26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
22 SUBAT 1989 KÜLTÜRYAŞAM CUMHURİYET/5 MUZIK FILIZALI HAYVANLAR tsMAtı GÜLGEÇ Nikolas Slonimski, yüzyılımızın tüm müzik olaylannı bizzat yaşamış Mtizigîn Evliya Çelebki heningrad Besteciler Birliği yöneticilerinden Sergey Slonimski bizi tamşUrdı: "Amcam Nikolas Slonimski. Kendisini mutlaka tanırsınız, ama onun tstanbul maceralarmı kalıbımı basarım bilmiyorsunuzdur." Bu sözlerin ardından, bizim 93 yaşındaki ihtiyarcık gözlerini kırpıştırarak "Simit iki buçuk kuruş" demez mi? 1988 raayısında Leningrad'daki Uluslararası Müzik Festivali'ne katılmıştım. Her gün sabah, öğlen, akşam, araüksız bir konserden ötekine taşınıp duruyorduk otobüslerle. Bizim kaldığımız Leningrad Oteli'nden konserlere giderken otobuste devamlı karşılaştığım ufak tefek, son derece sevimli bir ihtiyarcık vardı. İhtiyarcık, festivalin maskotuydu sanki; herkesi tanıyor, herkesle şakalaşıp duruyordu. Jobn Cage ile canciğer kuzu sarması, Luciano Berio ile enseye tokat, tüm Sovyet bestecilerinin ağır toplanyla bir samimiyet ki sormayın gitsin... Leningrad Besteciler Birliği yöneti Maccra r « u > ı giM Nikolas Slonimski'nin anılannı insan macera romacilerinden Sergey Slonimski en ni nı gibi hızla okuyor. Slonimski, 20. yuzyılın kayda değer bütün müzik olaylahayet bizı tanıştırdı: "Amcam Ni nnı bizzat yaşamış, bütün kayda değer besteci ve yorumculan yakından tanımış. kolas Slonimski. Kendisini mutlaka tanırsınız, ama onun tstanbul ufak bir sevinç şoku yaşayacak 1988 yıhnda "Perfect Pitch, A Umaceralannı kalıbımı basanm ki tım. fe Story" başlığı altında yayımlabilmjyorsunozdur." Bu sözlerin Charies Ives, Henry Cowell, dı. Anılarının ilk cümlesi, kitabın ardından bizim 93 yaşındaki ihti Edgar Varese, Igor Stravinsky, baslığmı da açıklayıcı nitelikte. yarcık, yaşından umulrnayacak Aaron Copland, George Gers"Allı yaşına geldiğimde annero muziplikte pınldayan gözlerini kı hwin, Leonard Bernstein, John bana bir dahi olduğumu söyledi. rpıştırarak, "Simit iki buçnk Cage gibi yüzyılımızın önemli ön Bu açıklama beni hiç de hayrete kuruş" demez mi açık seçik bir cü bestecilerinin eserlerini daha düşıinnemisti, yaşım kiiçüktıi, Türkçeyle. kimseler doğru dürüst tanımaz ama hem anne hem de baba laraken, hatta kimini reddederken, fından dahileri bol bir aileden gelAyaküstü kısa konuşmamız sı konser programlanna alan ve heın diğimin farkındaydıra." rasında kitapları, müzik sözlükle Amerika hem de Avrupa'da tanıÇok erken yaşlarda, duyduğu ri, makaleleri ile ilk kez 1960"lann tan cesur adam demek ki bu ufabaşında Boston'da tanıştığım o cık, beyni kafatasına sığmayan, her sesin hangi nota olduğunu ünlü pi>anist, besteci, orkestra şefı gözlerinden zekâ ve deha fışkıran söyleyebilen Slonimski, teyzesi ünve müzik sözluğü yazan Nikolas 93 yaşındaki yaramaz çocukmuş. lü piyano pedagoğu Isabelle Vengerova'nın kanatları altında piyaSlonimski'nin bu Nikolas Slonimski olduğunu anlayacak ve Nikolas Slonimski, anılannı no dersleri almaya başlamış. Ha rika çocukluk, sadece müzikle de sınırlı kalmamış; matematikte de, dilbilimde de, fen ve edebiyat konularında da üstünlüğunü kısa zamanda çevresine kabul ettiren Slonimski kabına sığamaz olmuş. "1894'te St Petersburg'da dogdum. 1918'de Petrogradı terk ettim. 1935'te ise Leningrad'a geri döndüm" diyen Slonimski, yüzyılımızın ilk yıllarında üç kez isim değiştiren bu hayaller şehri ile olan duygusal bağlannı hiç yitirmemiş bunca yıl. Slonimski ailesi, Birinci Dünya Savaşı ve devrim sırasında darmadağın oluyor. İki erkek kardeşi, Alexander ve Michael Rusya'da kahyorlar. Kız kardeşi Julia ve annesi, önce Paris'e, oradan da ABD'ye göç ediyorlar.) Nikolas ise 1920'de "...ne Beyaz ne Kızıl ne de Yesil Ruslann tarafını tutmaya niyeti oimadığından" selameti Yalta'dan demir alan bir Türk gemisiııe binip tstanbul'a doğru yola çıkmakta buluyor. Cebinde metelik yok, ayakkabılannın altı delik. Istanbul'daki ilk işi, Beyaz Rus dansçılannın kurduğu bir bale stüdyosunda piyanistlik. Aradan biraz zaman geçtikten sonra bir Rus lokantasında, belki de Rejans'ta sadece 5 lira maaş, borş çorbası, kotlet ve tatlısıyla mükellef bir akşam yemeği, üstüne üstlük bahşişler karşılığı piyano ile yemek müziğı yapnıaya başlıyor. Lokanta ve sinemalarda piyano çalarak kazandığı paralarla kendine üstbaş edinen, doğru dürüst karnını doyurmaya başlayan Slonimski, bir sure sonra hayattaki asıl amacının bestecilik olduğunu anımsayarak, günün modasına uyan ilk bestesini bir matbaada bastınp çoğaltıyor: "Valse Bosphore." İlk bestenin kazandığı başan üzerine yeni besteler çorap söküğü gibi birbirini izliyor: "Yok, Yok Efendi" fokstrotu, "Dance du Bairam", "Daoce du Faox Orient..." Piyanistlik, bestecilik derken karnı doyan Nikolas, bu sefer de bir Rus balerine âşık oluyor ve onun peşinden önce Sofya'ya, 1921'de de Paris'e gidiyor. Paris o yıllarda Rus göcmenleriyle dolup taşmakta. Prensler otel kapıcısı, dükler taksi şoförü. Nikolas Slonimski, bir süre ünlü bas Chaliapin'in piyanistliğini, orkestra şefi Sergei Kousseviuki'nın asistanlığım yaparak Paris'te tutunmaya çalışıyorsa da, 1923'te Rochester/New York'uki Eastman Müzik Okulu'ndan gelen bir teklifi kabul ederek ABD'ye ayak basıyor. Slonimski'nin bu son göçten sonraki yaşamında ilk önce hızla yukanya, yıldız orkestra şefı olmaya yönelik bir tırmanış göze çarpıyor. Koussevitzki ve Boston Senfoni Orkestrası'yla olan yakın ilişki yanında 1920'li yülann "çagdaş müzik havarisT rolunü de üstleniyor Nikolas. Ancak bu arada bin bir^orlukla öğrendiği İngilizcede de iddialıdır artık ve İngilizce yazıtmış tüm müzik sözlüklerinde dünya kadar kusur bulmakta, yanlışları bir bir ortaya çıkarmaktadır. Piyanist, besteci, orkestra şefi, piyano pedagoğu, modern müzik öncüsü gibi kariyerlerine bir de müzik sozlukçüluğu katılır böylece ve unlü Baker'ın "Biyografık Müzisyenler Sozlügü"nün yazımını ve editörlüğünü üstlenir. Slonimski'nin aıularım macera romanı gibi hızla okuyor insan. 20. yüzyıhn kayda değer bütün müzik olaylannı bizzat yaşamış, bütün kayda değer besteci ve yorumculan yakından tanımış olan Nikolas Slonimski'nin kitabını zevkle okutan bir başka özellik de, esprili dedikodu dozunun tam kıvamında olması. S' < KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK >^~2 flas fytiaorrnvş.. olff... l/affa herkes bolvr oH Trufik SikisyorrrHÇ (hha çook SıkıiKa* çooM.... İyicâ düjv bale qelsin de tfröler Vill* <MSHfitrio k&ıffe sorvn P t K N İ K PtYALE MADRA IT I S MFF1CULT MAK Ş İtErî9'M NE 7OÇİ HIZLI GAZETECİ \ECDET ŞE\ SEN Şl/VIDI 0BK1IMLE SADECE "COST" OLMAK \5fEO\eİNİ Mi 5ÖİIBMBK \5TİYO$UN BVAHİ O ZA/VtAH NEÇfM /ttİN ÎÇIE 0AVS &AY6IN &AKIYÜÎ(/N? SES TONÜNPAKI'O KiŞKiRTlCl OLM6YA 06NCE SSH SBHIE OOST Oiil, KARtKOCA Oi/viA< tsrfyosvrJAMA "di KAZAYA &TME0EH' \STtYo5UM~ YANIUYO MtNUM ? ÇİZGILİK KÂMtL MASARACI ^ar'Fuat"0zkan255llbatcljrnaı1es'9unusaa'1500ve18(:)0de istanbulTeknikÜniversitesiMaçkaKampusuGAnfisi'ndeikıkonsef veriyor. Gruba bu konserierinde Cengiz Tuncer (davul), Berç Yenal (gitar) ve Fahır Atakoğlu (keyboard) eşlik ediyoriar. 1970'ten bu yana bir arada olan MFÖ, konserlerde "Ele Güne Karşı", "Vak the Rock", "Peki Peki Anladık" ve "No Problem" adını taşıyan uzunçalarlarında yer alan parçalan seslendirecekler. Eurovision'un bu yılkı Turttiye elemelerinde "Adı Naim" adlı parça ile yanşacak olan topluluk, haziran aymda da yeni bir uzunçalar için studyoya girecek. MEfVtfan ilri M •••• UUCII IW •63 KufP&i HI21.I DeSî?trfıH Pîkaizeırden Erkirfîn konçertosu İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası konserlerine solist olarak Sovyet kemancı Viktor Pikaizen, kızı piyanist Tatyana Pikaizen ve orkestranm başkemancüanndan Yusuf Güler Aksöz katıldılar. Sovyet kemancı Viktor Pikaizen ne isterseııiz çalıyor. Babacan, sevimli, belli ki kimseleri kırmak istemeyen kişilikte bir sanatçı. 17 şubat cuma günkü konserde Pikaizen önce tstanbul Devlet Senfoni Orkestrası'nın başkemancüanndan Yusuf Güler Aksöz'le Antonio Vivaldi'nin La Minör İki Keman Konçertosu'nu, ardından kızı piyanist Tatyana Pikaizen ile Mendelssobn'un Piyano Keman ve Yayhlar Orkestrası için Re Majör Konçertosu'nu yorumladı. Konserin ikinci yansında da Ulvi Cemal Erkin'in Keman Konçertosunu seslendirdi Sovyet kemancı. Ulvi Cemal Erkin'in Keman Konçertosu'nun bitiş tarihi 7 Nisan 1947. Hoca eser üzerinde çalışmaya 22 Temmuz 1946'da başlamış. (bk. Giütekin Oransay: Batı Tekniği ile yazan 60 Türk Bağdan, 1965, Ankara). Eşi Ferhunde Erkin'den öğrendiğimize göre, Ul\i Bey'e keman konçertosu yazma fikrini büyük ölçüde o yıllarda Ankara Devlet Konservatuvan'nda keman hocası olan ünlü kemancı Licco Amar vermiş. Ulvi Bey besteleme aşamasında Arnar'la epey fikir ahsverişinde bulunmuş, kemanın olanakları konusunda Amar'a damşmış. Eserin bu denli kemana uygun olmasında, Amar'ın da rolü varmış demek ki. Konçerto ilk kez 2 Nisan 1948'de besteci yönetimindeki Riyaseticumhur Filarmoni Orkestrası eşliginde Licco Amar tarafından yorumlanmış. Daha sonralan, Türk keman repertuvannın başyapıtı niteliklerini taşıyan bu enfes eseri 1950 yıhnda unlu Avusturyalı kemancı Wolfgang Schneiderban Viyana'da seslendirmişti. TRT kurumunun gerçekleştirdiği ilk klasik müzik plağında kemancı Suna Kan, Ulvi Cemal Erkin'in keman konçertosunu şef Hikmel Şimşek yönetimindeki Münih Filarmoni Orkest pasajlan üzerine oturan mistik ezgiyi tahta üfleme çalgılara vermiş rası eşliginde yorumlamıştı. besteci. Ne kadar doğru ve etkiUlvi Bey'in bu eseri gerek biçim leyici bir seçim. Solo kemanın ay(form), gerek içerik açısından hiç nı temayı sade bir duyarlıkla işeskimediği gibi yıüanmış şarap örlemesi (b) bölümunde geleneksel neğinde olduğu üzre zamanla damüziğimize özgü keman taksimiha da önem ve değer kazanmış. nin süslemelerinden esinlenerek Eserin estetik ölçülerinin ve denyarattığı pasajlar, son bölümün gesinin mükemmelliği yanında, canlı, dinamik, Karadeniz horokabına sığamayan duyarlıklan da nundan esinlenen ritmik ve ezgitaşıması, bestecinin kişisel özelliksel çatısı, yine keman taksimine lerini yansıtıyor. Örneğin, biringöndermelerle besteci Türk halk ci bölümün başında solo kemanın ve geleneksel müziğinin çarpıcı nisunduğu o ateşli ana tema, dinleteliklerini nasıl da ustaca, kimseyiciyi hemen kıskıvrak yakalayınin gözünü çıkarmadan, ince beveriyor. İkinci bölümde baslann ğeni ve üstün bestecilik yeteneği passacaglia biçimindeki pizzicato ile yaratmış. Sovyet kemancı Pikaizen'e, müzik tarihinin Barok, erken romantik ve çağdaş olmak üzere üç ayrı döneminden seçilen eserlerden oluşan bu programda epey iş düsüyordu. Kızı piyanist Tatyana Pikaizen de parlak, net, guçlu, tuşların derinine inen Rus tekniği ile derhal dikkati çekiyordu. Babakızı bu konserde en çok terleten sayfa çevirme sorunları oldu saruyorum. Sahnede bir sayfa çevirme trafığidir sürdü gitti. Tatyana'nın notasının inatçı sayfaları bir türlu uslu durmadıklanndan şef lonescnGaiati bir yandan orkestrayı yönetirken, bir yandan da piyanistin sayfalannı düzeltmekle iştigal edip durdu zavallı. Sanatçılann böyle sayfalarla cebelleşmelerini izlerken bir kez daha ezber çalmanın erdemleri üzerine kendi kendime duşünceler ürettim, oturduğum yerde. İDSO'nun haftasonu konserinde babakız Pikaizen'ler çaldı TARİHTE BUGÜ1N MİJMTAZ ARIKA\ y 22 Şubat 1933'TE BUGÜN, İS7MNBUL BerOĞLU'NDA /V/W VSAGONUrfVASONLf) ŞiftKerİHİM BÜfİOSU,6ENÇLER TARAF/NDAN TAH&P EDİLMİŞrİ. CUMUURtYEr'tN İLK ON Y1LI İÇlfJDE GEUÇTİ&İLEAJ TÜRKÇS KOMUÇMA KAMPANVALAet (\mnW~ MŞ TÜRICÇE KONUŞ ! GiSf SLO&ANtAG), 6ENÇLERl ÇOKL EncİL£AfrŞTİ. YATAİCI.I VA6ON ŞİKtCErİ7 N/AJ 8ELÇİkj4U MUDU&ÜMÜN, MÜŞrEĞİLE/eLE TİJRKÇE *X>UUŞAN MEMUBA HAKAgET CO€IZEK FRANSlZCAMIN BÜGOOA £££**/' DİL OLOU6UMU SÖYLEMESİ,OLAYU*eA yOL AÇMIÇTI,6ENÇ TÜRK MEMURU DESTBKLEYEM ÛMİVERSİTEÜLEtZ,BıHA ÖNÜHDE TpPLAMARAK DUHUMU PKOTESTTD eTMff, BÜROYU VHÇLAM/ÇLAİZ&I "WAGONLir 0LAYfL B«faakız (Mkalzen'ler Şef lonescuDevlet Senfoni Orkestrası'nın konserierinde Sovyet kemancı Viktor Pikaizen ve kıa piyanist Tatyana Pikaizen de solist olarak çaldılar. (Fotoğraf: Lale Rtoğlu) Dünkü nüshamızda Tütün tnhisan İdaresinde "Britiş Amerikan., Şirketine salılacak tütünler etrafında bir sui istimal vuku bulduğunu ve bu yüzden idarenin milyonlarca liralık bir zarara uğradığını yazmışiık. Bu hususta tnhisar İdaresinde icrasına başlanan tahkikata devam edilmektedir. tdare Teftiş Hey'etı Reisi Raşiı Bey ile bazı müfettişler idare erkânmdan rnes'elede alâkadar olduklan aniaşılanlann dün ifadelerini almışlardır. Mes'elede methaldar olduklan tahakkuk eden memurin tahkikat neücesine kadar 60 YIL ÖNCE Cumhuriyet muvakkaten işten el Tiitün çektirilecektir. İdarenin Umumî Müdürü Behçet Bey alelâde bir suistimali ticaret muamelesinden ibaret 22 Şubat 1929 Beyin İdarece bir hata yapıldığı ve bu haıanın bir daha tekerrür etmemesine çahşılacağı hakkında beyanatı vardı. Behçet Bey bu beyanatı tekzip etmiştir. 150, 125, 110, 100, 90, 75. 65, 55, 45 ve 35 liradır. Azamî derecelerin de tespiti 930 senesinde mutasavverdir: Birinci derecede 600, diğer dereceler sırası ile şunlardır: 550, 475, 375, 325, 275, 200, 160, 135, 120, 110, 100, 90, 80, 70, 60, 50 ve 40'tır. olan bu işte idarenin zarar değil kâr ettiğini söylemektedir. tdare görülen son hadise ile tütün işleri hakkında vaki olan şikâyetler hakında tahkikat yapmak üzere Maliye Vekâletince şehrimize bir müfettiş gönderileceği de haber alınımştır. İdare teftiş hey'eti Reisi Raşit B. tahkikatın sür'atle ikmaline çaltşıldığını ve işte kimlerın ne dereceye kadar alâkadar olduklannın aricak tahkikat neticesinde anlaşılacağını söylemıştır. Dünkü akşam rüfekamızdan birinde Umumi mudur Behçet Azamî asgari maaş dereceleri Haber aldığımıza göre Maliye Vekâtetinin hazırladığı memurin derecelerinin lespit eden projeye göre her dereceye verilecek asgarî ve azamî • derece maaşlarmm tespit ediltnesi mutasavverdir. Asgari hadler şunlardır: Fevkalâde derece 1000 lira, birinci derece 575, diğer dereceler sırasıyla 525, 450, 350, 300, 250, 175, NKZLe OKSCKÜK BRONŞİT İçin haklfcl (ÎUÜRON GÜYO
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear