24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet TAKVİM 27 Ağustos 1983 İmsak: 5.29 Günes: 7.19 Öglc: 14.15 Sahibi: Cujnhııriyel Matbaacılık ve Oazeiecilik Türk Anonim Şirketi adına Temsilciler: ANKARA: Yalçın Doftan, İZMİR: Hikmel Çetinkaya, ADANA: Nadir Nadi, • Genel Yayın Müdürü: Hasan Cemal.Müessese Müdüriı: Metımef Mercan, • Servis Şefleri: tstanbul Haberleri: Selahattin Güler, Dış Kmine Uşaklıgil, Yaa İşleri Müdürü: Okay Cönensin, • Yazı tijleri Mi'ıdür Haberler: Ergun Balcı, Ekonomi: Osman Ulagay, Yurt Haberleri: Barbaros Yardımeısı: Ahmet Korıılsan. Haber Merke/.i Müdürü: Yalçın Bayer, Sayt'a Gençak, Kültur: Aydın Emec, Magazin: Yalçın Pekşen, Spor Danışmanı: Abdülkadir Yücelman, Araşlırma: Şahin Alpay. Düzeni Yönetmeni: Ali Acar. Bürolar: • Ankara: Konıır Sokak No: 24/4 Yenişehir, Tel:175825175866, tdare: 183335, • İımir: Halit Ziya Bulvan No: 65/3, Tel: 254709131230 • Adana: Atatürk Caddesi, T.H.K. Işhanı Kat 2/13, Tel: 1455019731 • Bason ve Yayan: Cumhuriyel Matbaacılık ve Gazetecilik T.A.Ş. Türk Ocağı Cad. 39/41, Cağaloğlu, İst. PK: 246lst. Tel: 5209703 Telex: 22246 İkindi: 17.59 Aksam: 20.51 Yaisı: 22.2S Basıldığı Yer. YENt ASIR Gazete ve Matbaacılık Ltd.Ş. MecidiyeköyIst. tlkokula başlayacak öğrenci için 12 bin lira harcama gerekiyor Ortaokullarda yapılması gereken masraflann tutarı 21 bin ile 25 bin lira arasında değişirken, lise ve dengi okullarda bu rakam 27 bin ile 33 bin lira arasında değişiyor. YAVUZ OKAYBEN Okulların açılış tarihleri yakIaşıyor. Öğrencilerin veya öğrenci adaylarının yeni ders yılı hazırlıkları şimdiden dikkat çeken düzeyde. Ancak, süratle artış kaydeden okul masrafları karşısında veliler kara kara düşünmeye başladılar. Bu yıl okula yeni başlayacak ilkokul öğrencisinin okulun kapısından girmesi için gereken masraf 12 bin lirayı geçecek. Bu rakam çok çocuklu ailelerde 30 ile 50 bin lirayı bulacak. Orta okullarda ise formadan kitap ve deftere kadar yapılması gereken masraflann tutarı asgari 21 bin ile 25 bin lira arasında olacak. Yine birden fazla çocuk okutulması halinde, bütçelerdeki harcamalar bir veya birkaç kat daha artacak. Eğitimin ücretsiz olduğu ülkemizde okul için yapılan harcamalar sabit ve dar gelirli aile bütçelerini önemli ölçüde sarsıyor. Bir ilkokul öğrencisinin okul kapısından içeri girmesi, asgari 15 bin liraya mal olurken, bu giysilerde kalite aranması ve yardımcı ders kitaplarının sağlanması, masrafı daha da artıyor. Özellikle kırsal kesimde birden fazla çocuğun okula devam etmesi, çoğu yörelerde hemen hemen olanaksız. Evde okul çağında bulunan birden fazla çocuktan bir veya ikisinin çalışarak ev bütçesine yardımcı olması, diğer kardeşleri okutabiliyor. Bu arada küçük yaşta çeşitli işlerde çalışan çocuklar eğitimden uzak, okumayazma olanağını bulamadan topluma atıltyorlar. Bir numaradan 5 numaraya kadar değişen ilkokul öğrencisi önlüğü fiyatları da geçtiğimiz yıla oranla yüzde 15 oranında arttı. Geçtiğimiz yıl 1250 liradan satılan önlük, bu yıl 1500 liradan başlıyor ve numara büyüdükçe fiyat yükseliyor. tlkokul, ortaokul ve lise öğrenimine yeni başlayacak veya bir üst sınıfa devam edecek öğrenciler için yapılacak asgari harcamalar şöyle: Okula kayıt için gereken fotoğraf çektirme ve benzeri masraflar dahil edilmedi. Kaııııı işçileri, gruplar halînde memur yapıhyor ŞÜKRAN KETENCİ Kamu kuruluşlannda çalışan işçilerin önemli bir'bölümünün merrrur olmasını öngören yasa değişikliği çalışmalan tartışmalar üzerine geriye alındı, ancak bu arada, tek tek çıkan özel yasalarla bir kısım işçrlerin memurlaştırılması uygulamalan. sürüyor. 17 ağustos günlü Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüge giren Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Kurumu Yasası'nın geçici 4. maddesi Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumu çalışanları, nın 31 aralık 1983 tarihi itibariyle 1 memur statüsüne'geçirilrnelerini öngörüyor. Daha önce de Boğaziçi ve Ortacjöğu Üniversiteleri ' çalışanları ile ilgili çıkarılan yasada bu üniversitelerin tüm çalışanları memur yapılmıştı. 20 mayıs tarihi ile Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe giren Kanun Hükmünde Kararr.ame, iktisadi devlet teşekkülleri ile kamu iktisadi kuruluşlannda işçi statüsünde çalışanların yönetim ve denetim ile ilgili organlarda görev almalannı yasaklarken, "asiî, sürekli" görevlerde çalışanlann memur olacakları ilkesini getirerek, çıkanlmasını öngördüğü personel yasasında kalabahk bir işçi grubunun daha memurlaştırılmasına kapı açtı. Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Yasası'nın bu kurumlarda çalışan işçilerin memurlaştırılmasını öngören geçici 4. maddesi özellikle Türk Tarih Kurumu'na bağlı olarak çalışan iki matbaadaki 400 civarında işçiyi ilgilendiriyor. Turizm çalışmalan ve seçim belgelerinin basımını da yapan matbaalar kaliteli basım tekniğj,acısından büyük önem taşıdığından, matbaaların yöneticileri kalifiye işçilerin önemli bir bölümünün memur statüsünde çalışmayı kabul etmiyerek işyerlerinden ayrılmalarından ve işlerin aksamasından kaygı duyuyorlar. Ancak sözkonusu yasa hükmü asıl işçi çevrelerinde telâşa yolaçtı. Buna neden, TürkIş'ten de gelen sert tepkiler karşısında şimdilik vazgeçilmiş görünen, işçimemur ayırımı ile ilgili, daha doğrusu işçilerin memurlaştırılmasını öngören yasa tasarısındaki ilkeleri bu yasa hükmünü aynen koruyor olması. Çünkü yasanın ilgili hükm*i vazılı müracaat koşulu aranmaksızın bütün çalışanlann 31 aralık tarihi ile memur olmalarını öngörüyor, ancak 30 gün içinde baş\ uracaklar için kıdem tazminatlan ödenerek işyerlerinden ayrılma hakkı tanınıyor. Bu da şimdilik geri alınmış olan, işçilerin memurlaştırılması ile ilgili yasa tasarısının her an yeniden gündeme gelebi leeeği ya da ayrı ayrı çıkan yasalarda getirilecek hükümlerle aynı sonuca ulaşılabileceği izlenimini veriyor. Özellikle de iktisadi devlet teşekkülleri ile kafnu iktisadi teşebbüslerinde çalışanlarla ilgili Kanun Hükmünde Kararname'nin neden olduğu, "aslî, sürekli" görevlerde çalışanların memur olacağı gibi yorumlarla, kalabahk bir işçi grubu için daha memurlaştırma yolunun açılmasından çekiniliyor. İLKOKUL ÖĞRENCİLERİ 15003000 Önlük 15002000 Pantalon Ayakkabı 20002500 ANKARA, (Cumhuriyet Bü300300 Yakalık rosu) Anadolu Üniversitesi 300500 Beslenme çantası Açık Öğretim Fakültesi öğrenci500500 leri smavlar süresince Kredi ve Kalem kutusu 10001000 Yurtlar Kurumuna bağlı yurtlar Ders khabı 10001500 Defter da kalabilecekler. Yardımcı kitaplar 1000 Edinilen bilgiye göre, Kredi ve , 8.10012.300 Yurtlar Kurumu Genel MüdürORTAOKUL lüğü, Kuruma bağlı yurtların müdürlüklerine birer yazı gönde ÖĞRENCİLERİ rerek, Açık Öğretim Fakültesi Eorma takım 75008000 öğrencilerinin yurtlarda kalabi Ayakkabı 20002500 leceklerini bildirdi. Genel Mü Kravat 3001000 dürlüğün yazısında Açık Öğre Gömtek 10001500 • tim Fakültesi öğrencilerinin yal Eşofman 15002500 nız sınavlar süresince yurtlarda Çanta 15002000 kalabilecekleri belirtildi. 25002500 Ders kitabı Kredi ve Yurtlar Kurumu Ue Defter 20002000 nel Müdürlüğünün talimatı uya Araçgereç 25002500 rınca bu öğrenciler sınavın yapı20.80024.500 la*cağı illerde herhangi bir yurtLİSE ÖĞRENCİLERİ ta geçici olarak kalırken, her gün Forma takım için 40'ar TL ücret ödeyecekler. 10.00010.000 2.5004000 Sınavların yapılacağı Istanbul, Ayakkabı 1.5002500 Ankara, İzmir, Eskişehir, Elazığ, Gömlek 1.0001500 Erzurum ve Samsun illerinde Kravat 2.5003500 Kredi ve Yurtlar Kurumuna bağlı Eşofman Çanta yurtlar bulunuyor. 20002500 3.0003000 Genel Müdürliiğün yazısına Ders kitabı 2.0002500 göre, Açık Öğretim Öğrencileri Defter 2.0002000 sınavlardan sonra yurtlarda ka Y. Araçgereç lamayacaklar. 26.50032.500 Açık Öğretim Fakültesi öğrencileri, smav süresince yurtlarda kalabilecek Imalat ve İslanhıırıırı (la/iosınanpaşa ilçesinc baglı Sııllanvifllik... Kalilı Muhallesi... Altyjpı yok, stı >ok. llali\k\ çoııık parkı da >ok. Çocukların elinde (ivııncak \ok. Bııncu yıklıık arjsııuta çoıııklar (»nuınadun dııracak (leğil ya. Ktrjflun nc hıılıırlarsa bir tiir oyııncakluşlıri|) <rıkı><>rl:«r ıı/ırino. Pa/arcının (rknesini alırkcn dı vi'kinnumişli'r. Kılki içleriiHkn lıiri lusapladı. "Pa/ara daha iiç giin var" dedi, "ııc j>iine kadar oynar oynar yerine koyarız." Bclki de lıiç diişünnncdilcı jjerisini. Oynuyorlar işte... İvlerinden en büyııkleri, ağabıylrri, pa/arcı leknrsindcn yapılma lahterevalliyi sallayıp küçüklerini CKİi'ndirınryr valışıyor. Bıına da ^iikiir. Apartman aralarında pa/arcı teknesi de yok. Araba da <>evmi>or. Şimdilik oyııncuklannı kcndiUri imal ediyor. Ileridc de hiiYiikliTİnin imalatı «iMincaklarda daha şen kahkahalar alahilirler... Hollanda'nın "denizle savaşı" sona eriyor Dış Haberler Servisi Hollanda'da yıllardır deni/e karşı sürdürülen savaş, ülkenin güneybatısındaki Doğu Şelde halicine, dev bir baraj inşa edilmesiyle sona eriyor. Ancak çevre koruma ıızmanları, hükümet yetkililerini, doğabilecek sakıncalar konusunda uyarıyor. 1974'te baraj inşasına gösterilen tepkilerden dolayı hükümet, çalışmalan askıya almış, ancak 1977'de tekrar başlatmıştı. 1953'te, bir fırtına sonucunda ortaya çıkan dev dalgalann yol açtığı büyük hasar, Hollandalıları bu tehlikelere karşı kesin bir çözüm aramaya itti. Büyük bölümü deniz seviyesinin ahında bulunan Hollanda'da dalgalann su bentlerini aşması, büyük tchlike yaratabilir. Nitekim, 1953'te de dev dalgalar 160 kilometre uzunluğundaki su bentlerini yıkmış ve Belçika'nın Anvers kcııtinden Rotterdam'a kadar olan bölgedeki kurutulmuş alanları su kaplamıştı. Afetin bilaneosu oldukça karanlıktı: 1835 ölü, 50 bin yıkılmış ev, su altında kalmış 150 bin hektar arazi. Su altında kalan arazide su seviyesi 3 mctreye kadar yükselmişti. Deha planını gösteren kroki mola \erinin ortadan kaldınlması, ba/ı kıış türlerinin yok olmasına ve kuşların \arlığına bağlı ba/ı biyolojik süreçlerin kaybolnıasnıa yol açacak. Çünkü Zuidersee halicinin kapatılmasıyla ııızlu suyun bir kısmının tatlı suya dönüştüğü görüldü. Ayrıca aynı nedenle istiridye ve midye yetiştiricileri de büyük zararla karşılaşabilirler. Ekolojistler Doğu Şelde halicinin kapatılmasına karşı eıkıyorlar ve varolan su bentlerinin geliştirilmesini yeterli görüyorlar. Tartışmaların yoğunlaşması üzerine hükümet 1974 yılında inşaat çalışmalarına ara verilmesini istedi. 4 yıl sora 1977'de hükümet, hem doğal çevreyi, hem de bölgede yaşayanların güvenliğini korumayı vaat eden bir planı kabul etti. Bu kez mühendisler hareketli bir baraj inşa edilmesini teklifettiler. 1977'de kabul edilen bu plana göre bent kapakları sadece fırtına sırasında kapatılacak. Böylece gelgit hareketlerinin yüzde 80'i halice ulaşabilecek. Bu fırtına barajı 2800 metre uzunluğunda. Bin kişilik birekip barajın dayanacağı 66 beton ayağı imal edebilmek için sürekli çalışıyorlar. Projenin maliyeti 900 milyar TL. tutarında. Ancak ekolojistlere göre hareketli baraj sorunun çözümü için yeterli değil. Bu gruba göre haliç ağzının kapatılması, ikincil bir baraj ağı inşa edilmeden beklenen yararı sağlamayacak. Nehirlerden gelen sularla deniz sularını ayıracak bu ikincil barajlar, hayati önemde. Bunların inşa edilmemesi halinde Doğu Şelde halicinin suları yavaş yavaş tatlı su haline gelecek. Bu dev çalışmaların sonunda Hollandalılar ezeli düşmanları denizle banş imzalayabilecekler nıi? Bunu zaman gösterecek. FIRTINA BARAJI MEHMET ALTAN PARIS'ten • = . : ıDurgun E E E ^ [ deniz suyu Nasıl Seçkin İnsan Yaratabiliriz? Fransa'da ortalığı kaplıyan yaz rehavetinin kısa sakinliği sona ererken, politik ve ekonomik tartışmalar da yeniden alevlenmeğe başladı. Gündemde ülkenin çok hareketli bir ilkbahar geçirmesine neden olan 'Yüksek Öğretim Yasa Tasarısı: ndan kaynaklanan ve belki de Fransa'nın bugünkü en önemli sorunu olan "nasıl daha çok yaratıcı beyin yetiştirebiliriz?" tartışması da var. Fransa bugün, Amerika ve Japonya'nın ilk sıralarda yer aldığı süper leknolojiye geçememenin sıkıntısını yaşıyor. Süperteknolojiye geçmek, kol gücünün yerini robotlara bırakmasıyla olası. Bir başka deyişle, ülke ekonomisinin artık işçiden çok mühendise gereksinim duyması gerek. Fransa ise, çeşitli nedenlerle ne kol gücünün yerine robotları koyabiliyor, ne de süper teknoloji için gerekli olan "seçkin beyinleri" ihtiyacı oranında yetiştirebiliyor. Tartışmanın özünü de. ülkenin herbiri kendi dalında çok aşamalı bir eğitimden geçmiş olan seçkinler topluluğunun nasıl çoğaltılacağı sorusu oluşturuyor. Çünkü kimse Fransa'nın seçkinlere olan ihtiyacmı yadsımıyor. Fransa Milli Eğitim Bakanı tarafından hazırlanan ve 24 mayısta parlamentoda görüşülmeğe başlanan Yükcek Öğrenim Yasa Tasarısı, ülkenin ihtiyacı olan "seçkin beyin" yetiştirmeyi ve bunu bütün toplum kesimleri arasında demokratik bir dağılım içinde gerçekleştirmeyi amaçlıyor. Fransa'da, mühendisler, yaralıcı teknisyenler yabancıların kabul edilmediği yüksek okullardan yetişiyor. Öğrencilerini sınavla alan bu okulları bitirenler hiç zorlanmadan anında iş bulabiliyor. "Üniversiteler" ise "yüksek okulların" çok ardından geliyor. Yüksek okullara giremeyen öğrenciler üniversitelerde toplanıyor. Ancak, öğrencilerin % 6O'ı başarısız oluyor. Başarılı olanlar ise iş bulamıyor. Ayrıca, yüksek okullar bir yana, üniversitelerin de toplumun bütün kesitlerine yeterince açık olmadığı saptandı. Örneğin, politeknikte profesör olan Laurent Schwartz'\n h'azırladığı bir rapora göre, "Bir yönetici çocuğunun ünıversiteye girebilme şansı, bir işçi çocuğundan 13 kez daha fazla." Ayrıca, "İşçiler toplumun % 40'ını oluşturduğu halde, ünıversiteye gitme şansını elde edebilen işçi çocuklan tüm üniversitelilerin ancak % 12'sini" oluşturuyor. Gerek sağ, gerek sol, bugün Fransa'nın süper teknolojiye geçmesini kolaylaştıracak olan "yaratıcı beyinlerden" oluşan bir "e/ıt"ler topluluğuna olan gereksinimi kabul ediyor, ancak, "elit yaratma" yöntemlerinde ise çok ayrı düşüyorlar. Bu nedenle, görüşülmesine mayısta başlanan ve hakkında tam 2150 değişiklik önergesi verilen Yüksek Öğretim Yasa Tasarısı ancak kasım 83te parlamentodan geçip, 84 85 öğretim yılında uygulanacak. Sosyalist M/rfe/rand'dan önceki Cumhurbaşkanı'nın Milli Eğıtim Bakanı Alice Saunier Seite dönemınde kanunlaşan bir ta(Arkası 11. Sayfada) * Deltu Plaııı "Hollanda hükümeti bu soruna radikal bir çözüm aradı. "LExpress" dergisinin bildirdiğine göre "Delta Planı" adı verilen çözüm bölgedeki haliçlerin, su bentleri ve barajlarla tamamen kapatılmasını öngörüyoıdu. Delta Planı 1958'de parlamentoda oylanarak kabul edildi. Hollanda'da denizle ınücadcle devletin yetki alanına giriyor. Bunun nedeni ülke niilusunun yüzde 60'ının deniz seviyesinin altında yaşamasıdır. Ülkenin en alçak noktası Rotterdam yakınlarında. Bu bölge deniz seviyesinin 6.70 metre altında. Durum zaman geçtikçe vahimleşiyor, DK.I.I A IM.AM I(H>7 Mİında soıi hıtltııınııı tı>}>ıılaıinıasııııı ha^lanan Della l'lanına sort Doğu ijt'ldo halicinin oniine baraj nkilımsi gm'kiyor. dolyil ola\ını dıırduracağı t>crekvt'si ile bu haraja bir V » kıırıılıı, karşı vıkı>or. <k parçasındaki tüm gelgit hareçünkü Hollandu her yıl 1 mili yetteler. 1967'de Delta Planf nın ketlerinc son verecek. metre çöküyor. Ülkenin denizle son bölümünün uygulanmasına Bu nedenle çevre koruma ıızher zaman başının derıte olma geçildi. Buna göre 9 kilometremanları Delta Planfnın doğal sı, Hollandalıların desıanlanna îik Doğu Şeldc halicinin öniinc çevre üzerindeki etkilerinden kadar girmiş. Böylc bir destan bir baraj çekilmesi gerekiyor. İnkaygılanmaya başladılar. Ekoloda Hans Brinkers acllı bir çocuk şaata başlayabilmek iyin önce 3 su bendinde açılmış bir deliği yapay ada inşa edildi. Bunlara jistler bir basın kampanyası açaparmağıyla tıkayarak krallığı dayanan benılcr inşaatın ilerlerak çalışmaların durdurulnıasıbüyük bir lelakeuen kurtarıyor. mesiyle halicin kıyılarına kadar nı istediler. Bu barajın inşasıyla Delta Planı uyarınca ülkenin uzanacak. 1973'te barajın 5 kibirlikte besinleıini Şelde lıalicindenize karşı korunması için 4 ba loınetrelik bölünıü sona eıdi. den lemiıı eden göçnıen kuşlar raj inşa edilmesi gerekiyor. Bunyok olma tehlikesiyle karşı karTeknik açıdan ciddi sorunlar lardan üçü, Verse Gat, Brou çıkarmayan plan gene de önemşıya kalacaklar. Bu haliç. Avruwershavense (iat ve Haringvliet pa'ya göç eden kuşlar için son li sakıncalar doğurabilir. Haliciadlı bara<i:ır u/ıın süredir faalinin önünc set çekilmesi bu deni/ moia yeri. Ekolojistlere gore Kadınlar sakal tıraşına da el attı Osııiüiıhey''<leki bir IMTIMT saloıııııula riilışaıı hayaıı bcrforrlrr siulrcc sııv \v sakalıııızı de^il, yii/ünii/ü <l kt'si\or. KEMAL KUÇUK Geçtiğimiz günlerde ülkemizde ilk kez bayan kuaförlerin çalıştığı erkek k'uaför salonu İstanbulluların hizmetine girdi. Basınımız da bu olaya büyük ilgi duymuş olacak ki yayınlanan boy boy fotoğraf ve yazılarla bu " m u l l u " olayı özellikle erkek okuyucularına duyurdular. Bayanların saçsakal tıaşında ne derece başarılı olduklarını yakından izlemek için "Klas" Bay ve Bayan Kuaför Salonlan'nm yolunu tuttuk. Osmanbey'de, cadde ü/erindeki eski bir apartmanın 4. katına çıkıyorıız. Ve arachğınıız "Coif" tabelasının altındaki kapıdan içeri giriyoruz. Hafif bir disko müziğinin duyulduğu bir başka açık kapıdan içeri girdiğimizdc 4 genc bayaııı •.ohbet cderken buluyoruz. Biri '"hoşgeldiniz" deyip ceketimizi an . Boş odaya bakıp çalışıp çahş>nadıklarını soruyoru/ "Tahii valısıyorıiA,saat erken oldııyıı icin daha mıışleri yc»k" divoı. Ve bizi saç için sol taraftaki odaya alıyor. Çiçeği burnunda erkek berberi Ünal Işıdı 19 yaşındu ve 9 yıldır kuaförlük yaptığını söylüyor. Saçlaıımızm yıkanma işlemi sıırerken "Neden erkek berberliğine basladığını" sorııyoruz. "Birincisi kârlı olıışıı.. Kısa sürede daha az çalışarak sac kesiyoru/.. Kesmesi, yıkaması, taraınası 40 dakika.. Ücrel de kadııı saçına göre daha iyi" diyor. Anıa buyan berberiıı asıl hoşuııu gicleıı kadınlardan kurtulması. "Bıırada dedikodıı yok." diyor. "Kadınlar kısa sürede rıi/imlc içli dışlı olııyorlar ve beninı hic lıoşlanmadığım bir siırii şe> konıışuyortar. Oysa erkıkler heının samimi olmuyorlar,sadece bira/ iltifal ediyorlar o kadar.." Saçlarımi/'in yıkamiiası bittiğinde, kesme işlemi için başka bir koltuğa ouırtuluyoru/. Bu arada yandaki odada hanımlar;.u "gün"lerini andııan sohbet sürüyor.. Sadece Arap müşierilerin "samimilik" konusıında kuralı biraz bozdııklarındau yakınıyoı genç berber. Açıldıklarmdan beri saçsakal için gelenleriıı yarısını Arap müşterilerin olıışturduğunu belirten Işıdı, Araplarııı, iltifatta aşırıya kaçtıklarını söylüyor.. ZOKLA MANİKÜR Saç kesme işlemi sona ererken yanımızda beliren başka bir genç bayan elindeki tepsiyi masaya koyarak "ellerimizi" rica ediyor. "Bu güne kadar manikiir yaptırmadığımm ve yaplırmaya da niyetli olmadığımm" söylüyoruz. Bu kez vernıediğinıi/ elinıizi "cebren" eline alan genç bayan "\a/ık si/in gibi bir be> nasıl olur da tırnaklarına bakma/." diyeıek azarlıyor. Elimizi kuriarnıak için nıanikürc kesinlikle karşı olduğunıuzıı ayrıca mikıop kapmaktaıı da kotktıığuıiHi/u bira/ ciddi tavırla beliı tıyoruz. Kcndilerinin çok steril aletler kullaıulıklannı ayrıca müşterilerinin yüzde doksanıııın ınaniküı ve pedikür yaptırdıklar\m belirtiyor. Bir kez denememi/.i ısrarla n<.: ediyor. Yaklaşık lOdakikdliN bir sürede ilk kez denediğimız manikür işlemi tamamlanıyor. Bu arada elimize verilen sıcak su küvetini de bir süre tutma görevini sabırla tamamlıyoru/. 10 dakikalık zoraki manikiir sırasında bizi eğlen KORKTUĞUMUZ BAŞIM1ZA GFLDİ Sabah lıraş olm^mıza ragmen ısrarlara dayanamayıp 3 saat sonra tekrar jilet altına yattık. Sonunda 4 kesikle bayan brrberlerin "yelişmelerine" yardımcı olduk. dirmek için sürekli konuşan bayan berberlerden sürekli ayakta çalışmaktan bacaklarında şimdiden "küçük varisler olduğu" şeklinde meslek sorunları ile ilgili bilgiler alıyoruz... Saç ve manikür işlenıleri bitip •rtık koltuktan kalkmaya hazırlan:rken çevremizdeki genç bayan berberler üçe yükseliyor. Bize bir de sakal traşı yapmak istediklerini belirtiyorlar. "Gerceklen bunu morak ettiğinıizi,aneak sabah :raş olduğuınu/u" belirtiyoruz. Ünsal Işıdı "Siz galiba keseriz diye korkuyorsunuz" diyor ve yanımızdan aynlıp patronla birlikte dönüyor. Kuaför dUkkânının sahibi olduğunu söyleyen Ramazan Aslan "İlk (Arkası II. Sayfada)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear