Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
PORTRE O oyunculuğu değil de, oyunculuk onu istemiş gibi. Oynamayı, oyun kurmayı seviyor. Hızlı ve pratik. Meseleleri onun kadar hızlı halledemeyenlere tahammül etmekte zorlanıyor. Şimdi yeniden sahneye hazırlanıyor. Okan Bayülgen’in Nahide’si, Yalan Dünya’nın Açılay’ı, Beş Kardeş’in Canan’ı Nihal Yalçın. Nihal Yalçın rol olsun o oynasın... o derece Değişik. Nihal Yalçın’ı belki de en iyi anlatan kelime bu: Değişik. Farklı değil ama. Farklı olmanın yaratığı mesafe yok onda. İnsanda daha çok, değişik olmasının getirdiği bir merak hissi uyandırıyor. Kimdir bu insan? Sahiden göründüğü gibi mi? Numara çekmiyor değil mi? Normal mi, bu kadar normal olmak? Nihal Yalçın’ın değişik olması biraz da anlatıklarının bildiğimiz insanlara, bildiğimiz oyunculara hiç benzememesi ama aynı zamanda bildiklerimizin hepsinden birer parça taşıyor olmasından kaynaklanıyor gibi. Hani bir yemeği çok lezzetli bulur, içinde tanıdık bir malzeme var ama diye meraklanır, bir türlü o malzemenin ne olduğunu çıkaramazsınız ya... Öyle. 6 Dersimli. Dersimli olmakla takıntılı değil ama aynı zamanda net: Dersimli. Sadece çocukluğunda gitmiş olsa da oralı olduğunu biliyor. Ailesi o doğmadan İstanbul’a gelmiş. İlk kez geldikleri İstanbul’da Tuncelili olduklarını söyleyerek ev aradıklarında bütün kapılar yüzlerine kapanınca bir süre sonra bu durumun Alevi olmalarından kaynaklandığını anlayıp, Elazığlıyız demek zorunda kalmışlar. Elazığlıyız, sünniyiz, evinizde bir sünni gibi yaşayabiliriz. Mahalle baskısı mı demiştiniz? aLeVi oLDuĞunu siVas kaTLiamInDa ÖĞrenDi Alevi olduğunu 13 yaşında, Sivas Katliamı esnasında öğrenmiş. Bütün aile televizyon karşısında Eray Özer Fotoğraf: Can Erok acılar içerisinde Madımak’ta hayatını kaybeden aydınlara ağlarken annesi ilk kez dillendirmiş: Biz aleviyiz kızım. İlk öğrendiğinde bir tür kültür şoku geçirmiş. Alevi olmak ne demek? Alevi kime denir? Konuya dair ne bulursa, eline ne geçtiyse okumuş, araştırmış. Ablasından sadece 13 ay sonra doğmuş. Aslında biraz ‘kaza’ çocuğu o. Doğumu annebabanın standart hayat planında yok. Ama iyi ki doğmuş. Annesine de, babasına da sorsanız iyi ki doğmuş. Çünkü ailenin, hani nasıl demeli, eğlence kaynağına dönüşmüş zamanla. Patavatsız, komik, oyuncu, numaracı, ağzına geleni söyleyen. Konuşmasına, kendisini ifade etmesine her zaman izin vermiş ler. Aman bu da çocuktur, sussun, oyuncaklarıyla oynasın, otursun oturduğu yerde dememişler. Aksine, elinden tutup hep öne itmişler. Hadi yap. Hadi oyna. Hadi göster. Ona göre bu da biraz Alevilikten kaynaklanıyor. Çocuktur, kadındır, geridedir dememişler. Ya Yer bir gün bizi çekmezse korkusu Çocukken Allah’tan korkmuyor ama yerçekiminin bir gün bitmesinden çok korkuyor. Evet, ya yer bizi bir gün artık çekmezse... Yer bizleri çekmeye daha uzun süre devam etsin diye dua etiği oluyor. Ablası müşteri temsilcisi olarak çalışıyor. İki kız kardeşten biri psikolog, diğeri sosyolog. En küçük ve erkek olan kardeş inşaat 22 MART 2015