26 Haziran 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

FOTOĞRAFIN DİLİ Lütfi Özgünaydın lutfi?lutfiozgunaydın.com ya ve olimpiyat şampiyonumuz, gelmiş geçmiş en büyük uluslararası sporcularımızdan Ahmet Ayık’ın adını, biz yaşlarda olup da duymamış olan var mı? Ben kendisiyle karşılaşmadım. Ama, hem oğlu (Ortadoğu Teknik Üniversitesi mezunu, metalurji mühendisi ve aynı zamanda da Akdeniz Turistik Otelciler Birliği Başkanı) Osman, hem tüm tatil köyü çalışanları, 1938 doğumlu şampiyonun bugün de ‘‘zımba gibi’’ olduğunu söylüyorlar. Bu arada, ‘‘champion’’ adının nedeni de anlaşılıyor. Peki neden Türkçe okunuşuyla ‘‘şampiyon’’ değil de, champion? Çünkü müşterilerin çoğunluğunu, başta Almanlar ve Ruslar olmak üzere, yabancılar oluşturuyor. Bir doğa ve çocuk cenneti Tatil köyüne gelirken, doğrusunu söylemek gerekirse, bildiğimiz turistik otellerden birini göreceğimizi düşünüyordum. Fakat arabamız 50 hektarlık (50 bin metrekare) bu tatil alanının giriş kapısından içeri girdiği anda, bizi palmiyeler ve sahil çamları karşılıyor. Ve giriş işlemlerimizi yaptıktan sonra odamıza doğru yürürken attığımız her adımda bir doğa TOPRAK ANA Bu fotoğrafı Erzincan yakınlarında çektim. Altıntepe’nin hemen önünde. Bir tarafta tarihi höyük, bir tarafta toprağa sığınmış köylüler. Höyük gizlerle dolu. Kazılmamış, turizme açılmamış öylece boynu bükük duruyor. Köylüler toprağa sunmuşlar bedenlerini, toprakla bütünleşmişler. Güçlerini, hünerlerini sunuyorlar kara toprağa. Arkada karlı dağlar yaz sıcağında serinlik sunuyor ovanın üstüne. ‘‘Toprak ana’’ Anadolu insanının en büyük dostu. Ünlü ozanımız Aşık Veysel ne güzel anlatır, ‘‘Benim sadık yarim kara topraktır’’ diyerek. Bu fotoğrafı çekerken ben Anadolu insanının toprakla olan mücadelesinin yanında kadrajıma aldığım görsel öğeyi de düşündüm. Önde domates ekimi için çizilen baranlar, arkada kavaklar ve karlı dağlar. Fotografik olarak önümde iyi malzemeler vardı. Onlardan görsel değeri olan bir kadraj çıkartıp makineme yazmalıydım. Benim derdim başkaydı, aşağıda tarlanın içinde toprağı adeta severek özenle dikime hazırlayan köylülerin derdi başkaydı. Anadolu’nun dört bir yanında insanlar toprağa bağlamışlar umutlarını. Yaz sıcağında ter damlalarının düştüğü toprak, cömert olursa, sofralar dolu olacak. Bize de onların çabasını anlatmak kalıyor. cennetine gelmiş olduğumuzu anlıyoruz. Akşam saatlerinde geldiğimiz için ağaçların tümünü görüp türlerini öğrenemedim. Fakat ertesi gün, bu özenle yetiştirilmiş ve korunmuş doğa cennetinde, palmiye ve çamların yanı sıra okaliptus, erik, armut, limon, turunç portakal, yeni dünya ağaçlarını göreceğim. Ağaçların yansıra, bin bir çeşit çiçekle de donatılmış bir doğa cennetine geldiğimizi öğreneceğim yine ertesi gün. Zaten, odamızdaki vazoda bizi karşılayan çiçek demeti, tatil köyündeki çiçekler hakkında bir fikir veriyor: Bir ressamın paletinden çıkmışçasına canlı, doğal, yaşam dolu bu demetteki çiçeklerin adlarını, (bu konuda benden daha bilgili eşimin de yardımıyla) sıralıyorum: Begonvil, mine, ateş, petunya, zakkum, papatya, yıldız, cam güzeli ve zambak... Renk bilgim her birinin renklerini sıralamama yeterli değil... Fakat bir doğa cennetine geldiğimiz kesin... Champion Tatil Köyü’nün aynı zamanda bir çocuk ve bir kuş cenneti olduğunu da öğreneceğim. Fakat bunlar ve başka söyleyeceklerim, haftaya...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle