24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
9 AĞUSTOS 1989 KÜLTÜRYAŞAM HAYVANLAR İSMAİL GÜLGEÇ CUMHURİYET/5 Mîles Davis sektörü Geçmişi alıp satmıyor Miles Davis, ama geçmişin de borsası her geçen gün yükseliyor. Durmadan tükenen albümleri yeniden basüıyor. Miles artık bir sektör. DAVRAN SADETTİN NICE "Bay Davis son zamanlarla Slephanie dinliyormuş!" Herkes ondan böyle şeyler duymak istiyor. O da kimseyi kırmıyor. Miles Davis çağdaş medyanın ışıldaklarım cann uzerine döndurttü, bırakmıyor. Son sekiz yüdır aralıksız turnede. Torunu yaşında yeni hayranlar edindi. tlk kez 16 yaşında evlenen Miles'ın torunu 22 yaşında. Eski hayranlan artık albumlerini alıyor almıyor umurunda değil. Geçmişi alıp satmıyor Miles, ama geçmişinin de borsası her geçen gün yükseliyor. I>unnadan tükenen albümleri yeniden basılıyor, hızla CD'ye geçiriliyor. Müzik satılan yerlerde ona aynlmış bölümlerin önü kalabalık. Alanlar hep genç, Miles'ın geçmişini merak ediyorlar. Miles artık bir sektör. Bir modern Sinbad. Serüvenleri çok para ediyor. Çağımızda sanatçılann değeri yaşarken anlaşılıyor. Ya bir de Miles'ın gerçek değeri 21. yüzyılda anlaşıhrsa neler olur acaba? Son albumu Amandla'yı yıl içinde ölen büyük Gil Evans'a adamış Miles. Fakat burası çok kalabalık oldu. TV kameralan, geri tepmesiz top gibi Pentaxlar, Allah bilir Golarına ilişmiyorlar. Aslında hiç de haksız değiller, çunkü fütursuzca flaş kullanınyordu. Oh, bir ferahlık en az kırk kişiyi attılar, burayı terk etmesi rica edilirken ayakları yerden kesilen bir gazeteci kızcağız da sahneye boş bira kutusu attı. Miles devam ediyor. Ayağa kalkmak yasak. Yerde oturmaktan da hiç hazetmem. Kollarıru kavuşturmuş, gözlerini gözümuze dikmiş zebellalarla göz göze gelmemeye ve önümuzdeki yıl neler olabileceğini düşünmemeye çalışarak konsere yeniden konsantre olmak birkaç dakikamı alıyor. Miles her zamanki gibi çiklet çiğniyor. Makosenleri siyah rugan, dumdüz ve çok şık. Trompeti yine kırmızı. Siyah bilimkurgu maşosu giysilerine çok iyi gidiyor. Gitarcı Joscph Foley McCreary'yi çağınyor yanına, rnalum düetler, sonra Benny Rietweld'le. Bu yıl tuşlulardan birinde Robert Irving'in yerine Kei Akagi var. Geçen yıl Al Di Meola ileIstanbul'a da gelmişti. Konserden sonra Akagi'ye "Nasıl oldu bu iş" diye sordum. "Takıhyormuş işte". B 1C 15. MÜZİK NICE CAZ FESTİVALrNDENNOTLAR ~~ KİM KİME DUM DUMA BEMç AK Küçük susuzluklar Miles Davis çalmadığı zarnan da çaldığı anlardakı kadar etkileyicı Susuyor. sahnede yürüyor. Dınleyicıye müzığı yaşayacak zaman venyor.bir sonrakı cümle ıçin küçuk susuzluklar cektınyor lan bile görmuş boyası tamamen rum. Yanlış anlaşılmasın, gazetesoyulmuş Nikonlar şakır şukur cilerin terk etmesi istenilen yer çahşırken basın özgurlüğüne tam sahnenin henıen önünde "basına da "200. yıl şenlikleri" sırasında aynlmış" olan, demir parmaklıkinen ağır bir darbe: "Bütün ga larla dinleyici sıraları ve sahne zeteriler dışan!" İlk kez güç de ol arasında oluşturulmuş tampon bir sa cebe sığacak küçuklukte bir ka çeşit. mera taşıdığıma ve basın kartımı Ama işte hiçbir mevki bâki deboynuma asmadığıma şükrediyo ğil. Kamera taşımayan caz yazar Sema Grubu İtalya'daydı İstanbul Sema Grubu, Chieri ve Trapani festivallerinde başarüı gösteriler sundu. Topluluk, eylül ayında îstanbul'da Rumelihisarı'nda da bir gösteri gerçekleştirecek. Kültür Servisi İstanbul'da Divan Edebiyatı Müzesi (eski Galatasaray Mevlevihanesi) çevresinde kurulmuş olan "İstanbul Sema Grubu" İtalya'nın Chieri şehrinde dört yıldan beri duzenlenmekte olan sanat ve kultür festivaline kauldı. Torino şehri Piemonte bölgesi, Italyan Turizm Bakanlığı gibi önemli kuruluşjarın desteğinde düzenlenen festivalde İstanbul MevlevUeri ön sırayı konıdulah Festivalin yetkiüleri kültür şenliğini Mevlevi ayini ile açarak bu konuya büyük değer verdiklerini ortaya koydular. İstanbul Sema Grubu Chieri sanat ve kültür toplantısında Istanbul'da Eyüp'te Bahariye Mevlevihanesi'nde 1800'lu yülann sonunda Mevlevihane'nin postnişini Hiıseyin Fahrettin Dede'nin Acemaşiran makamında bestelediği Mevlevi ayinini sundular. Grup daha sonra Sicilya'ya geçerek Trapani Festivali'ne katıldı. Trapani yakınlannda "Segesta" eski Yunan tiyatrosunda ayin düzenleyen İstanbul Mevlevileri, 2500 yıllık yapıda Italyan Çin olmadan adam çarpmak da buna denir. Ya da Miles'ın havasından çarpılmak. Akagi sahnede değeri tartışılmayacak bir muzisyen, hatta topluluğun müziğine olan katkılarından bile söz edilebilir. Ama alto santrah Kenny Garrett'in yokluğunu hiçbir şey kapatamıyor. Garrett iki hafta önce aynlmış. Onun yerine mahçup Dick Margitza var, ama olacak gibi değil. Miles onu da alıyor karşısına filan, nafile. Margitza mutlaka biraz da heyecandan kendi yerini dolduramıyor, nerde kaldı ki akla zarar Kenny Garrett'in yerini tutacak. "Tiıne After Time" çalıyorlar. Birazdan "Human Nalure" gelecek. Geliyor. Ahaliden "Nur ol", "En buyüksun" gibi Fransızca nidalar. Miles çalmadığı zaman da en az çaldığı atüardaki kadar etkileyici. Susuyor, sahnede yürüyor, duruyor, bekliyor, dinleyiciye muziği yaşayacak zaman veriyor. Kimseyi sıkıştırmıyor. Uzun suskunlukları bir sonraki cümle için küCük susuzluklar çektîriyor. "Katia". Artık basınç iyice yukseldi. Miles alnına biriken boncukları yine havaya atıp ağzıyla tutar gibi yapıyor. Sahnenin hemen dibinde ayakta durmasına göz yumulan tek canlı olan Nice caz şenliğinin basınla ilişkiler sonımlusu, artık ölçüleri balık eti sınırlarını zorlayan sarışın Vivianne'a eğilip uzun uzun solo. Kız ne yapacağını şaşırdı. Üstüne de üç öpücük. 1 saat 15 dakikayı geçti, Ricky WeUmann gümbur gümbur hiç durmadan çahyor. Daha en az bir saati var. Ayrıca on dakikanın altına pek düşmeyen solosu. Bu yükü ondan başka hiçbir davulcu kaldıramaz. Miles'ı yıl içihde geçirdiği rahatsızlık hiç etkilememiş. Son yıllarda gurdüğum en formda olduğu konserlerinden biri bu. Çıkükca çıkıyor. Gercekten her şeyi hak ediyor. Miles yarın akşam Perugia'da. Herkes onun kanatlarına sımsıkı yapışmış. Bir modern zamanlar Phoenix'i Miles. Her konserinde yeniden havalanıyor. Uyruğu da peşinden. PİKNİK PtYALE MADRA HIZLI GAZETECt NECDET ŞEJV AMAH NS ÜCİ M\STFAK. BÜL8ÜL 'l&i.. BULA$(ttAI?i SBN M'l Nezih Uzel Divan Edebiyatı Müzesi çevresinde kurulmuş olan İstanbul Sema Grubu'mjn Mutrıb Heyetı'nde Nezih Uzel de yer alıyor. halkına unutulmaz bir gösteri yaşattılar. Bu konuda görüş açıklayan festival yöneticileri Mevlevilerin "Segesta" Tiyatrosu törenleri için "tnsanlık tarihinin önemli bir olavı" devisini kullandılar. 1516 temmuz günleri Chieri, 2223 temmuz günleri ise Trapani Festivali'ne kaulan Sema Grubu, bu festivallerde icra edilen Acemaşiran ve yine aynı Mevlevihane mensuplanndan Zekfii Dede'nin Isfahan ayinlerini, Istanbul'da eylül ayında Rumelihisan'nda dinletecek. İstanbul Sema Grubu Mutrib heyetinde Recep Birgit, Rahmi Sönmezocak, Bekir Sıtkı Sezgin, Süleyman Erguner, .Nezih Uzel bulunuyor. AĞAÇ YAŞKEN EĞİIİR KEMAL GÖKHAX GÜRSES Maestronıın marifetli değneği lamanında Furtwaengler ve Toscanini gibi iki büyük devden boşalah yerleri eşsiz kişiliğiyle dolduran Karajan 'ın Berlin ve Salzburg'daki kürsülerine kimler yerleşecek? Müzik dünyası .bu soruya karşdık bulmaya çalışıyor. Ü N E R BİRKAN İZMİR Muzik dunyasımn geçen ay 81 yaşında yitirdiği orkestra yönetmeni Herbert von Karajan'm "her yere yetişen", her yerden aranan bir sanatçı olduğu, şöyle bir fıkra ile anlatüır: Karajan bir gün yoldan geçen bir taksiyi durdurup içine atlar. Şoför sorar: "Nereyegideceğiz?" Karajan şöyle yamtlar: "Nereye olursa olsun, önemli degil, beni her yerden istiyorlar çünkii..." ' Herbert von Karajan'a, günümüzun "orkestra yöoetmeni" tiplemesinin bir numaralı örneği diye bakılsa yeridir. Bir zamanlar Toscanini'lerin, Stokowski'lerin, Walter'lerin, Monteux'lerin kişiliklerinde özumlenen, otoriter, kendi dunyası içine kapalı, sıkı "maestro" imgesinin otelerinde, ilginç bir kışiliği vardır bu seksenlik delikanlınm: Plak dunyasımn, konserler ve festivalleT piyasasınm, pınltdı opera salonlannm, bir araya getirilmesi gerçek bir mucize sayılabilecek sanatçı kadrolarının, iletişim araçlarımn yarattığı cümbuşlü, çağımıza özgü ortamda, jet sosyeteden, özel uçaklardan, sürat teknelerinden, yarış arabalanndan bolca pay alan bir "playboy", bir "show adamı..." Ama, görunurdeki bu ozelliklerinin çok ötesinde Karajan'ın marifetli değneğiyle ortaya çıkardığı ünin, hiçbir zaman orta karar, gelişmemiş, düzeysiz beğeninin buyruğuna girmemiştir. *f2000yılının Karajan 'ı" kim olacak sorusu gündemde GARFIELD JMDAVIS j <3>IAVD<N GARFÎ6U?ı iyi UMA3UW /MU? BA, S1B^?AN B I B Büyik yönetim ustası Uzun yıllar Berlin Fılarmoni Orkestrası'nı yöneten Herbert von Karajan geçen ay 81 yaşında öldü. Büyuk yönetim ustası, orkestra yönetıminde ilk önem verdiği şeyın, provaların eksıksız, kusursuz yurütulmesı olduğunu söyluyordu nun 1954'te ölümuyle parlamaya başladı. 1955'te Berlin Filarmoni'nin ömur boyu yönetmenliğıne atandı. 1944'te bir hava saldırısı sonucu yerle bir edilen Filarmoni Salonu 15 Eldm 1963 günu yeniden açıldığında, "Karajan" adı, Beethoven'ın Dokuzuncu Senfonisi'yle birlikte Beılin'in vazgeçilmez, efsaneleşmiş simgeleri arasına karıştı. Konser salonlannda olduğu kadar, dunyanın sayılı operalarında da günümüzun yıldızlanndan biri olmuştur Karajan. Yıllar boyu, Salzburg Festivali'nin ozellikle Mozart, Verdi, Richard Strauss operalarında dunyanın en buyuk ses sanatçılannı bir araya getiren bu rakipsız, goz kamaştırıcı festivalin başlıca kahramanı, yaratıcısıdır. Bir bakıma, Berlin'in ol Bu köklü, saygın kuruluş, çoğu kimseye göre uzun yıllardan beri, dunyanın en iyi orkestrasıdır. 18&4'te Brahms'ın Üçüncü Senfonisi'nı kendi yönetip, Birinci Piyano Konçertosu'nu kendi çaldığı günlerden bu yana, Hans von Bulow, Artur Nikisch, Gustav Mahler, Wilbelm Furtvvaengler gibi dev yonetmenleri gormuştur yüz yılı aşan bu zaman parçası içinde. Herbert von Karajan, varlığını İkinci Dunya Savaşı'ndan hemen önce 1938'de, Berlin'in saygın orkestrasının kuruluşundan beri barmdığı yerden, "Fîlarmoni Salonu"ndan müzik dunyasına duyurdu ilkin. Tam on altı yıl, Berlin'in o zamanki büyük "patron"unun yanına kolay yanaşılmayan Wilhelm Furtwaengler'in golgesinde gelişmeye çalıştı. Genellikle sanıldığının aksine, yaşlı, görmuş geçirmiş, aristokrat Furtvvaengler, genç Karajan'ı kanadının altına alıp korumuş, gelişmesine onayak olmuş değildir. Karajan'ın adı hep Berlin Filar Karajan'ın yıldızı asıl, patronumoni Orkestrası ile birlikte anılır. V duğu kadar Mozart kenti Salzburg'un da çocuğu sayılır. \ Karajan'ı orkestra kürsusünde gözleri kapalı, olabildiğince belli belirsiz, ekonomik, gösterişsiz hareketlerle yönetirken görenler, onun bu stiliyle, günümüzun bir başka "flaş" yönetmeni olan Leonard Bernstdn'ın yerinde dura . J f Â&l mayan, abartmalı yönetim biçemini kıyaslamadan edemezler. Nereden bakılırsa bakılsın, asıl **Lolanın, konser sırasında şu ya da bu yönetim "akrobasi"sini benimsemek değil, orkestrayı o kon TARİHTE BUGÜN sere, o yapıta hazırlamak için başvurulan yetiştirme sureci olduğu unutulmamahdır. Bu konuda büyük yönetim ustası şunlan soylemıştir: "tlk baktığıın şey, provalann eksiksiz, kusursuz yünitülmesidir. Çalışmalarda orkestra uyelerinin tam bir aynnü ustalığı, mekanik şaşmazlık elde etmelerini hedeflerim. Sonra da konserde diledikleri gibi çalmak üzere serbest bırakınm onlan. Boylece en az benim kadar müziğin içinde, yarabcı olmalannı, ortak heyecandan pay almalannı sağlanuş olunım." Büyük ustanın ölümünden sonra o önemli, kaçınılmaz soru atılıyor ister istemez ortaya: Zama TÜRK VE DÜNYA nında Furtwaengler, Toscanini gibi iki buyuk devden boşalan yerleri eşsiz kişiliğiyle dolduran bu yönetmenin BeTİin'deki, Salzburg'daki kürsülerine kimler yerleşecek? Müzik dünyası bu soruya, günümüzun genç yonetmenleri arasından yapılacak bir seçimle karşılık bulmaya çalışıyor. "2000 yılının Karajan"ı olarak da Mnti, Abbado, Rattk, Chailly, Bischkow gibi genç yönetrnenlerin adları geçiyor. Bu sorunun karşılığının bir an once bulunmasında elbette yarar var. I M l i , BELKi PE ©EU'S^ESl' VE Eufn'sr OiVt3UU2 fQ> A•7 SDPDUĞUM ( ıçÎNözue V pltEE/M 0 J f M t7A\"?b £ MÜMTAZ ARMAN 9 Ağustos ^ < ^ rA İLK PARASürDENEMELERİNDEN.. İ887 D£ SueufJ, MEW/ YORK YAKININD4 &ULUHAM ROCKAH/AY'OE, BAŞARlLl BİR PAISAŞur Mesı VAPtLMtşrr. THOMAS S. BALOU/IN HAVACI, "Ciry Or ÇU/HCY"OLAIS/ttC JZAYtrU BALONLJyLA 4OOSOO METİZE yuicSELMrŞ, ORAPAH P/He/fÇÛ71L£ ATlAM/ŞTt. DAHA SOMRA 8At£Wl>4 YES ALAN HABEflDE, PAGAŞÛT PENEN ŞEYİN BÜrÜK BlR ŞEMSİYEYİ AN/MSATTfĞi; SAL O U/fN 'fN PAISA f U VUNUN SA LONDAU ATtAK ATCAMAZ. AÇOMAPlĞt, SU PA ıZLEYEMLE/Z AHAStNPA HEY£yAEATTIĞl ANLATILM4ICTAYDI. İLK BAŞAISILI P/1G4ŞÜT 4rLAY/Ş(, 1797'PE, F&1NS/Z ANPeİ JACQUE£ G/4euE£ffJ TAeAFt/VPAN PABİS7E SEHÇEKL£$TÎKİLMtfr/.. KARİKATÜRÜNDEN Miizik yazarımız Filiz AIi, yıllık izninin bir bölümünü kullandığından yazılarını ay sonuna kadar yayımlayamayacağız. Carandache (Bulgaristan)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear