14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
1987 KÜLTÜRYAŞAM CUMHURİYET/5 MUZİK MazharFuatÖzkan üçlüsününyenialbümü "No Problem" HAYVANLAR tSMAiL GÜLGEÇ Y.NE BİR C£^,R6E 6.Bi 2.09 WEîPg MFO^ntin geride kalan ^problemleri BURAK ELDEM 1986'da çıkan "Vak The Rock" adlı albümlerinde bir ölçüde de oLsa "eskiye dönüş" havalannı estiren MazharFuatÖzkan üçlüsü, aradan aşağı yukarı bir yıl geçtikten sonra, bu kez eski çizgisini çok daha fazla anımsatan bir albümle çıkıyor sevenlerinin karşısına. " N o ProWem"de beste ve sözler büyük oranda Mazhar Alanson'un imzasım taşırken, üçlünün biçemi de "EJe Güne Karşı"daki "yumnşak ironi"yi banndınyor yine. Buruk alaylar, geçmişle tath tath hesaplaşmalar ("Ağlamakla oimaz sevgflim/Degişmek degiştirmek gerek"), ilk gençlik sevdalarının yarattığı ruh halleri ("Bugünlerde kararsız, tutarsız otdum") ve belli belirsiz dini .esintiler ("tnanmayanlar elendikr/Bcn bep seni düşündüm"), albümde yer alan şarkıların çoğuna egemen. Bu da şunu gösteriyor: Üzerinde "popölerlik" kıslasına bağlı herhangi bir rahatsızlık hissetmediği zamanlarda çok daha rafine yapıtlar üretebilen MazharFuatÖzkan üçlüsü, kesinlikle bir "teenager" topluluğu değil. BiRTuRUİ M 1 k;T gı/L YOZLAR... KİM KİME DUM DUMA BEHÎÇ AK n n 3TT MFÖ VE ONYAŞLILAR "Üzerinde 'popülerük' kıstasma bağlı herhangi bir rahatsızhk hissetmediği zamanlarda çok daha rafine yapıtlar üretebilen MFÖ, kesinlikle bir 'teenager' topluluğu değil. " Geçen yılın gözdesi "Vak The ri îngiltere'de son yülann gözdeRock" için ise "iki arada bir si Style Councü'i getiriyor akla. Doğnısu " N o Problem" kışın derede" denilebilir. Bir yandan Eurovision elemelerinde dinledi"teenager" hayran kitlesinin beğenilerine uygun düşen "Vak ğimizden bu yana oldukça değişThe Rock" ve "Hep Aynı", di miş. Ardından gelen "Bulamağer yandan gözlerini Bodrum' dun Senin Gibisini", ritm, medan kaldırıp "yeniliklere" yön lodi ve düzenlemesiyle üç yil önlenen eskilere ilaç niyetine "Ba cesinin "Ele Güne Karşı"sını zen", "Sanatçının Oyküsü" ve çağrıştınyor biraz. "Niyet Ney"Sonunda" gibi parçalar yer alı di, Akibet Ne Oldu" ise Latin yordu söz konusu albümde. Gehavalarını taşıyan sevimli bir çenlerde çıkan " N o Problem" beste eşliğinde "nereden nereleolan parça, Paul Simon'ın "The Boy In The Bubble"ını anımsatan bir düzenleme ile türlü yılgınlıklan dile getiren bir "yalnızlık baladı." Albümün ikinci yüzünde yine ağırhkh olarak Mazhar Alanson'un yapıtları yer alırken, havanın biraz daha yumuşadığını ve biraz da dini esintilerin ön plana çıkttğını görüyoruz. " U ç Okhım" ve "Muhabbetler Sana D o ğ r u " gibi, "derviş" havasında kaleme alınmış sözler taşıyan parçalar, Alanson'un ilginç fantezileri. "Teenager ilahlıgı" ~ "Ele Güne Karşı" yayımlanalı yaklaşık üç yıl oluyor. Türkiye'de pop müziğin gerçek anlamda emekçileri olan MazharFuatÖzkan üçlüsünün bu üç yıl içinde yaşadığı değişim ise birçok bakımdan ilgi çekici bir çizgi izledi. 1984 yılında, aslında hayli gecikmiş bir parlamayı yaşayan üçlü, "eBdüstri"nin türlü yönlendirmeleriyle bir tür "teenager Bahugı"na soyunmak durumunda kaldı nedense. Uzun yıllar emek verip, türlü güçlüklerle mücadele ederek geliştirmeye çahştıklan kendi özgün müzikleri, Peter Schön gibi fabrikasyon tipi aranjörler elinde törpülendi ve ticari yönü ağırhklı bir "Peki Peki Anladık" çıktı ortaya. Söz konusu albümde "tşte MazharFuatÖzkan" denilebilecek yalruzca "New York Sokaklan" ve gerçekten ilginç bir çalışma olan "Buselik Makamı" vardı. Ardtndan, yeni bir hayran kitlesi de biçimleniverdi tabii. Konserlerde yerinde duramayan, ortalığı birbirine katan, asıl derdi MFÖ'yü dinlemek değil, "kurtlannı dökmek" olan, ama bütün bunlara karşın ticari yönden de göz ardı edilemeyecek potansiyele sahip yeni bir kitle. Bodrum nostaljisinde takılıp kalan "eskiler" için ise yapılacak fazla bir şey yoktu: Yeni bir şeyler dinlemekten çok, duymak istediklerini duymaya eğilimliydi onlar. MFÖ'nün müziği, soru işaretleri ile dolu bir noktaya gelip takılmıştı. Topluluğun "Vak the Rock" adlı Nitelikli kadro (SENE.LLÎKLE X albümünde, bir Teknik yönlere gelince: " N o Problem"in stüdyo çalışmalan, yandan 'teenİNSANLARSAM£IÇI , gerçekten oldukça nitelikli bir ager" hayran kadro eşliğinde gerçekleştirilmiş. kitlesinin Düzenlemeleri büyük ölçude beğenisine uygun sırtladığını sandığımız Garo düşen, öte yandan Mafyan, aynca klavyeli çalgılan da kullannuş. Nefeslilerde, caz 'gözlerini Bodrum'dan müziğindeki başarılı çalışmalakaldırıp "yeniliklere" rından tamdığımız Şenova Ülker ve ilginç sololarıyla Turgay yönlenen eskilere ilaç Özüfler yer alıyor. Artık perdeniyetine parçalar yer d siz gitarın "alameti farika"sını alıyordu. "No Problem" ise, alan Erkan Ogur ise ahşılmış sti1 HI2LI GAZETECt NECDET ŞE\ birçok bakımdan sorunlarını h'yle renk katıyor albüme. Ve tabii geri vokaldeki Askım Nur geride bırakmış MFÖ'nün, kendi istediği müziği Yengi ve Jeyan Erpi'nin başan.'( özgürce yapabildiği, hayli başarılı bir çalışma. sını da unutmamak gerek. Genç ise birçok bakımdan sorunlannı geride bırakmış MFÖ'nün, kendi istediği müziği tamamen özgürce yapabildiği, hayli başanh ve çarpıcı bir çalışma. re geldik" sorusunu alaycı bir düle soruyor: "Kimi her şeyi ekonomik sandı/Kimi durmadan felsefe yaptı/Kimi her şeyi bilinçaltı sandı/Kimi sü yeni baştan yapü/Niyet neydi, akibet ne oldu bak." yaşlanna karşın kırk yıllık profesyonel sanatçılar kadar rahat ve güvenli olan Aşkım ve Jeyan'ın katkılan, albümde kulak doldurucu bir zenginlik sağlıyor. ,"\ /AuezziHİ 05MAN TfthlnM M .? / / U Alaycı bir dil tlk yüzde Eurovision Türkiye elemelerinden tanıdığımız " N o Problem"in yeni düzenlemesi yer alıyor. Başlangıçtaki vokal CrosbyStillsNash üçlüsünü anımsatırken, paıçanın karakte Mazhar'ın fantezileri Tüm albümün belli belki de en çarpıa parçası, ilk yüzün sonunda yer alan "Yalnızlar Gan". Söz ve müziği Mazhar Alanson'a ait Kısacası, " N o Problem", MFÖ'nün ilk çahşmalardaki çizgisini özleyenler için olduğu kadar, "yeni" ve "özgün" bir şeyleri bekleyenler için de tatmin edici bir çalışma. Düzenlemelerde zaman zaman oryantal bir soluk da hissedilmiyor değil, ama o kadan da artık "no problem"! Saııatm dokusunu arayan ıısta bir kuyumcu gibi ÜNER BtRKAN Dünya bu yıl, yirminci yüzyıl başının en önemli, en özgün bestecilerinden Maurice Ravel'i (18751937) ölümünün ellinci yıldönümü dolayısıyla anıyor. Milyonlann çok yakından tanıdığı "Bolero"nun yaratıcısı, Güneybatı Fransa'da, lspanya sınınna çok yakm Ciboure kasabasında doğdu. Annesi Bask asılhydı, babası ise, Leman Gölü kıyılannda, Yukan Savoie'da doğmuş bir makine mühendisi. Anne ile baba îspanya'da tanışıp evlenmişlerdi; ömrü boyunca pek az süre ile bulunduğu bu ülkenin kültürünün etkileri, Ravel'in yapıtlaruıın birçoğunda (sözgelimi, "tspanyol Saati" operasında, "tspanyol Rapsodisi"nde, ünlü "Bolero"da) kendini belli eder. Ölümünün ellinci yılında Maurice Ravel İki orkestramız müzik şenUklerinde Cumhurbaşkanhğı Senfoni Orkestrası'nın ttalya'daki Plate Estate Festivali'nde vereceği konserlere solist olarak kemana Suna Kan ve piyanist îdil Biret katılacak. ANKARA (AA) Cumhurbaşkanhğı Senfoni Orkestrası, 28 eylül 1 ekim tarihleri arasında ttalya'da 'Tlate Estate" Festivali'ne, Ankara Yayh Çalgüar Dörtlüsü de 1419 eylül tarihleri arasmda Norveç'te 'Tartein VaUen" Festivali'ne katılacak. CSO'nun ttalya turnesine, uluslararası Une sahip müzik elçilerimizden devlet sanatçıları kemancı Suna Kan ve piyanist tdil Biret solist olarak katılacaklar. Reagim Gökmen yönetimindeki CSO, 28 eylülde Roma'da vereceği ilk konserde Ferit Tfirün'ün "Çeşmebaşı", Mendelssohn'un "Keman Konçertosu" ve Dvorak'ın "Yeni Dünya" adlı 9. Senfoni'sini yorumlayacak. Bu konserin solistliğini Suna Kan yapacak. 30 eylül çarşamba günü İdil Biret'in solist olarak katılacağı konserde ise, Rossini'nin "Hırsız Saksagan", A. Adnan Saygun'un "5. Senfoni", Beethoven'ın " 3 . Piyano Konçertosu" ile Manuel De Falia'nın "Üç KöşeU Şapka"sı seslendirilecek. CSO, Italya turnesine çıkmadan önce, 24 ve 25 eylül günlerinde Ankara'da iki konser vererek başkentlilere ttalya programını sunacak. Ankara Yayh Çalgılar Dönlfisü de, Norveç Radyo ve Televizyonu'nun (NRK) çağnlısı olarak 14 eylülde 6 günlük bir turne için bu ülkeye gidiyor. K. Murat Tamer (keman), Cengiz Özkök (keman), Befü Başeğmezler (viyola) ve Engin Sansa'dan (viyolonsel) oluşan topluluk, ilk olarak 15 eylülde Norveç RadyoTelevizyonu'nda bir kayıt konseri verecek. Programda Ulvi Cemal Erkin ve bhan Usmanbaş'ın "kuartef'leri seslendirilecek. ÇİZGİLİK KÂML MASARACI AĞAÇ YAŞKEN EĞİTİR KEMAL GÖKHA* : zaman(ap k k kitapiaRo, m Roma armağanı Maurice Ravel, 1889'daParis Konsefvatuvarı'nın piyano bölümüne girdi. 1897'de Andre Gedalge'ın sımfında kontrapunta ve füg, Gabriel Faurt'nin sımfında kompozisyon öğrenimine başladı. 1901'de, bir zamanlar bütün genç bestecilerin hayallerüıde yaşattıkları Roma Armağanı'na ilk olarak başvurdu. Ravel'in 1905 yıhna kadar süren Roma başvurulan, hep aynı olumsuz sonuca varmış, geleceğin büyük yaratıcısını değerlendiremeyen Roma Armağanı Enstitüsü üyeleri, O'nun yerine, bugün adları duyulmayan Caplet, Kunc, Laparra gibi müzikçilere Roma'nın yollarmı açmıştır. Ama kimbilir, belki de bu başansızhk, Ravel'in bundan sonra birbiri ardından, kişilik damgası taşıyan, sağlam işçilikleriyle ve içerikleriyle parlayan yapıtlannı ortaya çıkarması için bir itici güç oluşturmuş olmalıdır. Ravel'in gençlik günlerinde etkilendiği bestecilerin başında, o dönemin ünlü bestecisi ("Espana" adlı orkestra rapsodismin yaratıcısı) Emmanuel Chaprier'nin geldiği söylenebilir. Bu arada, ele avuca sığmaz, çizgi dışı "avant garde" besteci Eric Satie'nin, ünlü bestecinin hem yaşamında hem de yaratmalannda kısa bir süre için etkisi söz konusu olur. Dönemin izlenimci akımının öncüsü Claude Debussy de, genç Ravel'in kişiliğinin oluşumunda bir ölçüde etken olmuş sayılmalıdır. Piyano yazısının gelişmesinde Chopin ile Liszt'in, bu iki piyano ozanının etkileri başta gelir. Sonra da, Paris Konservatuvan'ndaki sınıfı (Stephane Mallarıne'nin çevTesindeki genç ozanlann oluşturdukları "Ozanlar Salonu"na benzetilerek) "Besteciler Salonu" diye nitelenen Gabriel Faure'nin, genç Ravel üzerindeki tartışılmaz etkisi söz konusudur. Ancak, en güçlüsü, zamanına göre en etkini ve en moda sayüanı bile olsa, Ravel bu bestecilerden hiçbirinin körü köriine izleyicisi değildir. Aksine, inarulması güç, baş döndürücü bir hızla, çok kısa sürede kendi kişiliğini bulmuş, özgün anlatımını oluşturmuş bir bestecidir Ravel. Ravel'in çeşitli ortamlar için, değişik oylumlarMaurice Ravel 08751937) da bestelediği yapıtlar, şaşmaz biçim bütünlükleri, açık seçik, dolambaçsız anlatımları, sağlam işçilikleriyle seçkinleşir. Bu bestecinin biçim anlayışı, geçen yüzyılın romantikleriyle değil, olsa olsa, daha önceki dönemlerin klasikleriyle kıyaslanmalıdır. lstifleme, düzene koyma çabasında tam bir klasik bestecidir Ravel; melodi çizgilerinde, armonisinde, orkestralamasında o klasiklerin (Couperin'Ierin, Rameau'ların) titiz inceliği, usta işçiliği vardır. Ravel, elindeki gereçleri en uygun biçimler içinde kuljanmayı başarır, ama onlan ancak birer araç gibi görür. Bu büyük yaratıcmın asü amacı, biçimin ve tekniğin altındaki sanat dokusudur. Usta bir kuyumcu gibi, kendisine en doğru gelen yolda, bestelerine kişiliğini, yaratma gücünü, duygularını, içinden nasıl doğuyorsa öylece ince ince işler. ojcop. o(düm soz\t&ter\ \ M â uBjik * TARİHTE BUGÜN MÜMTAI ARIKAS MıstrÇon plondd) Roma genti/ Çarptfmada 2 Eylül ANTUAN'/N ACTIUM YENILGISU. M.Ö.31 't>£ BUGÜM, ACT1UM SAVAÇt YAPNJUtŞTt. RO MA DEVLETİ'MİN İKİ &ÜÇLÜ AOAMI OCmYlAHUS VE AUTUAN, ÜLK£yİ BAT! Ve DOĞU OCAKAK İKİYE AYl RIP YÖNBTİRKEN ANU4ŞMAZLIĞA DÜŞMÜfTÜHER İKİSİ DE YÖUETİMİ PAYLAfMAK OOĞUDAKİ MARKANTVAN, S£VGİÜS< MlStR A»» UUÇTA, OCmvtANUS 'UN V£ AN7TJAN '"V 4CÖE8 6EMİUK SAl/AÇ FİLOLAfZI ACTlUK^hçiKLAH DA KAftŞI KARŞiyA GELMifrİ. MAUEI/IZA ETeNEĞ! DAHA FAZLA OLAAJ TEkMELEfZIYLE,ANTUAN'tN OONANMASlMI Ç BERE AUP ATBÇE VE££N OCmvtAAJUS. SAl/AÇf KAZAAJM/fT7.. \ p Açjıam: Yunantstunctd LIÇESI KLEOPATJSA'YLA BİRLJK t'ç/MPeyDiso~ Kırsal ortamda Maurice Ravel'in doğum yeri olan Ciboure'un ırmak boyu caddesi, 1929'dan, büyük bestecinin ölümünün sekiz yıl öncesinden bu yana, "Maurice Ravel Rıhtımt" adını taşıyor. Bu işsiz yaratıcı, yapıtlannın pek çoğunu, büyük kentlerin gürültülü, yorucu atmosferinde değil, doğduğu kasaba gibi, Paris yakınlannda MonfortI'Amaury gibi sessiz, kalabahktan uzak, "kırsal" ortamlarda besteledi. Ömriinün son dört yılını da, gene sessizlik, hareketsizlik içinde, en yakm dostlarının sevgi çevresinde, onulmaz bir beyin hastalığının tutsağı olarak ölüm bekleyişiyle geçirdi. O dostlarından biri, O'nu Monfort'daki villasının balkonunda düşünceli bir durumda görüp, " N e yapıyorsun burada?" diye sorduğunda, Ravel'den şu kısa yanıtı almıştı: "Bekliyorum!" "Bekledigine", 1937 aralık ayının yirmi sekizinci günü, bir beyin ameliyatı ulaştı Ravel; 62 yaşındaydı. 50 YIL ÖNCE CumhurİYet Yeni sokak isimleri Sokak isimlerinin değiştirilmesi üzerine tetkikat yapmakta olan komisyon işini bitirmiştir. Milli telakkilere uymayan ecnebi ve gayri münis bütün sokak isimleri kaldınlmakta. bunlarm yerine tarihi kıymeti 2 Eylül 1937 kadar yükselmiştir. Yaptığtmız tahkikata nazaran fiatların yükselişinde başlıca sebeb Yunanistandan yapılan taleblerin birdenbıre artmasıdır. Buna sebeb olarak ta Yunan sulanna 100 harb gemisinden mürekkeb Ingiliz filosunun gelmiş olmast ve bu 19371987 yüzden yumurta istihlakinin artmış olması gösterilmektedir. Yumurta fiatlarmın yükseliş sebebi haiz isimler konulmaktadır. Son birkaç gündür yumurta fîatlarında bir yükseliş görülmektedir. 14 liraya kadar inmiş olan çift 720 lik sandıkların fıatı 18 liraya
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear