02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

14 ALTERNATİF TURİZM Herkesin Bodrum’u başka İbrahim Karaoğlu odrum denince, bir denizin eteğinde şekillenen peyzajın imgeleriyle yola B çıkılır. Önce deniz çağırır insanı. Herkesin düşündeki pencere denize, o sonsuz maviliğe açılır. Herkesin Bodrum düşünün kıyısıdır deniz. Düş ve gerçek o denizin kıyısında ıslanır. Sonra Bodrum’a varıldığında, o denizli mekanın kullanım değeri başkalaşır. Herkesin Bodrumu başkadır artık. Herkes kendi tatil anlayışıyla, kendi tebeşir dairesini çizer. Aslında, herkese göre başka bir alameti farikadır Bodrum. Son yıllarda turizm ve eğlence anlayışımız şaşırtıcı bir dönüşümü yansıtıyor. Bodrum, bu dönüşümden payını en çok alan kentlerden biri. Paparazzi kültürü, Bodrum’daki turizm etkinliklerini kendi imgelem gücüyle şekillendiriyor. O kültürü alımlayan, o kültürle biriken yaşam süreçleri çoğalıyor. Bu kültürün göz kamaştırıcı kurmaca etkinliği fantastik bir gerçeklik yaratıyor. Bu kültürle yoğrulan ve yabancılaşan günümüz insanı, trajikomik bir dinlence atmosferinde boş bir poza dönüştürüyor Bodrum’u. En çok da paparazzilere yakalanmak moda. Kimileri nasıl yapsam da paparazzilere yakalansam kaygısında. Paparazzi kültürünün özendirici etkisiyle ve onların sınırlarını çizdiği bir anlamlar dünyasında hazzı arayanlar, o yanılsamaların büyülü rüyasında bir tuhaf Bodrum’u yaşıyorlar. İşte böyle bir Bodrum’da, Turgutreis’teki bir koyun kıyısına saklanmış alternatif tatilcileri bekleyen bir yer var; Aspat. Bodrum’un en eskil mekanlarından biri. Yarımadanın güneybatı ucundaki çıkıntının içinde Termera kentinin kalıntıları bekliyor bizi. Antik dönemde de, ortaçağda da önemli bir yerleşim alanı olmuş Termera. Deniz kıyısında yontusal görünümlü konik bir tepe var. Ve bu tepenin üzerinde ortaçağda yapılan Aspat Kalesi bulunuyor. Yüzyılların korkusunu bekler gibi kimsenin bilmediği bir sessizlikte bekliyor kendini Aspat Kalesi. Bıktırıcı paparazzi kültüründen kaçanların Bodrum’daki en iyi sığınağı Aspat koyu. O koyu derin uykusundan uyandırmış Murat Balkan. Kültüre ve sanata inan, bunları yaşama biçimine dönüştüren ince bir duyarlılıkla, düşlerinin peşine düşmüş. O yörenin taşına, toprağına, kumuna, denizine, böceğine, kuşuna sahip çıkmış. Onun sahiplenmesinden buyana Aspat Kalesi’nin bulunduğu çıplak dağ yeşile bürünmüş. O dağın eteğindeki koyda sanat üreten ve sanat tüketen bir düş cenneti var şimdi. Ve bu cennet sahiplenecek herkesi çağırıyor oraya. Çünkü sanat ve kültür var orada. Doğa bütün güzelliklerini en varsıl haliyle sunuyor insanlara. “Aspat Beach” yalnızca bir dinlence yeri değil; aynı zamanda “Açık Hava Sanat Müzesi.” Eskil bir mekandan sanat müzesine dönüşümü, ressam Hanefi Yeter’in önerisiyle, “Açıkhava Taş Heykel ve Açıkhava Resim Atölyesi”yle başlamış. Sonra da koreograf, ressam, heykeltıraş Uğur Seyrek’in düşlerini bulaştırmasıyla “Aspat Dans Platformu” oluşturulmuş. Her yıl Temmuz ayında sanatın her alanında düşlerimizi varsıllaştıran bir mekan Aspat. Bu dönemde üretilen yapıtlar bu Açıkhava Müzesi’nin ruhunu şekillendiriyor. Ve dönem boyunca tatilcilere sanatsal bir enerji veriyor. C
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle