Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Kumdan kale yapmak Haldun Aydıngün azen yapılacak yolculuğun kendisi B kadar amacının da ilginç ve az rastlanır olması keyifli oluyor. Bugün size ne kadar ilginç geleceğini bilmesem de az rastlanır olduğuna inandığım bir yolculuk amacı söyleyeceğim: Kumdan kale yapmak için belli bir kumsala gitmek. Konuyu fazla ciddiye almadan belirteyim tırmanmak için Everest’e, Moğolistan çöllerine ya da Kuzey kutbuna gitmiş dostlarım oldu ama yurdumuzda şimdiye kadar hiçbir yetişkinin kumdan kale yapmak amacıyla yola çıktığını duymadım; eeğer varsa kendileriyle gerçekten tanışmak isterim. Kumda oynamak Türkiye’de okul öncesi çocukların daha denize girecek yaşa gelmedikleri bir dönemde sahilde sağlıklı vakit geçirmeleri içindir. Bu arada küçük bebelerin yanlarında ebeveyn kıvamında bir yetişkinin de oyuncak kürekle bir şeyler kazıyor ya da kova ile kalıp çıkarıyor olması hoş karşılanır. Ondan sonra biter. Aile albümümüzde iki yaşımdaki halimin yanında genç bir babamı gösteren tam böyle bir resim var. Ancak sanırım bir hata oldu. Çünkü okullar geldi geçti, kendi çocuğum doğdu, kumda beraber oynadık büyüdü ve on beş yaş arkadaş guruplarıyla çekti gitti, ama ben hala ne zaman güzel bir kumsal bulsam dayanamayıp eşinmeye ve yaşımın hakkını verecek kadar büyük yapılar oluşturmaya devam ediyorum. Hatta son dönemde tek kişilik kulübüme yeni üyeler bile katılmaya başladı. Kumda oynamak deyince insan hemen küçümsememeli. Birincisi, bu işin Avrupa’da yarışmaları yapılıyor. İkincisi kumdan bir takım şekiller yaratmayı ciddiye alırsanız eski çağ mimarilerinin mantığını çok güzel anlamaya başlarsınız. Üçüncüsü kumdan şekiller yapmak çok ilginç ve çok mütevazı bir sanat anlayışını gerektiriyor. Şile’nin kumu Bu işleri biraz denediyseniz kesinlikle bileceğiniz gibi her sahilin kumu aynı olmuyor. Marmara’da, Ege’de, Antalya civarında, Side’de denediğim için biliyorum. Rastladığım en iyi kum Şile’de idi. Orada kendi boyumda bir kule yapabilirken başka yerlerde bunun üçte birine ulaşamıyordum. Çevredeki insanların tepkileri de çok keyifli olabiliyor. Bir sürü kocaman yetişkin insanın kumda debelendiklerini görenler önce şaşırıyorlar. Ancak şakadan bir işe bu kadar ciddi yaklaştığımızı görünce pek çoğunun şaşkınlığı ilgi ve meraka dönüşüyor. Pek çok sefer başıma dikilip, beğendiğini belli edecek akıllıca sözler arayıp da bulamayan insanla rın sevimli sıkıntısını hissedip içimden gülümsemiştim. Bazıları da gerçekten daha önce hiç görmedikleri, değişik bir olayla karşılaştıklarının bilincinde, kalelerimizin, kulelerimizin önünde poz verip fotoğraf çektiriyorlar. Henüz yanımıza gelip “ben de sizinle oynayabilir miyim?” diyen 30 yaş üstü kimseye rastlamadık. Ama kim bilir belki bir gün o da olur. Küçük erkek çocuklar ise bazen berbat oluyorlar. Hani biz Türklerin yıkıcılık ve yağmacılığının genlerine işlemiş olduğu iddiası vardır ya, işte o çocukları gördüğümde buna resmen inanasım geliyor. Onları en azından daha biz kalenin başındayken yıkmaya çalışmalarının çok ayıp olduğu konusunda bir şekilde ikna ediyoruz, belki de sadece tipimizden korkuyorlar. Ne olursa olsun kumda ölü gibi yatıp delinen ozonun nimetlerinden yararlanmak yerine sahilde bizim gibi keyifli bir uğraş ile kendinden geçmek daha iyi geliyor. Ekim’in ilk hafta sonu Şile’nin en güzel dönemine denk gelir. Bu sefer müthiş bir projem var. Gelirseniz bizim ekibi çok uzaktan tanırsınız. Kalemizi de yakından görme fırsatınız olur. h?aydingun.com