Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
BALIKESİR 29 Anıt ada: Marmara Yazı ve fotoğraflar Aydın Ergil eniz otobüsüyle ulaşD tığımız Marmara Adası’nda, yemek sonrası ilk durağımız sahilde dizili çay bahçelerinden ‘‘Altın Çocuk Rahmi’’nin çay bahçesi. Rahmi’nin özelliği, ısmarladığınız içecekleri size sunarken, o anda sizin için oluşturduğu maniyi okuması. Mani okuma geleneğinin onun Giritli kökeninden geldiğini öğreniyoruz. Güzel sözcükler karşısında dilimiz tutuluyor, kahveler de güzel ama, asıl sunum ve insan ilişkileri dikkatimizi çekiyor. Kahveleri içtikten sonra Marmara gezimiz adanın dar sokaklarını adımlayarak başlıyor. Adanın eski resimlerinde görülen kilise çoktan yıkılmış, onun yanında bulunan iki ev ise korumaya alınmış. Eskiden kalan sokaklar hemen belli oluyor, taşlar aralıklı ama bozulmamış ise eski, taşlar daha sık ve yol bozuk ise yeni. Eski Rum evleri hemen dikkatleri çekiyor. Evlerin kapıları açık. Hanımlar ev lerinin önünde söyleşiyorlar. Dar sokaklarda dolaşırken, kimi bakımlı kimi bakımsız, günümüzde depo olarak kullanılan, tek katlı taş dükkanları görüyoruz. Bunlar eskiden Yahudi esnafın tuhafiye dükkanlarıymış. Aynı sokak, bizi adanın en güzel binasına, ‘‘Lise’’ye götürüyor. Lisenin eski taş binasına arka kapıdan girilip çıkılıyor, görkemli ön ka okula bakan tarafına resimler yaptırmış, daha sonra gelen bir başka öğretmen de onların üzerine badana yaptırmış! Biraz daha doğuya doğru gittiğimizde, eskiden düğün salonu olarak kullanılan, eski mi eski bir binaya giriyoruz. Bu bina, bizim adada bulunduğumuz dönemde Prof. Dr. Nergis Günse’nin yönetiminde Ça man gelmiş, ikinci katı sinema haline getirmiş, Bauer marka bir sinema makinesi ile Marmaralılara filimler izlettirmiş, sonra makineyi de orada bırakarak sırra kadem basmış. Burada bir de üzerinde ‘‘ay’’ simgesi bulunan bir su tulumbası dikkatimizi çekiyor. Akşam yemeğimiz adanın ünlü meyhanesi ‘‘Rem pı ise kullanılmıyor. Lisenin ön, şimdi arka olmuş, bahçesi ise bakımsız. Liseden sonra ilköğretim okuluna doğru yürüyoruz. Okul bahçesinin bel boyunda duvarları var. Eski resim öğretmenlerinden biri, öğrencilerine, duvarların maltı yakınlarındaki batığı çıkarma projesi için kullanılıyordu. İçi tarihin son amforalarıyla dolu bir gemi, çapalarını ata ata batmış. Çıkarılan parçaların geçici olarak depolandığı ikinci kata çıkıyoruz. Adaya yıllar önce bir el zi’nin Yeri’’nde. Remzi’nin Yeri küçük, ama sevimli bir meyhane. Remzi, biraz asık suratlı, sürekli sarhoş olduğu izlenimi veren, tombulca, 60’lı yaşlarda gözüken biri. Meyhanenin girişinde, kendi masası var, oraya kim ?