02 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
3 MAYIS 1985 KÜLTÜRYAŞAM CUMHURÎYET/5 SEVEMA AIİLLA DORSAY HAYVANLAR ISMAİL GÜLGEÇ / / / \ b?MH MUDURUM Z A M İ&TEĞİMİ O00İ/E ALMADK4NIZA ÇOK SM V Pop müzik eşliğinde Metropolis Metropolis / Yönetmen: Fritz Lang / Senaryo: Lang ve The'a Von Harbou / Görüntü: Karl Freund, Günther Rittan, Eugene Schüfftan / Müzik: Giorgio Moroder / Oyuncular: Brigitte Helm, Alfred Abel, Gustav Froelich, Rudolf Kleinrogge, Heinrich Georg, Fritz Lap / Alman fılmi / 1926 yapımı / 90 dakika (Emek, Gazi, Kadıköy). " Metropolis" in günümüzde 'eskimiş' bir film olduğunu söylemek kolaydır. Özellikle sinema gibi tam bir 'teknoloji çocuğu' olan, her geçen gün yeni buluşlar, ilerlemeler, atıhmlar, yenilikler üreten bir 20. yüzyıl sanatında nerdeyse 60 yılük (tamı tamına 59 yıllık) bir filmin 'eskimemiş' olması tuhaf olurdu. Evet, Maria rolündeki Briçimde kullanmıştır ki, kimi ögelerinin eskimesi, bütünün ilginçlığini zedelememektedir. Evet "Metropolis" ilginç bir filmdir. Yalnızca Lang'ın bir 'gelecek dünya'yı yaratmadaki başansıyla, bilim kurgu türünde bir once film olduğu için değil. "Metropolis" evet, temelde bir bilim kurgu yapıtıdır. Gelecekteki toplum, zenginler ve işçiler diye ikiye aynlmış, zenginler, dev binaiarı, birbirini kesmeden akıp giden yolları, sonsuz konda patron oğlunun gönlü Maria ' y a kaymışsa ve Freder, sonunda babasının simgelediği zenginlerle işçileri 'banştınnayr başanrsa, elbette tüm sorunlar çözümlenir, dünyanm aitı ve üstü arasında barış içinde birlikte yasama gerçekleşiverir... Lang'ın ustaca kurduğu dev boyutlu dekorlar, büyük kenti, zenginlik ve konforu simgeleyen düz, geometrik, net çizgili bir dekorla yeraltının yoksulluğunu simgeleyen ve günümüzün kimi bilim kurgu filmlerini anımsatan basık, belirsiz ve pis mekânlar arasındaki çelişki, fılmin plastik özelliklerinin başında gelir. Lang, gelecekteki bir dünya aracüığıyla temel bazı görüşleri, temel bazı sorunlara içeriklı, ve 'banştıncı' bir film yapma isteğinin üste çıkmış olduğu kesindir. Siyasal tavnndaki iyimserlik açısından film kuşkusuz eleştirilebilir (zaten 60 yıl boyunca bu tür eleştiriler gelmiştir); ancak filmin bilim kurgu, siyasal korku ve felaket filmi türlerini ustaca harman eden yapısının özgünlüğüne kapılmamak, bugün için bile zordur. KİM KİME DUM DUMA BEHK AK Renklendirilen ve seslendirüen bir klasik Bugün karşımıza gelen "Metropolis"in temel bir özelliği ise, filmin sinema meraklısı ve besteci Giorgio Moroder tarafından uğratıldığı 'venileştirilme' işlemidir. Moroder, öncelıkle filmin çesitli kopyalannı karşılaştırarak tam ve eksiksiz bir kopya elde etmiş, senaryoya kıyashyarak eksik olan (belki kayıp) kimi bölümleri fotoğraflarla bütünlemiş, sonra da filmi, kimi bölümleri kahverengimsi, kimini mavimsi tonların egemen olduğu tonlarda basarak, gerçek anlamda renkli değilse de 'az renkli' bir fılme dönüştürmüştür. Moroder'in asıl yaptığı ise, filmi seslendirmek olmuştur. Hem de büyük bir cesaretle, ilk ağızda akla gelebilecek biçimde klasik muzikle değil, günümüzün pop müziğiyle seslendirmek... Lang'ın özellikle 1920 sonlanndaki filmlerini çekerken sese ve renge nasıl özlem duyduğu bilindiğinde, bu iki işlem de hoşgöruyle karşılanabılir.Filmin pop muzikle, Pat Benatar, Adanı Ant, Bonnie Tyler. Freddie Mercury, Loverboy gibi gün ü m ü z ü n şarkıcı ve topluluklarının gözde parçalarıyla seslendirilmiş olması, gerçekten de son kerte ilginç bir kültür nakli veya kültur bileşimi olayını simgelemektedir. Burda belli bir yapıt, klasik bir sinema filmi, aslında bambaşka bir külturü ve çok farklı bir duyarhğı temsil eden bir müzik türüyle eşleştirilmektedir. Sonuç ise, ilk ağızda insanı biraz irkiltse bile, hiç de kötü değildir. Birçok parçada perdede olup bitenle müzik arasında şaşılacak bir uyum sağlanmaktadır. Bu sonuç, genelde kuçümsenen bir muzik türü olan pop müziğin içerdiği birçok çağdaş öğenin yeni baştan değerlendirılmesine yardımcı olabileceği gibi, sinemada ve genelde sanatta, bu tür yürekli deneylerin yapılması, daha sık ve korkusuzca yapılması konusunda yeni yollar açmakta, yeni bir destek ve teşvik getirmektedir. "MetropoBs" i tüm bu açılardan izlemenin kaçınlmaması gereken, gerçekten ilginç bir sinema deneyi olduğunu bir kez daha anımsatalım. gitte 'robotkadın' bölümlerinde goz süzmeleri, kaş kaldırmalanyla 'vamp' kadını, 'köttt kadını' carüandırması, günümüzde insanı bayıltacak denli guldürebilir.. Gustav Froelicb'in oynadığı zengin çocuğu Freder, aşırı mimik jestleri, habire alnına duşen saçlarıyla hastalıklı bir Cermen romantizminin çağdışı bir kalıntısı gibidir... Bilgin Rotwang'da Rudolf Kleinrogge'nin veya zengin Joh Fredersen'de Alfred Abel'in oyunları için de aynı şey söylenebilir. Ama bu 'modası geçmiş' oyun biçimi, modası geçmiş olan bir^ çok şeyle birlikte, "Metropolis' ın tümü içinde ayrıntı gibi durmaktadır. Çünkü "Metropolis", tüm sinema klasikleri gibi, temel bir özelliğe niteliğe sahiptir: yarattığı görsel dünya, görüntülerle kurduğu evren, çağlar ve modalar ötesi bir biçimde hâlâ, tum gücüyle ayaktadır. Sinemarnn en büyük 'imaj' yaratma ustalarından biri olan Fritz Lang'ın filmi, sinemanın dekor, mekân, ışık,gölge, kurgu gibi temel öğelerini öylesine usta bi Helm'in özellikle Sinemanın en büyük "imaj*' yaratma ustalarından biri olan Fritz Lang'ın filmi, sinemanın dekor, mekân, ışık / gölge, kurgu gibi temel öğelerini öylesine ustaca kullanmıştır ki, kimi ögelerinin eskimesi, bütünün ilginçliğini zedelememektedir. forları ile 'iistte' yaşarken, yoksullar surekli yerin altında yaşamaya mahkum edilmişlerdir. Zenginlerin ancak yoksulların çalışması sayesinde varolabilen dünyası, çalışanlann daha iyi koşullarakavuşması için uğraşan, onlara İiderlik' eden Maria'nın çabalanyla tehlikeye girmiştir. Zenginler elbette buna rıza göstermeyecek, bilgin Rotwang'ın yaptığı ve tıpatıp Maria'ya benzettiği bir robot aracıhğıyla, işçilere istediğini yaptırmaya, onları uyuşturmaya yöneleceİderdir. Ancak bu arafelsefi bir yaklaşımı dile getirmek gibi çağdaş bilim kurgunun çok tipik bir özelliğini, 60 yıl öncesinden kullanmıştır. Yine çağdaş bilim kurgunun kimi temel motiflerinin, örneğin 'robot'un, hele insan kimliğine giren ve bir noktadan sonra (tıpkı "2001"in asi bilgisayarı Hal gibi) sahibini dinlemeyen robotun kullanılışı, bir hayli ilginçtir. Ancak "Metropolis"in temel bir niteliği bilim kurgunun yanı sıra kimi başka türlerin özelliklerini de kendinde toplamış olmasıdır. Film, özellikle 'çılgın bilgin' ve onun Maria'yı hapsetmesi bölümlerinde belirdiği gibi ilginç bir 'korku filmi'dir. Diğer yandan, yeraltı dünyasını su basması sahnesi, sinemada belki de ilk felâket filmi' örneğidir. Baskın bir nitelik ise, filmin açıkça bir 'siyasal sinema' örneği olmasıdır. Kuşkusuz filmin çevrildiği günlerin sarsıntıb, allak bullak Almanya'sının da etkisiyle, Lang, açıkça sınıfsal çelişkileri, emek sömürüsünü işleyen bir siyasal sinema örneği vermiştir. Lang'ın da sonradan yadsıdığı, yadsımak zorunda kaldığı 'idealist' bir sonda, patronla işçinin, sermayeyle emeğin 'el s kışarak banşması' ise kuşkusuz filmi önemli ölçüde zedeleyen 'naif bir son, kolay gerçekleşmeyecek bir düştür. Ancak bunda Lang'ın politik ve militan bir sınıf savaşımı filmi değil de, belki o günlerde yaygın olan kimi görüşlerin de etkisiyle 'banşçı' P Î K N Î K PİYALE MADRA ATILLA DORSAY | Sinema Kitaplarını İmzalıyorl 'sİNEMAYI SANAT YAPANLAlT SİNEMA VE ÇAĞIMIZ 1 ve yeni çıkan HIZU GAZETEa NECDET ŞEN IVCFİT azmetti; tıa turiu hakazJığs, çağdışı ı^lı^ma koşu/Hnna tx>yun ağdi... ^of iyta hiç ^ > . ..6«n;i "dc" lorm "da"lann nartttode ayn yazı/aoftnı hiç Wr 2S/7Bn oğnznemzdî, ams şafı anbttığı fıkrabra yubdrcaana tjülmeyi ilk günden oğnzndi...rnc,hgkkım aramaöı... Bekıadı, bdclaöi va «Z/LET' takl s>ek.izJna yılrnda Magazjn senrisinm an kıdemlı muhdbiri < Güün birindc de earvfe $«fi YEMÛL bcy yant kuruldn BOLKUPOJ g&ztztasinz tar o l u n o . onun vtzn'na MüPrr *&ız£~ oldu... SİNEMA VE ÇAĞIMIZ 2 O İSİMLEB, O YÜZLER... Bugün 15.00 19.00 arası Teşvikiye AKADEMİ KİTABEVİNDE MOOUJCAK Kİ 9.. GALERİLER 528 66 29 526 10 00/412 BUTİK ve HEDİYELİK EŞYA SAT1CILARININ DİKKATİNE ! ORCMW • ORuSI • MÜFTT ABİ'ni â . . . UEMEM K12AJ? .. sew KÛU:. MENE LOifA... &AKÂR KİİE CEVOET PASA CAC 376 BEBEK 165 74 96 ILE (S\M\r C.MIDkSI 418 Mayıs 1885 İZMttâKER) İ ^ SANJA OTURCXJ O'VA, M\ 1.. YIUARCA İÇİN BU KDMUVU " İZZ£Tlİ MES&ESİ ÖMEMİ ONUN Halil Paşa Feyhaman Duran Hoca Ali Rıza Sami Boyar Mehmet Alı Lâga Zekı Kocamemi Hamit Görele Şeref Akdik Ahmet Uzellı Naci Kalmıkoğlu Fikret Mualla Eşref Üren Ibrahım Safı Orhan Peker Nuri lyem Ceval Deıeli Alı Çelebi Cıhat Burak Yaşar Yeniceli Mustafa Esırkuş Necdet Kalay Burhan Uygur Uğur Can C'UOK SERGİSİ 27nban48 mayıs TAŞYÖNTAB Anadolu Medenıyetlen desenlerı ıle bezenmı$ elışı MUM BATİK kupon kumaş, bluz, tışort. heybe. tablo. kartpostal. esarp plaj gıysılerı satış ve sıpanşıne baslamıştır Kucukavasofva Cad No 35 SL'anahmeı IS'ANBUL Tel 527 i l Q9 523 73 98 "TDRuRUSNMA T DCĞRU5U ANIT ICEKJOMUN (C4İPE5I İİ X , UATIRUTAV1UY//V1 ONLÛRA. . tıM t*m ınM 11M1U0 m K*tn TAREHTE BUGUN MIMTAZ ARIKA* 3 Mayts 1S24TEBU6ÜN, İLK K£2 BİR UÇAĞA y£LKEM UY6UIANOİ. [>ANlMARKA'bA,UÇAK İMAL SDSN "6OH8BACH METAL AEROPLAM CO. A/S* KUZULUŞU, ees/Moe &ÖRÜUEN DENÎ2 UÇASI "ROHfiBACH ÜO S" YS, tCOLAYCA TntCILIP SÖ. KÛLEBİLBN YELKEN DİBEKLERİ V£ YEUCENLEft TKKMlŞrr. TAMAMr METALOEN YAPlLMlŞ OLAN UÇA6IN MOTORLAHlNt>A BİR ARIZA GöeuLDueÜNoe SUYA INIYOR ve MÜR£TT£BAT GÖVDEMİH ÜSTZİAIE ÇIIClP ÖİB&CL.ERİ VE YBLKBNLERİ TA/eiYORLAlZOiyAP/LAN OENEMEOE, YELKENLBR UÇAĞA SAATTE 4SMİL HI2 VERİYOROU. 8ÖYLECE UÇAK PENİZ ORTAS/NM HAREICETÇ/Z KALMA/CTAN OLUYÛRDU. VAKKO . SANAT GALERILERI SUNAR: Mayıs 1985 Vakko/lstanbul 131 Mayıs Ayhan Türker Resım Sergısı Vakko/Ankara 731 Mayıs l BS1CLTT YELKENLI UÇAKL Sanat Galerisi 8 Ressamımızın yeni ve seçme eserleri Muzaffer Akyol Tetcin AıtaiMİ Namk Bayık ş ımıımvıiMiı N«vin fiöker Uluta$ 231 Mayıs 1985 Rtımeiı Cad Matbucı Osmanbey S 3S/2 Ert.ut Ao Osmanbey 146 05 47 GÜZELSA.NA TT .AHfiAT .TîIRM Ht)SREVGEREDEC\D 80,1 TEŞVİKİYE •TEL 160 71 30160 89 13 161 62 06ı r 1984 Vakko Büyük Resım Yarışması Sergisi AÇILIŞ KARMA SERGİSt GALBdVEPA URART İsmet Doğan Esat Tekand 223 GALERISI 50 YIL ONCE CumhurJyet Üç yüz elli bin liralık Türk yumurtasmın akıbeti meçhul! hpanya hükumetinin Türk yumurtaları aleyhine bir karar verdiğini dün yazmıştık. Dün sabah Ispanyadaki Türkofıs mümessili buradan sorulan suale telgrafla şu cevabı vermiştir: "hpanya hükumeti Türk yumurtalanmn ithalini durdurmuştur." Bu telgraf üzerine dün yumurtacılar umumî bir toplantı daha yapmışlardtr. Bu içtimada 350,000 liralık Türk yunturtasının mahva mahkum olduğunu gören yumurta ihracatçıları telefonla Hariciye ve Ekonomi Bakanlıklarına müracaat ederek gümhiklerimizde bulunan 350,000 liralık 3 Mayıs 1935 13,000 sandık yumurta hpanyaya gitmektedir ki bunların da kıymeti 150,000 liradır. htanbul piyasasmda hpanya için yüklenmiş 100,000 lira kıymetinde 8,000 sandık yumurtanın akıbeti de meçhul bir vaziyettedir. 19351985 her pazartesi günü muntazaman fakir hamile kadmlara kundak takımı dağıtmaktadır. Çerçeue FLORANSAdır Çerçeveli, Gravür Suluboya, Yağlıboya mlnyatur çe^tleri A * M : Ttfrtdyt MatMr Ttta «o: 1 (Ttfrtdrt Cand «ıkası) h 1ÎM61I DfSTH SAMAT GAUMS1 ATftLYE GAMS1Z Y M I aç4aa lafcatatztt Nevin Çokay Resım Sergisi 24 ttisan « »»*»» ftböı ıpeKcı Cad 75 Macka 1460354 Resim Sergisi 20 Nisan 10 Mayıs Beyojıu Bllyoı Sok 25,1 knadollı 8ankası Tunei Subeâ So«aOi {BeHn Rjhmı Eyutejlu rxın ilk alOyesı) Tel 1*5 73 53 FLORANSA ANTİK VARAKLI TABLO ÇERÇEVELERİ FLORANSA TÎPİ PATİNE OVAL ÇERÇEVELİ AYNALAR MODERN RESİM ÇERÇEVELERÎ VE PROFİL SANAYİİ Adres Teşuikıye Ihlamur Yolu No. 1 (Teşvikiye Camii Arkası) Ist Tel. 1330619 5274006 5268933 Telex 22627 İSTGTR 547 • TIGIAT UM1IMBM Huseyin Yüce Ş 241 Kjçuk 8çbek Cad Cınar».» *P! Darre 2 BeOe> Tel 163 ' 0 31 Zerrin Bölükbaşı 25 K S M 16 Mayn Huvtv Mradt GK) 126 Te«v*ıyc MtydanıİST ın 141 27 11 Bl LSAK UÜAWANAT/KUl.rU« görsel sanatlarda IFSAK FOTOĞRAF KURSU 1. Grup : 8 Mayıs, Çarşamba / 18.3020.30 2. Grup : 11 Mayıs, Cumartesi / 13.3015.30 ŞEKİZ HAFTA SÜRELİ Ifsak / TaksimSıraselviler, Hocazade Sok. Çakar A.pt. ! 7 K a t 2 Tel: 143 14 01 (16.0021.00) Kayıt (Hergun |18.00'den sonra) fotoğraf çalışmaları Kayitlar 6 Mayıs a kadar sürüyor So^ancı Sokağı No 7 Sıraselvıler/143 28 99 gözetiminde İsaÇelik hpanya malını çıkartarak mukabele yapılmasını ve Türk sermayesinin kurtarılmasını islemişlerdir. Ankaradan htanbula telefon eden Hariciye Umumî Kâtibi Numan Rifat ve Ekonomi bakanlığı Müsteşan Kurdoğlu Faik hükumetin bu işi bütün ehemmiyetile ele aldığını ve bu işin memleket menafîine uygun bir şekilde halli için icab eden herşeyin yapılacağını temin etmişlerdir. Bu hâdisenin en büyük tesiri dün piyasada yumurta üzerinde hiçbir muamele olmaması vefıatlerin sıfıra düşmesi olmuştur. Dün bu hususta piyasada yaptığımız tahkikata göre mevcud vaziyet şudur: hpanya gümrüklerinde tam 8000 sandık Türk yumurtası vardır ki bunun kıymeti 100,000 Türk lirasıdır. Diğer taraftan Karadeniz iskelelerinden yüklenmiş Esirgeme Kurumu Çocuk Esirgeme Kurumu htanbul merkezi üç aylık bir istatistik yapmıştır. Bu istatistiğe göre 8981 çocuğa siit, şeker, 35 çocuğa ayakkabı ve kasket, 52 hamile kadına kundak takımı, 1 çocuğa mekteb levazımı verilmiş, 434 çocuğa sıhhî tedavi, 4 çocuğa 22 lira 38 kuruş para, 17 çocuğun ültraviyole tedavisi, ve fakir çocuklara 73 lira ilâç parası yardımı yapılmıştır. Bundan başka 280 liraya yeni bir ültraviyole cihazı alınmtştır. Kurumun Anneler Birliği de Dünyanın en seri otomobilcisi mahkum oldu Dünyanm en süratli otomobilcisi Sir Malcolm Campbell nisanın yirminci günü Londrada Winchester yolu üzerinde, otomobilini, nizami sürat olan otuz milden on beş mil daha hızlı sürerek götürdüğü için, bugün, Eastleigh polis mahkemesince bir tngiliz lirası para cezasına çarptırtlmıstır. Malcolm mahkeme huzuruna çıkmamış, fakat hâkimlere hitaben yazdığı bir mektubda istemiyerek kanuna karşı gelmek suçunu işlediğini, yol üzerindeki işaretlerin, otomobilcileri şaşırtacak şekilde konulmuş olduğunu bildirmiştir.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear