Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA DÖRT :CUI\IHURİYET: 19 Ekim 1971 I I ' I • | . | ı İstanbul' da her şeyin başka olması gibi eğlence yerleri de baş kadır. Giden bir gitmeyen bin piş man... Niçin mi? j Niçinin çünküsü nü bu yazıda bu [ lacaksımz. ı ^^mm» wmmmm ^^kwmm « ^ ^ '^^tam L YANOTA bir dünüvaz / Gönlünce gez, zevk et bu yaz/Baştanbaşa iste Boğaz , Gönlünce gez, zevk et bu yaz. Evde, yolâa. iş yerinıde, hep dudaklarunda bu nusralar. Tekrarlayıp duruyorum. Soz olarak, tarkt olarak. Sonunda anladım sebebinı. îçunde «Gonlümce gelip zevk ehnck» isteğı var. Onun ıçın bu mısralar dudaklanmdan eksılmiyor. îstanbul eğiencesî eğlence yerî bol bir şehır. Bu konuda, Türkiye'nın eğlence merkezi de diyebılirız. Saysan sayamazsın eğlence yerienni, gıtmeye kalksan ömrun yetmez, omrun yetse kesenin içindekıler yetrnez. Ama gel gör ki, İstanbulda. kolay değil, insanm gonlunce gezıp ze\k etmesi. Masrafı çok. ezıyeti var. Karışık revklere göre duzenlenmiî değil. Her sey gelişigüzel, her eğlence yeri ketıdi başına buyruk bu f«hırde. Ben. yanıma bir dilnüvaz alamam. Bir yere gıdecek olsam, ç o luk çoeuğumu almak zorundayım. Dedım ya, ben kendi halinde bir Îstanbul hemşehrisjyim. Kesem dolu değil. Gelırim belli, gıderım belli' Havadan para kazananlardan değılim. Bızim, ailece. belli başlı eğlencemiz, her çeyden dnce sinemadır. O da ancak semt sinemastna pderız. Beyoğluna gitmeye kalksak, vasrta derdi var. vasıtalara odenecek ücret var. Bir de, sinema kapisma gidip bilet bulamamak var. Eh, bılet yok diye ya A Efflence mi? işkeııce mi? adam başına 60 lira. Eh, dedik, dört kişiyiz, ddrt kere altnuş, eder iki yüz kırk Hra. Yılda bir kere, çekilır sıneye. Gidiş dönüş taksi ucretıni ekle, 320 laa ıle 340 lıra arası. Kalkıp gıttik. Oturduk Garson geldı: F;ks ıııcnii. Ben rakı istcdim. lcarım votka. Çocuklar da bıra. Güzel. Bıraz sonra mezeler geldi. Berbat. felâkct, yenecek gibi değil. Bızım ınahallenın kulustur meyhanesınde bıie, mezeler bunlardan daha iyi. Garson, evladım, bu mezeler felâket. Öyleyıe size alakart getireyim. Fiyat listeniz. Yok. îyi ama, ben önceden biîmeliyım ne yediğimi, kaça yediğımi. Hegap pıuuiası gelüıce öğrenirsinb. Ya. kazık yersem. Böyle bir rğlenee yerine gelen de dıişünmez üçii beşi. Sen gene fiks menüyu getir. Alakart yiyince, rokfor peyniri, balık yumurtası. karıdes filân derken, dört kişi 809 1000 lira arasında ancak çıkar buradan. Ar kadajlardan büiyorum. tstanbul Beledijesi eskiden Turbcde idi. Eski \e mute\azi bir binada calışıyordu. Aradan >ıllar gecli, Saraçhajıc\\e tasmdı l'eni bma>a bir de ek ^aptılar adı oldu Beledbe Sarajı. Simdi burada her şey pırıl pıııl \e şahanc... Fakat işlerin jurumesi yine eski j ıllardakinden farkh değil.. Değişen sadece bina \e bimden ibarct. Dolmuş ^ok Otobus yok. YoIumaz uzak. Çaresiz taksı ile gıdeceğız. Bir taksı buluyoruz. Şofor kapıyı açmadan gordu: Nereye ffideceksiniz? Sışh'ye. Elli llranızı alırım. Saatı açın, ne jazarsa.. Gcrrnin bu saatinde.. Bu kadar bckledikten sonıa. Istersen, hınme. Bındık ve ellı lııajı odedık. B:r eğlence de boyle sona erdı. Bu bir zıncirleme bozukluk kı, neresınden başlayacaksın düzelt mej'e ve kunı kıme şikâyet edeccksin. Madem Istanbuida yaşıyoruz. Madem İstanbulda yaşadığımız ıçın Allahın mutlu kuluyuz, çekeceğız sıneve. Ne zamana kadar?. Meçhul. rılan gişelerin önünde «Hadi matineye bilet, matineye bilet» dıye karaborsacılarm kol gezmesıne rağmen, hem içim elvennez karaborsadan bilet almaya, hem kesem. Kaç kere, boynumuz bükük dondük sinema kapılarından. Ailece tiyatroyu çok severiz, Ama, ancak ayda bir kere gidebiliriz tiyatroya. Yılda bir kere olsun, karım lster, ben isterim, çocuklar ister muzikli bir yere gitmeyi. Ama bizde, çoluk çocuk rahatça. zevklıce, kalıteli müzık dmleyebileee» ğımiz bir yer yok ki İstanbulda. Hepsi içkiîi, hepsi yemekli. Üstelik hepsi de curcuna. Prograraı curcuna. hesabı curcuna. însanuı ne kulağı dayanır, ne kesesi. S O N Edepli SKİDEN varmıs muzikli kahveler. Sessiz, sakın, edepli yerlermıs. Zaman ilerleyıp, Îstanbul daha modern oldukça köku kazınnuş boyle yerlerin. Sımdi. şehrin belli başlı semtlerindeki kafeteryalarda bir kahv« bile 8 1 0 liraya içilebiliyor. Ne ise, geçelim. Gazetelere bak. tık nereye gidelim diye. Kafamıza göre bir gazino seçtik. Gazetedeki ilânına göre fıks menii 1 INSANlflR.DüiHAR.OlüUR YAZAN : MUZAFFER HACIHASANOĞLU 13 Bi akla uyup geldim buralara ağbl. Mtğer il •£1u es aramı^ kendine. Ben bilmboduın iıısanları afbi... Sen, her zaman söylersin ja gezmeyneıı. inüan tsnıma>nan bîlinir dıuıya diyi .. Keske bilmcseydim ağbi. Aklım karıjtı bi tuhaf oldum. Çeşit çeşit insanlar gördünt. Her birinin başka bir o>unu tardı. Ona alısıyın derken oteki dikildi garşıma. En yakın saydığımdan yidim tekmeyi ilkin: galabalığın ortaeında >apyalnız ko>uverdi beni. Bi adam cıktı, essahtan bi adam. halimc acıyıp iş buluterdi. En gü\endiğim arkadaşım hırsız cıktı; ken. dimden uınardım, ondan uınmazdım. Herkes birbirinin kuyusunu Kazı>ordu cıkarı için . Ağbl, en zoru da ölülerdl... B.. dökmeye, sidik dökmcye, bulajıja. her şeje alıştım; ölüiere alısamadım ağbi..^ İMcr alış, ister alışma: hep oleceğız . Ölecegiz. o ayn . Öleceğini bümcden bir jrön gocüvermek ne iyi . Her gun hiç olmazsa bir defa öleceğini aklına getirmek zor ağbi .. Hos tuttnm coğunu. Ölenindrn, kalanındnn bir sürü dui aldım; eğer tntarsa duaları, ne dert, ne yokluk. ne ölum. gorccem gayri Davarların da oyunu olıırdu ara sıra ama insanlarm oyunlanndan yıldım ağbi, durmam Davarları özledin demek Öınrün arttı oysa bura\a gplmcyincn. Bizim Hacı emmi Iıısan dediğin, dcrdi, racmlekct gezmeyinen, dil bellcmcy nen, usul oğreıımeyinen ömriı artaf Yalan mı? Buraya gelmeyiuen bi çok ş o l c r öğrcnmedin mi? Bilmeseydim ke$ke! L'zaktan davulun sesl daha hoj geliyodu .. Senin de aklın bu gadar eriyo .. Ne disem bo$! Aklına goymuşun bi kere. Hakkinda hayırlı«... Ragip üzgün girmişti içeri; Mehmedin kulağına: « Cennete bir yolcu getirdim » demiş, sonra bağirmaya ba$lamıştı: Ne duruyonuz lan! Hcrifin niyeti kötü... £11uizi çabuk tutuo biraz .. DC GlSSONU Demek tüm bıraktın Işl . Dayanamadım dayı. bana gore değil . Hayırlısı oğul, nasipten yukarı >ol gitmez .; Otomobil sarsıldı. yana yattı; şofor: Bu imansızlar. iki adımlık bi yeri onarmadılar dedi. Obur pencerede oturan bıyıklı bir adam: Gapılartnın önunu süpiirmez bunnar. . dedt Sen de >olu onarttınyorsun. Bizim jana >olun duştu mu hiç? Kocapınardan geçtin mi? Her yıl adam çıkar bizim köyden oruja... Sofor Sizi de bilirim . • der gibi başını salladı: Bilmeın mi? Arkalarıııdaki sırada iki kişi konuşujordu: Bu jı! ekinler >ine avara Musa .. Yağrnur gördük mü ki . .Voolacak halimiz? Gecim zorlaşti Musa. Bıldır oğlanın birini Engürüye saldım. Bu sefer de. Recebi göııdprdim. Zaten gaç dönüm yerimiz var. Çogu da kıraç . Bnralar gibi sulak olsa nevise . Bİ7İ111 köyiııı de >arısı Kırık'da yarısı Enıruriide Eskiden kimse çıkmazmı; ki»unden. Biz mi kotülcştik? Toprak mı kısırlaştı? Hasan nğa karısmndan edemedi: Toprak da \ermez, Allah da «ermez Din iman galmadı nıillettc Şehere inenlcrin çoğu da kafir işi şcjlerc öıeniyolar ondan. Hcrkcsin gozu başkasımn sarısında gıznıda, malıııda. mülkunde Öteki penrerede oturan bıyıklı adam: Dininen imanman ne alâkası «ar bu i;in? Topraklar ufaldı. evler dağildı şimdi. Eskiden ata evinden kimse aynlmazmıs, toprak bölünmez. hepsini idare edermiş. Al/ah gecinden versin sen ölünre paylaşacaklar senin toprağını geçinebilirlerse geçüısuıler... Hadi oğulların geçindi; onlaruı oğulları... Hasan ağa ieerledi: Devlr değisti diyom da inanmıyolar .. Eskl» dcn ulular gonufurken biz lâflarma lâf bile gatamazdık. Simdi sene sen, bene bcn .. Evler niye dağıhvo? Çocuklarda terbiye denen şey galmadı da ondan .. Arka sıradaki adam icini çekti: Ben oııu bunu bilmem, toprak fakirlesti... Soför. muavinine seslendi: Arka tckere bak lan! Mehmed dışan baktı. Her «araf yeşermişti. Tat. lı bir akşam rüzgân yıizünti okşnyordu. «Kavganın hası. nerde olursa olsun ekraek derdi.... dedi kendl kendine. Arka tekerlek sağlamdı. Yeniden yollarına koyuldular. Kasabaya vardıklarında gun iyice >atmıştı. Başı dcindıi otobüsten indiği zaman. Meydanda bir değişiklik yoktu. Meraklılar otobusün ctrafını çevirmişlerdi. Tahta rantasını yakalayıp aralanndan sıyrıldı. «Bir saatlik volum »ar dalia.Kimse de yok bizim koyden • dedi. Çayı gecip ka. sabadan a>rıldı. Bir serinlik. ho 5 bir koku vardı etrafta. Yokuşan başındaki değirmene gcldiğinde durdu. Eskiden beri severdi burayı. üeğirmen >amactaydı, önü cayır... Gelişi güzel yetismis soğutler busbütün bir başkahk veriyordu. Üeğirmen arkınm etrafı iki sıra kavak dikilijdi. Derin bir nefes aldı. .Param olsa şo değirmeni aiırdım . dedi. Parası olamayacağuiı biliyordu. Savaktan akan suya, cavınn yesiline bakrı: İcini çekti: Bu memleketin bahan başka dedi. E Gürültü Işte bir eglence yeri.. Fik» Menü tekerlemesij le milleti kurt kapanma kıstıranlar, sürumden âzami kârı sağlamak için salonu istiab baddinden fazla dolduranlar gırla... Ya Belediye.? Allab rahatlık versin.. , EZCLER geldi içkiler geldi. İKadehleri tokuşturduk. tçtik, •aüştırdık. Program başladı. Önce sıradan şarkıeılar. Fena ?e%ler değil, Çitı pıtı olanlan var aralarında. Cılveli cilveli söyleyip raksediyorlar. Falat çok gurültulu. Orkestranın güniltüsu, şarkı so>leyenlerin gurultusü insanda kulak bırakmıyor. Sonuna kadar açmışlar hoparlbrleri Kendini yırfar» casına bağıran bağnana. Dayak yemekle, münk dinlemek ajnı fev burada. îstanbul cennet ?ehir. Peki bu sesler cennetten gelen sesler olamaz. Cennetin hunleri bu ksdar bağırmazlar. Acaba cennet. cehennemle kapı konrju da, cehennemin sesleri de mi kanşıyor arada 0 Herkes, her türlıi şarkıyı söyluvor. Operacı alaturka so\luyor. alaturkacı opera. Her sarkı sonunda da. i\i söylensın, kotü Foylensin. bir slkıştır kopuyor. Çalan memnun, sdyleyen memnun, dınleyen memnun. Bızim müzık zevkimiz demek böyle gelı?iyor. Çekilmi? kafalann zevkine göre.. Yediğimız gıdalan. ştırada burada yedigimiz kazıkları bile kontrol edemeyen Belediyeden, bir de gazinolarda sanat kal'tesi kontrolu yapmasmı bekleyemeyiz. Bunu, kendisinin idare ettiği jazinolarda. konservatuannda \e tiyatrolannda, yapabilsın, yeter. | konu veresim.AYHAN BAŞOĞLU ) [ GÜNAHKAR KRALIÇE YOLCCLC Ekstralar ROGRAM bıtti. Bızım de icki hıtti. Hesap pusulası geldL Baktım. V'ekun 360 lıra Hani fiks menıi altmıj liraydı. Dört kisi eder SM Ura. Ekstralar var. Neymiş ekstralar? Hanımın içtiği votkanın limon suyu. İyi, votka dediğio de limoB ınyu ile icilir. Biz sadece votkayı veririz, limon suyunu değil. Çünkü, ilânımızda ıçki dahil diye yazılı, limon suyu da dahil diye değil. Allah, Allah. Ya ötekUer. Siz, kavunla beyaz peynir yediniz. Bu mevsimde, bejaz peynirle kavun olmadan rakı içilir mi? Kavunla beyaz peynir de ekstradır. Başka? Kahveler. Gene de 3(8 lira tutmaz. Tutar. Hesabı tetkik edın. Hesap pusulasına bakıyorum. Ekstra denilen başka şeylerin rakamları var. Bunlaruı neler olduğu da yazılı ama. kargacık bur gacık yazıları sökemiyorum. Kazık atıyorsuDnz. Sizi Belediy^e şikâyet edecegiıu. Ga.^on sadece güldü. Sakin, pişkın. Sonra, durumu izaha çahştı: Okuyuculara çok para veriyoruz. Ne kadar? Bin aJan var gecede, beş bin alan var. tstersen on bes bin ver. M1İ5teriden çıkardıktan sonra. Okoyuculann ticretlerine zam yaptıkça, acısını mnşteri denileu îstanbul hemşehrisj çekiyor. P DtSt BOND . VE T A B B A N T İÇİM ÇAUSAM Arklarbaşına geldik . Daldığı düşten jol arkadaşlarından birinin bağvmasıyla kendine gelmişti. Arklarbaşuıdan sonra kasabaya bir şey kalmiyordo. Günes de tepelcre doğrıı yatmiîtı. Her tarafta bir bahar şenliği vardı. Yanuıda oturan jajlıca adam sigarasından bir soluk daha cektikten sonra otobüsun pcııccresindcn hrlattı: Bu memleketin bahan başka! dedi. Mehmed adamın gdzierinin içme baktı: Doğru, dayı, bir yerde yok .. Nerelisin sen oğul? Akyazıdan .. Hasibin Mehmed efendl vardır sizin köyde. Şimdi Engüriide. Bi de Tayyar ağa vardı. Çok seJam sole benden. Akçaörenli Hasan ağa dersin bcnden ıçin. Ne işin vardı senin seherde? tzne ml geliyon Sooo, dayı, temelli bıraktun işi. Hastahanede Çalışıyodum... ÇOCUK u».aw SON 113 Behrli bir noktada durdu, arabadan mdl. Etrafı şöyle bir gözden geçırdı. En ufak blr ipucu bırakmamalı, bunun için de çok dıkkatlı olmalıydı. Yüksekçe bir yere gelmişti... Aşağıda nehir, katran gibi siyab görünüyor, sular akıp gidiyordu. Kendısınl klmsenln görmedigine bir kere daha ve kesınlikle kanaat getirdikten sonra çevik adımiarla koştu, arabanın bağajmı açtı, cesedi yüklendi. Bıraz öncesıne kıyasla Valot) çoic daha sğırlaşnus gibi geldj o CFSflYET Türkçesi: Şehbal AYGEN mıyordu ortalıkta. Artık gece gundüz tetıkte yaşamak zorunluğunu duymıya» cak, ağzmdan şüphe uyandıncı lâflar kaçırraamak için dişinl sıkmıyaca'<tı. Başlangrçtan bu yana ne tatsız. ne heyecanlı günler geçırdığinl ancak şimdi farkediyordu. Renit Termemek. ştınun ya da bunun şüphesmı çekmemek ıçın az mı kasılmıştı. Buna mu kabil şimdi kendınde sınırsız bır »evşeklik hissediyordu. Asa bmdaki gerginlikten eser bile kalmamıştı. RahatU. istikbale güvenle bakabilirdi. Yanıbaşında duran der) çanta\n farkettı bir aralık. Helen'e haber vermeksizin Valotı'nin villâsma kadar uzanrnası gerekivordu. Servet oradaydı çiinkü. Desfelen, gızlı bölmeden alacak. çantava Utii edecek, böylece de korkunç maceranın s o nuna kocaman blr nokta feoymuş olacaktı. Şimdıve Kadar fcatlandıgı btitün zahmetlerın asıl sebebı buy du zaten Paracıklanna tekr rardan ka\ usacak. deri çanîavı kendl evıne çötürilp. eski jerine ıtına ı!e verleştirecekti. Bunu gerçekten haketmişti. Valotı, sadıst eğılimlerinın etkısınde kalmayarak, son tiakıkada kendısine paraların nerede bulunduğunu soylemesej'aı ıster ıstemez hava almak zorunda ka lacaktı. Gerçi kendi haTOtmı kurtarmad ıçm ortakiarından sonuncusunu yine de temızlemek zorunda kalacaktı ama, dördlincü cınayete ragmen dolarlara yonıden kavusmak ımkânını hıçDir şekılde sağlayamayacaktı. Ama tnsanlar böyle ıdı ışte.. Bütün kozlan ellerinde tuttubJa nnı sanarak böbürlenmekten, ge vezelik etmekten kendılerınj alamıyorlardj Valoti de son dakıkanm son saniyesınde gurııruna bir kere daha maglup olmuş. en soyıenmemesi gereken seyı açıkça soy lemek gafletıne kapılmıştı. Vakıt geceyarısını çoktan seç mıştı. Saatler ıkıyı Kösterıycrdu. «Cadıllac» orta bir sürstle Neuılîy eaddelennde gurultünün zerresmı çıkarmaksızın ilerîıyor du. V'alotı'nın vıllâsına vardığmda, Jabeke araba\n kaldırıma yanaştınp durdurdu. Kapm araladj, ındj. TIFFANY JONES TEI3BIKT.EP VICT EO 4LTÜST OIMUB na.. Kimbilir 6 GARTH TEtiuB/OC'UM ARSON parayı aldı, gitti. Kim bilir, her gece benim gibi kaç müşteriden böyle şikâyet edeceğim tehdıdıni du>"uyor. Kim bilır kaç kışi. gıdıp Belediyeye şikâyet ediyor. Ama değişen bir şey yok. Gene fiyatlar atej pabası. Gene kazıklar atüıyor, gene gazinolarda kalıtesız programlar. Ne yapsm fstanbui halkı? Ne yapsm İstanbula eğlenmeye gelenler? Kendilerine ne yutturu» lursa onu yutuyorlar. Fiks menii verme\en gazinolara gidenlerden hikâjeleri duyuyoruz. Hesap pıiTulalan binlerin üzerinde rakamiarla süslerumU oiarak geliyor. Veren veriyor. îtiraz edenler arasında, dayak yiyenler bile varmış. Gene de eğlence yerleri, coğunlukls dolup taşıjor. Gene de eğlence yerlerınin savı^ı d'irr^^d'srj çoŞ3lı\or cMiniie natıj gıdeceğız jımdı.' Gü? no'l~n c''ık Ivı a m < h ı ( Sırtındaki yükie bırlıkte kıyıdaki yüksekçe yere varması için sadece bir daklka yetecektl. Cesedl kaîdırdıfı gibi boşJuğa fırlattı... Sular şöyle bir kanştı, dalgalandı, köpürdö sonra her ser yine esM sessizllğine gömüldü. Bu önemll iş de böylece bıtmış oluyordu. Hemen arabaya dtindü... Motör zaten çalışjyordu. Vitese takö, yıldınm gibi uzaklaştı. Clavet'yi Oldürdükten sonra lçinm gızl! dennliklerinde üzüntüye. pişmanlığa benzer bir takım duygular ürpermışti. Oysa şimdi kendini kuşlar gibi hafif hıssediyor, atlattığı büytlk tehlikcien sonra ills defa rahat bir nefes alıvordu. Kâbus bltmiştı nihayet.. Başındaki en büyiik belâdan da kurtulmuştu .. Beş yiiz bin dolann macerası, Valoti'mn de ölmesıyle sonuca bağlanıyor, bu batamdan Jabeke'\i rahatsız edecek kım?e kal rar)