Catalog

CUMHURİYET/16 SPOR 24 OCAK 1990 San-Kırmızılılar dostluk maçında Yunanistan takımını ilkyanda attığı gollerleyendi G.Saray'a AEKmpralillk 45 dakikada sergilediği üstün futboluyla sonucîa giden San-Kırmızıhların gollerini llyas (2) ve Hasan kaydetti. Sarı-Kırnuzılı takımda Tanju, Simoviç, Prekazi ve Erdal gibi aslar yer almadı. Galatasaray: 3 - AEK: 2 SIAT. Alatürk SEYİRCİ: 13425 GELİR: 114.182.500 TL. HAKEMLER: Ahmeı Akçay (5), Hakan özsağman (5), O. Gursel Korel (5) GALATASARAY: Hayrettin (4), tsmail(S), (R Bu- lent 5), Cüneyt (5), Erhan (6), Tugay (5)- Serhat 4 (B. Savas 4), Uğur (4), Yusuf (7), Muhammet (5)- Hasan (5), llyas (6), (K. Savas 4) AEK: Ikonomopulos (4), (Koftnos 5f- Papaıoanu (4), Pepes (4), Stamatis (5), Georgivadis (4)- Bag- rat'ıs (5), (Papakostulis 4), Savevski (5J (Manolas 5), Patikas (Şavidis 4), Famelis (5)- Hristodulu (5j, Batista (7) GOLLER: Dk. 1 - 20 llyas, Dk. 6 Hasan, Dk. 55-56 Batista SARI KARTLAR: A'. Savas (Galatasaray), Mano- las, Papakostulis, Georgivadis (AEK) NÜVÎT TOKDEMİR tZMİR — Galatasaray, Yunanistan'ın AEK ta- kımıyla yaptığı özel dostluk karşılaşmasını ilk ya- rıda attığı gollerle 3-2 kazandı. Bır anlamda geçen yıl temmuz ayında Atina'da oynanan ve 1-0 AEK takımının üstünlüğüyle biten karşılaşmanın rövanşı olan maçta, Galatasaray oyu- nun ilk 45 dakikalık bolümündeki ustün futboluy- la sonuca gitti. Maçın başlamasıyla birlikte rakibi- nin üzerine giden, özellikle llyas, Serhat, Tugay ve lsmail'in geliştirdiği ataklarla tehlikeli olan San- Kırmızılılar ilk 6 dakikada 2-0 öne geçtiler. Bu üs- tünlük dondurucu soğukta stada gelen 15 bin do- layındaki Galatasaray seyircisıni de hareketlendirir- ken, ilk yarı 3-0 kapanınca taraftarlar ikinci yarı- da fark beklemeye başladılar. Ne var ki, ikinci ya- nda sahada bambaska bir Galatasaray vardı ve teh- likeli olan gol arayan da AEK takırruydı. Tanju, Pre- kazi, Erdal ve Simoviç gibi aslarından yoksun Sarı- Kırmızılılar gol yollarında tıkanıyor, rakip kale önünde çoğalamayarak ilk yarıda attığı golleri ko- MACIN ELESTİRİSİ Galatasaray'a 2. yarı dopingi BÜLENT BUDA CtMBOMYENDt — Galatasarav dostluk karşılaşmaMnınrovanşında Yunamstan'ın AEK takımını 3-2 yen- di. tlk yanda sergilediği futbolla goz dolduran San - Kırmızılılar bH yanda rakip savunmanın hatalanndan ıyi yararlanarak uc gol buldular. (Fotograf: Zafer Aknar) rumaya çalışıyordu. AEK takımı orta alanda basarılı bir futbol ser- gileyen Batista ile ikinci yarıda oyuna giren Savi- dis'in katkısıyla iki gol birden bulurken, gollerde kaleci Hayretün'in hatalan küçümsenemeyecek cins- tendi. Konuk takımın Galatasaray'ın attığı golde sa- vunmada yaptığı hatalar gerçekten affedilir değil- di. Bunları da ev sahibi takım futbolculan olumlu kullandılar. Galatasaray daha ilk dakika dolarken gole ka- vuştu. Bu dakikada gelişen atakta lsmail'in sağda kafayla indirdiği topu Serhat ortaladı, tlyas kale önunde kafayı vurarak takımını 1-0 öne geçirdi. Gol- lerle birlikte Sarı-Kırmızıhların ataklan sıklaştı. Ni- tekim 6. dakikada Pepes'in hatalı geri pasını alan llyas topu Hasan'm önüne attı, bu futbolcu sol çap- razdan sert vurarak durumu 2-0 yaptı. 20. dakika- da Galatasaray'ın üçüncü golü geldi. Yine AEK sa- vunmasında Pepes'in geri pasını bu kez Hasan kap- tı, boşluğa çıkardığı topa llyas duzelterek sert vur- du: 3-0. 35. dakikada Batista, 37. dakikada Pepes'in şutlan sonuc getirmedi. 42. dakikada YusuPun ça- lımlarla cezaalaruna dek indirdiği topa llyas vura- madı. Hasan'm boş durumda kötü şutu ise üstten dışarı çıkınca ilk yarı 3-0 tamamlandı. fkinci yarı ikinci yanda Galatasaray oyunu ağırlaştırmaya başladı. Bununla birlikte AEK takımının hızlı adamlarıyla San-Kırmızılı kaleye sık sık geldiği gö- rüldü. 48. dakikada K. Savaş'ın sağdan ortasmda Cüneyt topa kale önünde vuramadı. 55. dakikada Famelis'in soldan ortasına Batista düzelterek vura- rak topu Hayrettin'in altından filelere gönderdi: 3-1. Galatasaray golün şokunu atmadan hemen bir da- kika sonra 56. dakikada bu kez Savidis'in sağdan ortasına yine Batista iyi vurarak durumu 3-2 yap- tı. Bu golden sonra oyunun temposunda belirgin bir biçimde düşuş vardı. Galatasaray'ın bireysel çaba- dan oteye gitmeyen çabaJarı da başkaca gol getir- medi ve karşılaşma 3-2 tamamlandı. Efes Pilsen - Alma Ata • Spor Servisi — Basketbol Avrupa Koraç Kupası'ndaki temsilcimiz Efes Pilsen bugün Sovyeüer Birliği'nin Alma Ata kentinde Alma Ata ile 4. maçını oynayacak. Karşılaşma saat 20.30'da başlayacak. Efes Pilsen ilk maçında Alma Ata'yı İstanbul'da 77-71 yenmişti. Beşiktaş top başı yaptı • Spor Servisi — Beşiktaş, ikinci yarı hazırlıklarına dün yaptığı antrenmanla başlarken, Teknik Direktor Gordon Milne, ilk beş haftada puan kaybetmeye tahammüleri olmadığını söyledi. Milne, Galatasaray ve Fenerbahçe'nin devre arasını sıcak iklimli yerlerde geçirdiklerini hatırlatarak, "Ancak biz ikinci devre ilk maçımızı Bolu'da oynayacağız soğuk hava şartlanna alışmamız lazırn. Futbolcularımı çok iyi, dinlenmiş ve ikinci yarı için kendilerini motive etmiş buldum" dedi. Çernomore Lstanbul'da • Spor Servisi — Sovyetler Birliği'nin Çernomore takımı, 1990-91 sezonu hazırhklannı sürdürmek amacıyla Istanbul'a geldi. Bir denizcilik şirketinin davetlisi olarak İstanbul'a gelen 28 kişilik Sovyet kafilesinde, üç yönetici, bir doktor, teknik direktor Vyacheslav, menajer Viktor, 21 futbolcu ve masör bulunuyor. ADANA AHMET ÖZARSLAN 1. Koşu: F: 1 Minmino, P: 5 Ka- tarina, P: 2 O-Şah. 2. Koşu: F: 2 Adlan, PP: 4 Nilu- fer P: 4 Taci. S: 6 Gülen 2. 3. Koşu: F: 5 Karaşimşek 1, PP: 4 Güçhan, P: 9 Astay, S: 8 Dila- ra. 4. Koşu: F: 3 Arkadaş 1, PP: 8 Toptepe, P: 12 tlkgan, S: 1 Bur- cu \. 5. Koşu: F: 5 Eserbatur, PP: 6 Hazar 1, P: 11 Gülseren, S: 14 Sa- rıcan. 6. Koşu: F: 10 Akmurat, PP: 15 Tanbatur, P: 13 Okeytur, S: 11 Çalım. 7. Koşu: F: 1 Ginza, PP: 3 Run- nin River, P: 2 Zeytin, S: 4 Bu- lut. * i1 • 1 1 • | c G 1 ? s4 S • T a •M 11 n 2 i • ] ; . ! I I ] 1 G4 1 i K, 11 1? G5 1 * 3 4 S • 7 8 9 Ki 11 12 i G£ 1 t » 4 S a T 8 » 10 11 12 X İZMİR — Spor alanına yayılan dostluk anla- mındaki karşılaşmanın ıkincisinde, Yunanistan- ın AEK takımını tzmir Atatürk Stadı'nda ağırla- yan Galatasaray, daha maçın başlannda AEK sa- vunmasının -katkılanyla farkı yakalarken, dondu- rucu ayaza karşın tribünleri dolduran 20 bine ya- kın taraftanna da ilk yarı boyunca zevkli ve ke- yifli anlar yaşattı. Eski sakatların futbol alanına dönüşü, yeni sa- katların ise tribüne çıkışıyla oyun alanına dizilen Galatasaray'da, özellikle YusuPun eski gücünü ve hırsını yakalaması, ligin ikinci yansında Galata- saray'a güç vereceği gözlenirken, solbek konumun- daki Tugay maçın ilk yansında zarif ve göze hoş gelen davranışlanyla iyi, maçın ikinci yansında ise karşıta oynadığı alanda yarattığı boşluklarla bir ara bocalamaya girdi. Cüneyt ve Erhan olgun fut- bollarıyla yine göz doldururken, ilk yarıda attığı şık bir gol ve tlyas'a attırdığı akıl dolu üçüncü golle sahneye çıkan Hasan, nedense maçın ikinci yan- sında biraz da kendine oynama uğraşıyla ilk ya- ndaki etkinliğini yitirdi. tlyas fırsatçılığıyla şık iki gol yakalarken, görev verildiğinde yararlı olacağı havasıru yarattı. ikinci yanda ilk yarıya göre hıanı yitiren Ga- latasaray, karşısında Batista ile iki gol bulan AEK'nın bu futbolcusu Hollandalı Gulliti andı- ran oyun stili, zarif ayak hareketleri ile izleyenle- re bir hayli keyif verdi. AEK savunma yanlışları ile kalesinde gördüp üç golle özellikle ilk yanda doğnı dürüst bir oyun kuramayıp bocalarken, an- cak ikinci yanda bulduğu iki golle biraz olsun ken- dine gelebildi. Havalarına bakılırsa oyuna salt bir hazırhk maçı anlayışıyla baktıklan ve gerçek güç- lerinin ve futbollannın bu olmadığı gözlenebili- yordu. Bu arada kaleci Hayrettin'e değinmeden edeme- yeceğiz. Belli ki uzun yıllar kenarda beklemek, ka- leci için yeterli fizikteki bu genç futbolcudan çok şeyler götürüyor. Maç deneyiminin yokluğu Hay- rettin'i ürkek bir havaya sokarken, kendine olan güvenini de yitirmesine neden olmuş. Kaleci sıkın- tısının büyük boyutlara vardığı futbolumuzda bu genç adamın yitip gitmesi kadar acı bir şey ola- maz. Bu duruma Simoviç faktörü büyük bir et- ken olabilir, doğrudur da. Bu genci de uç direk arasına ısındırmanın yolannı da Galatasaray ca- rniası bulabilmelı. OLİMPİYAT KOKTEYLİ — tstanbul Anakent Belediyesi'nce düzenlenen olimpiyat kokte>linde olimpiyatlarda madalyv alan spor cularaanımadalvası verildi. Foloğrafta, Alev Coşkun,olimpi}'atlarda madalya alan sporcularla birlikte. (Hüseyin Sakarya-TSA) Anakent belediyesinin kokteylinde sporun geçmiş ve geleceği konuşuldu Olimpiyatın lafı bile güzelSpor Servisi — Istanbul Anakent Belediye Başkanı Nurettin Sozen'in olimpiyat kokteylinde eski sporcular bir araya geldiler. Sozen'in babasının vefatı dolayısıyla bulunamadığı kokteylde ev sahipliğini Genel Sekreter Alev Coşkun yaptı. Kokteylde gruplar oluşturan eski şampiyonlar, eski sporcular, eski yöneticiler "Olimpiyat lafının bile edilmesi ne güzel" diyerek gelecekten umutlu olduklarını vurgularken, kimi gruplarda da "olimpiyatiann bizim neyimize" olduğu tartışıldı. Ancak "lafı bile güzel" diyenler 2 binli yıllara kadeh kaldırdılar. Mutluluklar doruktaydı ve. en mutlu kişi ise hiç kuşkusuz TMOK Başkanı Sinan Erdem'di. Toplantının kara kara duşünen, ama bunu konuklara belli etmeyen kişisi ise Anakent Belediyesi Genel Sekreteri Alev Coşkun'du. Çevresini sporculardan çok SHP'li belediye başkanl'an kaplamıştı, ama o yine de 2 binli yıilann olimpiyadı için gerek 8.9 trilyonun nasıl ve nereden geleceğini düşünüyordu. Bu sonıyu kendisine soı anlar da olnıadı değil. Alev Coşkun biz bunun altından kalkarız derken, kendisine Bakan Ismet Özarslan da destek oluyordu."Bu Tiirk millelinin meselesidir. Dele verip yapacağız." Zuhal Olcay ile Neco'nun sanatçıları temsil ettikleri kokteylin sonlarına doğru sampiyon olanlar, olimpiyatlarda madalya alaıılar piste davet edildi. Meğer ne çok madalyamız varmış. Gazanfer Bilge, Mustafa Dağıstanlı, Mithat Bayrak, Ahmet Ayık, Mahmut.Atalay ve diğerleri. Geçmişten konuşuldu, gelecek konuşuldu, ama kokteyle gelenlerin çoğu günümuz koşullarından söz etti. "Bizler geldik gidiyoruz, gelecekler düşünsün" dedi kimisi. Ve 2 binli yılların olimpiyat kokteyli Anakent Belediyesi'nin verdiği birer anı madalvası ile son buldu. Kongre ayı, balayı HALtT DERİNGÖR Ocak ve şubat ayları Fenerbahçe'nin kongre aylarıdır. Bu yıl gruplar arasında mucadele çok önce başladı. Aylarca once bi- rer büro ve aşevleri açtılar. Bu yerlerden ayda milyonlarca lira telefon parası ödeyerek üyelere davet yaptdar. Üyelerimizin ço- ğu binalarda yedirilip içirilip, bazıları da giydirilip gönderiliyor- lardı. Bu aylar üyelerimizin en çok itibar gördükleri aylardır. Çoğunun yıllık üye aidatları toptan yatırılarak onların kulübe kadar gelme zahmetleri gideriliyor. Bu aylarda yönetime gelmek isteyen zenginlerle fakirler tam bir diyalog içindeler. Yılda bir- kaç kez de olsa başkan adaylanyla üyelerimiz öpüşme olanağı- na kavuşuyorlar. Bu aylar yönetime aday olan zenginlerimizin holdinglerinin kapısı, telefon ve cüzdanlan da bazı uyelerimize karşı aralıktır. Bu aylarda, üyelerimizin moral güçlerinin de kuvvetlenmesi ön- görülmektedir. Bu nedenle kongre önceleri üyelerimiz içkili ga- zinolarda rakı kadehleri içinde efkâr dağıtmışlardır. Bunun devam edeceği umudu ile moraJleri iyice güçlenmiştir. Aslında bu durumu yaratanların hiç mi hiç Fenerbahçe'den bekledikleri bir şey yok. Sadece bir "oy"cuk. Eee bu kadar güzel sosyal top- lum içinde de insanın bunu yaratanlara "Oylarımız, anamızın ak sütü gibi helal olsun" diyeceği geliyor. Bütün bunlara karşın sanınz yine de unutulmuş sosyal eksiklikler vardır. Örneğin, ön- celikleyaşlı üyelerimizin check-up'ları yapılmamıştır. Ne de ol- sa bunlarm içinde kolesterollü, şekerli arkadaşlarımız vardır. Bunların kongre aylarında aşırı protein yüklenmesinden kotu so- nuçlar doğabilir. Geçen yıllarda da görduğümüz gibi kalp spaz- mı bile geçiren arkadaşlarımız olmuştur. Lütfen buna dikkat edelim. Hoş, böyle kutsal olayda insan ölse de şehit mertebesi- ne yükselir. Ama niye ölsün ki... Işte bu gibi durumlara önce- den önlem alırursa daha da kuvvetli bir loplum düzeni yaratılmış olur. Bütün bunlardan sonra bir Fenerbahçeli grupta kalkmışlar ilmi bir panel tertıplemişler. Panel de nedir? Eski koye yeni âdet mi?.. Konuşan profesörlerin hiç mi işleri yok? Panele 40 kişi gelmiş. O bile çok. Vay hainler, vay bozguncular... G. Saray'da karar tartışılıyor Seneye naklen yayın yok Spor Servisi — Galatasaray Kulübü Yönetim Kurulu önü- müzdeki sezon maçlann TV'de naklen yayınlanmasına kesinlik- le karşı çıktı. Pazartesi akşamı olağan yöne- tim kurulu toplantısını yapan San-Kırmızılılar, TRT'nin maç- lardaki seyirci azalmasına neden olduğunu söylediler. Daha önce bu konuva hep muhalif olduklan için oldukça tepki aldıklannı söy- leyen Galatasaraylı yöneticiler, "Bizim haklı oldugumuzu herkes anladı" şeklinde konuştular. Yönetim kurulu toplantısında gündemin ilk maddesi olan nak- len yayın konusunu Sarı- Kırmızılılar yaklaşık 1 saat bo- yunca tartıştılar. Seyirci sayısında düşuş Bu sene TRT ile ortak imza at- tıklannı, bu yüzden geriye dönü- şün yalnızca TRT tarafından ger- çekleşeceğini söyleyen Sarı- Kırmızılı yöneticiler seneye bu olaya kesinlikle olumlu yamt ver- meyeceklerini belirttiler. Kendile- ri ya da başka bir yönetim kuru- lunun da aynı düşünceyi savuna- caklannı söyleyen Galatasaraylı yöneticiler, seyirci kaybının ken- dilerini çok etkilediğini söylerken "Artık S bin seyirciye maç oyna- mak istemiyoruz" şeklinde ko- nuştular. SJ^ilament-MoKİcono Parma maçı ekranda Voleybolım devi Bursa'da Avrupa'nm en güçlü takımlanndan biri olan Maxicono Parma'da Italya milli takımının gözbebeği sayılan Adrei Zorzi'nin dışında Arjantinli Dal Zotto ve Amerika milli takımının pasörü Jef f Stork yer alıyor. Spor Servisi — Avrupa Kupa leybolunun en guçlü ekiplerinden Galipleri Kupası Çeyrek Finali'- nin A Grubu'nda mucadele eden Sönmez Filament. bugun Bursa'- da üçüncü maçını ltalya'nın güç- lü takımı Maxicono Parma ile oy- nuyor. Şu ana kadar grubunda iki maç yapan, ancak bunlarm uçunü de kaybeden Sönmez Filament bu- gün Bursa seyircisine, Avrupa vo- biri olan Parma'yı seyrettirecek. ttalyan takımı şu anda ligde şampiyonluk mücadelesi yapıyor. Bu kupada ise önce Fransa takı- mı Lyon'u yendi. Geçen hafta da Sönmez Filament'i Bursa'da 3-0 yenen Sovyet takımı Dinamo BugİİII Moskova'yı aynı sonuçla 3-0 geç- ti. Kadrosunda ttalyan milli takı- mının en iyi smaçorlerinden And- rei Zorgi ile Amerikan milli takı- mının pasörü Jeff Stork ve Arjan- tin'in büyük smaçörü Dal Zotto da yer alıyor. tşte böylesine güçlü ve kupanın favorilerinden Parma karşısında takımımızın tüm amacı, iyi bir mucadele ortaya koyarak seyirci- ye iyi bir voleybol izlettirebilmek. Karşılaşma Bursa Atatürk Spor Salonu'nda saat 15.15'te başlaya- cak. Teleyizyon bu maçı naklen yayunlayacak. KARMA TOTO Ttfnte 1J fltitancafşpOf-Ş fey*o? 2) KjftaJSppf-fiiBUiBpOf 3) E B E»ups|»r-8*ıkoyspr 4j usmgas^f Kmgum* 5) fcfrfl*»^"-* t s*frty& 6) İ2impot-Aydns)i« 7^ Sttespor-Hufspcif 8) Ispjrtaspor-fcılalyBpor 9) Oı»»tHkın(a-S*es(«» 10) Sm ICri V YS£-PöroW8 11) Ş Urfa5px-Mcv$dtfspor 1? Eranansjw-GmanteS5toı 13^ Dgmfeyoı-GMflK 14) IEK12 Uartscar-Taıılsıa 15) BMtspa4.PtM«Kr 161 M M fHemManuı 14 14 2*1 1*2 0-1 2*1 0-1-2 14 0-2-1 1*2 14 24 0-1-2 14 14 1 •4 1 0-M 0-1 1 24 1 1*2 1 24 1 24 0-1-2 24 14 \ \mmm 0 1 0-2-1 0 1 2 0-1-2 24 1 24 1 0-2 1*2 0-1-2 2 1-0 am 1 1 0-1-2 0-1-2 1 0-1-2 14 0-1-2 0-2 0-2 1 0 0 0-1-2 1 1 htt 0-1 14 0-M 0-1 14 24 0-1 M-1 0-1 0-1-2 14 24 1*2 14 0-1 1 CMarifri 0-1 1 0-M 0 1 0-1-2 1 14 1 2 1 0-2 1*2 1 1 1 rttuşa 0-M 1 0-M 0 14 0-2 1 0-2 14 0-2 0 24 0 1 1*2 14 Türkiye Voleybol Bayanlar Li- gı'nde iki, 2. Erkekler Ligi'nde ise bir karşılamaoynanacak. Günün programı şöyle: Ankara (Selim Sırrı): 15.00 KKK. Gücü - G.S. Altınyurt (2. Erk. L.), 16.30 Emlak Bankası - Arçelik (Bayan). Bursa (Atatürk): 16.30 Bursa DSİ - G. Saray (Bayan) LOTO TAHMİNİ 1—5—7—14—21—24—29—32 3—4—9—11 —19—26—28—34 2—7—14—20—22—23—29—36 4—6—13—17—24—28—29—33 5—8—11 — 14—16—19—21—23 7—11—16—19—27—25—27—34 HAFT4LIK ABDÜLKADJR YVCELMAN Futbolda tehlike çanları çalıyor Kulüpler ve özellikle 3 bü- yükler, ligin ilk yansında taraf- tarlarının tribündeki görüntü- sünden endişe duydular. Çün- kü bir hayli taraftar yitirmişler- di ve tehlike çanları çalmaya başlamıştı. Devre arasında boş zaman bulup değerlendirme yapan 3 kulübün başkan ve yöneticıle- ri, şimdi TRT'nin naklen yayı- nının seyirciyi olumsuz yönde etkilediğini dûşünerek naklen yayına "karşı" yenıden giri- şimde bulunmayı planlıyorlar. Oysa TRT ile yaptlan anlaşma- ya imza atılmıştır ve bu sözleş- me, bu sezonun sonuna dek yürürlüktedır. O halde yapılması gereken tek cözüm yolu, bilet fiyatların- da indirim yapmaktır. Ancak bi- let fiyatlanndaki indirimin de ne dereceye kadar olumlu sonuç yaratacağı ayrıca tartışılır bir konudur. Uzun lafın kısası, naklen ya- yına karşı çözüm bulmaktan başka kesin bir çözüm yoktur. Ortada bir sözleşme olduğuna göre top şu anda Futbol Fede- rasyonu'ndadır. Futbol Fede- rasyonu, sadece cumartesi gü- nü oynanacak maçları 10'ar dakikalık devreler halinde ve- recek, derby maçlarının ise ta- mamını yayımlayacaktır. Pazar günü ise naklen yayın yoktur. O halde kulüpler, maçlarının cumartesi gün oynanmasını is- temezler, Futbol Federasyonu da buna uyarsa, çözüm kendi- liğinden oluşacaktır. Bu tabii hıle'i şeriyenin bır başka çeşt- didır. Mahkeme kaplarına düş- meden, TRT ile bir sürtüşme- ye girmeden yumuşak iniş ya- parak ve de bilet fiyatlarını da düşürerek yine taraftarları tri- büne çekmek düşüncesi için- deki kulüpler, eğer transfer po- litıkalarına çekidüzen vermez- lerse, astronomik transfer üc- retleri İle çok yakın gelecekte kulüplerin kapısına kilit asmak zorunda kalacaklardır. 3 büyük kulüp, TRT ve bilet fiyatları ko- nusunda bir masaya oturuyor- larsa, bizce transfer ve mali kaynaklar için de aynı masanın etrafında fikir birliğine varmak zorundadırlar. Boşa kürek çekmek Gazetelerde haberı, televız- yonda görüntüsü ile çok ilginç bir spor olayı ile karşılaştık: sa- londa kürek şampiyonası. Her nasıl bır şeyse ya da kimin ak- lından çıkmışsa bravo mu diye- lim, yoksa şu tembelliğe bakın mı diyelim, saşınp kaldık. Kü- rek sporunu biz yıllardır hep de- nizde yaparız. Çünkü aklı ev- vellerden birisi çok yıl önce "Türkiye'nin üç tarafı deniz" demişti, sonra da bizim kuşak- ları hem yüzmek için hem kü- rek çekmek için denize atmış- tı. Şimdiki kuşaklar pek bilmez- ler, bizim gazetecıliğe başladı- ğımız yıllarda yüzme yarışları- nı izlemek için Moda Plajı'na giderdik. Aslında kapısında Moda Deniz Hamamı yazardı ya neyse Bursa'da kaplıca su- yunda yüzme yarışları yapılır, rekorları da yüzme tarihımize geçerdı. Gülmeyin, derın derin düşünün. Kürekte de öyle. At litaları denize, gemiler gecermiş, dal- ga yaparmış, kimin umurunda; ha kanalda yapılmış ha deniz- de, çek kürekleri dayan. Yıllar yılı Çekmece Gölü'nde kürek parkuru lafları ile uyuttu- lar da uyuttular milleti, şimdi ise işin kolayını buldular. Kon- disyon merkezinde her sporcu- nun yaptığı hareketi "kürek şampiyonası" diye yutturmaya kalktılar. Tabii minareyi çalan kılrfını hazıriar örneği başına da "salonda" lafını ekleyip akıl- ları sıra işi formülüne uydurdu- lar. Yazıklar olsun. Gençliği uyuttuklarını sananlar "biz kü- rek mürek bilmeyiz. Kürek spo- ru için kanal yaptıracak para- mız da yok" deseler daha er- kekçe söz etmış olurlardı. Teknoloji sporun emrinde "Sporcunun en çok dikkat et- mesi gereken uzvu bacakları- dır" dıyor uzmanlar. Sonra da eklıyorlar: "Çünkü iki ayağı üzerinde durmasını bilmek de bir spordur." Adidas dünyada spor ayak- kabısı üreten ve her ytl yeni modelleri ile tüketimı pompala- yan bir spor maJzemesi üreti- cisidir. 1989'unson aylarında daha henüz Türkiye'ye gelme- mış bir modelini Kanada'da uz- manlara bir semınerle açıkladı. Bu seminere Türkiye'den iki uzman da katıldı; gazetemizin basketbol yazarianndan Ahmet Kurt ve bir spor adamı Turgay Renklikurt. Seminerde tanıtılan Adidas'ın yeni model ayakka- bısı ile çıplak bir ayağın yaptı- ğı hareketleri yapmak olasıy- mış. Yani topuk ayrı, taban ayrı hareket edebiliyor. Bu tüketime dönük bir olaydan çok sporun, sporcunun daha bir basarılı olabılmesi için uzmanların bir teknik zaferi. Demek ki insan- lar sporcuların daha kaliteli mucadele verebilmesi, perfor- manslarını daha da yükseltme- si için büyük çaba veriyorlar, emek ve. para akıtıyorlar. Bu yazı bir reklam değil, insanın emrindeki teknolojinin zafer ya- zısıdır. Hele bir Türkiye'ye gel- sin bir de teknolojinin eserini görelim. Gurbetçiden mektup var Gurbetçi deyınce, hep Ai- manya ve civanndaki Türkler geliyor aklımıza... Oysa daha uzakta, daha gariban kalmış gurbetçiler varmış. Öyle ya2i- yor mektubunda Avustralya'- dan bir okurum. Diyor ki "Biz Avustralya'da yaşayan Tûrkler, gerçek gurbetçıyiz. Almanya, Avrupa neymış. Atlarlar uçağa, bilemedin trene, otobüse biner- ler bilmem kaç saat sonra Türkiye'deler. Bizler öyle mi? Yola çıksak, günler geçer. Pa- ramız yetmez hasret giderme- ye." Gerçek gurbetçi, Avustral- ya'nın Perth kentinde yaşıyor- muş. Bir futbol takımlan varmış "Perth İstanbul" adında.. Ren- ginı milli takımdan almış. Baş- kanı ise futbolu seven bir Türk; Tuncay Erok'muş. İstedikleri ise Türkiye'den Fenerli olsun, Galatasaraylı. Beşiktaşlı olsun, hangı takımı, hangi rengi tutar- sa tutsun, ama yeter ki futbolu sevenlerle mektuplaşmak. Ku- lübün adresı şöyle: 23 Money- sett Court. Hamilton Hıll 6163 Perth-Australia. Schumacher dönecek Gözden uzak olan gönülden de ırak olurmuş defier. Schu- macher için mangalda kül bı- rakmadık. Ama oturduğu evin yönetim masraflarını bile öde- medik. Şimdi Reşit Paşa Koru- su'ndaki evinin yöneticisi iki ay- lık yönetim masrafları için onu mahkemeye verirse biraz ayıp olmayacak mı? Ayıp olsa bile bu ayıp acaba kimin ayıbı ola- cak? Schumacher'in kirasını söz- leşmesi geregı Fenerbahçe Ku- lübü veriyot Yönetim masrafları yani yakıt, kapıcı vb. gibi mas- rafları da FBahçe'ye ait. Ama Schumacher şimdi Aimanya'da ya, ödeme gitsin. Peki, ama Schumacher dönecek elbet İs- tanbul'a, yapılan davranış için acaba ne diyecek? Değer mi 2.5 milyon için? Belkı Metin Aşık'ın bundan haberi bile yok- tur Ama laf eninde sonunda ona bulaşır. Hem F.Bahçe için hem başkan için ayıp. İşin so- nunda bır de Alman basınının ağzına sakız olmak var.