Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
30 GİTTİM, GÖRDÜM, YAZDIM Güneydoğu Anadolu’da gezerken üneydoğu Anadolu’yu kapsayan G gezimde; ilk önce sosyal yapı olarak insanların yaşamlarının ekonomik yetersizliğine rağmen, insan ilişkilerinin sıcak, samimi bir yaklaşımda olduğunu ve aile bağlarının sıcaklığının büyük şehirlerde görünen yalnızlaşmayı, mutsuzluğu önlediğini izledim. Güneydoğu Anadolu Projesi gerçekten çok büyük bir proje. O bölgeye hareket ve canlılık vereceği kesin. Yalnız bazı tarihi değerlerin sular altında kalması, Zeugma kenti ve mozaikleri ile Hasankeyf’teki tarihi mağara evlerinin ve köprünün yok olması önlenemez mi? Yine Mardin ili bozulmayan taş evleri ve değişmeyen kültürü ve gizemli dokusu ile gezimde ayrı bir değer olarak yer aldı. Halfeti’de İsa’dan önce yapılan ve Fırat kıyısında yer alan Rum Kalesi 60 metre yükseklikteki yalçın kayalar üzerine inşa edilmiş. O günün olanakları ile tamamen insan gücüne dayanarak yapılmış. İnsanların o çağlarda yağmadan, talandan korunmaları için hangi yollara başvurduklarını düşündüm. İnsanoğlunun ilk çağlardan bugüne kadar dini inançlara verdiği değerin büyüklüğü, kiliselerin, manastırların, camilerin haşmeti ile belirginleşiyor. Bunun yanında az da olsa birkaç yerde ve özellikle Mardin’de eski çağlardan günümüze kalmış bakımlı tarihi kiliseleri ve medreseleri görmek, Antakya ve Gaziantep’teki müzeleri gezmek, beni mutlu etti ve onurlandırdı. Tanrıların dağı olan Nemrut dağındaki heykelleri hayretle inceledim ve yine egemen güçlerin garip köle halka eziyetlerinin bir yerde kanıtı olduğunu gördüm. Yazımı bir öneriyle bitirmek istiyorum. Giderseniz yemek zevki olarak künefe tatlısı ve alinazik kebabı yemeği unutmayınız. Yine son uyarı, her yerde ve ölçüsüz yemeyiniz, rahatsızlanınca gezinizin tadı kaçabilir. Saim Canatan OKURLARDAN... OKURLARDAN...OKURLARDAN... Pamukkale Denizli başlı başına cennet denilebilecek bir şehir. Pamukkale de onunla bütünleşmiş bütünleşmesine; ancak bu doğa harikasını el birliğiyle mahvetmiş olmak bize toplum olarak gurur mu veriyor bilmiyorum. Uzaklardan beyaz bir gelin gibi görünen Pamukkale’nin kararmış halini görünce çok üzüldüm. Pamukkale gitmiş yerine gri, kirli, kara bir kale gelmiş. Bu güzelliğin koruma altına alındığını biliyorum. Ancak açıkgözler geçmişte olduğu gibi Pamukkale’nin kendine özgü suyunu çekip otellerine almamalı ve hiç kimse de buna göz yummamalı. Pamukkale’yi kara kale yapmaya kimsenin hakkı yok! Nuran Karahisar Huzurlu tatil Son dönemde turizm sektöründe yaşanan ekonomik krizler bizleri korkutuyor. Sözleşmeler imzalanıp gerekli ödemeler yapıldıktan sonra iflas eden acenteler ve haczedilen tatil köylerini gördükçe Türkiye’de bunun için gerekli önlemlerin alınmadığını anladık. Türkiye’de her konuda olduğu gibi tatilcinin de yasal hakları var ama tatil yapalım derken neden mahkeme kapılarına koşalım. Tatilciler daha fazla yara almadan, bu konuda sağlıklı adımlar atılmalı. Ayşe Beşpınar Yerli turist Türkiye’nin dört bir yanı geze geze, yaza yaza bitmez bunu biliyoruz ve bu güzelim yerleri karış karış gezerek görmek istiyoruz ama malum ekonomik nedenler. Tur şirketlerinden, acentelerden, otellerden yerli turisti teşvik edici indirimler istiyoruz. Ama bu teşvik, kredi kartına 1018 ay taksit gibi korkulu kolaylıklar olmasın. Ferdi Beğendi