Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
KÜLTÜR 15 GEZEKALIN Mustafa Balbay ankcum@cumhuriyet.com.tr NAGAZAKİ AHH! Nükleer silahların çok konuşulduğu şu günlerde, bu silahların insanoğluna neler yaptığını gösteren yerlerden birinde duraklayalım. Hiroşima’ya atom bombasının atılmasından üç gün sonra 9 Ağustos 1945’te bu kez Nagazaki kenti hedef seçilmişti. Nagazaki, Japonların geçmişinde çok önemli işlevler üstlenmiş bir kent. Dünyaya buradan açılmışlar. ABD bu kentten Japonya’ya girmiş. Ee, bir daha da çıkmamış! Ünlü Madam Butterfly operasına konu olan şato da Nagazaki’ye hakim bir tepenin eteğinde. Nagazaki, tipik bir liman kenti. Tokyo kadar canlı değil ama, liman şehirlerinin denizci havası burayı da etkisi altına almış. Bol ışıklı ara sokaklardaki barlar okyanus kokuyor. Yosun ve sakeyle karışan okyanus havası şarkılara yansıyor. Atom bombasının patladığı yer, Mitsubishi Elektronik Fabrikası’nın hemen yanı. Bir gece vakti, gazeteci arkadaşım Fatih Çekirge ile birlikte gittik. Loş ışıklı bir vadinin içindeki atom bombası anıtının etrafı kiraz ağaçlarıyla dolu. Bahardayız ve tam da ağaçların çiçek açma mevsimi. Bu kadar çok kiraz çiçeğini daha önce görmemiştim. Öylesine beyaz ki, geceyi aydınlatıyorlar desem yeridir. Hemen altımızda kıvrıla kıvrıla akan bir derecik var. Oraya giden yol, çevremiz atom bombasının etkilerini anlatan heykellerle, anıtçıklarla dolu. Barışı simgeleyen heykellerin ortak motifi çocuk. Bir araştırmada okumuştum, savaşlardan en çok zarar gören, ölen yaralanan çocuklarmış. Heykel ve anıtların çevresi renk renk turna kuşu dizileriyle dolu. 39 bin kişinin canını alan atom bombası düştüğünde kızgın mı kızgın bir topa dönüşen demir köprünün kalıntıları öylece duruyor. Soğuk soğuk bize bakıyor ama, dünyadaki nükleer silah denemelerini duydukça herhalde yine kızgınlaşıyordur! Anıtların hemen altında bir meyhane vardı. Sabaha kadar açıkmış. Biz de sabaha kadar kaldık. Sohbet, çiğ balık, yosun, sake. Uyumadan güne başlarken ilk durağımız atom bombasının unutulmamasını isteyen dev insan heykelinin önüydü. Hatıra fotoğrafı çektirmek isteyenler için özel bir tribün bile yapılmış. Hep söylerim... Gezmek en kalıcı öğrenmektir. Bu yüzden savaş anılarının olduğu yerleri görmek, göstermek, anlatmak ayrıca önemlidir, diye düşünüyorum... Gezekalın... Nisan 1997 yılında İsviçre’nin Lozan kentinde 68 müze arasından birinci seçilerek ‘‘yılın müzesi’’ unvanını elde etmiş. İlk bölümde insanlık tarihinde besin üretimiyle başlayan ilk yerleşik toplum hayatının başladığı dönem olan neolitik çağın en önemli iki merkezi, Çatalhöyük ve Hacılar’ın James Mellaart tarafından yapılan kazılardan ele geçen buluntuları sergileniyor. Bu eserler arasında özellikle ana tanrıça ola rak nitelenen heykelcikler ile Çatalhöyük ev duvarları üzerine yapılmış en eski freskler dikkat çekmekte. İlerledikçe eski tunç çağına ait kültürlerin maden ve altından eserleri göz doldurucu ve estetik değerleri yükselmiş Anadolu zenginliğini gösteriyor. Yapının kısa kenarında Asurlu ticaret kolonileriyle birlikte Anadolu’ya gelen yazı ve renkli ticaretle birlikte değişen hayatı her aşamada fark edebiliyorsunuz. İlk siyasi Anadolu bir liği olan Hititlerin kabartmalı ya da hayvan ve boğa biçimli törensel kapları, devlet arşivleri, mühürleri bu bölümde yer alıyor. Kısa kanadın sonuna doğru Friglerin meşhur kralı Midas’ın mezarının canlandırması var. Diğer uzun kanatta Frigler, Urartular ve klasik çağlara ait eserler sıralanmış.Yapının ortasındaki büyük ve kubbeli salon ise Hitit dönemi ağırlıklı büyük boyutlu taş eserlere hizmet vermekte. Alt kat ‘‘Çağlar Boyu Ankara’’, ve ‘‘Klasik Dönem’’ eserlerinden oluşan koleksiyonlara ayrılmış. sengulaydingun?kou.edu.tr