01 Aralık 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
w CUMHURÎYET • • * • 14 Mart' 1973 14 Mart 18271973 ekimllği ve tıp bilimini belirli bir tarihten başlatmak ashnda güç. Cünkü. ülkemizde de törenlerle kutladığımız 14 Mart 1827'den önce, önem verilecek nitelikte bir tıp bilimi ve sağhk hizmeti vardı. Ancak, akılla dogmanın çatıştığı bütün bilim dalları gibi tıpta da aklm ve dogmaların hâkim olduğu d'önemler vardır. Işte. 14 Mart 1827, ülkemizde gitgide dogmaların hâkim olduğu bir dönemin yıkılması ve Sultan II. Mahmut tarafından çağdas bilimin tıp alanına hâkim kıhnması isteğinin başlangıcı olarak kutlanmaktadır. (O zaman, bunda ne dereceye kadar başarı sağlandığı ayn bir konudur). Âslında, 14 Mart törenleriyle. olumlu bilimsel ve akılcı bir yola girişi kutlamaktayıı. H Olaylar ve görüşler Dünden Yarına Türk Tıbbı Dr. Erdal ATABEK kü «hastalık yok, hasta var» sözü, insan var oldukça doğru olarak yaşayacaktır. türü, sonra da Amertka'nın egemen olduğu Anglosakson tıp kultürü tıp dünyamızı etkilemiştir. Bunu, bir dereceye kadar doğal saymak gereklr. Ancak, millî tıp kültürümüzün eksikliği doğal değildir. Oysa, millî tıp kültürümuz eksiktir. Nedir, milli tıp kültürü? Bakınız. Hipokrat ne diyor: «Bir hastalığın teşhisini sağlayan belli baslı ögeleri şöyle sıralamak mümkündür: önce, hastanm genel çizgiler içinde kişiliğini ve huylarını incelemek ve hastalıklann özelliklerini düşünmek gereklidir. Sonra sıra, hastanm hastalık karsısındaki yaşantısını incelemeye gelir. Hastaya ne gibi yemekler verilmektedir, bunlan kim vermektedir? Hastanm yaşadığı yerin iklim sartları, hastanın alışkanlıklan. yaşama tarzı. davranış ve düşünceleri, sesMzliei, konuşmaian, cfüsleri doğru teşhise ışık tutacak nitelikte bilgilerdir.> Işte. mill! tıp bu sorulann ve benzerlerinin ülkesindeki cevaplannı veren tıptır. Bizim insanımız ne yer, nasıl yer, nerede yaşar, çocuğuna nasıl bakar, onu nasıl büyütür, ahşkanlıkları nedir, nasıl duygulanır, nasıl düşünür, nasıl davranır. çevresi onu nasıl etkiler, işte millî tıbbımızın cevabını vereceği sorular. Bu soruları ve benzerlerini elbette ne Fransa tıbbı inceleyecek tir, ne de Amerika tıbbı. Bütün bunlan ancak ve ancak Türk tıbbı inceleyecektir. Son yiizyılın en önemli konusu olan «Sosyal Tıp» ilkesi, b*7den b'i »c^rnav bugüne kadar geçen 146 yılm lonunda hâlâ gerçek reformunu beklemektedir. Beslenme, bannma, kullanma ve içme suyu, ısınma, halk sağlıgını korumamn, okul ve öğrenci sağlığı, isçi sağ lığı, spor sağlığı koruyucu özel sağlık hizmetinin, poliklinikler. trafik sağlığı, hastanelerimiz, sağlık araç ve gereçleri, âcil teo*avi, etken hasta tedavisi, milli ilâç sanayii hastalıklan tedavi alanının «BÜYÜK SAĞLIK REFORMU» nu bekleyen konulandır. Tıp kültürümüza nasıl genel kültür çizgimizden ayn düşünemezsek, sağlık hizmetlerimizi de sosyoekonomik düzeyimizden ayn tutamayız. Onun içindir ki. 1973 yılında da sosyal, ekonomik ve kültürel geüşmeyi ulaştıramadığımız bölşelerde ve kisilerde sahte hekimlik. üfürükçülük, rouska geleneği yaşamaktachr. llkel yollarla çocuk düşürmenin yol açtığı hastalıklara, ölümlere çare bulamarnaktayız. Kalabahk poliklinikelrde üzülen hastalar ve hizmetten bezen hekimler çözemediŞimiz bir sorun. Serbest çalısma alanında hekimle hasta arasındaki para ilişkisini düzene koyamadık. Hekimliğin oto • kontrolunu sağlayamadık. Türk tıbbmın ve sağlık hîzmetlerinin birbirini tamamlayacak gelişmesini eerceklestirecek Sağlık Bakanlığı. Tıp Fakülteleri ve Türk Tabipleri Birliği işbirliŞi kurulamadı. Yapılması gerekenler biliniyor, nasıl yapılaca^ı da ortada. ama. yapamıyoruz işte. 14 Mart 1P73 bizi bövle buluyor. Paralar Nereye Gidiyor? Pahalılık diye bir şey var; herkes panalüıktan sö« açıjror; pahalıhktan yakıniyor. Ne demek pahaiılık? Aslan Başer Kafaofhı gazetemizde yaymlanaa bir ya«ısında fiyat yükselişleriyle pahahlığı birbirmden ayınyordu. Bu ayırım doğrudur. Diyelim ki piyasada her seytn fiyatı hızîa artıyor; etten süte. sütten kunduraya kunduradan kiraya kadar ne varsa başını almış gidiyor. Buna karşılık Muteber Beyin geliri de başdöndürücü bir hıala yükseliyor. tuttuğu altın oluyor. Şimdi Muteber Bey: Kaşann Mlosuna on lira zam geldi. a>skkabı iM ytb elliye çıktı.. diye yakınır mı? Atalarımız pahalılık denen şeyin ne kadar izafl olduğunu anlatmak için: Deve bir altın, deve bin altın.. demişier. Fiyat yükselişleriyle birlikte maaş ve ücretler de artarsa ve artış dengeli olursa, çalışanlar pahalılıgı duymayacaklardır. Gelin görün ki böyle' bir gidiş yok. Maaşlara V9 ücretlere beş zam geliyorsa, fiyatlara yirmi beş zam geIiyor. Peki... Piyasadaki mallarm fiyatlan hızla yükseldığrne; geniş vatandaş kitlelerinin maaş, ücret ve kazançlan bu hızı izleyemediğine göre. pahalılığın sonuçlarından kirn vararlanmakta? Köylü ürettiği buğdayı veya tütünü Ud yıl üstüste aym fiyattan satarsa, buna karşılık gübreyi veya gazyağını daha pahalıya alırsa aradaki farkian biri yararlanacak? tşçi veya memurun aylıklarına vUzde yirmi zam yapıhrsa, ama piyasada fiyatlar iki yılda vüzde elü artarsa. demek ki memurun, isçinin aleyhine bir durum var. Daha kısa deyişle: Pahalıhk yüzünden kazançlı çıkan ömlerdir? Hiç kuşkusuz hızlı fiyat yükselişlen paralann bazı ellerde toplanması demektir. Buna isterseniz sermaye oirlkimi diyebilirsiniz. Türkiye'de Batı ülkeleriyle tavaslanmayacak bir hızlı fiyat yükselişi süregeldigine göre. oaralar bazı ellerde yıgılıyor Daha çok tarım kesiminin fedakârlığı üstüne bindirilmek istenen bu yıgınak. olumlu yatırımlara dönüşürse bir sanayi atılımı da sağlayabilir. îçerdeki durum budur. Gelelim dısandakı halimize... îç piyasada fiyatlar alabildigine yükseliyorsa, bu (tidlşat isteristemez dış piyasaya yansıyacaktır. Esldden ıç piyasada 100 lirayla dört kilo mal alırken, şimdi 100 drayla iki kilo mal alıyorsunuz; eskiden 100 lirayla alınacak tthal malını şimdi gene 100 lirayla alabilmeniz olatan sayılır mı? Suni payandalarla bir noktaya kadar tutulan oaranuı dış değerini de düşürmek ve iç piyasa ile dış oıyasa arasmda btr uyum yaratmak zorunlu hale eelince ne olurT Devalüasyon olur. Eskiden bir dolar 280 Jcunışa satın alınırdı, sonra yuvarlak rakam on liraya satın alınmaya başlandı. sonra 15 liraya çıktı, şimdi daha da yükseldi. Böylece dışandan ithal ettiğimiz bütün malların fiyatlan da hızla yükselıncktedir. Biz dışandan sanavi ürünleri. makineleı. âletler fabrikalar satın akiığımıza göre sanayi ü'.ktuerıne esRisinden daha çok para ödeyecegiz. Buna Karşüık ihraç mallanmısın yüale yetmişten çoğu tanm Urtlnlert oıduftuna »öre bunlan eskisinden daha ucuza satacağız. Tanm ürünleri sanayi Ürünleri tcibi ıstediğınte kadar çoğaltılamaz, dönüm başına üretilen mığdav fütün, incir, üzüm, nice yeni yöntemler kuHanüırsa kullanılsın bir dereceye kadar artırılabilir. Demek ki bizım ihıaç mallanmız ucuzladıkça her yıl ürettiğimiz tanm ürürüerınden elde edeceğimiz karşılık isteristemez kısıtlanacaktır. Buna karşılık yabancı sanayi ülkeleri, ellerinde bulunan makine âlet ve fabrikalan bize pahalıya satarak güçlenecekleıdir Enflâsyondevalüasyon kısır döngüsüne düsmüş Dir az gelişmiş ülkenin talihsizliği buradadır. Ve ışte sömürülme denen mekanizma bir yanıyla budur. Tanm üıünle^ini ucuza satacaksın. sanayi ürünlerini pahalıya alacaksın aradaki fark yabancı ulusların cebine girecek. Enflâstondevalüasyon derken bir yolda sürUklenip gidiyoruz. Bu kısır dnngüden kurtulmanıh çarelerin; bugün Türkiye'de aydınlarıyle, işçileriyle, sanayrcileriyle, kalkınma iddiasını temsil eden bütün çevreler birlücte arayıp bulmalıdırlar. • • Hipokrat'tan Bugüne.. îstanköylü Hipokrat, 2500 yıl önce yaşadı. «Tıbbın Babası» unvanım haklı olarak almıştır. Insanm sağlıgım büyülerde, mueizelerde, adaklarda ve kurbanlarda aradıgı bir çağda, biitün bunlan elinin tersiyle itip. hastalan iyl etmenin yollarını hastalığın anlaşılmasında, incelenmesinde arayan. bugün bile geçerli olan «hastalık yok, hasta vardır. kurahnı koyan büyük Hipokrat, tıbbın ilk devrimcisidfr. Her hastanm hastalığında cevrenin rolünü, yaşayıs tarzını, davranısını, düşüncelerini, konusmalannı, hastalık belirtilerini bilmek gerektiğinl söyleyen «Tıbbın Babası» çağımızda da hiç eskimeden yaşamaktadır. SonraM d5nemlerde buluşlara buluş eklendl. Anestezi ve antisepsi (narkoz ve rnikroplann yokedilmesi) modern cerrahlyi yarattı. Röntgen' ln bulunuşu tanıyı (teşhisi) ve tedaviyl değistirdi. Mikroplarla savas bulaşıcı hastalıklara karsı büyük zaferler bağışladı. Adı bilinen, bilinmeyen yüzlerce, binlerce büyük insan bulunanlara yenilikler katarak cağdaş übbı yarattı. Bugün elektronik beyln çağıntfayız. Ama, elektronik beyin hekimin yerini alamamıştır. yarın da alamayacaktır. Çtlnkü, insanı iyfleştirmsk için insan glbi düşünmek, insan gibi duvmak eerekir. Elektronik beyinde Drogramladığınız her sey vardır, bütün ihtimal hesaplarını yapabilir, ama «sezgi» yoktur, çünkü insan değildir. Çün Türk Tıbbı.. Türkiye'de tıp bilimi, dogma ak:l çahsmasını yüzyıllar boyunca yaşamıştır. Dünyanın da geçirdiği bu çatışma, ülkemizde değişik bir biçimde, ama, daha uzun sürmüştür. En yaygın mistik düsünce olan «hastalık günahların cezasıdır, çekilmesi gerekir» düşuncesi bilgisiz din adamlannın elinde, etkilerini arttırma aracı olarak kullanılmıştır. Hastalıkların Tanndan geldiğini, şifanın da ancak Tanrı eliyle geleceğini düşünenler sanılcfığı gibi geçmişte kalmamışlar, hâlâ yer yer aramızda yaşamaktadırlar. Ancak, kendi içine kapanmış, çağdaş dünya tıbbından habersiz Türk tıp dünyası 14 Mart 1827' de bir refonna girişmiş ve dünya tıbbına açılma yolunu seçmiştir. Sultan II. Mahmut'un Tıbbiye'yi açış konusmasında belirttiği gibi «yabancı ülkelerden gelen kim olduğu belirsiz kişilerin hekimlik yapmalan» Sultan'ın beğenmedifii bir durumdur. Artık, kendi hekimlerlmizi yetiştirmemiz gerekir. Yabancı ve yerli ögretim üyelerinin ders verdiği Tıbbiye, bugün sayıları artan Tıp Fakülteleri olarak, kendileriyle öğünülecek nitelikte Türk hekimi yetiştirmektedir. Tıp, mületlerarası bir bilimdir. Tıp bilimini hiç bir ülke yalnız kendine saklamaz. Bilgiler, öbür ülkelere de aktanlır ve insanhğın sağlığını kazanma savaşı, bütün ülkelerin elblrllğiyle verillr. Türk tıbbı da. kültür akımlarına uyarak değişik etkiler altında kalmıştır. önceleri Fran. siz kültürünün egemen olduğu Avrupa tıp kül Sorunları Çözersek... Tıp bilimi artık her yıl degil, her gün ilcrliyor. Bilimi insan sağlığlna katacak olan, sağlık hizmetleridir. ÇaSdas bilimi hizmet olarak halka ulaştıramazsak tıp biliminin ilerleyişine se» vinmek neye yarar. Hizmetin özelliklerini anlamamakta devam edersek, hizmet vermek isteyen hekimlerin, hemşirelerin, ebelerin, sağlık memurlarının. hastabakıcılann sorunlarına eğilmezsek, halka ıılasan sağlık hizmetinin yolunu bulamazsak, pek bir şey yapmış sayılmayız «anırım. 14 Mart'ı törenlerle kutluyoruz, daha nic« 14 Martian da kutlayacağız. Ama, sorunlanmlzı çözebildiğimiz gün, bu törenler bayram olacaktır. Gerçek Reform Hâlâ Bekleniyor Sağlık hizmetlerimiz de, 14 Mart 1827'den SOL SAĞ ÜZERİNE OKTAY AKBAL Evet Hayır TAHTTAN DÜŞEN DOLAR kinci DUnya Savaşındanr sonra, ulusuıraıası para piyasasının taçsız krah olan, Amerikan dolarının tahtı, ilk kez 1971'de son kez de 1973 Subatında olmak üzere, iki kere sallanmış bul'inrraktadîr. Uzun yıilardanberı, ttcaret dengesini lehte fc&patmakta olan Amerikanm parası olan do r lar, her an altına çevrilebümesi nedeniyle, dünvanm en sajglam ve güvenilir parası olarak, ııluslararası ticaretuı ölçüstl ve tâeme aracı; a>Tiı zamanda diınya merkez Dajıkalannın başlîca rezerv parası görevini yüklenmişti. özellikle 1945 yılından sonra dünya devletlerinm çoğunluğu, Pltın rezerv sısterci yerine. dolar rezervi yapmayı tercih ederek, paralannın değerini dolara göre tespit etmeğe başlamış, uluslararası dış borglar dolarla ilade edilir ve ödenir olmuştur. I I Bir gemidesiniz diyelim. Bütün yolcular bir yana yığılırsa ne olur sonra? Denge bozulur, ilk tehlikeli durumda gemi devriliverir. Bir ülkenin politika yaşamı da öyledir. Bir denge düzenidir demokrasi dediğimiz. Sağı solu ortası ile bir denge kurmaktır. Sonra da o dengeye uymaktır, ulusu da, ülkeyi de o dengeye göre yönetmek, ilerletmektir. Belirli bir uygarlık düzeyine ulaşmış ülkeler her çeyden önce bu politik dengeyi sağlamış olanlardır. İşte Fransa, Ingiltere, Italya. Almanya... İşte son Fransız seçimleri. Sol az kaldı iktidara geçiyordu. Az farkla sağ ağır bastı. İngiltere'de de solla sağ beşer, onar yıl arayla iktidar koltuğuna geçerler. Italya'da sol her zaman ağırlığmı duyurur toplum yaşamında. Sol nedir, sağ nedir? Bu tanım ülkeden ülkeye, toplumdan topluma, hattâ çağdan çağa değişir. Fransa'da partiler yelpazesinin ortasında hattâ ortanın sağında bulunan bir parti, bir politika adamı geri kalmış ülkelerin anlayışına, önyargısına göro epey solda bir kişidir. Kolaylıkla aşırı solcu bile sayılır. Fransanın soluyla, Almanyanın solu bile farklıdır. Her toplumun solu sağı kendi ölçüsüne göredir. Türkiye'de ortanın solunda yer aldığını söyleyen bir parti, bir politika adamı batılı kafaya göre gerçek anlamda «soleu» sayılmar. Yurdumuza gelen bir Fransız gazetecisinin şu sözlerini unutmuyarıım: «Dün gece bir sanatçıyla konuştum, aşm solcuymuş. Ne is« tediğini sordurn. bankalann. dı? ticaretin devletleştirilmesini, sosyal eşitliğin sağlanmasmı istermiş.. Ben de ona «bunlan istemek aşın solcu olmak değil» dedim. Sonra bir ünlü gazeteciyle tanıştım, bir gece önce o sanatçıyla tanıstığımı söyledim konu«\ırken. Hemen; «O aşın solcudur» demez mi? Sizde» a}irı sol sayılmak bizdeki ölçülere uymuyor.» Yirminci yüzyü Laroıısse Ansiklopedisinde safın tanımı çöyledir: «Toplantı halindeki bir Meclisin başkanm sağında yer alan bölümü. Kralcı ya da tutucu partilerin üyeleri. Görüşlerinde daha aşırı oîanlar aşın sağ, ıUmlı olanlar ortanın sağı diye anıhrlar.» Sol'un tanımı da şöyle: «Toplantı halindeki bir Meclisin başkanının solunda yer alan bölümü. Fransa'da bu yerde «sağ>a oranla daha ilerici görüşlere sahip olanlar otururlar. Ortanın solu, solun en ılunlı olanlandır.» Gördünüz ya, öyle korkulacak sözcükler değil sol, sağ. Sözlük anlamına göre solcu olmak, sağa oranla daha ilerici düşünceler beslemektir. Kralcı olmamaktır, cumhuriyetçi obnaktır, tutucu olmamak ilerici olmaktır. Uygar ülkelere göre sağın ve solun tanımı işte bu kadar açıktır. Bizde ise her kavram gibi bu iki kavram da tam bir bulanıklık, kanşıklık içine itilmiştir. Her solcunun. hattâ asın solcunun ille de komünist olduğu savı ileri sürülegelmiştir. Oysa bugün Fransa'da ttalya'da komünist partilerini üımlı bulup, yeni örgütler kuranlar, bu örgütlere oy verenler bile vardır. Aşırı sol bugün komünist partilerinden başka bir şeydir kimi ülkelerde. Sağ ise Türkiye'de yalmzca büyük kapital çevrelerinin çıkarlarma hizmet eden politikacılan içermez, Türkiye Cumhuriyeünin ana ilkelerine, Kemalist devrim görüşlerine karşı olmak, Padişahçı, Halifeci, Seriatçı olmak Türk devriminl geriye doğru döndürmektir, sağcdık. Demokrasi bir dengedir dedim başta. Bizde bu denge var rnı? Yok. Bütün politik: ağırlık sağda. Oysa partilerimizin çoğu Atatürk ükeleri sözünü dillerinden düşürmezler. Atatürk Ukelerini içtenlikle savunacaklarsa o zaman sağda yer almamalan gerekir. Çunkü Atatürk devriminin temel ilkeleri, amact, ülküsü Türk toplumunu epeyce sola iter. Öyleyken hem Atatürkçü, hem de sağcıdır partilerimizin, politika adamlanmızın çoğu!TBMM'nde gerçek bir denge kurulmalıdır. Kurulmalıdır Id bocalamadan, bir yana devrilmeden isleri yürütebilsin. Bakm bugünkü Parlamentoya, partilerimizin hemen hepsi ortanın sağında. Sol kefe havada, boşlukta. Sağda toplanmış bütün ağırlık... Ne mi yapmalı, ortanın yanında, solda yeni bir partinin gereksinmesini duymalı, böyle bir partiye yasama hakkı tanımalı. Politika yelpazesinde denge ancak o zaman kurulacaktır. Gerçek solda güçlü bir parü kunılup ortaya çıkmca, Türk demokratik yaşamında yerini alınca... O zamana dek, de\Tildi devrilecek bir gemide imiş gibi duyacağız kendimizi. Her DÜNYA PARA PİYASALARINDA DOLARDAN KAÇIŞ BAŞLAMIŞ VE BU DURUM DEVAM ETMEKTE, AÇIKGÖZ SPEKÜLATÖRLER DE İ Ş İ KIZIŞTIRMAKTADIR ni hemen yükseltmek zorunluğunu duydu ve önceki gün buna karar verdi. Mark Yükseltiliyor Devalüasyondan sonraki günler, dünya para borsalannda dolann altm karsısındaki değerinden düşüşler görülmeye başlamıj, bu sebeple de Alman markına olan hücum artmıştır. Mark'a ve öbür sağlam paralara olan asın talep ler nedeniyle para borsalan yine kapanmak zorunda kalmış, kimi Avrupa devletleri (yukanda da belirttiğimiz gibi) paralannl dalgalanmaya terk ederken Almanlar Mark'ı '/o 3 oranında revalüe etmeye karar verdiler. Uzun zamandan beri A3J5.'nin büyük isteği olan Alman markı'nın revalüe edilmesi ve öbür birçok sağlam paralann dalgalanma ya bırakılması dolar'dan kaçış ha reketini belki de biraz yavajlatma ya yarayacak ve A.B.D.'nln ihracat imkanlarmı da olumlu yönde etkiliyebilecektir. Markın revalüe edilmesiyle mevcut talebi ne dere ce azaltmış bulunduğunu da dünya para borsalan açıldığında gör mek fırsatını bulacağız. Türkiye İse parasının değerini dclara göre sabit tutmak suretıyle, ihracatmın bu olaydan oıumsuz yönde etkilenmemesint ve belki de bir miktar hızlanmasuu sağlamıştır. Bu arada Merkez Bankamızın döviz rezervlerinin bugünün sağlam palalanna yöneltilmiş olması »e oolar stoklannın asgari seviyede tutulmuş bulunması somıcu, hazinenin kâr etmesi olanajı doğmuştur. Ziya KAYA T. HALK BANKASI IST. ŞUBESİ MD. kan vatandaşlannın milyarlara varan dış seyahat harcamalan ve dış memleketlerdeki yatınmlan. azaltma çaoaları ve benzer o raylar olarak özetlerebilir. Dolardan Kaçış , Karumı»ç»,^üoya para piyasalarında dolardan kaçış başlamış ve devam etmektedir. Bu bunalımlardan büyük çıkarlar sağlayan açıkgöz spekülatörler cie işi kızıştırmayı sürdürmektedirler. Bu bakımdan yapılmıs olaa •o 10'Iuk bir devalüasyonla şimdilik doların değerini sabıt tutmak pek mumkun olamıyacaktır. A.B.D.'nin fiyat hassasiyetı bulunan hububat ve kömür gibi bazı tnallannın ihracatının artması beklenebilir ise de An>erika'nın en büyük irıracat Konusu olan ve vüksek teknolcjiyi gerektıren ağıı sanayl mallannda, (uçak, kompüter ve sğır sanayi makinelen gibi) yapılmış olan °'o 10luk indirim talebi ve dolayısiyle ihracatı fazla etkilemiyecektir. Kaldı ki Amerika'nın ithal etmek zorunda olduğu bazı malhırda bu sebeple de azalnja olamıyacaktır Örneğin oetrol ve hazı sanayi hamınaadelen gibi. Bu durum, hiç degilse bir süre daha Amerikan ticaret dengesinin açık vermesıne sebep olacaktır. Yapılan devalüasyon Karşısında birçok devletler paralarını öolara göre tekrar ayarlamak zorunluğunu duynıuşiar, bazolan ise dalgalanmaya DiraKmışlardır. Bu arada Amerika'dac milyarlık hububat ithalâtı yapmakta olan Sovyetler Birllgln:n bu operasyonda vüz milyonlara varan kazancı olmuştur. Yapılan dolar operasyonundan en büyük kayba ugrayanlann Alman ve Japon Merkez Bankaları olduğu ifade edilebilir. (Ancak, B. Almanya, Mark'm değeri • AmetjkanhükümeDnln büyük miktartara varnn dış ürtcelerdeki harcamaıarl" Vietnam Zira, 1971 yılına kadar Ame savaşının giSer'leri ve bazı ülkerika Birleşık Devletleri her 35 lere yaptığı askerl ve ekonomik dolar karşıhğında bir ons yardımlar. (31,1035 gT.) altm vermekte idi. • Amerika'nın yukanda bahAncak asağıda nedenlerini sasedilen harcamalan nedeniyle, yacağımız enflasyondan ötiirü, dünya para piyasalannda oluşan 1971 yılında yapıüın bir devalü6 0 8 0 milyar tahmin edilen geasyonla bir ons altının değeri zici dolarların meydana gelme38 dolara yükseltümiştir. sL Yalnız, dünya piyasalannın • DUnya piyasalannaa çoğaaldığı mukabil tedbirlerle yalan bu gezici dolarlann her pılan dsvalüasyon, etkısiz kalmalda olduğu gibi. dolar tiyatmış, Amerikan ticaret dengesilannın düşmesini etkilemesi. nin, 1972 yılında verdiği 6,8 milyarlık açık, doların dünya • Bunlara ek olarak Aaıenka Başkanı tarafından fiyat ve borsalannda yeniden düşmesine sebep olmuş, parası kuvvetli o ücretlerin kontrol tedbirlerinin lan Batı Almanya ve Japonyaazaltılması. nm, A.B.D. ile olan anlaşmala• Amerika ticaret dengcsinin rı gereğince, büyük miktarlarson yılda 6,8 milvar dolara vadaki (Almanya bir haftada 6 ran bir açık vermesi milyar, Japonya 1.6 milyar'» dolan satın alma gayretlerine rağ• Doların piyasaıaroa çoğalmen Amerikan dolarmın ikinci dıgını ve Başkan taratından kez düşüşü önlenememı; ve son kontrol tedbirlerinin tıaf;fletildevalüasyonu yapmak zarureM dığini gören, elinde büvük mikhâsıl olmuştur. Bugün bir ons tarda dolar veya Amerikan aitının resmi degeri 42 dolar olorak tespit edilmiştir tahvil ve hisse senetleri bulunduran para babaian ile oüyüls Bir Amerikan aoıannm bazı şîrketlertn, değeri her an düşsağlam paralara göre çeşitli tarihlerdeki degerleri şöyiedir: me tehlikesi «österen varlıkla abr.: .a ACI BİR Kurulumuz Başkanı K A YIP kaybetmiş olmanın üzüntüsü içindeyiz. Aıiz naaşı 14*Mart 1973 Çarsamba günü (bugün) öğle namazını müteakip Hacıbayram Camiinden kaldırılarak Cebeci Asri Mezarlıkta toprağa verilecektir. Merhuma Tanndan rahmet, ailesjne ve Kurul mensuplarına başsağhğı dileriz. BAŞBAKANLIK ÎÜKSEK DENETLEME KURL'Lü ÜZMANLARI DERNEĞ! <Cumhuriyet 1634) NEDİM T O P C U O Ğ L U'nu Yeni Sistem Gerekli Bütün bu olaylardan sunra, önümüzdeki yıllarda. tutarlı bir para sistemi bulunamazsa. paralanmn değerini artık altına çevirme Kabiliyeti mılunmayan ve her gün altın tcarşısuıda deger kaybeden doiarla tesbıt e . den dünya devletlerinde. dolarie. birlikte bu para bunalımlan sürüp gidecektir. Kanımızca bu durum bütün dünyada para spekülâtörlertnın bavadan para kazanmalarına yarayacak, birçok devletlerde parasal ekonomik problemlerln sürüp gitmesine ve bu sebeple de sabit gelirli vatandaîlann enflâsyonlarla çalkalanan, ekonoml denizınde bogulmamak i(in daha çok tedakSruk ederek çnrpınıp durmalanna. neticede vakitsiz boğuımaıarına dünya seyirci kalacaktır. VEFAT Em. General Dr. İZZET ARMAN'ın eşi, merhume Kevser Korsal ile merhum Binbaşı Saffet Korsal'ın kızlan, Tülin ve Timuçin'in anneleri, özgül Arman ve Ülkü Ülkümen'in kayınvalideleri, Elvan ve Aydın'ın babaanneleri, Faize Kabuli. Bedla Muskara, Muzaffer Korsal'ın kızkardeşleri, Zahide ve Sait Irezin tey•zeleri, kıymetli insan BAŞSAĞL1Ğ1 Derneğimizin kıymetli üyeleririden, Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu Başkanı Nedim Topcuoğlu'nu kaybetmiş olmanın derin üzüntüsü içindeyiz. Kederli ailesine ve Cyelerimlze bassaSlığı dileriz. ISTANBUL iJSELtLER DERNEĞ1 (Cumhuriyet: 1633) Kasun 1911 B. Almanya markı olarak Fransız frang> olarak tsviçre frangi olarak ttalyaa Ureti Japon ven'i olarak 3.7 5.6 3.9 625 360 Aralık 1971 32 5.1 3.8 5» 308 Şubat 1973 Î9 HAMİYET ARMAN 12/3/1973 günü vefat etmistir. Merhumenin cenazesi 15/3/1973 Perşembe günü öğle namazını müteakip Hacıbayram Camiinden kaldırılarak Yenimahalle Mezarlığında toprağa verileeektir. Tanrının rahmeti onunla olsun. EŞt ve ÇOCUKLAR1 ' (Cumhuriyet: 1 3 ) 65 4.6 3.4 572 264 U t) K I U R Tarık Z. Kırbakan Den. 8aç ve Zfihrevl Hastalıklan Mütehasaın tstiklal Cad. Parmakkapı Nor68 TEL.: 44 1073 MM>Mf>»M>MI»» Düşüş Etkenleri Dolann fasa sürelerdekl bu düşüşünü hazırlayan etkenler «öyle sıralanabilir: • 1950 yllındanberl Ameri. nru korumak amacı ile dolardan kaçarak, sağlam para olan mark ve yen'e hücum etmelen Yukanda saydıgımız endişeler duyan birçok Devlet Merkez Bankalannın dolar rezervleriru İLÂN Mf •••••••••••••••••••••••••••••* TÜRK HAVA YOllARI A. O: don OrtakJiğımız ihtiyacı olarak lstanbul, Ankara ve tzmir de kuUanılmak Uzere S adet 3'er tonluk kamyonet kiralanacaktır. Muhammen bedel 412.450.00 TL. dır. Geçici temlnat 20.61250 TL. dır. Kapah zarfla teklü mektuplan 22.3.1973 Perşembe günü saat 15.00'e kadar tstanbul GümUssuyu Caddesi Dersan Han No: 90 da Levazın. Müdürlüfüne verilmis olacakttr. Şartnameler aynı adresten temin olunur. Ortaklığımız 2490 Sayıiı Kanuna tabi deSildir. Cumhuriyet 1620 VEFAT Semahat ONAT'ın şevkatli eşi, merhum Oya'nın kıymetlj pederi, Dr. Mahmut Güney'in kıymetli kaympederi, Kenan Onat ve Güner Ayberk'in sevgili kardeşleri, Tahir, Saadet ve Süheylâ Tuğ'un biricik enişteleri, Eda ve Sümer'in çok sevgili dedfeleri; ESKİ GEDtKPAŞA DİSPANSERİ BAŞHEKİMİ, MÜSTESNA İNSAN; Erbaa Belediye Başkanlığmdan ~ 1 Belediyemb» bir adet 1973 model TM. 140 tip BMC. Austis marka Damperli kamyon 2490 sayıiı kanunun 31 taci maddesi gereğince kapalı zarf usulü ile ve eksiltme suretiyle satınalmaoaktjr. 2 Belediyemize att 1962 model Commer marka damperli kamyon 2490 sayıiı kanunun 31. taci maddesi uyannca kapalı zarf usulü ile ve arttırma suretiyle satılacaktır. 3 Commer marka kamyonun ihalesi 30/3/1973 Cuma günü saat 15.00 dedir. Satın almacak damperli kamyonun lhalesi 30/3/1973 Cuma günü saat 16.00 da Belediyede Encürnfin huzuranda yapılacaktır. 4 Satılacak Cornme'1 marka kamyonun muhammen bedeli 50.000. lira olup geçici teminatı 3750, üradır. Satın alınacak kamyonun muhammen bedeli 220,000, lira olup geçici teminatı 12.250. liradır. 5 îhaleye gireceklerin teminat makbuz veya mektuplannı ve 1973 vizesin) havi Ticaret Odası vesikasını ve kamıni ikaraetgahmı gösterir tasdikli ikametgâh flmUhabertnl tekltt mektuplanna eklemelert şarttır. thaleye girecek sirket ise 2490 sayıiı kanunun 3 Uncü maddesinde yazıh belgelert de aynca ekleyeceklerdir. 6 Bu lşe ait şartnameler her gün Pen tşlerlnde görülebilir ve isteyenlere gönderilir. 7 Teklil mektuplannın ihale saatlnden bir saat evveline kadar Belediye Başkanlığına makbuz mukabilinde verllınesl şarttır. Postad* vaki gecikjneler kabui edilmez. şıııııııınııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııi'j: | E î = TEŞEKKÜR | Hastalıgnnı isabetle teşhis eden Dr. Cahit Sofyalıogra ve = Prof. Dr. Kaya Manoğlu ile ameliyatunı tam bir başan ile = yaparak beni sıhhate kavuşturan = |Op. Dr. Talat Görgüç'e| ^ yakın Ugi ve ıhtimamlannı eksik etmeyen hemşire Sabahat Tu= tarlar ve Suzan Aklan'a ve de saghk bastabaşı personelıne sonsuz şükran ve minnetlerimi sunanm. E Süleyman SADrÇLAR = = ~ E ^IIIIIIIIIIIIMIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIHIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIllllllUUİr Cumhuriyet 1630 Dr. Zeki Onat ebediyete intikal etmiştir. Cenazesi 15 MART 1973 Perşembe gilnü (YARIN), Şişli Camiinde kılınacak öğle namazını müteakip, Sakızağacı'ndakı aile mezarlığına defnedilecektir. Merhuma, Taorıdan mağfiret dileriz. A t L E S t TEŞEKKÜR ve DUYURU 20 Şubat 1973 tarlhinde geçirrniş olduğumu? vangın dolayısiyle, telefon. telgraf ve mektupla veya bizzat tesrtt ederek geçmiş olsun temennileriyle tesellive çahşan sayui dost ve mUşterilerimize teşekkürlerimlzi bildirir, göstermiş olduklan samim! alakadan dolayı minnet ve şükranlanmızı arz eder, 18 Mart 1973 tarthinden itibaren aynı is yerimizde faallyete geçeceğimlzi duyururua. YILDIZLAR Kollektif Şirketi EMİN S, GÜRALP ve KARDEŞİ Cumhuriyet 1827 '••••••••••! (Cumhuriyet: ) (Basın: 12148/1615)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear