25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
26KASIM 1990 * * * • CUMHURÎYET/19 KEMAN YAYLARI— Jean Pascal Nehr, bir Fransız genci. Nehr, Marsilya'daki atölyesinde bir dizi keman yayı üretiyor. Kemanın btiyüleyici sesi, Nehr'in yaylan ile salonlarda alışılmadık, ender dayulan bir miiziğe dönüşecek. Genç keman yayı astası, önceki gttn yaylannı tamtırken, kemanın sihirli sesini duyuyor gibiydi. (Fotoğraf: AFP) Partiler btitçe zengini ANKARA (Cumhuriyet Btt- rosu) — Siyasi partiler, 1991 yı- hnda 19 müyar 268 milyon lira Hazine yardımı alacaklar. En fazla yardımı 10 milyar 804 mil- yar lira ile iktidar partisi ANAP alacak. Yasa uyannca her yü bütcenin beş binde biri siyasi partilere yardım olarak dağıtılıyor. Ocak ayınm 10'una kadar verilmesi gereken yardımm partilere göre dağılımı şöyle: ANAP 10 milyar 804 milyon, SHP 3 milyar 663 milyon, DYP 2 milyar 183 mil- yon, DSP 981 milyon, RP 827 milyon ve HEP 800 milyon. Partilere Hazine yardınu genel seçimde kazandıkİarı milletveki- li sayısına göre yapılıyor. insanların sadık dostlan arasında bundan böyle köpekler daha da önemli bir yer tutacağa benziyor. Etendart, Eva ve Edo, 'sakaf in- sanlara yardımcı olmak için eğitilen pek çok Fransız köpe- ğinden yalıuzca birkaçı. Foloğrafta köpek egiticisi M.Gerard, Lalande eğitimindeki köpeğe telefon çaldığında ahizeyi na- sü açması gerektiğini öğretiyor. (Fotoğraf: AFP) Bakan Aksu ABD'ye gitti tSTANBUL (AA) — Içişleri Bakanı Abdülkadir Aksu, özel- likle terör, uyuşturucu kaçakçı- Uğı ve örgütlü suçlarla ilgili te- mas ve incelemelerde bulunmak üzere uçakla ABD'ye gitti. Aksu, Atatürk Havalimanı'n- [da yaptığı açıklamada, uluslara- >ı bir sorur olan terörle mü- lcadelenin günümüzde ayn bir önem kazandığını belirterek, bu sorunun uluslararası anlaşmalar çerçevesinde süratli bilgi alışve- rişi ve modern teknolojinin kul- lanılması ile çözülebileceğini söyledi. Uyuşturucu maddelerle mü- cadele konusunda sürdürülen iş- birliğinin daha etkili olabilmesi için ABD yetkilileriyle görüş alışverişinde bulunacağını ifade etti. ORTOGRAF DÜNYASI — Paris'te S«nat salonu. Arkalan döniik oturan konuklar ortograf dünyasının ödiil kazanmış şanslılannı izlemeye gelmiş. Gazeteci Bernard Pivot'nun gözetiminde degerlendirilmiş yapıtlar. Konuklann ardında sergilenen onlarca yapıtın arasında dev bir dolmakalem yalnızlığı ile dikkat çekiyor. (Fotoğraf: AFP) HABERLEREN DEVAMI Özel Radyo ve Televizyon. (Baştarafı 1. Sayfada) sından iktidarla muhalefet arasında görüş aynlığı yok bu konuda. Peki, devlet tekelini kaldıralım, ama han- gi koşullar altında ve nasıl bir zamanlamay- la? Bugün için ülkemizde değişik görüştere yol açan sorunun bu olduğu söylenebilir. Ayrıca bugün için tartışılması gereken ko- nuyu da bir bakıma bu soru çerçeveliyor. Devlet tekelinin çağdışı kaldığı, demokra- sinin çok sestiliğine aykırı düştüğü doğrudur. Ancak iş, genel bir doğruyu saptamakla bit- miyor. Devlet tekeline son venrken, özel tekelle- re zemin hazırlama tehlikesi var mı, yok mu? Gayet tabii vardır. Hem yerli hem yabancı tekellerin, devlet tekelinin yerini almasını engelleyici düzen- lemelere gitmek gerekir. Bu yapılmazsa, bir yanlıştan bir başka yanlışa düşülmüş olur. Özel tekeilerin oluşumunu önleyecek ve çok sesliliği güvence altına alacak ilkeler mutla- ka belirlenmelidir. Devlet tekeline noktayı koyarken, kesinlik- le gözardı edilmeyecek bir husus daha var: Devlet radyo ve televizyonunun günlük de- yişle adam edilmesi... Kamunun malı olan devlet radyo ve tele- vizyonu mali ve idari açılardan özerkleştiril- melidir. Slyasal iktidarın müdahalesine ka- patılarak, gazetecılik ölçütlerine göre çalış- ması sağlanmalıdır. özel radyo ve televiz- yonla rekabet edebilecek koşullara kavuştu- rulmalıdır. Kanal sayısı ve olanakları. özel sektörle olduğu gibi, kendi içinde de reka- bet edebilecek biçimde arttırılmalı ve geliş- tirilmelidir. Yayın ilkeleri, Türkiye'de demok- rasi kültürünün oluşumuna katkıda buluna- cak biçimde belirlenmelidir. Kamu radyo ve televizyonu, çağdaş bir yapıya kavuşturulur- ken, toplumun her kesiminde ne olup bitti- ğini doğru dürüst yansrtabilir duruma gelmeli ve çok sesliliğin gereğini yapabilmelidir. Bu konuda Amerika'yı yeniden keşfede- cek değiliz. ingiltere'de, Fransa'da, İtalya'- da, Almanya'da, son olarak da İspanya'da bunun örnekleri çoktur. Bu örnekleri bilen, izleyen ve bu konuda yazıp çizen uzmanla- rımız da yok değildir. Bu arada Radyo Televizyon Yüksek Ku- rulu'nun bu konudaki çalışmalan bir başlan- gıç olarak olumlu sayılmalıdır. Artık laf değil, iş üretme zamanı. Bu sözümüz tabii en başta Sayın Özal'a ve ANAP iktidarınadır. Çünkü yedi yıldır TRT'yi Özal Kutusu haline getirenler, aske- ri yönetimin TRT'ye ilişkin düzenlemelerine sahip çıkanlar onlardır. DYP'de yeni dönem Toplu sonuçlar . ELTOPU — Çukobirlik - Halk- bankası: 24-43 (13-23), Arçelik - Tarişspor: 29-17 (12-8), TMO - Kıhçoğlu Toprakspor: 32-26 (16-10), THY - Y. Bornova (ba- yan): 27-24 (13-11), Arçelik - Anadolu Üniv. (bayan): 18-16 (7-7), TMO-Altay (bayan): 40-20 (19-10), Pertevniyal - tzmir Be- »İediyespor: (bayan): 23-29 . <KM4), Gazi Tıp Spor - Manisa Vestelspor (bayan): 27-33 (16-22). VOLEYBOL — Makospor - :Arçelik: 1-3 (15-11, 8-15, 7-15, •10-15), S. Filamentspor - Fener- bahçe: 3-0 (15-3, 15-7, 15-9), Petrolofisi - Paşabahçe: 3-2 (15-17, 15-6, 12-15, 15-12, 17-16), Kolejlüer - Galatasaray: 0-3 (4-15, 8-15, 9-15), Emlak Banka- sı - Eczacıbaşı: 0-3 (9-15, 11-15, 9-15), Ziraat Bankası - Halk Bankası: 3-1 (15-4, 17-16, 7-15, 15-12). BASKETBOL — Ortaköy - Da- rüşşafaka: 79-87 (2. lig), S. Bey- koz - Sanyospor: 57-90 (2. lig), tst. Yıldınmspor - Istanbulspor: 66-72 (2. lig). 2. LİG — D.Doğsan - E.REyüp: 1-0, Eskişehirspor - Yalovaspor: 3-1, Rizespor - A. Sebatspor: 3-1, F. Karagümrük - Karabük: 0-0, Samsunspor - Kasımpaşa: • 7-0, Kocaelispor - Ünyespor: 3-0, Orduspor - Sakaryaspor: 1-1. 3. LtG — Erdekspor - Çorlu- spor: 1-1, S.K. Çekmece - Feri- köy: 2-2, Malkaraspor - Beyler- -beyi: 2-0, Vefa-Uzunköpnispor: 6-3, Kırklarelispor - Lüleburgaz- spor: 0-2, Nişantaşı - Galata: 0-1, Silivrispor - Istanbulspor: 0-1, Edirnespor - Keşanspor: 0-0, Tekirdağspor - Ist. Kapalı- çarşıspor: 1-0, Ereğlispor - Ada- pazanspor: 2-0, Zonguldakspor - Düzcespor: 2-0, Bartınspor - Yücespor: 2-0, Darıca G.Birliği - Kilimspor: 1-0. Fenerbahçe , (Baştarafı 18. Sayfada) renberg vuruyor Ercan topu el- le çıkarmak zorunda kalıyordu. Penaluyı Kemal kullandı. Schu- . macher, donup kaldı: 1-0. Ilk golün üzerinden daha 5 ( dakika geçmişti ki, Kemal'in yi- •ne güzel hareketleri ve ortasına 'bu kez şansın yardımıyla K. Me- tin'in dokunuşu meşin yuvarlaği havalandırdı. Schumacher, şaş- kın ama top çok üstünden geçi- yor arka direğin içine şandel oluyor. Dakika 29 işte Gençler'- in 2. golü. Ikinci yarı başladığında Fe- nerbahçe seyircisi takımlannı destekliyor. Erdi'nin yerine Rıdvan, Gökhan'ui yerine de İs- mail başhyor ikinci 45 da- kikaya. Dakika 55 'te bir harika gol daha. İzzet savunmanın sağın- da görev yapan arkadaşı öz- can'a uzun bir pas çıkarttı. Öz- can topu aldı Semih'i geçti son- ra kafasını kaldırdı baktı ve Ke- mal'e bir plase. Kemal dokun- du 3. gol. Karşılaşmanın bitmesine 2 dakika kala yine Rıdvan. Içeri girmesiyle Rahim'in müdahale- sinde kendini yerde buldu. Ka- raozan penaltı verdi. Ismail at- tı, Okan kurtardı. NOTLAR 'Yeni'yi aramak CELAL BAŞLANGIÇ ANKARA — îki gün sûren iki ayn kurultayda, sağ ve sol da "yeni"yi aradı. Sağda "yeni"yi bulmak DYP açısından pek de ZOT değildi. Bir hafta süren pa- nellerde bazı kavramlan acıkla- makla başladı DYP ise. Kong- rede "yeni"yi oluşturmak da Demirel'in vereceği işaretlere bağlı olduğundan "vitrin degi- şikligi'yle DYP görünürde de olsa "yeni"sine fazla sana çek- meden ulaşıyordu. Solda "yeni"yi bulmak ise pek öyle kolay değildi. Sosya- listlerin Birlik Partisi girişiminin yaptığı kuruluş kurultayı da bu zorluğun gözler önüne serilme- sine yol açtı. Hazırlanan taslak program biçimlenme yöntemin- den içeriglne kadar eleştiriliyor, partinin hangı adı alacağı konu- sunda 150'den fazla alternatif çıkıyordu ortaya. Kimine göre partinin adında "sosyalist" sözcüğü yer alma- hydı. Bazılan ise bu sözcüğü "daraltıcı" bir unsur olarak gö- rüyordu. önerilen tüm adlar al- fabetik sırayla yapılan bir liste- ye dönüştürülüyor, sonra da bir ön eleme yapıhyordu. öneriler arasında "Aydınlık Gelecegin Demokrat Partisi", "Bilimsel Araştırrna ve Uygulama Parti- si", "Türkiye Komünist Parti- si", "Türk-Kürt Sosyalist Par- ti" gibi adlar da vardı. Oylarna sonucu hiç değilse bir şey orta- ya çıktı ki artık "komünist" sözcüğünden vazgeçilmişti. Oylesine (Baştarafı 18. Sayfada) oyuncular, hiç kimse tarafın- dan engellemeden karşı savun- manın üzerine kadar gidebildi- ler. Çünkü oyunda mücadele ve rakipler tarafından rahatsız edilme yoktu. Bu anlayıs. içerisindeki ma- cın ilk devresinde Ankaragücü biraz gole dönük oynamayı düşünse belki de birkaç kez skoru değiştirebilirdi. Ama Sa- botiç ve Sinan ileride yardım- sız kaldılar. Aynı şey Sarıyer için de geçerliydi. Ama onlar- da Mecnur diye bir genç var- dı. Koşuyor, pres yapıyor, oyun kuruyor ve gol pası veri- yor. Zaten bu fazlalık da San- yer'e maçı kazandırdı. Anka- ragücü'nde ise gene bir genç olan Cengiz başanhydı. Mec- nur ve Cengiz'in dışında dün Yusuf Ziya Stadı sanki eski futbolcular mezarlığını andı- rıyordu. Bir orta yapmak veya bir şut atmak için 90 dakika katlanı- lan Sinan, bu eylemlerini yap- mak içinde sürekli dinleniyor. Bu denli umursamaz ve dinle- nerek oynadıktan sonra görev alan her futbolcu, bir şut atıp iki orta yapabilir. Bu tür futbolcular oynaya- cak durumda ise ilk ll'de fut- bol alanına çıkartıbr. GücU yoksa kadronun dışına itilip onun yerine bir gence şans ve- rilebilir. Sosyalistlerin toplandıgı salo- na asılan pankartlann ağırlığı- nı "yeni bir dünya yeni bir Türldye" sloganı oluşturuyor- du. Gecmişe yönelik eleştiriler kurultayda ağjrlık kazandı. Ha- 111 Berktay konuşmasında "geç- mişin mnhasebesini yapmanın" altını çiziyor, partinin "Türld- ye'nin fıkri gıindemini belirle- meye aday" olması gerektiğini savunuyordu. Hazırhk Kunılu'- nun çalışma raporunda da "ye- ni"nin arayışı dile getirüiyordu: "Bugüne kadar biHnen ve ya- şanmış sosyalizm modelleri, si- yasette, dttşünce hayatında ve ekonomide demokrasiyi iirete- mediği, devrimci iktidar anlayı- şından çogulcu, demokratik konsensusa dayalı yeni bir meş- rniyet temeli yaratma anlayışı- na geçemediği için sağladıklan sosyal kazanımlara rağmen za- man içinde insana yabancılaştı- lar ve toplumsal gelişmenin yo- lunu tıkayan birer engel haline geldiler. Bu nedenk yeni ve de- mokratik bir sosyalizm arayışı, bir zornnluk olarak ortaya çık- mışür." TBKP Genel Sekreteri Hay- dar Kutlu da konuşmasında "yeni"leri sırahyordu: "Gecmişteki gibi bir çırpıda iktidar olmayı düşünraüyoruz. Bir arayış sürecindeyiz. Burada- ki farkhhklar asıl bizi birkştiren şeyler olmalı. Eğer farklılıklân- nız yoksa arayış içinde birbiri- mize fazla da ihtiyacımız olma- yacakür. Eğer Marksizmi yeni- leyemezsek o zaman yenilgi ka- çımlmaz olacaktır. Çünkü Marksizmi yenileyemezsek dün- yamızdaki derin defişinıleri an- layamayacağız." Partinin adından programı- na, kurucu kadrolanndan geç- mişe dönük değerlendirmelere kadar "sancüı" bir birleşmeyi yaşadı kuruluş kurultaymda sosyalistler. Ancak herkesteki genel rahatlık "nasıl olsa kim- senin aynlıp gideceği başka yer yok" çizgisindeydi. Tartışmalara bakıp birlik sü- recinden umutlan kınlanlar ol- duğu gibi geleceğe dönük "ik- tidar ortagı" olma senaryolan yazanlar da vardı. Yunanistan'- daki "sol birlik" örneğini ve- renler kurulacak partinin nasıl iktidar ortağı olacağmı anlatı- yorlardı: — SHP'nin oyları kamuoyu beürlemelerinde yüzde 14 ile yüzde 18 arasında görünüyor. Kararsız seçmen de çok var. Eğer seçim sistemi defcşir, ba- raj ortadan kalkar ve özal mil- letvekili sayısını 600'e çıkarırsa olası bir koalisyonda sosyalist- lerin de yer aJması gündeme ge- lebilir. Ankara'da DYP'nin ve sos- yalistlerin iki gün boyunca yap- tıkları iki ayn kurultayın ortak bir yanı "yeni"nin aranmasıy- dı. Başka bir ortak yan daha vardı elbet: 12 Eylül... Sağda da solda da "12 Eylül'ün tasfiye- si"ydi ortak hedef. Zaten ara- yışa yol açan da 12 Eylül'ün te- mellerinl sarstığı siyasal yaşa- mın bugüne değin oturmamışlı- ğı değil miydl? (Baştarafı 1. Sayfada) şinin yerine, Cindoruk, Çiller, Faralyalı, Bilget, Memduh Yaşa, Köksal Toptan, Haydar Baylaz, Sait Kemal Mimaroğlu, Uğur Gümüştekin, tlhan Kesici, Ferit Bora, Baki Durmaz, Ah Şe\ki Erek, Ayvaz Gökdemir, Tevfik Ertüzün ve ömer Şeker girdi. DYP'nin yenileşme çabasıy- la tamamladığı 3. Büyük Kong- re'de eski Dışişleri Bakanı thsan Sabri ÇağlayangU (82) de aktif politikaya nokta koydu. Çağla- yangil, kongrede yaptığı konuş- mada, fiiü politikayı bıraktığı- nı beürtirken son nefesine kadar gönlünün DYP ile birlikte oldu- ğunu söyledi. DYP Genel Baş- kam Demirel de Çağlayangil'in davranışımn, herkesin kulağına küpe olmasını isteyerek Çağla- yangil'in siyasi hayatta bir şeref abidesi olarak durduğunu söyledi. DYP Kongresi'nde dün ger- çekleştirilen GİK ve Merkez Ka- rar Kurulu seçimleri için kulis- ler sabahın erken saatlerineica- dar sürdü. Önceki gün saat 22.00 sıralannda genel merkez- de Demirel'in "demokrasi mah- zeni" diye adlandırdığı salonda toplanan DYP il başkanlan, lis- te için sabaha kadar çahştılar. Bir ara aralannda sonuca vara- mayan il başkanlan, 20 kişilik bir kunıl oluşturarak Demirel ile Güniz Sokak'taki evinde gö- rüştüler. Demirel bu görüşme sı- rasında il başkanlarına hazırla- yacakları listede 15 milletvekili ve 17 de dışandan ismin yer al- masını istedi. Demirel, kendisi- nin de Hüsamettin Cindoruk, Tansn Çiller, Ersin Faralyalı, Tunç Bilget, Orhan Kilercioğlu, Sait Kemal Mimaroğlu ve tlhan Kesici'yi bu listeye ekleyeceğini bildirdi. Yeniden toplanan il başkan- lan 15 yerine 17 milletvekili, 17 yerine de 34 dışandan isim üze- rinde anlaşmaya vardılar. İl başkanlan bu isimleri sabaha karşı 04.30'da Güniz Sokak'a giderek Demirel'e ilettiler. De- mirel, bu görüşmeden sonra iki ayn liste hazjrlamayı kararlaş- tırdı ve böylece il başkanlannın istediği isimleri bu listelere da- ğıttı. Bazı isimler her iki listede, bazı isimler ise yalnızca birinde yer aldı. tl başkanlan, Demi- rel'e isimleri iletirken toplantı- da aldıklan oylan da eklediler. Demirel, bu oy durumuna göre bazı isimleri her iki listeye de yerleştirdi. Bu arada geç saatlere kadar Bahçelievler'deki evinde yenileş- me hareketine destek veren par- tililerle liste hazırhklan konu- sunda bilgi alan eski Genel Baş- kan Hüsamettin Cindoruk, ay- rı liste çıkanlması isteklerini ka- bul etmedi. Dün sabah toplanan kongre- de Divan Başkanlığı'na GİK için üç ayn liste verildi. İkisi mavi biri san renkte olan bu lis- telerden "Gencler Listesi" diye tanıtılan san listenin Cindo- ruk'a destek veren yenilikçiler- ce hazırlandığı bildirüdi. Cindo- ruk, listelerin verilmesinden sonra aday olduğunu belirterek Divan Başkanlığı görevinden aynldı. Yasal olarak bu görevi- ni sürdürmesine bir engel olma- yan Cindoruk, daha sonra ku lisleri gezerek partililerle sohbet etti. Cindoruk, delegelere ken- disinin san listeye oy vereceği- ni söyledi. Çağlayangirin vedası Divan BaşkanlığYnca listele- rin düzenlenmesi çalışmalan sü- rerken Demirel'in isteği üzerine Çağlayangil veda kohuşması yapmak üzere kürsüye geldi. Çağlayangil, kongrenin "munteşem" olarak nitelediği manzarasının, DYP'nin iktidar adaylığinın işareti olduğunu be- lirtti. Cumhurbaşkanı'nın ve Türkiye'yi yöneten hükümetin arkasında halk olmadığını vur- gulayan Çağlayangil, "Millet bu salondadır" diyerek şunları söyledi: "Yaşlandığım için adaylığımı koymadım. Ben. inançlanmı sa- yın liderimizin temsil ettiğine kâniyim. Size veda etmek için sayın liderimiz ile beraber gel- dim. Son konuşmamı yapıyo- rum. Ama son nefesime kadar aranızda olacağım. Allahaıs- marladık." Nisan 1980'den 12 Eylül ha- rekatına kadar Cumhuriyet Se- natosu Başkanı olarak Cumhur- başkanlığı'na vekalet eden Çağ- layangil'in veda etmesinden sonra kısa bir konuşma yapan Demirel, kongrenin bir olay ola- rak cereyan etmeye devam etti- ğini belirterek şöyle dedi: "Sayın Çağlayangil'in bugün huzurunuza gelip 'Ben son ne- fesime kadar DYP'nin yolunda- yım ve DYP davasına inanıyo- rum. Halk buradadır' sözleri, bizim için altın harflerle yazda- cak bir ahdır (yemindir).'Sayın Çağlayangil, 'Sadece fiili olarak aranızda olmamakta fıziki sebe- bim vardır. Amagönlüm sizin- le beraberdır' diyor. Bu bir inanç, bir ibret davasıdır. tnanç dediğiniz böyle olur. 30 seneyi, Sayın Çağlayangil ile birlikte, millet, demokrasi, hak, hukuk, adalet için gerimiz- de bıraktık. Sayın Çağlayangil bir ömrii, bu büyük dava için geride bıraknuştır. Teşkil ettiği- niz muhteşem tablo ve gönlü- nüzden gelen alkışlan, gecen 30 sene için Sayın Çağlayangil 'e verdiğiniz bonservis olarak an- lıyoruz." Geçen 30 yıl içinde Türkiye'- de 200 seneye sığacak olaylar ol- duğunu, ancak davalarının sür- düğünü bildiren Demirel, sözle- rini şöyle sürdürdü: "Sayın Çağlayangil, Cum- hurbaşkanı Vekili, ben Başba- kan iken 12 Eylül ile karşılaşbk. Kılımız kıpırdamadı. 12 Eylül bizi Zincirbozan'a götnrdü. O sırada Sayın Çağlayangil yurt- dışındaydı. Ülkeyi yönetenlere bir mektup göndererek 'Şu gün geliyorum' dedi. Nereye geliyor- du? Tel örgüye. 22 haziran gü- nü geldi. Sanki İngiltere Krali- çesi'nin Buckingham Sarayı'n- da verdiği ziyafete gidiyordu. Göz kamaştıran bir şıklıkta gel- di. Kendisini karşıladık. Kosko- ca Türkiye'ye sığmayan bizler 9 bin 600 metrekareye nasıl sığa- caktık? Şığmadık. Sayın Çağla- yangil, siyaset hayatında bir şe- ref abidesi olarak duruyor." Çağlayangil'in "Son nefesi- me kadar aranızda olacağım" dediğine dikkat çeken Demirel, "Bu bir ibret davası. Bu büyük dava kişilere bağlı değil. Bu, da- vayı devam ettirecek herkesin kulağına küpe olsun. Önemli olan, bu davayı böyle bir karar- Idıkla götürebümektir. 'Biz bu davayı sonuna kadar götürme- ye kararlıyız' diyen sizler gele- cegin teminatısınız" dedi. Daha sonra kongreyi tribün- lerde kendisine aynlan koltuk- ta izleyen Çağlayangil ile birlik- te izleyen Demirel, kongrede üç ayrı liste cıkmasını "demokra- tik bir dunım" diye niteledi. Demirel, bu şekilde oylamanın çarşaf listeden farkı kalmadıği- m bildirerek her isteyenin aday olduğunu belirtti. Demirel, "Hangisi sizin listeniz?" soru- suna şu yanıtı verdi: "BUtün lisleler benim. Bura- da tam bir demokratik tatbikat vardır. Eğer ben 'Şu listeyi onaylayın' deseydim demokra- tik olmazdı. Sağduyunun için- den ahenkli çalışacak bir heyet çıkar." Saat 15.00 sıralannda oyla- maya geçilirken Atatürk Spor Sarayı'nda kulisler giderek yo- ğunlaştı. Yenilikçiler san liste için çalışırken eskiler delegasyo- nu yıldızsız mavi liste için "Asıl liste bu. Beyefendi bunu istiyor" görüşünü yaymak için çaba harcadılar. Yenilikçiler'in tepkisini çe- kenlerin başında gelen eski GİK üyesi Sadettin BUgiç, Demirel'- in hazırladığı listelerin yalnızca birinde yer alması üzerine aday- lıktan çekilmek istedi. Birçok kişinin iki listede de olmasına karşm AP döneminden beri uzun süredir birlikte çalıştığı Demirel'in kendisini yalnızca tek listeye koymasına sinirlenen Bilgiç, kongre salonunu terk ederek Tunalı Hümi Caddesi'n- deki bürosuna gitti. Bilgiç, bu- rada adayhktan çekildiğine iliş- kin bir yazı yazarak Divan Baş- kanlığı'na verilmesi için kong- reye gönderdi. Ancak Bilgiç'in çekilme başvunısu geciktirilerek durum Demirel'e iletildi. Demi- rel bir haber göndererek Bilgiç'i kongre salonuna, yanına çağır- dı. Demirel, Bilgiç'i kongre sa- lonunda öperek karşıladı. Bil- giç, Demirel'e sitem ederek ge- rekirse aday olmayacağını bil- dirdi. Ancak Demirel, liste ha- zırlarken gelen baskılar nede- niyle sıkıntıda olduğunu belirt- ti, Bilgiç'in çekilmesini isteme- diğini söyledi ve Bilgiç'i ikna etti. DYP kongresinde seçimlere geçildiğinde liste ka : gası çıktı. Oylima sürerken Cindoruk'un da desteklediği yenilikçüerin sa- rı listesinin tükendiği divan ta- rafından duyuruldu. Bunun üzerine Murat Sökmenoğlu ve Zonguldak Milletvekili Tevfik Ertüzün, listeleri çoğaltmak üzere fotokopiye gönderdiler. Aynı anda divana da oylamayı durdurması için uyan yapıldı. Seçim kurulunun da isteği ka- bul edip oylamaya ara verdiği sırada yenilikçi bazı milletvekil- leri san listelerin başkanhk di- vanmın bulunduğu yerden top- luca atılarak özellikle tükenme- sine yol açıldığını bildirirken, Sökmenoğlu listelerin Elazığ Milletvekili Atamet Küçükcl ta- rafından yırtıldığını öne sürdü. Sökmenoğlu bu iddiasını Küçü- kel'e de iletti. Bunun üzerine Sökmenoğlu ile Küçükel arasın- da sert tartışma çıktı. Tartışma- lar araya girenlerce yatıştınlır- ken fotokopiden gelen listeler seçim kurulunca mühürlendi ve seçimlere yeniden devam edildi. Yeniükçilerin öncülüğünü ya- pan Cindoruk, san listenin yır- tılmasını tepkiyle karşıladı ve "çirkin bir hareket" diye nite- ledi. San listeye destek veren Cindoruk, "Demek ki listeden korktular. Bizim bareketimiz böyle çirkin olaylann yansıma- sını önlemek icindir. Demokrasi isteniyorsa önce parti içi de- mokrasi sağlansın" dedi. Cindoruk, "Demirel ile uzla- şılıp tek liste çıkanlması bekle- niyordu" sözleri üzerine de "Genel başkan beni aramadı ki! Benim kimleri gormek istediği- mi biliyorlardı" diye konuştu. Demirel'in hazırladığı iki lis- tede 34 ortak isim yer aldı. Demirel'in listesinin dışında kalan eski GİK üyelerinden Sü- leyman Çelebi, Bekir Sami Da- çe, Ahmet Uncu'ya yenilikçüe- rin listesinde yer verildi. Kongre bildirisi DYP 3. Olağan Büyük Kong- re Bildirisi yayımlandı. Bildiri- de Türkiye'nin "nygar dünya- nın aynlmaz bir parçası olma yolunda" hür ve demokrat ya- pılaşmasının geciktirüdiği beUr- tildi. Gecen dönem içerisinde ül- kenin "çok kötü" idare edildi- ğinin vurgulandığı bildiride, "milletin çaresizliğine çareyiz" denildi. Yeni Genel İdare Kurulu DYP'nin GİK seçiminde De- mirel'in hazırladığı beş yıldızlı liste 450'nin üzerinde oy ahrken, diğer liste 213, yenilikçilerin ha- zırladığı "Gençler" listesi 320 oy aldı. Ancak, bu listeden sadece Tevfik Ertüzün DemirePin liste- lerini delerek GİK'e girdi. Demi- rel'in ikinci listesinde yer alan Sadettin Bilgiç seçilemedi. GİK şu isimlerden oluştu: Hüsamettin Cindoruk (eski Genel Başkan), Tansu Çiller (ekonomist, öğretim üyesi), Er- sin Faralyalı (işadamı), Tunç Bil- get (maliyeci), Cavit Çağlar (milletvekili), Mehmet Dülger (genel başkan yardımcışı), Memduh Yaşa (öğretim üyesi), Yaşar Topçu (milletvekili), Kök- sal Toptan (Grup Başkanvekili, milletvekili), Cemal Alişan (mil- letvekili), Necmettin Cevheri (GİK üyesi), Mehmet Gölhan (Genel Başkan Yard.), Mahmut Nedim Bilgiç (GİK üyesi),Baki Tuğ (GİK üyesi) Mustafa Derin (GİK üyesi) Hamdi Üçpınarlar (GİK üyesi) İsmal Köse (millet- vekili), Hasan Ekinci (GİK üye- si), Refaeddin Şahin (GİK üye- si), Haydar Baylaz (milletvekili), Sedat Kemal Mimaroğlu (öğre- tim üyesi), Uğur Gümüştekin (GİK üyesi), tlhan Kesici (plan- lamacı), Gökberk Ergenekon (Genel Sek.), Ömer Banıtçu (GİK üyesi, Genel Başk. Yard.), Esat Kıratiıoglu (milletvekili, Genel Başkan Yrd.), Münif ts- lamoğlu (GİK üyesi), Eraıan Yerdelen.(GİK üyesi), Ferit Bo- ra (milletvekili), Ekrem Ceyhun GİK üyesi, Özden Özbilun(GİK üyesi) Erkut Şenbaş (GİK üye- si), Selahattin Kıhç (Genel Ba- şakan Yard.), Baki Durmaz (mil- letvekili), Ali Şevki Erek (Eski Spor Bakanı), Ayvaz Gökdemir (eğitimci), Ahmet Küçükel (mil- letvekili), Halit Dağlı (milletve- kili), Tevfik Ertüzün (milletve- kili), Ömer Şeker (milletvekitt). OKURLARA. OKAYCONENSm (Baştarafı 2. Sayfada) madı. Ömeğin 1989 yilında 15 gazeteye 394 dava açıl- dı. Bu davaların 183'ünde gazeteciler ve yazarlar için çeşitli hapis ve para cezaları isteniyordu ve bunların 39'u siyasal iktidarın en üstündeki kişinin ya da en yakın çev- resinin şikâyeti üstüne açılmıştı. 211 tazminat davasın- da gazeteciler ve yazarlardan para isteyenlerin 41'i de yine siyasal iktidarın en tepesindeki kişiler ve yakın çev- resiydi. Görünen o ki 1990 yılında bu istatistik daha da vahim olacak. Basının son 10 yıllık serüvenini askeri yönetim ve sür- mekte olan sivil yönetimle olan ilişkileri açısından özet- ledik. Şimdi tabloyu tamamlamak için on yılın görüntüsünün diğer unsurlarını sıralayalım. 12 Eylül 1980 gününde yaşammı sürdüren 6 gazete- nin günlük toplam satışı 1.9 milyondu. 10 yılda 15 yeni gazete yayımlandı, bunların 9'u yaşamadı (Bulvar, Pos- ta, 24 Saat, Yeni Asır İstanbul, Yeni Haber, Gölge Adam, Hürgün, Söz, Gazete), 6'sı ise yaşamaya devam ediyor (Güneş, Tan, Sabah, Fotospor, Bugün, Türkiye). Bugün, Türkiye'de yaşayan, ayakta durmaya çalışan günlük ga- zete sayısı 12. Askeri dönemin insani bir yarası hâlâ dokunulmadan duruyor: Sosyalist dergılerin yayın sorumluları, basın ya- saları uyannca aldıklan 748 yıl, 661 yıl, 130 yıl tutann- daki hapis cezalarını çekmek üzere hapishanelerdeler. Bu arada kitaplara gelirsek, son 10 yılda toplatılan ki- tap sayısı 356'ya ulaşmış durumda. On yılın acımasız süreci, satışını habere ve düşünce- ye değil, lotaryaya bağlayan basını da inanılmaz bir nok- taya getirdi. Batı'nın bingocularının çoğunu dehşete düşürecek bu satış yöntemi için harcanan paraiar da inanılmaz boyut- lara ulaştı. Eu lotaryaları yalnızca duyurmak için bu ga- zeteler 1989 yılında TV reklamlarına 30 milyar Türk Lirası harcadılar, 1990 yılının ilk on ayında ise 55 milyar. Burada görüntünün ekonomik yönüne geçebiliriz. 1980'de 6 ulusal gazetenin toplam günlük net satışı 1.9 milyondu. Bugün 12 ulusal gazetenin toplam günlük satışları (lotaryalara göre) 2.5 milyon ile 3.2 milyon ara- sında değişiyor. 1980 yılında Türkiye'nin nüfusu 45 milyondu ve her 1.000 kişiye 47 gazete düşüyordu. Bugün Türkiye'nin nü- fusu 57 milyon ve 1.000 kişiye 53 gazete düşüyor. (Fran- sa'da 184, Italya'da 92, İspanya'da 84) 1980 ocağında gazete kâğıdının tonu 17.900 Türk ü- rası'ydı, 1990 kasımında 1 milyon 840 bin Türk Lirası oldu. 1980 ocağında gazetelerin satış fiyatı hâlâ 10 Türk Li- rası'ydı, 1990 kasımında 1.000 Türk Lirası oldu. 1980'de günlük ortalama net ücretle Türkiye'de 29 ga- zete alınabiliyordu, 1986'da bu sayı 12'ye indi, 1990'da hâlâ 12. Ortalama ücretii bir aile, her gün gazete alırsa bütçe- sinin % 2.28'ini bu kaleme harcamak zorunda. (Fran- sa'da aynı oran % 1.1) Türkiye'de yıllık kâğıt tüketimi, kişi başına 10 kilogram. (Portekiz'de 59 kilogram) Türkiye'de de gazeteler, dünyanın her yanında oldu- ğu gibi (devlet sübvansiyonuyla yaşamıyorlarsa) reklam almak ve reklam gelirıyle satış geliri arasında bir denge kurmak zorundadırlar. Türkiye'de kişi başına reklam har- caması 4.5 Amerikan Doları'dır. (İspanya'da 77 $, Arjan- tin'de 28.3 $, Peru'da 10 $, El Salvador'da 4.7 $) Ve sonuç: 1— Gazeteler hâlâ az okunuyor. 2— Gazete ve gazeteci kavramlarının saygınlıkları ciddi biçimde zedelenmiştir. 3— Lotarya olayı, basının büyük bölümünü içinden çı- kılmaz bir kısır döngünün içine sokmuştur. 4— Basında tekelleşme süreci, sivil siyasal iktidarın manipülasyonlarıyla hızlanmıştır. 5— AntkJemokratik yasalara karşı mücadele, çok kotü yürütülmüştür, dolayısıyla boyun eğilmiştir. Umarız gelecek 10 yılın bilançosu tam tersi çıkar." GUNLERİN KÖPÜĞÜ AHMET TAN (Baştarafı 11. Sayfada) yonu'nun kurulması" ümidinden söz eden Fransa Cumhurbaş- kanı Mitterrand'ı alkışlamayan tek lider Thatcher'dı... Demir Ley- di, pas tutmaya başladığını kendisi de fark ettiği için olmalı, git- mek zorunda kaldı. Yeni Avrupa'da, bu değişim hızırta ayak uydurabilecek ülke- ler ve liderlerine yer olacak. Türkiye ise hâlâ kendi anayasasını yeniden yazmayı tartışı- yor. AYrupaTürkiye'ye, "Hazır eliniz, ağzınız değmişken bir adet de bizim için yazın" demeyecektir. A/rupa'nın yaşadığı bu ortak heyecanı paylaşmakgerekir mi? Onlarla masaya oturup, aynı metintere çifter imza atöktan son- ra, bu soruyu tartışmak anlamsız... Türkiye, en arkadaki vagona da olsa, Avrupa trenine ayağh nı atmıştır. En arkadaki vagon yük vagonudur. Bilinen benzet- medir " Batı'yagiden birtrenleDogu'yagidilemez." Türk- iye, hem yolcu vagonuna geçmek hem de gidiş yönüne doğru ilerlemek durumundadır. Ayrıca, lokomotif kullananlar arasın- da da söz sahibi olmak zorundadır. Ancak, öteki yolcuların ve makinistlerin Türkiye'den istekle- ri var. Türkiye bunları vermeye yanaşmadıkça, yük vagonunda yolculuk etmek zorunda kalacaktır... Avrupa treninde Türkiye'den istenenler nelerdir? Bu, Paris zirvesinde açıkça ortaya çıktı. Türkiye belli ki "Kıb- rıs yüküyle" trende yolculuk edemeyecek. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri'nin verdiği işaretin anlamı budur. Kıbrıs'tan sonra, başparmaklar Türkiye'nin insan haklan ba- vuluna çevrilecektir. Bu iki yük ile Türkiye, Avrupa treninde ancak yük vagonun- da oturabilecektir. KİRAIIK Göztepe'de Çifte Konaklar'da 3 oda 1 sâlon. 1.300.000 TL. Tel: 355 27 44 I
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear