23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
24 ARALIK 1990 CUMHURtYET/15 HAVA DURUMU TÜRKİYE'DE BUGÜN l l e v l e t Meteorolojı i$leri Gene MûûûrtuOû'nden * r a r ı bBgiye g f a bü- tün bMgrtermc paıçalı yer » w çok bu- hıllu. Maravara'nın doğusu KarateiK, Iç Anadolu »e DDOU n GOneydoOu Anado- lu y 4 q k gecacek. « C « b r K a n d n c k>- yfemda lorta tom* yaOmur « kar Gû- neydofrı Anafckrta yafimur M karia Ka- n$ık yadnır ökki yetlanto kar $eUinde olacafc. HAfc SKMOJĞI: Aolmaya de- vam edecek RÛZGAR. Kusy ve do$u ytaMenorlataJvvettoysryefkuvvetlı yurdun batı kesintorinde yer yer fırtma «aMMe esecek. OenBerimizde; Doöu ki denöenmöd» y * t e ve poyrazdan 6-7 Ege ve Bat Karadene'de 8 kuvveonde sa- atte Dofcj Karaöene'de 10-21 ftteta denizlerimcrJe 27-33 Ege ve Batı toaoenu'oe yer yer 40 denız mıiı tataesecek Oalga yüksekffr 05-1.5 yer yar 2 B t t K a n d n H l e Ege ve Akdenız açıklannda W yer yer 5 m. dobynda bUkoacak. \ön Gö- turrfe Hava çok bulırJuve kar j a f e l ı geçecek. H b g t r kasy ve batı yönlerrJen orta kuvvettE esecek 6 MtaMp t a n h k olacak. Bokı Bursa Çnukkafe Corum Demzi 8 8° 2° Kyarbatar K - f -6°E*nt K «•>-2° Eranc» B -1° -8° Emınm K -*= -12°Esttştl# B 8° 2°Graun B 10° 4°6üntfjhaneK K 0°-«°Hikör K 8 9° 0°lspartı B B -1° -T> btaıbul K K r-Ttonr B K -1° -S" Kars K K -3°-8° Kas&monu K K -1» •& Ktperi K K f - ? K ı r t W B B 3° O-taıya K K 0° S° KûtarıyJ 8 B 1°-«• Maötya K 4°-3° Mansı -1° -9°KMaraş •2°-6° Mersm -5° -13°Mujfcı 0° -5° Mu? 5° T> Ntde 3° PORtu •1» -5»REe •f -$°S*msun 1° -5»S«rl T 0»Sinop 4»-1° Sras 5° t3°T*rdaJ -1» -5°1unee« 0"-5° Vin O°-S 1> Vtajıt •2° -8° Z m g r t * B f -2° 8 *• 0° B W 3° B 4 ° T K -2° 7° K . 3° 0» 4° 1» 3° O> 5"-2» 2» 0» K -1» -5» B 2° 0° K «* r> K -2°^° B T'-* > K -4° -W K 0°-*> K 2° 0» aç.k •yaOmurtu fcaç* B-butuOu G^untşlı K-tart S-stsk Y-yaJmurtu BULMACA SOLDAN SAGA: 1 2 3 4 5 1/ Bir tür mezgit ba- hğı, 2/ Iğne ile yapı- lan ince örgü... Gü- lünç bir biçimde gi- yinip süslenen ka- dın. 3/ Arap harfle- rinin, basımda ve yazma kitaplarda en çok kullanılan çeşi- di... Bir oyun ya da fîltnde dinlenme sü- resi. 4/ Yumurtadan yeni çıkmış ve henüz ayaklan oluşmamış yavnı kurbağa?» Ka- layın simgesi. 5/ Gö- rülen âlemin ötesi. 6/ Yalnız bir bi- rey ya da türde görülen... Barındır- ma. 7/ BİT nota... tlaç. 8/ Amerika'- da yaşayan yırtıcı bir kuş. 9/ Iki pa- ranın kambiyo değerinin eşit olma- sı... Satrançta bir taş. YUKARTOAN AŞAĞIYA: 1/ Her tür çalışmalarda yetiştirici. 2/ Binek hayvanlarımn sırtına konan oturmalık... Anlak. 3/ Töre gereği... GUzel sanat. 4/ Çekinme, razı olma- ma... Bir renk. 5/ Artvin'in bir ilçesi... Astat elemenünin sim- gesi. 6/ Çıplak vücut resmi... Üniversite öğrencilerinin kimlik kartı. 7/ SSCB'de, Volga'nın kolu olan bir ırmak... Eski bir Hint tanrısı. 8/ Osmanlı devletinde, savaştaki ordu için halktan alı- nan hayvan, buğday, arpa, mısır gibi erzak... Eski Mısır'da gü- neş tannsı. 9/ Şarkı... Ilgeç. 60 YIL ÖNCE Cumhuriyet Menemen hadisesi 24 ARALIK 1930 Derviş Mehmet namında bir mürteci yanmda beş müsellâh arkadaşı olduğu halde Manisa tarafından Menemen'e gelerek halk arasında (Şariat isterim) diye tahrikât yapmağa çalışmış ve halkı kendilerine iltihaka davet etmiş ise de halktan bu tahrike icabet eden olmamıştır. Bir küçük zabit kumandasındaki jandarma müfrezesi mürtecileri teslim olmağa davet etmiş ise de bu teklif ateşle mukabele KARA DAVUT 3 ÜRCÜ ve s o n cilt RİZAMEDDıN NAZıF Bevm •vcraklı nmmm ^^ çnKTı _ MMtfi: KASAAT KCrrCnUSES< îgörmüştür. Müsademede mürtecilerden üçü Jöldürulmüştür. Birisi ağır yaralı olarak istisal edilmiştir. J Küçük zabit ile bir mahalle bekçisi de şehit düşmüştür. jKaçmağa muvaffak oian diğer iki şeririn derdesti için •takibat yapılmaktadır. Mürteciler (lnna Fetahnakke) yazılı bir bayrağı hâmil bulunmakta idiler. 30 YIL ÖNCE CumhuriY el MBK'nın tebUği 24 ARALIK 1960 Milli Birlik Komitesi Sekreterliği bugün şu tebliği yayımlamıştır: . "Yeni Anayasayı ve Seçim .Kanununu hazırlamak vazifesi başta olmak üzere, halkımızın memleket idaresine iştirakını sağlamak maksadiyle bir Kurucu « , .Meclis teşkilini, demokratik düzene H H i ' '.geçişte esaslı ve ileri bir merhale Sezai Okan. ' olarak telâkki eden Milli Birlik Komitesi, memleketin bugün içinde bulunduğu siyasi şartları da gözönünde tutarak, ilim heyetine bir ön tasan hanrlatmış geniş istişarelerde bulunduktan ve gerekli değişiklikleri yaptıktan sonra meydana getirilen yeni tasan kanunlaşmış bulunmaktadır. Memnuniyetle ifade etmeliyiz ki, muhterem umumi efkâr ve mesuliyetini müdrik memleket seven basınımız bu teşebbüsü ve kanunu, Milli Birlik Komitesinin iyi niyetinin ve demokratik rejime bağhlığının yeni bir delili olarak karşılamış ve yürekten benimsemiştir. Buna mukabil, muayyen siyasi maksat ve emellerle hareket eden bazı çevrelerin, yazı ve davramşlan ile Kurucu Meclis müessesesini daha doğmadan itibardan düşürmek gayreti içinde oldukları esefle müşahade edilmektedir. Kurucu Meclisi itibardan düşürmek ve bu arada yapılmakta olan seçimleri bir takım dedikodularla şimdiden muallel göstermek yolundaki teşebbüslerin memleketin yüksek menfaatlerine taban tabana zıt olduğunu bu çevrelere son bir defa hatırlatmayı, demokratik rejimi bir an evvel tesis için Türk milleti adına yüklendiğimiz tarihi vazifenin ve büyük mesuliyetin tabii bir neticesi saymaktayız. Milli Birlik Komitesi Sekreteri Sezai Okan." Esnaf cemiyetleri Hükûmet yeni iktisat siyasetinde kooperatiflere mühim bir yeT ayırmıştu. Bu cümleden olarak esnaf cemiyetleri talimatnamesinin 3 üncü maddesi mucibince esnafın behemehal cemiyete kaydedilmeleri temin edilecek ve azadan ahnacak aidat esnaf bankalarına yatırılarak bu bankalann kuvvetle bir kredi muessesesi haline gelmeleri temin edilecektir. Bu kabü bankalann aynca santiralize edilmesi de tavsiye edilmektedir. İktisat Vekâleti daha evvel esnaf cemiyetlerine, arttırdıklan paralarla esnaf bankalarına iştirak etmelerini bildirmişti. Şimdi bu teşebbüs bir kat daha takviye edilecektir. GEÇEN YtL BUGÜN CumhuriYet Polonya-IMFAnlaşması 24 ARALIK 1989 Polonya'nın Dayanışma Sendikası ağırlıklı hükümeti, dün Uluslararası Para Fonu (IMP 7 ) ile anlaşmaya vardı. Polonya hükümeti, imzalanan niyet mektubu uyarınca, IMF'nin sağlayacağı yaklaşık 700 milyon dolarlık stand- • by kredisi karşıhğında bazı kemer sıkma tedbirlerini uygulamaya koyacak. Polonya'nın imzaladığı niyet mektubuna ilişkin nihai karar, IMF icra direktörleri kurulunda yapılacak görüşmeden sonra verilecek. IMF, kredi karşıhğında, Polonya hükümetinden yüzde 900 dolayında seyreden enflasyonun duşürülmesi amacıyla bütçe açıklannın kapatılmasını istiyor. Fon aynca Polonya'da işsizlik ve yoksulluk düzeyinin de azaltılması gerektiği görüşünde. DÜNYA'DA BUGÜN Amstüfdaro Y 10° Amman Y 15° Alma Baftdat B 8° Y 16° Lmngrad Madnd Barcalona B 10° arBonn Budap*le Cenevrt Cayır CnMe Oubai frjridurt Gin» S° 5° 4° 5° W 3° 3° Kahıre • LKtoşa Y Y Y Y Y S Y Y B 24° B 25° Y 4° 8 13° K 2° B 1S" Y 5° Y «° B 13° Montreal MotkiM MOnh NeoYork Oslo Pahs Prag FSyad ftm» Sotyj Sant Tetfciv Imus Vlyam Wtsh Zûr* B -2° Y 10° B 9° Y 5° Y 6° S -7° Y 3° Y 10° K -10° 1 10° S 3° B 25° 1 11° B -2° Y 14° 825° B 22° S 0° Y 8° B 0° 10° Y 5° TABTISMA Zongıddak, Vatan Sana Minnettardır Zonguldak'ta taşkömürü üretim maliyetini, ithal maliyetinin en çok yüzde on fazlasına çekmek her zaman mümkündür. Bu sonuca ulaşmak için de maden işçisini aç bırakmak gerekmez. ____^__^ Canla, kanla ve binbir çileyle cumhuri- yet kurulmuş. Musul-Kerkük, Misak-ı MilB hudutlan dışına itilmiş. Osmanh'nın borç- lan yeni doğmuş cumhuriyetin sırtına yük- lenmiş ve dahası, Lozan'da verdiklerini tek tek geri almaya yemin etmiş bir tngiltere, AvraiMi'run lideri. Bu koşullar altında cum- huriyetin günlük yaşamı ve geleceği sadece ve sadece, kendi doğal kaynaklarına bağlı. Dövizin, kendisini bırakınız henüz kavra- mı bile bilinmiyor. Şöyle bir düşünelim. • Ülasım ancak deniz ve demiryollan ile yapılabiüyor. Ve tamamı Zonguldak kömü- rü ile çalışıyor. • Donanma, Zonguldak kömürü ile ha- reket edebiliyor. • Elektriğin mevcudiyeti ve sınırlı sana- yinin tümü Zonguldak kömürüne muh- taçtır. • Cihan harbinin dayanılmaz kıskaanda enerjide tek güvence Zonguldak kömürü. • 1950'li yülara gelindiğinde Karabnk Demir-Çeligi ve tüm fabrikalan çahştıran; Zonguldak kömürü. • Ve tstanbul, Ankanı, tzmir gibi büyük şehirlerde mutfaklardaki havagazı ve ısın- madaki kok kömürü yine Zonguldak kö- mürünün nimetleri. • 195O'de Zonguldak kömürü üretimi 4,5 milyon ton/yü 1990'da ise 3 milyon ton/yıl. Zonguldak kömürünün sağladığı, bu te- mel üzerinde devlet ve özel sektörümüz güç- leniyor. Kendi ölçülerimize göre büyuyor ve bugünlere ulaşıyoruz. Sahip olduğumuz her şeyi önce Kurtuluş Savaşı şehitlerine daha sonra ise Zongul- dak'a ve onun şehitlerine borçlu olduğumu- zu ve karşıhğında da işletmeye hiçbir şey vermediğimizi kabul edelim ve şu sorulan soralım: — Bugün Sovyetler'den gelen doğalgaz boru hattına Iran'dan ve (kriz bir tarafa) Körfez'den alternatif hatlar aranmaktadır. Bu üç alternatiften biri mutlaka daha ucuz- dur. Neden en ucuz olanın kapasitesi arttı- nlmıyor da alternatifler aranıyor? Bugün JapOnya, dünya fiyatlannın bir- kaç misline mal ettiği taş kömürü üretimi- ni on milyon ton/yüdan 17 milyon ton/yı- la çıkartmak için neden yeni projeler geliş- tiriyor? — Birieşik Almuya, Beiçika, Ingütere ve Fransa gibi zengin ülkeler, dünya fiyat- lannın üzerinde bir maliyeüe üretim yapan taşkömürü işletmelerini neden tamamen ka- patmıyor? Dünya kömür ihracatmda fıyat belirle- yici üretimleri ABD, Avusturalya ve Sov- yetler Blrtigi (Sibirya) yapmaktadır. Bu ül- kelerde kömür çok ince bir örtü tabakası- nın altından açık işletme yöntemi ile çıka- nlmaktadır. Bu yüzden maliyetleri yeraltı işletmelerine göre düşüktür. Tüketiciye olan akımı etkileyecek faktörler olarak, grev- lokavt, jkih" üişkilerin bozulması, ambargo- lar ve okyanus ötesi taşımalarda doğabile- cek navlun krizlerini sayabiliriz. Bu faktör- lerin hiçbirisi bir ülke yasamı boyunca ga- ranti altına alınamaz. Ülkemiz, yülık tüketim ihtiyacı olan 8-9 milyon ton civanndaki taşkömürünün üç- te ikisini zorunlu olarak zaten ithal etmek- tedir. (ABD ve Avusturalya'dan) Bu du- rumda sorumsuz kişilerin iddia ettikleri gibi dünyada gerçekten 24.— S'a taşkömürü sa- tnivorsiteTU J T l ^ l l l Devlet, yüksek öğretim turizminin yalnız planlama ve organizasyon giderlerini üzerine almalı, bu gezi programlarının giderlerini programlara katılan öğrenciler karşılamalıdır. lç ve dış turizmin, bir egitim, ülkeleri, in- sanlan ve tabiatı yakından tanıtma ve sev- dinne araa olarak yabancı ülkelerin univer- sitelerinde önemli bir yeri vardır. Ashnda turizm faaliyetlerinin bu amaçla ilkokulda baslaması gerekir. Ülkeyi, insanlannı, gelişme düzeyini gö- rerek tanımak ve öğrenmek yalnız yüksek öğretim öğrencileri için değil, bu kuruluş- larda görev almış pek çok öğretim üye ve yardımcılan için de önemlidir. Çantasım sır- tına vurup her çeşit vasıtadan yararlanarak ülkeyi gezip gönne ahşkanlığı yerleşmemiş olduğu ve üniversitelerde btlinçli gezi prog- ramlanna kaülma imkânı bulunmadığı için ülkemizin görühnesi gereken yerlerini ziya- ret fırsatuıı bulamamış; buralan sadece ki- tap, radyo veya televizyondan öğrenebilmiş olanlann sayısı, öğretim üyeleri ve yardım- cılan arasında dahi tahmin edilemeyecek kadar fazladır. Yurdumuzu iyi olan veya ol- mayan yönleriyle çok iyi tamniak, görerek, konuşarak, sorarak, tartışarak köy, kasaba, küçük şehir-büyük şehir, gelişmemiş veya çok gelişmiş bölgeler ve problemleri hakkın- da kişisel görgü ve fikir sahibi olmak ülke- mizin eğitim, kültür ve siyaset hayatı açısı- dan, tartışma ve değerlendirme düzeyi ba- kımından çok önemlidir. Türkiye'de üniversite turizminin başan ile yürütülmesi için gereken bütün unsurlar vardır. Ülkemiz, uzman bir kuruluş tarafın- dan 8-10 bölgeye aynlabilir ve her öğrenci- ye, üniversitedeki öğrenim çagında, örnegin dört yıl içinde bu bölgelerin tümünü ziya- ret fırsatı sağlanabilir. ûzellikle yüksek öğrenim kuruluşlannın bulunduğu şehirlerimizde resmi ve özel yurtlar vardu". öğrenim yapılmadığı, yurt- lann büyük ölçüde boşaldıği dönemlerde bu yurtlardan, diğer yatıü okullardan ve kamu kuruluşlannın bu amaçla kullanılabilecek tesislerinden faydalanarak yeme ve yatma problemi kolaylıkla ve düşük bir maliyetle halledilebilir. Seyahat araa olarak otobüs- ler bu kuruluşlardan, üniversitelerden sağ- lanabüeceği gibi ülkemizde bir hayli geliş- miş özel turizm müesseselerinden de bu amaçla faydanılabilir. önemli olan kanaatimce gezi program- lannın düzenlenmesi ve programlara bütün yüksek öğrenim kurumlarındaki öğrenci ve öğretmenlerin katıunasuıa imkân verecek bir organizasyonun oluştunıhnasıdu'. Gezi programlan iki grup halinde düzen- lenebilir. Genel tanıtma programlan bütün öğrencilere ve üniversite mensuplanna hi- tap etmeüdir. özel gezi programlan ise belli alanlarda yetisen öğrencilerin ihtiyaçlan göz önüne alınarak hazırlanmalıdır. Mesela mimar-mühendisler, hukukçu-iktisatçılar, tarih-etnografya-sosyoloji, sağhk bilimleri, veya sanat dallan... alamnda yetişenler için hazırlanacak özel gezi programlan bu öğ- rencilere meslekleriyle ilgili problemleri ye- rinde gönnek imkinım vereceği gibi aynı tılıyor ise bu avantajı Zonguldak'ın kapa- tılmasından önce, halen 65.- S'a ithalat ya- pan kurumlara alternatif olarak göstermek ve arkasından da hesap sormak gerekir. Ama sonın, Sovyetler Birh'ği'nde, madcn- cüikte elek alü tabir edilen ve şlamlaşmış bir artık malzemeye pazar aramak ise bu konu bizim uzmanhk alanımıza girmez. Bilmeyenler soruyorlar; "Taşkömürii stratejflc bir madde midirî" Evet, taşkömü- rü stratejik bir maddedir. Eğer bir madde, kullanan için vazgeçUmezse, elde edilmesi, sayılı ve belirli kaynaklardan olabiliyorsa ve de bazı rizikolan var ise, bu madde kul- lanan için stratejik bir maddedir. Zonguldak'ın kapatılabileceğini düşüne- bilenler şu gereği bilmek zorundadır. Zon- guldak tipi taşkömürü damarlannda (ki Ja- ponya'daki oluşumlar benzerdir) açılmış yeraltı işletmeleri ancak bir defa kapatıla- bilir. Fiyatlar değişti, ülke tehlikeye düştü haydi açahm dediğinizde, galeriler dolusu dolarlannız dahi olsa açamazsınız. Zonguldak yöresinde görünür ve olabi- lir toplam 1.3 milyar ton taşkömürü rezer- vi vardu. Bu milli servetin bugünkü değeri yaklaşık 100 milyar dolardır. Bu serveti bir daha hallun istifade edemeyeceği tarzda yok etmeye karar verebilecek bir kişi veya makam düşünülemez. Kamuoyuna sunulan birçok rakam ve karşılaştırmalar yanlıştır. Bu çapta yanlış- lıkları yapmayacak görünümdeki kişilerin ise niyetleri bilinmez. Çünkü Zonguldak'- ta, bugün problem diye öne sürulen her şe- yin çözümü vardır. Zonguldak'ta taşkömürü üretim maliye- tini ithal maliyetinin en çok yüzde on faz- lasına çekmek her zaman mümkündür. Bu sonuca ulaşmak için de maden işçisini aç bırakmak gerekmez.' Cumhuriyetimizin ekonomik temelini oluşturan Zonguldak, belki de ülkenin ye- ni ekonomik modeüne de temel olacaktır. Yalnız bunun için toplusözleşme görüş- melerinin en kısa sürede sonuçlandınlması şarttır. Geç kabndığında, çıkacak yangın- lar ve buna paralel grizu patlamalan ocak- lan Hiroşima'ya çevirecek ve o zaman Zon- guldak'ı hiç kimse kurtaramayacaktır. İSMET KASAPOCLU Maden Yüksek Mühendisi Tnrldye Madenciler Dernegi 2. Başkanı alanlan seçmış değişik yer ve düzeydeki fa- külte öğrencilerini bir araya getirir; bunlar arasında arkadaşhk, dostluk, sevgi ve say- gı ve meslek ilişkilerini de pekiştirir. Devlet, yüksek öğretim turizminin yalnız planlama ve organizasyon giderlerini üze- rine almalı, bu gezi programlannın gider- lerini programlara katılan öğrenciler karşı- lamalıdır. Her sınıfta birinci, ikinci ve üçün- cü olarak üstün başan gösteren öğrencile- rin giderlerini devletin bir ödül ve teşvik si- yaseti olarak üzerine alması düşünülmeli- dir. Üniversite turkmini belirttiğim düzeyde gerçekleştirebilmek için organizasyon yapa- bilecek bir kuruluşa ihtiyaç vardır. Bu ku- ruluş, "gezi kulüpleri federasyonu" veya bu amaçla kurulacak bir vakıf olabUir. Kana- atimce en uygun çözüm bu alanda böyle bir turizmi canlandıracak ve yaşatacak en ge- niş imkânlara sahip olan Yiiksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kunımu'na üniversite tu- rizmini gerçekleştinne görevini vermektir. Çünkü bu kurumun amacı "Yüksek ögre- nim gören ögrendlerin sosyal ve ktiitnrd ge- lişmelerini kola>1aşormak"ur. 351 sayüı ka- nunda bir degişiklik gerekmeden genel mü- durlük, yönetim kurulu ve genel kurul, bu hizmetleri yılhk iş programlanna kolayhk- la alabilirler. Bu kurum içinde oluşturula- cak bir "Üniversite turizmi danışma kuru- lu"na ilgili bütün kuruluş temsilcüeri katıl- malıdır. Türkiye ölçüsünde uygulanabilecek bir üniversite turizm siyasetinin esaslan, programlan, danışma kurulunun görüşleri alınarak bu kurum tarafından tespit edil- meli, ilgili kunıluşlarla işbirliği yapılarak uygulanmahdır. Prof. YAŞAR KARAYALÇIN Ankara_ ^ ^ _ . ^ ^ _ — — — .—_ _ _ ^ ^ ^ ^ — f — — ^ — GAYRİMENKULÜN AÇIK- ARTTIRMA tLANI DELİCE İCRA MEMURLUĞU'DAN Dosya No: 1989/42 Satümasına karar verilen gayrimenkulün cinsi, kıymeti, ade- di, evsafı: SATIŞINA KARAR VERİLEN GAYRİMENKULÜN İLÇESİ: Delice Mah. Köyü: Dağcılar (Çerikli) Pafta No: 1 Ada: — Parsel: 3289 CİLT SAYFA: 3280 MİKTARI (m2 ): 1376 m2 KIYMETİ (TL): 727.600.000 TL. CÎNSİ: 1 adet yaklaşık 25 m2 büyüklüğünde dükkân 1 adet yaklaşık 40 m2 büyüklüğünde dükkân 1 adet yaklaşık 30 m 2 büyüklüğünde dükkân 1 adet yaklaşık 20 mJ büyüklüğünde dükkân 1 adet yaklaşık 80 m! büyüklüğünde dükkân (fınn) . 1 adet yaklaşık 16 m 2 büyüklüğünde yazıhanesi, 5 m 2 büyük- lüğünde yine yazıhane, bu yazıhanenin arka kısmında yakla- şık 30 mJ büyüklüğünde depo, 4 adet mazot ve benzin pompası, pompalann altında (toprağa gömülü olarak) mazot ve benzin tankı bulunan ve halen faaliyet göstermekte olan benzin is- tasyonu, 1 adet iki katlı kerpiç ev alt katı 3 odalı üst katı 4 odalı, önün- de boş bahçesi olan ev. Satış şartlan: 1—Satış 28/1/1991 günü saat 14.00'ten 14.10'a kadar De- lice İcra İcra Müdürlüğü'nde açıkarttırma suretiyle yapılacak- tır. Bu arttırmada tahmin edilen kıymetin ^075'ini ve rüçhan- lı alacakhlar varsa alaca'Kİan mecmuunu ve satış masraflaruu geçmek şartı ile ihale o'ıunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa en çok arttıranın taahhüdü baki kalmak şartiyle 7/2/1991 gü- nü aynı yer ve saatte ikinci arttırmaya çıkanlacaktır. Bu art- tırmada da rüçhanlı alacakhların alacağmı ve satış masrafla- nnı geçmesi şartiyle en çok arttırana ihale olunur. 2—Arttırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen kıymetin *!* 10'u nispetinde pey akçesi veya bu miktar kadar milli bir bankanın teminat mektubunu vermeleri lâzımdır. Satış peşin para iledir, aha istediğinde 20 günü geçmemek üzere mehil ve- rilebiür. Dellâliye resmi, ihale pulu, tapu harç ve masraflan alıcıya aittir. Birikmiş vergiler satış bedelinden ödenir. 3—Ipotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin (*) bu gayri- menkul üzerindeki haklannı hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddialannı dayanağı belgeler ile on beş gün içinde dairemize bildirmeleri lâzımdır; aksi takdirde haklan tapu sicili ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bıraküacaklardır. 4—Satış bedeli hemen veya verilen mühlet içinde ödenmez- se İCTa ve Iflas Kanunu'nun 133. maddesi gereğince ihale fes- hedilir. İki ihale arasındaki farktan ve %10 faizden ahcı ve kefılleri mesul tutulacak ve hiçbir hükme hacet kalmadan ken- dilerinden tahsil edilecektir. 5—Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup masrafı verildiği takdirde isteyen alıcı- ya bir örneği gönderilebilir. 6—Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve mündere- catını kabul etmiş sayılacaklan, başkaca bilgi almak isteyen- lerin 1989/42 sayılı dosya numarasıyla memurluğumuza baş- vurmalan ilan olunur. 11.12.1990 (lc.lf.K. 126) (*) llgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir. Yönetmelik örnek No: 27. POLITİKA VE OTESI MEHMED KEMAL Kendi Işığında Yanan... Sabahattin Kudret Aksal'a bir öğle ûstü gazetede rastla- dım. Bir dostunu ziyarete gelmişti. Aynı kentte oturduğumuz halde aylar var birbirimizi görmüyorduk. Ancak bir rastlantı olursa ne mutlu!.. Bu karşılaşma da mutlu bir rastlantıydı. Birkaç arkadaşla biriikte öğle yemeği için Gazeteciler Ce- miyeti lokaline çıktık. Eh, böylesi bir öğle yemeğinde eş dost buluşur da 'öğle rakısı' olmaz mı? Sabahattin Kudret, Sedat Simavi Edebiyat ödülü'nü ka- zanmış, gelişi bundan ötürü. Gazeteci olduğumuz halde bu ödülden haberimiz yok, meslek oeyimi ile soyteyelim, atla- mtşız!.. Çok sonra öğreheceğiz, fetek ehli dili dllşat eder am- ma neden sonra!. İki şair bir sofrada bir araya gelir de ne konuşur? Elbette şiir!.. "Bizim gençliğimizde herkesin yeni yazıian bir şiirden he- men haberi olurdu" dedi. "Ezberlerdik, birbirimize okurduk." Düşündüm, doğruydu. Bir şairin şiirini kağrttan okuması, o yıllarda çok ayip sayılırdı. Şiirierini kâğıttan okumak zorunda kalanlar özür dilerlerdi. "Biz beyit şairiydik değil mi?" dedi. "Öyleydi" dedim. "Ama beyit iki dize demek değildi." "Beyit ev demek... Yani sığınılan, içinde oturulan bir yer. Barınmantn özü..." Biraz duraladı şair, belleğinin bir yerinde saklı bir şeyleri arar gibiydi. "Bak, sana son günlerde dilimden düşmeyen bir beyit okuyayım" dedi. Okudu, şöyle: Kudemanın görüp asârinı biz zevk ettik Kudema görmedi hayfâ bizim asanmızı "Kimin bu beyit?" "Şairini bilemiyorum. Kime sordumsa Tanzimat şairlerin- den birinin olabilir dediler" Not ettim. İçimden 'bir bilene soranz' dedim. Hatınma 'ho- calann hocası' Haşim Nezihi üstadımız geldi, ona okudum. "Kimin olabilir?" "Muallim Naci'nin olabilir." "Kesin mi?" "Muhtemel (olası)-" İlk dizeyi düzettti, şöyle okudu: 'Kudemanın görüp asarını biz feyz aldık' Sözcük zevk değil, feyz idi. öyle olacakmş. Sabahattin Kudret'le şaiıiiğimizin çok uzaklarda olan ilk yıllarına doğru yönelıyoruz. Ankara'da yayımlanan Dikmen dergisini sordu. "Kaç yıllarında yayımlanmıştı?" "Tam bilemeyeceğim, ama 194O'lı yıllann başı." "Ya 40 ya 41... 39 da olabilir. Senin de, benim de şilrleri- miz vardı." Şimdi düşünüyorum, Dikmen'de Fethi Giray, Suat Taşer, ben şiir yayımlardık. Sabahattin Kudret'in Dikmen'de çıkan- lar ilk şiirleri değil. Daha önceki yıllarda (1938-40) Variık'ta da şiirler yayımlardı. Ortaya ilkin şair olarak çıkmıştı Saba- hattin. daha sonra öyküler, oyunlar da yazdı. Bunlardan ödül- ler kazandı. Son yıllarda kimi düzyazılannı denemeler ola- rak bir araya getirdi. 1988 yılında bütün şiirierini bir kitaba sığdırdı. Daha sonraki yıllarda yazdıklan ne okju diye sora- cak olursanız. Onlan 1990 yılında 'Buluşma' adı altında top- ladı. Sabahattin yazın yaşamımızda öteki yazılardan çok şi- irleri ile öne çıkar. Şiiri hep bir arayış halinde olmuştur. Şiiri durmadan işler, geliştirir, yeni anlamlar katar, sözcükleri şii- re yatkın bir kalıba sokar. "Bak sana bir beyit daha okuyacağım" dedi. Yahya Kemal^ in İbnülemin Mahmut Kemal için yazdığı şu beyti okudu: Hezar gıpta o kadim istanbul efendisine Ne kendi kimseye benzer ne kimse kendisine Edebiyatımızda şair ve yazarlar vardır, kendilerine özgü- dür, kimseye benzemezler. Sabahattin Kudret Aksal da bu 'kendine özgü' şairierimizden biridir. Elli yılı aşan uzun bir sürede tûıiü akımlar gelip geçmiş, türiü kuşaklar canlanmış ve sönmüştür. Şarkriı kanve şairi kendi ateşinde kendi ışvğı- nı hep yanık tutmustur. Sanatın büyük yangınma her büyük sanatçı kendi ateşini kendi getirmez mi? ÇAUŞA1NLARIN SORULARI/SORUNLAR1 YILMAZŞtPAL 30 yıldan sonrası 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Yasası Ek Madde 20 f de şöyle denilmektedir: Emekli, adi malullük, vazife malüllüğü aylığı bağlanan veyahut toptan ödeme yapılan; asker sivil tüm işti- rakçilere, her tam fıili hizmet yılı için, ek 4'üncü maddeye göre hesap edilecek ayhk bağlamaya esas tutarlann bir aylıği emekh' ikramiyesi olarak verilir. Verilecek emekli ikramiyesinin hesabında, 30 fiili hizmet yı- hndan fazla süreler nazara alınmaz." 5434 sayüı T.C. Emekli Sandığı Yasası: 1) 657 sayılı Devlet Memurlan Yasası, 2) 926 sayüı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Yasası, 3) 2802 sayıh Hâkimler ve Savcılar Yasası, 4) 2914 sayüı Yükseköğretim Personel Yasası, 5) 3466 sayılı Uzman Jandarma Yasası, kapsamında ve devlet hizmetinde görev yapanlarm sosyal gü- venliklerini sağlar. Belirli görevlere gelebümek uzmanlıği gerektirir. Uzmanhk ise yülar boyu deneyim ve bilgî birikimi sonunda elde edilir. Devletin de görevlerini yerine getirebilmesi uzman kişilerin varlıği ile olur. Bugün, devlet hizmetinde görev yapanlara 30 yıldan sonra- ki hizmet süreleri için emekli ikramiyesi ödenmemektedir. 18 yaşında göreve başlayan ve bugün üst düzeyde ve uzman kadrolannda çalışanlar, 48 yaşın sonrasmda geçen hizmet sü- releri için emekli ikramiyesi alamamaktadır. Devletin üst düzeylerinde görev yapanlann 30 hizmet yüı kar- şılığj aldıklan ikramiye ise kentlerin kıyı-kenar semtlerinde beUri küçük bir daire alabilmelerini sağlamaktadır. öncelikle, devlet görevlisüıç sahip cıkmalıdır. Bunu da onlann sosyal güverüiklerini sağlayan yasalann, bu- gün yeterli olmayan hükümlerini değiştirerek yapmalıdır. Bunu da en azmdan, 30 yüdan fazla devlete hizmet edenlere her hizmet yılının karşüığım ödeyerek kanıtlamalıdır. Dileriz ki Sa>ın mületin vekilleri, kendi emeklüik aylıklan konusunda gösterdikleri ivediliği, duyarbhğı ve özeni bu ko- nuda da gösterirler ve böylece bugün, 30 yüdan sonra yok sa- yılan hizmet yıllan için ödenmeyen ikramiyeleT, yasal düzenlemeyle ödenir duruma geür. BBakan Müsteşan Mûstesartar vali Refcttr Profftsör Bjyûketçi Kaymakam Doçent Hâkım ve savcı Yüksek mühendis Uzman tabip Kımyager Oûrelmen Avukat Emniyet mûdûrü Oöretım görevlısi Memur (Y öğrenimli) Tekniter Po«s Me. (Yöflr.) 5J900 45 5.700 45 5.400 45 4£00 45 4300 45 4.400 45 4.200 45 3.800 45 3.800 45 3.600 45 3.600 45 1250 45 3.250 45 3.250 45 3.250 45 3.250 45 2500 45 2300 45 2.800 45 74.681000 72576.000 69.406.000 63.072.000 61072.000 5&84aOOO 56.736.000 52512.000 52512.000 50.400.000 5a4oaooo 4a 704.000 46.704.000 4a704.000 44704.000 46.704.000 41552.000 41352.000 41352.000 112.032.000 106*4.000 104.112.000 94.608.000 94.60&000 8a 272.000 85.105.000 78.768.000 78.768.000 75.600.000 75.60QOOO 70056.000 70.056.000 70056.000 70056.000 70.056.000 62528000 62328.000 62328.000
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear