05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

9 ŞUBAT 2007 CUMA ekonomi PARİS’TEN UĞUR HÜKÜM Bakan Şener’in ağabeyi Abdullah Şener, Türk Şeker yönetimine atandı Biradere ‘şeker’ atama Erdemir’in başkanvekilliği görevine getirilmesi yoğun tepki çeken Abdullah Şener, TRT Genel Müdürlüğü şansı da kalmayınca Türkiye Şeker Fabrikaları Yönetim Kurulu Üyeliği’ne atandı. Ekonomi Servisi Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener’in ağabeyi Abdullah Şener, Türkiye Şeker Fabrikaları AŞ Genel Müdürlüğü (Türk Şeker) Yönetim Kurulu Üyeliği’ne atandı. Abdullah Şener, kardeşinin (Abdüllatif Şener) özelleştirmeden sorumlu olduğu dönemde Erdemir Yönetim Kurulu’na atanması ile tartışma yaratmıştı. Resmi Gazete’de yayımlanan atama kararına göre Sanayi Bakanlığı, açık bulunan Türk Şeker Yönetim Kurulu Üyeliği’ne Abdullah Şener’i atadı. Erdemir’in 2003’te özelleştirme programına alınmasının ardından hemen bir gün sonra yönetim kurulu üyeliğine getirilen ve Erdemir’de başkanvekilliği de yapan Abdullah Şener’in Bor, Ereğli ve Ilgın şeker fabrikalarının özelleştirilmesinin beklendiği bu yılın hemen başında Türk Şeker’in yönetimine getirilmesi dikkat çekti. Erdemir başkanvekilliğine atanması ile büyük tartışma yaratan Abdullah Şener ile bakan kardeşi arasında, tartışmalar nedeniyle görüş ayrılığı doğmuştu. Muhalefet başta, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın da tepki göstermesi üzerine Bakan Şener, ağabeyinden görevi bırakmasını istemiş, Abdullah Şener ise önce “Ben ayrılmam, sen al” yanıtını vermişti. ÖİB Şener’den alınıp Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’a geçtikten sonraki dönemde görevinden istifa eden Abdullah Şener, Türkiye Gübre Sanayii Gemlik İşletmesi’nin başına geçti. Bu kurumun özelleştirme sonucu tasfiye edilmesiyle, devlet memuru havuzuna girerek Sanayi Bakanlığı’nda araştırmacı kadrosuna alındı. Uzun süredir bu kadroda kızakta kalan ve TRT Genel Müdürlüğü için de başvuran Abdullah Şener, RTÜK’ün belirlediği ve Bakanlar Kurulu’na bildirilen 3 isim arasında yer alamadı. Sigara Dev(i)rimi (1) yime kuşama, yemelere, içmelere, vs sosyal, kültürel hayatta girmedik delik bırakmıyordu sigara. Ancak en azından yarım yüzyıldır yıkıcı zararları teslim edilmiş bu zehre bile bile lades daha ne kadar zaman sürecekti? Deviriciyi devirecek devrimciyi Castro veya Che gibi simalarda bile aramak olanaksızdı, malumunuzdur değil mi? Yahu, yok muydu yoksulun uyuşturucusunun, sömürücüsünün din bezirganları, futbol tacirleri kadar sigara ve tekelleri de olduğunu söyleyecek bir yiğit? ??? Fransız sağduyusunu uyarmakta çoğunluk öncülük yapmış Fransız “solduyusu” bu ülkede pek çevreci siyasetçi yetiştirmeyi öğrenemedi, ama kamu sağlığına hep sahip çıktı. 10 Ocak 1991’de uygulamaya giren “Evin Yasası” ile Fransa’da sigara reklamı, 16 yaşından küçüklere sigara satışı ve de büro, atölye, sınıf gibi kolektif yaşanan çoğu mekanda sigara içilmesi yasaklandı. Fakat Sosyalist Partili Sağlık ve Dayanışma Bakanı Claude Evin’in başlattığı bu süreç bir türlü hitama erdirilemedi. Başta tekeller ve devlet olmak üzere egemen her gücü, bir biçimde sebeplendiği bu “hafif uyuşturucu saltanatı”na bir türlü son verilemedi. Nasıl verilsin? İsyanın filozofu JeanPaul Sartre’ı piposuz tahayyül etmek mümkün mü? 2005’te 1215 yaş arası çocukların yüzde 8.6’sı (2000’de yüzde 14.4’müş), 1619 yaş diliminin yüzde 34.2’si (2000’de yüzde 43.9) kaçış ve başkaldırıyı, kafayı bozanın teselliyi bulabildiği tek araç hâlâ sigaraysa, her içilen sigaranın yarısı vergiyse niye devrimci önlemler alalım ki? Ya bireysel özgürlükler? O da cabası… Önümüzdeki hafta devam edeceğiz bu konuya... [email protected] C 9 Sermaye yine kendine aktı... Gökçe IŞIK Son yıllarda hızla artan küresel sermayenin büyüklüğü 140 trilyon doları aştı. 2010’da ise 214 trilyon doları bulacak. Dünyanın toplam milli gelirinin üç katına ulaşan sermaye büyüklüğü, sadece önümüzdeki 5 yıl içinde dörde katlanacak. McKinsey Global Enstitü’nün (MGI) sermaye piyasaları hakkındaki Ocak 2007 tarihli raporu, küresel sermaye piyasalarının performansı hakkındaki 2005’in bazı önemli gelişmelerini ortaya koyuyor. Raporda belirtilen verilere göre, yabancı yatırımcılar tahvillerin dörtte birini ve hisse senetlerinin beşte birini elde tutuyorlar. Bu gösteriyor ki ulusal pazarlar artan bir şekilde tek bir global sermayeye entegre oluyor ancak küresel sermayenin gelişmekte olan pazarlara akışındaki hızlı artışa karşın, bu hâlâ toplam sermaye hareketlerinin sadece yüzde 10’unu oluşturdu. Sermayenin yüzde 80’i ABD, İngiltere ve Avro kullanan ülkeler arasında yer değiştirdi. Bu yıl üçüncüsü yayımlanan rapora göre, 2005’te 140 trilyon dolar olan küresel sermaye gittikçe büyüyor. Hisse senetleri, devlet tahvilleri ve banka mevduatlarını içeren toplam küresel sermayenin değeri 2005’in sonunda bir önceki yıla göre 7 trilyon dolarlık artışla 140 trilyon dolara ulaştı. Avro kullanan ülkeler (Eurozone) ise dünya finans piyasalarında daha büyük bir güç olarak ortaya çıktı. Son 10 yılda ortalama yüzde 6 büyüyen bu Küresel sermaye büyüklüğü 140 trilyon doları aştı. Ancak sermayenin yüzde 80’i ABD, İngiltere ve Avrupa’da kaldı. bölge, parasal büyüklüğünü gayri safi yurtiçi hasılasının (GSMH) üç katından fazla artırarak 2005’te toplam varlıklarına 3.3 trilyon dolar ekledi. HİSSE SENEDİNE HÜCUM Dünya parasal piyasalarının büyüklüğünün tüm zamanların en yüksek değerine ulaştığı ve bu rakamın dünya milli gelirinin üç katından fazla olduğu belirtilen raporda, şu saptamalar yapıldı: ? 2005’te toplam varlıkların yarısını oluşturan hisse senetleri, 7.1 trilyon dolar artarak finansal büyümenin esas kaynağını oluşturdu. Hisse senedi pazarında dünya çapındaki artışın büyük çoğunluğu, artan kazançlara ve yeni emisyonlara dayandı. ? 2005’teki toplam 140 trilyon doların 44 trilyon doları hisse senetlerinden, 35 trilyon doları özel tahvillerden, 23 trilyon doları devlet tahvillerinden ve 38 trilyon doları bankalardaki mevduat hesaplarından oluştu. ?2010 için yapılan tahminler, küresel sermaye büyüklüğünün 214 trilyon dolara ulaşacağını gösteriyor. Bu rakamın 59 trilyon dolarının hisse senetlerinden, 58 trilyon dolarının özel tahvillerden, 38 trilyon dolarının devlet tahvillerinden ve 59 trilyon dolarının banka mevduatlarından oluşacağı öngörülüyor. esmi verilere bakılırsa, “sigara” denen canavar Fransa’da yılda 66 bin kişiyi bir daha doğrulmamak üzere deviriyormuş. Artı: Yaklaşık 56 bin “gariban”, yani pasif içici de çevresindekiler sigara içtiği için devriliyormuş. Bu gerçek “iç düşman”, günde yaklaşık 200 kurban almakla yetinse yine iyi... Tütün ve şürekası, ülkenin sağlık giderlerindeki en büyük kalem olan kansere yakalanmanın baş nedeniymiş. Nitekim 2003 rakamlarıyla yalnızca tedavi için yılda 10 milyar Avro sarf ediliyormuş. Teşhisi, bakımı, tedavisi derken sigaranın topluma yıllık maliyeti toplam 18 milyar avroyu aşıyormuş. Bu arada kurtarılan hayat sayısı da az buz değil: Her yıl 75 bin kişi. Demek ki, bir o kadar da kurtarılmaya namzet. Kanser az mı geldi? 45 yaşın altında kalp krizi geçiren her 10 Fransız’dan 8’i sigara içicisi. Vakti bol birileri de oturmuş hesap etmişler; beher sigara içimi çalışma süresinden 15 dakika aşırıyormuş. Daha neler neler... Gelin görün ki, ne Amerikalı asırlık tütün babaları ve lobilerinin nüfuzunu, ne de yüzlerce yıllık tiryakilerin şartlanmış azmini kırmak pek kolay iş değil. Kristof Kolomb’un 1492’de Avrupa’ya taşıdığı bu bitki, İspanyol ve Portekiz saraylarına giriyor girmesine de, tütün ve türevleri “moda” olmayı Kraliçe Catherine de Medicis’in baş ağrılarını gidermek amacıyla saray erkanına sunan, nikotin zehrinin isim babası, Fransa’nın Lizbon Büyükelçisi Jean Nicot’ya (15301600) borçlu. Hollywood yıldızı Humprey Bogart’ın dudaklarının kenarından eksik etmediği için gözlerini kısarak konuşmak zorunda kaldığı sigaralı imajından, bugün artık sigara yerine ağzında saman çöpüyle dolaşmayı tercih eden çizgi roman kahramanı Red Kit’in havalarına; şiirlere, şarkılara, sohbetlere, gi R Bu bilgisyarda sınır yok Necdet ÇALIŞKAN Dumlupınar Üniversitesi’nde düzenlenen Akademik Bilişim 2007 Kongresi’nde tanıtılan HP’nin Proline ile birlikte gerçekleştirdiği İstanbul Teknik Üniversitesi’ndeki (İTÜ) Türkiye’nin tek “süper bilgisayarı”, saniyede 3.3 trilyon adetlik işlem kapasitesiyle kullanıcısını bekliyor. HP, Intel ve Proline işbirliği ile İTÜ’de geçen yılın sonunda hayata geçirilen ve dünyanın en güçlü 500 bilgisayarını içeren Top500 Süper Bilgisayar listesine 353. sıradan giren bilgisayar, şu anda sadece akademik çalışmalar için kullanılıyor. Dünya örneklerinde çok amaçlı olarak değerlendirilen süper bilgisayarlar Japonya’daki Earthquake Center’da deprem simülatörü olarak kullanılıyor. İTÜ’deki bilgisayarın benzer amaçlı kullanımı için İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile üniversite arasındaki çalışmalar sürü yor. HP, Intel ve Türk bilişim firması Proline’ın teknik desteğiyle gerçekleştirilen süper bilgisayar, 560 işlemci, 1 TB (1 terabayt =1024 gigabayt) bellekten oluşuyor. Toplam 1.9 milyon dolara malolan ve 4 ayda tamamlanan bilgisayar, saniyede 3.3 trilyon adet işlemi aynı anda gerçekleştirebiliyor. 11 kabini olan bilgisayar, web üzerinden paylaşıma açılabiliyor. Dünyada özellikle simülasyonlar için kullanılan süper bilgisayarlarlar, Japonya’da deprem simülasyonları için kullanılıyor. Bunun dışında otomotiv sektöründe hayati önemi olan araba çarpışma testleri, finans kesiminde BASEL II kriterleri çerçevesinde risk analizleri, iklim modellemede hava durumu tahminleri ve tıbbi araştırmalar gibi birçok alanda gerekli olan karmaşık işlemler yapılabiliyor. Türk ekonomisine yabancı ilgisi bu yıl test edilecek Ekonomi Servisi Wall Street Journal (WSJ), geçen iki yılda yabancı bankaların Türkiye’ye akın ettiğini ve yerel bankalardan pay almak için milyarlar harcadığını, ancak Türk ekonomisine yabancı ilgisinin asıl bu yıl test edileceğini bildirdi. WSJ’de William Echikson imzası ile yer alan yazıda, yabancı bankaların ve şirketlerin Türk bankacılık sektörü ve şirketlerine olan ilgisi değerlendirildi. WSJ, yabancı bankaların, ülkenin seçim yılında olmasının ortaya çıkardığı istikrarsızlık potansiyeline, AB ile üyelik müzakerelerinin yavaşlamasına ve mahkemelerin yabancı yatırımcılara karşı haksız kararlar verdiği yönündeki sikâyetlere rağmen, yerel bankalardan pay almak için milyarlar harcadığını belirtti. Geçen iki yılda, ABD’den Citigroup ve General Electric, Fransa’dan BNP Paribas, Yunanistan’dan National Bank of Greece, Benelüks’ten Fortis, Rabobank ve Dexia’nın Türk bankalarından büyük paylar aldığını belirten WSJ, buna neden olarak, Türkiye’nin yarısı 21 yaşın altındaki 72 milyonluk nüfusunun ve hızlı büyüyen ekonomisinin gösterildiğini vurguladı. 2006 yılında Türkiye’ye yabancı yatırımının 17.4 milyar dolara çıktığını da hatırlatan WSJ, bu paranın özellikle perakende, turizm, telekom ve enerji alanına gittiğini ama en sıcak sektörün bankacılık olduğunu belirtiyor. 2007 yılının Türk ekonomisine yabancı ilgisinin test edileceği yıl olacağını savunan WSJ, bu yıl Halkbank gibi bazı kamu bankalarının satışına hazırlanıldığını, bunun yanı sıra elektrik dağıtım özelleştirilmesinin kasım ayında yapılacak parlamento seçimi sonrasına ertelendiğini hatırlattı. uma günü, ocak ayı enflasyonu beklentilerin üstünde çıkınca akıllar az da olsa karıştı. Gazeteler hafta sonuna “Enflasyon hızlı başladı” manşetleriyle girdi. Oysa, daha senenin ikinci ayındayız. Sadece bir aylık fiyat artışlarına bakarak tüm yılı açıklamak ekonomi süjelerini şaşırtmaktan başka bir işe yaramaz. Kaldı ki 2007 Ocak’ı kira, ulaşım, enerji gibi olağan fiyat artışlarının yanı sıra yılbaşı ve Kurban Bayramı’nın birleşmesiyle tüketici harcamalarının yükseldiği bir aydı. Dahası, kış mevsiminin olağandışı sıcak geçmesi tarım fiyatlarının yükseleceğini, dolayısıyla TÜFE’nin ocak enflasyonunun beklenilenin üstünde çıkacağını gösteriyordu. Kısacası, TÜFE’nin 0.33’lük beklentiyi kıracağını görmek için tabii ki ocak verilerinin açıklanmasını beklemek gerekmiyordu. Zaten, binde 33’lük fiyat artışının fazla iyimser olduğu çoğumuzca da belirtilmişti. Mal gruplarının TÜFE’deki ağırlığına baktığımızda da zaten bunu görmek mümkün. Gıda ve alkolsüz içkilerin endeksteki payı 2006 Ocak’ına göre neredeyse 3 kat artmış. Kira ve enerji fiyatlarındaki artışın yanı sıra otel, lokanta gibi sektörlerin enflasyona katkısı da hiç küçümsenmeyecek boyutta. 2006’nın ocak’ıyla karşılaştırıldığında C GÖZ UCUYLA TÜRKEL MİNİBAŞ Enflasyon Artıyor Demek İçin Erken seçim olan bir ülke için önemli bir gösterge! Özellikle de tarım fiyatlarındaki yükselişin süreklilik kazanacağı olasılığı bu denli yüksekken! Kış mevsiminin gerektirdiği iklim koşullarına bir türlü geçilememesi, 2007’nin adını şimdiden “kuraklık yılı” olarak koydu bile. Tarım fiyatlarının daha ilk aydan yüzde 1.78 artmasından bunu anlamak mümkün. Kuraklık yılında olduğumuzu anlamak için beklemeye de gerek yok. Semt pazarlarındaki fiyat etiketlerine bakmak yeterli. Yoksa, domatesin fiyatının yüzde 60.07 artması nasıl açıklanabilir ki!.. Tüketiciden ses çıkmasa da tarım fiyatlarındaki yükseliş Morgan Stanley gibi değerlendirme kuruluşlarının hiç de hoşuna gitmemekte! Onlara göre işlenmemiş tarım ürünlerinin fiyatlarındaki 1.78’lik artış enflasyon için önemli bir uyarı. AKP’li siyasetçilerden şimdilik ses en yüksek artış; yüzde 14.60 ile gıda ve alkolsüz içecekler, yüzde 13.94’le konut, yüzde 13.65 ile lokanta ve otel harcamalarında gerçekleşmiş.! “Sadece şu oranlar bile kötümser olmayı gerektiriyor” dediğinizden eminim, ama... Bahar aylarında da fiyatların benzer hızda artacağını söylemek için martnisan verilerini beklemekte yarar var.! Malum, AKP’nin IMF ile imzaladığı mutabakat anlaşmasına göre seçime rağmen daraltıcı politikaları uygulaması gerekmekte. Bu da kontrolsüz fiyat artışlarına izin verilmeyeceğini göstermekte. Fiyat artışlarına tarım ve sanayi ayrımından baktığımızda ise: Ocakta, tarımda fiyatlar artarken sanayide ham petrol ve doğalgazdaki artışa rağmen fiyatların binde 46 gibi küçük bir oranda da olsa gerilediği görülmekte. Ne var ki, ocak ayında tüketici fiyatlarının yüzde 1 artmış olması, önünde seda yok ama… Tayyip Erdoğan’ın son zamanlardaki konuşmalarında iki lafın arasına “tarımı destekleyeceklerini” sıkıştırdığına bakılırsa tarım fiyatlarındaki artışı olumlu yönden değerlendirecekleri kesin. Yani, fiyat artışlarını tarım üreticisine gelir artışı yarattıkları şeklinde yansıtacakları olasılığı yüksek. Tarım üreticisi, fiyat artışlarından kaynaklanan gelir artışının nominal olduğunu ne zaman anlar bilemem ama... AKP’nin onlar anlayana kadar gelir aldanması yaratarak oy portföyünü şişireceğini söylemek mümkün. Oysa, AKP’nin yapması gereken: IMF’yle yapılan anlaşmanın tarım üreticisine yüklediği yükleri, küresel ısınmanın tarım üreticisi üzerinde yaratacağı olumsuz etkileri ivedilikle açıklamak. Aksi takdirde, bugün oya tahvil etmek için yalan yanlış yapılan açıklamalar seçim sonrasında keskin bir bumerang etkisi yapabilir. Evet... 2007’nin henüz ikinci ayındayız. 778 maddedeki fiyat değişimini yansıtan TÜFE’deki aylık değişmeler önemli olmasına önemli ama tek başına yıllık enflasyonu açıklamaya yetmemekte. Enflasyon hedefinin revize edilmesi gerekliliğini tartışmak için nisanı beklemekte yarar var. Ne de olsa kışın sonu bahar! [email protected] www.turkelminibas.net Çevreciler memnun değil evre örgütleri, Avrupa Komisyonu’nun açıkladığı yeni enerji raporuna sert eleştirilerde bulundu. Çevre örgütlerinden ‘‘Yeryüzünün Dostları ve Yeşil Barış Örgütü”, özellikle sera etkisi yaratan gazların 2020 yılına kadar sadece yüzde 20 kesinti öngörülmesi konusunda kaygıları olduğunu açıkladı. Yeryüzünün Dostları uzmanlarından Catherine Pearce, dünyada ortalama ısıdaki artışın 2 dereceyle sınırlı kalması için kesintinin en az yüzde 30 olması gerektiğini söyledi. Ç Raporda nükleer enerjiye açık kapı bırakılmasını da eleştiren Pearce, “İklim değişikliğiyle temiz, yeşil enerji türleri, enerji tasarrufu ve temiz karbon teknolojisi kullanılarak mücadele edilebilir. Alınan önlemlerin yeterli olmayacağı konusunda derin kaygılarımız var” dedi. Dünya yanarken Avrupa Komisyonu’nun zaman öldürdüğünü ifade eden Greenpeace örgütünün çevre ve enerji politikası direktörü Mahi Sideridou, nükleer enerjiye ihtiyacımız olmadığını belirtti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle