24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
22 AĞUSTOS 1989 HABERLER CUMHURÎYET/9 tzmifde belediye çalışanlarının ücretine 60 bin, sosyal yardımlara 50 bin brüt zam yapıldı n yapıldı Anakentte îscive ek zam INSANLAR Belediye Başkanı Yüksel Çakmur "Ekzam, bütün çalışanların sorunudur. Özveride bulunmamn gereğine inanıyoruz. Tüm kaynaklarımızı zorlayarak işçiye ek zam verdik. Çünkü mutsuzbir işçifaydalı olamaz"'dedi. Ek zam 1 eylülden itibaren geçerli olacak. İZMİR (Cumhuriyet Ege Biirosu) Belediyeİş Sendikası ile İzmir Anakent, Konak, Karşıyaka, Buca ve Bornova Belediye Başkanlan arasında ek zam görüşmeleri olumlu sonuçlandı. Belediye çalışanlarının ücretlerine 60 bin brüt, sosyal yavdımlanna 50 bin lira brut zam yapıldı. Döner sermayeli hastanelerde çalışan personele de nıaaşlannın yüzde 30'u ile yuzde 100'i arasında ek ödeme yapılabilmesi için bir yonerge hazırlandığı bildirildi. Anakent Belediye Başkanı Yüksel Çakmur, Konak Belediye Başkanı Ahmet Sarışın, Karşıyaka Belediye Başkanı Cihan Tiirsen, Buca Belediye Başkanı Ertan Erdek, Borno\a Belediye Başkanı AJi Sözer ile Belediyeİş Sendikası 1 No'lu Şube Başkanı Haşim Candan, dun ek zam konusunu gorüşmek için bir araya geldiler. SHP'lilerden Basına kapalı olarak yapılan ve 3 Sağlık personeline ek BANKS'a destek saat süren gorüşme sonrası Ana ödeme kent Belediye Başkanı Yüksel SHP'li 13 milletvekili, ortak bir Çakmur bir açıklama yaparak Döner sermayeli hastanelerde açıklama yaparak Bölge Çalışma "Ek zam bütün çalışanlann çalışan personele, maaşlarının Müdürlüklerinin sendikal faaliyet sorunudur" dedi. Çakmur, açık yüzde 30'u ile yuzde 100'ü arasın nedeniyle işten atma tehditlerini lamasını şöyle sürdürdıi: "Hükümct bizi nefes alamaz hale getirdi. Belediyede bıçak kemiğe da>anmış durumda. Ancak aynı bıçık işçiler için de kemiğe geldi. Bu nedenle özveride bulunmamn gereğine inanıyonız. Çünkü mutsuz bir işçi faydalı olamaz. Biz tüm kaynaklarımızı zorlayarak işçiye ek zam verdik. Ek zam avans niteiiğinde değil. Hukuken kazanılmış ve ucretlere vansıtılacak bir haktır. Ek zam, 1 eylülden ilibaren gecerli olacaktır." Ek zam 5 belediyede 10 bin işçiyi kapsıyor. \fc GÖRÜŞ Yazı, düşünce alanının kutsal macerasıdır. Hubert BeuveftKry (Le Monde'un kurucusu) Yazı * * da ek ödeme yapılabilecek. Sağlık Bakanlığı'nda, bakanlığın döner sermayeli kuruluşlarında çalışan personele ek odeme yapılabilmesine olanak tanıyan 375 sayılı kanun hükmundeki kararnamenin 27'nci maddesi uyarınca "yonerge" hazırlandı. Yonergede belirlenen "ek ödeme tavan yuzdeleri"ne göre, uzman tabip, aylığımn yüzde 100'ü, tabip yuzde 90"ı, yükseköğrenimli sağlık hizmetleri sınıfı personeli (eczacı gibi) aylığımn yüzde 80'i oranında ek ödeme alabilecek. J soruşturmasını ıstedı. Yapı Kredi Bankası çalışanlarının UANKS Sendikası'ndan toplu istifa ettirilmeleri olayının soruşturulması gereğine işaret edilen açıklamada, noterliklerce yapılan işlemlerin müfettişlerce soruşturulması halinde işverenin yasadışı eyleminin kolayca ortaya çıkacağı, istifa formlarımn noterlerle nasıl toplatıldığımn, tarih ve saatlerinin saptanmasının bunun için yeterli olacağı belirtildi. Kemal Anadol, Hasan Fehmi Cüneş, Fehmi Işıklar, Ethem Cankurtaran, Fikri Sağlar, tsmail Hakkı Önül, Cüneyt Canver, Hüsnü Okçuoglu, Mehmet Ali Eren, Kenan Sönmez, Enis Tiitiincii, Beşer Baydar, Arif Sag'ın imzalannı taşıyan açıklamada, Çeliktş grevleri üzerinde de duruldu. FÜSUN ÖZBtLGEN SHP İSTANBUL İL KONSRESİ Özyürek neden seçilemedi? SHP'nin Istanbul il kongresinde üç tane il başkanı adayı vardı. 9 ay önce iki kez kazandığı seçımlere rağmen görevden alınan eski il başkanı Ercan Karakaş. Atama yoluyla göreve gelen ve 9 aydır bu görevi yürüten aynı zamanda Asil Nadir'tn satn aldığı Gelişım Yayınları'nın koordinatörü işlevini de sürdüren Mustafa Özyürek. İstanbul Belediye Başkanı Nurettin Sözen'in de desteğıni aldığı bılınen imar Komısyonu Başkanı Musa Çulha. 9 aydır yapılan üye kayrt ve silme operasyonları ve ilçe kongrelerinde yürütülen çeşitli baskı ve oyunlarla belirlenen delgelere rağmen, Baykal'ın desteğındeki Mustafa Özyürek seçimı yitirdı. Eskı ıl başkanı Ercan Karakaş yine il başkanı bir partiyiz, cabuk havalandırmayı çalıştınn yoksa iktidara gelirsek sizi fena yapanz" yolundakı anonslan ınsanları güldürüyordu. Bu arada sinema sahibi de havalandırmanın sonuna kadar açık olduğunu anlatmaya çalışıyordu. Acaba delegeler, bir kongre düzenlenmesini bile beceremeyen il yönetiminin böyle komik olmasını affedemedikleri için mi Özyürek'e oy vermemişlerdi? 2) Baykal'ın bir süre öncesine kadar yakın çalışma arkadaşı olan Ali Topuz ve ekibi, garaj operasyonu ile başlatılan SHP'de solcu avından bir süre sonra, istanbul ilinden kendilerinin de dışlandığını görmüşlerdı. llçe kongrelerinde de Baykalcılarla Topuzcular arasında çatışmalar başlamıştı. İl kongresi sırasında bir ara Topuz'un yakını, Karadenizlı bir eski partilı kulağımıza eğilerek "Ercan kazanacak" derken Topuz ekibinin de Baykal'a karşı tavır aldığını belırtmeye çalışmıştı. Acaba Topuzcu delegeler bir süre önce görevden alınması için garaj operasyonu düzenledikleri Ercan Karakaş'a mı oy vermişlerdi? 3) Karakaş'ın görevden alınması o günlerde de açlık grevinde bulunan cezaevindeki tutuklulara gösterdiği yakın destekten de kaynaklanmıştı. Artık böyle "hatalar" yapmayacak birisi olarak Özyürek il başkanlığına atanmıştı. Bu kongrede Özyürek'ın çıkıp da cezaevlerindeki açlık grevlerıni SHP Genel Sekreter Yardımcısı Tufan Doğu'nun bitirdiğini ilan etmesi ve açlık grevleri ile ilgili olarak gazetelere verdiğı koca kcca ilanlar delegelere ikiyüzlü bir yaklaşım glbı geidiği için mi Özyürek yeterli oyu sağlayamamıştı? 4) SHP Genel Sekreterı Deniz Baykal'ın bir haftadır istanbul'da teker teker delegelerle temas ederek seçim sonuçlarını Özyürek lehine çevirmeye çalışması ve baskı yapması mı delgelere antıdemokratik gelmişti? 5) SHP İstanbul il örgütü, kendi seçtikleri yöneticilerin genel merkez tarafından görevden alınmasını ve yerine zoraki yöneticiler atanmasını 9 aydır içlerine sindiremedikler için genel merkeze bir demokrasi dersi mi vermek istemişlerdi? 6) Yoksa bunların hepsi birden mi seçim sonuçlarını etkilemışti? Bu soruların yanıtlarını SHP'liler düşünsün. İşten çıkarmaya boykot sı'nda üç kişınin işten çıkanlması üzerine ışçıler giriş çıkış eylemi ile toplu yemek boykotu yaptılar. Rami'de kurulu 600 işçinin çalıştığı fabrıkada Otomobıllş üyesı işçilenn tümü arkadaşlarının işe ladesı için yapılan toplu eyleme katıldılar. Öğlen yemeğe gırmeyenveişyeriönündeoturaraksoğanekmekyiyenışçıleratılmalarındurdurulmasını, çıkartılan arkadaşiannın geri alınmasını isteyerek, ışverenı protesto Bakanı Imreıı Aykut'un kurdurduğu ve ömür boyu yöneücilik hakkını üzerine aldığı Sağlık Vakfı'nın kuruluş sermayesinin yasalara aykırı olarak vakfa kurucu olmayan SSK ve Zonguldak Amele Birliği'ndenalındığı, kurucularının ödeme yapmadıkları öne sürüldü. Tempo Dergisi'nde yayımlanan habere göre İmren Aykut'un kurdurduğu "Sosyal Sigortalar Kurumu Sağlık Tesisleri Güçlendir•ne Vakfr'mn 20 milyon lira olan kuruluş sermayesi, yine bakanın isteği ile 10'ar milyon lira olarak SSK ve Zonguldak Amele Birliği'nden alındı. Kamu kuruluşlarının dogrudan vakıf kurucusu olmaları yasalara aykırı olduğu için de her iki kuruluş da vakfın kurucuları arasında yer almadı. İmren Aykut, kardeşi Mahmut Oktar Aykut, Musteşarı Mustafa Aleş Amikoğlu, sendikacılar Kaya Ozdemir, Orhan Ercelik, İbrahim Yalçınoglu. PİAR'dan Biilent Tanla, bazı ANAP milletvekillerinden ve SSK başhekimlerinden oluşan vakıf kurucuları ise vakfın kuruluşuna hiçbir maddi Pancar Motor Fabrika ettiler. Çıkartılan işçiler toplu sdzteşmeterinden doğan yuzde 60oranındakı ikmci katkıda bulunmadı. yıl zamlarının venlmek ıstenmedığini, bu nedenle dökümhane bölümünde çalışan 140 işçinin çıkartılarak bu bölumun kapaülacağını belırttiler. Öte yandan Pancar Motor Fabrikası Genel Muduru Fahrettin Ûzçelik. çıkartmaların kapasitedüşükluğundenkaynaklandığınıbelırterek, "dökumhane bölümünCıişkapasitesini arturamazsak kapatmak zorundayız. Çıkartmaların ikinci yı) zammıyla bir ilgisı yok" dedi. (Fotoğraf: Deniz Topaloğlu) Kuruluş sermayesi yasaya aykm KONGRE ÖNCESİ GERGİNLİĞİ tşSendika Servisi Çalışma Sağlık Vakfı jrek Karakaş seçildi. Nedenlerini şöyle bir araştıralım 1) Kongrenin yapıldığı Fitaş Sineması'na ilk gırdiğimizde bin kişilik salona doluşan 5 bin kişinin bunaldığı yoğun, nemlı sıcak ve sıgara dumanlı hava nefesimızı kesti Baykal'ın yakını olarak bilinen kongre düzenleme komitesinden Hakkı Sevim'in "Fitaş Sineması yönetlcileri, biz iktidara yürüyen Sözen ve Baykal Yayın üzerine görüşü istenen Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı İmren Aykut, bu konuya ilişkin herhangi bir açıklama yapmak istemediğini söyledi. GÜNEYDOĞU GÜNLÜĞÜ Iıısaıılar barut fıçısına dönüşüyor Bu topraklarda militanlar trafo tarıyor, askerler ve korucular tarafından çevreleri kuşatılıyor. Köylüler, çocuk denecekyaştaki insanlar, bu topraklarda kaçırılıyor ve birgece bu topraklar üzerinde nöbete dururken, kaçıp geri dönüyorlar. CELAL BAŞLANGIÇ HAKKÂRİ Bahçedeki mermer masanın üzerinde duran telsiz telefon çaldı. Her yer yemyeşildi. Çiçeklerin üzerinde rengârenk kelebekler uçuşuyor, yeni sulannuş çimen toprakla kanşan kokusu ınsanın genzini gıdıklıyordu. Yesilin ve toprağmserinliği, agustos sıcağına direniyordu. Telefonu kaldırdı. Karşısında bir askeri yetkili olmahydı. Çukurca'mn bir köyunde elektrik trafosunu tarayan PKK'lıların peşine korucular ve askerler takılnıca, sınıra doğru kaçtıklarını, ancak daha karşı tarafa geçmeden çevrelerinin kuşatıldığını anlatıyordu. Bir tepeye çıkmıştı PKK militanları. Korucular ve askerler de çevrelerini kuşatmıştı. Saat 14.00'tü. Hava kararana kadar şansı vardı güvenlik guçlerinin. Karşı taraftakine "Silahlı helikopgede bir operasyon yapüması gündeme gelinceye kadar surdu. Korucular boyle bir operasyona kaulmak istemediler. Hepsinin bir işi çıkmıştı. Bunun üzerine Hakkâri Valiliği, bazı koruculann elinden silahlarını aldı ve maaşlannı kestiği gibi "görevi ihmal"den mahter kaldıralım" dedi Hakkâri Va kemeye verdi. lisi Şehabeltin Harpul. KarşısınBu arada, gerçekten silahını bıdaki, bunun olanaksız olduğunu, rakmak isteyen korucular da var. tepenin ormanlık olması nedeniyle, helikopterin istenilen sonucu Bunlar özellikle karakol bulunmayan, PKK tehdidinin uzandığı yerveremeyeceğini anlattı. leşim birimlerindendi. llçe komuKaç kişi oldukları belirlenememişti rnilitanların. Korucular da tanlıklanna silah bvrakmak için pek eğitimlı değildi herhalde. Ilk gittiklerinde, "Size bu zarnana kaaşamada militanları ellerinden ka dar maaş ödedik. Şimdi nasıl bıçırmışlar, ancak asker geldikten rakırsınız?" yanıtım ahyorlardı. sonra çevrelerini kuşatabilmişler Silah bırakmak isteyenler de, elledi. Özellikle kırsal kesim için, ko rinde G3'leriyle, karakolun önunruculara ödenen paranın çok çe de apışıp kalıyorlardı. Ama yörekici olması nedeniyle, birçok köy nin görece olarak güvenli yerlelu korucu olmak için kuyruğa gir şim birimlerinden de çok sayıda mişti. Ancak bunların çoğu jan kişi korucu olmak için başvurdarma karakolunun bulunduğu muştu. İçinden çıkılması guç bir köylerdendi. Hani pek korucuya durumdu. ihtiyaç olmayan yerleşim birimleKonutunun zümrüt yeşili bahrinden. Ama yine de bu başvuru çesinde Hakkâri Valisi Şehabettin ları devlet geri çevirmemişti. Yıl Harput'la söyleşirken, söz lardır cepte devlet maaşı, elde dev PKK'nın yörede yoğun bir "adam let silahı, karakolun golgesinde kaçırma" eylemine giriştiğine, hatgeçinip gidiyorlardı. Bu keyif, bol ta gönüllü katılımların da olduğuna geldi. Vali Harput, "Kaçanların en az yarısı geri dönüyor" dedi, "Kaçırılır kaçınlmaz eline silah tutuşturuluyor bu kişilerin. Ama«, bemen suea katılımlannı sağlayarak. geri dönme yollannı kapatmak. Ancak bazısı eline silah almayı kabul etmediğinden, hemen öldürülüyor. Bazılan da, kabul etmiş gibi görünüyor, güvenlerini kazanıyor, bir gece nöbet tutarken, silahını atıp geri kaçıyor" diye devam etti. Son olarak on dört yaşında iki çocuk geri kaçmış. Vali Harput da Hakkâri'de yapılan "huzur toplanüsı"na çıkartmış çocukları. Başlarına geleni anlatmışlar. Yaklaşık üç buçuk saat surmüş toplantı. Vali Harput, "Vatandaşa örgütiin ne olduğunu, gücünün ne kadar zayıf oiduğunu iyiden iyiye anlatbk. Hepsi ikna oldu. Herkese böyle anlatmak lazım" diyor. Yoredeki propagandanın en tehlikeli yanlarından biri de, orgut militanlannın ya da eylemlerinin, söylenceye dönüşmesi. Hakkâri bolgesindeki bir grubun sorumlusu olan "Doktor Baran" kod adlı militan da yorede bazı insanların söylenceleştirdiği kişilerden. Bolgedeki bazı kişiler, "Silah kullanmaz. Yaylalara yetmişseksen silahlı adamıyla gelir. Bir kucak sakalı vardır. Elinde de bastonu. O gelince yaylalarda davulzurna calar" dıye anlatıyorlar Doktor Baran'ı. Köylülerin bu anlatımını Vali Harput'a aktararak "İşin aslı nedir" diye sorduk. "Keşke karşımıza çıksa" dedi Harput, "Esas eylem bölgesi Çukuıca'dır. Sürekli olarak biz kovalıyoruz, o kaçıyor. Bir turlü çıkmadı karşımıza." Vali Harput'un konutundan ayrılarak bizi bekleyen Hakkârili gençlerin yanına gidiyoruz. Postanede haber yazdırırken gazeteci olduğumuzu anlayan gençler, hangi gazeteden olduğumuzu oğrenince bizimle "özel" olarak gorüşmek istediklerini, ancak bunun "gizli" bir yerde olmasını söylediler. Ne söyleyeceklerini merak etmiştik. Sözleştiğimiz yere gittik. Neden ortalıkta bizimle görüşmediklerini anlattılar: Burada çok polis baskısı var. Nefes alsak ensenizde bir polis bıtiyor. Gidip gazete almaya, bir dergi okumaya korkuyoruz. Hemen gözaltına alıyorlar sorgusu? sualsiz. Bir hafta sonra bırakıyorlar. Şimdi sizinle konuştuğumuzu görseler, başımıza yine bir iş gelir. Bu nedenle ortalıkta göruşmek istemedik. Yoksa söyleyeceğimiz özel bir şey yok, bu baskıların dışında. Bizimle konuşanlar Hakkâri'nin şanslı gençleriydi. Çünkü hemen hepsi bir devlet dairesinde iş bulmuştu. Evlerinin sık sık basıldığını, aramalarda alt üst edildiğini, daha önce emniyet mudürlüğünde yapılan sorgulamanın gece yarısı sokakta. tum mahallenin ortasında, çeşitli hakaretlerle gerçekleştirildiğini anlatıyorlar. "Onurumuz kalmadı" diye yakınıyorlar. Beş kişi bir arada yürüyüşe, gözaltına alındıklarını söylüyorlar. Birkaçı, "Vallahi ölmek kurtuluştur" diyor. Gençlerin başlarına geleni anlatırken, titrediklerini goruyoruz. Uzun suredir özellikle Hakkâri'de gözlediğimiz gerginlik giderek tırmanıyor, kronikleşiyor gibi geldi bize. Bu topraklarda, militanlar trafo tarıyor, askerler ve korucular tarafından çevreleri kuşatılıyor. Köylüler, çocuk denecek yaştaki insanlar bu topraklarda kaçırılıyor ve bir gece bu topraklar üzerinde nöbete dururken, kaçıp geri donuyorlar. Bazı militanlar bu topraklarda bir söylence kahramanı gibi anlatılıyor. Güvenlik guçlerinin uygulamalan sonucu "barut fıçfsını dönüşüyor bu topraklarda insanlar. Bu topraklara daha guzel tohumlar ekmenin zamanı gelip de geçmedi mi? SHP'nin Istanbul il kongresinden önceki cumartesi gecesi Kent Kooperatifleri Merkez Bırlıği Başkanı da olan Ankara Belediye Başkanı Murat Karayalçın ile Konutbirlik Genel Başkanı Oğuz Soydan'ın Istanbul Çınar Oteli'nde bırlikte düzenledikleri kokteyl SHP polıtikasının da merkezi haline dönüştü. Bir süredir İstanbul'da delege etkileme operasyonu yürüten SHP Genel S«îkreteri Deniz Baykal ile merkez yönetıcılen Halil Akyüz ve Nail Gürmanın yanı sıra partı içi iktidar ve muhalefet kanatlarından çeşitli milletvekilleri de kokteylde hazır bulundular. Fikri Sağlar, Yüksel Çengel, Mehmet Moğoltay, Mehmet Ali Eren, Ethem Cankurtaran, Ertuğrul Günay gibi milletvekilleri ile Bakırköy Belediye Başkanı Yıldırım Aktuna ve Küçükçekmece Belediye Başkanı Ertuğrul Tığlay ın da katıldığı kokteylde gözler bir süre istanbul Belediye Başkanı Nurettin Sözen'i aradı. Ancak Sözen aynı saatlerde Darlık Barajı'nın açılışı nedeniyle kendi verdiğı yemekli toplantıdaydı. ilerleyen bir saatte ise Çınar Oteli'ndeki toplantıya yetişti. J Baykal resi ile ilgili konuşmalar da gündemdeydı. Sözen bu konuda konuşmaktan kaçınmak yerine açıkça tavrını belirieyen konuşmalar yapıyordu. Sözen İstanbul il yönetimi ıçın qekişmenin yanlış olduğunu, Özyürek'ın yjeniden aday gösterilmesinin çekışmeyi sürdürdüğünü açıkça anlatıyordu. Sözen ve Baykal aynı bahçede bir araya gelip konuşmadılar. Sonunda davetlilerin bir arada fotoğraf çektirmeleri istendi. İşte ancak o zaman Sözen ve Baykal yanyana durup birlikte fotoğrat çektirdiler, sonra da kibarca el sıkışıp ayrıldılar. Aynı davranış ertesi gunü yapılan il kongresinde de tekrarlandı. Baykal ve Sözen salonda birbirleri ile merhabalaşSözen'i, Oğuz Soydan ve madılar. Öğle arasında ise bir Murat Karayalçın karşıladılar. araya gelip Fatma Girik ile birBu sırada Baykal, etra<ını çevi likte muhallebi yedıler. ren davetlilerle sohbeti sürdüBu ilişkileri izleyen Sözen ile rüyordu. Sözen'in de etrafı baş Baykal arasında "uygar bir ka davetlilerle çevrildi. Ertesi gerginlik" olduğunu düşünügün yapılacak Istanbul il kong yorlardı. Sözen ALKENTTE KOKTEYL PROLONJE 35. yıl havuz başında kutlandı SOSYETİK çevrelerde, akşam üzeri içkisi ile akşam yemeğini birleştiren davetlere yabancı dildeki tanımı ile "kokteyl prolonje" deniliyor. Alarko Şirketler Topluluğu'nun 35. kuruluş ytldönümünü kutlama davetıyesinde de Alkent "Hillside Clup'te kokteyl prolonje" verileceği belirtiliyordu. Cuma akşamüstü Etiler'deki Alkent Sitesi'ne giden yol, bu davete katılmak üzere hazırlanmış şık giysili hanım ve beylerin son model arabalan ile bir saat kadar tıkandı. İki üç yıldır gazetelerde dergilerde ve bill board'lardaki ilanlarla pazarlanan Alkent Sitesi'ndeki apartmanlann arasında kurulmuş olan yüzme havuzlu kulüpte binden fazla kişi toplandı. İshak Alaton ve Üzeyir Garih'in ellerini sıktıktan sonra kendilerine uzatılan uzun kadehlerdeki şampanyaları alarak havuzbaşına inen bu şık kalabalığın arasında İstanbul Valisi Cahit Bayar başta olmak üzere işadamları, holding sahipleri, banka yöneticileri ve Musevi sosyetesinin önde gelen simalan yer alıyordu. VVashington'dan donen Buyükelçı Şükrü Elekdağ da davetliler arasında göze çarpıyordu. Darçeçitli'den baskı şîkâyetî DİYARBAKIB (C«mhuriyet) Mardin'in yeni ilçesi Dargecit'te Olağanüstü Hal Bölge Valisi Hayri Kozakçıoğiu'na başvuran 30 yurttaş güvenlik giiçlerinin tutum ve davranışlancdan yakiDdılar. Kozakçıoğlu'na bir dilekce veren Ctergeçiüiier, jandarma böiük komutanımn suçsuz kimselere de suçlu görüyle bakttğuu, "Irak'ın Halepçede yaptıklanoın aynKMm kendikrioe yapacağını" söylediğini öne sürdüler. Incelemelerde bulunmak üzere önceki gün gitti|i Dargecit'te ANAP'h Belediye Başkaru Saleyraan Anık'tan ilçenin sorunlan hakkında bilgi alan Hayri Kozakçıoğiu'na başvuran 30 yurttaş irazaiadıkları şikâyet dilekçesiai verdiler. Şikâyetçi yurttaşlar dikkçelerinde 16 ağustos günü 20.45 sıralaıında devriye gezen bir grup askerin kahvehaneye geldiğini belirttiler. DaTgeçitiner, askerlerin, kendilerindea korkarak kaçan 10İ2 yaşJanndaki çocukların ardından havaya ateş açtıkJarmı öne sürdliler. Dargeçitliler, dilekçelerinde gelişen otayları şöyie anlatülar: "Askerler biztere bakaret ederek yüzumnzü duvara çevirdBer ve arama yapbiar. Daha sonra soyadını ögreBemeâiginıiz üçe jasdarraa bölük komutanı Ostt^nen Mehmet gddi. kendisiııden sevkat ve mertufflet bekkrkto kufürter edip, eliodeki uzun namlula silaiüa dipciklenıeye başiadı. Hepimizi karakolua önane gotürüp yere (ömeltti. Yanm saat bayvan muamtlesi yapu. frak'ıa Helepçe'de yaptıgı gibi bizleri yok ettikten sonra çekip gidecekJerİBİ söykdi. Komnlasın bu sözleri güven duygulanmuı sarstı." DargeçitHler, düekçelerinde babalannm, dedelerinin Türkiye Cumhuriyeıi için savaşiara katıldıkiarıru ve şehit verdikierini, bu vatanın korunması için her zaman seve seve vatandaşlık görevlerini'yerine getireceklerini belirterek jöyle devam ettiler: '•Türkiye Cumhuriycti'nin teminatı yalnız bir İJce jandarma bdltik komutanımn tekeUade degildir. Bunun gibi komutanlar suçsuz vatandaşlara suclu muameiesi yapıvor. Hiçbir raman unutulmamahdır ki bepireiz bu vatanın evladıjız. Bölge valimizden tek isteğimiz jaodarma böltik komuUnı hakkında yasal işlem yapmasdır." Olağanüstü Hal Bölge Valisi Hayri Kozakçıoglu dilekçeleri iaceleteceğirji belirterek, "G«reken ne ise yapılacaktır" dedi.a Dilekçenin daha sonra Mardin Vaüliği'ne havale edüerek soruşturma açüdığı öğrenildi. Kozakçıoğlu'na dilekçe verdiler Akşam üzeri içkileri içildikten sonra açık büfe servisi başladı. Metrelerce sıralanmış masaların üzerindeki tepsi tepsı yıyeceklerin tüketilmesı için sıraya giren davetlilerin bazılan bir saate yakın kuyrukta beklediler. Son günierde Sümerbank mağazalarına ve kendi varlığının kat be kat üstündeki Şışe Cam fabrikalarına talıp olduğu için dıkkatleri çeken Mensucat Santral'ın sahibi Halil Bezmen ile peynircilik yaparken deniz otobüslerınin temsiiilığinı a)makla ünlü Ali Taciroğlu'nun nayuzbaşında bir saate yakın sohbetlerı ilgl uyandırdı.Bu konuşmada her iki işadamının da eski manken olan eşlerı yanla Başarması için O'na destek verin...' Sağlam bir temel kazandınn!" 9 çoban kaçtnldı Hakkâri'nin Yüksekova ilçesine bağlı Düekli Köyü Yaylaa'ru basan bir grup PKK'lı terörist, bir kişiyi yaraladı, dokuz çobaru kacırdi. Iran sınırma bir kflometre uzakiıkta bulunan YUksekova'ya bağlı Dilekli Köyü Yaylası'na önceki gün gelen PKK militanlan, önce propaganda konuşmaları yaptıktan sonra, köyde çobanlık yapan dokuz kişiyi götürmek istediler. Bu arada köylülerle tartışan militanlar, bir kişiyi silahla elinden yaraladılar. Dokuz çobanı kaçırıp köjden uzaklajan PKK'lı grubun Iran sınınna doğru yöneldikieri öğrenildi. Tatil, bilgilenmek için en uygun zamandır. Temel Britannica fasikülleri her pazartesi çıkıyor. TEMEL BRİTANNİCA Ölüm yıldönümünde Tevfik Fikret Tevtik Fikret'ın ölümünün 74. yıldönümünde Aşıyan'daki mezarını ziyaret eden 85 yaşındaki emekli edebiyat öğretmeni Haşim Okay, kendisinden başka hiç kimsenin zıyarete gitmediğini görünce bu durumdan duyduğu üzüntüyü şöyle dıle getirdi: "Büyük şairimiz Fikret'in cumartesi günü ölüm yıldönümüydü. Yıllardır mezarı başında toplantılar yapılırdı. Fakat bu toplantılara gelen ziyaretçiler gittikçe azaldı. Nihayet cumartesi günü hiç kimse gelmedi. Üzülmemek elde değil. Ferda'lanyla, Sabah Olursa'larıyla bize ümit kapılannı açan, ümitsizliğe düşmememizi tavsiye eden büyük şairimiz ne yazık ki seni çok çabuk unuttuk. Ölüm gününde mezarına gelen olmadı. Ölüm yıldönümünde gazetelerde bile yazı çıkmadı. Kendisini anan olmadı..." UNUTULDU MU? rında gözükmediler. Davetlilerden bazılan uzun süredir davet vermeyen Alarko yoneticilerinin, çok pahalı pazarlandığı için tümüyle satılamayan Alkent'te böyle bir davet vermekle bir taşla iki kuş vurduklarını ve çevredeki apartmanlann da dikkatlere sunulduklarını konuşuyoriardı. Bu arada apartman yaşamının dışında bir yaşam tarzı diye tanıtılan Alkent'in bal gibi iç içe gecmiş apartmanlardan oluştuğuda konuşuluyordu. Aynen düğünlerde kız ve erkek ailelerinın davetliler tarafından çekiştirilmesi gibi. Davet Alarko'nun gelişimini anlatan mültivizyon gösterısinin ardından "nikâh tazeleme" olarak nitelenen Alaton ve Garih'in birbırlerinın ağzına pasta vermeleri ile sürdüğü için davetlilerin düğün türü dedikodu yapmaları da yadırganmadı dogrusu. Alkent Sitesi'nin çitlerle çevnlı bahçesınin kapısında davetli kalabalığın içeriye girmesini seyreden inşaat işçilerinden oluşan bir grup insan ise Başbakan Özal'ın gelmesini bekliyorlardı. Ancak Özal o gece bir başka düğüne gitmişti ve Alarko'nun davetine katılamadı. Belkı de son günlerde iş âlemi ile sertleşen ilişkileri yüzünden bu dünya ile pek yakın ilişki kurmak ıstememişti.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear