Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Cumhuriyet DALYAN'DA KAHVECİ'YE TEPKİ Sahıbr Cumhunvcı Matbaacıhk \e Gazetecılık Turk Anonım Şırken adına Nadir N*di # GtKİ >avm Muduru HKUI Crmal. Munst<e Muduru Emiar Işakltgil. Yazı Işlen Muduru* Oka> Gonrıtsiıı. 0 Habcr Merkezı Muduru Valçın Bajer. Sayfa Duzeni Vönetmenı Ali Atar. # Temsıkıler ANKARA Yalçın Dojan. İZMİR Hikmrl Çrlinkna. ADANA Cdal Baslaagı?. Istanbul Haberkn Ertıan Aloıldı/, Dış Haberler Eıgaa Balcı, Ekonomr Ccagiz Tarfcan, Kullur Otal Lsttr. Spor Danışmanı: Abdulkadir Vucelman, Duzehme. Refik Durba>, Araşnrma. Şaaiıı Alpaj. IşScndıka* Şakrao Ktlenc, Yun Habcrlerı NecdM Dojan, Dızı Vazılar krran Çahşkan. 9 Koordınator Ahmcl Konılun, • Malı Işler Erol Erkut, • Muhasebe Bakat Yraer 0 BuıçePlaniama Stvgi Osmanbc^eotlu • Reklam Ays» Tnraa. Ek Yavınlar: Halyı Akyol • Idarc Husryin Garer. bltıme Ondrr Çtlik. Bılgılşkm Sail laal. Sou» vf Yayan Cumhunyet Maıbaac.lık vcGunccılık T AŞ TurkOcajıC>d 39/41 CtiaJoilu 34)34 l« PK 246lsunbuI Tcl. 512 05 05 (20 h?'). Tclc* 22246 F u (I) 526 60 72 % Bumlar Ank.r.: Zıy» Gökılp Blv InkılapS No 19/4. Tcl 133 II 4M7 Tdn 42344 F u (4) 133 II 41/428 • InairH Zıya Blv 1352 S 2'3. Tcl 13 12 30. Tela 52359 F»x. (51) 19 53 «0# Afen: ln«nu Cad 119 S No 1 k»l I. Tcl 19 37 32 (4 haıl. TckJ 6215!. Fu 171) 19 37 S2 TAKVİM: 22 ŞUBAT 1989 lmsak: 5.18 Giıneş: 6.43 öğle: 12.22 îlrindi: 15.22 Akşam: 17.53 Yatsı: 19.12 Dalyan Belediye Başkanı Ali Gün: "Çeyre Genel Müdürü, Kavala'nın müsteşan gibi çalışan birisi." SHP belediye başkan adayı Ali Tezcan: "Kavala'nın bıraktığı tesis üzerine kaplumbağa araştırma enstitüsü kuracağız.' ÖZCAN ÖZGÜR MUĞLA Devlet Bakanı Adnan Kahveci'nin özel çevre koruma bölgesi içinde yer alan Dalyan'ın özel sektöre devredilraesi girişimleri tepkiyle karşılandı. ANAP'tan yeniden aday olan Dalyan Belediye Başkanı Ali Gün, "Bu bh 5 tcmmuz kararnamesini deime hareketidir" derken, SHP Dalyan Belediye Başkan Adayı Mehmet Ali Tezcan "Kaplumbağalann yumurtlama alanını devlet koruyamazsa özel sektör nasıl korur" dedi. Devlet Bakanı Adnan Kahveci'nin özel çevre koruma bölgesi sınırlan içinde kalan Dalyan'ın Tunca Toskay'ın elinden aknıp Çevre Genel Müdürlüğü aracılığıyla özel sektöre devrini öngören protokole Dalyan'ın belediye başkan adayları karşı çıktı. Her iki başkan adayı da Dalyan'ın "gerçek anlamda kaplumbağalaria birlikte korunabilmesi için özel çevre koruma bölgesi içinde kalması gerektigini" söylediler. Hazırlanan protokolün başlangıcında tzluzu sahilindeki bütün faaliyetlerin kontrolünün Çevre Genel Müdürlüğü'ne devredilmesinin istendiğine dikkat çeken Dalyan Belediye Başkanı Ali Gün, "Isterlerse beni görevden alsınlar. Bu girişime evet diyemem" diyerek şöyle devam etti: "Çevre genel müdürünü yakından tanıyorum. Kendisi Kavala'nın müsteşan gibi çahsaa birisi. Baştan beri ve hfilâ tztuzu'nda otel yapılmasını isliyor. Kaplumbagalann koruma alanı ona verilirse bn is biter. Eger devlet koruyamayacaksa özel sektöre degil bize versin. Biz berkesten iyi koruruz. Çünkii Dalyan bizim. Ve kaplumbağalar vazgecemeyecefimiz bir turizm olayı." SHP başkan adayı Mehmet Ali Tezcan ise Adnan Kahveci'nin özel sektörden yana bir oyun içinde olduğunu belirterek şuulan söyledi: "Belediye seçimlerini kazanacağız. Yönetimi devraldıgımızda farklı bir anlavışla kaplumbağalan koruma altına alacağız. Kavala'nın bıraklığı temelin üzerine araşbrma enstitüsü kuracağız. Bunun kaynagını sormasınlar, Almanların vereceği para burada pekâlfi kullanılabilir. Aynca kaplumbağalar için bir canlı müze kuracağız. Çünkü turist plaja gündüz girebilryor. Kaplumbağalar ise gece görunebiliyor. Dokuzdan sonra ise giriş yasak. Bu nedenle müze turistier için yararlı olacak." öte yandan Devlet Bakanı Adnan Kahveci'nin özel çevre koruma bölgesi içinde bulunan Dalyan Iztuzu'nun koruma bölgesinden çıkartıhp Çevre Genel Müdürlüğü aracılığıyla özel sektöre devrine TMMOB Mimarlar Odası tarafından karşı cıküdı. Oda 2. Başkanı Oktay Ekinci, "En ileri kapitalist ülkelerde bile çevre koruması devlet denetimi altındadır" dedi. 'Kaplumbağa özel sektöre 9 verihnesin Bush temkinli gidiyor UFUK GÜLPEMtR WASHINGTON Bush yonetiminin ilk otuz günü, Türk Amerikan iuşküeri açısmdan, sessız ama önemli bazı adımlara sahne oldu. Bunlardan ilki, "öncelikk yeni büyükelçi atanacak" başkentler arasına Ankara'nın da dahil edilip, Amerikan Dışişleri Bakanhğı'mn en seçkin diplomatlarından birisinin, Morton Abramowiu'in Ankara'ya tayiniydi. Abramowitz'in Washington'daki ağırlığı göz önune alırursa Bush yönetiminin Ankara'yı nasıl bir "dış görev yeri" olarak algıladığı daha iyi anlaşılıyordu. Diğer önemli gelişme ise yeni ABD Dışişleri Bakanı James Baker'ın çıktığı NATO turunda Ankara'ya da ugraması oldu. Denilebilir ki "NATO turuna çıkan bir ABD Dışişleri Bakanı'mn Ankara'ya uğramasından daha doğal ne olabilir?" Işler yakın bir zamana kadar Pasifik'in Amerika yakasında bu doğalhkta görülmüyordu. Hatta ABD Dışişleri Bakanlığı'nın bugün dahi Washington'daki Türk gazetecilere olağan metotlarla "akreditasyon" vermediği düşünülürse, ABD başkanları, başkan yardımcıları, dışişleri bakanlannın 1960'larda bu tür turlarda Ankara'ya teğet geçmesinin nedeni daha iyi anlaşılıyordu. İlk 30 günde TürkAmerikan ilişkilerindeki olumlu gelişmeler bunlardı. Türk dışişleri çevrelerinin endişe ifadesi yüklü bakışlar Yeni ABD başkanının ilk ayı "değişen dünya"yı izlemekle geçti Bush, Asya gezisine çıkıyor WASHINGTON (AP) ABD Başkanı George Bush ilk dış gezisine Asya'dan başhyor. Japon Imparatoru Hirohito'nun cenaze törenine katılacak olan Bush, Tokyo'da bulunduğu sırada Japon yetkililer ve törene gelecek bazı devlet adamları ile görüşrneler yapacak. Bush daha sonra Çin 'e geçecek. Pekin 'de iki günlük temaslarından sonra ABD Başkanı Guney Kore'ye gidecek. Beyaz Saray yetkilileri, Bush 'un gezisinin diplomatik olmaktan çok bir nabız yoklaması niteliğini taşıdtğmı belirttiler. Bush yönetiminin Türkiye ile ilişkilerde attığı en önemli adım, ABD Ankara Büyükelçiliği'ne Washington'da ağırlığı olan diplomat Morton Abramowitz'in atanması oldu. Bu da Türkiye'ye verilen önemin bir göstergesi. ABDSovyet ilişkileri Bush yönetimince kapsamlı olarak yeniden gözden geçiriliyor ve Sovyetler'deki reform süreci dikkatle incelenerek ABD'nin stratejik politikasında öncelikler saptanmaya çalışılıyor. AvrupaABD ilişkilerinde, Avrupa'nın Sovyet tehdidi konusundaki yeni yaklaşımları ve 1992'deki büyük pazar ABD gündemindeki yeni sorunlar arasında. la ızlediğj gelişmelerin başında ise yeni yönetimin Ermeni politikası geliyordu. Yeni başkan Bush, Ermenilere seçim kampanyası sırasında çok kesin sözler verdi. Şu ana kadar ABD'nin Ermeni politikasında bir değişikük yok, ama üginç gelişmeler de yaşanıyor. Yeni Başkan Bush, Ermenistan depremine taziye için oglu ve torununu Erivan'a yolladı. Kaliforniya'run Ermeni asıllı valisi Dökmeciyan'a gönderdiği mektupta Gorbaçov ile görüşmelerinde Ermeni konusunu canlı tutmaya söz verdi. Ermeni soykırımı iddialanyla ilgili karar tasansının sahibi Tony Coelho'yu Ermenistan depremi konusunda bir rapor vermeye teşvik etti, Ermenistan'dan tedavi için Amerika'ya getirilen çocukları havaalanında Barbara Bush karşıladı, kısa bir süre önce, ABD'yi ziyaret etmekte olan Ermeni kiliseleri başpatriği Vasken 1 'i kabul etti. Aslında bu temaslann hiçbirisi kaygı verici degil. Ancak soru işaretleri uyandıran olgu, Bush'un Ermeni konularına olan duyarlığı. Bu çerçevede iki soru gündeme geliyor: 1 Ermeni lobisi, geçen günlerde Coelho tarafından verilen soykırım karar tasansmdan kendisini soyutladı. Bunun nedeni de güçlerini asıl ağır topa saklamak istemeleri. Şimdi sorulan soru şu: "Ermeni soykınmı karar tasansı Ermeni cemaatinin tüm ağırlığı ile Başkanlıkta bir ay soykınmın 75. yıldönümünü anmak için bu yıl yeniden Kongre'ye gelince Bush ne tavır alır?" 2 Bush'un Ermeni konularına ilgisi. Bu ilgi ABDSovyet ilişkilerinde süperlerarası müzakere getirir mi? Ermenistan'ın Müslüman komşulanna karşı korunması gibi mesajlar doğurur mu? Bu soruların yanıtları Türkiye'de ilgi uyandırır. Türk Amerikan ilişkilerinin ilk 30 günü aslında Bush'un "genel gündeminin" temel ilkesi olan "alçakgonüllu hedefler" politikasından soyut degil, geçen bir ayda görüldü ki Bush, Amerikan halkının karşısına Reagan'ın yaptığı gibi "büyük misyonlaria" değil, gündelik konularla çıkacak. Çünkü yine geçen 30 gün gösterdi ki Bush, Amerikan halkının kendisini "Haçlı orduUnnın lideri" olarak degil, "iş bitirici pragmatik bir lider" olarak gördüğünü düşünüyor. Örneğin Reagan gibi, borular öten, kırmızı halılar serilen basın toplantılarını yapmıyor, aksine basın bürosuna köpeği ile geliyor, danışmaıılannı Beyaz Saray'ın üçüncü katına içkiye davet ediyor, Oval ofiste gazetecilerle tam anlamıyla dedikodu yapıyor. 3 u bakımdan Amerika'yı değiştirmekten ziyade "mııhafaza etmeye" çalışıyor. Doğal olarak bundan dış politikası etkıleniyor: Son otuz günün Amerikan diplomasisi, dünyaya rahatsızlık kıpırtıları değil, "teminat" mesajlan verdi. Örneğin Bush yönetimi, Gorbaçov'la yanşmak uğruna yepyeni inisiyatiflerle ortaya çıkmadı, aksine ABDSovyet ilişkilerinin gayet kapsamlı olarak gözden geçirildigı ve Amerikan stratejik önceliklerinin incelendiği çalışmalar başlatıldı. Yine ilk bir ay gösterdi ki Bush yönetimi, Sovyetleri "kötülükler imparatoriugu" olarak görmek istemiyor. Reagan'ın Sovyet politikası "düşmanın ricat yollannı dahi kesmeyi bedefleyen bir saldırganlığa sahipti." Bush yönetimi ise, bir Çin atasözünde olduğu gibi "düşmanın ricat yollan üzerine altın köprüler inşa etmek istiyor." ÖTneğin geçen hafta Ma(Devam 19. Sayfada) Dünyunın en yuşhsı öldü OSLO (AA) Dünyanın en yaşlı kişisi Norveç'te öldü. Guinnes Rekorlar Kitabı'na göre dünyanın en yaşlı kişisi olan Norveçli bayan Maren Torp, 112 yaşındaydı. İki ay önce yaş gününü kutlayan bayan Torp'un dün gece Oslo'daki bir hastanede öldüğü büdirildi. Çin'de dakikada 29 bebek PEKİN (ANKA) Çin Halk Cumhuriyeti'nde her dakikada 29 çocuk doğuyor. Halkın Günlüğü Gazetesi'ne göre Çin'de geçen yıl 15.4 milyon çocuk dünyaya geldi. Böylece, ülkenin toplam nüfusu, 1 milyar 96 milyona çıktı. Gazete, mevcut eğilimin sürmesi halinde 2000 yılında toplam nüfusun 1.3 milyarı aşacağını bildirdi. Çin Halk Cumhuriyeti'nde en büyük sorunlardan birini oluşturan hızlı nü'fus artışını yavaşlatmak için uygulanan doğum kontrol poliükasının özellikle kırsat kesimde sonuç vermediği kaydediliyor. Grammy'de yeni heyecan: Tracy Oıapınan Grammy ödülleri bugün açıklanacak. 1988'in yeni ve sürpriz sesi Chapman 'ın en iyi yeni sanatçı ödülünü almasına kesin gözüyle bakılıyor. ŞEBNEM ATÎYAS NEVV YORK Bu yılın Grammy ödülleri uzun zamandır özlenen bir heyecanla birlikte geldi. Bu heyecanın nedeni Tracy Chapman. Bugün Los Angeles'ta Türkiye saatiyle sabaha karşı gerçekleşecek Grammy ödul töreninin yıldızı 1988'in sürpriz sesi, utangaç, siyah radikal Tracy Chapman. 1988'in sürprizi, çunku hem ticari hem de artistik başarısı nedeniyle Grammy'nin en iyi yeni sanatçı ödülünü almasına kesin gözüyle bakılıyor. Chapman, yılın albümü, yılın plağı ve yılın şarkısı olmak üzere uç büyük ödüle ve en iyi pop kadın şarkıcı, en iyi çağdaş pop kaydı ödüllerine aday gösterildi. Geleneksel çizgisi, tutuculuğu ve artistik yeniliğe kapalıhğı ile yıllardır eleştirilerı Grammy ödülleri icin Chapman yepyeni bir ufuk sayılabilir. Bu yıl Grammy ödüllerinde yeni kategoriler de değişik bir kişilik kazandırıyor. Örneğin 6000 üyeden oluşan NARAS (Milli Kayıt Sanatları ve Bilimleri Akademisi) onur üyeleri bu yıl rap, hard rock/metal ve bluegrass içinden seçim yapacaklar. Buna karşın disco, oylamadan çıkarılan müzik türlerinden biri. Yılın albümü ödülü için en fazla şans tanınanlardan biri George Michael. George Michael'ın "Faith" albümü 1988'in en fazla satan albümü. Doiayısıyla plak endüstrisi rakamlanna bakıldığında George Michael'ın şansı neredeyse kesin. Boby McFarren da adaylar arasında, ancak ticari olarak George Michael onu geride bıraktığından kazanması beklenmiyor. Yılın plağı için Chapman ve Michael dışında yine McFarren "Don't VVorry be Happy" ile adaylar arasında. Burada Chapman'ın yanı sıra, McFarren'a şans veriliyor. Ayrıca Michael Jackson'ın "Man In the Mirror", Anita Baker'ın "Giving You the Best That I Gol" albümleri sırada bekliyor. Yeni kategorilerde Rap için D.J. Jazzv, L. L. Cool J., SaltnPepa, J. J. Fad veKool Moe Dee aday. Rap'çilerin beklenmedik bir boykot yapmaları ihtimalinden de söz ediliyor. Rap'in içinde bulunduğu ana dal Rytm and Blues'da yine Anita Baker'ın yanı sıra Pebbles, Taylor Dayne, Vanessa VVilliams ve Karyn VVhile gibi yeni isimler bulunuyor. Grammy sonuçları çoğunlukla en fazla tanınan sanatçılara yöneldiğinden boykotlara neden oldu. 1986'da Paul Simon'ın Graceland albümü yılın albümü ve yılın plağı odullerini aldığında eleştirmenler Grammy'nin "toplumsal bilinç kazanmaya başladıgını" kaydederek serzenişte bulundular. Grammy'nin toplumsal bilinç kazanma süreci U2'nun "Joshua Tree" ile yılın albümü ödülünü almasıyla devam etti. ABD'de 1988'de 1 milyon kanserli NEW YORK (ANKA) ABD'de geçen yıl 985 bin kişinin kansere yakalandığı bu hastalıktan ölenlerin sayısının ise 494 bine ulaştığı tahmin ediliyor. ABD Kanser Derneği'nce yayımlanan verilere göre, geçen yıl kansere yakalananlardan 495 bini erkeklerden, 490 bini ise kadınlardan oluşuyor. Kansere yakalanarak geçen yıl yaşamını yitirenlerden 263 bininin erkek, 231 bininin de kadın olduğu bildiriliyor. Bu arada ABD'de en çok rastlanan ve en öldürücü kanser türünün akciğer kanseri olduğu belirlendi. Eski eser kaçakçihğı operasyonu ANTALYA (AA) Antalya'nın Alanya ilçesinde, kaçak yaptıklan kazı sonunda bulduklan bin 402 Roma sikkesini yurtdışına kacırmaya çalışan 8 kişinin yakalandığı büdirildi. Antalya Emniyet Müdürlüğü'nden alınan bilgjye göre operasyonlarda, Alanya'nın öteköy Köyü'nde bulunan Roma dönemine ait gümüş sikkeleri satmaya çalışan Muslu Zavlak ile oğullan yakalandılar. Yapılan soruşturmada sanıklann bulduklan sikkelerden bir bölümünü sattıklari belirlendi. Daha sonra olayla ilgili olarak Ibrahim Zavlak, Hüseyin Şahin, Mehmet Köken ve Tevfik Soygnr'ün yakalandığı belirtildi. Antalya'nın Alanya ilçesindeki öteköy'de başlayıp, Ordu ve Istanbul'a kadar uzanan kacakçılık olayının tüm sanıklan gözaltına alınırken, M.S 98313 yıllan arasında basıldığı belirlenen Roma sikkelerine de elkonuldu. Operasyonlar sırasında sanıklann ev ve işyerlerinde bir adet tabanca ve iki adet dedektör bulundu. Sanıklann ellerindeki gümüş sikkeleri pazarlamak amacıyla daha önce Elmalı hazinesi olayına kanşan Aydıner'le de ilişkiye geçtikleri öne sürüldti. Fethiye'de önemli bir eski eser kaçakçılığı ortaya çıkarıldı ve erken Bizans dönemine ait bir Kilisede kullanılcuğı anlaşüan bir gümüş haç ile dini tas kapağı ele geçirildi. Sabri tlden suçüstü yakalandı. Mustafa Manav ise kaçtı. yapmak amacıyla Amerika'ya gönderilen dört Çinli genç kıan öyküleri anlaQ n n A r i c t n l f r a t l a r $m yonetmen Xie Jin,New York ve O U I I H l l d U l l V U l U a l san Francisco'da "Son Aristokratlar"tılıyor. Filmde bu genç kadınlardan birini, Çin'in Oscar'la eşdeğer film ödü adlı bir film çekjyor. TİME Dergisi'nin habenne göre devrim sonrasında Ame lü Altın Horoz'u iki kez kazanmış olan ünlu artist Hang Pan canlandınyor. rika'da çekiten bu ilk Çin filminin kötü durumclaKİ Çin sınema sanayiinı canKültür Devnmi sırasında sağcılıkla suçlanan ve baskılara dayanamayarak landırması bekleniyor. Çin'de 1987 yılında hepsi hükümet tarafından intihar eden bir babanın kızı olan Pan için, Çin Film Birliği mn bir editöru desteklenen 142 film çekilmış ve bunlardan sadece 34 tanesi yatrım gider "Pan'ı anlamak Çin film sanayünın ruhunu anlamaktır" diyor. Fotoğrafta lerini karşılayacak bir gelir getirmişti Şançay film studyolarının 800.000 filmden bir sahnede görulen Pan ise "Ulusal sınırtan yıkan ilk Çinli artist dolarbutçelı "Son Aristokratlar"ında, 1930luyıllaröaaıleleritarafındantahstl olmak istiyorum. Bence sanatçılar sınıriaria kısıtlı olmamalıdırlar" diyor. 'Siyah Ana'nın karanlık işleri Dış Haberler Servisi Afrika Ulusal Kongresi'nin cezaevindeki1 Başkanı Nelson Mandela'mn eşi VVinnie Mandela, üç yıl önce ırkçı Güney Afrika hükümetine meydan okuyarak sürgunde bulunduğu Özgür Portakal Cumhuriyetinden Soweto'ya döndüğunde, milyonlarca siyah tarafından coşku ile alkışlandı. Mandela, mazlum siyah ulusun anası idi. Irkçı polisin vurduğu siyahların cenaze törenine omuzlarda taşınarak gidiyor, sokaktan geçerken halk "Mandela, Mandela" diye bağırıyordu. Nelson Mandela'nın eşi, siyah devrimin simgesi, halkın umut kaynağı olmuştu. Ne var ki, 52 yaşmdaki Bayan Mandela, başma buyruk bir kişi idi. Irkçüıkla mücadele eden diğer siyah örgütlerin tavsiyelerine kulak asmıyor, bildiğini yapıyordu. Siyah örgütlerle ilişkilerin giderek gerginleştiği bir sırada Mandela,'nın kendi adım taşıyan futbol takımı da Soweto'daki siyahlar arasında huzursuzluk yaratıyordu. 30 kişiden oluşan ve asıl görevleri Mandela1 mn muhafızlığını yapmak olan Winnie Mandela artık siyahları da karşısına almış durumda Winnie Mandela, 26 yıldır cezaevinde bulunan kocası Nelson Mandela'nın yerini doldurmuş, Güney Afrika siyah hareketinin simgesi haline gelmişti. Bugünse en yakın dostlan bile onun artık tükendiğini, siyahlara verecek bir şeyi ' kalmadığını söylüyorlar. Hakkındaki yolsuzluk ve terör iddialarını kesinlikle reddeden Winnie Mandela, siyah hareketi bölmek isteyen ırkçıların komplosuyla karşı karşıya olduğunu öne sürüyor. Afrika Ulusal Kongresi de Mandela'nın 'hatalar' yaptığını bildirdi. "futbol takımı" hakkındaki iddialar yoğunlaşıyordu. Siyahlar, Mandela'nın muhafıdannın terör havası estirdiklerini, kadınların ırzuıa gectiklerini, beyazlarla işbirliği yaptığından kuşkulandıkları gençlere dayak atıp işkence yaptıklannı söylüyorlardı. Son bir yıldır, Mandela'nın muhafızları ile Sowetolu siyah okul öğrencileri arasında kavgalar sıklasmıştı. Bu gergin ortamda, geçen hafta, ırkçılıkla mücadele eden siyah örgütlerin Mandela'yı açıkça kınamaları ile bunalım patlak verdi. Johannesburg kentinde düzeııledikleri basın toplantısmda, ülkenin en büyük iki siyah orgütü Güney Afrika Sendikalar Kongresi ve yasadışı "Birieşik Demokratik Cephe", "Mandela'nın demokratik hareketin kurallarını m GAR, sıtmayı arttırabilir DtYARBAKIR (AA) Güneydoğu Anadolu'da, GAP'ın devreye girmesiyle birlikte sıtmamn bölgeyi tehdit edecek düzeye gelebileceği bildirildi. Sağlık ve Sosyal Yardım İl Müdürü Opr. Dr. Seyfettin Sönmez, GAP'ın devreye girmesinden sonra, sulanabilir arazi miktarmın büyük ölçüde artacağım, bununla birlikte sıtma olaylarında da önemli oranda artış olacağını söyledi. Bölge arazisinin yüzde 50'ye yakın bölümünde çeltik ekimi yapıldığmı da hatırlatan Sönmez, Diyarbakır'da, çevredeki 11 ile hitap edecek bir tropik hastalıklar ve sıtma enstitüsü kurulması için Sağlık Bakanhğı' na bir rapor sunduklannı bildirdi. çiğnediğini" bildirerek, siyah halkm, bundan böyle Mandela ile arasına mesafe koymasım istediler. Zambia'daki Afrika Ulusal Kongresi de yayımladığı bildiride, Mandela'nın "hatalar yaptığını" beürtti. Birieşik Demokratik Cephe"nin sözcüsü, Mandela'nın futbol takımının bir"terör iktidan" kurduğunu öne sürdü. Son bunalıma yol açan olaylar, aslında geçen yıl aralık ayına kadar uzanıyor. Aralığın sonlarına doğru Mandela'nın futbol takımı, Sovveto'daki bir kiliseden dört siyah genci kaçırarak Mandela'nın evine gotürdüler. Muhafızlar, beyazlarla işbirliği yaptığından kuşkulandıkları gençleri ağır şekilde dövdüler. Gençlerden biri, evden kaçmayi başardı. Diğer ikisi de îki haftahk sorgulamadan sonra serbest bırakıldı. Dördüncü genç 14 yaşındaki Stompie Mokhetsi'nın ise beş hafta sonra ıssız bir yörede cesedi bulundu. Boğazı kesilmişti. Stompie Mokhetsi'nin Mandela muhafızları ile sorgulama sırasında kavgaya tutuştuğu ve bu nedenle çok ağır bir şekilde dövüldüğü.öne sürülüyor. Gençleri muayene eden Dr. "Ebubekir Eswat" ise, iki gün sonra muayenehanesinde öldürüldü. Dr. Eswat'ın mahkemede tanıkhk yapmaması için öldürüldüğü iddia ediliyor. Mandela, dört gencin kilisede ırzına geçildiğini ve muhafızlannın bu gençleri korumak için kendi evıne getirdiğini öne sü(Arkası 19. Sayfada) Mal sevdası ve sakathk ANTALYA (AA) Türkiye'de akraba evliliklerinde en büyük etkenin, "aile arasında mal bölünmesin diyerek" gençlerin evlendirilmesi olduğu bildirildi. Antalya'da gerçekleştirilen bir araştırmada, kent merkezindeki yerli halkın yüzde 30'unun, kırsal kesimlerdekilerin ise yüzde 3035 'inin akraba evliliği yaptıkları belirlendi. Akraba evliliği yapan eşlerle yapılan anketlerde, akraba evliliğinin genellikle ailenin malı bölünmesin düşüncesinden kaynaklandığı, eşler arasında daha önceden sevgi, arkadaşlık ve anlaşma şartlarının hiç göz önüne alınmadığı görüldü. Ankette, bazı ailelerin çocuklarını, çok yakın akrabaları ile mallarma yabancı ailenin girmemesi düşüncesiyle zorla evlendirdikleri de ortaya çıktı. Türkiye'de henüz aflatoksin standardı yok Bütün AT ülkelerinin aflatoksin için belirli standartlar saptamalarına rağmen, Türkiye'de bu konuda etkin bir denetim yok. tZMtR (Cnmhuriye! Ege Börosu) Kansere yol açtığı belirtilen aflatoksinin her besinde görülebileceği öne sürüldü. Uzmanlar, gıda ürünlerinde yapılacak kontrollerle aflatoksinin önceden saptanıp gereken önlemlerin alınmasını istediler. Tüm AT Dlkelerinin aflatoksin için belirli standartlar saptadıklannı ve ithal edilecek ürünlerin olduğu kadar ülke içinde üretilen ürünlerin de aflatoksin kontrolünden geçtiğini belirten yetkililer, "Türkiye'de henüz aflatoksin standardı bile yok" dediler. Uzmanlar, belli bir limitin üzerinde aflatoksin saptanan gıda ürünlerinin imha edilmesi gerektiğini belirttiler. Çünkü herhangi bir gıda ürününde oluşan aflatoksinin yok edilmesi güç. Ayrıca mantarların oluşturduğu zehirli bir madde olan aflatoksinin, nasıl önüne geçilebileceği konusunda kesin çözüm önerileri de yok. Uzmanların bu konuda en önemli önerisi, "TanmsaJ ürünlerin depolanmasında nem oranına dikkat edin" şeklinde. Türkiye'de 20 yıldır aflatoksin olayı ile uğraşan Birleşmiş Milletler uzmanı Doç. Dr. Turgut Denizel, şunlan söyledi: "Biz daha 1976'b yülarda Türkiye'de aflatoksin konusunda bir standardın konması gerektiğini savunduk. Ancak konn o dönemde bu kadar on plana çıkmadığı için önerimiz dikkate alınmadı. Türkiye'de bu konuda hâlâ bir standaıi yok. Aynca yeterii bir kontrol de yok. Nem ve sıcaklığm uygun olduğu koşullanla aflatoksin hemen hemen her madde üzerinde oluşur. Bitkilerden hayvanlara, oradan da insana gecer. Amerika ve Avnıpa ülkelerinde bu konuda her yıl tarladan başlamak üzere denetimler yapılır. tnsan sağlığı için ciddi bir tehlike oluşturan aflatoksinli ürünler saptanıp ayıklanır. Ancak Türkiye'de bu konuda ne yazık ki bir çaba yok. tncir olayından sonra konuya önem verilmeye başlandı. Sanıyorura yakında bu konuda bir standart çıkar. Ama bu da yeterli değil. Gıda uninlerinde mutlaka etkin bir denetim uygulanmaltdır." Ege Universitesi Ziraat Fakültesi'nden Doç. Dr. Lygun Aksoy ise gunümüzde aflatoksin olusumunu engellemek amacıyla sorunu çözecek bir uygulama önerisi yapılamadığını vurguladı. Doç. Dr. Aksoy, üretım aşamasının dışında, yanlış depolamanın veya kumtmanın da aflatoksin oluşumuna yol açabileceğini belirterek, "Ük getirilebilecek öneri depolama ve knrutma koşullannı yeniden gözden geçirmek, özellikle aflatoksinin oluşabilecegi uygun nem ve sıcaklıkta ortamlar yaratmamak olabilir" diye konuştu. Bu arada aflatoksinin bugüne kadar dünyada üzerinde en çok araştırma yapılan maddeler arasında ilk sıralarda yer aldığı belirtiliyor. Çeşiüi kaynaklara göre aflatoksin konusundaki araştırmalar ilk olarak 1960 yıhnda lngiltere'de çiftliklerde binlerce hindinin ölmesi üzerine başlatıldı. ölüm nedeninin ithal yer fıstığı küspesinde bulunan aflatoksin olduğu saptandı. 197Ö yılında gerçekleştirilen bir araştırmadaysa Amerika'da karaciğer kanserine yakalanma oranının yüksekliği ile gıdalardaki aflatoksinin oranının yüksekliği arasında bağlantı kuruldu. Bugüne kadar tek hücrelilerden maymunlara kadar yapılan denemelerde, aflatoksinin kronik dozlarda uzun sürede karaciğer kanserine yol açtığı, yüksek dozlarda ise ölüme neden olduğu saptandı.