24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

10 Akademi 25 Kasım 2017 Cumartesi Adalet arayışında ‘asgari standartlar’ İbrahim Ö. Kaboğlu CHP’nin 15 Haziran9 Temmuz 2017’de Ankaraİstanbul arasında gerçekleştirdiği uzun soluklu Adalet Yürüyüşü ve 2629 Ağustos 2017’de Çanakkale’de düzenlediği Adalet Kurultayı, adalet tartışması ve pratiğini Türkiye gündeminin merkezine taşıdı. Adalet özlemi, bu etkinliklerin devamının gelmesini gerekli kılıyor.1 Adalet kavramını ciddiye almak gerekir çünkü adaletin olmadığı yerde hukuktan söz edilemez. Hukukun olmadığı yerde toplumsal düzenden, hatta devletin varlığından söz etmek zorlaşır. Zira hukuk devleti, hukuk kuralları bütünü olarak tanımlanır. Adalet, çok yönlü ve boyutlu bir kavram olmakla birlikte, bu yazıda, “adil yargılanma hakkı” temelinde teknik açıdan ele alınacak.2 Bunu, Türkiye için bağlayıcı olan İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi (İHAM) kararları3 ışığında yapmakta yarar var. lI. Adil yargı (hakkaniyetli dava) kuralları Adil yargının sağlanması için gerekli kurallar şunlardır: 1. Mahkeme hakkı Mahkemele re ulaşma olanağı yoksa hukukun üstünlüğünden söz edilemez. Hakkaniyete uygun bir yargı hakkı ile iç içe olan “mahkeme hakkı”, bir mahkemeye somut ve etkili bir erişim hakkını gerekli kılar. Yetkili bir yargı organına etkili bir başvuru hakkı, hukukun genel ilkeleri arasında yer alır. Mahkeme hakkı, adil yargı güvencelerinden biridir. Mahkeme, maddi planda yargısal işleviyle nitelenir: “Kendi yetkisine giren her alanda, hukuk kuralları temelinde ve öngörülmüş usule uygun olarak karar vermek (sorunu çözmek).”4 “Yargısal olmayan bir organ tarafından değiştirilemeyecek bağlayıcı bir karar vermek”, mahkeme kavramına içkin bir yetkidir.5 l Yargıca etkili ulaşım: “Başvurucunun haklarına müdahale oluşturan işleme itiraz için açık ve somut bir olanağa sahip olması” gerekir.6 l Gerekçeli karar: Mahkemeye eri şim hakkı, uyuşmazlığı kesin olarak çözen gerekçeli bir kararı elde etme hakkını gerekli kılar. l Hukuki güvenlik ilkesi: Hukukun üstünlüğünün bir gereği olarak, mahkemelerce uyuşmazlığın kesin olarak çözümünün sorgulanmamasını gerekli kılar. Benzer şekilde ister gerçek ister tüzel kişi olsun, bazı hak sahiplerine adalete başvurma hakkını engelleyen kurallar, mahkemeye erişim hakkının özünü zedeler.7 Hukuki güvenlik ilkesi, iç hukukta bir başvuru için uyulması gereken formalitelere ve sürelere ilişkin kuralları da kapsamına alır. 2. Silahların eşitliği ilkesi Silahların eşitliği ilkesi (SEİ), adalet hakkı bütününü niteleyen, düzgün yargılamanın temel bir ilkesidir: “Herkes, davasının hakkaniyete uygun bir şekilde dinlenilme hakkına sahiptir.” SEİ, uyuşmazlığın tarafları arasında adil bir dengenin gözetilmesini şart koşar. SEİ, tarafların kanıt öğelerinin araştırılmasına eşit katılabilmesini; bulgu ve iddialarının dikkate alınması konusunda eşit araçlara sahip olmasını ve başvuru yollarının kullanılmasının da güvence altına alınmasını gerekli kılar. 3. Bağımsız ve tarafsız bir mahkeme hakkı Adil yargılanma hakkı, mahkemenin örgütlenmesi ve oluşumuna ilişkin güvenceleri de kapsamına alır. l Mahkemenin bağımsızlığı: Yargıcın statüsü ile ilgili ölçütlerle açıklanır. Göreve gelme şekli ve süresi, görevden alınamaması, görev yerinin değiştirilememesi, görevlerini yerine getirirken ona emir vermenin hukuken olanaksız olması, dış baskılara karşı koruma düzeneğinin varlığı nesnel ölçütlerdir. Öznel ölçüt ise başvurucu gözünde “bağımsızlık görüntüsü”ne sahip olması anlamına gelir. Statü bağımsızlığı, yargıcın işlevsel bağımsızlığının bir güvencesidir. İşlevsel bağımsızlık, her yargıcın, yargı erki içinden gelecek baskılara karşı, özellikle hiyerarşik bakımdan üst konumda bulunanlara karşı, korunmasını gerekli kılar.8 Her mahkeme, yargılama görevini hiçbir iktidarın müdahalesi olmaksızın tam bir özgürlük içerisinde yapabilmelidir.9 l Başta, yasama ve yürütmeye karşı bağımsızlık: BM İnsan Hakları Komitesi’ne göre “yargı ve yürütme görev/yetkileri, açıkça ayırt edilemeyecek biçimde birbirine girmişse ya da (bu çerçevede) yürütme, yargıyı denet leme veya güdüleme konumunda ise bu durum, Pakt madde 14/1 anlamında mahkeme bağımsızlığı ve tarafsızlığına aykırı düşer.”10 l Taraflar karşısında bağımsızlık: Mahkemenin tarafsızlığı ile bitişik bir durumdur. l Bütün fiili iktidarlara karşı bağımsızlık: Başta basın gelmek üzere, görülmekte olan davayı etkileyen faktörler. l Tarafsızlık da öznel ve nesnel bir değerlendirmenin konusunu oluşturur. “Öznel yansızlık” “tersi kanıtlanıncaya kadar” varsayılır. “Nesnel yansızlık” ise yargıcın kişisel davranışından çok belli olguların, bunu teyit edip etmediğinin sorgulanmasını gerekli kılar. Adil yargı güvenceleri, sorgu yargıcından başlar ve tarafsızlık bu aşamadan itibaren gözetilir. Bir erdem olarak tarafsızlık, Pakt madde 14/1’de ve İHAS madde 6/1’de öngörülen tarafsızlık yükümlülüğü, nötr olma gereğinin hukuki ifadesi olarak, yargıcın saygınlık güvencesidir. Yansızlık, yargıcın tutum ve kanaatleri hesaba katılmaz ise sağlanabilir. Zira, önyargılı olan yargılayamaz. Kararların gerekçelendirilmesi hem nitelikli adalet için vazgeçilmezdir hem de yargıcı kanaatlerinden uzaklaştırmaya zorlayan bir olgu. Şu halde bağımsızlık ve tarafsızlık, haklı olanı haksızdan ayırmak, gerçeği söylemek için (jurisdictio) tanınan bir statü ve yargıcın erdemidir. 4. Açık usul (aleniyet) ve çabukluk (ivedilik) ilkesi Yargısal sürecin açıklığı, gizli adalete karşı başvurucular için güvence oluşturur ve adalette güvenin korunmasını sağlar. İHAS, madde 6/1, aleniyet ilkesinin ikili görünümünü yansıtır: Tartışmaların aleniyeti ve karar bildiriminin aleniyeti. Hızlılık ise “makul süre” anlamında kullanılır ve bu süre adaletin saygınlığı ve etkililiğini sağlayan bir süreçtir. 5. Yargı kararlarının uygulanması: Yükümlülükhak Yargı kararlarının uygulanmaması, hukukun üstünlüğü ilkesi ile bağdaşmaz. Uygulama gereği, hakkaniyete uygun dava kapsamı içinde yer alır. Düzgün yargı kavramı, mağdur için yargıca erişim hakkı olduğu kadar devlet organları için yargılamanın örgütlenmesi ve kesinleşmişbağlayıcı kararları uygulama yükümlülüğünü kapsamına alır. 6. Suçsuzluk karinesi “Suçluluğu mahkeme kararı ile saptanıncaya kadar kimse suçlu sayılamaz” ilkesi, sa ?KİMDİR İbrahim Ö. Kaboğlu, 7 Şubat 2017 tarihli 686 sayılı KHK ile ihraç edildi. Marmara Üniversitesi, Hukuk Fakültesi, Anayasa Hukuku Anabilim Dalı Başkanı’ydı. SorbonneNouvelle (Paris 3) Üniversitesi’nde konuk öğretim üyesi olarak ders ve konferanslar veriyordu. Pasaportu iptal edildiği için yurtdışındaki planlanmış derslerinden ve uluslararası bilimsel toplantılardan bazılarına video konferans ya da bildiri yoluyla katılıyor. Güz 2017’de yeniden yayımlanan kitapları şunlardır: Anayasa Hukuku Dersleri, gözden geçirilmiş ve güncellenmiş 12. Baskı; 15 Temmuz Anayasası, güncellenmiş 3. Baskı; Le droit constitutionnel Turc (E. Sales ile), güncellenmiş 2. Baskı. dece davaya bakmakta olan yargı mercii için değil, diğer devlet organları açısından da geçerlidir. Aslında bu ilke, herkes için, her zaman ve yer yerde geçerli bir ilkedir. Bu nedenle bu ilke, sadece ceza davaları için değil, diğer yargı mercileri önünde de geçerlidir. 7. Savunma hakları Ceza davalarında, “somut ve etkili” bir savunma söz konusu. Silahların eşitliği ilkesi ve çapraz sorgulama ilkesi, ilgilinin her aşamada kendini dinletebilmesi (sesini duyurabilmesi) ilkesi önemlidir. Bunların sağlanabilmesi, devletin pozitif yükümlülüğünü gerekli kılar. Susma hakkı da bu çerçevede yer alır. l Sessizliği koruma ve kendisinin suçlandırılmasına katkıda bulunmama hakkı, yetkililerin istismarcı yaptırım uygulamalarının önüne geçmeyi amaçlar. l Susma hakkı, kişinin sessizliğinin suçunu kabul ettiği anlamına gelmez veya böyle bir sonuca götürmenin önündeki engeldir. l Susma hakkı, bununla birlikte mutlak bir hak değildir. Davasına katılma hakkı da savunma hakkı içinde yer alır: >>
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle