Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
12 KÜLTÜR Büyük Saray Mozaikleri Müzesi: 80 milyon parçalık bir yapboz Justinianus’un hazinesi! Yrd. Doç. Dr. Şengül Aydıngün Fotoğraflar Haldun Aydıngün stanbul’un tarihini öğrenmek isteyenler öncelikle İ Eminönü’den yukarı doğru Sultanahmet merkezli tarihi yarımadaya uzanırlar. Burası kentin ilk kurulduğu günlerden itibaren, Bizans ve Osmanlı’nın en görkemli yapılarıyla doludur. Ayasofya, Sultanahmet Camisi, Topkapı Sarayı, Yerebatan ilk akla gelen noktalardır. Tarihi yarımadada dünya çapında öneme sahip gerçek bir hazine vardır ki ilgililerinden başka pek fazla kişi tarafından gezilmez. 80 milyon küçük taş parçasının bir araya getirilmesinden oluşmuş dev bir halıyı andıran mozaiklerin sergilendiği Büyük Saray Mozaikleri Müzesi’dir bu hazine. Sultanahmet Camisi’nin deniz yönündeki Arasta Çarşısı’nın içinde yer alan ve geçmişte yöneticiliğini yaptığım bu müzenin yeniden açılışının zahmetli öyküsünü anlatmak istedim. Günlük yaşam İzleyenleri hayrete düşüren güzellikteki mozaikler Bizans’ın günlük hayatını içeren sahnelerden oluşuyor. Yüzlerce hayvan ve insan figürlerinden oluşan çok ilginç konuları içeriyor. Bitkisel sarmallar içerisinde küçücük çekirgeden, kertenkele, tavşan ve kaplumbağaya kadar birçok hayvan, cennet sembolü nar, elma, kiraz gibi meyveler, mevsimleri sembolize eden genç erkek portreleri ile, oyun oynayan, yarışan, kazları güden, köpeğini okşayan, deveyle gezinen çocuklar, keçi sağan, dinlenen çobanlar, eşeğini yemleyen gençler, eşeği tarafından çifte yiyerek düşürülen oduncu, balık avlayanlar, dere kenarında su içen ceylanlar, dinlenen keçiler, daldan yaprak yiyen at, çiftleşen kuşlar, ağaçtan elma koparıp yavrularına elma yediren ayılar, gibi son derece sevimli ve gerçekçi konuların yanında doğadaki vahşi yaşam da unutulmamış hayvanların birbiriyle öldüresiye yırtıcı mücadeleleri de resmedilmiş. Mozaikte mitolojik ve egzotik yaratıklar da bol miktarda yer almış. Ayrıca, kargı, kılıç ve kalkanla donanmış imparatorluk avcılarının kaplan, leopar gibi hayvanlarla av mücadeleleri de son derece canlı olarak işlenmiş. Yangınla keşfedildi Bizans döneminde İstanbul’da Ayasofya ve hipodromdan sahile kadar Bizans Sarayları yer almaktaydı. 6. yüzyılda, İmparator I. Jüstinyanus’un yaşadığı Büyük Saray, sarayların en görkemlisiydi. Yapıldığı dönemde dünyanın en büyük ve güzel mozaiklerine de sahip olan saray, aslında bir yapılar kompleksinden oluşuyordu. Mozaikler ise sarayın sütunlu avlulu tören sa