Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Cumhuriyet
Sahıb) Cumhuriyet Matbaactlık ve Gazeıccıhk Türk Anontm Şırkclı adına
Nnâir N'tdi • GCIKI Yayın Muduru: H u u Ctmai. Huosfit MUdunj
Enine Uşakfetl. Yazı lşlcn Muduru Olu; Gonmsn. 0 Hat*r Merkezi
Muduru: Yılçın Bayct, Sa>fa Duzenı Yönetmem Ali ACMT 0 Temsılctter
ANKARA- Akael Tma, tZ.MİR HUtmel ÇeunHî», ADAVA Ç«in ligeooglu
U Polmtı CeW Ba»»*tK. Oa Habctlcr Itf •"!«•. Elooomı C*aflı lartaa. U-Smdıka Ş4kna I m d . Kulııu Cttal l a » ,
Isunbul Habcrfcn Knul bcak. E|Kım G o c n Şnfca. Yun Hâbrrlm: NccM Do|M, Spoı Dınıjmanı AMHkalb IKttaaı.
Du. Yajı'ar i n n Çıhtku. A n ı ı n u ŞaMa A*m, Dıudunr AHılı> YKKI 0 KoonJmaıcr Afcaan Kanhaı £ Malı
Isfcr Erel Lıtal Q Muhuetıc M m fan 0 Bw«-Pta/ılam». Scr^ nı»ı«*l|n|l« 0 Rcklam Ajx T » 0 El «vuuar
ttafea Akjol 0 I<UFC Hoeyia Gâtr 0 istanK Oader Çrtik 0 Bılgı-lsl™ >•» lati 0 Pcnonei Scv,l
» ™ Kıtnılu Basbui' N « * N««
Ota» UW. Vılçı. Bv«r. H u a
CemaJ. HİIUMI Çeüaks>a, Oh*>
G o r a n . ttur Mmttm. Ittn
Aouff w to van CuıphiKtyet Matbtactlık «r Guececılfk T.A Ş. TSrfc OcJİ: Cld. 39/4! Cajafofh
3J33J Isl PK 246 • tsantjul TeL 512 05 05 (20 MI). Tda. 22246. Fajl (1) 5M «0 72 %
BuntU- Aıluı* Zıya Gokılp Blv lnküap S. No I9'<, Tel 133 II IH7, Ttk*. 42344, FM. (4) IJ3
05 65 0 lomtr. H Zıya Bh 1352 S VI, Tel. 13 12 30 ftleı 52359. f»X- (511 19 5} «0
0 AHan: InOnu Câd 119 S Vı 1 Ka! |. W 19 37 52 (4 bat). Tdet 62153. Fu (71) » B t
AFRODÎSIAS
Eriırfe
veliaht
buliındu
ÖZGEN ACAR
NEW YORK/ANKARA—
Afrodisias kazılannı sürdürür-
ken yaşamını yitiren Prof. Ke-
nan T.Erim'in yerine veliaht
bulundu. Erim'in deyimiyle
"Afrodisias'ın, bir gümüs tepsi
içinde" 34 yaşındaki aday New
York Üniversitesi (NYÜ) Ar-
keoloji ve Sanat Tarihi Profe-
sörü Dr. RJLR. Smith'e sunul-
ması bekleniyor.
Prof. Erim'in uluslararası
bilün heyeti 1 aralıkta Paris'te
bir toplantı yaparak Prof.
R.R.R. Smith'in Afrodisias ka-
zı heyeti başkanlığını destekle-
meyi ve ekibinin çaüşmasını
aynen sürdürmesini kararlaş-
tüdı. Prof. Smith'in beraberin-
de NYÜ Güzel Sanatlar Ens-
titusü Müdürü James Maccre-
die olduğu halde KUltUr Ba-
kanlığı yetkilüeri ile görüşmek
üzere yarın Ankara'ya gelme-
si bekleniyor.
Türk hükümetinin de Prof.
Smith'e gerekli "olnr" verme-
si halinde, Prof. Erim'in 30 yıl-
dır kesintisiz sürdürdüp Af-
rodisias kazılanna "eski eser
kaçakçısı akbabalann üşüşme-
sine fırsat venneden" yeniden
aralıksız sürdürillmesi gerçek-
leşebilecek.
3 Kasım'da Prof. Erim'in
yaşamının beklenmedik bir
anda, sona erdiği günden bu
yana "veliaht kim olacak" so-
rusu meslektaşları ve dostlan
arasında güncelleşti.
Bazı Türk ve yabancı aday-
lanndan söz edildi. Bu nedenle
Erim'in pek çok meslektaşı ve
yakını ile konustum. Kendisiy-
İe birlikte çalışanlann birleş-
tikleri adlann basmda Prof.
Dr. R.R.R. Smith geliyordu.
Kenan Erim de son dönemler-
de Smith'in adını sık sık anı-
yordu.
Görevden alınan
baş koregraf:
Operamafya
İtku
6
baba
9
Kültür Servisi — Istanbul
Devlet Opera ve Balesi baş ko-
regrafı, Monaco asıllı sanatçı
Frederic Jahn, görevden alın-
ması konusunda Opera ve Bale
Müdürü Mesut ttku'yu suçla-
yarak, "Hiçbir sanat kurumu
tek bir kişinin dikta denebile-
cek davranışlarıyla yönetilmi-
yor. Opera mafya, ttku da
'baba' gibi" diye konuştu.
îstanbul Devlet Opera ve
Balesi Müdürü Mesut İtku,
Müzik Direktörü Renato Po-
lumbo, devlet sanatçısı Sıına
Korat ve Baş Rejisör Veküi Al-
tan Günbay'dan olusan "Sanat
Kurulu"nun kararı ile görev-
den alınan Frederic Jahn, avu-
katlan Sübeyl Atay ve Adil
Güler ile birlikte dün bir ba-
sın toplantısı düzenledi. Gö-
revden alınmasmda Mesut It-
ku'nun etkili olduğunu söyle-
yen Jahn, ttku ile sahnelene-
cek bir balenin rol dağjtımı ko-
nusunda anlaşmazlığa düştük-
Ierini belirterck şöyle konuştu:
"Çalıştığım hiçbir ülkede
böyle bir davranışla karşılaş-
madım. Çiinkü hiçbir sanat
kunımu tek bir kişinin dikta
denilebilecek davranjşlanyia
yenetilmiyor. Operada küçük
bir mafva dünyası var sanki.
Herkes itku ile konuşmaktan
korkuyor, o bir 'baba' gibi."
Jahn'ın avukatı Süheyl Atay
ise Jahn'ın sözleşmede geçen
"Sanatçınjıı artistik jetenekleri
ve kurnm içindeki sanat ve di-
ğer davranıslan yeterli göriil-
medigi takdirde ilgili büyükel-
çiliğe büdiriierek sözleşmesi
idarece feshedilir" içerikli 8.
maddenin Îstanbul Devlet
Opera ve Balesi Yönetmeliği-
ne aykın olduğunu savundu.
Frederic Jahn da fesih kararı
veren "Sanat Kurulu"nda üye
olarak görev yapıyordu.
TAKVİ.M. !4 ARALIK 1990 Imsak: 5.41 Guneş: 7.13 Öğle: 12.03 Jkindi: 14.23 Akşam: 16.43 Vatsı: 18.10
Çorlu 2. EvcilKanatîı Hayvan Sergisi'nde güvereinlerinfıyatı 100 milyon liraya dayanıyor
Mercedes fiyatına kuşÇorlu'da düzenlenen
gösteride kuş
meraklılan özenle
yetiştirdikleri güvercin
türlerini tanıttılar.En
pahalı kuş türlerinden
birisi posta
güvercinleri. 110
milyon liralık etiket
taşıyan posta
güvercininin sahibi
Osman Barut, "Bu
kuşu Ankara'dan
saldığım zaman 8
saatte İstanbul'a
gelir" diyor.
ZAFER AKNAR
ÇORLU — Loş ışıklı salona
giriyonız. Yan yana dizilmiş
yüzlerce kafes ve onlann içinde
binlerce kuş. Kimi ahmlı, kimi
tepeli, kimi de tavus kuyruklu.
ÇevTede koşuşturanlar, etiketleri
yapıştıranlar, bağıranlar, çağı-
ranlar. Tam bir şenlik yeri; ka-
fes aralıklarından sızan ışıkla
canlanan renk cümbüşü, insan-
ları şasırtan fiyat etiketleri...
Çorlu 2. Evcil Kanatlı Hayvan
Gosterileri'nin yapıldığı salonda
10 milyondan başlayıp, 100 mil-
yona varan fiyat etiketleri, ilk
önce size otomobil fuarında do-
laşıyor izlenimi verebilir.
Ama bu kuşlann sahipleriyle
konuştuğunuzda ortaya ilginç
bir gerçeğin çıktığına da tanık
olursunuz. O gerçek, bu fiyatla-
rın sembolik olduğudur. Fiyat
etiketi taşıma^n kuşlann değe-
rinin belirlenemediğj anlamına
geldiğini de bilmekte yarar var.
İlginç olaylarla dolu Çorlu 2.
Evcil Kanatlı Hayvanlar Göste-
risi, her yıl aralık ayının ilk haf-
tasında yapılıyor. Gösteriye ka-
tılmak o kadar kolay değil. 12
maddenin yer aldığı bir şartna-
meye uymak gerekiyor. Bunun
dışında şartnameye uyan her ku-
şun yanşmaya girmesi diye bir
kural da yok. Son söz organizas-
yon komitesinin. Bunun nedeni
de "kaliteyi korumak..."
BANGO GÜVERCÎNI
'110milyona satmam'
110 milyon lira değer biçtiği
"bango" güvercini sevgiyle
elinde tutan Ramis Minas,
"Ben kuş iistadıyım. 110
milyonu verseler de satmam
zaten. Çiinkü bu tiirü artık
üretemem" diyor.
Minas, kuş sevgisini şöyle
anlatıyor:
"Bende güvercin sevgisi,
bayvan sevgisinden
kaynaklandı. İslanbul'da
oturuyorum. Hayvsn sevgimi
giderebilmek için güvercin
beslemeye başladun. İşte
KUŞ DEYtP GEÇMEYtN — Egitilmiş posta güvercinleri çok
duyarlı yaratıklar. Kilometrelerce mesafeyi en kısa sürede ge-
çip mesajı istenilen yere ulaştırabiliyoriar. Bu yüzden fiyatlan
da çok yüksek. Kuş sahipleri onlan gozu gibi koruyor. Kuş ba-
kınu bir ilgi alanı oluştonıyor. (Fotoğraf: ZAFER AKNAR)
FlRTINA KUŞLARI
Uzun uçucular
sonntda güvercinci nldıık. Bu
duygu Milli Piyango'dan bir
ikramiye kazanan, maçta gol
atan bir oyuncu nasıl
sevinirse biz de güvercinleri -
seyrederken övle seviniriz,
Güvercinlerle anlaşmanın en
iyi yolu sevgiden geçer. Ben
bango kuş beslerim ve
bangoda en büyük benim.
Bunu istediğinize sorun.
Kuşlann uğursuzluk
getirmesi konusunda da ben
buna iaanmıyonıra.
Guvercinlerden evimdeki
birçok ihtiyacı karşüadım."
Fırtına kuşlan seçtikleri eşle ömür boyu birlikte yaşıj orlar.
Dış Haberier Servisi —
Bunlar da fırtına kuşlan.
Vatanlan açık deniz. Yalnızca
yumurllamak için karaya
geliyorlar. Sık sık martılarla
kanştınhyorlar. Oysa onlarla
akraba biie değiller.
Yumurtalarırun ağırbkları,
vücut ağırlıklarmın yaklaşık
yüzde 25'ini oluşturuyor.
Tüm çeşitler yalnızca tek bir
yumurta yumurtluyor.
Kuluçka dönemleri de diğer
kuşlardan çok daha uzun.
Quick dergisinde yer alan
habere göre bundan iki yüz
yıl önce yalnızca kuzey
kutupta yaşayıp, sonra yavaş
yavaş güney bolgeleri
fethetmeye başlayan fırtına
kuşları balıkla besleniyor ve
"evlilikleri" yaşam boyunca
sürüyor. Çiftler yalnızca
birleşme döneminde bir
araya gelip, "çocukları"
yetiştiriyor, sonra da herkes
kendi yoluna gidiyor. Bir
sonraki yıl ise tekrar aynı
yuva yerinde buluşuyorlar.
Çok uzun ömürlü (50 yaşa
kadar) olan fırtına kuşlan
çok güclü bir yön duygusuna
sahip.
lngiltere kıyısında
yakalanıp uçakla Amerika'ya
götürülen bir fırtına kuşuna
on iki gün sonra tekrar
yuvasında rastlanmış. Fırtına
kuşu bu dönem zarfında
Atlantik Okyanusu üzerinde
alçak uçuşla tam 5000
kilometre kat etmiş.
Mardinciler, postacılar, ban-
gocular, taklacılar saflarını al-
mışlardı. Kimse birbiriyle ko-
nuşmuyor, kendi kusundan baş-
ka kuş tanımıyordu. Sahipleri-
nin bu gururu ve çalımı, yetiş-
tirdikleri evcillere de yansımıştı.
Bu kendini beğenmişlik o kadar
büyüktü ki kendi eşlerini tanı-
mamaya kadar varrmştı. Çünkü
yanşmada eşler de birbirine ra-
kipti...
Böylesi bir ortamda organiz-
yon komitesi başkaru Tayyar Ba-
şaran'la konuşuyoruz. Başaran-
ın ilginç bir kişiliği var. Uç ya-
bancı dil biliyor ve oldukça mü-
te\azı. Kendisi Izmir taklacı uz-
manı. "Bunlara aynı zamanda
intihar kuşlan da denir. Duygu-
sal ve gururlu kuşlardır" diyor.
Basaran, kuşlarla ilgili bir ki-
tap da yaznuş. Güvercinin uğur-
suzluğuna inanmıyor, "Ben kuş-
laria huzur buluyorum. Onlann
>nnında yalnızlığımı unutuyo-
rum..." diyor. Kuşlarla huzur ve
mutluluk bulmanın Başaran'a
maliyeti aybk 1 milyon lira. Bu-
nu pek fazla önemsemiyor. Yal-
nız yanlış anlaşılmaktan yakını-
yor. Kuşlan yakından tanımak
amacıyla Başaran'la birlikte sa-
londa tur atıyoruz. Bizi, 110 mil-
yon lira etiket taşıyan posta gü-
vercinlerinin sahibi Osman Ba-
rut'la tanıştınyor. Doğal olarak
ilk sorumuz fiyat üzerinde. Pa-
hahlığın nedenini Barut şöyle
açıkbyor:
"Ankara'dan kuşu saldığım
zaman 8 saatte tstanbul'daki
evime gelir. YaJan söylediğimi
zannetmeyin. Biz posta güverci-
ni yeöştiricikri her ay kuslanmı-
zı ynnştınnz. Hangi güvercin
yuvasına önce gelirse o birinci
olur. Bunu nasıl sağlıyoruz di-
ye sorarsan, antrenmanla. Her
gün kuşlannu belli mesafelerden
bırakınm. Tıpkı maraton koşu-
culan gibi bir hafta 10, ikinci
hafta 30 kilometre uçarlar. Şim-
di tstanbui-Erzunun etebına ha-
zırlryorum kuşlanmı. Bu en zor
sınavlan olacak. Hazırlamakta
da epej guçluk çekiyorum. Çün-
kü bu mesafede biç uçmadılar."
Başaran'la birlikte bangolara
doğru ilerliyoruz. Bu arada ya-
nşmanuı amaçlannı açıklıyor:
"İlk önce bidere yönelik ba-
kış açısının değişmesini istiyo-
ruz. Biz içki içen, cahil insanlar
degiliz. Antmızda profesör,
doktor var. tlk önce bu kötü
imajı silmeliyiz. Sonra da birbi-
rinden habersiz kanatlı yetiştiri-
cilerine tanışma fırsatı yaratmak
istiyonız. Sonra da bayal, ama
uluslararası bir boyut yakala-
mak istiyonız."
10 milyonluk bangolann sahi-
bi Mehmet Atabey'le görüşüyo-
ruz. Atabey'e göre bangolar, iri
gözleri ve değişik renkleriyle il-
ginç güvercirüer. Bunlann değeri
posta güvercinlerinde olduğu gi-
bi kas gücüyle kazanılmıyor.
Bangolann değeri kafa şekli, ga-
galan, gaga duruşlan, renkleri,
desenleri, göz ve göz kapaklany-
la belirleniyor.
Bütün bu ilginçlikler arasm-
dan sıynlıyoruz. Dışanda Çor-
lu'nun klasik kuru soğuğu. Be-
lediye binasırun etrafı pankart-
larla süslenmiş. Dışanda özel ta-
sanm kuş kafesleri, fiyatlan 1.5
milyon lira Içeriye doğru dönüp
bakıyoruz; değeri milyonlan bu-
lan kuşlar var. Kuşçulan, kuşlan
düşünüp gidiyoruz. Kuşçulann
yaşamı, kuşlann belirleyici rol-
İeriyle geride kalıyor...
Sinatra:
75'lik
delikanlı
Dış Haberier Servisi — Bir
zamanların mavi gözlü jönu,
Amerikan müziğinin kısık
sesli .şarkıcısı Frank Sinatra
sonunda 75 yaşını doldurdu.
Sinatra için ABD çapında
doğum günü kutlamaları
yapıldı. Frank Sinatra'nın
kendisi de New Jersey
eyaletinde doğduğu yere çok
yakın olan East
Rutherford'daki Meadovvlands
Arena salonunda doğum
günü gecesi görkemli bir
konser verdi.
İlk gençlik yıllarında başında
kavak yelleri esen, daha sonra
şarkıcılığı seçen Sicilyalı
Frank, 1940'larda Amerikan
gençliğinin müzik ilahı haline
geldi. İkinci Dünya Savaşı
sonrası bazı siyasi baskı
hareketlerine, protesto
eylemlerine kanşmıştı. Kara
listeye alındı. MGM
stüdyolanyla yapılan kontratı
feshedildi. O sırada 34
yaşında olan Frank
Sinatra'nın sanat yaşamına
bitmiş gözüyle bakılırken
1953'te "İnsanlar Yaşadıkça"
filminde çizdiği Maggio
portresiyle Oscar kazandı.
Doğum günu için düzenlenen
konserde Liza Minelli ile
birlikte "New York, New
York" şarkısını, Steve
Lawrence ve Edie Gorme'la
da çeşitli şarkılar söyleyen
Sinatra 75 yaşında, beyaz
saçlan ve fazla kilolardan
ağırlaşan gövdesine karşm
hâlâ bir delikanlı kadar genç
ve hareketli görünüyordu.
(Fotoğraf: Reuter)
Türk kurtları
vahşet çağında
Avrupa'da soyu tükenen kurtlar özel önlemlerle
korunmaya ahmrken Türkiye'deki kurtların
avlanması serbest. Yerli kurtlar henüz vahşi
doğa ve insan tehdidi ile baş başalar.
İZMİR (Cumhuriyet Ege Bü-
rosu) — Avrupa'da kurt sayısı-
nın hızla azalması nedeniyle
kurtlar için koruma önlemleri
alınırken, Türkiye'de kurt avı
yıl boyunca serbest.
Uzmanlar, Türkiye'deki kurt
sayısının Avrupa'run toplam ra-
kammdan fazla olduğunu vur-
guluyorlar. Kesin sayı vereme-
mekle birlikte Türkiye'de 5-10
bin arasında kurt bulunduğu
tahmin ediliyor. Ancak özellikle
batı bölgelerinden başlamak
üzere Türkiye'de de kurt sayı-
sının giderek azalmaya başladığı
belirtiliyor.
Tanm Orman ve Köyişleri
Bakanhğı Milli Parklar Dairesi
eski başkanlanndan Mihat Tu-
ran, Türkiye'de memeli hayvan-
lar konusunda hâlâ kesin envan-
terlerin çıkanlamadığını söyledi.
Türkiye'deki kurt popülasyo-
nu konusunda da bu nedenle
kesin bir şey söylenemediğini
vurgulayan Turan, kurtların
Türkiye'de özellikle Orta Anado-
lu'da dağlık bölgelerde, Erzu-
rum, Erzincan, Tunceli dolay-
larında yoğun olarak yaşadıkla-
nnı açıkladı.
Ayrıca Karadeniz'de de çok
sayıda kurt bulunduğunu belir-
ten Turan, şunları söyledi:
"Marmara ve Ege bolgelerin-
de ise kurt sayısı hızla azalıyor.
Bern konvansiyonu kurtlan da
kapsar ancak 1979'da imzaladı-
ğunız bu konvansiyona Türki-
ye bazı canlılar konusunda çe-
kince koymuştur.
Kurtlar da bunlar arasında.
Kurtların Türkiye'deki avı bü-
tün yıl serbesttir. Türkiye'nin
bundan 11 yıl önce çekince koy-
masmın başuca nedeni kurtlann
evcil hayvanlara verdikleri za-
rardı. Orta Anadolu'da bu zarar
hâlâ söz konusu. Ancak Batı
bölgelerinde değil. Avrupa'da
neredeyse nesli tükenmekte olan
bu canlının korunması için
Türkiye'de de önlemler almak
gerekecek mi bunu tartışmak
gerek."
DHKD uzmanlan ise Türki-
ye'deki kurt popülasyonu konu-
sunda çeşitli tahminJer yapıldı-
ğını ancak hiçbirinin somut
araştırmalara dayanmadığını
vurguladılar.
Türkiye'de 5-10 bin kurdun
yaşadığı yolunda tahminler ol-
duğunu belirten DHKD uzman-
lan, kurtlann Türkiye'de yıl bo-
yunca avlanmasının serbest ol-
masını eleştirerek "Anadolu
parsının da avı yıl boyunca ser-
bestti. Bu yüzden de nesli tüken-
di. 1971 yılında en son Anado-
lu parsı vuruldu" dediler.
Türkiye'de avcılık konusun-
da İngilizce kitap yazan Ali
Hüstay da Türkiye'deki kurt
populasyonunun Avrupa'daki
toplam kurt populasyonundan
fazla olduğunu söylemenin yan-
lış olmayacağını belirtti.
Osnıaııb'nın
ihtisanıı
• ANKARA (AA) —
ABD'nin Memphis kentinde
"Osmanlı Sultanlanmn
Ihtişamı ve Türk Saray
Hayatı" sergisi açılacak.
Konuyla ilgili uzmanlann,
sergide yer verilecek
parçalann seçüni için
Dolmabahçe Sarayı'nda
araştırmalara başladıklan
kaydedildi. Uzmanlann,
sergide, Osmanh
saraylanmn görkemini
yansıtabilecek parçalan
tercih edecekleri ve
Topkapı'da bulunan Unlü
"Padişah Hançeri", padişah
tahtlanndan biri ya da
"Padişah Otağı" uzerinde
durdukları kaydedildi.
2000'in
çevresi
• ANKARA (AA) —
UNICEF ve Milli Eğitim
Bakanhğı işbirliği ile
ilkokul oğretmenleri
arasında "2000 yılında
çocuklar için ideal çevre"
konulu resim ve
kompozisyon yarışması
açıldı. Milli Eğitim
Bakanlığı'ndan alman
bilgiye göre UNICEFin
Türkiye'de etkinliklerine
başlamasının 40. yılı
dolayısıyla düzenlenen
yanşmaya, emekli
öğretmenler de
katılabilecek. Yanşma için
başvunılar, 11 Ocak 1991
tarihine kadar UNICEFin
Ankara'daki Türkiye
temsilciliğinde yapılacak.
Böbrek taşına
karşı bol su
• İZMİR (Cumhuriyet Ege
Bürosu) — Türkiye'de
böbrek taşlanndan
kaynaklanan hastalıkların
diğer Avrupa ülkelerine
göre daha sık görüldüğü
vurgulanıyor. Türkiye
ölçeğinde yapılan bir
araştırmaya göre Ege,
böbrek hastalıklannın en
yaygın olduğu bölge,
Doç.Dr. Ziya Kırkali, aşın
çay içmenin böbrek
taşlannın oluşumuna yol
açtığını belirterek daha çok
su içilmesini önerdi.
Göğüs büyüten
zayıflanıa
• ANKARA (ANKA) —
Özellikle bayanların
zayıflamak için başvurduğu
fazla yağlann emdirilmesi
yoluyla zayıflama yöntemi,
ileriki senelerde göğüslerde
büyümelere yol açıyor.
Science et Vie dergisinde *
yer alan haberde,
"Liposcution" diye bilinen
emdirici bir boru ile karın
ve kalça bölgelerindeki
yağlann temizlenme,sine .
bütün dünyada hız verildiği
belirtildi. Son zamanlarda,
söz konusu operasyonlar
sonucu aradan bir yıl
geçtikten sonra göğüslerde
büyümelerin oluştuğunun
fark edildiği ve bunun
nedeninin henüz
saptanamadığı da ifade
edildi.
Antalya'da
fırtına: 2 ölü
• ANTALYA (AA) —
Antalya'da dün akşam
saatlerinde meydana gelen
ve yaklaşık 2 saat süren
şiddetli fırtına sonucu iki
kişinin öldüğü, üçü ağır 32
kişinin de yaralandığı
bildirildi. Kentte hayatı
felce uğratan ve büyük
maddi zarara yol açan
fırtınada yıkılan bir ev
enkazının altında kalan Elif
İnaner (50) ile hortuma
kapılan Sultan Pire adlı 10
günlük bebek öldü. Fırtına
nedeniyle Antalya limanı da
trafiğe kapatıldı. Yetkililer
kentte önümüzdeki
günlerde de benzer fırtına
beklendiğini belirterek
vatandaşlan uyardılar.
Ifeşil dalga durııluyor mu?
Economist dergisi Almanya'da Yeşil hareketin
son zamanlarda güç kaybettiğine dikkat çekiyor.
Klasik partilerin çevre sorunlarına eğilmesi bu
gerilemenin nedenlerinden biri.
gerilediğini öne sürüyor.
Refah döneminde yükselen
çevreci dalga, vurdumdu<
ymaz-
lığa bir tepki olarak gelişiyor, sa-
nayinin çarpıklıklannı törpulü-
yor ve geride daha temiz bir
dünya bırakıyor. (Amerikan
otolan, 1970 >ıluıa göre %96
daha az karbonmonoksit neşre-
diyorlar.) Economist'e göre çev-
reci akımın bir hatası da bojoın-
dan büyuk işlere kalkışıp seç-
menlere maliyeti yüksek proje-
ler önererek güç durumda kal-
ması. Yeşillerin Kaliforniya'yı
bir çevre cennetine çevirme pro-
jesi, seçmenlerin gözünü kor-
kuttu ve sonunda gerçekleşeme-
di.
Economist'e göre Yeşiller her
Dış Haberier Servisi — AI-
manya seçimlerinde Yeşillerin
uğradığı büyük yenügi ve parla-
mentoya seçim yasasının eski
"Doğu Almanya" için tanıdığı
bazı kolaylıklardan yararlana-
rak ancak 8 üye sokabilmeleri,
Yeşiller hakkında tartişmalara
yol açtı.
Yeşillerin yenilgisi bir yandan
bir türlü çözemedikleri iç çatış-
malarına, bir yandan da belli
başlı partilerin çevreci politika-
lan büyük ölçüde benimsemiş
olmalanna bağlamyor.
Muhafazakâr İngiliz dergisi
Economist, cevresel kaygılann
refah dönemlerinin bir lüksü ol-
duğunu, bu kaygılann ekono-
mik durgunluk dönemlerinde
şeyi çevre kirliliğine bağlayarak
abartmalı sonuçlara ulastılar.
(Örnegin 1988'de Kuzey Denizi'n-
de ayıbalıklan kirlilikten değil
ve fakat salgın bir hastalıktan
öldüler) Üstelik, sunduklan re-
çete, gönüllü kendini kısıtlama-
ya dayanıyordu. Bu gönüllü kı-
sıtlama plastik torbalarda ya da
fildisi ürünler kullanmada ko-
layca^sonuca ulaşabildi, ancak
haik özellikle ekonomik dur-
gunluk dönemlerinde yaşam
standartlannı düşürecek kısıtla-
malara gitmekte isteksiz davra-
nacaktır.
Yeşiller ise gerilemeyi, iç çe-
kişmelerini bir türlü sonuçlan-
dıramamış ve esas platformla-
nndan uzaklaşmış olmalanna
bağlıyorlar. Şu sıralarda birleş-
me çalışmalannı sürdüren ltal-
yan Yeşillerden milletvekili Ser-
gio Andreis şu uyanda bulunu-
yor: "Birleşme toplantılanyla ve
kimin neyi yöneteceğini tartışır-
ken, Alman Yeşillerinin başına
gelen fakat bizim de başımıza
gelebilir. Yeniden aslımıza, yani
temel baskı grubu siyasetkrimi-
ze dönmeliyiz."
Avrupalı Yeşillerin eski Genel
Sekreteri Sara Perkin ise Ahnan
ve ltalyan partilerindeki bu çö-
küntünün esas olarak örgütsel
ve siyasal tutarsızlıklardan kay-
naklandığını söylüyor. Perkins'e
göre çevre ve ekonomi ayrı ayrı
konular olarak görüldüğü süre-
ce Yeşiller dikkati üzerlerine
çekmekte başarısız kalacaklar.
Yine de Perkins gelecekten
umutlu olduğunu belirtiyor. Kı-
sa dönemde Doğu Avrupa'nın
yaşadığı gıda sıkıntısı ve Batı-
daki durgunluk Yeşilleri güç du-
rumda bıraksa da "Özellikle
ekonomi alanında izledikleri en
tutarlı politikalar ile sonunda
Yeşiller kazanacaktır."
Torunum
ilk kez
"dede"
dediğinde...
"Torunum ilk kez 'dede'
dediğinde o kadar çok sevinmiştim ki anlatamam.
Ona hemen bir armağan vermek istedim. Bu öyle bir
armağan olmalıydı ki, yaşamı boyunca benl hatırtasın,
hep dede desin. Hemen glttim Haik Sigortaya.
Torunum için Siiper Yaşam Sigortası yaptırdrm.
Onunla birlikte sigortası da büyüyecek. Gün gelir
alır toplu parayı, diledlgi gibi kuüanır. Benl anar."
Süperfevun
StgortasıSigorta
Her yıl, kendiliğinden % 30 aıtar"