Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
22 OCAK 1990 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3
Aouıru
protesto
• BEYRUT (AA) —
Lübnan'da Hıristiyan
General Michel Aoun'un,
Elias Hrawi'den Devlet
Başkanı olarak söz
edilmemesi için koyduğu
yasağı protesto amacıyla
Lübnan'daki tiim gazeteler,
çarşamba günü yayın
yapmayacaklannı
bildirdiler. Gazeteciler ve
Yayımcılar Birlikleri adına
dün yapılan ortak
açıklamada, bazı Arap ve
uluslararası kuruluşlara
"Lübnan'da özgürlük için
verdikleri mücadeleyi"
açıklayan telgraflar
çekileceği kaydedildi.
tki Yemen de
birleşiyor '_
• SANA (AA) — Kuzey
ve Güney Yemen
kabınelerinın önceki gün iki
üikenin birleşmesi
konusunda atılacak pratik
adımlan görüşmek üzere ilk
kez ortak bir toplantı
yapiıkları bildirildi. Sana
Radyosu'nun haberine göre
Kuzey Yemen Devlet
Başkanı Ali Abdullah
Salih, "İki ülke
kabinesinin, birleşme
çalışmalannı doğru bir
yönde yürütme
sorumluluğunu üstlenen bir
ortak çalışma grubu ve
ortak kabine gibi
çatışacağım" söyledi. Salih,
iki ülke liderliğinin
kabınelerin alacağı birleşme
doğrultusundaki kararları
destekleyeceğini kaydetti.
Hindistarfda
çaüşma: 20 ölü
•ÜRİNAÜAR U A ) —
Hindistan'ın Keşmır
eyaletinde Müslümanlarla
ordu birlikleri arasında
meydana gelen çatışmalarda
en az 20 kişi öldu, çok
sayıda kişi de yaralandı.
Polis yetkilileri, Hindistan
birliklerine Keşmir
eyaletinde ilan edilen
sokağa çıkma yasağına
uymayanların uzerine ateş
açma talimatmın verildiğini
açıkladılar. Keşmir'in
başkenti Srinagar'da da
binlerce kişinin bağımsızlık
yanlısı sloganlar atarak ve
Kuran sureleri okuyarak
gösteri yaptıklan bildirildi.
Görgü tanıklan,
göstericilere zırhlı askerler
tarafından ateş atıldığını ve
göz yaşartıcı bombalar
atıldığını anlattılar.
Moğolistan'da
gösteri
• ULAN—BATOR (AA)
— Asya ülkelerinden
Moğolistan'ın başkenti
Ulan-Bator'da, hükümetin
demokratik reformların
hızlandırılması ve Stalin
ilkelerinden vazgeçilmesi
istemiyle gösteri yapıldı.
AFP muhabiri, yetkililerin
yasaklamasına rağmen
başkemin meydanında
duzenlenen ve 7 bin kişinin
katıldığı gösteri sırasında
Moğolistan Demokratik
Birlik (MDB) grubunun
hükumete bir ültimatom
verdiğini belinti. MDB
üyelerinden D. Tsolmon,
AFP'ye yaptığı açıklamada,
"Diğer sosyalist ülkelerin
gerisinde kalmak
istemiyoruz" dedi.
Moğolistan'ın başkentinde
geçen arahk ortalarında
başlayan demokrasi yanlısı
gösteriler yetkililerin izni iie
gerçekleşmişti.
Papazların
AID8 toplantısı
• VATİKAN (UBA) —
Vatikan da AIDS konusunu
ciddi bir gündem maddesi
olarak ele aldı ve Vatikan
Papalık Konseyi
dördüncüsu yapılan
"papazların sağlığıyla ilgili
uluslararası konferansta"
AIDS'ı tartıştı. Konferans
salonunda yayımlanan
mesajda AIDS'ın insan
hayatından ancak insanlığın
birlikte yapacağı
çalışmalarla atılabileceği
belirtildi. Vatikan'ın
açıklamasında Uluslararası
Kanser Enstitüsü, Dünya
Sağlık örgutü ve Pasteur
Enstitusü'nun bu konudaki
çahşmalarının desteklendiği
de kaydedildi.
Fransa Uluslararası Araştırmalar Enstitüsü'nün raporu:
Türkiye ateş hattıııdaBRÜKSEL (AA) — Ortadoğu'yu yakın
gelecekteki savaşlarda kimyasal ve hatıa
nükleer silah kullanılması lehlikesinin bek-
lediği, bu arada bölgenin en hızlı silahla-
nan iki ulkesi olarak bilinen Irak ve Suri-
ye'nin sadece Arap ülkeleri arasındaki den-
geleri değil, Türkiye'nin savunma strateji-
sini de etkileyebilecekleri öne süruldü.
Merkezi Paris'te bulunan Fransa Ulus-
lararası Araştırmalar Enstitüsü (IFRI) ta-
rafından yayımlanan dünya stratejik den-
geleriyle ilgili "Hermes 90" adlı raporda.
"Ortadoğu'da geiecekie vukuu bulacak bü-
yiik çaplı çatışmalarda kimyasal. hatta
nükleer silah kullanılması kuvvetle
muhtemeldir" göruşüne yer verıldıkıen
sonra bölge ülkelerinin büyük kısmının ba-
listik güce (füzelere) sahip olduklarına dik-
kat çekildi ve bu ülkelerin şimdi ellerinde-
ki füze sıstemlerini gelıştirme çabası için-
de bulunduklan kaydedildi.
İsrail tarafından gerçekleştirilen araştır-
malann sonuçlarına da yer verilen rapor-
da, bölgedeki güç dengesinin Arap ülke-
leri lehine bozulmakta olduğuna da işaret
ediliyor.
Ozellikle Suriye ve lrak'm askeri gücü-
nün İsrail'i endişelendirdiği vurgulanan ra-
pora göre Suriye kısa süre önce aldığı
M1G-29 uçakları ve SA-5 füzeleriyle hava
üstünlüğünü pekiştirirkea, 1.000 kadar
T-72 tipi Sovyet tankıyla kara kuvvetlerini
takviye etti.
Suriye'nin uzun menzilli Sukhoi-24 tipi
Irak'ın elinde aynca 4.500 muharebe tan-
kı bulunduğu da raporda belirtildi.
Ortadoğu ülkelerinin balistik kapasite-
lerine de yer veren raporda, kimyasal silah-
ların giderek daha buyuk bir tehlike oluş-
turduğu konusuna da işaret edildi ve
" 1960'lı yıllann başında kiınyasal silaha sa-
hip ulke sayısı beşi geçmezken gunümıiz-
l\apora göre Irak ve Suriye hızla silahlanıyor. Kimyasal ve
nükleer silahlara sahip olma savaşı veren bu iki üikenin,
Türkiye'nin savunma stratejisini de etkileyebileceği öne
sürülüyor. İsrail de dengenin Arap ülkelerinden yana
olmasından endişeli.
Sovyet uçaklanndan satın aldığı volunda-
ki söylentiler de son günlerde ısrarlı şekil-
de dolaşıyor.
lrak'm Hava Kuvvetleri'ni modernize et-
tiği de belirtilen raporda, Bağdat'ın tsra-
il'e denk bir hava gücüne sahip olduğu, ge-
Uştirdiği fuzelerle bölge ülkeleri için bir teh-
dit oluşturduğu vurgulanıyor.
de bu sayı 20'nin uzerıne çıktı" denildi.
Kimyasal güç haline gelen ülkeler ara-
sında da Irak ve Suriye yine bası çekerken
bu ülkeleri; Iran, Mısır \e tsrail izliyor.
"Hermes 90" raporuna gore lrak'm elin-
de halen kimyasal silah üretebilecek kapa-
sitede 3 tesis var. Bu fabrikalardan bıri
Bağdat'ın kuzeyindeki Samara'da inşa edil-
di ve ayda 60 ton hardal gazı ve 4 ton da
tabun veya sann adlı zehirli maddelerden
üretebilecek kapasiteye sahip. lrak'm El
Fallujab ve Salmatak'ta da kimyasal silah
fabrikalarının bulunduğu bildirildi.
Irak'tan sonra Ortadoğu'nun ikinci bü-
yük kimyasal gucü olarak nitelenen Suri-
ye'nin ise biri Şam'ın kuzeyindeki çolluk
bölgede, diğeri Irak sının yakmında olmak
uzere iki buyük kimya lesisı bulunuyor.
"Hermes 90" raporuna göre ellerinde
kimyasal başlık bulunan ve nükleer başlık
için hazırlık yapan Ortadoğu ülkeleri, ba-
listik güçlerini de buna paralel olarak ge-
liştiriyorlar.
7 bölge ülkesinin menzilleri 300 ila 2.000
km. arasında değişen farklı tipte füzelere
sahip olduklanna dikkat çeken rapor, fu-
zelerle 500 kiloluk başhklann fırlatılabi-
leceğini açıklıyor.
Kitle tahrip silahları olarak adlandırılan
kimyasal ve nükleer başlıklar, askeri hedef-
lerden çok, kentlere ve sivil halka karşı kul-
lanılıyor ve savaşın mukadderatını doğru-
dan doğruya etkiliyor.
Kıbns sorunu ABD'de sürekli gündemde \ALMANYA
Özal, Cuellar'la göraştiyor
Çumhurbaşkanı
Özal'ın, Cuellar'dan
"işiaceleye
getirmemesini"
işteyeceği belirtiliyor.
Özal, Washington'daki
Kıbrıs açıklamasıyla
BM'de puan kazandı.
Âncak Dışişleri
Bakanlığı ile görüş
ayrıhkları olduğu
yolundaki haberler
nedeniyle görüşmede
Özal'ın tavrı merakla
bekleniyor.
ŞEBNEM ATİYAS
NEW YORK — Birleşmiş Mit-
letler Genel Sekreteri Perez de Cu-
ellar ve Çumhurbaşkanı Turgut
Özal, bugün UNICEFin Semra
Özal'a vereceği ödul toreni ile ye-
mek arasında 15 dakikalık kısa bir
görüşme yapacaklar. BM'nin ön-
ceki hafta sonunda Kıbrısh lide-
re yaptığı davet üzerine önem ka-
zanan Özal-Cuellar görüşmesinde,
Cumhurbaşkanı'nm Genel Sekre-
ter'den "işi acek>e getirmenKsini"
istemesi bekleniyor.
NVashington'da ABD Devle»
Başkanı Bush ile yaptığı goruşme-
den sonraki açıklamasında, "Kıb-
ÖZAL — Tavn merak konusn CUELLAR — Oldu-bitti >apn
ns sonınunun uzun donernli ve sa-
bırla çözulecek bir sonın olduğu-
nu" kaydeden Özal, baş başa gö-
rüşmesinde de Cuellar'a aynı şeyi
tekrarlayacağını ima etmiş oldu.
Türkiye'nin Washington*daki
açıklaması BM'de "olumlu" algı-
landı. Ancak basında Dışişleri Ba-
kanlığı ile goruş aynhkları konu-
sunda yer alan haberler nedeniy-
le BM'de Özal'ın izleyeeeği tutum
merakla bekleniyor.
Genel sekreterlik yetkilileri, Gı»
ellar'ın önerdiği iki haftalık yoğun
görüşme programının "Camp
David" formülünde olmadığinı ve
yanlış yorumlandığını belirtiyor-
lar. Camp David formülünde gö-
rüşme masasından sonuç alının-
caya değın kalkılmaması ilkesinin
geçerli olduğunu belirten sekretar-
ya yetkilileri, Cuellar'ın önerisinin
farklı olduğunu iddia ediyorlar.
Cuellar'ın 12 şubatta New York-
ta başlamasını istediği gorüşme
programj son derece detaylı. Go;
Yüşme kbnuları ve hangi sürede
görüşüleceklerini kapsıyor, hedef-
ler saptıyor. Öneriye gore, Denk-
taş bu sure içinde istediği an gö-
rüşmelerden kalkabilir. Tabii o du-
rumda göruşmeleri kesen adam
olarak pek çok tarafı karşısma al-
mış olur. Bu nedenle Denktaş bir
iyi niyet bildirisi hazırlamak uze-
re ve yeniden göruşmelere başla-
mak amacıyla birkaç günlüğüne
BM'ye gelebileceğini, şubat so-
nundan itibaren verilecek herhan-
gi bir tarihte bunu yapabileceğini
bildiriyor. Genel sekreterlik ise şu
anda Denktaş'ın "göriişmeler sür-
dükçe New York'ta kalmajı" ka-
bul etmesi için çaba harcıyor.
Denktaş, BM Genel Sekreteri
Perez de Cuellar'ın, 12 şubat ta-
rihinde bir belgeyi taraflara kabul
etıirmek ıstediğini, bu nedenle de
göruşmelere katılmayı reddettıği
ni belirtirken, "belge faktoru" or-
tadan kalkarsa, göruşmelere katı-
labileceğini soylüyor.
Cuellar, Semra özal'a UNI-
CEF'in vereceği ödül töreninde de
hazır bulunacak. Bu arada bir
"iyi niyet" açılış konuşması ya-
pacak. UNICEF'in ödul torenine
"bir başka toplantı için New
York'a geldigini" soyleyen YÖK
Başkanı Prof. İhsan Dogramacı
da katılacak-
Özallar, önceki akşam "Broad-
way"de oyun izlediler. Pazar gu-
nunu de dinlenerek geçirdiler.
Şçnira Özal. Gen.ç^HırisÛKan Ka>,
dınlar BırHği'nin kendi için ver-
dıği yemeğe katıldı. Özai, bu ak-
şam Plaza Oteli'nde bir resepsi-
yon verecek.
Krenz
Komünist
Partt'den
atıldı
DOGU BERLtN (AA) — De-
mokratik Almanya'da, KP kade-
melerınde temizlik surüyor.
Erich Honecker'in yönetimden
uzaklaştırılmasının ardından 18
ekimden sonra alü hafta devlet
başkanlığı ve KP liderliği görev-
lerini yapan Egon Krenz, halkın
baskısı üzerine Komünist Parti-
si'nden ihraç edildi.
Demokratik Almanya haber
ajansı ADN, dun gece geç saatle-
re kadar toplantısı devam eden bir
parti komisyonunun, Krenz'in ya-
m sıra Honecker yönetimi sırasın-
da politbüroda görev yapan 13 ki-
şinin de partiden ihraç edilmele-
rini kararlaştırdığım duyurdu.
KP'den ihraç edilen diğer 13 ki-
şi arasında, Merkez Komitesi es-
ki Başkanı Guenther Schabows-
ki ve eski Savunma Bakanı Heinz
Kessler de yer alıyor. Bu arada
Maliye Bakan Utz Nickel hakkın-
da adlı kovuşturma açıldı.
Bu arada KP, halkın partinın
lağvedilmesi çağnsına karşı diren-
meyi surdurüyor.
KP'nin dün geç saatlere kadar
dcvanıoden toplantısında, KP'nm
varlığınm ülkedeki siyasi istıkrar
' için onemli olduğunu bildirdi.
YUNANİSTÂN
Çöpler,
siyasi
harmaşa
yaratıyor
ATtNA (AA) — Yunanistan'da
onuncu gününü dolduran beledi-
ye temizlik işçilerinin gre\i, başta
Atina olmak üzere tüm ulkede bü-
yük sorun yaratırken, Sağlık Ba-
kanlığı'ndan yapılan bir açıklama-
da, "grevin derhal ertetenmesi" is-
tendi.
Ancak Temizlik Işçileri Sendi-
kası'nın tçişleri Bakanlığı yetkili-
leri ile yaptıklan son görüşmede
de bir sonuç alınamaması uzeri-
ne Yunanistan'da çöplerin kim ta-
rafından toplanacağı tartışması
gündeme geldi.
Ordunun halkın bir parçası ol-
duğunu belirten ulkenin en büyuk
pirtisi konurnundaki Yeni De-
mokrasi'nin lideri Konstantin Mi-
çotaitis, askeri birliklerin bir an
önce seferber edilerek sağlık açı-
sından büyük tehlikeler yaratan
çöplerin toplanmasıru onerdi.
YDP liderinin önerisine ilk tep-
ki ise sol ittifak lideri Harilaos
Florakis'ten gddi. Florakis, "sen-
dikal özgiırliilüefc ters duştiiğü"
gerekçesiyle ordunun belediye te-
mizlik işçilerinin grevinin kırılma-
sında kullanılmasını doğru bul-
madığını söyledi.
POLJTIKADA
SORUTNLAR
ERGUNBALa
Azerbaycan ve Ötesi
Sovyet lideri Mıhail Gorbaçov'un önceki akşam yaptığı konuş-
ma CNN televızyonu tarafından canlı olarak yayımlandı. Gor-
baçov, Azerbaycan'daki kanlı olaylardan ötürü üzgün olduğu-
nu söyledi. Gerçekten üzgün gömnüyordu. Demokratik Alman-
ya'da önlediği olay. Kafkasya'da kendi başına gelmişti. Barışçı
ve esnek ımajı ağır darbe yemış, Azerbaycan halkında Mosko-
va'ya karşı kolay unutulmayacak nefret tohumları ekılmtşti. Tra-
jedinin bu aşamasında Ermeniler ise kazançlı görünüyorlardı.
Azeri-Ermeni sürtüşmesini, Azerı-Moskova çatışmasına dönöş-
türmeyi basarmışlardı. Dağlık Karabağ bunalımını yoğun kışkırt-
malarla başlatan Ermenilerdı. Bunalımda Sovyet askerlerı ta-
rafından öldürülenler ise Azeriler oldu. Batı basınının yaptığı yanlı
yayın ve yorumlar da Ermenilerin yanma kâr kaldı.
Mihail Gorbaçov, üzgün otduğunu soylerken belki samimi idi,
ama Azerbaycan'daki olayları, fanatik radıkal İslamcı gruptarın
kışkırtması olarak tanımlarken gerçeği tam olarak yansıtmıyor-
du.
Gorbaçov'un devraldığı miras, yalnızca ekonomik bakımdan
değil, mılliyetler sorunu açısından da bir karmaşa ıdi. Bolşe-
viklerin mılliyetler politıkası, ancak 1930'lara kadar devrimin il-
kelerıne uygun biçimde eşitlık ve sosyal adalet kavramlan doğ-
rultusunda uygulanabılmıştir. 1930'larda Stalin, milliyetlerin eşit-
liği ilkesınden Rusya'mn üstünlüğüne kaymaya başlamış, 2.
Dünya Savaşı'rdan sonra ise acımasız biçimde zorunlu Rus-
laştırma politikası uygulanmaya başlanmıştır. Büyük birader
Rusya politikasının izlerıni.Stalin'den sonra gelen tüm Sovyet
liderlerinde, Gorbaçov'da bi(e görmek mümkündür. Lenin'in par-
tisinde liderlik kadrosunun %60'ı Rus olmayanlardan meyda-
na geliyordu. Gorbaçov'un 12 kişılik pohtbürosunda ise yanıl-
mıyorsak tek Rus olmayan yetkili, Gürcü Dışişleri Bakanı Edu-
ard Şevardnadze'dir.
Sovyetler Bırliğı'nde milliyetler politikasındaki dengesizlikler-
den en fazla zarar görenler ise Müsluman cumhuriyetleri olmuş-
tur. Bu bakımdan Azerbaycan, Ozbekıstan, Türkmenistan gibi
Müsluman - Türk cumhuriyetlerinde çıkan huzursuzlukları, bu
cumhuriyetlerdeki "gerici, fanatik, islamcılara" bağlamak ko-
lay, fakat eksik bir değerlendirme olur.
Sözgelişi bir zamanlar dünyanın 6. büyük iç denizi olan AraJ
Denizi, Moskova'daki planlamacılar yüzünden buqün kuruma-
ya yüz tutmuş, suyunun üçte ikisini kaybetmıştır. 1960'larda
Moskova, Orta Asya'da pamuk üretimıni arttırmaya karar vere-
rek Aral Denizi'ni besleyen Amu Derya ve Sirı Derya nehirleri-
nin yataklannı değiştirmiştır. Nehiherin sulan ile yeni pamuk tar-
laları sulanmış. ama bu arada Aral Denizi kurumaya başlamıs-
tır. Günümuzde ise Özbekistan'da tam bir ekolojik felaket ya-
şanmaktadır. Denizin kuruması ile iklim değişmiş, yağmuriar
azalmıştır. Aynca ortaya çıkan tuz tabakası, rüzgârlann etkisiy-
le heryana savrulmakta ve tarıma ağır darbe ındirmektedir. So-
nuç, Özbekistan'da pamuk üretimı düştüğü gibi diğer tarımsal
üretimler de darbe yemiş, bahkçılık ölmüş, çok sayıda insan iş-
siz kalmıştır. Diğer Orta Asya cumhunyetleri de ekonomik açı-
dan geri kalmış olup hammadde ya da tarımsal ürün deposu
durumundadırtar. Tarımsal ürünlerini ucuz fıyata verdiklerınden
kalkınamamışlardır. İşsız sayısı hemen hepsınde yuksektir.
Sovyetler Birliğı'nde, Bolşevıklerin ilk yılları harıç, Müsluman
cumhuriyetler, Avrupa cumhunyetlerıne oranla ikinci planda ka-
larak ıhmal edılmişlerdır. Sovyetler'in en batıdaki Müsluman
cumhuhyeti olan Azerbaycan da bu kuralın dışında kalmamış-
tır.
İranlı gazeteci-yazar Amir Taheri, Kızıl Gökte Hilal (Crescent
ın a Red Sky) adlı kıtabında, Gorbaçov dönemınde Doğu'nun
ihmal edılmesinin daha da genış boyutlara ulaştığını bildiriyor.
Tar^ri, Türkmenistan, Kazakistan ve Özbekistan'a su getire-
cek olan büyük "Ob-İrtiş" projesinin, Gorbaçov dönemınde terk
edıldiğıni belırtıyor. Prpıeye göre Ob Nehri'nin sularının bir bö-
lumunun Irtış Nehn'ne, oradan dâ Kazakistan ve Özbekistan'a
akrtılması öngörülüyordu. Taheri, Gorbaçov'un Ermeni ekono-
mı danışmanı Abel Aganbegyan'ın projeye şıddetle karşı çık-
tığını veprojenın 1988deresmen ıptaledildığinibeiirtiyor. Agan-
begyan, projeye salt ekonomik nedenlerle karşı çıkmış otabilir.
Ama sonuç, Orta Asya cumhuriyetlerinde huzursuzluğun art-
mast olmuştur.
Yine Taherı'ye göre 1986-1989 yılları arasında Azerbaycan,
Türkmenistan, Kazakistan, Özbekistan ve Kırgızistan'la ilgili 170
kalkınma projesı Moskova tarafından iptal edilmiştir. Bu arada,
Müsluman cumhuriyetlerinde, eğıtim tarım ve sanayi dalların-
da yatınmların yetersizlığı Gorbaçov dönemınde de sürmüş, dik-
katter Batıya yoğunlaştırılmıştır.
Gorbaçov, bunlari belki de kasıtlı olarak yapmamıştır. Eko-
nomik bunalım kendisine olanak vermemiştir. Ama sonuç Müs-
luman cumhuriyetlerinde yıllardır süren huzursuzluğun artma-
sı, bu ortamda islamla milliyetçiliğin ön plana çıkması olmuş-
tur
Azerbaycan'daki trajedi, bu çerçeveye oturtulduğunda, so-
runun Azeri-Ermeni çatışmasının ötesinde, daha derin ve ciddi
bunalımın bir parçası olduğu görülebılir. Sovyetler Birlıği'ndeki
Müsluman ve Türk cumhuriyetleri ekonomik ve sosyal bakım-
dan huzursuzdur. Bu huzursuzluğun dışa vurumu ise İslam ve
milliyetçilik şeklinde olmaktadır.
Perestroyka'nın amacı ekonomiyi düzeltmekti. Gorbaçov'un
hesabına göre ekonominin düzelmesi, milliyetlerdeki huzursuz-
luğun azalmasına, milliyetçiliğin hafıflemesine yol açacaktı. Ama
ekonomi düzelmedi ve milliyetçilik patladı. Bu olguya, Müslu-
man - Türk cumhuriyetlerinde yıllardır Avrupa cumhuriyetleri-
ne oranla ikinci sınıf bölgeler muamelesi görmenin verdiğı eziklrk
duygusu ve tepki de eklenınce halkın ötkesi, kolayca Mosko-
va'ya yönelebilecek nitelığe büründü.
Azerbaycan'daki olayların gerçek nedeninı "fanatik İslamcı
çevrelerin kışkırtmasından" çok bu olguda aramak herhajde da-
ha doğru olacaktır. Ancak burada hemen belırtmek gerekiyor
ki Azerbaycan Halk Cephesi'nın de halkın öfkesini daha serin-
kanlı biçimde yönlendırmek yerine Moskova ile tüm köprüleri -
atma eğilimine girmesi bunalımda yardımcı olmamıştır.
Gorbaçov yönetimının en büyük hatası, Ermenistan'ın baş-
lattığı kışkırtmayı zamanında kararlı biçimde durduramamış ol-
masıdır.
Diğer Müsluman cumhuriyetler, Azeri-Ermeni sürtüşmesini bir
Hıristiyan - Müsluman kavgası şeklinde gördüklen takdirde -ki
ortam buna uygundur-, huzursuzluk Orta Asya'ya sıçrayabilir.
O zaman Gorbaçov, hesapta olmayan, son derece ciddi, ye-
ni bir sorunla karşı karşıya kalabilir.
DANİMARKA
Komünistler kozlaruıı paylaşıyor
Danimarka Komünist Parti&i, olağanüstü kongreye
gitti. Kongrede, yenilikçilerle tutucular arasındaki
kozlar paylaşılacak. Genel Başkan Ole Sohn, yine
başkanlığa aday.
FERRUH YILMAZ
KOPENHAG — Doğu Avru-
pa'daki gelişmelerden sonra bü-
yuk bir çalkantı içine giren Dani-
marka Komünist Partisi, bu haf-
ta sonunda olağanüstü kongresi-
ni topladı. Kongrede yenüikçüer-
le tutucular arasındaki kozlar pay-
laşılacak.
Danimarka Komünist Partisi'n-
deki yenilikçi hareket de diğer Do-
ğu Avrupa ülkelerinin birçoğun-
da olduğu gibi tabandan defil, te-
peden başladı. DKP içindeki ye-
nilikçi hareketin başını genç Ge-
nel Başkan Ole Sohn çekiyor. Bu-
na karşthk Ole Sohn, DKP Mer-
kez Komitesi içinde azınlıkta.
Merkez komitesinin üçte birini,
basında "Belon Stalinistleri" adı
verilen tutucu kesim oluşturuyor.
Siyasi bir hesaplaşmayla sonuç-
lanacak olan olağanüstü kongre-
nin asvl nedeni partinin "felaket"
kelimesiyle nitelenen ekonomik
dururau. Partinin içinde bulundu-
ğu ekonomik zorluklar ve kaos
sonucu İkinci Dünya Savaşı'ndan
bu yana ikamet ettiği genel mer-
kez binası geçen günlerde satıldı.
Partinin günluk yayın organı
Land og Folk Gazetesi de şubat
ayından itibaren kapanma tehlike-
siyle karşı karşıya. DKP, siyasi ne-
denlerden olmazsa ekonomik ne-
denlerle dağılmanın eşiğinde.
Ekonomik krize acil çözum
bulması gereken rnerkez komitesi
ise kendi içindeki çelişkilerden do-
layı tam anlamıyla felç olmuş du-
rumda. Taraflar ekonomik sorun-
lardan dolayı bırbirlerini suçlu-
yorlar. Genel Başkan Ole Sohn,
merkez komitesinin son 10 yıldır
aldığı kararlarda ekonomik duru-
mu hiç göz önüne almadığını,
ekonomik temeli bulunmayan fa-
aliyetlere girişildiğini soylüyor. Ote
Sohn, bu nedenle olağanüstü
kongreye gidilmesini isteyenlerin
başını çekiyor.
Ne var ki merkez komitesi ve
yürütme kurulu olağanüstü kong-
reye karşı çıkarak, kongrede ısrar
eden Ole Sohn'un kongre tarafın- '
dan verilen genel başkanlık dışın-
daki butun yetkilerini elinden al-
dı. Yürütme kurulu buna gerekçe
olarak da parti başkanının parti
içindeki sonınlar konusunda ken- .
dilerine danışmadan televizyona
demeç vernıesini gösterdiler.
Merkez komitesi yürütme kuru- \
lu parti tabanında oluşan tepkiler
üzerine bir süre sonra Genel Baş-
kan Ole Sohn'un tüm yetkilerini
geri vermek zorunda kaldı. Mer-
kez komitesi içinde olağanüstü
kongre için gerekli desteği sağla-
yamayan Sohn, parti örgütlerı
içindeki bir imza kampanyasıyla
olağanüstü kongre isteğıni gerçek-
leştirdi.