25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CumhurİYet Sahıbı Cumhun>el Matbaacılık ve Gazetecifik TurVAnonim Şırketı adına Nadır Nadı, # Genel Yayın Muduru Hasan Ceraal, \1uessese Muduru Kmıne Uşaklıgıl. Yazı Işlerı Muduru Oka> Gonensın, 0 Haber Merke zı Muduru Yalçın Baver, Sayfa Duzenı Yoneımenı Ah Acar TAK.VIV 26 E>lu! 1984 Imsak 5 23 Guneş 6 48 Temsılaler ANkARA Yatçın Doğan, IZMiR Hıkmel Çelınkaya, ADANA Mehmel Mercan, # Servıs Şeflerı htanbul Haberlerı Reha Oz, Dış Habericr Lrgun Balcı, Ekonomı Osman llagay, kultur A>dm Emeç, \1aga zın Valçın Pekşen. Spor Danışmanı Abdulkadir Yucelman. Duzeltme Refik Durbaş. Araştırma Şahın Alpay. Iş Sendıka Şukran Kelcncı. Burotar # Ankara; Zıva .Gokalp Bulvarı Inkılap Sokak No 19/4 Tel 131)41 47, « İzmır: Halıt Zıya Pulvarı No 65/3, Tel 254709131230 • Adana: Çakmak Cad No 134 Kaı 3, Tel 1455019731 • Basan \e Ya van Cumburıvet Malbaacılık ve Ga/elecılık T A Ş Twk O<.ağı Cad 39/41, Cağaloğlu, Isı PK 246lsi Tei 526 10 00 (9 hat) Telex 22246 ERDALINÖNÜ anlatıyor BABAM VE BEN ..,„,,, Oğle 13 00 fkındı 16 22 Akşam 19 03 Yatsı 20 23 1946 seçimlerine hileli denmesine çok üzülürdü Çayı sattık ama, parayı alaımyoruz tjretici yakınıyor: Devletten alacağımız var. Borç içindeyiz. Kurbam veresiye kestik. Çay satmada şikâyetimiz yok, çayımızı alıyorlar, ama parasını ödemiyorlar. Parasızhk cammıza tak etti. Bir an önce paramız ödensin. HtKMET ÇETİNKAYA RİZE Yemyeşıl bır kuşağın çevreledığı yamaçları aşıp Selımıye Köyu'ne geldık Sınlsıklam olmuş ınsanlar görduk yol boyunca KadınJar yıne çay bahçelennde yenı bır gunun ıçınde çay topluyoriardı Çocuklar o gun boyu telaşın dışında kendı dünyalarını öruyorlardı çeşıtlı oyunlar oynayarak Söylenceye göre, 4500 yıl önce Çın lmparatoru Şen Nung çevredekı ağaçlardan su ıçıne duşen yaprakların nefıs bır koku yaydığını gördü ve bu suyu yudumladı. Tadını çok beğenen Çın lmparatoru Şen Nung her gün bu suyu ıçmeye başladı Hele ıshalıne ıyı gelınce de çevresıne saiık verdi. Böylece çay tum dünyaya yayıldı ve 1610 yılında Avrupa'ya geldı 1650'de ıse Hollandalılar çayı Amerıka'ya göturduler Islak ve ılık ıkhmde yetışen çay bugun en çok Hındıstan, Seylan ve Endonezya'da uretılıyor Japonya, Doğu Afrıka, Çın ve Formozadaçay yetıştıren ulkeler arasındadır Doğu Karadenız ıslak ve ıhman bır ıklıme sahıp olduğu ıçın en çok çay Hopa'dan Rıze'ye değin uzanan kesımde uretılır. Çay kimı yülar uretıcıyı mutlu etmış, kımı yıllar ıse mutsuz kılmıştır. Diğer tanm urunlerınde olduğu gıbı çayda da uretim planlaması yapümadığı ıçın uretıcı seruvenlı bır yaşama suruklenrruştır. Zengınden yoksula, bebekten büyuğe dek hem keyıf ıçın, hem de hastalar ıçın kulianılan çay en çok ıçılen bır madde halıne gelrruştır Yukanda belırttığırruz gıbi, uretim ve tuketım planlaması yapılmadığından bu urunun kalıtesı gıderek bozulmuş, ustelık kımı donemler bulunamaz olmuştur KEStCİ ALET ÇAY1NKALİTESİNİBOZUYOR Orman içi uretim bölgelerinde birinci surgün mayıs ve haziran aylannda toplamyor. Çay yaprağım toplama işi yine eskisi gibi makasla yapılıyor. Uzmanlarm belırtaklerinegore kesıciaygıtla toplama, çayın kah'tesinı bozuyor. (Fotoğraf KADİR CAN) Celal Bayar parti kurmaya karar verdiğinde, babamı resmen zjyaret ettiğini hatırlıyorum. Celal Bayar'a, "Evet parti Tcuracaksınız. Biz de çok partüı rejime geçmek istıyoruz. Sizdert yalmz laiklığe aykırı hareketlere girmemenizi istıyorum demış. "Dikkat edin, bunıar dışında istedığinizı yapabilirsiniz" demış. % ok partılı yaşama geçıltp seçımler yapıimıştı, ama 1946 seçımlerımn ardından, yıllarca tartışması surecek bır ıddıa ortaya atılmıştı. Bu ıddıada 1946 seçımleri bazıları tarafmdan "şaıbelı" olarak nıtelendınldı. Tam olarak avdınlığa kavuşmamış tarıhın bu noktası ıçın Erdal fnonu'den babasma bu konuyu sorup sormadığmı oğrenmek ıstedtk. Ama önce tnonuCelal Bayar ılışkısının kesıldığı noktadçp başlayarak... Uretici karamsar Selımıye Köyu'nde bır kahvede çay uretıcılenyle göruşuyoruz Hepsı sıkıntıh, karamsar göruluyor. Kahvecı çaylarımızı getırıyor Bu yöredeçay uretıcılen hava koşullan nedenıyle en fazla ıkıüç surgun alı>orlar Kıyı kesımınde ıse bu durum değışıyor Uretim dört sürgune dek çıkıyor Sehmıye'lı çay uretıcılerınden Muhammed Vümaz, "Hukumetin ça> alım politikası yanlış" dıye başhyor konuşmasına. Yanhşlığın nedenını sorduğumuzda aldığımız >amt şöyle: Teslım ettığımız yas çay yaprağmın parası hemen ödenmıyor Çav uretıcılerı geçımlennı bu tarım dalına bağlamışlar Ne kadar çaj uretıyorsunu2? On on ıki ton kadar İşçi çalıştınyor musunuz? Hayır Ailede kaç kişi çalışıyor? Sekız on İcışı Bu kez Resul Yılmaz'a soruyoruz' Siz ne di>orsunuz? E>evletten alacağımız var Borç ıçındeyız. Kurbam veresiye kestik Halinizden memnun değilsiniz janı? Hukumetın çav alışından memnunuz Çay satmada şıkâyetımız yok. Ama parayı alamıyoruz Sattığınız urunun parasını? Evet Çayımızı alıyorlar ama parasını ödemıyorlar Parasızhk canımıza tak ettı. Bır an once paramız odensın Odensın 1J, borçtan harçtan kurtulahm Şimdi>e kadar hiç para almadınız mı? Aldık Sadece bırıncı sur gunun parasını aldık Mayısta teslım ettığım ça>ın parasını Çay uretıcılerı artık peşpeşe sorunlarını sırahyorlar: Reşat Yılmaz: Uçuncu surgune girmedik daha. Hava koşullarına baglı uçuncu surgune gırmemiz... Yutkunuyor, soluk alı>or ve surduruyor konuşmasını Sahil dekar başına vırmi kilo satıyor. Orman bölgelerinde on kiloya duşuyor. Devlet bizim burnumuzdan Cutmuş. Mustafa Turan: Çay paramızı hemen alalım. Eksıgımız gedıgımız var kapatalım. Çocuklanmız okula gidecek. Masraf yapmamız gerek. 70'lı yıllarda sıyasal ıktıdarların uyguladığı yanlış uretim polıtıkası 1980 yılına gırdığımızde kendısını gostermış, tuketım uretımle dengelenememıştır Burokratlar v e planlamacılar, "uretim çok olursa çay denize dokulur" gerekçesı ardından yola koyulup bır dızı onlemler aldılar 1981 yılında Başta belırttığımız sıyasal ıktıdarların yanlış uygulamalan çay tarımını dar boğaza ıtmıştı Ekonomının temel kuralı "arz ve talep' hıçe alınmış, uretılen çayı ışleyecek fabrıka olmadığı ıçın ça> denıze dökulmuştu 1981 yılında alınan onlemler, 198283 yıllarında stokların erımesıyle masa başında \enlen kararların bır " h i ç " olduğunu ortaya kovdu Çunku çayda oyle uretim çokluğu yotau Ilgılılerın göremedığı gerçek " t a n m planlaması"nın vapılmamasıydı Bu gozardı edılınce "ça> olayı" kendılığınden doğdu Çayda 2 5 yaprak olayı bır anda kalktı Ardından elle toplama yontemı >erını yıne makasa bıraktı. Kısaca eskı tas eskı hamam oldu Ustelık çav ekım alanları fazla dıyen uzmanlar şımdı >enı ekım alanlan açılması kararını aldılar Ya fabrıka sayısı? Fabrıka savısı aynı Uç yıl sonra toplanan çay acaba nereye dokulecek 9 Celal Bayar ve tsmet tnonu. Halef ve selef. Celal Bayar, Ataturk'un Başbakanhğını hmet Inonu'den devralmıştu Kısa bir sure sonra tsmet tnonu'nun de Basbakanı oldu. Turkiye Cumhuriyeti'nin ikincı Cumhurbaşkanı, 1950'de Demokrat Partisi'ne karşı kaybedilen bir seçimin ardından koltuğundan ınınce, Cumhuriyet Hn uçuncu Cumhurbaşkanı, Başbakanlık tak i halefi oldu. tsmet tnonu 'nun 100. doğum yıldonumunun kutUutdığı sıralarda kendi kuşağtndan hayatta bulunan tek onemli siyası kişi, halefi ,101 yaşındaki Celâl Bayar. Erdal tnonu, babasmın Demokrat Parti'nin kuruluşu sırasında Celâl Bayar'ı laiklik konusunda uyardığmı anlatıyor. (Fotoğraf. CUMHURİYET/ARŞİV) cek insanlann olacağına emin olacaktınız" şeklındeydı Babamın da cevabı, " H e p o yolu denedik. Birisini seçip, gel sen parti kur dersek bu cirfdı bır hareket olmuyor. Yararlı olmadığı goruluyor. Yasal dayanakları da daha once hazırlama duşuncelerinize getince, bu hıçbır zaman bilmeyecek bir gayrettir. Çok partili rejime geçışe ne zaman başlasak da çeşitlı guçlukler o anda karşımıza çıkacaktı. Bunu jasayıp gormedıkten sonra, onceden oğrenmek gibi bir tutum takınmak olmaz" şeklındeydı Dortlu takrir verildiği gunierde babanızın ruhsal durumu. o gunlerdeki tavırlan nasıldı? Bayar' ın bu sözu uzenne babam Demokrat Partı'run gıttıkçe güçlendığını görerek sanıyorum, demıştı kı. "Bu secime hazırız diyorlar, o halde erken yapmakta yarar vardır". Bunu evde yapılan bır toplantıda hatırlıyorum Işte o zaman babam heyecanlı bır ıç polıtıka havasına gırmıştı Tarihimizin tam anlamıyla açıklıga kavusmamış bir noktası da 1946 seçimlerinin bazı çevreler tarafmdan "saibeli, hileli seçımler" olarak değerlendirilmesı. Bu konuda daha sonraları da olsa, babanızla samimi bir konuşma japmış mıydınız? Ondan samimı fıkrıni tstemiş mıydiniz? İNÖNÜ Hajır sormadım ama, babamın tavrı, bu konuda devamlı üzulmesıydı. Bu seçımlenn bır îanışma konusu olmasından babamın gerçekten ıstı rap çektığını bılıyorum O bu sevamlı rahatsız olur ve üzulurdü. 1950 Seçım Kanunu'nun hanrlanmasında bu kadar tıtız davranmasının zannedıyorum en önemlı nedenlennden bırısı buy • du. "Şaibe" soylentileri ile ilgili olarak soruşturma açtırmış mıydı? tNOMJ Sanmıyorum. Belkı bılmedığım çalışmalar yapılmıştır partı ıçınde. Ama bılmıyorum 1950 seçimlerinden sonra babanızın statu açısından sıyasal yaşam egrisinde bir iniş gozlemleniyor. Bu noktadan itibaren onun olaylara nasıl baktığını anlatabilir misiniz? tNONÜ Babam bunun bır ınış olduğunu hıçbır zaman kabul etmedı. Hatta "en buyuk yenilgim en buyuk zaferimdir" demıştı O, demokrasıye dürust bır seçımle geçmış olmaya ıhtımam gosterdığı ıçın, bunu buyük başarı sayıyordu Bu nedenle seçımı kaybetmış olmayı o kadar dnemsemıyordu Ve gerçekten memleketteki, kamuoyu uzerındekı nufuzu da azalmamıştı Belkı çok kısa bır dönem ıçın yenı ıktıdann gucü herkesı sarhoş etmış olabılır, fakat pek kısa bır zaman sonra sözu gayet dıkkatle ızlenen, dınlenen bır ınsan olarak polıtık hayata devam ettığım göruyordu. Onun ıçın hıçbır ezıklik göstermıyordu. Onun soyledığı, vanı yenügıden sonra soyledığı bır söz vardı Kı o zaman hem kamuoyuna hem de kendı partilılerine karşı Çunku kendı partısınden de onu, "Seçime bazırlıksız soktu, kaybetmemize neden oldu. Demokrasi nemize gerekti? Madem ki girdi, kazanacak gibi davransaydı. Eb artık bıraksın bu işi" dıye suçlayanlar vardı. O ıse şunları soy'uyordu "Ben boyle bir guç durumda, adeta çekilme halindekı bir ordumu, ya da birliğimi kendim bırakmam. Muharebe, kumandan 'ben muharebevı kaybettim' dediği zaman ka> bolur. Iki taraf harbederkcn, bır taraf daha çok asker kaybederse, yahut şurayı ya da burayı ele geçirirse sataşı kazanmış sayılmaz. Bir larafın kumandanı (biz muharebe)i kaybettik) dediği zaman o muharebe kaybedilmiş olur." Hatta babam buna ornek olarak da Yunan ordusunu göstenrdı. "Yunan askerleri iyi dovuşujorlar, fakat kumandanlarının sinirleri zayıf" derdı Seçımı kaybetmej i de demın soyiedığı durum gıbı goruvordu ve "Bu muşkul durumunda ben birligımi bırakmam, ama onlar bıraraya gelip derlerse ki 'Biz seni ıstemiyoruz artık. Çekil başımızdan' o zaman memnunıyetle bırakjnm" dıyordu. Ardından da eklıyordu "Ben kendılıgımden istifa e«mem. Ama, kurultay toplanır başkasını secer, işte o zaman memnuniyetle bırakırım." Bılıyorsunuz kurultay da bunu yapmadı Ve kendısı ezıklik hıssetmedığı ıçın, başkalarının da ezıklik hıssetmemesı ıçın, onların manevıyatlarını kuvvetlendırmek ıçın \ar gucuyle uğraştı 1950'de de. 1954'te de 4 Çok partili hayatla ilgili olarak babanızın goruşlerini ozetledınız. O donemin ve daha sonrasının bir uniu ısmı de halen ha>atta olan Celal Bayar. Ataturk'un olumunden sonra Celal Bayar ile babanız arasındaki ilişki bangi bojutlarda surdu? İNONU Atatürk öldükten sonra, babam Cumhurbaşkanı olunca "acaba çok değişiklik yapacak m ı ? " dıye bır beklentı vardı O zaman kulak mısafırı olmuştum, babamın, "Buyuk değişikJik yapmayacağım, ya da hiç degişiklik yapmayacağım" gıbı bır soz söyledığını hatırbyorum. Neyse, sonra Celal Bayar kısa bır sure başbakan olarak devam ettı ve sonra ayrıldı. Kabınede Refik Saydam başbakan olduğunda Tevfik Ruşru Aras ıle galıba Şukru Be> ayrılrmş, öburlen kalmıştı Celal Bayar'ın aynlıp, Refik Saydam'ın başbakan olmasmdan sonra CelaJ Bayar ıle sık sık konuştuklannı sanmıyorum. Fakat Bayar'ın çalışması partı ıçınde devam ettı. Neyse bunlar bıhnen şeyler. Benım sayın Celal Bayar'ı tekrar duymam, çok partıye geçış donemınde oldu Bu geçış donemınde "dortlu takrir" dıye bır onerge verılmıştı. Bu onergeyı Celal Bayar, Refik Koraltan, Fuat Kopnılu ve Adnan Menderes vermıştı Onların onergesı dolayısıyla evdekı yemeklerde arkadaşlarıyla konuşulurdu O zamankı ızlenımım, babama gelenlenn soyledıklerı (belkı baoam da bu goruşlere katılıyordu) " O n l a r ı n sonradan pişman olacaklan" şeklındeydı Sonra da bılıyorsunuz bu onergeyı ve renler Cumhuriyet Halk Partısfnden ayrıldılar. O sırada CHP'den ayrılıp yenı bır partı kurmalan pek mumkun gorulen bır şey değıldı Bu, babama yemeğe gelıp goruşlerını soyleyen arkadaşlannın fıkrıydı Babamın da onlara zaman zaman, "Bir partı içindeyken her tarafı eleştirirsiniz, ama dışına çıktığınız zaman partinin çok kuvvetlı bir varlık olduğunu hıssedersıniz" gıbı şeyler soyledığını hatırlıyorum raru demek kı babam da o dortlu taknn verenlerın guçlu bır partı kurmalannı buyuk bır olasılık ıçınde gormuyordu Bılıyorsunuz, once dortlu takrir verılmıştı Bu dortlu takrir CHP grubu ıçınde goruşuldu ve çoğunluk bu taknrı kabul etmedı Onun uzerıne, Bayar, Koraltan, Koprulu ve Menderes CHP'den ıstıfa ettıler Babam bunun uzerıne, "Arkadaşlar partiden istifa ettıler, herhalde parti kuracaklar ama, o kadar kolay birşe> olmayacagını görecekler" demıştı Babanızın Celal Bayar'la tumuyle ılişkisinin kesilmesi bu doneme mi rastlıyor. INOMJ Celal Bayar'ın, bu donem jçınde evegeldığını hatırlamıyorum Gerçı babam sıya>etıe yuksek sevıyede ışbırlığı yaptığı ınsanlarla, yerlerını bıraktığı zaman da ılgılenmeye de vam ederdı Hiç olmazsa annemle bırlıkte aılece ılgılenirdi Anneme söylerdı Mesela bır bakan bakanlıktan aynhrsa, "aman banınnnı ara nasıllar, Ogilen" derdı Onun ıçın herhalde annemın Celal Bayar'ın hanımı ıle ıhşkılerı devam etmıştır Ama Celal Bayar'ı bu arada görduğumuzu hatırlamıyorum Sonradan Celal Bayar partı kurmaya karar verdiğinde babamı resmen zıyaret ettığım hatırlıyorum Ben görmedım ama, evde öyle bır şeyın olduğunu hatırlıyorum. Gazetede de çıktjydı o zaman ve babamın sonradan soyledığı, Celal Bayar'a "Evel parti kuracaksınız. Biz de çok partili rejime geçmek istıyoruz. Sizden valnız laıkliğe aykırı hareketlere girmemenizi istiyorum" demış Bır şey daha ıstemıştı galıba, ama şu anda hatırlamıyorum. Bunlar da galıba yazılmıştı. Babam bu şeyler* dikkat edılmesını ıstedıkten sonra "Dikkat edin, bunlar dışında 1946 seçimleri tNÖNU Oyle, bır değışıkhk söz konusu olmadı Zaten çok partılı yaşama geçış de hemen olmamıştı Say;n Bayar, once Yurt dışında yayınlandı Ikinci Boğaz Köprüsü için Uanla müteahhit aıunıyvr ANKARA, (Cumhuriyet Burosu) Ikıncı Boğaz Koprusu ve 200 kılometrelık Adapazarı otoyolu ıçın Karayolları Genel Mudurluğu, uluslararası muteahhitlık fırmalanna ılanla çağnda bulunuyor Dunya Bankası'nın resmı organı olan Development Forum'da yayınlanan bu konudakı ilanlarda, firmaların tekliflerım en geç 30 Eylul 1984 tanhine kadar vermelerı bildınüyor İkıncı Boğaz Köprusü ıle Kınalı Adapazarı otoyolunu kapsayacak olan projeye talıp olacak firmaların köpru ve otoyolun tum "fînansmanım, inşaaunı ve işletmedligini" yürütmelen şart koşuluyor. Başvurular ıçın son haftaya gınlmesı ıle projeye talıp olacak yerlı ve yabancı muteahhitlık firmalan ortak konsorsiyum oluşturmaya yöneldıler. Başbakanlık yetkılılennden alınan bılgılere gore şu anda yerlı firmaların temsılcılığı ıle tngjlız, Federa! Alrnan, (talyan ve Japon firmaları konu ıle yakından ılgılenıyorlar. Sdz konusu Japon firmasının 100 mılyon dolarlık kendı hükümetınden bır kredı ıle yalnızca köpru ıçın teküf verdığı, otoyolun yapımını ıse bır Türk Tırmaya bırakmaya nıyetlı olduğu ıfade edılıyor. İkıncı köprü ve çevre yolunu da ıçme alacak Adapazarı otoyoluna ıiışkın fizıbılıte çalışmaJarı run yıl sonuna kadar tamamlanması beklenıyor £> hiirlilctdt ^Pkl tsmet Paşa gibi Adnan Menderes de bir devre damtf UU liniV CHP'nin içinde •'Dortlu Takrircıler" olag a s m vurmllştu. rak bilinen grubun içinde yer alan Adnan Menderes ve arkadaşlannın başanya ulaşabileceğini, onceleri Ismet Paşa kestirememişti. Ancak yıllar onu da yanılttı ve Adnan Menderes 1950 seçimlerinin galibi olarak iktıdar koltuğuna 10 yıl sure ile oturdu. Bu 10yıl boyunca Ismet Paşa, Adnan MenderesHn en amansız siyasi muhalifi idL Ancak bu olgu, iki siyaset adammın zaman zaman bir araya gelip şakalaşmalarım engellememiştu (Fotoğraf CUMHURIYET/ARŞtV) istediginizi yapabilirsiniz" demış. 1984'egeleum. Bugunku Erdal Inonu olarak, o donemde verilen dortlu taknri nasıl degerlendirijorsunuz? INONL Oncehkle yenı bır partı kurulmasmın başlangıcı olarak goruyorum Hiç şuphesız Halk Partısı ıçınde ıstedıklerını bulamamış insanlann yenı bır partı ıçınde fıkırlerını vurutmek teşebbusune ve gayretıne gırmelerı olarak değerlendırıyorum Bu nedenle de normal olarak goruyorum Babamın da esas göruşu o>du O kargaşalık donemınde sonradan babama yapılan onemh bır eleştırı, "Demokrasıye geçmekte acele ettiniz, \a geçmeden evvel yasal dayanakları daha iji hazıriayacaktınız sonradan bir kargaşalık olmasın diye. yahut da sız seçecektınız partiyi kuracak insanları. Sonunda onların memleketı felakete golurmeyeMeclıs'ten ıstıfa etmış ve evıne çekılmıştı Hatta Sayın Bavar, "parti kuracak m ı ? " dıye bır bekleyış oldu Anı bır değışıkhk olmadığından babamın uzennde herhangı bır etkısı olmadı. Gelışmeler yavaş yavaş ılerledı Sıyay tansıyonun yuksekhğı zamanlar, seçıme karar verıldığı zamanlardır Seçımler yaklaşırken babama gelen haberlerden onun Demokrat Partı'nın guçIendığı ıntıbaını almava başlaması daha sonradır 1946'ya dogru... INONL Fvet 1946'ya doğru O zaman yapılan bır şey vardı O da 1946 seçımının one alınmasıydı O zamankı anavasanın ongorduğu tanhten uçdort ay one alındı Çunku Sayın Bayar bır konuşmasında "seçime hazınz" dedı Erdal İnonu bu sozu soylerken guldu ve "Sayın Bayar bızım gıbı seçime hazınz demıştı" >ek.lınde bır esprı japarak sozlerını şoyle surdurdu: çımın durust olması amacıyla yola çıkmıştı Butun >aptığı, anladığım kadarıj la seçımı erkene almasıydı Kı o da ışte demokrasılerde gorduğumuz bır davTanış. Seçımın tanhının one alınmasının kendı partısı ıçın av^ntajlı olduğunu goruyor ve seçımı one alıyor. Onun dışında seçımı etkıleyecek gayrı meşnı herhangı bır yol tutulmasını ıstemedığı ınancındavım Zaten bu konuda da evde hıçbır şey duymadım Boyle vapılan ıthamlara kesın dılle cevap verırdı Ben babaının bu konudakı samımılığıne ınanıyorum O zaman söylenen en geçerlı gerekçe de zannedıvorum kı şuydu "Eğer durust olmayan tarafları varsa seçimin zaten Demokrat Partı'nın çoğunluk sağlamaya adayları yetmıvordu itıraz edilen adayların seçimi geçersız bile olsa Demokrat rîrtı vın^ seçimı kazanamıyordu." Ama babam bu konudan de AMERIKA'NıN KEŞFI StRECEK
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear