Katalog

ANTALYA’DAN zellikteki bir vadinin iki yakasında kurulu. Vadi ve kentin denize ulaştığı noktada işte muhteşem Olympos sahili sizi bekliyor. Sahil yaz döneminde kalabalık. Ama sessizlik burada da hakim. Bu kadar yoğunluğa rağmen, deniz hala pırıl pırıl. Bir de teknelerin boşalttığı sintineler olmasa tabii! Ayrıca sahilin tam ortasından akan bir çay var. Deniz suyundan arınmak isteyenler, soluğu genelde bu tatlı suda alıyor. Chimaira’nın ateşi lan pansiyon işletmecileri gelecekten biraz endişeli. ‘‘Olympos bu kadar insanı taşır mı’’ sorusu gündemde. Bölgede şimdilik bir tehlike yok. İşletmeciler de Olympos’u koruma süresini ellerinden geldiğince uzatmaya çalışıyor. İşletmecilerin de gelen turistin de ortak dileği, o bildik sonun Olympos’ta yaşanmaması yönünde. de olduğu tek örnek. Herkes kendi yerinde pansiyon işletiyor. Bu da daha sıcak bir ortam yarattıyor. Ayrıca fiyatlar da uygun oluyor. Eğer ben burayı kiraya vermiş olsaydım, kiracı fiyatı yükseltmek zorunda kalacaktı. Oliympos’ta, herşeyin paraya dayalı olmadığı bir turizm anlayışı var’’ diyor. Ancak bölgedeki diğer işletmeciler gibi Karataş da Oliympos’un giderek kalabalıklaşmasından biraz rahatsız. ‘‘Keşke başka Olympos’lar olsa da burası da bu kadar kalabalık olmasa’’ diyor. Olympos sahilinin sol tarafına doğru yürüdüğünüzde de Çıralı’ya ulaşıyorsunuz. İşte dev kaplumbağalar caretta carettaların yumurta bıraktığı, pek çok endemik bitkinin olduğu yer burası. pırıl bir sahil burası. Çıralı girişindeki köprüden 3.5 kilometre sonra da Yanartaş olarak adlandırılan ve yüzyıllardır sönmeyen Chimaira ateşine ulaşıyorsunuz. Aile işletmeleri Olympos’taki pansiyonların yüzde 80’den fazlası aile işletmesi ve hemen hepsi yıllardır orada yaşayan insanlar. Hatta işletmecilerin pek çoğu birbiriyle akraba. Kimi teyzesinin oğlunun, kimi amcasının kızının işletmesine yönlendiriyor gelenleri. Dışardan gelip, Olympos’ta pansiyon işletenlerin sayısı ise oldukça az. Olympos’ta pansiyon işleten Yazır köyü Muhtarı Halil Karataş da bu durumun gelen turist için önemli bir ayrıcalık olduğunu söylüyor. Karataş, ‘‘Olympos, yerli halkın turizmin doğrudan için Korsan kenti Milattan önce 80 yılında Zenniketes isimli Kilikyalı bir korsanın komutasındaki korsanların ele geçirdiği Olympos, milattan önce 78’de Romalılar tarafından ele geçirilmiş. Hristiyanlığın erken ulaştığı bu kent, Haçlı seferleri sırasında da Venedik, Ceneviz ve Rodos Şövalyelerinin istalasına uğramış. 15. yüzyılda Osmanlı’ya geçmiş. Yakın zamana kadar Türk yerleşiminin olmadığı Olimpos, sadece göçerler tarafından kışlak olarak kullanılmış. Kumsalın hemen başlangıcındaki anıt mezar 11. yüzyıldan kalma ve Kaptan Eudemos’a ait. Bölgenin tamamı arkeolojik ve doğal SİT alanı olarak korunuyor. Kıyının sessizliği Olympos’un pırıl pırıl denizi, kalacağınız pansiyonlara biriki kilometre uzaklıkta. Bu mesafeyi isterseniz yürüyerek geçin, isterseniz aracınızla. Ören yeri girişinde, sizi neyin beklediğini bilmeden yürüyüp, sahile ulaşmanız çok zamanınızı almıyor. Zaten bu daracık yol, hiç bitmesin istiyorsunuz. Antik kent eşsiz gü Nasıl gidilir? Eğer özel aracınız yoksa, Olympos’a ulaşmak için önce Antalya’dan Kumluca otobüslerine binip, Olympos kavşağında inmeniz gerekiyor. Kısa bir bekleme süresinin ardından da sizi Olympos’a götürecek servis araçları bulabiliyorsunuz. Dar ama yeşili bir yoldan ilerleyerek Olympos’a ulaşılıyor. Konaklayacağınız pansiyonların hemen hepsi aynı özellikte. Ağaç evlerde kalıp, sabah ve akşam yemeğinin dahil olduğu konaklama bedeli ise oldukça uygun. Öğle yemeklerini de salata ya da gözleme türü hafif yiyeceklerle geçiştirmeniz mümkün.