02 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet Sahıb) Cumhuriyet Matbaactlık ve Gazeıccıhk Türk Anontm Şırkclı adına Nnâir N'tdi • GCIKI Yayın Muduru: H u u Ctmai. Huosfit MUdunj Enine Uşakfetl. Yazı lşlcn Muduru Olu; Gonmsn. 0 Hat*r Merkezi Muduru: Yılçın Bayct, Sa>fa Duzenı Yönetmem Ali ACMT 0 Temsılctter ANKARA- Akael Tma, tZ.MİR HUtmel ÇeunHî», ADAVA Ç«in ligeooglu U Polmtı CeW Ba»»*tK. Oa Habctlcr Itf •"!«•. Elooomı C*aflı lartaa. U-Smdıka Ş4kna I m d . Kulııu Cttal l a » , Isunbul Habcrfcn Knul bcak. E|Kım G o c n Şnfca. Yun Hâbrrlm: NccM Do|M, Spoı Dınıjmanı AMHkalb IKttaaı. Du. Yajı'ar i n n Çıhtku. A n ı ı n u ŞaMa A*m, Dıudunr AHılı> YKKI 0 KoonJmaıcr Afcaan Kanhaı £ Malı Isfcr Erel Lıtal Q Muhuetıc M m fan 0 Bw«-Pta/ılam». Scr^ nı»ı«*l|n|l« 0 Rcklam Ajx T » 0 El «vuuar ttafea Akjol 0 I<UFC Hoeyia Gâtr 0 istanK Oader Çrtik 0 Bılgı-lsl™ >•» lati 0 Pcnonei Scv,l » ™ Kıtnılu Basbui' N « * N«« Ota» UW. Vılçı. Bv«r. H u a CemaJ. HİIUMI Çeüaks>a, Oh*> G o r a n . ttur Mmttm. Ittn Aouff w to van CuıphiKtyet Matbtactlık «r Guececılfk T.A Ş. TSrfc OcJİ: Cld. 39/4! Cajafofh 3J33J Isl PK 246 • tsantjul TeL 512 05 05 (20 MI). Tda. 22246. Fajl (1) 5M «0 72 % BuntU- Aıluı* Zıya Gokılp Blv lnküap S. No I9'<, Tel 133 II IH7, Ttk*. 42344, FM. (4) IJ3 05 65 0 lomtr. H Zıya Bh 1352 S VI, Tel. 13 12 30 ftleı 52359. f»X- (511 19 5} «0 0 AHan: InOnu Câd 119 S Vı 1 Ka! |. W 19 37 52 (4 bat). Tdet 62153. Fu (71) » B t AFRODÎSIAS Eriırfe veliaht buliındu ÖZGEN ACAR NEW YORK/ANKARA— Afrodisias kazılannı sürdürür- ken yaşamını yitiren Prof. Ke- nan T.Erim'in yerine veliaht bulundu. Erim'in deyimiyle "Afrodisias'ın, bir gümüs tepsi içinde" 34 yaşındaki aday New York Üniversitesi (NYÜ) Ar- keoloji ve Sanat Tarihi Profe- sörü Dr. RJLR. Smith'e sunul- ması bekleniyor. Prof. Erim'in uluslararası bilün heyeti 1 aralıkta Paris'te bir toplantı yaparak Prof. R.R.R. Smith'in Afrodisias ka- zı heyeti başkanlığını destekle- meyi ve ekibinin çaüşmasını aynen sürdürmesini kararlaş- tüdı. Prof. Smith'in beraberin- de NYÜ Güzel Sanatlar Ens- titusü Müdürü James Maccre- die olduğu halde KUltUr Ba- kanlığı yetkilüeri ile görüşmek üzere yarın Ankara'ya gelme- si bekleniyor. Türk hükümetinin de Prof. Smith'e gerekli "olnr" verme- si halinde, Prof. Erim'in 30 yıl- dır kesintisiz sürdürdüp Af- rodisias kazılanna "eski eser kaçakçısı akbabalann üşüşme- sine fırsat venneden" yeniden aralıksız sürdürillmesi gerçek- leşebilecek. 3 Kasım'da Prof. Erim'in yaşamının beklenmedik bir anda, sona erdiği günden bu yana "veliaht kim olacak" so- rusu meslektaşları ve dostlan arasında güncelleşti. Bazı Türk ve yabancı aday- lanndan söz edildi. Bu nedenle Erim'in pek çok meslektaşı ve yakını ile konustum. Kendisiy- İe birlikte çalışanlann birleş- tikleri adlann basmda Prof. Dr. R.R.R. Smith geliyordu. Kenan Erim de son dönemler- de Smith'in adını sık sık anı- yordu. Görevden alınan baş koregraf: Operamafya İtku 6 baba 9 Kültür Servisi — Istanbul Devlet Opera ve Balesi baş ko- regrafı, Monaco asıllı sanatçı Frederic Jahn, görevden alın- ması konusunda Opera ve Bale Müdürü Mesut ttku'yu suçla- yarak, "Hiçbir sanat kurumu tek bir kişinin dikta denebile- cek davranışlarıyla yönetilmi- yor. Opera mafya, ttku da 'baba' gibi" diye konuştu. îstanbul Devlet Opera ve Balesi Müdürü Mesut İtku, Müzik Direktörü Renato Po- lumbo, devlet sanatçısı Sıına Korat ve Baş Rejisör Veküi Al- tan Günbay'dan olusan "Sanat Kurulu"nun kararı ile görev- den alınan Frederic Jahn, avu- katlan Sübeyl Atay ve Adil Güler ile birlikte dün bir ba- sın toplantısı düzenledi. Gö- revden alınmasmda Mesut It- ku'nun etkili olduğunu söyle- yen Jahn, ttku ile sahnelene- cek bir balenin rol dağjtımı ko- nusunda anlaşmazlığa düştük- Ierini belirterck şöyle konuştu: "Çalıştığım hiçbir ülkede böyle bir davranışla karşılaş- madım. Çiinkü hiçbir sanat kunımu tek bir kişinin dikta denilebilecek davranjşlanyia yenetilmiyor. Operada küçük bir mafva dünyası var sanki. Herkes itku ile konuşmaktan korkuyor, o bir 'baba' gibi." Jahn'ın avukatı Süheyl Atay ise Jahn'ın sözleşmede geçen "Sanatçınjıı artistik jetenekleri ve kurnm içindeki sanat ve di- ğer davranıslan yeterli göriil- medigi takdirde ilgili büyükel- çiliğe büdiriierek sözleşmesi idarece feshedilir" içerikli 8. maddenin Îstanbul Devlet Opera ve Balesi Yönetmeliği- ne aykın olduğunu savundu. Frederic Jahn da fesih kararı veren "Sanat Kurulu"nda üye olarak görev yapıyordu. TAKVİ.M. !4 ARALIK 1990 Imsak: 5.41 Guneş: 7.13 Öğle: 12.03 Jkindi: 14.23 Akşam: 16.43 Vatsı: 18.10 Çorlu 2. EvcilKanatîı Hayvan Sergisi'nde güvereinlerinfıyatı 100 milyon liraya dayanıyor Mercedes fiyatına kuşÇorlu'da düzenlenen gösteride kuş meraklılan özenle yetiştirdikleri güvercin türlerini tanıttılar.En pahalı kuş türlerinden birisi posta güvercinleri. 110 milyon liralık etiket taşıyan posta güvercininin sahibi Osman Barut, "Bu kuşu Ankara'dan saldığım zaman 8 saatte İstanbul'a gelir" diyor. ZAFER AKNAR ÇORLU — Loş ışıklı salona giriyonız. Yan yana dizilmiş yüzlerce kafes ve onlann içinde binlerce kuş. Kimi ahmlı, kimi tepeli, kimi de tavus kuyruklu. ÇevTede koşuşturanlar, etiketleri yapıştıranlar, bağıranlar, çağı- ranlar. Tam bir şenlik yeri; ka- fes aralıklarından sızan ışıkla canlanan renk cümbüşü, insan- ları şasırtan fiyat etiketleri... Çorlu 2. Evcil Kanatlı Hayvan Gosterileri'nin yapıldığı salonda 10 milyondan başlayıp, 100 mil- yona varan fiyat etiketleri, ilk önce size otomobil fuarında do- laşıyor izlenimi verebilir. Ama bu kuşlann sahipleriyle konuştuğunuzda ortaya ilginç bir gerçeğin çıktığına da tanık olursunuz. O gerçek, bu fiyatla- rın sembolik olduğudur. Fiyat etiketi taşıma^n kuşlann değe- rinin belirlenemediğj anlamına geldiğini de bilmekte yarar var. İlginç olaylarla dolu Çorlu 2. Evcil Kanatlı Hayvanlar Göste- risi, her yıl aralık ayının ilk haf- tasında yapılıyor. Gösteriye ka- tılmak o kadar kolay değil. 12 maddenin yer aldığı bir şartna- meye uymak gerekiyor. Bunun dışında şartnameye uyan her ku- şun yanşmaya girmesi diye bir kural da yok. Son söz organizas- yon komitesinin. Bunun nedeni de "kaliteyi korumak..." BANGO GÜVERCÎNI '110milyona satmam' 110 milyon lira değer biçtiği "bango" güvercini sevgiyle elinde tutan Ramis Minas, "Ben kuş iistadıyım. 110 milyonu verseler de satmam zaten. Çiinkü bu tiirü artık üretemem" diyor. Minas, kuş sevgisini şöyle anlatıyor: "Bende güvercin sevgisi, bayvan sevgisinden kaynaklandı. İslanbul'da oturuyorum. Hayvsn sevgimi giderebilmek için güvercin beslemeye başladun. İşte KUŞ DEYtP GEÇMEYtN — Egitilmiş posta güvercinleri çok duyarlı yaratıklar. Kilometrelerce mesafeyi en kısa sürede ge- çip mesajı istenilen yere ulaştırabiliyoriar. Bu yüzden fiyatlan da çok yüksek. Kuş sahipleri onlan gozu gibi koruyor. Kuş ba- kınu bir ilgi alanı oluştonıyor. (Fotoğraf: ZAFER AKNAR) FlRTINA KUŞLARI Uzun uçucular sonntda güvercinci nldıık. Bu duygu Milli Piyango'dan bir ikramiye kazanan, maçta gol atan bir oyuncu nasıl sevinirse biz de güvercinleri - seyrederken övle seviniriz, Güvercinlerle anlaşmanın en iyi yolu sevgiden geçer. Ben bango kuş beslerim ve bangoda en büyük benim. Bunu istediğinize sorun. Kuşlann uğursuzluk getirmesi konusunda da ben buna iaanmıyonıra. Guvercinlerden evimdeki birçok ihtiyacı karşüadım." Fırtına kuşlan seçtikleri eşle ömür boyu birlikte yaşıj orlar. Dış Haberier Servisi — Bunlar da fırtına kuşlan. Vatanlan açık deniz. Yalnızca yumurllamak için karaya geliyorlar. Sık sık martılarla kanştınhyorlar. Oysa onlarla akraba biie değiller. Yumurtalarırun ağırbkları, vücut ağırlıklarmın yaklaşık yüzde 25'ini oluşturuyor. Tüm çeşitler yalnızca tek bir yumurta yumurtluyor. Kuluçka dönemleri de diğer kuşlardan çok daha uzun. Quick dergisinde yer alan habere göre bundan iki yüz yıl önce yalnızca kuzey kutupta yaşayıp, sonra yavaş yavaş güney bolgeleri fethetmeye başlayan fırtına kuşları balıkla besleniyor ve "evlilikleri" yaşam boyunca sürüyor. Çiftler yalnızca birleşme döneminde bir araya gelip, "çocukları" yetiştiriyor, sonra da herkes kendi yoluna gidiyor. Bir sonraki yıl ise tekrar aynı yuva yerinde buluşuyorlar. Çok uzun ömürlü (50 yaşa kadar) olan fırtına kuşlan çok güclü bir yön duygusuna sahip. lngiltere kıyısında yakalanıp uçakla Amerika'ya götürülen bir fırtına kuşuna on iki gün sonra tekrar yuvasında rastlanmış. Fırtına kuşu bu dönem zarfında Atlantik Okyanusu üzerinde alçak uçuşla tam 5000 kilometre kat etmiş. Mardinciler, postacılar, ban- gocular, taklacılar saflarını al- mışlardı. Kimse birbiriyle ko- nuşmuyor, kendi kusundan baş- ka kuş tanımıyordu. Sahipleri- nin bu gururu ve çalımı, yetiş- tirdikleri evcillere de yansımıştı. Bu kendini beğenmişlik o kadar büyüktü ki kendi eşlerini tanı- mamaya kadar varrmştı. Çünkü yanşmada eşler de birbirine ra- kipti... Böylesi bir ortamda organiz- yon komitesi başkaru Tayyar Ba- şaran'la konuşuyoruz. Başaran- ın ilginç bir kişiliği var. Uç ya- bancı dil biliyor ve oldukça mü- te\azı. Kendisi Izmir taklacı uz- manı. "Bunlara aynı zamanda intihar kuşlan da denir. Duygu- sal ve gururlu kuşlardır" diyor. Basaran, kuşlarla ilgili bir ki- tap da yaznuş. Güvercinin uğur- suzluğuna inanmıyor, "Ben kuş- laria huzur buluyorum. Onlann >nnında yalnızlığımı unutuyo- rum..." diyor. Kuşlarla huzur ve mutluluk bulmanın Başaran'a maliyeti aybk 1 milyon lira. Bu- nu pek fazla önemsemiyor. Yal- nız yanlış anlaşılmaktan yakını- yor. Kuşlan yakından tanımak amacıyla Başaran'la birlikte sa- londa tur atıyoruz. Bizi, 110 mil- yon lira etiket taşıyan posta gü- vercinlerinin sahibi Osman Ba- rut'la tanıştınyor. Doğal olarak ilk sorumuz fiyat üzerinde. Pa- hahlığın nedenini Barut şöyle açıkbyor: "Ankara'dan kuşu saldığım zaman 8 saatte tstanbul'daki evime gelir. YaJan söylediğimi zannetmeyin. Biz posta güverci- ni yeöştiricikri her ay kuslanmı- zı ynnştınnz. Hangi güvercin yuvasına önce gelirse o birinci olur. Bunu nasıl sağlıyoruz di- ye sorarsan, antrenmanla. Her gün kuşlannu belli mesafelerden bırakınm. Tıpkı maraton koşu- culan gibi bir hafta 10, ikinci hafta 30 kilometre uçarlar. Şim- di tstanbui-Erzunun etebına ha- zırlryorum kuşlanmı. Bu en zor sınavlan olacak. Hazırlamakta da epej guçluk çekiyorum. Çün- kü bu mesafede biç uçmadılar." Başaran'la birlikte bangolara doğru ilerliyoruz. Bu arada ya- nşmanuı amaçlannı açıklıyor: "İlk önce bidere yönelik ba- kış açısının değişmesini istiyo- ruz. Biz içki içen, cahil insanlar degiliz. Antmızda profesör, doktor var. tlk önce bu kötü imajı silmeliyiz. Sonra da birbi- rinden habersiz kanatlı yetiştiri- cilerine tanışma fırsatı yaratmak istiyonız. Sonra da bayal, ama uluslararası bir boyut yakala- mak istiyonız." 10 milyonluk bangolann sahi- bi Mehmet Atabey'le görüşüyo- ruz. Atabey'e göre bangolar, iri gözleri ve değişik renkleriyle il- ginç güvercirüer. Bunlann değeri posta güvercinlerinde olduğu gi- bi kas gücüyle kazanılmıyor. Bangolann değeri kafa şekli, ga- galan, gaga duruşlan, renkleri, desenleri, göz ve göz kapaklany- la belirleniyor. Bütün bu ilginçlikler arasm- dan sıynlıyoruz. Dışanda Çor- lu'nun klasik kuru soğuğu. Be- lediye binasırun etrafı pankart- larla süslenmiş. Dışanda özel ta- sanm kuş kafesleri, fiyatlan 1.5 milyon lira Içeriye doğru dönüp bakıyoruz; değeri milyonlan bu- lan kuşlar var. Kuşçulan, kuşlan düşünüp gidiyoruz. Kuşçulann yaşamı, kuşlann belirleyici rol- İeriyle geride kalıyor... Sinatra: 75'lik delikanlı Dış Haberier Servisi — Bir zamanların mavi gözlü jönu, Amerikan müziğinin kısık sesli .şarkıcısı Frank Sinatra sonunda 75 yaşını doldurdu. Sinatra için ABD çapında doğum günü kutlamaları yapıldı. Frank Sinatra'nın kendisi de New Jersey eyaletinde doğduğu yere çok yakın olan East Rutherford'daki Meadovvlands Arena salonunda doğum günü gecesi görkemli bir konser verdi. İlk gençlik yıllarında başında kavak yelleri esen, daha sonra şarkıcılığı seçen Sicilyalı Frank, 1940'larda Amerikan gençliğinin müzik ilahı haline geldi. İkinci Dünya Savaşı sonrası bazı siyasi baskı hareketlerine, protesto eylemlerine kanşmıştı. Kara listeye alındı. MGM stüdyolanyla yapılan kontratı feshedildi. O sırada 34 yaşında olan Frank Sinatra'nın sanat yaşamına bitmiş gözüyle bakılırken 1953'te "İnsanlar Yaşadıkça" filminde çizdiği Maggio portresiyle Oscar kazandı. Doğum günu için düzenlenen konserde Liza Minelli ile birlikte "New York, New York" şarkısını, Steve Lawrence ve Edie Gorme'la da çeşitli şarkılar söyleyen Sinatra 75 yaşında, beyaz saçlan ve fazla kilolardan ağırlaşan gövdesine karşm hâlâ bir delikanlı kadar genç ve hareketli görünüyordu. (Fotoğraf: Reuter) Türk kurtları vahşet çağında Avrupa'da soyu tükenen kurtlar özel önlemlerle korunmaya ahmrken Türkiye'deki kurtların avlanması serbest. Yerli kurtlar henüz vahşi doğa ve insan tehdidi ile baş başalar. İZMİR (Cumhuriyet Ege Bü- rosu) — Avrupa'da kurt sayısı- nın hızla azalması nedeniyle kurtlar için koruma önlemleri alınırken, Türkiye'de kurt avı yıl boyunca serbest. Uzmanlar, Türkiye'deki kurt sayısının Avrupa'run toplam ra- kammdan fazla olduğunu vur- guluyorlar. Kesin sayı vereme- mekle birlikte Türkiye'de 5-10 bin arasında kurt bulunduğu tahmin ediliyor. Ancak özellikle batı bölgelerinden başlamak üzere Türkiye'de de kurt sayı- sının giderek azalmaya başladığı belirtiliyor. Tanm Orman ve Köyişleri Bakanhğı Milli Parklar Dairesi eski başkanlanndan Mihat Tu- ran, Türkiye'de memeli hayvan- lar konusunda hâlâ kesin envan- terlerin çıkanlamadığını söyledi. Türkiye'deki kurt popülasyo- nu konusunda da bu nedenle kesin bir şey söylenemediğini vurgulayan Turan, kurtların Türkiye'de özellikle Orta Anado- lu'da dağlık bölgelerde, Erzu- rum, Erzincan, Tunceli dolay- larında yoğun olarak yaşadıkla- nnı açıkladı. Ayrıca Karadeniz'de de çok sayıda kurt bulunduğunu belir- ten Turan, şunları söyledi: "Marmara ve Ege bolgelerin- de ise kurt sayısı hızla azalıyor. Bern konvansiyonu kurtlan da kapsar ancak 1979'da imzaladı- ğunız bu konvansiyona Türki- ye bazı canlılar konusunda çe- kince koymuştur. Kurtlar da bunlar arasında. Kurtların Türkiye'deki avı bü- tün yıl serbesttir. Türkiye'nin bundan 11 yıl önce çekince koy- masmın başuca nedeni kurtlann evcil hayvanlara verdikleri za- rardı. Orta Anadolu'da bu zarar hâlâ söz konusu. Ancak Batı bölgelerinde değil. Avrupa'da neredeyse nesli tükenmekte olan bu canlının korunması için Türkiye'de de önlemler almak gerekecek mi bunu tartışmak gerek." DHKD uzmanlan ise Türki- ye'deki kurt popülasyonu konu- sunda çeşitli tahminJer yapıldı- ğını ancak hiçbirinin somut araştırmalara dayanmadığını vurguladılar. Türkiye'de 5-10 bin kurdun yaşadığı yolunda tahminler ol- duğunu belirten DHKD uzman- lan, kurtlann Türkiye'de yıl bo- yunca avlanmasının serbest ol- masını eleştirerek "Anadolu parsının da avı yıl boyunca ser- bestti. Bu yüzden de nesli tüken- di. 1971 yılında en son Anado- lu parsı vuruldu" dediler. Türkiye'de avcılık konusun- da İngilizce kitap yazan Ali Hüstay da Türkiye'deki kurt populasyonunun Avrupa'daki toplam kurt populasyonundan fazla olduğunu söylemenin yan- lış olmayacağını belirtti. Osnıaııb'nın ihtisanıı • ANKARA (AA) — ABD'nin Memphis kentinde "Osmanlı Sultanlanmn Ihtişamı ve Türk Saray Hayatı" sergisi açılacak. Konuyla ilgili uzmanlann, sergide yer verilecek parçalann seçüni için Dolmabahçe Sarayı'nda araştırmalara başladıklan kaydedildi. Uzmanlann, sergide, Osmanh saraylanmn görkemini yansıtabilecek parçalan tercih edecekleri ve Topkapı'da bulunan Unlü "Padişah Hançeri", padişah tahtlanndan biri ya da "Padişah Otağı" uzerinde durdukları kaydedildi. 2000'in çevresi • ANKARA (AA) — UNICEF ve Milli Eğitim Bakanhğı işbirliği ile ilkokul oğretmenleri arasında "2000 yılında çocuklar için ideal çevre" konulu resim ve kompozisyon yarışması açıldı. Milli Eğitim Bakanlığı'ndan alman bilgiye göre UNICEFin Türkiye'de etkinliklerine başlamasının 40. yılı dolayısıyla düzenlenen yanşmaya, emekli öğretmenler de katılabilecek. Yanşma için başvunılar, 11 Ocak 1991 tarihine kadar UNICEFin Ankara'daki Türkiye temsilciliğinde yapılacak. Böbrek taşına karşı bol su • İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) — Türkiye'de böbrek taşlanndan kaynaklanan hastalıkların diğer Avrupa ülkelerine göre daha sık görüldüğü vurgulanıyor. Türkiye ölçeğinde yapılan bir araştırmaya göre Ege, böbrek hastalıklannın en yaygın olduğu bölge, Doç.Dr. Ziya Kırkali, aşın çay içmenin böbrek taşlannın oluşumuna yol açtığını belirterek daha çok su içilmesini önerdi. Göğüs büyüten zayıflanıa • ANKARA (ANKA) — Özellikle bayanların zayıflamak için başvurduğu fazla yağlann emdirilmesi yoluyla zayıflama yöntemi, ileriki senelerde göğüslerde büyümelere yol açıyor. Science et Vie dergisinde * yer alan haberde, "Liposcution" diye bilinen emdirici bir boru ile karın ve kalça bölgelerindeki yağlann temizlenme,sine . bütün dünyada hız verildiği belirtildi. Son zamanlarda, söz konusu operasyonlar sonucu aradan bir yıl geçtikten sonra göğüslerde büyümelerin oluştuğunun fark edildiği ve bunun nedeninin henüz saptanamadığı da ifade edildi. Antalya'da fırtına: 2 ölü • ANTALYA (AA) — Antalya'da dün akşam saatlerinde meydana gelen ve yaklaşık 2 saat süren şiddetli fırtına sonucu iki kişinin öldüğü, üçü ağır 32 kişinin de yaralandığı bildirildi. Kentte hayatı felce uğratan ve büyük maddi zarara yol açan fırtınada yıkılan bir ev enkazının altında kalan Elif İnaner (50) ile hortuma kapılan Sultan Pire adlı 10 günlük bebek öldü. Fırtına nedeniyle Antalya limanı da trafiğe kapatıldı. Yetkililer kentte önümüzdeki günlerde de benzer fırtına beklendiğini belirterek vatandaşlan uyardılar. Ifeşil dalga durııluyor mu? Economist dergisi Almanya'da Yeşil hareketin son zamanlarda güç kaybettiğine dikkat çekiyor. Klasik partilerin çevre sorunlarına eğilmesi bu gerilemenin nedenlerinden biri. gerilediğini öne sürüyor. Refah döneminde yükselen çevreci dalga, vurdumdu< ymaz- lığa bir tepki olarak gelişiyor, sa- nayinin çarpıklıklannı törpulü- yor ve geride daha temiz bir dünya bırakıyor. (Amerikan otolan, 1970 >ıluıa göre %96 daha az karbonmonoksit neşre- diyorlar.) Economist'e göre çev- reci akımın bir hatası da bojoın- dan büyuk işlere kalkışıp seç- menlere maliyeti yüksek proje- ler önererek güç durumda kal- ması. Yeşillerin Kaliforniya'yı bir çevre cennetine çevirme pro- jesi, seçmenlerin gözünü kor- kuttu ve sonunda gerçekleşeme- di. Economist'e göre Yeşiller her Dış Haberier Servisi — AI- manya seçimlerinde Yeşillerin uğradığı büyük yenügi ve parla- mentoya seçim yasasının eski "Doğu Almanya" için tanıdığı bazı kolaylıklardan yararlana- rak ancak 8 üye sokabilmeleri, Yeşiller hakkında tartişmalara yol açtı. Yeşillerin yenilgisi bir yandan bir türlü çözemedikleri iç çatış- malarına, bir yandan da belli başlı partilerin çevreci politika- lan büyük ölçüde benimsemiş olmalanna bağlamyor. Muhafazakâr İngiliz dergisi Economist, cevresel kaygılann refah dönemlerinin bir lüksü ol- duğunu, bu kaygılann ekono- mik durgunluk dönemlerinde şeyi çevre kirliliğine bağlayarak abartmalı sonuçlara ulastılar. (Örnegin 1988'de Kuzey Denizi'n- de ayıbalıklan kirlilikten değil ve fakat salgın bir hastalıktan öldüler) Üstelik, sunduklan re- çete, gönüllü kendini kısıtlama- ya dayanıyordu. Bu gönüllü kı- sıtlama plastik torbalarda ya da fildisi ürünler kullanmada ko- layca^sonuca ulaşabildi, ancak haik özellikle ekonomik dur- gunluk dönemlerinde yaşam standartlannı düşürecek kısıtla- malara gitmekte isteksiz davra- nacaktır. Yeşiller ise gerilemeyi, iç çe- kişmelerini bir türlü sonuçlan- dıramamış ve esas platformla- nndan uzaklaşmış olmalanna bağlıyorlar. Şu sıralarda birleş- me çalışmalannı sürdüren ltal- yan Yeşillerden milletvekili Ser- gio Andreis şu uyanda bulunu- yor: "Birleşme toplantılanyla ve kimin neyi yöneteceğini tartışır- ken, Alman Yeşillerinin başına gelen fakat bizim de başımıza gelebilir. Yeniden aslımıza, yani temel baskı grubu siyasetkrimi- ze dönmeliyiz." Avrupalı Yeşillerin eski Genel Sekreteri Sara Perkin ise Ahnan ve ltalyan partilerindeki bu çö- küntünün esas olarak örgütsel ve siyasal tutarsızlıklardan kay- naklandığını söylüyor. Perkins'e göre çevre ve ekonomi ayrı ayrı konular olarak görüldüğü süre- ce Yeşiller dikkati üzerlerine çekmekte başarısız kalacaklar. Yine de Perkins gelecekten umutlu olduğunu belirtiyor. Kı- sa dönemde Doğu Avrupa'nın yaşadığı gıda sıkıntısı ve Batı- daki durgunluk Yeşilleri güç du- rumda bıraksa da "Özellikle ekonomi alanında izledikleri en tutarlı politikalar ile sonunda Yeşiller kazanacaktır." Torunum ilk kez "dede" dediğinde... "Torunum ilk kez 'dede' dediğinde o kadar çok sevinmiştim ki anlatamam. Ona hemen bir armağan vermek istedim. Bu öyle bir armağan olmalıydı ki, yaşamı boyunca benl hatırtasın, hep dede desin. Hemen glttim Haik Sigortaya. Torunum için Siiper Yaşam Sigortası yaptırdrm. Onunla birlikte sigortası da büyüyecek. Gün gelir alır toplu parayı, diledlgi gibi kuüanır. Benl anar." Süperfevun StgortasıSigorta Her yıl, kendiliğinden % 30 aıtar"
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear