Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
12 KAPAK Kapadokya’nın dinlence mekanı MUSTAFAPAŞA MISIRLI ŞAKİR PAŞA MEDRESESİ Yazı ve fotoğraflar Turgay Tuna rgüp’e beş kilometre Ü uzaklıkta, eski bir Rum köyü olan Mustafapaşa ya da geçmişteki adıyla Sinassos’tayız. Sessiz sakin bu küçük tarihi belde, eski Rum evleri, tipik sokaklarıyla, insanın başını dinleyip yorgunluk atacağı, sabahları horoz sesleriyle uyanacağı Kapadokya köşelerinden biri. Bir zamanlar köy camisinin minaresinden yükselen ezan sesinin, hemen yanı başındaki kilisenin çan sesine karıştığı bu küçük köy, mübadele dönemine dek okulları, doktoru, eczanesi ve tüccarlarıyla Kapadokya bölgesinin en önde gelen, zengin köyleri arasında yer alıyormuş. Kış aylarını İstanbul’da geçiren, genelde Samatya,Yedikule ve Pera bölgesinde yerleşik kimi Sinassoslu tüccarlar para kazanır, yaz aylarının sıcağında da İstanbul’dan kaçıp, bir öteki kışa dek köyleri Sinassos’un keyfini çıkarırlarmış. İşin tuhaf yanı, Sinassoslu tüccarların büyük çoğunluğu İstanbul’da salamura balık ve havyar ticaretiyle uğraşırlarmış. İl ginç olan, denizle alakası olmayan Sinassosluların ekmek paralarını balıktan çıkartmış olmaları. Rumların bıraktıkları; cepheleri, kapıları, pencereleri Kapadokya taş süslemeciliğinin en güzel örneklerini sergileyen birbirinden güzel eski evlerin arasında dolaşmak, Sinassos’un kimi şarap kokan sokaklarında adımlamak bir başka tat, bir başka keyif. Kapadokya yöresine özgü tüf taşlardan inşa edilmiş bu evlerde oturmak o kadar sağ lıklı ve o kadar ferah ki. Yaz sıcaklarında içleri serin, kış aylarında da sıcak oluyor. Bilhassa, arabası olup sessizlik ve tarihle iç içe otantik bir köy havası arayanlar için, birkaç günlük Kapadokya tatilinde kalınacak en ideal yerlerden biri Mustafapaşa. Son yıllarda açılan eski Rum evlerinden butik otele dönüştürülmüş birkaç yer, buraya gelenlerin konaklama tercihine en güzel şekilde cevap verebiliyor. Sabah, horoz sesleriyle uyandıktan sonra, meyve ağaçları ve çiçeklerle süslü küçük bir bahçede, kuş sesleri arasında, katıksız tereyağlı, kızarmış bir dilim köy ekmeğinin, demli bir çay eşliğinde lokmalanması burada, unutulmayan anılarda kalacak bir nefasete dönüşüyor. Butik oteller arasında, aslen İstanbul Bostancı’dan olup, yıllar önce bu küçük köye gelip yerleşmiş ressam Lamia Hanım’ın, bölgedeki beş yıldızlı otellerin odalarına oldukça fark atan dört odalı pansiyonu; iki üç yıl öncesi TESCİLLİ ESKİ RUM EVLERİNDEN BİRİ