Catalog

28 KASIM 1986 KÜLTÜRYAŞAM CUMHUR/YET/5' ISMAÎL GÜLGEÇ SİNEMA ATÎLLA DORSAY HAYVANLAR BU SENÎ crvciv NÎ Iki kültür arasındaki adam Merdoğlu ömer Bey / Senaryo, Yönetinv Yusuf yor. Arkadaşlannm "köylö" diye Kurçenli / Görüntü: Kenan Davutoğlu. / Müzik Cem çağırdığı Merdoğlu ailesinden Ömer, *4iz. / Oyuncular: Mahmut Cevher, Necla Nazır, Yaprak taşra mütegallibeliğinden gelip liberal ekonominin nimetleri sayesinde zdemiroğlu, Merai Orhonsay, Savaş Dinçer, Ayşegül köşeyi dönmuş, ilişküerini gereğinÜnsal, Suna Pekuysal, Erdinç Akbaş, Salih Kalyon, de bürokrasiyle "şöpheti" buluşmaBaykal Kent, Ali Sarıoğlu, Ani îpekkaya, Haşmet larla yürüten, ama namazını niyazını, kırsal geleneklerini de inatla süıZeybek. / Varlık Film yapımı. (Dünya, Ocak, Mısîık, düren bir ailenın oğlu... Sık sık kırSayanora, Zafer, Nilgül vs.) Ynsuf Kurçenli, üçüncü filminde ilk filmi "Ve Recep ve Zehra ve Ayje"deki temel temayı yineliyor. Orda, kırsal kesimde iki kadın arasında kalan evli bir erkefcin öyküsüydu anlatılan... Burda ise, bu kez büyük kentte, yine iki kadın, iki değisik çevreyi simgeleyen iki kadın arasında lara açılan, ava çıkan erkekler, başörtttlü anne, "pavyon kadmlan" ile ilişkileri hoşgören ataerkil bir anlayı$.. Ama ömer bu kez farklı bir kadııüa, tiyatro oyuncusu Ipek'le tanıkalan bir erkeğin serüveni anlatılı NP şıp ona sahiden bağlarur gibi olunca, Merdoğlu ailesi bunu onaylanuyor. Onlar kadar, Ipek'in sanatçı çevresi de aym biçimde garipsiyor durumu... Çünkü Merdoğlu Ömer, gerçekten de iki, hatta üç farklı kültür, yaşam biçimi, değerler bütünü arasında kalmış bir kişidir, toplumumuzun şu anki karmasasından (veya karga$asından) bir yansımadır sanki... Kendini boşlukta hissetmesinden ve de başka şeylerden tpek'e sımsıkı tutunmak Uteyecek, ama tpek de bir an için sığınmak istediği "aydın kesim dunyaa"nda ellerinin arasından kayıp gidiverecektir... KİM KtME DUM DUMA BEMÇ AK Y usuf KarçenU, herhalde oldukça özyaşamsal nitelikler de içeren bir konuyu anlatmak, içinde yasadığı bir •entd' çevrenin kimi mensuplannın, bu çevreyle asıl kökenleri arasında duyumsadıklan çeliskiyi vermek istemiş. Aydınımınn "bizzat" yasadığı çelişkiler yumağının birkaç teli, sinemamızda aydın kaygüan, sorunlan ortaya çıktıkça görülmeye başlanan ana temalardan biri... Biraz değişik bir yönde de olsa "Aaahb Be»nd»"nın da de aldığı ana temayla benzerlikler taşıyan... Ne var ki film, saygın bir amaca ve ilginç çıkı; noktalanna karşın, hiçbir anındagerçek anlamda ilginç olamıyor, seyirciyi ilgi kapsamı içine alamıyor. Bu KBrcenli'nin islediği somnlarla belli bir yakınlık içinde bulunan bizler için büe böyfcyken, Türk sinemasının ortalama seyircisi açısmdan nasıl karşılanacak bilemiyorum.. Kurçenli, bir tür 'naiT sanatçı. Sinemasmda hep bir yerlere sinmiş olan bir 'naiflflt' var. ömeğin o "kolektif coşko" sahnelerinde bu çok belirgin... Kafeteryadaki "gülme krizi" veya sokaktaki (bir TV' reklamını anımsatan) toplu alkış bölümleri, Kurçenö'run iyimserlığıni, bireysel bir coşkunun, keyfin, iyimserliEZİLEN KADIN Erkek tophımunda ezüen kadmı Hülya A vşar 'ın canlandırdığı fıbnde, Aylaç ğin bir topluluğa (topluraa?) da yayArnum dafüm boyunca 'biünçtenen erkek' rolünü üsüeniyor. gınlaştınlabileceğini simgeliyor sanki... Yumuşak geçislerin, usul usul gelişen olayların, küçük gözlemlerle yakalanmaya çabşan insanlann sinemaası olmaya, toplumumuzda yaşanan kargaşadan aydın birey duzeyinde yansımalar venneye çalışıyor Kurçenli... Ama sinema, resmin tersine 'nairiiği zor kaldıran bir sanat... Malzemeye çok iyi egemen olmayı, aynntılardan bir bütün yaratmayı gereküriyor. Kurçenli'de ise bu "egemenUk" henüz tam anlamıyla yok.. örneğin "imza günü" sahnesi "imza günü" değil. (Yapılan zaten imza günü olduğuna göre, yazarın karşısma gelip dikilen 'bir imza rica ediyorum' demez, adını söylemesiyle birlikte yazann kitabı ona vermesi mümkün olamaz vs. vs.) tmza sahnesi yalnızca somut bir örnek.. Bunun gibi, filmde bir çok sahne, birçök tip (özellikle aydın çevreden verilenler) yerlı yerinde değil, inandın a değil.. Knrcenll'nin belki de senaryo aşamasında işi daha sıkı tutması, bu konuda en azından işbirliğine gitmesi gerekiyor. Oyuncular üzerlerine düşeni yapıyorlar, ama hiçbiri özellikle sivrilmiyor.. Genç kuşağın umut bağlanan yönetmen] Kurçenli, temiz, dürtlst, ödunsüz filmler yapmayı sürdürüyor velhasıl... Buna kendı deyımiyle "Antalya'da reddedifemeyecek bir fDm" yapma sırası da anık gelmiş gözüküyor... PIKNIK PtYALE MADRA BAŞUOJAM (CCMDUM. 1 Erkek toplumunda kadın FatmagüVün Suçu \e? / Yönetmen: Süreyya Duru / Senaryo: Vedat Türkali / Görüntü: Ali Uğur / Müzik: Cahit Berkay / Oyuncular: Hülya Avşar, Aytaç Arman, Ayberk Çölok, thsan Yüce, Menderes Samanalar, Cengiz Seçici, Burhan Gökhan, Hakan öktem / Murat Film yapımı / (Atlas, Reks, Yumurcak, Kıymet, Aydın, Hakan). Sinemamıza "Bedrani", "Kanı Çarçaflı Geün", "Giineşli Batakhk" gibi filmler armağan etmiş olan yazar Vedal Türkali/ yönetmen Sııreyya Duru ışbırlığınin uzun bir aradan sonra yeniden oluşması, peşinen ılgı çekici bir olay... Bu işbirliğinin ürününün Antalya Şcnliği ön seçi. ci kurulunca elenmesi, en aandan bu emektâr"£ahatçı' lara bir saygısızlık.. Filmi gördükten ve Antalya'ya katılan kimi fümleri düşündükten sonraysa, bu yargım pekişiyoı. "Fıtmagül'in Suçu Ne?", Vedal Tttrkali'nin eski bir gözağnsı olan ve yıllar önce "çahnarak" bir Orfaan Gencebay fılmine ("Batan Bu Dünya") Jconu edilen bir senaryoya dayanıyor. "Lmutsuz Şafaklar" adlı senaryonun "çabnması" bir dava konusu olmuştu. (Turkali, bu davayı kazandı.) Hikâye Gencebay'ın fılmiyle hem benzerlikler hem de temel farklılıklar içeriyor. Bir kıyı kasabasında, kendi halinde bir köy kızı, bir grup gcncin tecavüztlne uğruyor. Yerli mütegallibe ile ışbirligi içindeki burjuva çocuklarımn arasına, ortak okullan nedeniyle iki de köy genci kanşmıştır. Bunlardan Kerim, kurnaz hukukçuların önerisiyle, hem kendini hem arkadaş larını hapisten kurtarmak için kızla evleniyor. önceleri kOçük gördüğü, aşağıladığı, hakaret, hatta eziyet ettiği bu kıza gitgide gönülden bağlanıyor. Giderek onu, tüm bir çevrenin düşmanlığına, nefretine ve kor şehvet duygulanna karşı koruma işini de yükleniyor. "Fatmagiü'ün Suçu Ne?" erkek egemenligi uzerine kunılu toplum düzenimızi, hep erkeği kollayan ahlak anlayışımızı oldukça agır biçimde eleştıren bir film.. 'Zâlim erkek dünyasııda ezilen bir kadın" öyküsü bu... Kadın her türlu saldınmn, aşağılamaıun nesnesi olabilecek ikinci sınıf bir yarauk olarak görülmeye devam ettiği sürece Türkiye'de çağdaş, insanca bir toplum düzeni kurmak mümkün mü? Elbette değil.. Fatmagül'ün acüı ve acıklı öyküsü bunu ortaya koyarken, alabildiğine hayvansı davranışlardan gitgide "insan" olmaya doğru geçen Kerim'in durumu ise, bu konuda ilgi çekici bir bılînçlentne Orneği oluşturoyoc... "Fatmagül*ün Suçu Ne?", kimi önemli anlatım yanlışları, en azından eksiklikleri içeriyor. Kavga sahneleri veya Kerim'in sarhoşluk sahnesi gibi bölümler hiç inandıncı değil. Siireyy» Dnru, bu bölümlerde açık yorgunluk işaretleri gösteriyor. Buna karşılık, "falimiste" sahneler, iki lcişi arasmda geçen bölümlerde, eski filmlerinin sıcakhgına erişiyor. Oldukça yetersiz teknik nitelikler (çekimden mi, yoksa baskıdan mı geliyor) yine yetersiz bir ses bantıyla birleşince, filmin izlenmesini kolaylaştırmıyor. Film bu halıyle, pırıl pınl parlayan, önemli bir yapıt değil... Ama rahatça seyredilebilen, içerdiği insan drami.ii ve ahlaksal bildirisinı seyircisine ulaştırabilen bir film... Hülya Avşar \e Ajiaç Annan'ın oyunları da, eksiklikleri kapatan ve filme büyük katkıda bulunan birer çaba olarak anılmalı... H1ZLI GAZETECİ 0E»ci KALiP AfÜCAOELE NECDET ŞEV 0U YOKUŞA GELDI/M GELE1.I HER JuBLU GRUPCAŞM4NIN NE <XDu ?. YAINI2 KALP/Mİ AÇlDAti* EN U.ZAS/NİDA DUKMAY4 ÖZEN eÖSlEROİM .. PE«l 5ONUNDA iSTıfA "ÖPÜLMEOİK * &İR 7EK KULA < &MM ARKA5I KALPI 5AMIVOSOUM NELEEER VARMIŞ NOOLDUM *>." PllL, /V1EĞEİ? PAMİ GÖRÜCBK va da dİLSAK'ta LU 4MÛ NE »SZIJC Kt &EH 4KŞAM " LAC! EV'c TAKlll KALAN SâSUYORUM ÇİZGİLtK KÂMtL MASARACI TIYATROGOSTERI I MERDOĞLU ÖMER BEY • •••••• SİNEMANIN TAD1 BAŞK/ The Mcmorıes The Madness^ The Musıc The Movıe FATMA GÜL'ÜN SUÇU NE AĞAÇ YAŞKEN EĞİLİR Yönetmen: SÜREYYA DURU Senaryo: VEDAT TÜRKALİ HÜLYA AVŞAR AYTAÇ A R M A N REKS YUMURCAKKISMET AYDIN ATLASHAKAN Sinemalannda KEM4L GÖKHAM ayla, / ^4 iî MAHMUT CEVHER NECLA NAZIR YAPRAK ÖZDEMİROĞLU ve MERAL ORHONSAY ve YöMtlın: YUSUF KURÇENLİ DÜNYAOCAKMISTIKSAYANORAZAFERNİLJGÜLS1AO Sinemalarmda ( BOB GELDOF DIRECTED BY A L A N P A R K E R Müzik Roqer WaltersDavıd Gılmor«James Gutmıre Beyoğlu EMEK 144 84 39 OSM Ortaköy Sineması 161 79 43 ALİ POYRAZO&U TİYATROSU Kadıköy KAOIKÛY 337 74 00 Suadiye ATLANTIK 355 43 70 Osmanbey SlTE 147 69 47 TARÎHTE BUGÜN MiMT^z^R/A^v 28 Kasım WASHING7ONIRMNG D 8UGÜKJ,AMEIZllCALt l£vrtJ6 (pRV(N), ?C YAŞfNOA ÖLÛU. ABÛ 'M/M BAĞIMSlZLIĞıHI İCA2AUDIGI ytUAZDA YETTfEN IRVING HÜKJJK öĞeeNiMi <söeee£K AVUKATLIGA SAÇLA MIŞTf. Sü AEAPA MAKALBLS& YAZABAK EPEB/YA7A İLK ADIMIfJ/ A7Mtşrf. gig ŞÜGE, *SALMA6üA/DI" APLl KEMD/ OBB6/S/A// YÖA/eTTt. BİÜNÇLBHDieMEIC /Ç/N ÇEÇinJ YAariAK YAZOI. LA İ /çe OU>ÜĞu KI£A ÖYKÜCÛUjĞâNUfJ VE EDEBİMEfCrVP TÜRÜHÜA/ DB ĞMCÜLÛGÜMÜ yAPMlŞT/. AY&CA, YOLCi/uJicLA£/AjaA Ti/rraiu UOTLA/SÛAM çeçnzi yAp/TZAe AAEYPAMA Gen&M/fn. ••••••••• ÜRETİM (Neiat 4 Sainı) 1551465 Özel orkestrası, vokal topluluğu eşliğinde * OMM.K C t Şişli K«rt Kadıkuy SArtyya Beyofllu SİMycp • Çembehitaş Iptk Bakırköy Slnma 74 BEYOĞLU KÜÇÜK SAHNE'M Tel: 143 64 17 • 144 43 27 Karl Valentin Fertıan $ensoy Tıyatromuz amatör kolu NÖBETCI TIYATRO'ya sınavla öğrencı alınacaktif llgılıierın tiyatro r müdunyetıne başvurusu ıcyra • Grup GündoÇarfcen gerfkmekledır PerşCuma 1830 C tesı Pazar "ıJO ORTAOYUNCULAR İÇINDEN TRAMVAY GEÇEN ŞARKI Merhaba Konserleri ORTAKÖY SANAT MERKEZİ 161 79 43 13 ARALIK1986 Saat: 15.00 HALÛK OZKAN 50 YIL ÖNCE Cumhuriyet Sancak davası Milletler Cemiyeline gidiyor Ankara 27 (Tklefonla) Kamutaym bugünkü toplantısında Hariciye Vekili Tevfik Rüştü Aras Antakya ve Iskenderun üzenndeki Türk nnktai nazanna ve bu meseleye dair hukümetimizle Fransa hükümeti arasında teati edilen notatara dair 28 Kasım 1936 büyük bir meselemızle iştigal etmeğe Diyarbekirin cenub mıntıkasım teşkil eden büyük bir kıtasile Irakın şimalini ve Suriyenin şimalinde küçük bir mıntıkayı ihtiva etmek üzere Yakınşarktn kocaman bir sahasile Akdeniz ve Avrupa arasındaki mübadelelerin tek esaslı bir lımanı olan bu Türk mmtıkasının emniyet ve istikbali hakkmda mütelaasını bildirmeğe davet etmiş oluyor. 193619§t. aşağıdakı izahatı vermiştir: " Milletler Cemiyeti konseyine müracaate muvafakatimizi, keyfıyeti fırkamız içtimaında bahse koyduktan sonra Fransa büyük elçisine ifade ettim. Şimdi Iskenderun, Antakya ve havalisinin mukadderatı meselesi Milletler Cemiyetinin tetkik ve mütelaasmın almmasına tecil edilmiş oluyor. Bu suretle Milletler Cemiyeti bizim için milli ve "" Cumhuriyet " • •" •ancak DSVMI IMMfer Cemıyetme pdiyor .•lT1 I