25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
24 OCAK 1990 EKONOMİ CUMHURİYET/13 Le Monde: Türkiye başardı • BRÜKSEL (AA) — Fransa'nın etkili gazetelerinden Le Monde, 1989'un Türkiye açısından mali başanlar yılı olduğunu belirterek, "döviz rezervlerini arttıran Türkiye, Sovyetler Birliği, Irak, Macaristan ve Polonya gibi ülkelere kredi verebilecek durutna geldi" dedi. Yıizde 69 dolayındaki enflasyona rağmen, cari işlemler dengesinin geçen yıl 800 milyon dolar fazlahk verdiği kaydedilen "1989 Dünya Ekonomik ve Sosyal Bilançosu" adh incelemede, bu basarının kökeninde 5 milyonu aşan yabancı turist sayısı ile yurtdışında çalışan işçilerin gönderdikleri dövizlerin yattığı belirtiliyor. Köprüler para bastı • ANKARA (AA) — Istanbul Boğaziçi ile Fatih Sultan Mehmet köprülerinden geçen yıl elde edilen gelir 110 milyar liraya yaklastı. Boğazıçı Köprüsü'nden geçen yıl geçiş yapan araçlardan 88.8 milyar Iira gelir elde edildi. Boğaziçi Köprüsü'nden yıhn en son ayında sağlanan gelir ise 7.6 milyar Iira oldu. Istanbul'un ikinci köprüsü Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'nden ise, geçen yıl 18.9 milyar Iira gelir elde edildi. Bir borsa aracı üyesi daha tutuklandı Borsada yoladevam Sahte Çukurova Çelik hisselerinin yarattığı skandalın boyutlan gittikçe genişlerken borsa endeksi nispet yaparcasına tırmanıyor. Ekonomi Servisi — Sahte Çu- kurova Çelik hisselerinin yarattı- ğı skandalın boyutlan gittikçe ge- nişlerken yatınmcılann ve borsa- nın bu olaydan alacağı yaranın büyumeraesi için çözum arayışla- nna girildi. Sahte Çukurova Çe- lik hisselerinin satışına aracıbk et- tiğinden dolayı Nacı Bakır'dan sonra borsa komisyoncusu Ali Aipav'ın da mali polis tarafından gözaltına alındığı öğrenildi. Sahte senet skandalının açtığı yarayı ortmek için de dün SPK ve borsada toplantılar yapıldı. Ser- maye Piyasası Kurulu'nun topla- narak olayı görüştüğünü belirten Başkan Şukrü Tekbas, "Bir de- ğerlendirme yapıyoruz. Çözum öaerileri üzerinde duruyonız. Bu- nun sonncunda kısa ve uznn va- deli olarak bazı önlemkr ortaya çıkacak" dedi. Tekbaş, uzeriflde durduklan çözümun daha çok ile- riye dönuk olduğunu kaydetti. Borsada önce yönetim kurulu konuyu göruştü, sonra borsa ara- cı uyeleri ile borsa yonetimi bir araya gelerek çözum üzerinde durdular. Borsa Yönetim Kuru- lu'nun onceki gun sahte hisse se- netleriyle ilgili olarak çozumü ara- cı uyelerin sırtına yıkan açıklama- sından sonra dün de aracı üyeler. TÜSÎAD Başkanı 'ekonomik devlet'üzerine konuştıc Müdahale sistenıi aksatırANKARA (Cumhuriyet Buro- su) — TÜSİAD Başkanı Cem Boyner, "Hukuraetin piyasa me- kanizmasının mantıgına ve özel- liklerine ters duşen mudahaleler- de bulunmasi danımunda siste- min aksayacagını" belirterek "pi- yasalann devlrt tarafından değjl. firraalar ve bankalar kanahyla yönlendirilmesi gerektigini" söy- ledi. Boyner, devletin "gözetim hakkını saklı tutarak tiim hizmet sabalanndan çekilmesini" istedi. Cem Boyner, Ankara Sanayici ve lşadamlan Derneği (ASİAD) tarafından duzenlenen "başkent toplanUlan"nın beşincisinde "Pi- yasa ekonomjlerinde devletin rolü" konulu konuşmasında, "hükümetin, piyasa mekanizma- lannın guvenli bir biçimde işleyi- şini sağlavacak kunımsal çerçeve- )i bir an once oluşturması gerek- tigjni" kaydederek "devletin eko- nomik faaiıvetlerinin asgariye indirilmesini" istedi. Dıyalog ıçuı- de yurütulen şeffaf piyasa ekono- misinin bir hayal olmadığım vur- gulayan Boyner, "Bu kapsamda Merkez Bankası'mn 1990 parasal programını açıklamasını olumlu bir uygulama olarak destekliyo- ruz" dedi. Devletin ihraç ettiği menkul kıymetlenn sermaye piyasasjnda- ki işlem hacminin yuzde 90'ından fazlasını oluşturduğunu anlatan Boyner, bu durumu piyasa eko- nomisi ile çelişen bir uygulama olarak nitelendirdi. Boyner şöyle konuştu:" Turkive'de piyasa eko- nomisi içinde fiyat ve kâr karsılı- ğı sağlanabilecek tüm hizroet sa- halanndan devletin gozetim hak- kını saklı lutarak çekilmesi şart- tır. Telefon, TV, teleks hizmetle- ri, tetniziik, işsizlere iş bulma hiz- metleri özel seklöre devredilebile- cek hizmetlerdir." Vergi politikalarımn Avrupa Topluluğu normlarına uyum gö- zetilerek değiştirilmesı gerektiği- ni savunan Boyner, "Doiaylı ver- giler ve iç borç, gelir dağılımmı ta- mamen çalışan kesim aleyhine sıirdüren yantış bir uygulamadır" dedi. 43 imzalı "Menkul Kıyraetler TaDzim Fonu'ndan yardım edıl- mesini içeren bir dilekçeyi borsa yönetimine verdiler. Toplantıda uyeler pratik yoldan sorunun na- sıl çozumleneceğmi tartıştılar ve "toplu hareket etme" konusunda göruş bırliği sağladılar. Aracı üyeler, sahte hisseleri borsanın takas merkezinden al- dıklannı hatırlatarak "Borsa bu- rada biitiin yiikii bize yıkıyor. Borsanın bu olayda ihmali yok mu" dıye sordular. Komisyoncu- lardan Mustafa Yılmaz, bu konu- da şunlan söyledi: "Burada sahte hisseleri devle- tin resmi makamı verdi. Burada zarar devlet eliyle meydana gel- mişse bunun tanzimi de yine dev- lele dıiser. Vatandaş, devletin me- munına gıivenmiş, hisse senedi al- raıştır. Borsadan hisse senedi alanla, sokaktan hisse senedi ala- nın arasında bir fark olmahdır." Bu arada borsa, sahte hisse se- nedi skandalına "nispet yaparcasına" tırmamşına devam ediyor. Borsa endeksi, dün de yuzde 4.75 prim yaparak 3770 pu- ana yukseldi. Endeksteki bu re- kor, işlem hacmine de yansıdı ve borsa tarihinde ilk kez 82 milyar liralık işlem gerçekleşti. Fiyat ar- tışlarını durdurmak için Toplu Konut ve Kamu Ortaküğı tdare- si'nin özelleştirilecek hisselerden sattığı göruldü. Çukurova Elek- trik dün de 2 bin Iira daha arU- rak 28.500 liraya yukseldi. Yandaki modd, Apple Macintosh™ n ci btigîsayandır. (Ap,, Macintosh. Appk Computos Inc adına tesrillidir.) Apple fikirlerinize nasıl hayat verir? Köprö raü inşa edfyorsunuz? Yoksa sadece bir cümle mi kunıyorsunu2? Fark etmez... İşiniz ne olursa olsun, fikirlerinize hayat vermenin en iyi yolu Apple Macintosh™ bilgisayandır. MacintoshzihnMzinönündekiengelleri kaldırır,zihinsel atılımkın yolunu açar. Fikirleri ifade etmenizin yollan artık yalnızca hayal gücunüzle sınırlıdır.Yaratıcı potansiyeliniz el değmemiş bir kaynak olmaktan çıkar, bir anda somut bir gerçek haline gelir. Çünkü Apple Macintosh bilgisayarı bunu tam olarak sağlayacak biçimde dizayn edilmiştir. Sizi makine gibi çalıştırmak yerine, o sizin üslubunuzla çalışır Kalem kâğıt kullanmak kadar doğaldır Macintosh'u kuUanmak. Yaratıcı düşünceyi ysvaşlatacakhiçbir unsur taşımaz. Dosva gibi, çöp sepeti gibi. hepimizin tanıdığı sembolleri kullanır. Ve, Tûrkçe konuşur! İster masaüstü, ister portatif, bütûn Apple bilgisayarları aynı şekilde çalışır. Üstelik, Macintosh bilgisayan için üretilmiş binlerce uygulama yazılımı vardır ve bunlann tek bir tanesini kullanmayı ögrendiginizde, hepsini kullanabilirsiniz. Hem, yalnızca işinizin kalitesi yükselmekle kalmaz. Haftalar alacağını sandığınız projeleri birkaç saatte tamamlayabilirsiniz. Siz de, şirketiniz de hemen çok daha üretken, çok daha verimli olursunuz. Apple, fetefesi geregi.insaniarakullanımıöyiesine kolay veheyecan verici bilgi işlem araçlan sunarki, ulaştıgınrz sonuçlann çogu zaman beklentilerinizi aştıgını görûrsönûz. Apple Macintosh'la fikirler genellikle uzun süre fikir olarakkalmaz. Gerçegedönüşür, hayat bulur! Gücünüzü zirveye ulaştınr.™ Türkrv-cYetkiliDağıüası B İ I N O M ' Bilgisayar ve Özel Eğitım Hizmeden A.Ş. Abdi İpekçi Cad Altın Sok. Ahmel Kara İşhanı No: 2 Kat. 4-6,8020O Nişantaşı Istanbul Teiefon: 13215 06 (6 Hat) Bilkom'AppleBayileri: Istanbul: Dataset, Td. 132 6414; Datasoft, Tel. 17418 91; Eda, Tel. 513 95 65-66-67; Elma,TeL 15190 44-45; Kök,TeL 1661646-174 05 77; Matris Bilgisayar, Tel. 385 7186; Pay. Tel. 347 % 31 - 347 83 34; YTM, Tel. 172 97 28 • 166n l 02; Adana: Lotus, TeL 22430 -19468; Ankara: Meko, TeL 117 59 53 - 125 54 34; YE-SA, TeL 133 87 22 -131 7122; Düzce: Ozar, Tel. 12759; Eskişehir. Doruk, Tel. 410 10 • 203 24; İzmir: Altın Elma, Tel. 14 68 71 - 25 46 74; Kayseri: Erbim. Tel. 24680; Mega, Tel. VI01 • 177 04; Konya.- Misket, Tel. 126 751 T U K E T I C İ G O Z U Y L E MERAL TAMER Ş No 5.2 ISSa»iil U! X 37 - 14» 38 9» 140S0T8- 14645 T* Mp 154623- KC006 Oknrumuz Eren Abacı, Gelişim-ANSA ile imzaladığı sozlesmeye göre ilk taksidi 1990 şubatında ödeyeceğini sanıvor. Ancak kasım taksidini rtdemediği yolunda nyarı alıoca, sözleşmenin vade ta- rihlerinin degişlirildiğini ve 3 ay önceye alındıgını oğreniyor. Kraldan fazla kralcılarSatış noktasındaki elemanlann çoğunluğu, tü- keticiyle ilişkilerinde işi yokuşa sürmeye sanki "bayılıyorlar". Hatta büyük patron ya da üst duzey yöneticı, tuketici taleplerini karşılamanın ticari açıdan daha kârlı olduğunu kavramış olsa bile, muşteriye muhatap olan müdür, personel ya da tezgâhtar, "kraldan fazla kralcı" kesili- yor. Ve tüketiciyi çoğu kez bir daha o mağaza- dan adım atmaya tövbe ettirecek ölçüde bezdi- rebiliyor. Oysa işi yokuşa süren personele "raadalya" ya da "prim" verilmiyor. Belki o an için firma kârlı görunüyor, ama "aza tamah çok zarar getirir" misali aslında firma hem o muştenyi hem de muhtemelen o müşterinin yakın çevresini kay- betmiş oluyor. Tüketiciyi memnun ettiği takdirde milyarlar döküp televizyonlarda yapacağı rek- lamlardan belki daha etkili ve kalıcı -ustelik de bedava- reklam yapmış olacak, ama... Örnekler çoğaldıkça ve siz okurlarımız hak- larına sahip çıkmak için kolları sıvadıkça tüke- ticiler de, uretiriler de, patronlar da, satıcılar da, tezgâhtarlar da hep birlıkte "dofnT'ya adım adım yaklaşacağız. Biz lafı daha fazla uzatma- dan örneklere geçelim: Sümerbank bunu yaparsa~ Adanalı ev hanımı okurumuz Veda Aytürk, aile butçesine katkı olsun diye bir örgü makine- si alıp kursa gitmek ve sonunda da hırka-kazak örüp satmak istiyor. 1989 şubatında Sumer- bank'tan taksitle 1 milyon 380 bin liraya bir ör- gu makinesi alıyor. Ancak kursa gittiğinde öğ- relmen, bu makinenin al: yatagının eksik oldu- ğunu, bu durumda sadece düz örgü yapabiiece- ğini, kol ağızları, yaka ve beldeki lastik kısımla- rın örulemeyeceğini söylüyor. Lafın kısası Ve- da Hanımın bu makineyle örgü örüp de satması mümkün değil. Veda Aytürk'ün mücadelesi işte bu noktada başlıyor. Önce Adana'da makineyi satın aldığı Sümerbank'a gidiyor ve "Ya eksik parçayı ge- tirtin ya da makineyi geri alın", diyor. Ancak kendisine Japonya'dan ithal edilen 250 makine- den sadece 50'sinde alt yatağın bulunduğunu, ge- ri kalan 200'ünün yalnız düz örgu yapabildiği- ni, parçaları getirtmenin de mümkun olmadığı- nı söylüyorlar. Dilerseniz gerisini Veda Aytürk'- ten dinleyelim: "Önce Sümerbank Adana Bolge Mudıir Yar- dımcısı Mustafa Bölukbaşı'ya gittim. Makineyi kesinlikle geri alamavacağını, taksitleri odeme- meye kalkarsatn da icra yoluyla da olsa bu pa- rayı bizden tahsil edeceğini söyledi. Ardından da- ha yelkili olur diye Ankara Sıimerbank'tan İl- hami Toprak'ı aradım. Önce 'Tamam ben ilgileneceğim' dedi. Sonradan telefonlanma çık- madı. Sonra tstanbul'dan Turgut Giil'e başvur- dum. 'Makinenin yatağıru getirtmemiz mümkün değil' dedi. Ben o zaman bu makineyi çöpe mi atayım, bit pazannda mı satayım diye sordura. 'Bana ne kardeşim, ne yaparsanız yapın' dedi. Özetle benim hiçbir suçum olmadığı bu durum- da, Sıimerbank'tan kimse sonımluluk kabul et- miyor. Yardıma olmak istemiyor. Bana yardımcı olun." Biz önceki sabah bu konuyu Sümerbank Ge- nel Müdürii Ahraet Özerdim'e aktarmak istedik. Ancak o sabah yurtdışına çıktığı için kendisini bulamayınca Istanbul'dan Pazariama İşletmesi Müdurû Ertan Gorgun'u aradık. Görgün, bu tür sorumlu makineleri hep geri aldıklannı, bu ko- nunun bugüne kadar kendisine intikai etmedi- ğini samimiyetle dile getirdi ve sorunu derhal çö- zeceğini bifdirdi. Bizden okurun adı ve adresini istedi. Ancak okurumuz adresini yazmadığı için biz sadece adını verebildik. Buna rağmen sorun yarım günde hallolmuş, Veda Aytürk pazanesi öğleden sonra makineyi vererek 1 milyon 380 bin lirasını geri almıştı. (Bu arada adres yazmayı unutan diğer okurlanmızın Veda Aytürk kadar şanslı olamayabıleceklerini de bir hatırlatalım.) 1 arihleri değiştirilen sözleşme tkinci örnek, Merkez Bankası'nda çalışan oku- rumuz Eren Abacı'nın işyerine gelen Gelişim- ANSA elemanından 7 ciltlik "Doktonımuz" an- siklopedisini aJmasıyla başlıyor. Eren Abacı, an- siklopedi>i satmak isteyen elemana o an için büt- çenin taksit ödemeye uygun olmadığmı, peşina- tı verebileceğini, ancak taksitler subat ayında baş- latıldığı takdirde ansiklopediyi satın alabileceğini söylüyor. Gelişim-ANSA elemanı bunu kabul ediyor ve buna göre sözleşme imzalanıyor. Ancak Gelişim-ANSA'dan aralık ayında ge- len bir uyarı mektubu Eren Abacı'yı şaşırtıyor. Çünkü mektupta Abacı'nın kasım ayı taksidini ödemediği ve gecikme faiziyle birükte bir an önce ödemesi gerektiği bildiriliyor. Gelişim- ANSA 'daki sözleşmeye bakılıyor ve yukarıda da görüleceği gibi vade tarıhlerinin sonradan değiş- tinldiği, 1990 şubat ve mart aylan başında oden- mesi gereken taksitlerin kasım ve aralık 1989 ta- rihlerine alındığı görüluyor. Bunun uzerine Eren Abacı Gelişira-ANSA'nın Müdüru Taner Karacar'ı arıyor. Karacar kendi- sine olayla ilgileneceğini söylüyor. Ama buna rağmen bir uyarı daha geliyor. Taner Karacar'- la biz de görüştük. Kendisi yeniden konuyla il- gileneceğini söyledi. Gerçekten ilgilendi de... Eren Abacı'ya daha sonra arayarak sorunun çö- züldüğünü bildirdi. Jîaparo verirken iyi düşünün Beşiktaş'tan bizi arayan Hülya Demırcan, kız kardeşinin yıne Beşiktaş'taki BILOMOD mağa- zasında bir pantolon beğendiğini ve tezgâhtarın ısrarı üzerine 20 bin Iira kaparo vererek panto lonu ayırttığını, ertesi gun Hülya Hammla bir- likte pantolonu almaya gittiklerinde bu kez pek beğenmediklerini, ancak kaparonun kendılerine iade edilmedığini bildirdi. Hülya Demircan'a gö- re tıiketicinin cayma hakkı olmalı, bu kaparo geri verilmehydi. Çunkü ayırtılan mal mağazada se- risi kalmamıs bir mal falan degildi, onlarcası as- kılarda duruyordu. Aynca kısaltma-daraltma gi- bi özel bir işlem de görmemışti. Dolayısıyla ka- paro neden iade edilmesindi? Hulya Demircan tstanbul Ticaret Odası Tü- keüci Masası'na konuyu danıştı. Kendisine söy- lenen, mağazanın kaparoyu iade etmeme hakkı buJunduğu, dolayısıyla, tüketicinin kaparo ver- meden önce iyice duşunmesi ve prensip olarak çok mecbur kalmadıkça kaparo vermemesiydi. Hülya Hanım daha'sonra Atalar Mağazası'nı aradı. Atalar, kaparo iadesi yapıyordu. Limon mağazalannda ise müşterinin istediği mal bir "iyiniyet" olarak aynlıyor, ancak müşteriden ke- sinlikle kaparo aJınmıyordu. Hülya Demircan, bu araştırması sonucunda, kız kardeşinin gençlik heyecanıyla verdiği 20 bin liranın gerek kardeşi gerekse kendisi için iyi bir ders olduğunu söylüyor ve diğer Cumhuriyet okurlannı, kaparo vermeden önce iyice düşün- meye, mali almaya çok kesin karar vermeden ka- paro vermemeye, mtimkünse kaparo vermeden mali ayırtma yoluna gitmeye çağırıyor. Horzımı'a ihtiyati tedbir Türkiye Emlak Bankası'nı dolandırdığı iddiasıyla yargılanan işadamı Kemal Horzum'un mal varhğı için168 milyarhk ihtiyati tedbir kondu. Horzum'un avukatı Uğur Alacakaptan, bankanın alacağını 57 milyar lirada dondurduğuna dair bir tutanak kopyasını mahkemeye sundu. TURAN YILMAZ ANKARA — Türkiye Emlak Bankası'nı 200 milyar Iira dolan- dırmaktan sanık işadamı Kemal Horzum'un mal varhğı için 168 milyar liralık ihtiyati tedbir karan konuldu. Horzum'un Avukatı Prof. Dr. Uğur Alacakaptan'ın, Emlak Bankası'mn zarar mikta- rının 1985 yılında banka yoneti- mince 57 milyar Iira olarak don- durulduğu şeklindeki açıklaması, Ankara 3. Ağır Ceza Mahkeme- si'nde görulen ve bugun sonuçlan- ması beklenen davadaki borç miktannı "Arap saçı"na çevirir- ken, mahkeme heyeti ise bu ko- nuya açıklık getirmek amacıylâ Merkez Bankası'na başvurdu. Dolar ve Isviçre Frangı'nın bu yıl başı kurlarına Emlak Banka- sı'nı uğrattığı zarar 182 milyar 170 milyon 881 bin 383 Iira ola- rak belirtılen Horzum için yapı- lan ihtiyati tedbir başvurusu so- nuçlandı. Davanın gıyabi tutuk- lu sanıklarından Horzum'un mu- hasebecisi tsmail Özkan ve Em- lak Bankası eski çahşanları Fik- ret Öngen ve Nilgün Damgacı'yı da kapsayan bu basvuruda, An- kara Asliye 1. Ticaret Mahkeme- si, Emlak Bankası'mn istemini ye- rinde gordü. Mahkemenin 15 Mart 1989 tarihli kararında, ban- kanın uğradığı 182.1 milyar lira- lık zarann Horzum taraftndan yainız 13 milyar 650 milyon lira- lık bolümunun ipotekle karşılan- dığı belirtilerek, henuz guvence al- tına ahnmamış olan 168 milyar 520 milyon 881 bin 383 lirası için ihtiyati tedbir konulduğu kayde- dildi. Kararda, bu ihtiyati tedbi- rin, sanıkların, taşınır taşınmaz malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarını da kapsadığı belir- tildi. Bu karar, infaz edilmesi için Ankara İcra Dairesi Müdürlüğü'- ne de gönderildi. Borç tartışması Ankara 3. Ağır Ceza Mahke- mesi'nce, iki kez tutuklanan ve halen Ankara Merkez Kapalı Ce- zaevi'nde bulunan Horzum'un, Emlak Bankası'nı uğrattığı zarar miktarı, avukatı Prof. Dr. Uğur Alacakaptan'ın "borcun dondu- ruldugu" şeklindeki açıklaması uzerine "Arap saçı"na döndü. 1982-85 yılları arasındaki usulsuz FAX ÇOK HIZLI mninetB!Mes GONPAA.Ş İST 1343456 «161 22M«132»761 ANK 136 39S5 • 137 2SM İZM.22S215 işlemlerle bankanın uğradığı za- rar miktarı 72 milyon Amerikan Doları ve 34 milyon lsviçre Frângı olarak belirtildi. Dava nedeniyle oluşturulan 6. bilirkişı heyetinin bir süre önce mahkemeye sunulan raporunda, kurlardaki artışlar ne- deniyle bu zarann Türk Lirası olarak 195 milyan bulduğu belir- tilirken, banka avukatları ise ara- dan geçen sure içinde bu mikta- rın 200 milyan aştıgını söylediler. Avukat Alacakaptan ise ekim ayı içinde yapılan duruşmada, banka yönetiminin 1985 yılında aldığı bir karar ile borç miktarı- nın 57 milyar Iira olarak dondu- rulduğunu öne sürdu. Alacakap- tan, bu borç dondurma kararının, bankanın eski Genel Mudurü'Bü- lent Şemilerin de katıldığı 11 Ağustos 1988 tarihli bir oturum- da tutanağa geçirildiğini söyledi. Alacakaptan, bu savına dayanak oluşturan tutanağı da mahkeme- ye sunarken, banka avukatlan ise zarar miktannın dondurulması- nın söz konusu olmadığını söy- lediler. Avukat Alacakaptan, Cumhu- riyet'in sorusu üzerine kendileri- nin 57 milyar liralık miktarı be- nimseyebileceklerini söyledi. Hor- zum'un avukatı Prof. Dr. Çetin Özek de mahkemeden, borç mik- tarının 57 milyar olarak kabul edilmesini istedi. Ankara 3. Ağır Ceza Mahke- mesi heyeti de borç miktannın 57 milyar Iira olarak dondurulup dondurulmadığının Emlak Ban- kası yonetiminden sorulmasına karar verdi. Buna ilişkin yazı ban- kaya gonderilirken, mahkeme he- yeti ayrıca dolar ve frangın 1985 yılı dahil olmak uzere günumüze kadar Turk Lirası olarak karşılık- larının ne olduğunu, yıllık artış- lar da göz onünde bulundurula- rak bildirilmesı ıstemiyle Merkez Bankası'na yazı yazdı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear