26 Haziran 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

KIRKLARELİ 15 Bambaşka şka bir ada: İğneada Yazı ve fotoğraflar Orhan Uyanık üneş Mahya Tepesi’nin ardına devrilip akşam G olunca, efsanevi Istıranca Dağları’ndan esen rüzgarların sesini dalgaların sesini duyarsınız. Bu seslere antik çağlarda İğneada’ya ‘‘Thynias’’ adını veren ‘‘Thyn’’li ozanların flüt sesleri de karışır belki. İğneada Trakya’nın kuzey batısında kalıyor. Halkının geçim kaynağı biraz ormancılık, biraz balıkçılık. Ormanlardaki kesim alanları yıllar geçtikçe azalmış ve artık orman köylüsüne yetmez olmuş. Balıkçılık ise tamamen şans işi. Avlanma zamanı Fener’den, Sarıyer’den gelen dev gırgırlar İğneada Körfezi’ndeki balığın abartısız tamamını avlıyor, daha küçük voli teknelerine sahip olan yöre balıkçıları bu sektörden de pek faydalanamıyor. İşte bu yüzdendir ki İğneada artık göç veren bir belde. İğneada; deniz, kum, sulak alan, göl ve longoz ormanları gibi beş sistemin bir arada olduğu dünyanın pek az yerinde rastlanan nadir ekosistemler birliğine sahip. Maviden yeşile, turkuvazdan diğer bütün renklere doğru akan bir renk cümbüşü, İstanbul gibi bir metropole bu kadar yakınlıkta ve bozulmamış bir cennet sunuyor. Brezilya’nın ‘‘Copa Cabana’’ sahillerini aratmayan ve kesintisiz 10 kilometrelik, tamamen bakir kalmış bir sahili olan İğneada’nın turizmden aldığı pay ise oldukça az. Küçük ev pansiyonculuğu ve otellerin yanında İğneada’da çadırlı kamping alanları da mevcut. Çarşı içinde sahile bakan İğneada ve Karadeniz Restoran ile liman üzerindeki Şahin Tepesi, Dalboy ve Deniz Restoranlarda mevsim balıklarını yiyebilirsiniz. Ancak yiyeceğiniz balığın fiyatını önceden sormanızı yani pazarlık yapmanızı öneririz. Gezilecek yerlere gelince ilk önce 544 tür bitkinin ki, bunun üçü endemik ve 11’i küresel ölçüde tehlike altında; 310 tür böceğin, 28 tür balığın, 46 tür memelinin, 194 tür kuşun ve 17 tür sürüngenin yaşam alanı olan ‘‘Longoz Ormanları’’nı öneririz ancak buraya yöreyi iyi bilen rehberlerle gitmeniz gerekiyor. Afrika’nın karışık ormanlarından hiçbir farkı olmayan devasa ağaçların yaşadığı bu ormanlarda kaybolmanız işten bile değil. Daha sonra 1860 yılında Fransızların yaptığı İğneada Feneri’ni ziyaret edebilirsiniz. 146 yıldır karasularımıza Bulgaristan yönünden giren teknelere ‘‘hoş geldiniz’’ diyen bu fener, ters yönde seyredenlere de ‘‘güle güle’’ diyor. Sislioba köyü yakınlarında, İğneada’ya 14 kilometre uzaklıktaki kaleyi de görmek değişik bir duygu yaratıyor insanda. Cenevizlilerden kaldığı söylenen bu kale aslında daha eski çağlara tarihlenmesi gereki yor gibi. İğneada’ya gelirken ya da dönerken Sarpdere köyündeki Türkiye’nin önemli mağaralarından ‘‘Dupnisa’’ mağarasını ziyaret etmenizi öneririz. Konaklama: Oteller: Akkuş Otel (0.288 692 23 81), Muratcan Otel: (0.288 692 28 83) Pansiyonlar: Karaca (0.288 692 21 75), Uğurlu (0.288 692 21 50), Yaşar (0.288 692 24 49), Çilenti (0.288 692 20 46). Belediye Başkanlığı: (0.288 692 21 80) Nasıl gidilir? İstanbulEdirne otoyolunda Lüleburgaz’a geldikten sonra Pınarhisar yoluna gireceksiniz. Pınarhisar’dan sonra Poyralı köyünün içindeki kavşaktan sola döneceksiniz. Yıldız Dağları’na tırmanıp Demirköy ilçesine geleceksiniz. Asfalt yolu takip ederek 26 kilometre sonra İğneada’ya varıyorsunuz. [email protected]
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle