02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

10 KAPAK Datça’da günbatımı da gündoğumu da muhteşemdir. Güneşin nar gibi kızararak Ege’ye merhabasını izlerken büyülü bir dünyaya sürüklenirsiniz. Can Yücel’in eşi Güler Yücel (oturan) Datça’lı dostlarıyla... caret merkezi haline gelmiş. Reşadiye ise Mehmet Ali Ağa Konağı ve dev çınarı ile ünlü. Özellikle Mehmet Ali Konağı’nı görmelisiniz. Yıkılmak üzere olan bir koca konak, aslına uygun restore edilerek bir butik otelin seçkin örneği olabilmiş. Yerli ve yabancı turistlerin Datça’da görmeden geçemedikleri yerlerden biri. Datça’ya özgün yapılaşma yavaş da olsa devam ediyor. Türk Evi, tarihi Reşadiye Camisi ve beyaz badanalı taş sokakları ile Reşadiye görülesi bir yer. 72 büklü kıyı Datça kıyılarında irili ufaklı 72 bükün olduğu söylenir. Denizle uyum içindeki bükler adeta birer akvaryum gibidir. Bir çırpıda sayacağımız büklerden bazıları : Palamutbükü, Ovabükü, Hayıtbükü, Kızılbük, Kurucabük. Domuz çukuru... Bu büklerin bir kısmı gelişen turizm ile birlikte yapılaşmaya maruz kalırken, karadan henüz ulaşımı olmayan pek çok bük de Robinson sahili misali keşfedilmeyi bekliyor. Denizden ulaşılabilen bu koyların en ünlüsü Domuz çukuru. Şu anda Zendokan isminde uzak doğu felsefesi ve sporları ağırlıklı çok özel bir tatil kampına ev sahipliği yapıyor. diye olmalı. Antik kent Knidos’ta 10 yıldan bu yana kazılar devam ediyor. Burası adeta bir açık hava müzesi gibi. Knidos antik kenti en güçlü olduğu dönemde 80 bin kişilik bir nüfusa ulaşmış ve Akdeniz’in en zengin şehri haline gelmeyi başarmış. Bu başarısında efsanevi Praxiteles Afrodit’inin büyük etkisi var. Rönesans’a ilham veren en önemli isimlerden biri olan heykeltıraş Praxiteles’in yaptığı iki Afrodit heykelinden giyinik olanı Kos antik şehri tarafından satın alınınca o dönem henüz fakir olan Knidos şehrine çıplak olanı kalmışı. Gel gelelim ilk başta Knidosluları üzen bu durum, zaman içinde heykelin ününün yayılmasıyla şehrin kaderini değiştirmiş. Heykeli merak eden gezginlerin şehre akın etmesiyle Knidos çağının en önemli turizm ve ti tasında et yemediyseniz sizi pek Datça’a gitmiş saymazlar. Buna bir de Mesudiye’nin is kokulu odun fırını ekmeğini ekleyelim. Fakat kimsenin hakkını yemeyelim. Kumluk Plajını çevreleyen ve birbirinden güzel restoranların yollara koydukları fiyat panolarında levrek ve salata ya da çupra ve salatanın 4 yeni lira olduğunu, güzel bir akşam yemeği için buradaki lokantaların keseye uygunluğunu söyleyebilirim. Ev yemekleri için Zekeriya Sofrası, kalite ve temizliği itinalı servisi ile rakipsiz görünüyor.Özellikle orta gelir gurubunda olanların oturması için önereceğim yerlerden biri Serap Aile Çay Bahçesi, diğeri de Melissa Çay Bahçesi. Ne yenir, ne içilir? Datça’da yaygın bir kanı vardır: Fevzi’nin lokantasında balık, Reşat’ın lokan VASİYET Beni kuzum Datça’ya gömün Geçin Ankara’yı İstanbul’u! Oralar ağzına kadar dolu Alabildiğine pahalı Örneğin Zincirlikuyu’da Bir mezar 750 milyona Burası nispeten ucuz Ortada kalma ihtimali de yok Hayırdua da istemez Dediğim gibi beni Datça’ya gömün Şu deniz gören mezarlığın orda Gömü sanıp deşerlerse karışmam ama Can Yücel KNİDOS
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle