24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET 10 Mart 1973 rrt L * FALAN YOWUJI KJMİİCIİ f r*iı|Hnr» f r Ti Û & iLE, 8li MkAAN pt\ll£T4M.M Att s İ 3D H$€LÇUİ7 < SIS IÇINDE BEHZAT AY'IN ROMANI 58 Kaflrtılar. Zaman epey flerlemiîtl. ~ " Loksnta önünde de (îağıldılar.*** Besim, vapurla Anadelu yakasın» geçerken, yapılan deşürileri düşünüyonUı: «Elfistferi kulay». Gerekil de. A r ^ injanlarin ki nm glsel sonıım da toptan yadsınamaz. Kişisel sorunlar, hattâ ayrıntılar insanı çok uğraştirıyor, bocalatıyor. Hele çevremizin anlayışsızlıkları.... Ah çev. remiz! Önce o kuyuyor insana. Çevremiz öldürüyor bizi önce.... Gordüğümüz işlemler, sevgiye susaraalar, para sıkıntılan kocaman kocaman nedenler oluyor bocalamamız için. Toplum hasta olunca, toplumda yaşayan bireyler de teker teker, az Teya çok hasta oluyorlar. Bunu yadsımamak gerekir. Elbette kendimizi akmtcya bırakıvennemek için çaba göstereceğiz. Bu bakımdan arkadaşlar haklılar. Ya ben? Ben de hakhyım... Yine de kendimle hesaplaşacağım elbettıe...! Kadıköy'e gelince, beklemedi, bir dolmuşla doğru evine gitti... XIX Cumartesi günü idl. Okuldan çıkmışlar, otobüse doğru yürüyorlardı. Sevil: «Arkadaşım,» dedl. «Bugün müthiş kederliylm; benden ayrılma.» «Olur,» dedi Besim. «Deli olacağım.» «Neden Sevıl?» «Babamın yüzünden... Annem gitti gideli bana çatıyor. O'na göre annemi ben göndermisim. Bıribirlerinden ayıracakmışım... Başıma neler geliyor. Ne söylesem inanmıyor. Dedıği adamla evlenmediğim için de kızıyor. Senin alnının daraarı çatlamıs, utanmıyorsun dîyor. Bu gençle evlenmediğlne göre, mutlaka dul bir adamla evlenecekrin diyor...» Yola gelmişlerdi. Besim: T»« > • > • "ii «Üztlınet konuşuruz,» dedi. ' «Deli olacağım.» «Boşver.» Otobüs geldi. Hemen bindiler. Boş bir yere yanyana oturdular. Sevil, elini Besim'in elin» vererek: «Isıt arkadaşım,» dedi. • Gdrevim,» dedi gülümslyerek ve Sevü'ln elini avuçlannın içine »lıp oksamaya başladı. • Bu kış <«n de olmasaydın ellerimi nasıl ısıtacaktım ki'...» cBundan önceki kıslar nasıl ısıtıyordun?» •Bu yıla değin Uşümüyordu ki...» «Bu yıl neden üşüyor?» «Bilmem.» «Görevimi yapabiliyor muyum?» «Hem de nasıl!» «Üşüyen yalnız ellerin mi?» «Değil.» «Başka nerelerin üşüyor?» «Bacaklanm, yüzüm, kulaklarım, burnum, ayaklarım .. Kısaca her yanım...» «E oralarını da ısıtmak gerekiyor.» «Nasıl?» «Ellenmle okşayarak » «Geç kaldın,» dedi gulumsiyerek SevE. «Doğru.» «Ah kurnaz.» «Kurnazlık değil.» «Ne ya?» «Görev » «Gorevine de çok düşkünsün.» «Çook!» «Ne mutlu bana.» «Seni öyle ısıtınm kl... Terlersin de...» «Nasıl terletirsin?» «Usanmadan, saatlerce okşarım, her yerl* ni... Kendini Ağustos ayında sanırsın...» «Gerçekten senin tenin ne kadar sıcak Besim. Ellerin, yüzCn yanıyor. Koluma değdiğin zamanlar, uzerimlzde glysilerlmiz olduğu halde, sıcaklığım duyuyorum tenlmde.» Besim. bir süre sustuktan sonra: «Kış mevglmlnde gerçekten sıcak olur be» denim,» dedi. Sevil: •Deme!» dedi gülerek. • Gerçekten.» «Ne güzel.» «Yaz gelince de buı gibi olur...» «Ooo!» «Nıçin hayret etttin.» «Mevsimlik bir beden...» «DuTum bu... înanm'ak elinde.» «Nasıl?» «Denersln... Parayla (fegil.» «Seninle yatana ne mutlu.» «Bu mutluluk elinde Sevil.» «A! a!» «Elinde elbette!» «Ne kadar güç!» «Güç elde edllenler değerlidir. Kolayı herkes elde eder.» «öyle miî» (Devarru nx) ÂŞIKA BAGDAT SORULMAZ •« ÎKİ KERE ÖLENLER YOLUNDA... «Dicle ve Fırat vadilertnde tarüı bojunca kurulan birçok devletin sonuncusu, Irak'tır. Zag ros dağlannın kıvnmlan ile Şişt v« Marn kalker ve kumtaşı yaylalan ve alçı taşı yaylaları arasındaki uzunlamasma çoküntüden ırnıaklar, Basra Körfezine doğru akar... Yaylalar çok hafif eğUimlerle Mezopotamya'ya doğru alçalır. Pırat, Dicle ve kollan Zagros dağlanna paralel olarak uzanan ve bırbirlerinden geniş çanaklarla ayrılan uzun krmmlı miyosen devrinden kalma tepeler bölgesini, cebel Sincar, cebel Mahul, cebel Hamrin, KuhiPuş'u kluzlerle aşarak çöküntüye varır. Çanaklarda ve dağlar arasmda genlç, alüvyonlu dağ etcğı inişleri yer «lır. Sunye ve Türkiye sınır lannda, Şamıye yaylasını, Fıratın yüksekliği az, fakat sarp şevler arasına sıkışmış vadi keser. Hit lle Samarra'nın aşağı kesinünde Fırat ıle Dıcle'nın vadileri "genişleyerek, genış bir alüvyon ovası meydana getiriı. Irmaklar Bağdat yakımnda birbirina yaklaşır fakat sonra yeniden aynlır. Aralannda yer yer kollar, 61ü kollar, eskl kanallar ve taşkınlara yon vermek için yapılmıs setlerle kesilmiş alçak. batn';':k ğın suîan Horel Hammar'ın aşağı kesiminde Şattülarap'ta birleşir ve geniş bir deltayla Bas ra Körfezine dökülür. Alçak Mezopotamya ovasmın dolmasuu, deltanm aşağı kesiminde alüvyon lu Karun konisiyle Arap yaylasının kıyısı arasında daralması hız landırmıştır. Şattülarabın oluşmasıyle deîtanın boynunun kapatılmasının Milad sıralannda olduğu sarulır. Bugün Karun ile ŞattUlarabın ortak deltası yüzyılda yaklaşık olarak liç kilometre ilerler. Irak yazın dünyanı en sıcak ülkelertnden biridir. Sadeoe kıtadan gelen hava kütlelennin etkisi altmda gerçek bir fınn halmi alır ve özellikle Basra körfezinden Mezopotamya ova sına doğru kavs estiğinde hava gerçekten dayanılmaz olur. Ülkenin oldukça güneyde bulunrrıasına ra,,men Orta Asya ve Iran'dan gelen kata kutup havası nedenîyle kışlar soğuk geçer. Kürdistan'da çok kar va»ar ve orta'Tıı» !"=ı M"«rırri!» Ocpk avm da ancak beş derecedir. Bununla birlikte Güney Irak'ta tropika etkisi ağır basar... Doğunun en eski uygarlıklan Mezopotamya ovalannda doğdu. Irak da burada bıılunduğundan İslâmiyetten önceki çağda göçebe Araplar buranın verimli topraklarını ele geçirmeğe çalışmışlardı. Irak aynı zamanda tran Imparatorluğu için de açık bir ıstilâ kapısı idl. îran'ın zayıflamaa ve Araplara yenilmesinden sonra Irak Islâm fetihlerinin ilk hedef oldu.» Bereketll topraklarda, bereketli ticaret oluyordu.. Berekefli sular vardı.. Ve «Petrol» o sıralar bilinmiyordu.. Bereketli topraklar, bereketli sular ve bereketli petrol yataklan bu topraklar üzerinde nice savaşlara alan olacak ve günümüze kadar gelecekti.. tlerde Islâm dinlnin kurucusu olacak Muhammet, babasını göremedi, babası Abdullah, o ana rahmindeyken ölmüştü. Mekke'li Âmine de Muhammet'i dünyaya getirdikten altı yıl sonra 61dü. Yalnız kalan Muhammet'i, büvükbabası Abdal Muttalfb büyütüyordtı, o da ölünce amcası Fbu Talib Muhammet'i yanına aldı.. Büvütttl. Islâmiyet'in doğuşundan 12 ve Hazreti Muhammet'in Mekke'den Medine'ye göçünden de 23 vıl önce Recep ayının 13. günü Talib'in bir oğlu dünyaya geldl. (M 598) Adını, Ali koydular. Muhammet, amcası Ebu Talib'in evine getirildiği zaman, eşi Fâtıma kendisme ana gibi bakar.. Ali ile kardeşler dört olmuştur. Amma Muhammet en küçükleri Ali'ye ba«>ka bir tutku, llgi göste rir.. Oece (fündüz ayırmar yaAli'den. Aradan yıllar geçer. Mekke'de başlayan kıtlık sonucu, artık ijice yaşlanan Ebu Talib'in de işleri bozulur, nicelen gibi o da iflas eder. Muhammet, 12 yaşındaki All'yı yanına alır ve evine getirir. Eşı Hadıca'ya Alı'yi uzatarak, «Ya Hadica» der, «Amcam Ebu Talıb'ın yükünü biraz olsun hafifletmek için Ali'yi buraya getirdim. Onun validesi Pâtıma'nın bana karşı gbsterdiği şefkât ve muhabbetten daima bahsederim. Şimdi senden de Ali'ye ayru şef • Ban$ Vadiî> «Vadisselâm» Ali evlâtlannın gomui melerini vasiyet ettikleri çok ilglns bir mezarlıkür. kat ve muhabbeti göstermeni is Olüler dehlizlere bırakılır. terim.» dim. Eğer sen de o Tannya ina tabuthı araçlar.. Kamyonlar, tak türbeleri var, ötelerde Hz. Ali'Muhammet, 25 yaşındayken mrsan ve benim de o Tann'nra siler, minibüsler.. Vıv vıv diye ge nin, vasiyeti Uzerine gömüldügü kırk yaşlannda zengin bir dul Resul'ü olduğuma iman getlrir çiyordu, sıcağm içinden, hızla.. kabri vardır.. olan Hadica ile evlenmiş, onun sen ona tapmanın gereğini «ana «Beni gusl ettücten sonra, bir ölüler gidiyordu Necef'e dofticaret lşlerini yürütür idi.. da öğreteyim.» ru.. Biz de gidiyorduk Necef'e tabut gelecek. Beni ol tabuta ko> Kırk yaşlannda ise, «Cebrail Ali, 12 yaşındaki çocuk, bir an sıcaktan kavrularak.. Otomobilin yunuz. Ol tabutun ön tarafı tuadını taşıyan melek vasıtasiyle düşündü ve etti: pencereleri sıkı sıkıya kapalıydı, tulmuftur. Siz arka tarafını tuilk vahiy» gelecekti 610 yümda.. «Yâ Muhammet... Billrsin kl açmamla bir alev doluyordu, ka tunuz. Tabut hangi mekânda duAli artık lyi, rahat bir yerde sana inanınm ve senin inandığın vurucu, pişirici.. ölüler gidiyor rursa orada zemini kazınız. Ol mahalde bir taş'Çikar. Beni ol dir.. Hadica'nın sevgisi üzerine her şeye inanınm..» dıı Necefe araçlarla.. dir. Yıllar sonra artık ailenin bir Ali, böylelıkle Hz. Muhammet'Yolun solımda, Necere yakın, arada defnedinız ve kabrimi zofprdl olan Ali, bir gün odaya gir in eşi Hadica'oan sonra ikinci kalabahk vardı.. îkl araç çarpış minle berrfber düzleyınız.» digi zaman Muhammet'i ve Ha «İnanmış» olur » Gün gelecek, kabrın oldugu mış.. îçinde Pakistanlı üç kişinin dıca'yı yan yana ibadet ederken oldugu araç Neeeften geürken, yerde Harun Besid, balomına do tKİ KERE ÖLEN ADAMgörür, bekler meraklı bakışlarla. direksiyondakl sıcaktan uyumuş yum olmayan bir türbe vaptıra1 Mayıs 1972, saat 12.30 sula«Etti: mu ne, Necefe taijut ^otürePi cak ve ben dahi İSTO yıhnda, agnnda, bizim gittığimiz istikatnet Yft fbnl ammi. Ne yapıyor te, üzerlerinde tabutlar olan araç ölü götıiren bir araçla ölümlü bir zım bir kanş açık, elimde; içinşekilde çarpışmıs!. ölüler vardı de renkli filmler olan film ve fodunuz? lar da Necef'e yol alıyorduyerde.. Tabut'taki ölü de parça toğraf makinalanyle, ses ahna tbadet ediyorduk yft Ali.. Anlatımsız bir sıcak ortalığı lanmışrı ve adam iki kere mi ne makinalanyle saatlerce huşu için Ali şajınr, karşılannda bir kavuruyor, kimi zaman toprak, d seyredjp, şaşkınhğımdan yerölmüstU böylelikle? mâbut yoktur. kimi zaman bozuk, kimı zaman Traük ilgilüeri, Necef Belde deki ulu Mtaplara basarak, doTann tarafından insanlan hak gıcır asfalt yol üzerinde, ta karlasacak, ulu kıtabma bastığıra dlnine çağnyle görevlendirilen şılarda yerden bişeyler yükseli Polis yetkiUsi ölülerin ve param adamdan özür dilerken, «tsteyeparça olmus lnsanlann başınday Hz. Muhammet, Alı'nin başını ok yordu, suyumsu... Oraya yaklasrek basmadın ki, neden Bzür dlşarken söyle der: tığımız zarnan bu su görüntüsu dı.. lersm?» sözünü duyacaktım.. «Yâ Ali.. Ancak bir mabut var veren şey, ıslak gibi görünen şey Yine de ölüler gidiyordu NeIrak Devrim Konseyi, asırlar dır. O mâbut; yerleri, gökleri, daha, daha Ueriye gidiyor ve çiğ cefe araçlann üzerinde, tabutsonra, Kufe'den, Neeefe su geneyemiyorduk bu ıslakımsı şe lar... Tabutlar.. dağlan, taşlan, İnsanlan, her şetirmek için çalışıyordu yol boyi yaratan Tann'dır. Onun ben yı!. îlerde, bir kılıç darbesiyle öl >*u.. Necef de suya kavuşmuştur zerl yoktur. O, Kufe'de gördüYolun sağında ve solunda, ba dürülecek ehli sünnete göre dör su sıralar.. ğün taşlar, putlar gibi insan elin şıboş develer, kara kıl çadırlar düncü balife Hz. Alı'nin tüıbesı den yapılmamıştır. Göze görün da rüya gibiydi.. Kimi zaman tam Neceftedir... Ali evlatlan vasiyet YARIN: meyen, ama her şeyi Rören, işi görünüyor, kimi zaman duman ederler ki, öldükleri zaman onun ten, nzlomızı veren, iyiliği ve kö lann arasına giriyordu ve duman yanına, Neceftekl «Vadisselâmv«HEY MEL'UNLAR! tülüğü yaratan tek Tann'dır. Ben değildi bu aslında.. Sıcak, sade a, «Bans vadiinne gömüleler... ALLAfflN KÂBESİNİ o Tann'nın Resul'üyüm, insanlan ce sıcak ve sıcağm ettikleri.. Barış vadünde sayısız ölü, satapmağa çağırmağa memur edilYIKTINIZ!» Vıv. Vıv diye geçiyordu, Uzeri yısız mezar var.. Zengin ölülerin MALKOCOĞLU yazan ve çlzen:Ayhan BAŞOĞLU K1LIÇ DİŞt BOND TİFFANY JONES GARTH
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear