesi ve üretimini program-
layabilmesini engelleyen ekono-
mik politikalardaki belirsizlikler
ortadan kalkmadı. Ekonomi
yönetimindeki çok başlılık sür-
dü. İSO Başkam Hacıoğlu, bu
konuda şunları sÇyledi: "Uygu-
lanan ekonomik politika, ser-
besi pazar ekonomisi otmaktan
çıkmış, keyfı pazar ekonomisi
niteli|ini kazanmıştır. 1987-
1990 yıllan arasında, ekonomi-
deki yazbozlann başka bir tari-
fini bulamamaktayız. Temd şi-
kâyetimiz de buradan. Ekono-
miyi hiç kimse keyfi kararian>1a
yönlendiremez. Ekonomide bu
kadar kısa zamanda bu sayıda
yanlışlar yapılamaz. Siyasi üs-
tfinlükler kazanmak amacıyla
ekonomi, siyasi tercihlerle ida-
re edilemez."
Tekaoloji ynüleuacsl-
n« gklileaıedi: Sanayinin te-
mel sorunlarından biri olan tek-
nolojinin yenilenmesi konusun-
da bir ölçüde tekstil dışında ge-
lişme sağlanamadı. Çevre kirli-
liğini önleyici yatuımlara da gi-
dilemedi.
ISADAMLARINA GÖRE SANAYİNİNSORUNLARI
ı
Hacıoğlu: Siyaset
Türkiye'de siya-
set 1986 ara seçim-
leriyle tekrar eko-
nomiyi ipoteği altı-
na aldı ve 1989 ye-
rel seçimlerinden
sonra da iç talebin
kamçılandığı itha-
lata dönük sağlık-
sız bir ekonomik
büyüme ile 1990
sonuna geldik. 1991 ve sonrası ekono-
mik beklentilerimizi daha geniş bir pers-
pektifte değerlendirmek istiyoruz.
1991 için mesajımız şunlar olabilir:
— Ekonomi, kesin olarak sürekli ve
saghklı bîr şekilde dışa dönük büyümeyi
sağlayacak düzenle yönetilmelidir.
Türkiye'nin tek tercihi budur.
— Kamu kesimi ekonomik faaliyet-
lerini uzun vadede asgariye indirecek şe-
kilde planlanmalıdır. Vergi, toplumun
geniş kesimlerinde adil bir şekilde top-
lanmalıdır.
— Üretim ve verimlilik artışı temel
ekonomik hedefler olmalıdır. tşçi-
işveren ilişkileri bu hedefler çercevesin-
de gelişürilmelidir.
Erez: Ejıflasyon
1991'e girerken
Türk ekonomisi,
1990'da uygulanan
yanlış politikalann
ağır sonuçları ile
karşı karşıya bu-
lunduğu gibi hiç
beklenmedik bir
şekilde ortaya çı-
kan Körfez krizi
belirsizlik ortamı
yaratmıştır. Çahşma barışını tehlikeye
düşüren toplusözleşme görüşmeleri so-
nucu işçi-işveren ilişkilerinin gerginleş-
mesi ve ilk defa genel greve kadar uza-
nan bir uyuşmazlıgın yaratacağı ağır
ekonomik ve sosyal sonuçlan göğüsle-
mek durumu ile karşılaşılmıştır.
1990 yılında enflasyonu düşürüyoruz
diyebilmek için uygulanan kur poütika-
sı, gümrük indirimleri, KİT zarnlarının
ertelenmesi enflasyon hızında birkaç
puanlık bir gerileme sağlamış olmasına
rağmen 1991'e büyük bir enflasyon bi-
rikimi devretmiştir. Yeni yılda başta
KlT'ler olmak üzere, kamu sektörun-
de yüksek oranlı zamlar birbirini takip
edecektir.
Sabancı: Sendika
Sendikalar toplu
pazarlık masasına
yüzde 400-600 gibi
taleplerle geliyor-
lar. Buna karşılık
işverenler de çok
daha aşağıdaki ra-
kamlarla aynı ma-
saya oturuyorlar.
Arası bu kadar
açık olan pazarlık
koridorunda anlaşmalar geç oluyor.
Taraflar birbirini gereksiz yere suçlu-
yor, kınyor. Çoğu kez ölçü bulunama-
dığı için üretim durduruluyor, greve gi-
diliyor. Bir ölçüye sığmayan bu pazar-
lık koyun pazarlığına benziyor. öden-
meyecek çek yazılmamalı. Işçiye öde-
nen paranın yüzde 45.4'ü devlete gidi-
yor. Devlet işverenin işçiye ödediği pa-
raya ortak oluyor. Imzalanan toplusöz-
leşmelerle, 1991 yılında bir işçinin top-
lam yıllık maliyeti 80 milyon TL'yi (30
bin dolar) aşmaktadır. Hatta daha yük-
sek oranları bile vardır. Bu yüksek ma-
liyetler karşısında yabana yatıruncılar
Türkiye'ye gelmekten vazgeçiyorlar. th-
racatımız negatif etkileniyor.
Narin: I§ banşı
Bugün ış barışı
bozulmuştur.
"Denizler durul-
maz dalgalanma-
dan". Denizler
dalgalanacak. Biz-
ler de bu dalgalan-
madan mutlak su-
retle nasibimizi
alacağız. Ondan
sonra sağlıkh bir
»ekilde yolumuza nasıl gidecegimizi dü-
şüneceğiz. Bugun talep edenlerin tale-
bine dur denemez. 1988'e kadar bu ta-
lepler normaldi. Ondan sonra belediye-
ler bir milyon liranın üstünde net ücret
vererek bu dengeyi bozmaya başladı.
Ardından kamunun ve bazı özel sektör
işverenlerinin "işyerim kapanmasın"
diyerek verdikleri yüksek ücret zamla-
n bizi bu noktaya getirdi. Şimdi geli-
nen noktada, toplusözleşmeler bflyük
bir işsizliği beraberinde getirecektir.
Yüksek zammı veren işveren, üretimi-
mi ne kadar işçi tasarruf ederek sürdü-
rebilirim diye düşünecektir. Bu yanlış-
lan zamanında söylemeliydik. Dengeli
bir ücret politikasını oturtmalıyız.
Mazda kullanıcısı zevk sahibidir. Giyimine .görünümüne ve otomobiline özen
gösterir, spora zaman ayırır. Şimdi, Mazdaseverlerîn ortak bir noktaları daha var:
Mazda Club
Türkiye'de ilk kez Mazda Club, satış sonrası hizmetlerimize yeni bir halka ekliyor.
Farklı bir anlayışla... Mazda kullanıcısı, artık yalnızca otomobiline servis ve y
parça hizmeti almakla kalmıyor, Mazda Club ayncalığını da yaşıyor. Yetkili Maz
bayileri, servisleriyle bir aile olmanın gûveni, huzuru içjnde yeni yılınızı kutiar.
— Servis ve yedek parça hizmetlerinden.
sonra Mazda Club ayrıcalığı
Aracınızın ruhsatı ve adresinize gönderdiğimiz ön üyelik kartınızla birlikte bir Mazda
bayine gelin yeni yıl armağanınızı alın. Mazda Club ayncalığını sizde yaşayın.
Mazda'yı kullanartlardan sorun '
Türkiye Genel Distribütörü MERMERLER YATIRIM ve PAZARLAMA A.Ş.
Balmumcu Barbaros Bulvarı No.127 80700 Beşiktaş-İSTANBUL Tel:(1)174 55 50 5 Hat - (1)175 84 80 2 Hat Fax:(1)173 35 59
EKONOMINOTLARI
OSMAIS ULAGAY
"Güneş Taner'in İsUfası"
Eğlencesine Uvertür...Devlet Bakanı Sayın Güneş Taner, benım tanıdığım kada-
rıyla en ciddi konuları bile "gırgır'ia karışık eie almasını se-
ven bir insan. Örneğin geçen ay Türk Henkel'in düzenlediği
gecede kadim dostu Mehmet Barlas'ın da katkılarıyla bir hayli
eğlendirmişti hazır bulunanları. Şimdi ben de onun sevece-
ğini umduğum hafiflikte bir yazı yazarak son bir yıldaki se-
rüvenini anımsatmaya çalışacağım Sayın Taner'e. Gelecek
hafta sahneye konması muhtemel olan "Güneş Taner'in
istifası" komedisinden önce bu serüvenin anımsanması, "eğ-
lenceye başlangıç" yerine geçebilir diye düşündüm.
Bir kere yiğidin hakkını yiğide verelim. Eğer enflasyon yal-
nızca kabadayılıkla, atıp tutmakla önlenebilecek bir şey ol-
saydı, bu konuda hiç kimse Sayın Taner kadar başarılı ola-
mazdı. İthalat fonlarını bir gecede düşürerek sanayicinin tep-
kisini üzerine çeken Güneş Bey'irt bu tehdidi sürekli olarak
kullanması, hal mafyasmın belini kırmaya kalkışması, ken-
disini "Güneş kralı" 14. Lui'ye benzeten "İstanbul dükalığı"
na savaş açması unutulacak gibi değildi. Şaka bir yana, Gü-
neş Bey'in bu tavnnın ve ithalatın ucuzlatılmasının sanayi ke-
simindeki zamlan bir miktar törpülemede etkisi olduğunu dü-
şünüyorum.
Ne var ki otomobilcileri, beyaz eşyacılan, hazır giyimcile-
ri, makarnacıları, yagcılan, deterjancılan, margarincileri tehdit
edip "AJIahından korksunlar, eğer bu şekilde devam ederterse
hepsini ithal ederim. Darmaduman ederim, fabrikalarını ka-
patmak zorunda kalabilirler. Bizi hükümet olarak buna zor-
lamasmlar, 15 gün süre veriyorum, fiyatları aşağı çeksinler"
(Mılliyet, 2 Eylül 1989) diye atıp tutmak enflasyonu aşağı çek-
meye yetmiyor.
Sayın Güneş Taner, 19 Aralık 1989 günü bir basın toplan-
tısı düzenleyerek, "enflasyonun aynı zamanda şahsi mese-
lesi olduğunu" ilan etmiş. Bu basın toplantısıyla ilgili habe-
rin bir bölümünü 20 Aralık 1989 tarihli Sabah gazetesınden
aktarıyorum:
"Enflasyonun yeni yılda daha da aşağıya çekileceğini sa-
vunan Taner, enflasyondan dolayı geçmiş hükümetleri suç-
ladı ve bu yıl enflasyonla mücadelede olumlu sonuçlann alın-
maya başladıgını vurguladı. Taner, enflasyonun en önemli ne-
denlerinden biri olan ve bu yıl yüzde 5.6 olarak gerçekleşen
kamu borçlanma gereğinin Gayri Safi Milli Hasıla'ya oranı-
nın 1990'da yüzde 5.1'e çekilmesinin hedeflendiğini ifade etti."
Neymiş efendim? Kamu kesimi borçlanma gereği/GSMH
oranının büyümesi enflasyonun en önemli nedenlerinden bi-
riymiş Güneş Bey'e göre. Elhak doğru. Ve bu oran 1990'da
yüzde 5.1'e çekilecekmiş.
Güneş Bey'in son bir yıllık serüveninde ortaya çıkan
"küçük" ve "önemsiz" tahmin hatalarına bir bakalım mı bu
vesileyle?
Güneş Bey, kamu kesimi borçlanma gereği/GSMH oranı
1990'da yüzde 5.1 olacak demiş. Son tahminlere göre 1990
sonunda bu oranın yüzde 95'i bulması bekleniyor. Yüzde 90'a
yaklaşan küçük bir tahmin hatası yapmış Güneş Bey. Eh, bu
yüzden enflasyon tahmini de tutmadıysa ne yapsın zavallı-
cık.
Güneş Bey, Mehmet Barlas'a yaptığı bir açıklamada, "Bor-
sadaki yükselme ülke ekonomisine güvenin işaretidir" de-
miş (Sabah, 4 Şubat 1990), daha sonraki bir tarihte ise İMKB
endeksinin 1990 yılı sonunda 8000'e ehşeceğini söylemişti.
İMKB endeksi önceki gün 3000'in de altına indi. Canım bu
kadar hata payı herkesin tahmininde olur. Hem şu Saddam
hır çıkarmasaydı Güneş Bey'in tahmini mutlaka tutacaktı.
Bertce şu Saddam'a en fazla kızması gereken kişi Güneş Bey.
Saddam'a onu yollaşak da kozlarını teke tek payiaşsaiar. Sad-
dam bir yana, şimdi İMKB endeksinin hızla düşmesi ülke eko-
nomisine güvensizliğin işareti mi acaba?
Güneş Bey'in enflasyon konusundaki tahminlennin doğ-
ruluk derecesini saptamak için önce bu konuda neler söyle-
diğini anımsamak gerekiyor.
6 Ocak 1990 tarihli Hürriyet'ten okuyoruz:
"Devlet Bakanı Güneş Taner, enflasyonun hükümetin bir
numaralı, kendisinin şahsi sorunu olduğu yolundaki görüş-
lerini yineleyerek '1990 senesinde Allah'ın izniyle, bir kere
bu enflasyonun belini kıracağım' dedi... Devlet Bakanı enf-
lasyon konusunda gelişmeleri tatminkâr bulduğunu, muha-
lefetin enflasyon tahmininin tutmadığmı kaydederek 1990 yılı
sonunda enflasyon oranını yüzde 30 düzeyine çekecekleri-
ni söyledi"
Sayın Taner'in yılın ilk aylarındaki olumsuz belirtilere kar-
şın ısraria vurguladığı yüzde 30 rakamı, Işın Çelebi ve Ek-
rem Pakdemirli gibi bazı bakanlar tarafından da tartışma ko-
nusu yapılınca Güneş Bey tarihi açıklamalanndan birini ya-
pıyor ve şöyle diyor:
"Enflasyonun yüzde 30 olacağı konusunda hâlâ ısrartıyım.
Sayın Pakdemirli bütçe görüşmeleri sırasında yüzde 42 de-
di. Ben de yüzde 30 dedim. Bu yüzde 30 bir hedeftir. Oraya
ulaşmak için elimden geleni yapacağım. Biz Atatürk çocuk-
larıyız. Enflasyonda da zor olanı seçeriz. Zor şartlar altında
çalışacaksınız. Bu benim koltuktan gitmem demekse veririm.
Bütün bunları yerine getirmek için bu boynu veririm." (Ter-
cüman, 23 Mart 1990)
Diyorum ya şu enflasyon atarak-tutarak aşağı çekilebilseydi
"Atatürk çocuğu" Güneş Bey onu yüzde 30'a da daha altına
da indirirdi. Korkudan bir daha Türkiye'ye adım atamazdı enf-
lasyon. Ama olmadı işte. Peki şimdi Güneş Bey'in zarif boy-
nu ne olacak?
Bu ahntıların ortaya koyduğu gibi önceleri "yüzde 30'' di-
yen Sayın Taner, sonra bunu "yüzde 30'lara dönüştürdü. Kör-
fez krizinden sonra yüzde 40'lara çıktı ve "çok bilimsel" ola-
rak yeni tahminler yaptı. Ertuğrul Ûzkök, 16 Ekim 1990 ta-
rihli Hürriyet'teki yazısında bu tarihi anlardan birini anlatıyor:
"Güneş Taner, elindeki portatif bilgisayan açarak basit bir
hesap yapıyor. Kasım ve aralık ayları enflasyonlannı tahmin
ediyor ve ortaya en iyi ihtimalle yüzde 42.5, en kötü ihtimalle
de yüzde 465'lik enflasyon sonucu çıkarıyor. Bilgisayarın ka-
pağını kapatırken de "Senin anlayacağın ben iki buçuk pu-
an yüzünden bakanlıktan giderim" diyor.
Sayın Taner'in içi rahat etsin. Gelecek hafta 1990 sonu iti-
barıyla enflasyon sonuçlan açıklandığında, yüzde 30'luk ilk
tahmininin 20 puan, "yüzde 30'lar" diye düzelttiği sonraki
tahmininin 10 puan üzerinde çıkacak en düşük enflasyon ra-
kamı. Hiç hayıflanmadan rahat rahat gidebilir bakanlık kol-
tuğundan. Boynu ise şimdilik bağışlanabilir, ne de olsa çağ
atlamak isteyen bir Atatürk çocuğu kendileri.
>
KTTlerin kâr^-zarar
hesabı tııtmadı
ANKARA (UBA) — Bakan-
lar Kurulu KlT'lerin kâr-zarar
hesaplarını yeniden revize etti.
KlT'lerin 5 trilyon 364 milyar li-
ra olarak hedeflenen kârlan re-
vize sonunda 3 trilyon 437 mil-
yar liraya düşerken KİT zarar-
ları 1 trilyon 926 milyar liradan
2 trilyon 983 milyar liraya cık-
tı. Petrole dayalı KÎT'lerin kâr-
ları ise büyük ölçüde artarken
TPAO ve TÜPRAŞ'ın kârlan
üçe katlandı. 1990 yılında 338
milyar lira kâr hedefleyen Tür-
kiye Demir-Çelik Işletmeleri
Körfez krizi, ihracaun tıkanma-
sı ve dampingli ithalat nedeniy-
le yılı 625 milyar lira zararia ka-
patacak. Bakanlar Kurulu'nun
başlıca ekonomik göstergeler
raporuna göre taşkömürü grev
ve dampingli kömür ithalatı yü-
zünden Taşkömürü Kurumu'-
nun zaran da 629 milyar liradan
KlT'lerin kar-zarar durumu
pt
tk-anı
MKE
SEKA
Cıiosan
TOÇt
-62 219
236 780
134 289
338.695
773 966
46 645
151629
108 348
625 000
344 115
Taşkomurı
Kurumu
TEK
TPAO
TUPRAS
TMC
SutKunımı
•629 042
-410 481
512 787
69 704
-316 955
41976
10 965
516691
911 192
537 864
152 049
741 528
333 796
5 258
4400
138 045 .
233 340
758 774
Kifiv looiarnı 5 364 854 3 437 322
Zâcarıa? topbm -1.926 732 -2 983 382
3 438 122 453 W0
837 milyar liraya çıkacak.
Bu arada 410 milyar zarar et-
mesi hedeflenen tek revize prog-
ramla zarannı 152 milyar lira-
ya indirirken 316 milyar lira za-
rar hedefleyen Toprak Mahsül-
leri Ofisi yılı 5 milyar lira kâr-
la kapatacak.