19 Kasım 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Sinemanın üç onurlu günü FESTİVAL Yollara Düştük, 1977’de yapılan sinema emekçilerinin Ankara’ya yürüdüğü eylemi sinema tarihinin tozlu sayfalarından günümüze getiriyor. 38 yıl önceyİ anlattılar VECDİ SAYAR Örgütlenmede dönüm noktası Ankara Yürüyüşü, yaşamımın en değerli anıları arasındadır. Sinemanın oyuncusuyla, yönetmeniyle, işçisiyle, eleştirmeniyle yan yana durduğu, sansüre tavır aldığı bir eylemdi. Sağladığı kamuoyu desteği ve Kültür Bakanı Ahmet Taner Kışlalı’nın aydın kişiliği birleşince, sinema ilk kez pozitif anlamda devletin ilgi alanına girdi. Sansürü ortadan kaldıran yalnızca yaş sınırlaması getiren bir Sinema Yasası hazırlandı. Ankara Yürüyüşü, bugünkü kuşaklarca bilinmiyorsa, bunda medyanın, sinema tarihçilerinin sorumluluğu var. Yalnızca, sinemadevlet ilişkileri açısından önem taşımıyor bu eylem; sinemamızdaki örgütlenme sürecinde de önemli bir dönüm noktasını oluşturuyor. ARİF KESKİNER Bir sinema yasamız oldu Yürüyüşün finansmanının büyük kısmı DİSK’e bağlı sendikalar, birazı da KöyKop’ca çözümlenmiş, kalan borçlar yürüyüş sonrasında Tarık Akan, Cüneyt Arkın, Yavuz Özkan ve benim ortaklığımla yaptığımız Maden filminden kazandığımız parayla karşılanmıştı. Bu olay da o zamanki Yeşilçam’da örgütlü bir yapı olmasa da, dayanışmanın var olduğunu gösteriyor. Sonucunda eksikleri olsa da kendimize ait bir sinema yasasına sahip olduk. 1980 darbesinden sonra, AKM’deki kültür şurasında şöyle demiştim; “Biz daha senaryo aşamasında kendi kendimizi sansür ediyoruz. Devlete ne gerek var? Sansür iliklerimize işlemiş.” İKSV Film Festivali’nde ilk gösterimi yapılacak filmlerden biri de Yollara Düştük. 1977’de Türk sinemasının ünlülerini gözünüzün önüne getirin. Hale Soygazi, Fatma Girik, Cüneyt Arkın, Tarık Akan. Ama filmlerdeki gibi değil, ellerinde pankartlarla, slogan atarlarken. Yaklaşık 400 sinema emekçisinin sansürü protesto etmek ve sosyal güvencelerini talep etmek için Ankara’ya doğru yürüyüşlerinin hikâyesi, Yollara Düştük adlı bir filme dönüştü. Yönetmeni Deniz Yeşil’in sansür yürüyüşünü konu alan filmiyle geçen yıl Altın Portakal’Iın belgesel bölümünde yaşanan sansür nedeniyle filmini festivalden çekenlerden biri olması da işin başka bir ironisi. Yeşil, Sokak için filminin hikâyesini anlattı. Sinema emekçilerinin 1977’de İstanbul’dan Ankara’ya düzenledikleri üç günlük yürüyüşü Vedat Türkali ile yaptığım bir çekimde öğrendim. Türkali, 400 sinema emekçisi ile Ankara’ya yürüdüklerini anlattığında çok şaşırdım. Sonradan baktım ki bu yürüyüşü zaten çok az kişi biliyor ve üzerine hiç özel olarak çalışılmamış. Bu görev sanırım benimdi. Sinema emekçilerinin kapısını çaldım ve “38 yıl önce neden yürüdünüz?” diye sordum. Herkesin hafızasında yürüyüşten farklı bir ayrıntı kalmıştı, ben 24 yapboz parçalarını birleştirir gibi hikâyeleri topladım. Ortak anımsadıkları en belirgin şey 57 Kasım tarihlerinin sinema yaşamlarının en onurlu günleri olduğuydu. Sinema emekçilerinin sosyal güvencelerinin olmadığı, işletmecilerle sorun yaşandığı, üzerine ağır bir sansür yasasının eklendiği bir dönem. Yasa polisin setlere bile gelmesini öngörüyor. Sansür kurulu filmleri kuşa çeviriyor. Sinema emekçileri o sıralar Yeni Türk Sineması adlı bir dergi çıkarıyorlar. Yürüyüş fikri ilk olarak bu derginin toplantısında ortaya atılıyor. Toplantıda Yavuz Özkan, Vedat Türkali, Atıf Yılmaz, Umur Bugay ve Ali Özgentürk gibi isimler var. Yavuz Özkan bir yürüyüş yapalım diyor. Vedat Türkali de Beşiktaş’tan Taksim’e yürünecek sanıyor. Özkan, “Ankara’ya kadar yürüyelim” deyince Türkali, “Yavuz iyisin hoşsun da bazen uçuyorsun” diye cevap veriyor. Fakat kısa süre sonra örgütlenme çalışmaları başlıyor, bildiriler dağıtılıyor, setler iptal ediliyor. 5 Kasım’da Beşiktaş Barbaros meydanında ilk olarak Sinema Emekçileri pankartı açılıyor ve tarihi gün başlıyor. İstanbul’da birkaç noktadan sonra Darıca, İzmit, Kızılcahamam ve Ankara’da yürünüyor. DÜĞÜN SALONUNDA KONAKLAMA Yürüyüş sırasında halk önce film çevriliyor sanmış. Karşılarında bir anda Fatma Girik, Tarık Akan, Fikret Hakan gibi oyuncuları görünce çok şaşırmışlar. Sonra coşkuyla karşılamış ve desteklemişler. Bir gece İzmit’te bir gece de Kızılcahamam’da konaklıyorlar. İzmit’te bu kadar insanı barındıracak otel imkanı yok. Belediyenin onlara ayırdığı bir düğün salonunda sandalyelerin ve masaların üzerinde yatmışlar. Yarımca’da grevci işçiler tarafından davul zurna ile karşılanmışlar. Destek gördükleri de, saldırıya uğradıkları yerler de olmuş. Hükümet onları Ankara’ya sokmak istememiş fakat başarmışlar. 29 MART 2015 ALTIN PORTAKAL SANSÜRÜ Sinemada sansüre karşı yapılan bir belgeselin finalist olarak seçildiği bir festivalde başka bir sansür vakasıyla karşılaşmak çok garipti. Antalya’ya herkes gitse de bu filmle ben gidemezdim. Finalist olan diğer belgesellerin yönetmeni arkadaşlarla ortak bir metin yazdık ve festivalden filmlerimizi çektik. Buna karşı net bir tutum almasaydık bu “makul” açıklamalarla çevrelenmiş müdahalelerin önünü açmış olurduk. Bunun bir cetveli yok ve ilkesel olarak toptan reddetmek lazım. Deniz Yeşil
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle