Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
22 ADIM ADIM İSTANBUL Makriköy’den Bakırköy’e Yazı ve fotoğraf Turgay Tuna u defa surların dışına çıB kalım dedik ve geldik Türkiye’nin en büyük, en çok göç almış ilçesi Bakırköy’e. Yalnız Türkiye’nin mi? Hayır, aslında nüfusu ve yüzölçümüyle tüm Avrupa’nın en büyük ilçesi burası. Yüzyıllar öncesinde, her ne kadar surların dışında kalmış da olsa, Bizans’ın en önemli sayfiye yerlerinden biri olup çıkmış Bakırköy. İmparatorlar yaz üzerinde bulunduğu için bu adı uygun görmüş Bizanslılar. O zamanlar bir Roma mili, bizim 1480 metremize eşit... İktidara geldiklerinde Valensianus, Fokas gibi kimi ünlü imparatorlar, taç giyme törenlerini Hebdomon’un ünlü Vaftizci Yahya Kilisesi’nde yapmışlar. Kilisenin önemi, içinde saklanan Hazreti Yahya’ya ait kutsal emanetlerden kaynaklanıyormuş. 1960’lı yıllara kadar varolan bu ünlü kilisenin kalıntılarının buldozer kepçeleriyle hallaç pamu ların gecikmesine neden olabiliyor! Aradan gelip geçen yüzyılların ardından, tüm Trakya ve Marmara gibi, sur dışında kalan Hebdomon da, Osmanlı başkentinin bir taşra köyü olup çıkıyor. Ama, değişmeyen bir şey var ise, o da, 1800’lü yılların ilk yarısına kadar nüfus çoğunluğunun genelde Rum kalmış olması. Rumların “uzun köy” anlamına gelen Makri Khori ya da Makri Khora adını verdikleri eski bir artış oluyor. Makri Karyesi’ndeki Müslüman nüfusun yoğunlaşması, 1871 yılının ocak ayında hizmete giren şimendiferle başlıyor. İstanbul’un nezih, aydın, bürokrat aileleri; hoca, paşa, tüccar takımı sayfiye semti Makriköy’ünü, bilhassa yaz aylarında gelip oturdukları birbirinden güzel köşk ve konaklarla süslüyorlar. Baruthanei Humayun’un yanı sıra, Cumhuriyet’in kuruluşundan sonra Sümerbank’ a devredilecek olan Makriköy Basmanesi; Sultan Reşat’ın yaptırdığı bugün yerinde Bakırköy Akıl ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nin yükseldiği Reşadiye Kışlası Bakırköy’deki son Osmanlı döneminin ünlü yapıları arasında yer almışlar. Anılarda kalan Bir zamanlar, bahçeleri fıstık ağaçlarıyla süslü birbirinden güzel köşkleri, deniz banyoları, gazinoları, tüm İstanbul’da ün salmış Bulgar dondurmacısı, yaz aylarında Yenimahalle taraflarına kurulan cambazhanesi ve de Emrazı Akliye Hastanesiyle ünlü Bakırköy’ünden kimler gelip geçmemiş ki. Saymakla bitmez; Ebüzziya Tevfik, Cenap Şehabbettin, Ahmet Rasim, Tamburacı Osman, ünlü edip Celal Sahir, Kont Alleon, Mimar Kemalettin, Plevne kahramanlarından İsmail Erez Paşa, Türk arkeolojisinin büyük isimlerinden Hatuşşaş kazılarında Kadeş Antlaşması metnini gün ışığına çıkartmış Teodor Makridi Bey, Zavallı Necdet’in yazarı Saffet Nezihi ve daha niceleri. multihobby@turk.net MAKRİ KÖY TREN İSTASYONU aylarında gelip burada yaptırdıkları saraylarda kalmış, birkaç ay da olsa Bizans’ı buradan yönetmişler. Sayfiyeliğinin yanı sıra, Bizans’ın sur dışındaki en önemli limanlarından birine de ev sahipliği yapmış olan deniz kıyısındaki bu küçük balıkçı köyünün Bizans dönemindeki adı, “yedinci” anlamına gelen “hebdomon”muş. Çünkü, Yedikule’deki görkemli İmparatorluk kapısı “Porta Aura”dan çıkıldıktan sonra yedinci mil ğu gibi atılışını seyretmiş talihsizlerden biriyim. Şimdilerde yerinde SSK Bakırköy Kadın Doğum Hastanesi yükseliyor. Ancak, bugün hala, kimi inşaatların temel kazıları sırasında, Bakırköy’ün Bizans dönemine ait ilginç toprakaltı malzemeler gün ışığına çıkartılmaya devam ediyor, ama nasıl başarılıp ört bas ediliyorsa, gizlice ortadan kaldırılmasına gidiliyor. Yoksa, maazallah bu tür buluntular inşaat Hebdomon, Osmanlı’nın resmi dilinde Makri Karyesi olarak tanımlanıyor. Yani, bugünkü Türkçe’si ile Makri Köy. 1800’lerin başlarında, eski Şehremini Baruthanesi’nin tamamı ile buraya taşınması ve ardından Osmanlı İmparatorluğu’na büyük hizmetlerde bulunmuş ünlü Ermeni ailesi Dadyan’ların Barutçubaşılığı görevine getirilmeleri nedeniyle, gelişip büyüyen Makri Köy’deki Ermeni nüfusunda da önemli