25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
19 EKİM 1990 EKONOMİ CUMHURİYET/13 Tekstil kotalan • ANKARA (AA) — Türkiye ile Avrupa Toplulugu (AT) arasında tekstil kotalan ile ilgili resmi görüşmeler 7-9 Kasım 1990 tarihleri arasında yapılacak. Daha önce 19-25 Ekim 1990 tarihleri arasında yapılması kararlaştırüan görüşmeler, AT'nin isteği ile kasun ayına ertelendi. Ertelemeye gerekçe olarak Uruguay müzakereleri ile Tttrkiye-AT arasındaki işbirliği programının sünnesi gösterildi. Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı ile tstanbul Tekstil Konfeksiyon Ihracatçı Birliği yetkililerinden alınan bilgiye göre Türkiye, görüşmelerde özellikle "hassas ürünlerde" kotalann artürılmasını isteyecek. Türkiye-Belçika IşKonseyi • ANKARA (ANKA) — Türkiye-Belçika Iş Konseyi ikinci toplantısı pazartesi günü tstanbul'da yapılacak. Toplantıya katılmak üzere Belçika Başbakan Yardımcısı ve Ekonomi Bakanı Willy Claes'ın başkanlığındaki 45 kişilik heyet, cumartesi günü Türkiye'ye gelecek. Türkiye- Belçika ış Konseyi toplantısı için Türkiye'ye gelecek çok sayıda Belçikalı işadamı, daha çok Türkiye'de pazar olanaklannı araştıracak. 25 üyeli Türk kanadına Alarko Holding Başkanı Üzeyir Garih'in başkanlık edeceği iş konseyi toplantısında, Belçikalı işadamlanna Türkiye'deki yabancı sermaye, özelleştirme ve borsa işlemleri konusunda bilgi verilecek. Ucuz piriııce alıcı yok • SAMSUN (AA) — Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO), ünlü Terme pirincinin kilosunu bin 435 İiradan satmasına rağmen alıcı bulamıyor. TMO yetkilileri, bir zamanlar bir kilo Terrae pirinci almak için âdeta birbirleri ile yarışan vatandaşların, şimdi piyasada oldukca ucuz satılan aynı kalitedeki pirinci almadıklannı belirterek AA muhabirine şunları söylediler: Geçen yıl yaklaşık 30 bin ton çeltik alımı yaptık. Depolarımız ağzına kadar dolu. Pazardan kilosunu 2 bin, marketlerden 2 bin 500 liraya aldıkları Terme pirincini biz 1435 İiradan satıyoruz. Vatandaşlanmızın pirinç ihtiyaçlarım TMO'dan karşılamaları halinde depolanmız boşalacak. Kendileri de ucuz ve kaliteli pirinç yeme imkânına kavuşacaklardır. Samsıırîda tüttin rekoltesi • SAMSUN (AA) — Samsun ve yöresinde geçen yıl 23 milyon kilo olarak gerçekleşen tütün rekoltesinin bu yıl 27 milyon kiloya ulaşması bekleniyor. 80 bin ailenin 30 bin hektar alanda tütün tanmı yaptığı Samsun ve yöresinde, ürtin kalitesinde "altın yıl" yaşanıyor. Uslerde grev • ANKARA (Comhuriyet Bürosu) — Türk Harb-îş Sendikası, baa Amerikan askeri işyerlerinde 31 ekimde greve başlayacak. Türk Harb-lş Sendikası'ndan yapılan açıklamaya göre ABD kuvvetlerinin Kürecik, Erhaç, Pirinçlik, Şahintepe, Yamanlar, Eskişehir, Mürted, Mahmurdağ haberleşme ünitelerinde faaliyet gösteren ITT- Federal Electric işyerleri ile Incirlik ve Balgat Amerikan tesislerindeki Contact işyerlerindeki işçiler greve gidecekler. Şişe CamVla protesto • İş-Sendika Senisi — Şişe Cam Holding'e bağh îuzla'da kurulu Camiş Ambalaj Sanayi Fabrikası'nda çalışan 300 dolayında işçi, hafta başında 22 işçinin işten •cıkartılmasını protesto ederek dün sabah toplu viziteye çıktılar. Sabah saatlerinde viziteye çıkan işçiler öğieden sonra işbaşı yaptılar. İşçiler arkadaşlanmn geri işe alınmasını istediler. Öte yandan Şişe Cam Holding işyerlerinden yoğun olarak işçi çıkartmalannın gündeme geldiği bildirildi. İşten çıkartmaların Holding düzeyinde ele alındığı ve bu konuda görüşmelerin sürdüruldüğü oğrenildi. SHPGenelBaşkanı ErdalInönü 'Denizcilik Bakanlığı' sözü verdi Kongre değişti, sorunlar aynıGeçen yıl ulusal çapta yapılan kongre bu yıl uluslararası hale getirildi. Amatörlerin dile getirdiği sorunlar bir yılda değişiklik göstermedi. Geçen yıl ortasında alınan kararlar sorunların çözümünde yetersiz kaldı. Ekonomi Servia — Armatör- lerin dertlerine deva bulunmu- yor. Dün tstanbul'da başlayan Birinci Uluslararası ve Ikinci Ulusal Denizcilik Kongresi'ne sunulan raporda armatörlerin yıllardır yakmdıklan sorunlar bir kez daha dile getirilirken, ge- çen yıl ortasında alınan karar- lann sorunlann çözümünde ye- tersiz kaldığı vurgulandı. Kongreye sunulan "Deniz Sektörü Raponı-1989"da sektö- rün sorunlan 9 ana başlık altın- da toplandı. Deniz Ticaret Oda- sı'nm çözüm önerilerinin de be- linildiği raporda 1989 yıhrun dünya denizciliği için iyi bir yıl olduğu, 1990 yılı için daha olumlu bir gelişme beklendiği vurgulandı. Dünya deniz ticare- tinin 3 milyar 877 milyon tona ulaştığı geçen yıl, Türk filosu- nun, çeşitli ülkeler arasında yap- tığı taşıma dahil toplam iş hac- müıin 29 milyon tonda kaldığı hatırlatılan raporda, Türkiye'- nin dış ticaretinde yerli bandıra Türk filosunun ticaret hacmi (milyon ton) Tirktye'nin dış Mcaret hacnl 1982 35.7 1,983 38.2 1984 45.7 1985 47.1 1986 48.9 1987 59.8 1988 69.1 1989 1990 6 aylık— Deniz yolu ile yapılan taşıma 29.9 33.3 39.7 41.2 42.4 48.5 52.5 55.2 27.0 Türk baynklı jemilerln yaptığı ta$ıma 10.5 16.6 18.3 18.3 17.7 21.0 19.7 20.6 10.5 Tûftbay. genUeria payı(%) 25.1 49.8 46.0 44.4 41.6 43.3 37.5 37.3 38.7 TiıkMasn. dijerûlkrief araanlaki taşMnpayı — — — — 1.0 4.5 5.2 8.4 — Tirtr filostı tsfNnm 10.5 16.6 18.3 18.3 18.7 25.5 24.9 29.0 10.5 Dûnya deniz taşımacıl>#ı haoad 3199.0 3090.0 3292.0 3293.0 3385.0 3461.0 3675.0 3877.0 — Tirk fUoMin riûnya UŞHMS tçiodepayı m 0.3 0.5 0.6 0.6 0.6 0.7 0.7 0.8 — Kaynak: Deniz Ticaret Odası gemilere destek olması gerekti- ği savunuldu. Raporda yer alan verilere göre 1982-1989 döne- minde Türkiye, denizyolu taşı- macılıgı için 9.5 milyar dolarlık navlun ödemesi yaptı. Bu öde- melerin yaklaşık 4 milyar dola- nnı Türk bayraklı gemiler ahr- ken, 5.5 milyar dolan yabancı bandıralı gemilere ödendi. Ya- bancı gemilere yapılan navlun ödemelerinin milli ekonomi için döviz kaybı olduğu savunulan raporda, bu miktann gemi alım ve yapımı için aynlması halin- de Türk filosunun 1994 yılına kadar olan ihtiyaçlarının karşı- lanabileceği vurgulandı. Raporda sektörün diğer so- runlan şöyle sıralandı: —Deniz ticaret firosunun ge- lişmesi durdn: Filonun 1994 yı- lına kadar 766 bin DWT'si acil olmak üzere 2.9 milyon TWT'lik açığını kapatmak zo- runda olduğu beUrtilen raporda, bu açığın ithalat ve yerli yapım yoluyla kapaülabihnesi için 2.5 milyar dolarlık finansman ge- rektiği hesaplandı. Bu fınans- marun bir kısmının; halen yüz- de 25 olarak uygulanan özkay- nak oranırun, inşada yüzde 15'e, ithalatta ise yüzde 2O'ye düşürülmesi şartıyla özel sektör- ce, kalan kısmının da kamu bankalarımn yüzde 20-25 faiz- le vereceği kredilerle karşılan- ması önerildi. —Filomuz yaşlı ve bazı gemi tipleri bakımından yetersiz: Türk filosunun 19.8 yü olan yaş ortalaması ile dünya ülkeleri içinde en yaşlı fılolardan biri ol- duğu hatırlatılan raporda, gemi yapımının teşvik edilmesi gerek- tiği vurgulandı. Gemi yapımının teşviki için de yatırım indirimi- nin ithal gemilerde yüzde 30'a düşürülmesi, 1990programmda vazgeçilen gemi yapırruna teşvik primi ödenmesi uygulamasına yüzde 25 oranıyla devam edil- mesi, gemi inşaatında teminat- sız ithal izni verilmesi ve 2581 sayılı yasa kapsamında ithal edi- len gemilerden KDV alınmama- sı istendi. —Limanlar altyapı ve işletme açtsından yetersiz: Bunun için li- manların özerk yapıya kavuştu- rulması gerekiyor. —Denizcilik Bakanlığı'na ih- tiyaç var: Sektörün eğitim ihti- yacuıın karşılanması ve genel bir denizcilik politikasının oiuştu- rulması için Ust düzeyde koor- dinasyon sağlayacak bir bakan- lık kurulması gerekiyor. SHP'den bakanlık sözü Kongrenin acış konuşmasım yapan SHP Genel Başkanı Er- dal Inönü, iktidara geldiklerin- de bir denizcilik bakanlığı kura- caklanna söz verdi. tnönü, önü- müzdeki günlerde çalışmaya başlayacak olan gölge kabinede de bir denizcilik bakanmın bu- lunacağını bildirerek sektörün yeni bir aniayışla yönetilmeye ihtiyacı olduğunu söyledi. Kongrede konuşan Ulaştırma Bakanı Cengiz Tuncer ise Kör- fez krizinin deniz taşımacılığım etkilediğini belirterek hüküme- tin, sorunların çözümü için ted- bir alacağını bildirdi. Tuncer, tstanbul ve Çanakkale boğazla- nnın emniyetini sağlamak için radar kontrollü gemi trafik dü- zeni kuracaklannı, bu konuda- ki proje çalışmalanrun sürdüğu- nü sözlerine ekledi. Deniz Ticaret Odası Başkanı Cengiz Kaptanoğlu konuşma- sında, deniz kirliliğine karşı mü- cadele edilmesi gerektiğini vur- gularken, odanın Meclis Başka- nı Ziya Kalkavan sektörün so- runlanmn çözülmesi için deniz bakanlığımn kurulması gerekti- ğini söyledi. NakliyecilerIran gezisinden umduklarını bulamadı; gözleri hükümette Özelleştirme, 'Bize de destek gerekli'tZMİR (Cumhuriyet Ege Bö- rosu) — Iran gezisinden umduk- lan sonucu alamayan nakliyeci- ler hükümetten destek istiyor. Körfez krizinin taşımacılığa ağır bir darbe vurduğunu beürten Uluslararası Nakliyeciler Derne- ği (UND) Başkanı Saffet Ulu- soy, hükümetten yüzde 6 ora- nında kaynak destekleme primi istediklerini açıkladı. Ulusoy, "Bu prim verilmezse nakliye sektörü ayakta kaiamaz" dedi. Körfez kriziyle birlikte Irak'a çalışan TIR'lann önemli bölü- münün Avnıpa'ya yöneldikleri- ni belirten Uluslararası Nakliye- ciler Dernegi Başkanı Saffet Ulusoy, Avrupa'ya çalışan araç sayısmın yüzde 25 oranında art- tığını açıkladı. Akaryakıttaki zamlann, taşımacılık maliyetle- rini arttırdığını, ancak tüm ma- liyet artışımn taşımacılık fiyat- larına yansıtılamadığını dile ge- tiren Ulusoy şunları söyledi: "Akaryakıt fiyatlan daha ön- ce navlun fiyatında yüzde 20 oranında bir paya sahipti. An- cak son fiyat artışlanyla birlik- te bu pay şimdi yüzde 38-40 ora- nına ulaştı. Üstelik malivet ar- tısı Avrupa'ya çalışan TIR sayı- UND Başkanı Saffet Ulusoy "Nakliye sektörünün içinde bulunduğu sıkıntıdan kurtarılmasmın tek yolu, kesilen fatura üzerinden hükümetin yüzde 6 oranında kaynak destekleme primi vermesidir" dedi. sındaki artıştan doğan rekabet nedeniyle taşımacılık fiyatlanna da tam olarak >-ansıtılamamak- tadır. Nakliye sektörünün için- de bulunduğu sıkıntıdan kurtul- masının tek yolu, kesilen fatura üzerinden hükümetin yüzde 6 oranında kaynak destekleme primi vermesidir Bu konuda hü- kütnet yetkilileriyle görüştük. Sonuç bekliyoruz." Türk limanlanndan Iran'a transit taşımacıhğın arttırılma- sı konusunun görüşülduğü Tür- kiye-lran Karma Ekonomik Ko- misyonu toplantısında da um- duklan gelişmenin sağlanama- dığım belirten UND Başkanı Ulusoy, lran'daki görüşmelerle ilgili olarak şu bilgiyi verdi: "lran kendi ülkesinde akarya- kıtın Caşınması için Türkiye'den tanker istedi. Bu konuda 30 mil- yon dolarlık bir anlasma vapıl- dı. Bu ayın 25'ine kadar Iran'a 3500 tanker gidecek. Aynca yi- ne lran içerisinde 800 bin ton kuru yük tasınması için araç is- tediler. Ancak bu konndaki ko- şulları biraz agır. Koşullan gö- rüşüyonız. Türkiye'nin güney li- manlanna ayda 150 bin ton yük getirilecekti, bu gerçekleşmedi. Yani tran, taşımacılıkta umdu- ğnmnz canlanmayı getirmedi." Yaka Uluslararası Nakliyat Genel Müdürü Mehmet M Ka- salı, Iran'ın ithal edeceği yükle- rin transit olarak Türkiye üze- rinden alınması konıısuna sıcak bakmadığını vurguladı. Nakli- yecilikte Irak pazarının kapan- masıyla birlikte başlayan krizin etkisini giderek daha ağır hisset- tirmeye başladığıru vurgulayan Mehmet Ali Kasalı, "NaUiyeci üçlü bir kıskaç altında" dedi. Kasalı, nakliyecilikte yaşanan sorunlan şöyle özetledi: "Irak, Türkiye'nin Ortadogu- ya nakliyesinde yüzde 70'lik bir paya sahipti. Körfez kriziyle bir- likte buraya çalışan TIR'lar boş kaldı. Önemli bölümü Avrupa 1 ya yöneldi. Bu kez Avrupa'ya yük tasınmasında yoğunlasan rekabet, ithal navlunlarında yüzde 20'lik fiyat düşüşüne yol açtı. thraç navlunlarında ise fi- >atlann sabit kalmasına neden oldu. Akaryakıtta gerçekleşen fiyat artışlanyla taşımacılık za- rar etmeye başladL Bu koşullar- da nakiiyecinin mutlaka destek- lenmesi gerekir. Yoksa Avrupa 1 nın en büyük nakliye filosu hur- da yıgınına dönüşebilir." devam ediyor Barbie, Benetton'la nişanlandıBundan böyle Barbie bebekleri Benetton firması tarafından, kendi tarzında giydirilecek. Geçen yıl 63 milyon giyim parçası satan Benetton'un, bugüne kadar 600 milyon bebek üreten Barbie ile "nişanlanması", firmaya 6000 mağazasında satılan giysileri için muazzam bir reklam sağlayacak. NtLGÜN CERRAHOĞLÜ ROMA — "United Colors of 80x000" sözleriyle birleşen Be- netton'un ırk ve sınır tanımayan renklerini bundan böyle Barbie bebeklerinin üzerinde de göre- ceğiz. Artık 30 yaşında olması- na rağmen ufak bir gençlik kü- ründen geçen ve göğüsleri, kal- çaları hafif küçülen Barbie yal- nız "BeneUon"dan giyinecek. Birbirinden şık giysileri ile 60'lardan bu yana tüm küçük kızların aklını çelen ilk "yetişkin" bebek Barbie, görü- nümünü tamamen değiştirmeye karar verdi. "Amerikan riiyası" diye anılan tüketimci yaşam bi- çiminin tüm özlemlerini özetle- yen ve bir zamanlann Grace Kell, Marlyn Monroe ve Kim Novak gibi Hollyvvood starları- nın küçük bir kopyası olan Bar- bie bambaska bir stil benimse- yecek. "Her devrin kadını" olan Barbie, 60'ların mini-maksileri, 70'li yıllann kariyer kadını, 80'lerin Jane Fondavari süper kadını ile özdeşleştikten sonra son yıllann straslı. dantelli, pa- yetli "Dynasry", "Dallas" tipi kılıklarmı da bir kenara bıraka- cak. Ve modern Barbie, 90"b yü- lara ebedi gençliğin, renklerin, sempatinin simgesi bir Benetton tarzıyla girecek. Amerikan ba- şan simgesini kıstas alan, sap- sarı saçlı, üstün be>az ırkın tem- silcisi olan bir Barbie yerine Be- netton'un tüm renkleri kucakla- yan felsefesini hedef alan bir HER DEVRİN KADINI — Barbie ile bundan böyle Luciano Benetton (solda) ılgılenecek ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) — Kamu Ortaklığı îdare- si, Konya, Ünye ve Mardin Çi- mento fabrikalanndaki kamu hisselerinin 24 ekim gününden itibaren tümüyle halka açılma- sını kararlaştırdı. Söz konusu uç fabrikanın satışından 150-180 milyar lira civannda gelir bek- leniyor. Türk Hava Yolları (THY) ve Tüpraş'ın da yıl sonu- na doğru satışa çıkarılacağı bil- dirildi. Edinilen bilgiye göre çi- mento fabrikalanndaki kamu hisselerinin satışına 24 ekim gü- nü Konya Çimento Fabrikası'yla başlanacak. Konya Çimento Fabrikası'nın hisse senetlerinin halka satışının İş Bankası ve Va- kıflar Bankası şubelermpe yiirü- tüleceği belirtildi. Konya fabrikasımn ardından, 1 kasımda Ünye, 8 kasımda da Mardin çimento fabrikalarının satışına başlanacak. Bu fabrika- ların ardından da Adana ve Af- yon çimento fabrikalanndaki kamu hisselerinin halka açılma- sının gündeme geleceği öğrenil- di. Yetkililer, Konya, Ünye ve Mardin çimento fabrikalarının yeniden değerleme fonlarının yüksek olduğunu belirterek bu şirketlerin 1991 yılı içinde ser- maye arttınmına gideceğini kay- dettiler. KOt, 9 milyar lira nominal sermayeli Ünye Çimento Fabri- kası hisselerinin yüzde 49.2, 2 milyar lira nominal sermayeli Mardin Çimento'nun da yüzde 462lik hissesini elinde bulundu- ruyor. Yetkililer, söz konusu hissele- rin eylül ayında satışa çıkanlma- sınm önceden planlanmış oldu- ğunu da belirterek Körfez krizi nedeniyle satışlann bir süre er- telendiğini ifade ettiler. Bugüne kadar sadece İş Ban- kası kanalıyla yüriıtıilen kamu hisselerinin satışı uygulamasımn bundan böyle İş Bankası, Vakıf- lar Bankası, Netbank, Akbank, Garanti Bankası, Yapı Kredi ve Pamukbank aracılığı>la da ya- pılması kararlaştırıldı. Edinilen bilgiye göre Kamu Ortaklığı İdaresi, çimento fab- rikalannın hisse senetlerinin sa- tışının iyi gitmesi halinde aralık ayı içinde de Türk Hava Yolla- rı'nın yüzde 5 ve>-a 10'luk hisse- sinin halka satışını planhyor. THY'nin ardından da bu yıl sonunda veya 1991 yılı başında Tüpraş'ın bir bölüm hissesi hal- ka açılacak. EKONOMİ NOTLARI OSMAN ULAGAY Özal'ın Taktigi ile 5-0 ve Bütçedeki Tıkanma "Cumhurbaşkanı Özal milli takım kampını ziyaret etti ve irlanda maçı için futbolculara taktik verdi." Gazetelerin spor sayfalanna bakma alışkanlığınız varsa bu başlığı geçen hafta birkaç gazetede görmüşsünüzdür. Milli Futbol Takımımız İrlanda'ya 5-0 yenilme başarısını Sayın Özal'ın verdiği taktik sayesinde mi gösterdi doğrusu bilmi- yorum, ama başsorumlu olarak maçın hakemini gösterme eğilimi ağır basıyor galiba. Zaten hep böyle olmuyor mu? Asıl sorumluları aramak ye- rine kendi dışımızda bir sorumlu arama eğilimımiz ağır bas- mıyor mu? Acaba Körfez krizi konusunda izlenen ve kimile- rince göklere çıkartılan "aktif dış politika" da Türkiye için is- tenmeyen sonuçlar verirse bunun sorumluluğu kime yükle- necek? Her neyse bugün asıl konumuz 1991 mali yılı bütçesi. Büt- çenin gerekçesi ve rakamlarının ayrıntılı bir dökümü henüz elime geçmedi. Bu nedenle mevcut verilerin ışığında bir ön değerlendirme yapmaya çalışacağım. Once 1990 ve 1991 bütçe tekliflerinin temel göstergeleri- ne karşılaştırmalı olarak bir bakalım: (Rakamlar milyar TL.) 1990 Pay % 31.6 % 11.5 % 14.4 % 42.5 1991 Pay 36.000 % 34.4 12.850 % 12.3 % 14.0 % 39.3 %100 % 83.1 %8.7 %7.3 %0.9 14.650 41.280 104.780 69.950 7.280 6.130 770 84.130 20.650 Artış %80.0 %76.0 % 61.2 %53.6 %60.2 %2.5 % 13.6 % 62.1 H57J Personel harc. 20.000 Diğer carı harc. 7.302 Yatırım harc. 9.088 Transfer harc. 26.874 Toplam harcamalar 63.264 % 100 Vergı gelirleri 43.650 % 81.0 Vergi dışı normal g. 7.100 % 112 Özel g. ve fonlar 2.635 % 4.9 Katma bütçe g. 475 % 09 Tbplam gelirier 53.860 % 100 84.130 % 100 BÜTÇE AÇIĞI 9.404 Bu tabloda en fazla dikkati çeken rakam, geçen yılın büt- çe teklifine oranla yüzde 120 artması öngörülen bütçe açığı 1990 mali yılı bütçesine TBMM'de yapılan eklemelerle 10.5 trilyon liraya yükseltılen bütçe acığının uygulama sonucun- da 14-15 trilyon lirayı bulacağı belirtilmekte. Bunlar hesaba katıldığında, acaba 1991 için ilk bütçe teklifinde 20.7 trilyon lira olarak öngörülen bütçe açığı sonuçta kaç trilyona tırma- nacak? 1991 mali yılı bütçe teklifinin ilginç bir özelliği borç faizi öde- meleri için aynlan 20.7 trilyon liralık kaynağın öngörülen bütçe açığıyla eşit olması . Demek ki borç faizi ödemeleri olma- saydı denk bir bütçe yapmak mümkün olabilecekti. Ne yazık ki borç faizi ödemeleri var ve büyük boyutlarda. Toplam yatırım harcamalarının 14.6 trilyon TL., büyük artışa konu olan Milli Eğitim Bakanlığı harcamalarının 14.9 trilyon, Milli Savunma Bakanlığı harcamalarının 13 trilyon, Sağlık Ba- kanlığı harcamalarının 4.4 trilyon olarak öngörüldüğü bir büt- çede borç faizi ödemeleri 21 trilyona yaklaşıyor. Borç faizi ödemelerinin ancak yeni borçlanmayla karşıla- nabileceğini, faiz dışı bütçenin başa baş geleceğini varsa- yan lyimser tahminlerle hazırlanmış 1991 bütçe teklifi bile be- lirtiyor. Aynca bilindiği gibi bütçeye dahıl edilmeyen borç ana para ödemeleri var ve bunların yeniden finansmanı için de borçlanmak gerekiyor. Türkiye bir noMada bu tabloyu değiştiremediği sürece büt- çesindeki ve ekonomisindeki tıkanmayı sanınm aşamayacak. Vergı gelırlerınde çarpıcı bir artış sağlanamadığı sürece borç çıkmazı devam edecek. Türkiye'de vergı dışı kalan kesımi kap- ' sam ıçine alacak, ücretli-maaşlı kesim dışında kalan kesim- lerden doğru-dürüst vergi alınmasını sağlayacak bir reform yapılmadıkça bütçelerle ve katsayılarla kımseyı tatmin etmek mümkün olmayacak. Siz bütçedeki personel gıderlerini yüz- de 80 arttırmakla övüneceksiniz, ama bütçe açıkları ve ka- mu açıklarıyla beslenen enflasyon, memurun eline geçen zammı bir çırpıda silip süpürecek. Bu süreçten kazançlı çı- kan kesim ise vergi dışı kalmaya devam edecek ve bütçeniz sürekli büyük açıklar verecek. Bu açığı finanse etmek için yeniden borçlanacaksımz ve borç faizleri tırmanarak bu kh sır döngünün sürekliliğini sağlayacak. vergi gelirlerinin yüzde 60 arttırılmasını öngören 1991 büt- çesi bu çıkmazın aşılabileceği yolunda hiçbir umut vermiyor. Tersine giderek büyüyen bütçe açıklarının gündemde oldu- ğunu düşündürüyor. Üstelik ekonominin hızının kesildiği, çe- şitli kesimler için kemerlerin sıkıldığı bir ortamda bu açıkla- rın gündeme geleceği anlaşılıyor. Biliyorum 5-0 yenilmek ve yenilgilerden söz etmek hiç hoş değil, ama bu ortamda zaferlerden söz etmek da galiba ola- naksız. Taner: Tasvip etmediğim program uygulanamaz YASEMİN ÇONGAR MOSKOVA — Devlet Baka- nı Güneş Taner, kendisinin onaylamadığı bir ekonomik programın uygulamaya konula- mayacağını söyledi. Devlet Bakanı Taner, Mosko- va'dan ayrılmadan önce Türk- Sovyet ilişkileri ve Türkiye'deki ekonomik durumu değeriendi- ren bir basm toplantısı yaptı. Ta- ner, 1991 başında istifa edeceği- ne ilişkin haberler konusunda- ki bir soruyu yanıtlarken şunlan söyledi: "Petrol fiyatlannın 17 dolar- dan 40 dolara fırlaması. enflas- yona kolü tesirde bulundu ve programımızın gerçekleşmesiu büyük çapta zorlaştırdı. Ancak hükümetimizin görevini zor sartlar altında dahi uygulaması gerekir. 4 ocakta DİE tarafın- dan açıklanacak 1990 enflasyo- nu yüzde 40'ın alüna inmemiş- se sözümde durarak Başbakan'a istifamı veririm." Taner, istifa eğüiminde, büt- çe çalışmaları ve yeni ekonomik programa ilişkin memnuniyet- sizliğin rol oynayıp oynamadığı yolunda bir başka soruyu ise, "Benim hedeflerini tasvip etme- diğim bir program uygulanamaz" şeklinde ya- nıtladı. Devlet Bakanı Taner, arala- rında Merkez Bankası Başkanı Rüşdn Saracoğlu ve Yardıması •Ercan Kumcu ile Hazine ve Dış. Ticaret Müsteşar Yardımcısı Mahfi Eğilmez'in de bulunduğu üst düzey ekonomi bürokratla- rı ve çok sayıda Türk ihracatçı- sıyla Moskova'da görüşmeler yaptı. Taner'in bu görüşmelerde Devlet Planlama Teşkilatı'mn Devlet Bakanı Işın Çelebi'nin sorumluluğunda olmasından duyduğu kaygıları dile getirdiği oğrenildi. Barbie göreceğiz karşımızda. Barbie New York'tan Yeni Del- hi'ye; beyaz, sarı, siyah ırkm tüm gençlerini giydiren Benet- ton'dan giyinmekle kalmayacak. önümüzdeki ocak ayından iti- baren de Amerikan toplumun- da var olan tüm etnik azımıklan temsil eden birer siyah, tspanik melez ve oryantal tipli 5 yeni kızkardeşe sahip olacak. Barbie ve 5 kızkardeşi için mont ceketler, çeşit çeşit pulo- verler son yıllarda çok moda olan pazen cinsi "felpe" kumaş- tan yapılan kazaklar ve birbir- leriyle uyum sağlayan pantolon, ceket ve eteklerden oluşan bir gardırop hazırlayacak olan Be- netton, böylece dünj'adaki 6000 Benetton mağazasında satılan giysileri için muazzam bir rek- lam olanağı sağlayacak. Yalmz geçen yıl 63 milyon giyiin par- çası satan Benetton adı artık Barbie adıyla tamamen eşleşe- cek. Bugüne dek 600 milyon be- bek üreten, 89'da yıllık cirosu 600 milyon dolara ulaşan Bar- bie ile Benetton'un atbaşı giden başansı böylece birbirine kenet- lenecek. Geçen eylül ayında kuruluşu- nun 25. yılını kutlayan ve "giyim sanayiinin Coca-Cola'sı olmak istiyorum" diyen Luciano Be- netton'un başarısı da biraz Bar- bie gibi her devre ve her şarta uymaktan kaynaklamyor. Ucuz giyimde çığır açan ve uluslara- rası iş idaresi okullannda örnek atılım tipi olarak anlatılan Be- netton, yalmz albenili modelle- riyle değil icat ettikleri yeni da- ğıtım ve fınans sistemiyle de ba- şarıyı garantilemiş bulunuyor. Hiçbir dükkânı kendisi satın al- mayan ve dünyamn dört bir ya- nında mallarını "franchising" sistemi ile dükkân sahiplerine dağıtan Benetton böylece mali- yetlerde muazzam bir indirim el- de etmiş bulunuyor. Dükkân sa- hibinin mevcut dükkân giderle- rini karşıladığı bu devrim yapan sistemde, Benetton, dükkânın kendi saptadığı özellikler ve kıs- taslara göre düzenlenmesini, ay- nca yalmz Benetton mallarını Benetton'un saptadığı fiyatlarda satmasıru şart koşuyor. Bu şart- larda en düşiik maliyetlerle en büyük satışı yapabilen Benet- ton, mallarının satıldığı tüm dükkânlan vitrin dekorasyonu- na dek denetleyebiliyor. Bütün bunlar yetmiyormuş gibi üreti- mini de Italya'mn dört bir yanı- na yayılan küçük tekstil üretici- lerinin bağımsız girişimlerine dayandıran Benetto'un Venedik yöresindeki stoklann bulundu- ğu merkezi robotlar tarafından kontrol ediliyor. Tamamen kom- püterize bir sistemle belirlenen desenler ve modeller ise düğme- ye bir basışta değiştirilebiliyor. Kazaklar ve tüm yünlü madde- ler, en son moda renkleri kulla- nabilmek için bir sezon öncesin- den nötr renkteki yünlerle hazır- lanıp son anda piyasa çıkmadan en aktüel renk boyalanna batı- rılıyor. En son Japonya ve Do- ğu Avrupa pazarlanna el atan Benetton grubunun, ayda 3000 hayran mektubu alan Barbie'yi giydirmeye başladığı 1990 so- nunda cirosunun 1.7 milyar do- lara ulaşması bekleniyor. Risk YenetimiDaha düşük primle daha yüksek sigorta kapsamı... Yıl 1987 : Türkıye'de "Risk Yönetımı" uygulaması Emek Sigorta tarafından başlatıldı. Yıl 1990 : Risk Yönetımi başarıyla devam ettiriliyor. EMEK SİGORTA "risk yönetimi" ISTANBUL&ENELMOOÜRLJKTEL 97S0 2 M R T a 193091 BURSATa 15 70 60 ANKARATEL 11799 90 ADANA TEL 144163
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear