29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET/12 H\BıKI KRİN 1)1 \ AMI KKMALGÖKHAN Yalnız tek farkla Maça para venp gnersmız diye nelet tekltf ed.ımıyof vatandasa Demırel IsUnüulda * konuşmasım Zuhuraibaba turfcesı jmunde yapacaktı Türttenın önunde geceteyın Bntdık bır sıma dotişıyordu : Kurtar bizi zuhurat baba! Otakoydekj kaffcelıane toplamısında ANAPIı &u mıiiervekıi ustune &asa aasa Bu referandum çook önemlT dıyordu Hertıalde haöriatrnas. gereiuyoı partıl*te Setnrlerde dost sohbetterı gazete manşeUen dışında retoaınkımu pe* uyte ıpteyen yok 2 EYLÜL 1987 CÖNEYT ARCAYÜREK yaz.yor (Başlarafı I. Sayfmla) Özal, çevresinin de süylediği gibi, birden yumuşamıştı. Ya halkoylamasının artık maviye yöneldiğini kabul ediyordu ya da fazla vurgulama yapmadan korkulu duşler gören ANAP'lıların gözlerini gelecek seçime yöneltmek istıyordu. Çunkü diin halkoylamasından çok bir genel seçim üzerinde duruyor, 40'a yakm il gezdiğini, saptadığma göre ilk seçimde yüzde 4042 'nin üzerinde oy alarak "çok büyük çoğunlukla geleceklerini" gerine gerine açıklıyordu. Oysa, yüzde 40'lık oranlar Özal'ın zayıf kalabalıklarla karşılaştığı gezi izlenimlerinden kaynaklanmıyor, kimi anketlerin halkoylamasında yüzde 40 veya biraz üstunde hayır oyu çıkacağını yayımlamalarından ileri geliyordu. Bö'ylece Özal, evde yapılan hesaplart çarştya uyduruyor, halkoylamasında çıkacak tüm olumsuz oyları bir günde ANAP'ın hanesine yazıveriyordu. Dünkü izlenimlere göre Özal, kendini, grubunu ve maddi olanaklar sağladığı dar sınırlı kesimleri artık gelecek genel seçime hazırlamaya başlıyordu. Ama seçimin erkene alınacağını öne süren irdelemeler aklına gelince, grubunu dağılmaktan kurtarmak için "normal sürede" sandığa gidileceğini söylemeden edemiyordu. Dünkü konuşma, bir açıdan halkoylaması sonucuna ANAP'ı hazırlamaktı. Bir bakıma ANAP'ın 6 Eylül'den sonra dağtlmasım önlemeye yönelmekti. Bir oteki olasılığa göre aylardır kaldırdığı tozun, artık gerginleşen siyasal ortamın üzerinden kalkmasına önayak olmaktı. Meğer Özal dün söylediğine inanılırsa hayır çıkması için öyle vurucu, etkileyici konuşmalar yapnamıs, davranışlara girmemişti. Daha çok ülkede atan nabzı ölçmek için il il dolaşmışki başlarda çok az Ue gitmeyi düşünüyormus, ama nedense birden fikir değiştirmiş hele konusmalarında evet verirse vatandasa ne olacağım, hayır derse işin nereye varacağını birkaç cümleyle anlatıvermişti. Işte tüm kampanya boyunca yaptığı onca iş, bu kadar basitti, mini minnacıktı efendim. Eh, müsaade buyurulursa birkaç cümle de söylesindi. Zaten oy sonucu ne olursa olsun "başının üstündeydi". özal'ın başka değinmeleri de 6 Eylül'le ilgili varsayımlarında ayaklarının suya değdiğini gösteriyordu. örneğin "çağatlayan Türkiyeyi"yeni baştan sözcük sözcük bir "İcraatın tçinden" programı gibi uzun uzadıya TV kamerasına anlattıktan sonra, bir kez daha hedef saptırıyor, "asıl olan halkoylaması sonucu değil''' diyordu, "Önemli olan gelecek seçimlerdir". Oysa, Özal yine yamltyordu. Çıkacak hayır oylarmın hemen hepsini ANAP hanesine yazmak olanaksızdı. Bu oyların içinde Ecevit'e kızdığı için, Demirel'i sevmediğinden hayır oyu verenlerin en azından yüzde 1015 oramnda yeri vardı. Fakat Özal, halkoylamasında sonuç mavi çıkarsa, yüzde 40 turuncuyu genel seçimlerde koz olarak kullanmaya hazırlanıyordu. Hatta ANAP'ın, genelde bu kadar büyük oranda oy alacağına, bırakınız grubunu inandırmayı, kendini daha bugünden koşullandırmıştı. "Denenmiş olanlara"yine vururken, eskisiyasetçilerin ayaklarının sürteceğini söylerken, nedense denenmiş dediği, iki darbeden geçmiş siyasetçilerin yurt düzeyinde Özal'ı hallaç pamuğu gibi attıklarını ammsamıyordu bile. "Karşı cephede" hazırlıklar, 5 eylüle dek hazırlanan siyasal yaptınmiar sürüp gidiyordu. Demirel, İstanbul'da özal'ın gururlandığı tkinci Boğaz Köprüsü 'nün, 1980'den önceprojeye bağlandığını açıklamaya, bugün yapacağı basın toplantısmda, hazırladığı "bir beyannameyi" okumaya hazırlanıyordu. Erdal tnöntı, son durağı Izmir'de, İstanbul örneği görkemli bir mitingle kampanyayı kapayacağını hesaplıyordu. Tabii, Özal'ın cumartesi günü TV'den neler açıklayacağı, günün konusu olmayı dün de sürdürdü. Erdal İnönü'ye göre, "Özal Demirel'le ilgili bir 'belge' okuyabilirdi"... Demirel ise "hakkında hiçbir belge bulup çıkaramayacağını" söylüyor, "eğer yalana dolana dayalı bir tertipte bulunursa Özal, 'Anadolu ağzıyla çok ağır konuşacağını' gayet net biçimde" belirtiyordu. Ne olabilirdi. Özal'ın "son belgesi, kampanyayı kapayan son siyasal dansı?"... Bir bilgiye göre, Özal'ın elinde "ya Bayar'ın Demirel'e ya da ÖzaVa yazdığı" mektup vardı. Bir başka metinden söz ediliyordu. Söylendiğine göre, Ozal 12 marttan sonra alelacele hatta hava alanından bir ara askerlerce geri çevrilip, sonradan gidebileceğiDünya Bankast 'ndaki görevi sırasında Başbakan Demirel'e bir mektup göndermişti. Bu mektubunda, "Dünyada büyük petrol krizinin patlayacağını belirtmiş, ekonominin buna göre düzenlenmesini istemiş, kimi uyanlarda bulunmustu. "Ama Demirel, 1973 'lerde bu mektuba bakın şu Demirel'in yaptığına eski müsteşarının, eski çırağının uyarısına uymamış, akaryakıt fiyatları yükselmiş, özal haklı çıkmış, Türk ekonomisi, halkı büyük sıkıntılara düşüvermişti. Bir başka olasılık şuydu: Özal, hayır oyu çıkarsa 7 eylülden sonra ilk iş olarak Meclisten siyasal yasakları kaldıran bir yasa geçireceğini kamuoyuna duyuracaktı. Halkoylamasını ikinci plana bırakan, seçimi hedef alan dünkü Özal'la, özal çevresinde yoğunlaşan kimi söylentilerle dün Mectis kış dönemine girmeye hazırlanıyordu. Doğrusu özal, mavi olasılığını dikkate alarak daha şimdiden genel siyasetini yeni gerçeklerle süslemeye başlamıştı. Cerçek, eğer dün verdiği izlenimler gibiyse Özal'dan, önemli çark edişlerin işaretlerini alıyorduk. GClgecın develen Muhteşem Süleyman.n havaalam m! şereltendırtıleı Hefckopfcfienyie yuksele yütaete lepelere. hatk denen y>C>nı afıyede seyreden poimkacılann yaptıuım yapıyoruz ba de Duşkoptenr™» bınıp. adım adım detaytardan taa tepey! çıkıp. bu yıgına bakıyoruz Aman MUh> 0 da ne 5 ANKARA'dan YALÇIN DOĞAN (Baştarafı 1. Sayfada) ğaz Köprüsü gelir ortaklığı senetlerinden çok, "halkın belleğindeki teröre" güveniyor. Daha net bir deyişle, elbette ki "terörün kendisine değil", ama "terörün yarattığt korku ve dehşet duygusunun kendi iktidanna dayanak olabileceği" duşüncesinden yola çıkıyor Özal. Yasaklı politikaalar ile terör arasında toplumun bilinç altında "bir bağ yaratmaya" çalışıyor. Tıpkı Cumhurbaşkanı Kenan Evren 'in yedi yıl boyunca her fırsatta bu konuyu işlediği gibi... Doğrusu özal'ın bunda çok başarısız olduğu söylenemez. Çünku, onbeşyirmi gündür yaptığımtz yurtıçi gezilerde gözümüze çarpan önemli bir nokta var: Referandumda Erzurum dağlarındaki çobandan, tzmit Pazarı'ndaki köylü kadmlara kadar "hayır" oyu kullanacağını söyleyen herkes, "12 Eylül öncesindeki terö'rü'" gerekçe olarak gösteriyor. "Hayır oylan 12 Eylül öncesi terörle özdeş'' kılınıyor. Dolayısıyla, nerdeyse "eski politikaalar terörle özdeş •kılmmış" oluyor. Referandum sırasmda kullandığı bu yöntemi, özal şimdi önümüzdeki ilk genel seçimlere taşımaya çalışıyor. Nasıl mı?.. Bir milyona yakın kitap bastırarak... ANAP genel merkezinde harıl harıl bir çalışma yürütülüyor. 1965'lerden başlayarak özellikle 1970'leri kapsayan gazete koleksiyonlan taranıyor. Terörle ilgili haberierin fotokopisi çekilerek "bir kitap haline" getiriliyor. Terör olaylanna ilişkin cinayetler ve diğer haberler tek bir kitapta toplamyor. Bu kitaptan bir milyon tane bastırılmak üzere... Böylece seçimler sırasmda ANAP'ın anastratejisi belirlenmiş oluyor. özal, sık sık kürsülerde ne söylüyor?.. "Eski günleri unutmayın" diyor. "Eski günlerden" kasıt, sadece ve sadece "halkın belleğinde terörü yeniden canlandırmak". Sözünü ettiğimiz stratejisini belirleyen şu cümlesi, dün partisinin Meclis grubunda yaptığı konuşmasında da şöyle dile geliyor: "Referandumdan evet çıkarsa, aslında bu bizim için daha iyi olacaktır. Çünkü eskiler denenmiştir ve neyapnklan belli olduğu için, ne yapacaklan da bizim için meçhul değildir". Dolayısıyla, özal'ın genel seçimlerde izleyeceği ana strateji dün söylediği bu cümleyle pekişiyor. Özal, şimdi tüm gücünü tek bir noktaya çeviriyor: "Referandumda çıkacak hayır oylarını seçimlerde ANAP oyuna dönüştürmek". Yine dünkü konuşmasında altmı çizdiği gibi, özal, referandum sonucunda evet çıkması durumunda, ANAP oylarına dönuştürmeyi planladığı "hayırlarla" rahatça iktidannı sürdürmeyi amaçlıyor. Bu hesap ne ölçüde gerçekçi?.. Şimdiden söylemek güç. Ancak, görebildiğimiz kadarıyla referandumda "hayır oyu" kullanacaklar arasında Özal'ın izlediği ekonomik politikalar altında ezdiği halk yığmları da bulunuyor. Bunlann ilk genel seçimde ANAP lehinde oy kullanmalan pek kolay görünmüyor. Her ne kadar, re/erandumdaki "hayır" oyları özal'ın izlediği ekonomik politikalara bağlanmıyor ve beiirttiğimiz gibi 1980 öncesi terörle ilişkili gözüküyorsa da bir genel seçimde ekonomik politikaların, yani geçim sıkıntısmın ön plana çıkacağı ortada. Ama, Özal'ın başka seçeneği yok. Seçimlerde bir yandan "kendi icraatım" uzun uzun anlatacak ve dün belirttiği gibi "Türkiye'ye çağ atlattığını" vurgulayacak, öte yandan ve ağırlıkla "terör günlerini anımsatmayC gündemde tutacak. Bir milyon kitap başka neden basılıyor ki?.. Ayıbı kaldırın (Baştarafı 1. Sayfada) Demirel, her zaman çıkış yaptı•ğı normal yolcu salonu yerine "şeref salonu"na girerek bir süre oturdu. Burada yaklaşık 5(W0 kişilik, üzerlerinde "evet" yazan tişörtler giymiş bir grup tarafından karşılanan Demirel, yaklaşık 100 arabalık bir konvoyla Bakırköy'e hareket etti. "Ne Çankaya ne Evren. Vazgeçmeyiz Demirel'den" ve "Demirel nerede biz oradayız" sloganları arasında Bakırköy'e giren Demirel .ve ardındaki konvoy, ANAP ilçe binasının önünden geçerken •balkonlardan üzerinde "h«yır" .yazan bildiriler atılmaya başlandı. Bu sırada arabanın içine giren Dernirel'in çevresindekiler "yuh" diye bağırdılar. Bu kez ANAP ilçe binasının camına yerleştirilmiş hoparlorlerden "Eskiye dönmek islemiyorsanız hayır deyin" diye anons yapıldı. Trafi. ğin tıkanması üzerine burada DYP'üler mavi "ewt"li büdirileri ANAP ilçe binasına attılar. ANAP'lıların da balkona çıkarak ellerini havada birleştirip "ANAP s d u n " verdikleri görülSamsunlu Mehmet Kurtul'a ait üstü açık Mercedes marka ."Demirel" plakalı mavi renkli otomobille Zuhuratbaba'ya geIçn Demirel ve diğer DYP'likr, alanın durumunu görünce, "Herhalde araba korrvoy unu içe. ri bırakmadılar. Birazdan dolar . toıraa" yorumunu yaptılar. Yak 4aşık 25 dönümluk Zuhuratbaba futbol sahasının kürsüye yakın kısmmın dışmda gerilere doğru kalabahğın azalması konusunda rnitingi izleyenler, "Olsa olsa 810 bin kişi geimiş" şeklınde korıuştular. Bu arada bazı DYP'liJerin alanın çevresinde bekleyenleri boşluklan doldurmak için . çağırdıkları görüldü. Iki tane .^IR römorkunun birleştirilme; sıyle oluşturulan "mavi" renkli ' dcv kürsünün arkasında bekle. yen DYP'li milletvekileri ile AP .ye DP'li siyasetçiler alarun durumu konusunda, "Geoe de ividir. . Bu gün iş günü. Bir de geç kal. dık alana girmekte, çogunluk gjtmiş. Yoksa çok kalabalıkmış" şeklinde konuştular. . . Konuşmasına alanla ilgili sözlerle başlayan Süleyman Demirel, "halkoylaması hakkındaki diişüncelerini açıklamayı bir görev büdigi"ni söyledi. 1982 Ana.yasası'nı eleştiren, geçici 4. mad.denin insan haklarına aykırı olduğunu öne süren ve yasakların kalkması için "evet" oyu isteyen Demirel, daha sonra.şunlan söyledi: "6 Eylül'de oyunuza sunulacak olan siyasi yasakların kaldırılması meselesi, anayasanın ayıplanndan birini oluşturmaktadır. Bu ayıp, millet iradesine ı konmuş bir ambargodur. Bu ayı.bı kaldınn. Siyasi yasaklılık hükmii anayasanın kendisine de ay kındır. Çiinkii anayasa 'millet . iradesinin mutlak üstünlüğü' ^prensibini kabul etmiştir. Böylece millet iradesinin mutlak üs, tünlüğü zedelenmektedir. Kjmsenin sandalyesini aJtından alma, ya çalışmıyoruz. Bizim kimseyk L kavgamız da yok. Tiirkiye'yi bn' gün idare edenlerle geçmişte de siyasi bir meselemiz yoktu. Giden ağam, gelen paşam, bana ^ dokunmayan yılan bin yıl yaşa' sm derseniz, bugiin dokunmayan " yann size de dokunur. Biz Türkİye için vanz, kendimiz için değU." • Demirel'in konusması sırasında, kalabalığın ön taraflanndan ' alkış sesleri yükseldiği, ancak ge1 ' rilere doğru bir sessizliğin hâkim ' olduğu gözlendi. Yaklasık 1,5 saat süren konusması boyunca 1 kendisini dinleyenlere sık sık sorular sorarak "evet" yanıtını alan Demirel, "yasaklar"la ilgili sözlerini şöyle sürdürdü: "Benim milletim vicdanlannı satmayacaktır. 6 Eylül'de oyunuza sunulacak geçici 4. madde Ue mahkemeye yerilmemiş, suçlulugu tıiçbir şekilde sabit olmamış kişilere ceza verilmiştir. Adalet bunun neresinde? Bu, anayasanın ruhuna ve lafzına aykındır. Geçici 4. maddeyi sana kaldır diyen oldu mu? Sen kimsin? Kimin savcısısın? Kimin hâkimisin de ortaya suç çıkartıyorsun. Kimsin sen? Kimsin? Niye benim vatandaşımı fuzuli işgal ediyorsun? Niye? Bunlar ucuz brflar bunlar ucuz.. Devleti idare edenlere bu sözler yakısmaz. Rahmetli Adnan Menderes'i aslırdılar. Ondan sonra gelenleri de size çiğnetmek istiyoriar. Oyun budur. Oyun.. Tiirkiye'yi idare edenler geçmişe savaş açmışlardır. Bu, Tiırkive1 nin de katıldığı ve imza attığı İnsan Haklan Evrensel Beyannamesi ve insan haklannı, bürriyetlerini korumaya dair Avrupa Sözleşmesi'ne de aykındır. Tiirkiye, böyle bir hukuki ve siyasi hatayı işleyemez." Demirel, daha önceki referandum mitinglerinde yaptığı gibi ekonomik sorunlara değinirken, "bizim bıraktığınuz Tiirkiye", "bugünkü Türkiye" karşılaştırmalarından örnekler verdi. Vatandaşa, "Bu memleket sizindir. Sahip çüun" diye seslenen Demirel şunları söyledi: "1. Boğaz Köprüsü'nün gelirleriyle ikincisini yapacaksınız. Sonra da kalkıp bizim köpriı büyiiktür diye böburlenip övüneceksiniz. Kimseyle itişip kakışmaya gelmedim. Ama yalana >«• ran inkârcılık var. tstanbullular, Tiirkiye'yi idare edenleri si/lere şikâyet ediyorum. Sizin cepler ne vaziyette? Geçici 4. madde 1980 müdahalesinden sonra anayasaya bir ihtilal rtnr. Rneünkii yönetim ihtilalcilerden hızlı çıkıp buna sahip çıkmıstır. Kendilerine hesap sorulur. Uçsalar, ağızlarıyla kuş tutsalar korktukları başlarına gelecektir. Gücün niye bu devletin siyasetçilerine yetiyor? Bir yığın şey yapan 6 bin kişinin kayıp olduğu, devletin resmi belgelerinde yazıyor. Git onların yakasına yapış. Bu hükümst iktidannı sürdurebilmek için her türlti çareyi mübah saymaktadır. Variıgını ve geleceğini yasaklann devamına bağlamıştır. Size yıllarca hizmet etmiş insanlann seçilırife haklannı ellerinden almaymız." NOTLAK Bakırköy'mavi'ye ahşık MEHMET TE/KAN 25 kent dolaşan Demirel'i en çok İstanbul yoracaŞa benziyor. Bakırköy'de Demirel'in işi ol Mavi Mercedes'i 173 bin kilodukça zor. Sadece Bakırköy'de metre yapm.ş. Daha da dolaşami? Fatih'te, Şişli'de, Üsküdar' cak, ama Demirel'in İstanbul'da... Demirel'in İstanbul'da işi daki ilk saaıierine pek başarılı çok zor. DYP'nin gelişmiş sana denemez. yi bölgelerinde. metropollerde ANAP İstanbul'da çok iyi çagücü. gençler arasında etkinliği lışıyor, çok iyi propaganda yagörülmüyor. AP'nin de yoktu. pıyor. Çarşıda, pazarda riep Bakırköy de bu geleneğin zayıf "hayır" propagandası. "Bunlar olduğu ilçelerden bir tanesi. gelirse anarşi gelir" sözleri özel1979 seçimleriııde bile, Bakır likle kadınlar arasında oldukça köy AP'ye karşı direnmiş. AP' etkili oluyor. Sosyal demokratnin yüzde 50'ye yakın oy aldığı, lann büyük bir bölümü de İstanbul'da 1970'ten sonra ilk "hayır" eğiliminde. Demirel de kez CHP'yi geçtiği seçimlerde Bakırköy'de bunlara seslenmeyi bi^e, Bakırköy CHP demiş. (77 ANAP iktidannı ve Başbakan ihmal etmedi: bine, 75 bin) 1983'ten sonra ise, Turgut Öıal'ı isim vermeden "Bana dokunmayan bin yıl sosyal demokratlann yoğun oleleştiren Demirel, konuşmasının duğu bölgede ANAP, HP, SHP yaşasın demeyin. Bugun dokunson bölümünde, "1980'de sizin mayan, yann size de dokunabiçekişmesi gözlemlenmekte. devraldığınız Türkiye'de kan lir." Bu nedenle, mavituruncu çeyoktu. Hadi git önle bakalım. Demirel, ANAP'lılara da şu kişmesi Bakırköy'de sert geçeceDoğu illerinde her gün 25'er kişi çağnyı yaptı "Pişman olursuğe benziyor. Ancak Bakırköy öldürülüyor" dedi. Başbakan nuz, Adnan Menderes'i devlet 'mavi'ye alıjık, mavi eski tutkuTurgut Özal'ın, cumartesi günü astırdı, ondan sonra gelenleri de su... Yıllarca "Ecevit mavisi'radyo ve TV'den yapacağı kohalka ezdirmek isliyorlar. Vicda'nin ardından giden ilçe, bu kez nuşmanın halk arasında merak "referandum mavisi"nin "De nınızın sesini dinleyin." edildiği kendisine söylenen DeDemirel, zayıf olduğu bölgemirel mavisi"nin peşinden gider mirel, "Hiç merak etmiyorum. de, sosyal demokratlarla, mi? Önemli bir şey varsa bunu şanANAP'hlardan ne "evet" çalarDemirel'de, partinin bu bölgetaj gibi söylemek yerine ağızınsam kârdır diye konuşmasının de güçlü olmadığının farkında. daki bakla neyse açıklar. Onun önemli bir bölumünu bu tema"Bu parti meselesi değildir, tuttuğu yol yanlışür" şeklinde lar üzerine kurdu. Ancak, CHP adalet meselesidir, hak meselekonuştu. geleneğinin güçlü olduğu bölgesi, hak" diyerek, eski CHP'lileDemirel ve beraberindekiler, de, isim vermeden Ecevit'i de rin, sosyal demokratlann duygudaha sonra kalmakta oldukları suçladı. Özal'a yanıt verirken, lanna hitap etmek istedi. Sık sık Sürmeli Otel'e giderek dinlendi"Geçmiş dönemde, yokluk var"Bu seçim değildir" diye haykıler. Akşam da DYP il merkezindı, kuyruk vardı, anarşi vardı dikarak, "Bana, partime oy ce Beşiktaş'ta verilen "fukara yeyorlar. Biz 1979 secimlerinden vermiyorsunuz" demeye getirdi. meği"ne katıldılar. sonra iktidara geldik. 1980 Martına kadar ülkeyi düzelttik. Bu tarihten sonra kuyruk da yoktur. Kan da yoktur. Kan" diyerek, yokluklann, anarşinin bütün vebalini Ecevit'e atıyordu, CHP'ye atıyordu. O meydanlarda konuşuyordu, kendi deyimi ile "TV'de söylenen yalanlann dogrusunu gelip söylüyordu" ama Özal'ın televizyonu vardı. TV'den milyonlarca dinleyeni vardı. Özal'ın TV konuşmasına da yanıt vermek gerekiyordu. Demirel de konuşmasının diğer bölümünü Özal'a yanıta ayırdı. "TV'de isim vererek suçluyor, 70 sente muhtaçtık diyor. 70 sent bulmak kolay. Kimden istersen verir. Bugiin 4 milyon dolara muhtacız. Kim verir?" Özal'ın laflarını alıyor, bir noktasından yakalıyor, tersine çevirip söylüyor, alkış topluyordu Demirel. En çok kahkaha kanşık alkışı da şu cümleleriyle aldı, "Benim yaptığım köprünün gelirleriyle yeni köprü yapacakFUKARA YEMEĞ1 DYP Istanbul U örgütünün düzenlediği "fukara yemeği"ne çok saytda kifi kasın, sonra da benim köprüm setıldu SüUyman Demirel de beraberinde eski AP ve DPTi dyasetçOerle birlikte geldiği yemekte pilav ninkinden büyük diyeceksin, vehelvayedi. (Fotoraf: UGUR SANER) olur mu?" Özal: Seçim için gezdik (Baştarafı 1. Sayfada) Başbakan Turgut Özal, dün öğleden sonra partisinin Meclis grup toplantısmda yaptığı konuşmada, "Memleketin kısa bir tablosunu" çizai. Gezdiği il sayısınm 4O'ı bulduğunu kaydeden özal, "Genel kanım şudur. Bugiin bir seçim olsa ANAP büyük ekseriyetle iktidardır. MUletin bize olan sevgisi devam ediyor. Puanımız yukan doğru gidiyor. Seçim normal zamanına doğru yapdacağa benziyor" dedi. Yerel seçimlerden sonra düşmeye başlayan grafiğin, 1986 ortalanndan itibaren yeniden yükselmeye başladığını söyleyen Başbakan, yuzde 4345'in üzerinde oy alacaklarını tahmin ettiğini ifade etti. Yüzde 10 barajın sadece küçük partilerin elenmesine neden olacağım, ancak seçim çevrelerindeki milletvekilleri sayılannın azalması nedeniyle çevre barajının yüzde 16.5'i bulacağını belirten Özal, genel seçimlerde bir partinin mecliste grup kurabilmesi için ancak yüzde 2324 oy alması gerektiğini söyledi. Özal, "Bir nevi seçim gezilerini şimdiden yaptık. Gezilerimizin nedeni referandum değildir" dedi. Turkiye'nin çağ atladığını, bütun köylerin elektrik ve telefona kavuştuğunu, tapusuz gecekondu kalmayacağı sözünü yerine getirdiklerini anlatan Özal, büyük şehir sayısını 15'e çıkarmayı düşündüklerini açıkladı. Özal, elektrik sıkıntısını anlatırken, "Kamuran İnan burada mı?" diye sordu. İnan'ın salonda bulunmadığı yanıtı verilince, Özal sözlerini "Kamuran Bey'in Enerji Bakanlığı zamanında elektrik tasamıfu tarttşıhyordu" biçirninde sürdürdü. İslam ülkelerinin Türkiye'yi lider olarak gördüklerini söyleyen Özal, konuşmasının son bölümünde referandum konusuna değindi ve özetle şunlan söyledi: "Önümüzdeki referandum sonuçlan şu veya bu olur, hiç önemli değil. Gazeteler şöyle yazar, sonra böyle yazar biç önemli değil. Bizim için önemli olan gelecek seçimlerdir. Açıkça ifade edeyim, aslında referandum sonucunda bu liderler karşımıza çıkarlarsa belki bizim için daha hayırlı olur diye düşunüyorum. Çünkü denenmiş insanlardır. Onlarla mücadele etmek daha kolaydır. Denenmiş kimseler bellidir. Denenmcmiş kimselerden çekinmelisiniz, bunlann ne yapacağı belli olmaz. Denenmiş, iki defa denenmiş, gitmiş, atılmış, ayağı sürçen bir daha kalkamaz. Bunu bilmedikleri için takımlan hep eskidir. Eski kalmaya devam edecek. Bizim, genç, yeni bir takımımız var. Bu takım aynı dinamizmini devam ettirecektir. İyi çalışın. Çag aşan Türkiye'yi yanlış bir mecraya sokmasınlar." Özal, şazetecilerle sohbet ederken, "Islamın kaidesidir, denenmiş denenmez" dedi. Özal, referandumda ne renk oy kullanacağını ise gazetecilerin ısrarlarına rağmen söylemedi. Başbakan, DSP Genel Başkan Yardımcısı Haluk Özdalga'yı kastederek, "Dün televizyonda konuşan birisi bizi sapıtmakla, hayır saptırmakla suçluyor" dedi. Bülent Ecevit ve Süleyman Demirel'in yanı sıra, Necmettin Erbakan'ın da yasaklılar kapsamına girdiğini belirten Özal, "Bunu ters olarak kullanıyorlar. Eğer Sayın Erbakan yasaklı olmasaydı, Refah Partisi'nin başına geçerdi. Ama referandum sonucunu bekliyor" diye konuştu. "Bu yasaklann hakla ve adaletle ilgisi olmadığınT söylediğini iddia etti. Ama benim konuşmamm bir bölümünü alarak televizyonda insanın gözünün içine baka baka yalan söyledi" diyen Özal, söz konusu konuşmasında kamu davası açılanlarla haklarında dava bulunmayan yasaklılar arasında bir fark bulunmadığını anlattığını belirtti. Eıniroğlu hukuku (Baftarafı 1. Sayfada) Özal'ın ligleri durdurma kararının ardından oluşan halk tepkisi üzerine de başlangıçta 15 gün olarak kararlaştınlan, ancak 6 eylül halkoylaması nedeniyle fiilen 3 haftaya uzayan durdurma kararından 1 haftada vazgeçildi. Geçen hafta durdurulan ligler yeniden başlarken de geçen yıl 1. Lig'den düşen Bursaspor ve Kocaelispor yeniden 1. Lige alındılar. Futbol ligleri konusunda hukukun üstünlüğü ilkesini savunan Milli Eğitirr. Gençlik ve Spor Bakanı Metin Emiroğlu, 6 yaş konusunda farklı bir yaklaşımı benimser ve 6 yaş sınıfının açıldığı okullara velilerin çocuklannı kaydettirebileceğini söylerken, "Bu konuda bir değişiklik söz konusu değil. Yönetmeliği biz imkânlanmız içinde uyguluyonız" dedi. Resmi Gazete'de ilkokuia başlama yaşının zorunlu olarak 6 yaş olduğunun ilan edilmesinden ve buna ilişkin yönetmeliğin yayımlanmasından sonra 6 yaş çocuğu okula kabul edilmeyen veliler için, mahkeme kapısı da açıldı, Emiroğlu, hukuken böyle bir hakkın doğduğunu belirterek, "Okul olmazsa çocuğu nereye alacağım ben" dedi. Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanı Metin Emiroğlu, Cumhuriyet muhabirinin 6 yaş uygulamasına ilişkin sorulannı yanıtladı: 6 yaş uygulaması konusunda okullar, bakanlıktan emir beklediklerini söylüyorlar. Bu konuda okullara bir açıklama ne zaman gönderilecek? EMİROĞLU O konuda bir değişiklik yapmadık ki okullara gönderelim. Bizim elimizde olmayan nedenlerden böyle bir izlenim oldu. Biliyorsunuz kanundaki hüküm bu. Çıkan yönetmeliği de olduğu gibi aktarmak mecburiyetindeydik, öyle yaptık. Yönetmeliğin uygulanması nasıl olacak? E.MİROCLU Biz bu yönetmeliği uyguluyoruz aslında. Ama imkânlanmız ölçüsünde uyguluyoruz. Altı yaşındaki çocuğunu veli götürür de, ben çocuğumu veııîick istiyorum derse, okulun imkânı varsa alıyorlar. Ama bu okulla veli arasındaki diyaloga bağlı. Bir de okulun imkânlarına bağlı tabii. fstanbul'da geçen yıl 6 yaş sınıf 1 açılmamış. Bu yıl veli 6 yaşındaki çocuğunu okula göndermek isterse ne olacak? EMİROĞLU İmkânlan yok tabii. Onlar normal çocuklan okutmakta sıkıntı çekiyorlar. Özellikle Isunbul, eğitim hizmetleri bakımından en sıkışık ilimiz. 6 yaş çocuğu okula alınmayan velinin, mahkemeye başvurma hakkı doğmuyor mu? EMİROĞLU Vallahi hangi okula müracaat edecek. Yani okul yoksa nereye müracaat edecek, uygulanamaz ki. Hukuken böyle bir hakkı doğar ama, fiilen uygulanamaz. Oku! olmazsa, çocuğu nereye alacağım ben. 6 yaş uygulamasında zorluklarla karşılaşılıyor ve birçok okulda uygulanamıyor. O halde kanun değişikliği yapılamaz mıydı? EMİROĞLU Kanun değişikliği soz konusu olamazdı. Bütün dünyada ilkokuia başlama yaşı 6'dır. Genel bir hadise bu. Bütün ülkelerin kabul ettiği bir hadise. Biz Türk çocuklannı neden bir yas geç okula gönderelim. Yasa uygulanamıyor ki. EMİROĞLU Fiilen bu ya sarun tüm okullarda uygulanması mümkün değil. Hiç olmazsa giden gidiyor, gidemeyen de ileride imkânlar olduğunda gidecektir. İşin esasını doğru olarak tespit etmek lazım. Yanlış bir ilke tespit ederseniz ileriye tesir eder bu. Biz şimdi ilerisi için, Türk toplumu için altı yaşı öngörmüşüz. Bütün eğitimciler, pedagoglar da altı yaşın Türk çocuğunun zekâ derecesine en uygun yaş olduğunda birleşiyorlar. Bu konuda tüm ülkelerin, UNESCO'nun tavsiyeleri de hep altı yaşın üzerinde yoğunlaşıyor. Dolayısıyla bizim ülke olarak bunun dışına çıkmamız doğru değildir. 6 yaş uygulaması tüm okullarda ne zaman gerçekleşebilir? EMİROĞLU Vallahi biz imkânlarımız oldukça ana sınıfları, ana okullan, ana bölümleri açıyoruz. Çocuklar oraya gidiyorlar. Tamamen uygulanmıyor değil, uygulanan yerler var. Tatbikatta değişen bir şeyin olmadığını vatandaşlarımıza söyledik. Değişen bir şey yok. Geçen seneki tatbikat aynen devam edecek. Özal'ın son mitingi Trabzon'da Referandum oncesinde çeşitli yurt gezilerini sürdüren Başbakan Özal, daha önceden planladığı İzmjr, İstanbul ve Ankara gezilerini iptal etti. Başbakan Özal, referandum kampanyasını bugün öğleden sonra Trabzon'da yapacağı konuşma ile noktalayacak. ANAP Genel Merkezi'nden daha önce bildirilen programa göre, Özalın İzmir'de bir miting düzenlemesi, buna ek olarak İstanbul ve Ankara içinde de herhangi bir miting düzenlemeden "Petek"le bu iki kentte tur atması öngörülmüştü. Ancak daha sonra Özal'ın isteği üzerine İzmir, İstanbul ve Ankara miting ve turları iptal edildi. ANAP Genel Merkezine yakın kaynaklara göre, referandumda çıkacak sonucun yavaş yavaş "evet" lehine dönmesi izlenimi "Başbakan ve çevresine" egemen olmaya başladı. Bu izlenim sonucunda da Özal, son konuşmasını bugün Trabzon'da yapmaya ve referandum kampanyasını kapatmaya karar verdi. REFİKA SUNA ile OKTAY KOLTAN evlendiler 27.8.1987 KADIKÖY
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear