Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Cumhuriyel
Sahıbı Cumhurıye! Malbaacılık ve Gazetecılık Turk \nomm Şırketı ad na
Nadır Nftdı £ Gcnel Yavm Muduru Hasan Ceınal, Muessese Muduru
Eaıae Işaktagil. taı Işlerı Muduru Oka> GoiKnsa. # Haber Merkezı
Muduru Yalçıa Ba>er, Savfa Duzenı Yonetmenı Ali Acar 0 TemsJcner
ANK^RA VhmtlTan, İZMIR Hikmn ÇMmka>», ADANA Çrtin tıgenoglu
I. Polmka Cehd laqlaııtK. Dı; Habeıle- Lftaa aakl. Ekonomı Cnılz Turlıa. Is Sendika Şakna kflncı. Kukuc CHal lacr. Isıanbııl
Haberltn İMal koçafc. Eğıtım GeflO) Şa»bu. Hab« \n^tiTina tıacl Beriun >ur Haberterı \ccdrl DofM. Spoı Danışmanı
Abdulkadır Yaccimuı Dızı Yaztlaı IkfRm Çaktkaa Arasl.rma Şaakı Alpa». Dızetmc AMaHsa \*ım 0 koordıralûr tanet konfeaa
# Maiı !>ie- fcrol Eriut 0 Muhasebe Bolraı feaer 0 Buve Planlama S«*tı OsaMabe*«ttn £ Rck ım A«* lonm 0 Ek
tera,- Haln \k>ol 9 Idaıe l s n > G«nr 0 lı.tmt Ctearr Çckk 0 Büf Hltm » a Inal 0 Ptnoocl ^
Kmf!Xun,.uBa>kan \ a f c N l »
« u . UbaL lmkı. Brof. Hnan
Ccaul. Hılıawt Çrlmkıj*. Ofcs*
tftar MuaKO. IHMH
MınM T n
fienrn ı* ya^OTi Cumhunjtt Marbaacıhk vc Cazetecılık T A §. Tftrk Ocaftı Ca<l 39'41 Ca|akıiiu
Î43'4 Isı PK K« Istınbul Td 512 05 05 120 'ııl). Tdî» 22246 Fax (1) i » 60 72 0
Bumlar \ a k n Ziya Cckalp Bı. ink;UP
S. No I9'4. Td 133 II 4M7, Teld 42344, Faı: (4) 133
0! 6! 9 Izadr H Zı>a Blv 1352 S 2'3. Td. 13 12 30 Tekx 52359. Fu: (!l) I» 53 «0
0 Mmaa lnenu Cad. n t S N o I Kaı 1, Ttl 1» 31 52 (» ha». Tdec «2155, F u (71) » 25 71
TAKVIM: 23 EKIM 1990 Imsak: 4.52 Guneş: 6 17 Ögle: 11.53 Ikindi: 14.50 Akşam: 17.20 Yatsı: 18 40
700 yaşındaki
Cenovalı
• • 1 "I** • •"!••
oldurtduyorGalata'dan. Şair Ziya Paşa Caddesi boyunca
inerseniz, sol kolda 15 metre yüksekliğinde
bir Cenovalıyla karşılaşacaksınız. İstanbul'un
"Konstantiniye kültürü" ilginizi çekiyorsa
gidin, onu "son" bir kez görün.
ÜMtD BAYAZOĞLU
Galata'dan Şair Ziya Paşa
Caddesi boyunca aşağıya iner-
seniz, sol kolda, 15 metre yük-
sekliğinde, en azından yedi yuz
yaşında bir Cenovahyla karşı-
laşacaksınız. İstanbul'un
"Konstantiniye kültürii" eğer
ilginizi çekiyorsa gidin, mutla-
ka onu "son" bir kez görun.
Çünkü pek yakında önune dev
bir işhanı yapılacak ve bir da-
ha onu göremeyeceksiniz.
On ikinci yüzyılda Bizans'ın
iradesiyle Galata'da yerleşen
Cenovalılar, imtiyaz bölgelerini
2 bin 800 metre uzunluğunda
surlarla çevreleyerek guvence
altına almışlar, riskli yerleri de
burçlarla takviye etmişlerdi.
Depremler, yangınlar ve sa-
GÖREMEV ECEĞtZ — Son
Cenovalı'nın onune pek yakın-
da dev bir işhanı yapılacak ve
onu bir daha goremeyeceğiz.
vaşlar zaman içinde Cenova
surlannı kemirip durdu. Ancak
1864 yılına kadar harabe hal-
de de olsa kale duvarlan ayak-
taydı. O yıl, Şehir Emaneti Teş-
kilatı yani Istanbul Belediyesi
kuruldu. Ilk Başkan Server Pa-
şa'nın (1821-1886) ilk icraatı da
Cenova surlannı yıktırmak ol-
du. Bölge, bitişik nizam yapı-
larla dolduruldu. Yıkımdan her
nasılsa yakasını kurtarmış bu
burç da yapılar arasında kay-
bolup gitti.
Geçenlerde yıllar boyu sakh
kalmış kulenin önündeki duk-
kânlar yıkıldı. Yerine bir işha-
nı yapılacak. Pafta 106, ada
162, parsel 48 diye kodlanan ve
halen otopark olarak kullanı-
lan arsanın sahibi Nur Görpe,
bu amacla Beyoğlu Belediyesi'-
ne ve Arutlar Kunılu'na müra-
caat etti. Muhteşem Giray, Ah-
met Keskin, Aptullah Kuran,
Biilent Bilgin ve İiban Öz'den
oluşan heyet, mulk sahibinden
imar planı istedi. Beyoğlu Be-
lediyesi'nce hazırlanan imar
planına göre burçtan 17 metre
uzakta olmak kaydıyla inşaata
izin de çıktı. Ancak mulk sahi-
bi, burcun bir "mezbelelik" ol-
duğunu öne surerek arsanın ta-
mamını kullanmak istiyor. Ve
bu yüzden de inşaatı başlatmı-
yor.
îşte fırsat bu fırsat, eğer bir
Cenovalıyla tanışmak istiyorsa-
nız, boş bir vaktinizde Voyvo-
do Caddesi'nden Galata'ya
doğru tırmanın. Haclılara, La-
tinlere, Araplara ve hatta
"velinimeti" Bizans'a karşı
asırlar boyu kafa tutmuş son
Cenovalıyı önü kapanmadan
son bir kez görün.
Sayım, turiznıe
canlılık getirditndirimli tatil kampanyasınınaa etkisiyle Çeşme'ye
talep fazlaydı. Belediye Başkanı Tütüncüoğlu,
"Sanırım bu sayımda 20 bini aştık" dedi. Kuşadası
ve Foça'da da yazlıklann bir bolümü doldu.
İZMİR (Cumhuriyel Ege duğunu vnrularken de "Çünkü
Bttrosu) — Genel nüfus sayımı-
na beldelerinde katılmalan için
yurttaşlara çağn yapan turistik
yörelerden bazıları umduklan-
m buldu. Çeşme ve Kuşadası'n-
da özellikle 2. konut sahipleri
belediye başkanlannın çağnsı-
na uyarak sayımda yazlık ko-
nutlannda bulundular. Bod-
rum'da ise belediyenin çağrısı
umulan sonucu vermedi.
lller Bankası gelirlerinden
daha çok yararlanmak ve nüfu-
sa göre verilen kadrolannı art-
tırmak amacıyla pazar günü
yapılan genel nüfus sayımında
yurttaşlara "sayıma burada
katılııT çağrısı yapan belediye-
lerden bir bölumü isteklerine
ulaştı. Çağnya en çok kattlımın
gösterildiği Çeşme'de indirimli
tatil kampanyasının da etkisiyle
çevre il ve ilçelerden birçok in-
san geldi. Çeşme Belediye Baş-
kanı Faik Tütüncüoğlu, sayım
günü özellikle Izmir'den Çeş-
me'ye doğru büyük bir akımın
olduğunu söylerken "Beklenti-
lerimiz gerçekleşti. Yazlık site-
lerin yaklaşık yansı doldu.
OteUerde de boş yer kalmadı.
Bu dunıma sevindik, çünkü
sağlık ocagından okula, beledi-
ye hizmetlerinden altyapıya ka-
dar her şey nüfusa göre belir-
leniyor. Sanınm bu sayımda 20
bini aştık" dedi.
yazın 150-200 bin kişiye hizmet
götürüyonız. Hukümet bunu
göz önüne almalı. Durumu
Cumhurbaşkanı da dahil Çeş-
me'ye gelen birçok bakana ilet-
tik. En azından gelüier, belde-
deki konut sayısına göre
olmalı" diye konuştu.
Bodrum'da yapılan çağn,
beklentiler doğrultusunda ger-
çekleşmedi. Bodrum Belediye
Başkanı Emin Anter ilçeye 3
bin dolayında kişinin geldiğini
belirtirken "Önemli bir fırsatı
kaçırdık. Yazlıklar boştu. Hu-
kümete birçok kez söyledik. '13
bin kişiye göre belirlenen gelir-
lerie >azın 200 bin kişiye hizmet
vermek mıimkun degiT dedik.
Ama degişen hiçbir şey olma-
dı" dedi.
Foça'da da 2. konut sahiple-
ri belediyenin çağnsına uydu-
lar. Foça Belediye Başkanı Ni-
hat Dirim yaz nüfusunun kışa
göre 5-10 kat arttığını anımsa-
tırken "Kış nüfusuna göre be-
lirienen gelirler yazın yeterli ol-
muyor. Büyük sıkıntı doğuyor.
Turistik beldder için başka ön-
lemler gerekli. En azından ko-
nut sayısı baz alınmalı" dedi.
Kuşadası'nda da yazlıklann
bir bölümü doldu. Kuşadası
Belediye Başkanı Lütfi Suyol-
cu, 2. konut sahiplerine Kuş-
adası'ında sayılmalan için çağn
klFaik Tütüncüoğlu aslında ll- yaptıklannı, sitelerinin yuzde
ler Bankası gelirlerinin nüfusa 40-50 oramnda dolduğunu be-
göre belirlenmesinin yanlış ol- lirtti.
Sovyet halkı, gıda maddeleri giderek azalırken en zor mevsime hazırlanıyor
Moskovada kış korkusuYASEMİN ÇONGAR
MOSKOVA — "Arbat soka-
ğının Ortaköy'den farkı yok"...
Hediyelik eşya satıcılan, işpor-
tacılar, ayı oynatanlar, tabela
ressamlannınkini anımsatan fır-
ça darbeleriyle yapılmış kış
manzaralan, Pokrovsky Kated-
rali'nin o çok ünlü rengârenk
kubbelerini gösteren sulu-
boyalar...
Puşkin'in bir zamanlar evinin
penceresinden uzun uzun seyret-
tiği kaldırımın kenarında birbi-
rinin içine geçen sekiz Rus be-
beğini yirmi dolara satmaya ca-
lışan bir adam. ABD'nin en ün-
lü dondurma panayırlannın sa-
hibi Baskin-Robbins zincirinin
Moskova'daki ilk dükkânının
önünde uzun bir kuyruk... He-
men her binanın önünde fotoğ-
raf çektiren Japon turistler...
Gökhan Dinçer bu manzara-
ya şöyle bir bakıp "Ortaköy'-
den farkı yok" diyor yeniden.
Dinçer, Turk muteahhitlerinin
Moskova yakmlannda sürdür-
düğü 1000 yataklı hastane inşa-
atının şantiyesinde çalışıyor,
elektrik mühendisi. Sekiz aydır
Moskova'da. Onun bir lstan-
bullu olarak Ortaköy'le özdeş-
leştirdiği Arbat'ı, herhangi bir
kentin en turistik, en civcivli,
trafiğe kapalı olduğu için de en
kalabalık sokağına benzetebilir-
siniz. Ama Batı'da gazetelerin,
dergilerin son donemde âdeta
Yanıtsız sorular: MoskovaUlar bugünlerde şu sorulara yanıt
arıyor: Et, süt, sigara bulabilecek miyiz? Fiyatlar artacak mı? Mafya
tütün kooperatifini mi ele geçirdi? Diğer cumhuriyetler Rusya'dan
kopacak mı? Ailecek tek bir apartmana çıkabilecek miyiz?
Kapkalizmin cafcafı: Bütün zorluklara rağmen özellikle orta
yaşlı kuşak geleceğe inancını ve yurtseverliğini korumaya çalışıyor.
Gençlerin büyük değer aşınmasına uğraması, yurtseverlik duygusunu
yitirdiği, kapitalizmin cafcafına kapıldığıbu kesimin yakındığı konular.
efsaneleştirdikleri Arbat'a siyasi
bir merkez diye bakmak biraz
zorluyor insanı. Sovyet insanı-
nın yaşadığı büyuk, ağır ve san-
cılı değişimin Batı'da nasıl ro-
mantikleştirildiğine kuçük bir
örnek Arbat oykuleri. Tarihle-
rinin en zor, bilinmeyenle en
yüklü kışlanndan birine hazır-
lanan Moskovalıların bu oykü-
lerin romantizmini aşan gunluk
cabalarıysa sorularla yüklü:
"Et, süt, sigara bulabilecek
miyiz? Fiyatlar artacak mı?
Mafya tütün kooperatifini mi
ele geçirdi? Diğer cumhuriyetler
Rusya'dan kopacak mı? Vergi-
ler nasıl odenecek? Ailecek bu
komünal daireden ayrüıp tek bir
apartmana çıkabilecek miyiz?
Genç kmmız bu ülkeyi terk edip
Batı'ya mı gidecek? Karaborsa-
da tutuklananlar ne zaman sa-
lıverilecek? Yarın ne olacak?"
Sonbahar güneşi son yıüarda
hiç yapmadığı bir şeyi yapıyor;
gri, kahverengi Sovyet başken-
tinin üzerine düşerken ısıtıyor-
du. Yüksek Sovyet, iki ünlü
ekonomist Şatalin ve Abalkin
arasındaki tartışmalar sonucun-
da "radikal" bir ekonomi pla-
nını kabul etmişti. Merkezi
plancılann ticaret üzerindeki te-
keli sona erecek, cumhuriyetler
kendi borsalannı oluşturacak,
merkezi vergi sistemi deği-
şecekti.
Yiyecek satan en büyuk dev-
let mağazası zincıri "product"
(ürün) dükkânlarında tavuk al-
mayı bekleyen Sovyet kadmla-
n, planı tartışıyordu. Resmi
kurda bire 6 dövizle alışveriş
edilen Beriozkalarda bire 1.8
olan dolar / ruble oram sokak-
ta bire 20'ye kadar yükselmiş-
ti. Ancak ekim ayımn başından
itibaren Moskova'da 8 bin kişi
karaborsa para bozduğu gerek-
çesiyle tutuklanmıştı. Elmacık
kernikleri çıkık ve pembe pem-
be bir Rus kadını, "Yeni plana
göre ruble her yerde geçerli ol-
maya devam edecek" dedi.
"Oysa ruble hiçbir yerde geçerli
degil ki... Her şey dolarla satı-
lıyor, insanlar bile..."
Moskova'da dokuzuncu - on
ikinci sınıfa giden genç kızlar
arasında yapılan bir ankette,
"Geciminizi nasıl sağlamak is-
tiyorsunuz" sorusuna "ulusla-
rarası kız olarak" yanıtını ve-
renler yanva yakın. "uluslara-
rası kız" olmak, yabancılarla
para karşılığı ilişki kurmak de-
mek. Yalnızca yabancılann gi-
rebildiği otellere, lokantalara,
dükkânlara girmek... Dolarla
alışveriş etmek... Belki de Batı'-
ya kaçışın yolunu aralamak...
"Hem hayat güçleşiyor hem
de değerlerimiz yitiyor... Batı
gençliğimizi satın alıyor bizden;
dolarını gösterip gururunuzu,
geçmişinizi unutun diyor...",
Nataşa Şnitke dolarla girilen
barların birinde erkeksi sesiyle
caz söylüyor. Kahve için verdi-
ği bir arada da böyle yakınıyor
gidişten. Moskovahlann ortak
kaygısı, orta y'aşı hissetmeye
çoktan başlamış bu otuzunu aş-
Modada şiddet mesajları J
Japon modacılar 1991 ilkbahar-yaz mevsimi için akıl almaz çıl-
gınlıkta kreasyonlarını sergilemeye devam ediyorlar. Cinselliğin
kadında ön plana çıkarıldığı bu yeni kıyafetlerden bazıları şid-
det mesajlan bile veriyor. Kansai Yamomoto adlı Japon moda-
cının bu kreasyonu en güzel örnek. Parlak vinilden yapılmış
bluzun goğüs üzeri metal halkalarla kaplı, bluzun çeşitli yerle-
rine ise pleksiglastan bıçak biçimi cisimler saplanmış. (Fotoğ-
raf: AP)
kın kadının gözlerine de
yansıyor.
Pazar ekonomisine geçişin
sancılan, kayın ormanına yas-
lanmış Sovyet başkentinde gide-
rek daha yoğun yaşamyor. Bu
koca kent, ülkenin diğer bölge-
lerine her yıl kendi ekonomisin-
den 70 milyar ruble akıtıyor.
Rusya Federasyonu Başkanı
Boris Yeltsin'in desteklediği ye-
ni ekonomik plan, bu tutarı ilk
aşamada 20 milyar rubleye dü-
şürmeyi amaçlıyor. Bu hedefe
ulaşmaya Moskovalılann solu-
ğu yetecek mi?
1990 haziranında alman eko-
nomik kararlara göre başkent
mağazalanndan yalnızca özel
izin kartına sahip Moskovalılar
abşveriş edebiliyor. Diğer kent-
ler ise kapılannı kendilerine ka-
patan dükkânlara misilleme ya-
pıyorlar. Moskova çevresindeki
üretme çiftliklerinden gelen yi-
yecek maddeleri son aylarda
yuzde kırk duzeyinde azalıyor.
Başkentte ilk kez, bu kadar yo-
ğun bir temel tüketim maddesi
sıkıntısımn yasanmaya başladığı
söyleniyor.
"Sanki gizli bir d, perestroy-
kanın başansulığı için çalışıyor,
ülkeyi hızla çüriimeye suriikle-
mek istiyor... Sanki bir hayalet
dolaşıyor Moskova'nın üzerin-
de... fşleri aksatıyor, isteyince
çözüyor, isteyince kördüğüm
yapıyor..."
1960 doğumlu Alman yazan
Adrian Geigcs, Sovyetler Birli-
ği'nde 1985'ten sonraki dönemi
anlattığı "Kansız Devrim" ve
"Sovyetier'de Cinsellik" kitap-
lanmn satış rekorlan kırmasın-
dan sonra Moskova'ya yer-
leşmiş.
Progress Yayınevi'nin Al-
manca bölümünde calışıyor.
Sovyetolog olmak istiyor. Ad-
rian'a göre "ordunun, Gorba-
çov'un, Yeltsin'in, tutuculann,
hatta mafyanın dizginleri ne öl-
çüde ellerinde tuttuğu soru işa-
reti..."
Gene de inançh Moskova in-
sanı. Orta yaşlı kuşak bu inanç-
lılıkta başı çekiyor. Gençlerin
buyük bir değer aşınması yaşa-
dığıru, memleketseverlik duygu-
larını yitirdiğini, kapitalizmin
cafcafına kapıldığmı anlatıp ya-
kınıyorlar.
Bir donem partili olup ar-
tık sadece iade etmek istediği
bir kartı kalmış Türkolog bir
dost konuşuyor: "Biz pazar
ekonomisine geçsek de sosyaliz-
min kazanımlarııu, değerlerini
kaybetmek isiemiyoruz. Sistem
içi bir çözüm mutlaka var. Bu-
nun yolu sabırlı ve dikkafli eko-
nomik yenileşmeden geçiyor.
Bir de psikolojik savaşı kazan-
mamız gerek. Bu ülkeyi seven-
lerin savaşı bu... Ne Gorbaçov'-
un ne partinin... Ülkeyi seven
herkesin, bu ülkede kalıp bu ül-
kenin sorunlannı aşmak için el-
birliğiyle çalışma azmini yasat-
ması gerek..."
Arbat sokağının çarlık döne-
minde de perestroykanın ilk
gunlerinde yaşatıp artık yitirdi-
ği siyasi canlıhk, metro istas-
yonlanna kaymış durumda.
Akşamları çarcıların, anar-
şistlerin, Demokratik Forumcu-
lann gazeteleri, bildirileri toplu
halde okunuyor istasyonlarda.
Tartışmalar yapıhyor.
Ve Kremlin duvannın yanın-
da bir grup yaşlı kadm toplanı-
yor bir akşamüstü. Ellerinde
pankartlan: "Savaşa hayır"...
Banş zamaru olmasına karşın
son bir yıl içinde 25 bin kişinin
orduda öldüğünü söylüyorlar.
Ölen genç askerlerin fotoğrafla-
nnı, çiçeklerle, yazılarla göğüs-
lerinde taşıyorlar... "Artık or-
dular olmasın, savaş olmasın,
askerlik olmasın..." II. Dünya
Savaşı'nda yirmi milyon insanı-
nı kaybeden bu ülkenin o gün-
leri çok iyi anımsayan kadınla-
n hâlâ mücadeleci, hâlâ inanç-
h... Yannını merak eden Mos-
kova'mn mavi gözlü, pembe ya-
nakh umutlan onlar...
Göklerde bir kadın albay"Bizim orduya girmemizin bir amacı da
erkekler arasında küfürbazlığın kalkması,
daha temiz ve titiz olunması" diyor emekli
albay Asimet Karahasan.
SERPİL GÜNDÜZ
Bir kadm. Gökyüzunde koca-
man bir jetle hem de...
Yıl 1958. Kadınların Hava
Harp Okulu'na alınışının ikin-
ci dönemi.
"tlk ve ortaokulu Sıvas'ın
Divriği ilçesinde okudum" diye-
rek anlatmaya başlıyor.
"Yeşilköy'de ilk uçuş okulunu
kuran ve ilk uçak fabrikası sa-
hibi Nuri Demirağ, Divriğili ol-
duğu için sık sık kendi uçağıyla
uçuş yapmaya gelirdi. Ben ço-
cuktum. L çmayı çok istemiştim,
ama çok uzağımdaydı. Nasıl ye-
tişebileceğimi bilmiyordum.
1956da liseyi bitirince Hava
Harp Okolu Uanlannı gönnüş-
tüm. Oknl Izmir'deydi o zaman-
lar. 2 yıllık döneminden mezu-
num. Uçuş personeli yetiştiril-
mek amacıyla bizi almışlardı."
Aradan 32 yıl geçti. Bu soz-
lerin sahibi şimdi emekli bir
albay.
Asimet Karahasan, harp
okullanna alınan kadm öğren-
cilerin ilklerinden. 1955'ten
1960"a dek 5 dönem alman 25
kadın subaydan birisi.
Harbiye'de okuduğu iki yılı
özlemle anlatıyor Albay Asimet
Karahasan. Gökyüzunde koca-
man bir aletle tek başına... Çok
zevkli. Tek kişilik uçaklarda ön-
ce öğretmenlerle birlikte uçuyor-
lar sonra yalnız. En son T-33 de-
nilen bir jetle uçmuş Asimet Ka-
rahasan.
V
2 yıllık eğitim döne-
minde toplam 300 saat uçuşu
var. Üsteğmenken evlenmiş, eşi
de pilotmuş. İki kın olmuş, eşi
sivÛ hava yollanna geçmiş, son-
ra da ayrılmışlar.
Asimet Albay'a "Türk ordu-
sunda kadın olmak ve kadın
gözüyle askerlik nasıl" diye so-
ruyoruz.
"Yatılı bir okul gibi kabul
ediyorum" diyor. "Kadın ve er-
kek değil önemli olan. Kendimi
o şekilde şartlandırdığım için
hiçbir konu beni rahatsız etme-
miştir."
Erkek arkadaşlannın arasın-
da kendisini hiç farklı hissetme-
miş Asimet Karahasan. Ama
komutanlar kadm subaylara bi-
razcık farklı davranmışlar. O go-
revi bir kadın subay yapamaz
duşüncesiyle, belki de İcorumak
ve kollamak amacıyla.
"Bu beni çok rahatsız ederdi"
diyor Asimet Karahasan.
"Bizim orduya girmemizin bir
amacı da erkekler arasında kü-
fürbazlığın kalkması. Daha te-
miz ve titiz olunması. Arkadaş-
lanmız tıraş olmadan sınıfa gir-
diklerinde ben bugün saçımı la-
ramak istemiyorum diyordum.
Özür diliyorlardı. Belki de biz
olmasak kendi aralarında tıraş
olmadan yaşayacaklar. Biz de
onlann arasuıa kanştık ve rahat-
sız olmadık."
"Kadın gözüyle askerlik na-
sıl?"
"Titiz bir kadm için hiçbir so-
run yok" diyor Asimet Albay.
Ama dağınık bir kadm için so-
run olabilir.
"Bir yazışma askeri bürolar-
da çok az bekler. Diğer yerler-
de bürokrasiden, bir işlemi gün-
lerce yurütemezsiniz. Bütün ya-
şamımda çok düzenli oldum.
Evimde de öyle. Bütün ev işini,
alışverişi kendim yaptım. Ha\at
boyu yedide kalkıyorsunuz. Di-
namik oluyorsunuz. Mutlaka
yataklar muntazam yapılacak.
Insana, temizlik, muntazamlık
ve disiplin getiriyor askerlik."
"SUrekli üniforma giydiniz?
Bütün bir gün o üniformayı ta-
şıdınız. Bir kadın olarak ünifor-
ma içinde olmak nasıl bir şey"
diye sonıyoruz Asimet Karaha-
san'a. Yanıtı şöyle:
"Liseyi bitirince bir amaç için
askeri okula gidiyorsunuz. Za-
manla alışkanlıklannız devam
ediyor ve hiç yadırgamıyorsu-
nuz. Cumartesi - pazar günü
evimde süslü şeyler giyiyordum
tabii. Saçlanmızı boyamak ya-
sakü. Kulak memesi hizasında
olacaktı. Gözlerinize hafif bir
makyaj yapabilirdiniz. Dudak-
lar kendi renginde olacak. Kup-
kuru insan da olmaz. Çalışan
kadın bakımlı olmalı. Devamlı
arkadaşlannızın karşısmdasınız.
Siz bakımlı olmayınca onlardan
da bakım isteyemezsiniz. Sonra
bizim bulunduğumuz ortamlar-
da düzen fazla. tşi çok ciddi gö-
türdük." •
PTTninl50.
yJdöntimü
• ANKARA (AA) —
PTT'nin 150. kunıluş
yıldönümü, bugün törensiz
kutlanacak. Hazırhklanna
altı ay önce başlanan geniş
kapsamh kutlama törenleri,
seçim yasaklan nedeniyle
bir ay sonraya ertelendi.
PTT Genel Müdürlüğü,
150. yıl kutlamalan
nedeniyle, kurumun bugün
vardığı düzeyi gösteren
rakamlan da saptadı. Bu
verilere gore son beş yıl
içinde abone sayısı iki
milyon 250 binden 6
milyon 300"e yukseltildi.
Türkiye'de en fazla telefon
abonesi, 1.5 milyonla
tstanbul'da bulunuyor.
Ankara'da 650, tzmir'de de
400 bin abonenin telefon
kaydı var. En az abone
sayısı, 5375 ile Hakkâri.
Magic Box'a
suç duyurusu
• ANKARA (AA) —
Radyo Televizyon Yüksek
Kurulu, TRT ve Ulaştırma
Bakanhğı'nın SHP ve
Magic Box hakkında
hazırladıklan suç duyurusu
dilekçelerini Ankara
Cumhuriyet Başsavcılığı'na
iletti. Hazırlanan 4ilekçede,
olağanüstu kurultayda,
SHP'nin çevreye TV yayım
yapmasınm 3517 sayıh
Telsiz Kanunu'na aykın
olduğu belirtildi. Magic
Box için hazırlanan
dilekçede de bu kuruluşun
aynı kanunun 4. maddesine
aykın yayın yaptığı ileri
surüldü. TRT, Radyo
Televizyon Yüksek
Kunılu'na başvurarak
Magic Box'm yayınlannın
kanunlara aykın olduğunu
belirtmiş, Yüksek Kurul da
bu konunun Ankara
Cumhuriyet Başsavcılığı'na
iletilmesini kararlaştırmıştı.
öte yandan, Yüksek Kurul,
SHP'nin olağanüstu
kurultayda çevreye TV
yayım yapmasıyla ilgili
olarak Ulaştırma
Bakanhğı'nın başvurusunun
da Cumhuriyet
Başsavcılığı'na iletilmesine
karar vermişti. Radyo
Televizyon Yüksek
Kurulu'nun gönderdiği
dosyanın Ankara basın
savcılan tarafından
incelenmeye başlandığı
öğrenildi.
Sedir
Sempozyumu
• ANTALYA (Cumhuriyet
Bürosn) — "Uluslararası
Sedir Sempozyumu"
Antalya'da başladı.
Sempozyumda "Lubnan
Sediri" de denilen sedir
ağaçlannın dağların
zirvelerine çekilmeye
başladığı, bunların daha da
yaygınlaştırılması için
gerekli çalışmalann
yapılması gerektiği
belirtildi. Birleşmiş Milletler
Gıda ve Tanm Teşkilatı
(FAO) adına konuşan Orman
Kaynaklan Bölümü Başkanı
Jean Paul Lanly, dünyanın
her tarafında ormanlann
tehdit altında olduğunu
hatırlatarak "Uluslararası
Orman Hukuki
Enstrümanı'nın
hazırlanması için bütün
ülke ormancüarı
hükümetlerini uyarmalıdır"
dedi.
Halk edebiyatı
ve folklor
• KONYA (AA) — Selçuk
Üniversitesi Türk Halk
Kültürü Uygulama ve
Araştırma Merkezi'nce
düzenlenen 4. Milli Türk
Halk Edebiyatı ve Folklor
Kongresi dün Konya'da
başladı. Rektör Prof. Halü
Cin kongreyi açarken Türk
külturünun madde ile
mananın dengeli bir sentezi
olduğunu söyledi. Halk
edebiyatı ve folklor olarak
da dışa açıldığımızı, bu
konudaki uzman ve bilim
adamlarının dış ülkelerdeki
toplantı ve kongrelere davet
edilerek tebliğler
verdiklerini anlatan Prof.
Halil Cin, "Türk
kültürünün ürünleri olan
halk edebiyatı ve folklor,
geçmişimizle geleceğimiz
arasında bağ kuran en
önemli köprülerdir" dedi.
Stilist
yarışması
• Haber Merkezi —
Türkiye Giyim Sanayicileri
Derneği, Istanbul Tekstil ve
Konfeksiyon thracatçıları
Birliği ve Sabah gazetesinin
ortaklaşa düzenlediği 1990
Türkiye Genç Stilist
Yarışması birincisi Su Evin
Tunaşar 26-30 Ekim 1990
tarihleri arasında Taivvan-
Taipei Moda Haftası
sırasında duzenlenecek
Asya Genç Stilist
Yanşması'nda Türkiye"yi
temsil edecek.