23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
ŞUBAT 1987 HABERLER CUMHURÎYET/9 TT Kuveyt'le nlaştı A nkara (uba) 1 PTT Genel Müdürlüğü Kuveyt Posta Idaresi asında anlaşma yapıldı. nlaşmaya gore, ıveyt'teki Türkler 300 iterikan Dolarma kadar 'rayı posta havalesi ile iriciye'ye inderebilecekler. PTT mel Müdürlüğü'nden rilen bilgiye göre, Ibaşmda başlatılan ıgulamada posta havalesi arak Ttirkiye'ye gelen ıralar PTT işyerlerince ıcısına süratle ödenip bu ieme işi özel posta kartı ile > göndericisine bildiriiiyor. Imanya, Avusturya, elçika, Danimarka, Fransa, 'ollanda, tsviçre, tsveç, 'orveç, Italya ve ıponya'da bulunan ürklerin yararlandığı steme Kuveyt'de eklenince osta havalesi ile urtdışından Türkiye'ye para önderilen ülke sayısı 12'yi uldu. ANAP Genel Başkan Yardımcısı'nın açıklaması sorun yarattı Bülent Akarcah'mn Ermeni teröründen Sovyetler Birliği'ni sorumlu tutması diplomatik bir soruna neden oldu. Sovyet Maslahatgüzarı Kadirov 'Akarcalı'nın ismini buraya karıştırmak istiyorlarsa bu çok yazık' derken, Dışişleri Bakanlığı 'Akarcalı'nın sözlerinin bizimle ilgisi yok' diyerek ANAP'tan farklı bir^ tutum aldı. ANKARA (Cumhuriyet Biiroso) ANAP'ın dış üişkilerinden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Bülent Akarcalı'nın Ermeni teröründen doğrudan Sovyetler Birliği'ni sorumlu göstermesi Sovyetler Birliği ile diplomatik sorun yarattı. Sovyet Büyükelçiliği, dün terörle ilgisi olmadığını belirtmek durumunda kalırken, Dışişleri Bakanlığı da kendini olayın dışında tutarak, iktidar partisi sözcüsünden farklı bir tutum aldı. Akarcah'mn Sovyetler Birliği diplomatik çevrelerinde rahatsız Akarcalı bunahmı nfin arkasında SSCB vardır. Asd amacı da bölgede kendisine miizahir bir Ermenistan kurarak, NATO'nun Güneydoğu kanadını parçalamaktır" temasının işlenmesini istedi. Dışişleri Bakanlığı'nın dün Akarcalı 'nın Ermeni terörü konusunda Sovyetler Birliği'ni suçlayan bu tutumuna katılmadığı lık yarattn çıkişyftvrupa Par dikkat çekti. Dışişleri BakanlığTlamentosu Siyasi Komisyonu'n• nın isminin açıktanmasını istemeyen üst duzey bir yetkilisi, da oylanacak olan ''Erıneni soykınmı" tasansına karşı açı dün bu konuda Cumhuriyet'e lan imza kampanyası sırasında "Bizim bakanlık olarak bu konuyla bir Mgimiz yok" şekönde ortaya çıku. Akarcalı, tasarının konuştu. ": • engellenmesı' ••" T l """kive'deçeAynı yetkili, Sovyetler Birlişitli kuruluşl.' rdiği mekği'nin Ermeni terorünün arfca^ tuplarda ko jiyelerine • m a olup olmadığı konvısuoda •d telgraf çekmel irken, ErKC "Herhangi bir devletin Ermemeni teröründ fctler Bir ni terörfine destek gönderiftği liği'nin soruml îlduğu temasınm işlenmesini telkm etti. Akar konosunda bizde bir bHgi yok" calı, üniversitelere ve çeşitli mes diyetek, Akarcab'an yafgiMna katılmadı|mt nssettirdivj Aynı lek kuruluşlanna gönderdiği yetkili, "Bununla bıriiktejıariamektuplarda "Ermeni terörii ANKARAftan YALCEV DOĞAN 3ilar'ın ıraştırması nkara (anka) Bilar Bilim Merkezi Mmanya'da çalışmış Türk adınlanmn kız çocuklan ile yutn ve çatışmalannı konu lan bir alan araştırması apacak. Bilar'ın araştırma 'izisinin ilki olan bu rastırma için bir de fon luşturuldu. Federal Mmanya'daki üniversite ile tbirliği halinde yapılacak rastırma sonunda r ürkiye'den seçilecek ıraştırmacının Federal Mmanya'da da bir süre eminerler vereceği bildirildi. lilar Bilim Merkezi'nin inümüzdeki günlerde bu tür \raştırmaları genişleteceği ve ırogramlı seminerler iüzenleyeceği, bunun yanı ıra da araştırma ve yaym r aaliyetlerine hız vereceği tçıklandı. menterlerin görüşlerini açıklamakta serbest olduklan bilinen bir husustur" diye ekledi. KADİROV'UN SÖZLERİ Öte yandan, Sovyetler BirliğTnin Ankara'daki Büyükelçiliği Maslahatgüzarı Anatoli Kadirov da dün bir soru üzerine Akarcalı'nın sözleri konusunda Cumhuriyet'e şunlan söyledi: "ANAP Genel Başkan Yardımcısı Sayın Bülent Akarcalı çok iyi tanıdığım, iyi duygular beslediğim bir şahsiyettir. Şu hotusun altını çizmek isterimki,]5ovyetler Birliği ilke olarak gerA şahsi, gerek devlet teroriiuin her zaman karşısında yer abnıştır. Bizim felsefemiz b%«t«r. Eğer Sayın Akarcalı bu aejUuna>ı yapmadan önce bize sorsaydı, bu tutumumuzu kendisine aalaUrdık. Eğer Sayın Akarcah'mn ismini boraya katmak istiyorlarsa bu çok yazık..." Bakanlığın vitrinleri ANKARA Vıtrinler paramparça. Kınlan vttrinin parçalan, vitrindeki eşyalara (!) karışıyor. "İn8an"dan oluşan "eçyalara " (!) karışıyor. Ya da "eşya" yerine sayılan "insanlara"... Tıpkı "eşya yerine sayılan Insanlann" paramparça edildikleri gibi, vitrinlerde paramparça... Sağhk Bakanı Mustata Kalemll'nin kulaMan çınlıyor mu?.. Geçen hafla içinde kendisiyle yaptığımız bir sohbette yönetttiğimiz bir soru üzerine, "Hastaneler bizim vHrinimlz" diyor. İşte, Bakan Bey'in hastaneteri, yani sözünü ettiği "vitrinleri" paramparça... "Vltrinterden " size bir kesit: Yer İzmtt. İzmit'teki Devlet Hastanesi. Tarih 17 Şubat 1987, Salı. Saat 21.00 dolaylan. Saat 20.00 dolaylannda Bursa'dan İstanbul'a gitmekte olan bir otobüs karşı yönden gelen bir otobüsle çarpışıyor. Kazada beş kişi yaşamını yrtiriyor. Türkiye yıtda beş bin kişiyi trafik kazalannda yitirmeye alışıyor. Yaralananlar «^•^^ İzmit Devlet Hastanızda, yalnızca Hastanesi'ne hastanızda götürülüyor. Aralarında çok kullamlsm diye ağır durumda hemşlreye bulunanlar var. cebinlzdekl Baziİannın "beenjektöru yin rörrtgenl" uzatıyorsunuz. 'O çekiliyor. Başka enfektöru sen evlnde röntge». çekullantrsın' dlye öğut kilmiyof. verlyoGpemşln Yaralılardan bazılan tam 40 hanım^fe sonra saat kendinden basıyor camlı raftan geçmiş bir bialdığı Iğneyi. Kan çimde yatıyor. aJfşveffş/mfe aynı Hastanın cebinIğnenln de, cüzdanında kimliği olduğu kullanümamamasma' halde, hastanın llişkln genelge yakınlanna kim Ankara'dan illere se haber vermiu/aşa// daha bir gün yor. Böyle bir o/muş... gereksinme kimsenin aklına gelmiyor. Yaklaşık 40 saat sonra hastanın yakınlanna heber veriliyor. Yakınlan hastaneye gidryor. Hastane kapısında ilk aldıklan yanıt, "Şlmdl lç«rt giremnslnlz" oluyor. "Neden?" diye Mfunca, "Zlyaret saati degll" deniyor. "luiUeşlm, bfct zlyarete degll, kazada yarataffan hastimızin durumunu oğrenmeye geldik" diyidert anlatmaya kalkınca, oradaki doktorlartan biri müdahale ediyor: "Bakın bte doktor olduğumuz halde, bizim başheIdmln yaMha glremryoruz." BaşhöRimle ne ilgisi var?.. Hemen öğreniyorsunuz: İzmrt Devlet Hastanesi Başhekimi Dr. Orhan Uçakhan kendi yönettiği hastanede bir hastay "amellyat ederken" zehirleniyor. Ameliyat «rasmda zetiirleniyor. Ardından komaya giriyor. . Hastanede bir telaş. Sayılan 2025 dolayın. daki doKtordan sekizi başhekimle birlikte bir ambülansa biniyor ve istanbul'da bir hastaneye götürülüyor başhekim. Sekiz doktor başhekimle istanbul'da. Yaralının yanına girince, herkes görüyor ki, kaza anındaki giysiler kan içinde ve hastanın rtâlâ üstünde. Kazadan 40 saat geçmiş. Kan içindeki elbiselerle yaralı, yatakta inliyor. Yaralıyla üç beş dakika birlikte olduğunuz anda, Sağlık Bakanı Kalemli'nin "vitrlnlerindeH Imparatoriuğu" nu göruyorsunur' tabakıcı, odacı ve hemair» Imparatortu ğunu"... 4 ÇindorukSamsun'da Özal'ı el#irdi: Hükümeti kiMtledi gitti Hastabakıcı yerlerl temlzliyor (I)" Elinde bir süpürge, kendi agzını bağlamış, tozdan korunmak için. Hastalann yanından "yarterl supürerek" geçiyor. Toz bulutlan havada. Tozlar hastalann üstünde. Hastabakıcı kendinden emin, çünkü kendini koruyor tozdan, "yerler süpurulürken ", karyolalann altında dolaşmakta olan hamamböcekleri kendilerini süpürgeden kurtarıyor. Odanın köşelerinde, karyolalann arasında hamamböcekleri rahatça dolaşmayı sürdürüyor. Yaralı inlerken bir hemşire yakalıyorsunuz. Göz ucuyta bakryor, "lğn« yapmak hcnm" ö\yor ve camlı raftan bir enjektör alıyor. Siz son haftalarda sürekli "AİDS haatalığı ve AIDS'ten korunma İie" ikjilisiniz yal... "AİDS kan yoluyla geçer" diye biliyorsunuz yal Sağlık Bakanı ve bakanlık örgütü harıl hanl "AİDS genelgeleri" yayımlıyor ya!.. Kullanılan bir iğnenin bir daha kullanılmaması gerektiğini televizyonlarda, basm toplantılannda açıklıyor ya!.. Arka arkaya toplantılar başkentte birbirini izliyor ve "AIDS'e karşı önlemler" dizi dizi alınıp illere genelge halinde gönderiliyor yal Siz de "aynı enjektörü baaka haataiara ve en azından kendi hastanıza" kullandırmak istemiyorsunuz yal.. Hatta, bunu bilerek yanınıza bir enjektör bile almışsınız ya!.. Hemşire hanıma anlatmak ne mumkün?.. "O enjektöru sen evlnde kultanıraın" diye öğüt veriyor hemşire hanım hastanın yakınına. Sonra da basıyor iğneyi. Daha bir gün olmuş kullanılmamasına" ilişkin genelgenin illere Ankara'dan ulaşması. Bir devlet hastanesinde genelgenin "ilk uygulamasına" yaralının yakınlan böyle tanık oluyor. Yaralı kendine geliyor. Vücudunun çeşitli yerlerinde acılarla kıvranıyor. Hastanın ve yakınlarının isteği üzerine film çekiliyor. Vücudunun çeşitli yerlerinde kınklar saptanıyor. Yakınlan hastayla ikjilenen doktora, İstanbul'a götürüp götüremeyeceklerini' soruyor. "Hayatl tehllke var mı" diye. Doktor "iataraenlz götürün, belkt iatanbul'da daha lyl bakariar" karşılığını veriyor. Tıbbi yönden tek bir söz çıkmıyor doktorun ağzından. Yaralının ambülansla izmrt'ten İstanbul'a götürülmesi gerekiyor. Hastane yönetimi önce "Benzln paraaını vedrseniz götürulür" diyor. Yanm saat sonra "Yeteril teçhtzat yok, anv bülans verameyiz" diyor. Anlaşılan, "Yeterli teçhtzat otan tek ambOlana var", o da ameliyatta zehirienen başhekimi göturmüş İstanbul'a.. 40 saate yakın kendinden geçmiş ve vücudunda kınklar saptanan yaralı normal, sıradan bir arabayla ve yantnda hiçbir doktor, hemşire olmaksızın İstanbul'a götürülüyor. Ama yaralıya bakan doktorun gönlü rahat. Çünkü, yaralının yakınlarından aldığı imzalı bir kâğıt var elinde. "BJz haatayı kandl isteğryle götürüyoruz" dive. Sağlık Bakanı Kalemli'nin kulaklan çınlasın. Yüz defa, bin defa çınlasın. Şu günlerde 4e hastaneleri düzeltecek yasa tasansı görüşülüyor ya Mecliste! Bakın bu yasa bir çıksın, siz seyredin Sayın Kalemli'nin "vrtrinlerinl"!.. "Vitrinlerde" ne böcek kalacak ne başhekimler ameliyatta zehirienecek ne de hastalar paramparça olacakl.. Hastaneye düşmeyegorün!.. Adamın feleği şaşar, feleği! "kan alıs verlsl, aynı Iğnenln Sağhk tasansvna DYP Genel Başkam, "Sayın Başbakan arârfııza gelsin diye dua ediyorum, çünkü hükümeti kilitleyip Amerika'ya gitti ve anahtan da cebine unutıu" dedi. SAMSUN (Cumhuriyet) DYP Gehe! Başkanı Hüsamettin Cindonık, "Ben neysem. Menderes oydu, ben neysem Demirel oydu" dedi. Cindoruk, Başbakan Özal'aseslenerek, "Başbakan sağltğı nedeniyle bu işi götüremiyorsa bıraksın. Devlet idaresinde boşluk yaratmasın. Allah'akarşı da. millete karşy bırakması eerekir" diye kc nkara (a.a.) Mart 1987 celbinde silah ütma almacak 18 aylık üzmete tabi yükümlüler, 15 nart tarihleri arasında yerli ıskerlik şubelerine iaşvurarak, sevklehni laptıracaklar. Sevklerini mbancı askerlik tubelerinden yaptırmak steyen yükümlüler ise, yarın ;alişma saati bitimine kadar vaoancı askerlik şubelerine başvuracaklar. Dövizle ıskerlik hizmetine tabi olan yurtdışındaki vatandaslardan mart 1987 celbi için başvurulan kabul edilenlerin 2 aylık temel askerlik eğitimleri 15 mart pazar giinü başlayacak. Bu dönemde askerlik eğitimi yapacak yükümlülerin, 1314 mart tarihleri arasında Burdur Askerlik Şubesi'ne başvurarak, sevk evrakmı almaları gerekiyor. 4 Silah altına ılınacaklar nm çok adaletsiz bir hizmet zindri kovnam getirdiğini"öne sürdü. Rahsan Ecevit, "Tasandaha ciddi bir devlet ve hukuk anlayışıyla, baştan aşağı yeniden hazvummahdır" dedi. Rahsan Ecevit, DSP Istanbul ü merkezinâe düzenlediği basm topuuıttsmda, sağlık hizmetleri temel kanunu tasansmt eieşttrdL Mecüse sumtlan metnin, bir yasa tasansı niteUğini taşanaktan çok uzak olduğunu üeri süren Ecevit, şöyle konuştu:'' Tasarmm genel ve bir hayU beliniz niyet ifadeleri dışmda, asü yasa metninin yönetmeUklerle oluşturulacağı anlaşıhyor. Nltekim tasarmm 9. maddesi her şeyi yönetmeliklere bırakıyor. Tüzük bile değil, yönetmeUk. Böylece bir yandan yasama organmm yetkisi çiğnenmiş, bir yandan da Danıştay denetimi dışına çıkıbtus oluyor." (Fotoğraf: a.a.) SHP YEREL YÖNETfiHKURULTA ANAP'a eleştirPyağmuırıı SBP'nin dftzenlediği kurultayın ikinri gününde 'belediyelerde muhalefet' konusu tarüşüdı. Istanbul eski Belediye Başkanı Ahmet Isvan ile tzm'ır eski Belediye Başkanı Ihsan Albayrak, ANAP'lı belediyeieri sert bir şekilde eleştirdiler. ANKARA (Cumhtuiyet Biirosu) SHP'nin düzenlediği "Yerel Yönetimlerde Sosyal Demokrasi Kurultayı"nda ANAP'lı belediyelerin uvgulamaftın eleştiri yağmuruna tutuldu wsilahh sağ eylemcilerin yüksek ücretlerle belediyelerde toplandığı öne surüldü. Kurultayda ortaya çıkan görüşler, bugün Genel Başkan Erdal tnönü tarafından bir bildiri ile kamuoyuna açıklanacak. Yerel Yönetimlerde Sosyal Demokrasi Kurultayı'nın ikinci gününde belediyelerde muhalefet konusu tartışıldı. ANAP'lı belediyelerin uygulamaları ve muhalefet çalışmaları konusunda tstanbul eski Belediye Başkanı Ahmet İsvan ile Izmir eski Belediye Başkanı İhsan Arjanak konuştular. Ahmet İsvan, kentlerde insanlanri büyük bir bunalım içinde yaşadığıru ve olaylann önden, belediyelerin arkadan gittiğini bildîrerek, ANAP iktidarının sağladığı >etki ve para ile belediyelerde ya^a dinlemezliğin işbitiricilik olarak tanımlanmaya başladığını sasundu.?* Belediyelere sağlanan yetkilerin bazı eksikliklerine karşın yerinde olduğunu, ancak bu yetkilerin kötüye kullanılması karşısında ANAP iktidanmn bile denetleme ya da yetkileri geri alma çabasına düştUğünu anlatan İsvan, ANAP'lı belediyelerde bürokrasi ile mücadele adı altında Tapuda kaydı olmayan taşınmazlar nkara (anka) Yargıtay Dördüncü Hukuk Dairesi, tapuda kayıtlı olmayan taşınmazların taştnır mal niteliğinde olduklarına karar verdi. Yargıtay'ın kararında, tapusuz taşınmazlar üzerindeki tasarruf hakkımn kullanılmasmın hiç bir biçim koşuluna bağlı olmadığı ve gizlenerek de olsa elden yapılan bağışlamalann geçerli olduğu belirüldi. KURULTAY'DAN Çatlak Ses htemiyoruz FÜSUN ÖZBİLGEN ANKARA Ankara'da şubat ortasında guneşm pınl pml parladığı bahardan çahnmjş bir gün. lnsaniann içine kırlara yayüma duyguian veriyor. SHP kurultayının yapıldığı Derya Siaeması'oda ulkenin dört bir yarundan gelmiş SHP'li yerel yöneticüer koltuklanna çekilmiş kımıldamadan tartışmalan izliyorlar. Böyiesı güzel bir gunde büyük bir kalabalığın canh bir ilgi ile toplantıya katılması SHP kamuoyunun yerel yönetimier konusunda ciddi bir Ugi duyduğunun kanıtı. Konuşmacüar geneUikk üç konuyu işüyorlar. Birincisi ANAP'b belediyelerin taİancı uygulamalan. İkiocisi sosyal demokrat belediyecilik anlayışı. Üçüncüsü ise illerde ve ilçelerdeki belediye mcclislerinde görevli sosyaî demokratlann huzur içinde çalışabilmeieri için genel merkezin içindeki çekişmelerin sona ermesi. Adapazan eski Belediye Başkanı Ünal Ozan," Anadolu'ya parÖ tçi kavga blçimİBde yaasıytfl haberier bize lum kâybettiriyor, geaet merkezden biçblr çatlak ses yaydmamasısı Isüyornz" diyc bagınyor kürsüde. Salon alkıştan yıkıhyor. ANAP iktidannda belediyeler büyük parasal imkânlara kavuştular vc beiediye yaünmlan gözle görünür biçimde arttı. Bu olgu sosyal demokratiara kendi belediyecilik anlayışlannı unutturmamış. Toplu taşıma, toplu konut, sahil yağmasmın önlenmesi gibi iîkelerle başlanılan beîediyeciiyc anlayışınt haüriatıyorlar. Bu ilkelerin bugün de belediyelerde toplu konut, metro yapma gibi sürdürüldüğünü vurguluyorlar. Ancak ANAP iktidanndaki belediyelerden yansıyan soygun ve talan haberlerini ve uygulamalarını da gündeme getirmeyi ihmal etmiyorlar. Eski Ürgüp Belediye Başkam ve MKYK uyesi Omai S«ymen gelecekteki sosyal demokrat bir iktidarda bu yolsuzluklarm hesabının sorulabileceğini hatırlatıyor ve onun için SHP'li belediye meclisi üyeleri iie il ilçe örgütlerinin konulan iyi iziemelerini istiyor: "Bdgekri toptayıa ve dosyık mahakfet yapın" diye uyanyor. SHP'li yerel yönetim anlayışı tartışüırken, toplu taşıma, kamu arazisine sahip çıkıhnası, toplu konut uygulaması gibi eski ilkelere çok belirgin bir gereksinimden doğan bir yenisinin eklenmeye başlandığı da görülüyor. Giderek bir kanş yesil alan bırakılmadao beton yapılaria dolan kentlerde büyük spekülasyon konusu olan kent arazisi için spekülatif kârların özel kisilerin cebine değil de kamu yaranna kuliaıulması için yeni bir yöntem gelistirilmeli. Bir konuşmaa bunu çok somut biçimde vurguluyor: "Kentsel toprak reformu..." SHP Genel Başkanı Ertt! todai, yanında Genel Başkan Yardımcılan olduğu halde bütün konuşmalan sonuna dek iki gün dinliyor ve gerekli notlan alıyor. SHP yönetirni belediyelerin "k*tılııııcı dtmokrasisi" için büyük önem taşıdığının bilincinde gözüküyor. Bir de Anadolu'dan gelen belediyecilerin ve partüilerin çok yakındığı genel merkez çekismeleri olmasa.. 2 kişiye çağrı A nkara (uba) A nkara ım. Askerlik Dairesi Başkanlığı, yurtiçi ve yurtdışındaki adreslerinde bulunmayan iki kişiye çağrı yaptı. Resmi Gazete'de yayımlanan duyuruya göre, Ramazan Yıldırım ve Ali Altınkaynak'ın üç ay içerisinde askerlik görevini yapmak üzere ilgili mercilere başvurmamaları halinde Türk vatandaşlığından çıkarılacakları bildirildi. DUZELTME Gökçeada Cumhuriyet Savcı Yardımcısı Selahattin Şeyda, gazetemizin 10.2.1987 tarihli sayısmda yayımlanan 'Gökçeada'da cinnet mi, cinayet mi?' başhklı haberle ilgili olarak bir açıklama yolladı. Selahattin Şeyda'nın açıklaması şöyle: Cumhuriyet Gazetesi'nin 10.2.1987 tarihinde bu sayfada yayunladığı "GÖKÇEADA'DA CİNNET Ml, CİNAYET Mİ?" başhkh yaada her ne kadar "Cumhuriyet Savçılığı, olayın cinayet mi, yoksa intihar mı olduğunu belirlemek üzere, çok yönlü soruşturulduğunu açıkladı" demek suretiyle savcılığımızı kaynak göstermişse de memuriyetimizin bahse konu olayla ilgili olarak hiçbir gazeteye, basına açıklarrtada bulunmadığı, bu cihetle yazıların bu yönüyle gerçeğe aykırı olduklan kamuoyuna duyunüur. D Y P ^ H P Başkanı dC tisinin Safnsun'da düzer kapah salon toplantısı ile 1 ve Vezirköpru'de konu|lnalar yaptı. Ara seçimlerde Samsun deneyimli bürokratlann işlerinmilletvekili seçilaı Cindoruk'un den uzaklaştırıldığını belirtti ve konuşmalırında*urguladığı koDP dönerMdgkigıbi \olsuzfuknular şöyle: Gelirler ancak ve ancak Vn isffl^^ a, meNüvenleri cıkan bastonlu bir gökdelen y p M p $ l ihtiyar gibi artarken, giderler bir nı, bu kararın Öttceden be" nermi hızıyla artıyorsa, bunun Iere duyurularâk arsa sp. lemokrasilerde tarifi olmaz. J sağlandign» d ' îiazı ınsanlann zenginleş. ulkenin zenginleşmesi anİzmir eski d lamına gelrne^ Vergi rekortthsan Alyanak ise, lediyc'^ ' "'<atçı. harek~*~ • menleri çoğalsa ne \azar? Bin kişi, 5 bin kişi zenginleşmiş, milkeyfj.ma içine yonlarca kişi fakirleşmişse o ülIerinı savurıarak, fzmir'de ıııar kede ne siyasi ne ekonomik denalanı içine > apılmak istenen ca geyi şağlayabHirsiniz. mi konusunu^dile getirdi. Mer İ cretKrten kesilen 3 bin Kez Etlendirme Memurluğu yaama yapılmak istenen bu cami 500 lirayla ev yapacağım diyen nin özel olarak hazırlanan pro hükümete sorunuz: Ayda S bin jesinde büyukçe bir salonun yer lira taksitle bir elektrik süpürgealdığmı, amacın burada dini ni sinin zor alındıgı bir ülkedc 3 bin 500 lira taksitle ev yapılabilir mi? kâh kıymak olduğunu bildiren Alyanak, kaldırım yapımının ANAP iktidarı döneminde yolsuzlukla: a kaynaklık ettiğini 20 fabrika bile açılmadı, buna söyledi. Alyanak, "Fuarda dini karşıhk lüks otellerde 20 kumarnikâh için cami >apmak istevenhane açıldı. Her gün gazetelerler tzmirlilerin dayanışmasını de sokağa atılmış kadınların resbilmiyor. İzmirliler rakılannı, şaraplannı alır fuara birlikte mi çıkıyorsa, intihar edenlerin sayısı artıyorsa, ortada bir bogiderler" diye konuştu. zukluk var demektir. İstanbul Belediye Meclisi SHP DYP Genel Başkanının, BaşGrup Başkanı Necdet Mercani bakan Özal'a çatan sözleri de îstanbul Belediyesi'nin bir ihale şöyle: merkezine dönüştüğünü, müteSayın Başbakan araraıza ahhitlere "bir giil dik, bir milyon gelsin diye dua ediyorum. Çünkazan" derceseni ihaleler veril kü hükümeti kilitleyip Ameridiğjni savunarak, "Bu ihale fur ka'ya gitmiştir ve anahtan da ceyasında çeşitli \erlere dikilen binde unutmuştur. renkli fenerlerin altında vücutlaBaşbakan sağlığı nedeniyie nnı pazariayanların rakamı kor bu işi göturemiyorsa bıraksın. kunç bir bojuta ulaşmıştır" Devlet idaresinde boşluk yaratıldedi. masın. Allah'a karşı da, millete Adapazan eski Belediye Baş karşı da bırakması gerekir. kanı İJnal Ozan ise, ANAP'lı NOKTA'YA YANIT belediyelere silahh sağ eylemciHaftalık Nokta dergisinin solerin, ya sa ve kurallar hiçe sarularını yanıtlayan Cindoruk, yılarak yüksek ücretlerle toplanÖzal'la Demirel'in neden bir dıklarını öne sürerek, örnek olarak Adapazan Belediyesi'ni gös araya gelemeyeceğini şöyle yanıtladı: terdi. Ozan, bunlann önüne geç"İki sebeple bir araya gelemek için SHP'nin kendine çekimez. Siyaset dostluğumuz yokdüzen vermesi gerektiğini belirtti ve "Genel merkezden örgütlere tur bizim Sayın Özal'la. Sayın Demirel'in ve bizim... Siyasi fibir tek çatlak ses gitmemeli. kirierini paylaşmıyonız. Ozal'ın 'Bunlar kavga ediyor, sorunlan 12 Eylul'den sonra sergilediği siçözemez' görüntüsii vermeye kimsenen hakkı yok. Birtakım yasi tutum, bizim siyasi ahlakıihtiraslan tatmin etme kurultay mıza ve antimilitarist diişünce lan bitmeli, örgütü rahatsız eden tarzımıza tamamen terstir. " davranışlar sona ermeli" diye konuştu. MKYK uyesi ve Ürgüp eski Belediye Başkanı Cemal Seymen ise, belediyelerde etkin muhalefet için belediye meclislerine belediye ile çıkar ilişkisi içinde olanlar yerine, kitle örgütlerinin temsilcilerinin seçilmesinin gerekliliğini vurguladı ve meclis çalışmalarının belediye hoparlöründen yayımlanmasının sağlanması gerektiğini söyledi. Seymen, SHP iktidarında belediyelerde yolsuzluklarm hesabının sorulacağı unutulmadan, belge toplanıp dosyalı muhalefet yapılmasını da istedi ve "Belediyelerde riişvet özellikle imar planı değişikliklerinden kaynaklanıyor. Ruşvet ve çıkar biiyüdiikçe sosyal demokratiara teklif edilen ruşvetler de biiyuyor" dedi. ANKARA Kütahya'ya 6. milletvekili Antalya bağımsız milletvekili ve Kuzey Atlantik Asamblesı Başkanı Ümit Haluk Bayütken, geçen hafta sonu Kütahya'daydı. ANAP'a geçeceği yolundaki söylentiler, kendisine ANAP'lıların ilgisini arttırmıştı. Bayülken ne de olsa eskiden Dışişleri ve Milli Savunma Bakanlıklan'nda bulunmuştu. Asamblenin NATO ile ilgili toplantısına katılan Bayülken ve beraberindekiler onuruna, Kütahya Belediye Başkanı Oral Kipek bir yemek verdi. Yemekte konuşan Bayülken, "Şu anda bağımsız milletvekiliyim. Aslında benim iç politika ile fazla uğraşım olmadı. Her zaman Atatürkçüyüm. Sakın yanlış anlaşılmasm, şartlar oluşursa, bir siyasi partiye girebilirim. Bu da benim Atatürkçülüğümü zedelemez. Bizim Kuzey Atlantik Asamblesi onun izinden yürümektedir. Bağımsız milletvekili kelımesinden uzak kalırsam Atatürkün izinden ayrılacağım sanılmasın. İleride partisi ve tarihi belli olabilir." Herkes bu sözlere "tamam, Sayın Bayülken ANAPa gireceğini bir yerde kelimelerin arasında ima etti" dediler. Kütahya Valisi Kemal Esemsoy da, Bayülken'den Kütahya'nın sorunlanna eğilmesini isterken, milletvekilinin ne kadar "engin bir devlet adamı" olduğunu vurguladı. Ve şu ilginç cümleleri sarfetti: "İleride bir partili milletvekili olabilirim dediniz. Kütahya'yı da sevdiğinizi söyiediniz. Mü1 saade ederseniz sizi Kütahya nm 6. milletvekili olarak görmek istiyoruz. Sabahın erken saatlerinde milletvekilimiz olarak sizin kapınızı Kütahya milletvekili olarak çalalım." Belediye Başkanı Oral Kipek, fırsatı tam yakaladı ve yanına giderek Bayülken'i öptü: "Sizi şimdiden tebrik ediyorum. Sayın Valimizin dediği gibi sizi 6. milletvekilimiz olarak görmek istiyoruz." Yemek sonuna doğru Bayülken, "İskandinav ülkelerinde bir usul vardır: Herkes ıçinden geldiği gibi konuşur. Bir de, eski gazeteci dostumuz Nuri Sarışık bey konuşsun da dinleyelim dedi. Basm şeref kartı sahibi olan Kütahyalı tecrübeli gazeteci Sarışık da lafı gediğine yerleştirdi: "Sayın Vali, Sayın Bayülken'e madem ki bir siyasi partiye gireceksiniz, Kütahya'nın 6. milletvekili olun dedi. Bizim ilimizin 5 milletvekili vardır. Demek ki bu 5 milletvekili Kütahya'nın sorunlanna yetmemektedır, altıncı, yedinci aranmaktadır." Bu sözlere gülen de oldu, gülmeyen de... BJtfOLKEN 'Bir partiye girebilirim ilerde'. TÜBİTAK'm eksikleri TÜBİTAK (Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu)'ın 20.2.1987 cuma günü görevine yeni başlayan Genel Sekreteri Sümer Şimşek, bu bilimsel kurumda daha ilk gününden itibaren büyük işler yapabileceğini kanıtladı. Şimşek, kurumda göreve başladığı günün mübarek cuma olmasını da fırsat bilerek bu kurumun en büyük ihtiyaçlanndan birini ayağının tozuyla halletti. Sayın genel sekreterin, odasına yerleşir yerleşmez aklına ilk gelen şey, günlerden cuma olduğu ve cumanın da çok mübarek bir gün olduğu olmuş. Ancak bakmış ki Türkiye'nin bilimsel politikalarının yönlendirildiği bu koca kurumun genel sekreterinin abdest alması için ne bir havlu var ne de bir çift takunya. Ve genel sekreter ilk emrini, satın alma'ya vermiş: "Derhal bana abdest aldığımda silinecek, ayaklarıma geçirecek bir çift terlik ve havlu alınsın. Cuma namazına gideceğim." Ve işte bu emir sayesinde TÜBİTAK'm en büyük eksiklerinden biri giderilmiş. Yakında sizlere bir büyük müjd.e daha vermeyi umuyoruz. TÜBİTAK mescidinin açılışını ALAPLI (Cumhuriyet) Zonguldak'ın Ereğli ilçesine bağlı Alaplı kasabası belediye başkanlığı seçimini ANAP adayı Sedat Atalay kazandı. ANAP'lı Belediye Başkanı Zeki Atalay'ın ölümü nedeniyle yapılan seçimde ANAP adayı Sedat Atalay 1322, SHP adayı Seçkin Tekin 906, DYP adayı Mehmet Görgün 318 ve RP adayı Yaşar Ankan 88 oy topladılar. Alaplı'da 25 mart seçim sonuçları şöyleydi: ANAP: 1239, SODEP: 704, DYP: 221, HP: 394 ve Ba&msız: 63. Alaplı seçimi ANAP'ın İyi ki üzerine basmamış ı BMM'deki Şirket Kurtarma Yasası'nı bekleyen Karadenızlı ışadamı Temelin "gorgü ve bılgisi"ni arttırmak için kent içi ve kentlerarası turlarını sürdürdüğünü haber aldık. Anadolu kentlerinden birinde sokakta yürürken yerde siyah bir topak gören Temel, ne olduğunu anlayamamış, eğilip bir parmak alıp tatmış. Sonra yüzünü buruşturarak, "Uyy, iyi ki üzerine basmadım" demiş.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear