02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

6 KAPAK Bir yanı Akdeniz, öteki yanı Ege Mehmet Emin Berber armaris’ten Datça’ya giderken 30. M kilometrede iklim değişir. Burası ‘‘Soğuksu’’ mevkiidir. Soğuksu, dağın başında gürül gürül buz gibi bir suyun kaynadığı, özellikle yaz aylarında sürücülerin mola yeridir. O bitmek tükenmek bilmeyen 372 virajlı Datça yolunun yorgunluğu atılır burada... Soğuksu sanki Datça’ya yaklaştığınızın habercisidir... Soğuksu’dan itibaren nefes alışınızın rahatladığını, üzerinizdeki ağırlığın hafiflediğini, anlamadığınız, bilmediğiniz bir mutluluğun içinizi bir hoş ettiğini, sanki damarlarınızda mutluluk olup dolaştığını duyumsarsınız. Bunun adı; Datça iklimidir. DATÇA ‘‘bük’’leri değil kuşkusuz. Datça’yı ilginç kılan bol oksijeni, kuru havası ve yıl boyu eksilmeden süren rüzgarıdır. Bunun adı Datça iklimidir. Bu iklim sayesinde Datça’da üretilen her türlü sebze ve meyvenin tadı daha bir başkadır sanki. Balı, bademi, üzümü, zeytini, sıkma zeytinyağı, narı narenciyesi, domatesi, biberi ve bin bir çeşit otları farklı bir tat bırakır damağınızda... Dünyanın en lezzetli bademleri, çeşit çeşit kekiği, adaçayı ve diğer onlarca şifalı otu, en lezzetli balı, zeytinyağının en hası, her derde deva keçiboynuzu, pekmezin en güzeli Datça’da bulunur. Datça insanının sevecenliğinde, yardımseverliğinde, insancıllığında, hoşgörüsünde bu iklimin etkileri vardır. Bir düşünün; Datça’nın yakın tarihinde cinayet olayına rastlayamazsınız. Pek çok yaşlı insana sordum; anımsayan çıkmadı. 7080 yaşındaki insanlar sanki birer delikanlı. Ne yer, ne içerler de bu denli formlarını korurlar bilinmez ama onları bu denli genç tutan şeyin iklim olduğunu artık biliyoruz. Çünkü bu iklimde insanlar kızmıyor, strese girmiyor, sinir sahibi olmuyor. Bir de her şeyin doğalını tüketiyor. Yediklerinde ne bir hormon var, ne de suni gübrenin izleri. Ocak ayının o en soğuk günlerinde tarlalardan domates toplayabilirsiniz. Ya da biber, patlı İki denize kıyılı tek ilçe can. İnanılır gibi değil ama gerçek böyle. Datça doğal bir seradır çünkü. Yaşamadan bunu anlamak zor. Hala Ege ve Akdeniz’e özgü balıkları Datça’da günlük olarak tüketmeniz olası. Keklikler, Datça’nın kenar semtlerine kadar iniyor. Zaman zaman keklik sesleri duyarsınız. Bu bozulmamış doğanın habercisidir. İki denizin kıyısı Datça’nın iklimi için şu öykü anlatılıyor: Romalılar döneminde ülkede bulunan bütün cüzamlılar Mısır’a gönderilmek üzere teknelere doldurulur. Knidos (Datça) açıklarına gelindiğinde ya hava koşullarından ya da Mısır’a değin gitmeyi göze alamadıklarından, cüzamlılar Emecik yakınlarında karaya indirilir. Tekneler tekrar Roma’ya döner. Aradan birkaç yıl geçtikten sonra, merak edilir; acaba Knidos’a terk edilen cüzamlılara ne oldu diye. Romalılar Cüzamlıları görmek üzere Knidos’a geldiklerinde onları bir sürpriz beklemektedir; hepsi iyileşmiştir. Bir de Turgay Sönmez’in anlattığı var: Tatil için Datça’ya gelmiş bir çift, bir gün Ege’de, bir gün Akdeniz’de denize giriyor. Günün birinde ‘‘Bugün hangi denizde suya gireceğiz?’’ tartışması yaşanıyor. Çiftten biri Ege’de, diğeri Akdeniz’de denize girmek istiyor. Çiftin aralarındaki tartışma Datça iklimi Datça’yı ilginç kılan sadece temiz denizleri, bir akvaryum görümündeki S K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle