29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
t SATFA DÖRT: :CUMHURİYE1 l =27 Temmuz 1971 AVAŞ tanhine nGommrt Harekâtı» olarak geçea Hamburg saJdınsı. 25 Tenv muz ve 3 Ağpstos 1943 tarıhlerıne rastlıyor. llkinın başlannç saatf 030. ikincisinin 1.30. Ingılız Hara Kurvetlerinın yap»ığı akın sayıst dört. Etkı derecesı bakımından ilk. üç akm aşagı yukan birbirme eşıt. F a< kat dördüncüsu hava. sartlarınm bonıklugu setaebryle dıgerlerine kıyasla bıraz daha zayu*. Bu konuda etraflı nir Iıklr vermek içın rakamları siralamak kâfı gelecektır: llk akında kul lanılan bomba ve yakıcı ma<idpler 2434 ton. îkincisinde 245G ton. üçüncusunde 2420 ton, dordüncusunde de 1449 ton tutuyor. Bu saldırı ıçın «Lancaster». «Halifax>, «Stirling» tipi olmaıc üzere 3095 uçate görevlendirilmış, fakat akmlara bunlardan sadece 2630*u katılabilnriştı. Sehrin lıstıine atılan toplam bomba t«tan 8759, yangm maddesı tutan 4378, infılâk madde8i tutan 4381 tondur. «Kraliyet Hava KnvveHeri» nın binnd ve ikincı saldırısı 1 arasmda Hamburg aynca uçan kale seklmde nitelenen 122 adet «Boeing B17» tıpı Amenkan uçaklarının saldınsma da uğramıştır. Bunlarm tanhi şöyledır: 25 Tenunus gunu öğleden sonra ve 28 Temmuz sabahı. Bdylet» atılan bombanın toplam tutan 9000 tonu bulrnuş, ölü sayısı d* 55 bına yükseltniştır. R.A.F.'m ilk ve üçüncü akınlan, daha önce diger Alman şo hırlennde zaten kaydedilrmş durumundakı sonuçları sağlamıştı. Diğer bir deyimle binalar yerle bir olmus. korkunç yangmlar çıkmıs. irtîbat imkân lan kesilmiş, sosyal hizmetler lelce uğramış, endüstrl merkez lerı işe yaramaz hale getınlmış, liman allak bullak olmu?, 180 bın ton tutannda gemi baürılmıştı. S Savcış tarihinin EN KORKUNÇ HAVA BOMBARDIMANLARI Derleyen: Adnan TAHİR Görülmemiş, duyulmamış bir şey: "Ateş Fırtınası,, Tasarladıgı ve baaarı ile aygaladığı hava akınlan sonunda AlmanraVi dize getirmeğe muvaffak olan Sir Arthur Harris. imkânsız fecl, tüyler ürpertict, cehennemi bır olaya sebebiyet vermişti. Savaş tarıhinde börle sme müthiş bir şey ne görülmüş, ne de duyulmuştu o güne kadar. Buna, daha sonra «Ates Fırtonası» ismi verilecekti. Sır Harris, faelhkle Alman endüstri merkezlerini yok etmeğe karar vermişti. Bu raten bılinen bir şeydj. Flân ve proçram başarı ile uyjrulanmıs, beklenen sonuç da elde edılmışti. Fakat «Ate? Fırtınası• dıye bir şeyden ne onun hab«ri vardı, ne başka bir klmsenin. Tabiat kuvvetlerini de seferber ederek ımba bareketınt kolaylajtıran bu olay kendiliğın den patlak vermişti. 28 Temmuz gecesi vukubulan bu cehennemi afetın «Kraliyet Hava f | h Hamburg üzerîne yapüan ve «Gomorra Harekâtu şek • linde nitelenen hava akınlan, savaş tarihinin en korkunç, en tüyler ürpertici akınlan olmuştur. Özellikle Udnci saldın sonucunda patlak veren «Ateş Pırtınası» Wnlerce Ahnanın alev alev yanarak ölüp gitmesinc, kemiklerinin bile erimesine sebebiyet vcnniştL hezdi. Bu, karadan kumandaya luzunt göstermeksizin dövul mek istenen hedefleri kendiliğınden tespit eden bağnnsız bir sıstemdi. Ayrıca «Widow» jani pencere anlamına gelen ve kalaylı kâğıtıardan mamul bir takım tabakalarla, tngiliz bombardımanlan, Alman avcı uçaklanm aldatmağa, radar tesıslermın de ijlemez hale getirmeğe muv&ffak oluvorlardı. 27 Temmuz gecesi saat 23 40 tan ltibaren, uçaklar mevcut plâna tam bir sadakatle harekete geçmiî, yapılması gersken her şey saniyesi saniyesine ve şaşmaz bir intızamla uygulanmı?, bu sayede de boşa giden bombalann sayısı gayet az oünujtu. Hedeller şo^e sıralamyordu o gece: Hammerbrook, Bnrgfelde, Rothenbnrgcort ve Al»ter nehrinin *ol kıyısmdakı Hamm.Sıl. Bu kesımlerin nufusu en azından yarım milyondu. Yapı. ltr gayet «ıktı ve esld devıılerden kalma Betonarme in?aat yok sayılırdı buralarda .. Evler ve tesisler tahta tuğla k»rışımı ıdı. Adı geçen kesımler ustune sadece 40 dakıka içınde 1225 ton bomba, 1231 ton da yangm çıkarma maddesı atılmıstı. Bunların dışında altı yuz bın adet yangın çubuğu, ağırhkları 11 kılo ile 125 kılo arasında değışen çesıtli tıpte jangm bombaları da bırakünıışU. Bu »onuncular ozel surette hazırlanmı^tı. Içlerınde jakıcı sıvı ve fosfor vardı. 27 Temmuz gecesi Hamburg uzerinde uçan \e sehre tonlarca bomba atarak alev, olura ve dehşet saçan tngiliz bombardıman uçaklannın. yine bir İngiliz bombardıman uçağından çekilmiş dikkate değer fotoğrafı yukarda görülmektedir. nüvorlarsa da hava öylesine ber. battı ve karbon monositle oylesine doluydu ki çoğu sırf bu yüz den ölüyordu. Kafalannı da suya sokup nefes almaksızın durmalanna imkân yoktu tabii. yanmağa başhyordu. Bunlardan bir kısınını kurtar ma amacı ile kuma gommuşlerdı. Fakat bu da faydasız bir çabaydı .. İsabet alanlann tekrar dan bir odun parcası gıbi tutme ğe başlaması içın sadece bir parçacık kıpırdaması kâfi geliyordu. Bunların kum yığınlan altında ya da bataklıklarda goz göre göre ölüme terkedilmesi insafsız lıktı. Ölmeden önce çoğu çıldırıyor, aklını kavbediyordu zaten. Çıkar yol bulmamn imkân sızhğı karsısında âciz duruma düşen yetkılıler en sonunda şoy le bir emir verdiler: «Fosfor isabcti almıj kimselerin daha fazla ıztırap çekmesi ni önlemek için bunlar varularak öldıirıilecektir.» Asker ve polisler tahancalan ni çekerek faaliyete geçtıler Sabah olmak üzereydı.. Ufuk çızgisi ıjunağa baslamıstı. Tek Çare tLHASSA fosforlu bombalarian isabet alanlann bali yü •ekler aasıydı. Çok garip bir »eydi bu fosfor. Yapıştığı yerden katiyen çıkmıyor, kurtuluı yolunu suya atlamakta bulanlar bile, elini ya da kolunu sudan bir parçacık çıkarmca tekrardan B Yarin: MİLÂNO 1943 Ikinci Akın AKAT ikınci akın, sınırsız bir hayal gücüne sahıp kıtn selerın bile akhna gelmesi Korretleri» ilgilüerl ancak daha sonra farkına varacsk, hayretler ıçmde kalacaklarcü. Harris'in dört motorlu uçaklan «H2S» âletleri ile mticeb ez TahBin BERKANO 62 Doğan çok iri, çok müşfik ve çok kibar rnhlu bir insan. Benim için en yakın bir dost. Bunu her gnn biraz daha takdir ediyormn ve bana öyle geliyor ki onun dostlugunu kaybetmek hajatımda bttyük, çok büyük bir boşluk olacak: çfinkii Doğan benim hisierimi ve düşuncelerimi anlıyor ve onlara saygi gSstererek benimle hiçbir konuda tnünakaşa etmiyor. * * * Her şey aklıma gelirdi de bir fiin Mikelo ile Roma kutüphanelerinden birinde karşılasacağımı düsur.emezrtim. tkimiz de öyle »aş'rdık, öyle afalladık ki baska bir yildızdan dünya yfizttne düsen insanlar gibi birbirimize bakıp kaldık. Sanat tanhine ait bir araştırma içın ktitüphanede idim. Masa basıada oturmuş, bir yıgın kitabı onüme vığmıs, notlar alıyordum. Yanımdaki, karşundaki benim jribi başlannı kitaplara eğmiş insanlarla llgilenmek şöyle darsun, onlann varlıklarından bile habersizler. Nasıl oldu da başımı kaldırıp karşıja baktım? Nasıl oldu da karsımdaki adam da av. nı saniyede basını kaldırıp bentien tarafa hak. tı? Garip bir tesadüf bu... tkimiz de normalden uzun bir caman yüzyfize durduk. Sanld birbirimiıi tanımıyorduk, sank) masanın Steki tarafındaki insan, acayip bir mabluktu! Benden evvel o nyandı, gfilümseyerek yerinden fırladt. yanuna eeldi. I.ili.. benim kiiçtik Lili'ciğim! Size bar» da rastlamak, ne büyük aaadet! Mikelo! Siıin Roma'da oldusunuzn bilmiyordum. İki, üç gnn için buraya geldim. Ban e< tndler vardı. Neredesiciz? noransa'dayım. Fakat yakında Londra'ya döneceğim. Esas venniz Londra mı? Bflll olmaz. Dunvanın her tarafı benim esas venmdır. SÎTÎ Roma'da ne vajnyorsumu? Mimarlık takiiltesindeyim. Öyle mi? Sizin müstesna bir kız oldntnnuzu bilİTordmn. Bana saşmadım. Tebrik ederim. Tesekkür ederim. Bir saniye tereddiitten sonra: Öğle yemeğiıd birUkte yiyelim mi Uliî dedi. Pek az v»ktimiz var, ama k»bul. Öyle ise hemen çıkalım. Kocaman kitapları nnutmus, ciddi Işlerimizi sessizce varına bırakmıstık. tkimiz de sevinçli idik. Kşki günlere, çocnkluk ve tonraki mutlu zamanlara gitmiştik. Vaktiyle bana karsı duyduğu vakralığın yerini içten tasan bir dostluğun aldığı her balinden belli oluyordu. Hattâ bana: Daha da gfizttleşmişsiniz »iı UW. Bn ne zariflik, bu ne şıklık! Gibi mttbalâğalı iltifatlar vaparken bile gözlerinde o eski bakıs voktu. Bana çalısmaiannı anlattı, plânlannı finüme serdi, ben de ona projelerimden bahsettim. Sonra tekrar gtriye dÖnerek Vareze'deki arkadaşları hatırladık, hepsini avn »yrı andık. Bir zamanın neni ürküten ağır bash Sinyör Petroviç'i simdi daha sade. daha canlı ve bayat dolu bir insan olmuştn. Bir ara ona: Madem ki temeDi yerieştiginiz bir yerlnlz yok. dedim. belki bir gfin sizinle tıtanbul'da da karstlaşırız. Olmıvacak bir şey değiL Bana oradaU adresinizi verir misiniz? Şüphesiz. tnsan kısmı çok tuhaf olnyor. Bir bakınta Mikelo'nun beni. daha dognısu bana karşı dnydujıı Revfivi nnutmuş oldtığnna se^inirken bir taraftan da kalblerin vefasızlığını üzüntü ile dflşunmekten kendimi alamıyordnm. Mikelo ile füzel bir vemek vedik Beni ü • tıivrrsite kapısına kadar getlrdi. Birbirimize başanlar dilryerek dostç3 aynldık. Bir Tarmı;, bir yokmuş! Bugün üniversite arkadaşlarımdan ile sinemaya gitmislik. Isıklar vanınca Oojtan'ı EÖrdüm. Güzel bir kizla kolkols vanımızdan Keçip dısarı çıktıiar. beş dakika sonra da gülüşerek, konusarak tekrar »erlerıne donduler. O, beni çörmedi. Bilmivorum neden kendimi ona göstermemek için elimden grleni rapttm ama, böyle rapmamıs olsaydım d« onun beni förecek gözü voktu... SeMtilisi nldusundan ?unhe etmediğim giizel ttaivan kızi ile çok mesguldü. • (Arkaa tar) konu veresim: AYHAN BAŞOGLU GUNAHKAR KRALIÇE Tabiatın Gazabı CTCîN bu ınfılâk ve ıroha maddelerı toplam olarak 2 mılyon nüfuslu koca bir şehrı yerle bir etmek, harıtadan sılmek ıçın yeterdı de artardı bile. Hamburg'un nufusu da o devird* iki mılyonu buluyordu. O gece 750 tngılız uçağı, şehrin az meskün yerlerını bir tarafa bırakarak, kalabalığın en kesif bulunduğu hedeflere yöneldiler. B Bombardımandan kisa bir süı re sonra «Atcş Fırtınası» kendılığinden patlak verecek, metafeli bir şekılde yanan yerlenn alevlen böylece birbırine doğru uzanarak boşlukta bırleşecek, kurtuluş ve töndurme imkânlarını ortadan kaldıracaktı. Halkın uğracfığı, panığın bile çok ötesmde bir şeydı. Alevlerden kurtulmak amacı ile ta bana kuvvet kaçma hevesıne kapılanlar, nereye gıdecek'erıni, gıdecekleri yerdekı durumun da ne olabıleceğıni kestı. remediklen ıçın. tekrar geri donüyor, nıspeten sağlarn kalmı? yapıtara «gınıyordu. Bunlara göre yangın enınde s o . nunda tönecek, kendileri de kurtanla caktı. DİŞt BOND (l'Villl. CAOAO 8ıl6MEvı. Ç S ^ I ' T L I Oysa ganp bir tabıat olayı patlamak üzereydi... Hamburg1 un dı? kesimlerınde hafıf bir rüzgâr esivordu o gece. Şehır, yangın bombalan sebebiyle ca yır cayır yanmağa başlavınca çok yüksek rakamlara varan hararet derecesl bu riizgân sıiratle merkeze çekmıçtı Şiddeti gıttikçe arianriizgârateşi beslivor, EÖkvüzüne doğru yükselen alevleri adet» kamçılıyordu. Ale\'ler büyüdukçe rüzgâr jiddetleniyor, rüzgâr şiddetlendıkçe alevler korkunç bir hal ahvordu Fırtına, bora değil. düpedüı bir tayfundu bu . Rüzgâruı »ü rati saatte 250 kilometreye vükselmi?<i 1883 yüında infilâk •den Krakatoa yanardagı bunun yanında çocuk oyuncağından farksız kalabilirdi 1908 de Sibirya'ya düsen meteorun da li» fı olmazdı doğrusu va. CİMflYET 32 t Bılrnez oıur muyum vavrucugurn. Bıhyorurn tabıl Ama ben senın anneıüm... Seni dunyaya ben ffetırdim... Ben buyüttüm... Senin hesabına meraklanmağa, endişe duymağa hakkım var... Bu her ana içın böyledir ..» Moreau, btr kere daha Igildl, hastanm alnını saçlannı okşadı, sonra yanaklarından öptü: « Merak etme?e deter hiçbir sey vok anne tlâçlannı vaktinde al. kevfme bak bol bol da uvumağa calış Doktor ne demişti'.. Hatırlîyorsun herhalde . » « Bol bol uvumalısmız, yemeklerınizı de tam vaktınde yemelisiniz demışti.» Ana • oSulun konusması bu tempoda daha ne kadar uzayacaktı kımbilir' Kapının çahnmasi 11e vanda kesildi Moreau dogruldu. kapıyı açrnak tizere odadan çıktı. Gelen Vaioti idi Girer sirmez ambaiai kâŞıdma «anlmıs bir pakst uzattı. tçinde yüz bin dolar vardı. « Hisseml getirdim .. Al bakalım. » « HenUz üa yüz bindeyîz... Yüz senin vüz benim... Difterleri eelmedi. Valoti ellerinl havaya kaldırmıs, rol kesen tavırlar takınmıştı: « Söz sözdür... Verilen SÖBlerl de tam vaktinde tutmak gerekir.. » « Tevazu denen şeyin bu kadan da fazla... Seni rahatsı» etmivor mu?.. » « Ben cok saglam bir adamım.. Hiçbir şeyden rahstsız olmam . » « Tebrikler.. Nazar degmesta... Ne Jçeceksin... Ben haarladnn.» • Memnunlyetl» » Türkçesl: Sehbal Valotl, pardesusunıi çıkararak salona gırdi. Moreau. ışaret parmat*.nı uzatmıs viski şışesıni gostenyordu « Içkını kendj bMdiğınce hazırlavabıhrsın Dur bakavım... Buzlar enmeğe başlamış bıle... Ben mutfaktan taze buz alayım . » Valotl masa\a vakla^ırKen, hor goren bir ıfadeyle çevre\T suzüyordu Zevksızlıpe tahammulü voktu Şu Moreau kazandığı paralan düğüm üstüne duğüm atarak kuytu köseierde sak lavacağı verde bırazıru gözdpn çıkararak evınl derli tonlu bır hale getırebılırdi pekâlâ Pmtilığın bu kadan fazlavdı dogrusu. Ama, ortagımn ne derece alıngan oldugunu bıldıfi ıçın bu konuda ona bırsev söyleyemıvor du. Tepki duvmasına yol açacagından emlndi. Bardagına bolca vıski doldurdu: « Ne kadar buz tstivorsun? » « îki parça kâfi Su tstemem.. Amerıkalılar ne diyor buna bıliyor musun?.. «On the rocks....» dıyorlar. Kayahklann üstünde gıbi bir anlama gelivor . » Moreau'nıın bir Köşeye bıraktıgı dolaT paketlnl işaret ederek sordu: « Saynuyor musun papelleri?...» « Burada oturup tek basıma beşyüz bin doları saymak hevesine kapıhrsam yann sabaha kadar bitiremem .. Hele ortaklar Eelsin . Herkes karşılıklı jeçer birbtrintn tomannı sayaı... En AYGEN TIFFANY JONES OUKILI a o u ^^^^ 1 / , ' «Ates Fırtma»i» nın en fazla etkiledigi böigelerde hararet bin dereceye kadar yükselmişti. Daha sonra yapılan kazılar sıra< Td bu kesimlerfle bir tek ce= na ?et bulunamavacaktı. Cünkti yanarak ölenlerin kemıkleri bile erimis. toza topraea. tuğla ve cam parçalarına kanşmıştı. Kaçıp kurtulmak amacı ile cad deve fırlavanlar eriyen ve kavnar hale gelen asfalta yapıs'P kalıyor. anmda haslanıvordu. îci yakıeı sıvı ve fosforlu maddelerle dolu bombalardan isabet alarak tutusanlar kendilerini ka nallara atıvor, sudan medet umuyorlardı Fakat su bile söndiirmeğe muvaffak olamıvordu bu ate^i . Avaz avaz başırarak ve korkunç çığlıklarla yanmasa devam edivorlar. ecel denen çeyin en kötüsü. en akîa geîmeıi ile kıvrana kıvrana Slüp gidiyor lardı. Suva eirenler gecici bir süre için tehlikeyi atlatmış gibi görü GARTH •s İ Orhan TÜZÜN n n• > { •«•It IJJ» •amatr* Cad No. « kesf.rme çare bu . ı> « Yaman adamsındır Mnreau Boviece îtımse kimseye madık aramaz demek tstıyorsun aeğıl mı'..» Kapı çalınmı=tı Mnreaıı K 'U Oj P açtı Gelen Cla\et ıch.. Dalsin bır tfade\le Vaiotının elını sıictı. Paltosunu çıiîarmaflan hnc» ceplennden rurkac tomar alarait maanın ustııne arti Zat^n üazanmış bir kıınıanoar Pdası \ar dı davranı>!annda « Vuz bını tamamiamaîa muvaHak oldun mı.' » dr e Valoti sornu Sesı oıraz müstetızi. bıra? da kınavelı çıkmı$tı « Emın olmak ısfnorsan savabılırsın > « Usulen ?a\ıiacaK tabı! . Ama «ana hepımızın ıtımaciı son suzdur » En tatlı en samınıl ve er ıcten Kelımelerle blrhınnı mptn»den !kı Saama opn? Kadıntar rtaıma nrtvie Gortınü^fe bırbırlerıne havrsnmıs sıbı tavırlar takınıı ıçlennden ıse karşılıklı oiarau hırbirlennl btreı padı seklmde vorumlarlardı « Arelpve lüzum vok Birazöan hepımi? oasetlen d>sı? toîoış erierek rıİ7 ti'nlpn nsn avn gri7den aecıreceâ!.1 » Bdvlece »nntröl ssglarr olacak. 6ım« kimseve kazık atamayaeaktı « Ara verde oo< duracaSımı za îcelîm deSi) mi?.» dıverekten Clavet da bır bardal? alarak vıslu dolaurcM
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear