Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
4 CUMHURIYET 23 Şubat 1974 EViADlM KtUAHBAZ Pi18ANA PuKf 7 KA itCIÛ'ıM... / LKtflıN. BAMA YAi^PlM tTMEM İAZiM. r | Üİ YARALISIN ERDAL ÖZ8 Artık urganın ucunda sallanan canlı, ean çekişen görüntüler, yerlerüıi cansız nesnelere bırakır olmustu. Kordonun ucunda sallanan ampulün, sinilerle, yaldızlarla işlennns süslü bir şapkaya. küçücük, incecik, içini gösteren bir kadın kilotuna, kafası kesilmis tüyieri yolunmuş, kesik bacaklanran uçlan kıçına sokulmuş pişmeye hazır bir sosyete hındısine, Kocaman upuzun bir havuca, mosmof bir pathcana, sapından asılmış çinko bir çocuk oturağına, sarkmıs raorarıp kararnuş artık işe yaramaz yaşlı bir erkeklik organına, ökçesi kopmuş, tabanı açılmış bir eski postala, bir kangal sucuğa yerini bıraktığı omyorau. Ama son gün, ciğerlerinin özlemiyle, her biri ayn ayrı yakılmış, uçlannda külleri gıttikçe uzayan, dumanları kıvrıla döne yükselen bir demet sigara biçımınde göriir olmuştun o çıplak ampulü. Ah bir tek sigara bile, o anda, o ortamdm, o koşullar altında dünyayı biraz olsun sevdlrebiürdi sana. Y E DI Baska çaren yoktu. Altta yatanı uyandırmamaya çalışarak yavaşça süzülüp Kaydın aşağıya, alttaki yatağın ucuna basarak yere indin. Uyantnadı altta yatan. Pantolonunu yıstığın altından çekip bacaklarına geçirain. Uykusunu sigaralarla gidermeye çalışan kogus nöbetçisinin yanına gittin. «Helâya girebilir miyim?» îyi ki dedin bunu, uykusu kaçıverdi nöbetçınin. Kanianmış kısık gözlene gülerek başıyle olurlardı seni. GürültU yapmamaya çalışarak gittin helâlara açılan aralıgın kapısııu araladm. Bes gün kaldığın odacığın kapmtılmış, agır kokusunu anımsatan ama onun ya. nında yunmus annmış bir sidik kokusuna dalmış oldun. Çarpmasın diye yavasça nıraktın kapıyı. Bir zamanlar cam olduğu anlasılan, şimdi camsız, üstleri açık yanyana üç kapıdan aralık duranına girdin. Sabırsızca çıkanp uzun uzun içedin san kis bağlamış çukurun tıkalı deliğine, gürültü yapmasın diye deliğ.n çeperine vurdurdun sidiğini. Koğuşa ilk getirildiğinde sıkışıktın, işemek isteğiyle doluydun. Saatlerce kendıni tutmuş, ama sonunda dayanamamıştm işte. Bir bosal. ma, bir engin rahatlama, kasıklarından başlayıp aşağılara, dizlerine kadar indi. Gevşeyen bir mutluluktu bedeninden geçen. Son kalıntılan da akıtırken, kasıklarından oütün bedenine yayılan cinsel bir tadın kamaştınnasıyle iliklerine kadar sarsılıp silkeleniverdin; dünyayı, yaşamayı belli belirsiz bir kere daha sevdin. Döndün. Islaklıktan kara yosunlar bağlamış, şişmiş dört kısa tahta ayağın üzerine oturtulmuş, bir zamanlar üzerine sürülen bo. yanın mavi olduğu anlaşılan eğri büğrii büyücek bir su bidonu orta yerde duruyordu. Sapı kınk musluğundan sızan su hemen altındaki, ağzına kadar sabunlu, mavi, bulanıkç* bfr suyla dolu tenekede incecik cıvndıyordu. Suyun yüzeyi, tenekenin yarık köşesınaen aşagı kayıyor; yerde, kıyılannda birikip kalan sabunlu kalıntıların arasından uzayıp yayüarak akıyor, yan yana Uç kapıdan beriklnin altındaki aralıktan girip yok oluyordu. Karşı duvann Ust ortasındaki camsız ama parmaklıklı karanlık pencereden uzayıp gelen kara ince bir hortum, su bidonunun üzerinde duran, az yana kaydırılmış tahu kapağın yanındaki aralıktan içeri giriyordu. Tahta kapagın ortasında, kapağı tutup kaldırmak ıçin bir tutamac vardı, kalınca bir tutamak. Üzerinde eriyip pelteleşmiş, sunntılan beyaz bir yoldan uzayıp ylne bidonun içindeki fcuya karısan bir sabun kalıntısı denizanasım andınr bir yayılmayla saydamlaşmıştı. Uzanıp sabunu almaya çalıştın, cıvık bir sabun bulaşığı geldı eüne. Olsundu. Üzerindeki atlet fanilâyı sıyırıp dUrdun, kapagın kuru kalmış bir yerine b'raktın. Sapı kınk musluğu güçlükle açtm. Mus.u^tan yırtılarak. çıkan eğri büğrü, dagınık su, ttr>ekedeki mavi suları sıçratıyordu. Ayaklannı ay:np tenekeden uzak durmaya çalışarak eğildin, basını muslukta teneke arasına. suyun altına uzattın. Elindeki sabun bulaşığını başına sıvazlayıp, başındaki top top şışlıklerin acısına aldırmadan ovalamaya başladın iki elınle. Güç köpürüyordu sabun. Su oldukça kireçli olmalıydı. Köpükten çok sabun olduğunu bildigın bu mavimsi bulaşığın temizleyicüiğine bıraktın başını. Boynunu bogazını güzelce ovaladm. Dagınık sularla uzun uzun akıttın basının sabunlarını. Gözlerin acı acı yandı. Akşam tizeri kogusa getirilmeden önce sokulduğun odada makineye vurulan basının saçsızlıgını, fırça gibiliğini yadırgıyordu parmakların. Bu beklenmedik degişiklikten gizlice hoşlanır gibı olduğunu da seziyordun. Bir atı, kısa tüylü bir köpeği yıkamak gıbi bir duyguyla yıkadın bişını soğuk sulann altında. Islak ayakla giyince ayakkabılarmın ıslanacağına aldırmadan ayaklarını da yıkadm. tncecik, kaygan derisinfsevef gibi, oksar gibi yıkadın ayaklannı, Taoaryann, gelen yeni derilerte bir baskasuun ayaklarının altı gibiydi, yadırgıyordu ellerin. Pütürlü bir tasa uzun süre sürtülmüş de düzeltilmış, parlatılmış gibiydi ayaklarının altları. Şimdi kapının açılıp birilerinin girmeyeceğini bilsen soyunur bütün bedenini ue yıkardın ouz gibi sularla. Olmazdı. Öylece, sular sızdırarak dışarı çıktın. Elindeki, kunımuş kan lekeleriyle kararmış, kirden gevşemiş fanilâm bile giymeden çıktın. Yavaş yavaş bu düzene alıştığını göstermiyor muydu böyle giyinmeden çıkışın; kolunda, göğsünde öbürlerininki gibi birtakım dö\fmeler olmasa bile. Nöbetçinin önünden geçtin. Yeni bir si. garaya başlamıştı. Oturuyordu. Yüzünde, az önce helâya girip giremeyeceğini sorduğun anda beliren gülmenin izleri duruvordu Bu kez sen gülümsedin önünden geçerken. İçinde bir dirilik, bir onanlmışlık duygusu vardı Elinle basında kalan suları sıyumaya çalıştın. (UtVAMl VAR)  Sanayileşme bütün yönleri ile organize edilmelidir odemlepnek, sanaylleşmek ve kalkmmak, özlemlerine ve potansiyeline sahip olan Türkiye'de, küçdk imalât sanayiı, küçük meslek gruplan, küçük tanmsal işletmelerın, sağlayabilecekleri büyük dinamizm, çoklukla ihmâl edilmektedir. Bunun düşünsel nedenlerinden biri, sanayileşme aşamalarına, modernleşme aşamalarına geçiş ve yükselış lerin karşılıklı bağlantılarmın unutuluyor olmasındandır. Özel gırişimcilık kesiminin5 sermaye yönünderi tefc tek cıliz, organizas^on yönüadaıv ise, dagınıit bölümünü oluşturan küçük sanayi ve tanmsal birimler, siyasal iktidan, etkileyemeyecek durumdaki küçük ekonomik iktidarları, unutulmalarının ikinci bir nedeni olmaktadır. Yöresel, bölgesel, ulusal düzey ve boyutlarda henüz yeterince örgütlenememiş bulunan çeşitli meslek gruplan: Demırci, bakırcı, dökümcü, tornacı, dokumacı, halıcı, terzi, ayakkabıcı, marangoz vb. gibi, sanatkâriarı koruyacak ve geliştirecek olanakları sağlayamamaktadırlar. Kendi olanakları ile, dağınıklıpını. güçsüzlüğünü gideremt ı ve büyük potansiyelini modemleşme ve gelişme yönünde henuz kullanacak bir duruma gelememiş bulunan özel girişim kesiminin, bu küçük bölümünü yeniden organize edip, dönüşüm halindeki ekonominin bu genel yürüyüşü içinde bütünleştirmek elbette devlete düşen bir görev olmaktadır. Hele küçük ve büyük sermaye arasında emek kesimi ile sermaye çevreleri arasında, ekonomik ve sosyal bir dengeden yana olan bir iktıdar, bunu, aynca zorunlu göriir. Sanayileşme sürecinde, geleneksel üretim biçiminde kalan birimlerden, küçük atölyelere, küçük sanayi firmalarına ve oradan mo dern büyük sanayi firmalanna değin uzanan modernleşme oluşunda, bu küçük birimler kesimini, yıkıcı israf edici bir dönüşümün çarkmdan, yöneltici yapıcı bir sürece, dönüstürmek, boşuna akacak potansiyeli tasarrul etmek gerekir. Ekonomiyi yeniden organize ederken, özel girişimin modern kesiti ile geleneksel ve geri kesiti arasmdaki çatışmayı, zaten sınırlı olan iktisadi kaynaklan israf etmeyecek ve insanlan ezmeyecek yöntemler, tercüı edilmelidir. Büyük sermayenin tekelind» oluşacak haksız ve eşit olmayan bir rekabetin, ekonomik kayıplar ve sosyal adaletsizlikler oluşturabilecek ayrıcalıklarla sonuçlanma sına da yol açmamak gerekir. Bu gerek, büyük sennayeyi de kı Halk Sektörü,, Önerisi ve Iktisadî Sistemimiz Doç. Dr. Beşir HAMİTOĞULLARI KAPITA1İST KAJ2MA EK0MOMİMİ2DE HALK SEKTCRÜMÛBI 1 . OZEL GlRlÇİM KOESİMİ J . fc^MUSAL EVCONOMIK M sırlaştıraeafc »rolay yöntemler yerine, gerçekten üretgen, rasyonel. yöntemlere d<^ru sürükler. Yapısal ve gizli işsizlik sorunu nun baskısı altında bulunan Türkiye'de, geleneksel küçük sanatlardan, modern sanayiye geçis ko ridorunda işsizliği daha da çekil mez bir hale geürmeye de dikkat edilmelidir. Bu gerek, sanayilejmenin bütün yönleri ile organize edilmesini zorunlu kılmaktadır. Bu zorunluluk doğrultusunda, modern. •uıayinin, kuçük «e g*. da genişleyen piyasada. ayrıca mü leneksel sanayi alanım işgal etrns "kâfatlandırıBnıs olacaklar«J»r. Görüldüğü üzere, bu kısa değin si,yUu& fölelikten, 'bertaraf ed>ci, sindirtici niteliğe kavuşturul me, özel kesunin, küçük ve dağıması gerekir. Sanayilestiren sana nık bölümünün yeniden organiyi merkezleri, yaratacakları yan ze edilmesinin, sanayileştiren sadallar ile biriikte ve üretecekleri nayiye götüren, süreçlerin ve do donatım mallarının, geriye, ileri ğal aşamaların, büyük ekonomik ye ve çevreye yayacakları etkile ve sosyal kayıplara yol açmadan rin yapılması sonucunda, gelenelc gerçekleştirilmesinde de zorunlu sel küçük sanatlar ve tarım kesi olduğunu göstermektedir. Ekleyemine yavaş yavaş ve sağhklı mo lim ki, sanayileşmeye götüren mo dernleşme olanağı ve ortamı sağ dernleşme aşamalarınL atlamak layacaklardır. Böylece, ekono yalnız sakıncalı değil, fazladan ola mik olmayan sert ve vahşi dönü naksızdır da. Bir diğerini izleyen, şüm yolu kapatılma, tanmsal ke bir diğerini doğuran aşamalar ya simden ve geleneksel küçük sa pılamaz. Fakat birinden, diğerine natkârlar kesiminden, gelen aktif geçmek için, gerekli olan süreler, nüfusun, modern sanayilere mas iyi bir organizasyon ve eşgüdüm sedilerek deplasmanı olanakları ile kısaltılabilir. çoğalabilecektir. Bir yandan ken Halk sektörü, özel girişim kedi içinde örgütlenerek güç kazasiminde, mevcut dualizm ve danan, diğer yandan, organize büğınıklıkta oluşan yıkıcılık ve yük sanayi merkezlerinin geliştiisrafı etkin bir organizasyon ve rici etkilerinden gelen ek güce ka işleyişi ile, yapıcı ve yaratıcı vuşan küçük girişim kesimi, yük selecek gelir düzeyi ile birlikte, sa yönde kanalize ederek, sanayinayi malları global talebinin hac leşmeyi hızlandırabilir, gelir mini de büyütecek ve özel kesidağıhmının sosyal adalet tabamin, büyük birimlcri, bu noktanına dengeleyici bir temel kazandırabilir. Halk Sektörünün Muhtemel Yapısı Kapitalist karma bir ekonomide, özel girişim kesiminin, sistemin felsefesı ile çatışmayacak bir tarzda organize edilmesi, yönlendlrilmesi ve yer yer güdülmesi, çağdaş kapitalist sistemin yeni biçimleri olarak ortaya çıkmaktadır. Yükselen yeni sosyal güçlerin umutları, ağırlıkları ile ekonomik yeni iktidar merkezlerinin, sisteme entegre edilebilmeleri, sanayileşmeyi gerçekleştirecek süreçlerin işlemeye başlaması ve oluşacak ekonomik kalkınmadan alınacak payların âdil ve büyüyen bir kaldıraca oturtulması şartına bağımh kalmaktadır. Bu ise ulusal ekonominin tümünüi [özel+kamusal] yeniden ve etkin bir organizasyonunu gerekli kılmaktadır. Devlet, Kamu Ekonomik Kesimini, yeniden düzenlemek ve kalkınmayı hızlandıracak bir yapıya kavuş turmak için ç»ba harcarken, ö xel girişim kesimini de düşıinmek zorundadır. özel gırişim kesiminin, egemen kesitinı oiuş turan büyük kuruluş ve fırmalan dolaylı yöntemlerle yönetmek ve denetlemekle yetınen devlet, haksız ve yıkıcı rekabet ile israfı engellemek ve küçük tasarruflar ile ferdl dlnamik girişimlerl, sanayileşmeye destelc yapmak amacı ile de, özel girişim kesiminin, küçük ve dağınık kesitini, doğrudan ve dolaylı yöntemlerle organize etmek, desteklemek ve korumak zorundadır. Halk sektörü, kapitalist karma bir ekonomıde, İşte, özel girişim kesıminde kalan ve tek tek dağınık halde maddî güçleri yetersiz ölçeklerde olanları, bir örgütte toplayarak, ekonomik güç ve özgür girişımlerini çoğaltan bir organizasyon olmaktadır. Böylece özel girişim yörüngesinde kalan, bu halk sektörünün yapısı nasıl biçimlenebilir? YARIN: Halk Sektörünün Yapısı DİSİ BOND İlk Serinin 2. Kitabı MELİH CEVDET ANDAY lcni Tanrılar ÇIKTI HER KÎTAPCIDA BULUNUR TİFFANY JONES / SC.KJ KLf AVbtJk 'LE TOUM VEFATLAR İÇÎN Kıymetlj hocalar ve du«hanlardan müteşekkil cenaze merasino eklblmız biT telefonla emrtnUdedir. üazete liânı ve umum muamelât tçln «yn Ocret alınmaz. Cenaze lşlertnl ly letmemlz denjhte eder. Acı günlerlnızl paylajırız. İslâm Cenaze İşleri NOT TEL: 47 20 06 : İsleme adıesi: CAĞDAS YAYIHUBI Cnğaloğlo Halken Sokak No. 3941 Cumhurıyet 1483 Bütün muamelelet lşletmeye alt olmak üzer* rurt tci ve yurt difi. yurt dıgından yurda censze nakli jrapıhr. Günfln her saatlnde «minjzdedıı CÇiçek KeMâm: 198> 1481