23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

HAFTA C Redaksiyon/Redaktion: Starkenburg Str. 5, 64546 MörfeldenWalldorf. email:cumhuriyet@gmx.net Tel: 0610598174446 İmtiyaz Sahibi/Inhaber: İlhan Selçuk (Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş.’yi temsilen, Cumhuriyet Vakfı adına) Genel Yayın Yönetmeni/ Chefredakteur: İbrahim Yıldız Yazı İşleri Müdürü/ Redaktionsleiter: Osman Çutsay Editör/ Redakteur: Gonca Kanber Yayın Koordinatörü/ Koordinator: Hayri Arslan Reklam/Anzeigen: Ömer Aktaş Yayın Kurulu/Redaktionsbeirat: İlhan Selçuk (Başkan/ Vorsitzender), Prof. Dr. Emre Kongar (Berater), Orhan Erinç, Hikmet Çetinkaya, Şükran Soner, İbrahim Yıldız, Orhan Bursalı, Mustafa Balbay, Hakan Kara Baskı/Druck: Hürriyet A.Ş Zweigniederlassung Deutschland, An der Brücke 2022 D64546 MörfeldenWalldorf. Dağıtım/ Vertrieb: ASV Vertriebs GmbH (Der Verlag übernimmt keine Haftung für den Inhalt der erscheinenden Anzeigen) Almanya’daki yeni sergisinin açılış kokteylinde Turhan Selçuk’a ATGB Onur Üyeliği kartı sunuldu Irmak şehirler! Mustafa BALBAY eri geldikçe gelmedikçe vurgulamadan geçemem: Dünya şehirleri ikiye ayrılır; içinden su geçen şehirler ve içinden su geçmeyen şehirler! Su, sadece toprak için, insanın günlük yaşamı için değil, şehirlerin yaşamı için de gerekli... Biz Türkler, üç yanımızın denizlerle çevrili olduğunu söyler övünürüz ama, denizleri gerektiği gibi kullanamadığımız, yaşayamadığımız için de dövünürüz! Bir de ırmaklar var. Onları da bitirmekte üstümüze yok... Örneğin, Ankara’nın ortasından geçen güzelim Ankara çayını başarıyla kurutup, yok ettikten sonra yönünü değiştirip, betona bulamışız. Porsuk da aynı sonuçla karşı karşıya kalmak üzereydi ki; bereket Yılmaz Büyükerşen yetişti. Hoştur söylemesi, 80 ülke dolaştım... Yeni ulaştığım bir şehir eğer suyun kıyısındaysa ya da içinden su geçiyorsa, önce oraya uğrarım. Sonrasında da merkez üssüm orası olur. Kahire’de Nil kıyısı çirkin yapılaşmaya, kötü kıyı düzenine karşın ne güzeldir! Moskova’da Moskova Irmağı’nın çevresi soğuk betonlarla kuşatılmış ama, bereket su sıcak! Tiflis’i ortadan ikiye çoğaltan Kura ırmağı kıyısında hayal kura kura yürümek zamana meydan okumak demektir... İçinden su geçen şehirler tamam da, ya suyun içindeki şehirler! Yok hemen Venedik aklınıza gelmesin... Uzakdoğu’da da Venedik’e ‘ne dedik’ dedirtecek güzellikte su şehirler var.Bugün kısaca da olsa Bangkok’un içinden, kıyısından, ortasından, orasından burasından her yerinden geçen Chao Pharara ırmağında duraklayalım... Irmağın kıyısındaki salaş doğallık bir başka güzellik. En az ırmak kadar kıyısındaki bu doğallığı sevdim. Hemen kıyıda yer yer oturacak bölümler, onun hemen gerisinde de o kıyıda satılan meyvelerin ağaçları var. Ya insanlar? Gülüşleriyle, giysileriyle suyun bir parçası gibi duruyor desem abartmış olmam. Chao Pharaya ırmağı doğal kollara bölünmüş, ırmağın gidemediği yerlere de kanallar yapmışlar. Olmuş size suşehir... Kimi yerlerde ırmak kıyısı belli değil. Toprakta köklenen çok yapraklı bitkiler suyu da selamlamadan geçmemişler... Suyla toprak... Arasına girmiş yaprak! Irmakta yolcu taşıyan kano ve daha büyüğü deniz araçları sık sık kıyı duraklarına uğruyor. Bir durakta fazla kalmak istediniz, araç da yola devam edecek. Endişe etmeyin, o gitsin bir sonrakine binersiniz. Önceki deniz aracından biletiniz olduğunu gösterin yeter... Ne zaman ırmak ve çevresindeki yeşilliği yan yana görsem, kafamda hemen bağ ve ırmak sözcükleri birleşir. Olur size, bağırmak... Bağırmak, bağırmak! Gezekalın... Çizgili ve sözlü uyarılar Osman ÇUTSAY FRANKFURT – Türk karikatürünün dünya markası Turhan Selçuk, Almanya’nın Rüsselsheim kentinde açılan sergisiyle ilgileri bir kez daha üzerinde topladı. Opel’in merkez fabrikalarının yer aldığı Frankfurt yakınlarındaki Rüsselsheim kentinde sergilenen karikatürlerinde güncelliğe dayalı olanlardan değil, zamana dayanıklı ve sanatsal niteliği ağır basan çalışmalarından örnekler verdiğine dikkat çeken Selçuk, Türkiye’nin ağır bir bunalıma sürüklenmekte olduğunun altını çizdi. Rüsselsheim’daki Opel Fabrikaları’na yabancı işçi getirilmesinin 50. yıldönümü nedeniyle gerçekleştirilen toplu etkinlikler çerçevesinde Opel Sergi Salonu’nda karikatürlerini sergilemeye başlayan Turhan Selçuk, bir gün önce de Europa Hotel’de kendisi için hazırlanan bir kokteyle katıldı ve soruları yanıtladı. Avrupa Türk Gazeteciler Birliği (ATGB) Başkanı Gürsel Köksal’ın Selçuk’a onur üyeliği plaketiyle Abdülcanbaz’lı kimlik kartını sunduğu kokteylde, sergileri düzenleyen gazeteci Mehmet Canpolat, Rüsselheim Sergisi ile Turhan Selçuk’un karikatürlerinin iki yıl içinde Almanya’da 14. kez sergilendiğini belirterek “Karikatürün Picasso’su Selçuk”un evrensel iletiler vermeyi sürdürdüğünü söyledi. Opel adına ve Alman Sendikalar Birliği (DGB) ile işbirliği içinde, göçün 50. yılı etkiye’deki gelişmelerle Almanya’daki Türkiye hakkındaki değerlendirmeleri ilgiyle karşılandı. Türkiye’nin adım adım bir karşıdevrime yöneldiğini belirten Turhan Selçuk, şöyle konuştu: “Almanya’ya gelişlerimde hep aydın bir Türkiye ile karşılaştım. Ancak Türkiye’de durum iyi değil. 50’lerden sonra patlak veren Atatürk düşmanlığı bugünlere kadar geldi. Karşıdevrim galiba başarılı olacak. Üzülüyorum. Türkiye’nin bir maceraya sürüklendiğini görmek beni çok üzüyor.” AMANA DAYANIKLI KARİKATÜRLER Avrupa Birliği’nin Türkiye’yi kullandığını, ABD’nin de “ılımlı İslam devleti” adı altında kendisine uygun bir hükümet bulduğunun ortaya çıktığını belirten Selçuk, “Acı olan, karşıdevrimin giderek yayılması karşısında, medyanın buna çanak tutmasıdır” diye konuştu. Turhan Selçuk sergideki yapıtlarıyla ilgili olarak da şunları söyledi: “Bu sergim için zamana dayanıklı, sanatsal niteliği ağır basan karikatürlerimi seçtim. Benim grafik mizahı tercih ettiğim bilinir. Yani ben karikatürün okunabileceğini, yazının yardımı olmadan da çizginin okunabilir olduğunu savunuyorum. İşte burada o anlayışımı daha kuvvetle vurgulayan örnekler yer alıyor.” Kendisine, yoğunlaşan saldırılar karşısında Atatürk Türkiyesi’ni savunmak gibi bir ödev düştüğünü söyleyen ünlü karikatür sanatçımız, bu tutumun bedelleri olduğunu, Türkiye’deki her aydın sanatçının başına gelenlerin kendi başına da geldiğini, dolayısıyla ortak bir bedel ödendiğini belirtti. Turhan Selçuk’un Rüsselsheim’daki sergisi 3 Mart 2007’ye kadar sürecek. . Y Z A vrupa Türk Gazeteciler Birliği Başkanı Gürsel Köksal, Turhan Selçuk’a plaket ve kimlik kartlarını sunarken, “Avrupa Türk Gazeteciler Birliği’nin ‘Onur Üyeliği’ önerisini kabul ederek bizleri onurlandırdınız. ATGB, onur üyeliğini kabul ettiğiniz tarihten bu yana daha da güçlendi. Avrupa’daki Türk basın yayın çalışanlarının meslek örgütü ATGB’nin sizin gösterdiğiniz bu güvene layık olmak gibi bir hedefi de var artık” diye konuştu. arasında en büyük kesiti Türklerin oluşturduğuna dikkat çekti. Rüsselsheim’daki Europa Hotel’deki kokteylde soruları yanıtlayan Turhan Selçuk’un, karikatür sanatı çerçevesinde Tür kinlikleri içinde bu sergiye yer vermekten büyük mutluluk duyduklarını belirten Opel İşyeri İşçi Temsilcisi Mehmet Küçük, Almanya genelinde olduğu gibi burada da yabancı işçiler Frankfurt’taki Uğur Mumcu toplantısında sert bildiriler Türkiye üzerindeki oyunlar korkutucu boyutlarda Ömer AKTAŞ FRANKFURT – Uğur Mumcu’nun bir cinayetle aramızdan alınmasının 14’üncü yılı nedeniyle Frankfurt Alevi Kültür Merkezi’nde (FAKM) düzenlenen bir toplantıda, Türkiye’nin uçurumun eşiğinde olduğu bir kez daha vurgulandı. Frankfurt’taki Türkiye Sosyaldemokratlar Derneği (TSD) Başkanı ve Sosyaldemokrat Halk Dernekleri Federasyonu (HDF) Genel Başkan Yardımcısı Yıldız Akalın ile FAKM Başkanı Vahap Aslan’ın konuşmalarıyla açılan toplantıda, Uğur Mumcu’nun büyük bir senaryonun parçası olarak katledildiğine dikkat çekildi. Avrupa Türk Gazeteciler Birliği (ATGB) Başkanı Gürsel Köksal ile Cumhuriyet Hafta Yazıişleri Müdürü Osman Çutsay da konuşmalarında, “çemberin hızla daraldığını” vurguladılar. AKP hükümetini orduya alternatif bir güç oluşturmaya çalıştığını savunan Yıldız Akalın, “Bunlar karşıdevrim hazırlığı içinde. Devletin kurumları Fetullah Gülen militanlarınca dolduruluyor. Irkçılar, verkurtulcular, tarikatçılar, işbirlikçiler gündemi belirlemeye başladı” diye konuştu. FAKM Başkanı Vahap Aslan da Uğur Mumcu’nun yurtsever ve aydın kimliğiyle yaptığı araştırmaların tehlikeli görüldüğünü kaydederek, “Ama onu öldürenler fazla sevinmesinler. Çünkü biz onu aramızdan ayrılmış saymıyoruz. Görevi kendinden öncelerinden devralıp bizlere bıraktı. Biz de geçmişten gelen bu onurlu, devrimci geleneği sürdüreceğiz” dedi. AĞLARI TEŞHİR EDECEĞİZ Daha sonra söz alan ATGB Başkanı Gürsel Köksal da şunları söyledi: “Türkiye’de 28 yıldır öldürülen gazeteci ve yazarların sayısı 50’ye yaklaşıyor. Abdi İpekçi’ye yönelik saldırı aydınlatılmadığı için, Uğur Mumcu’ya ya da Cumhuriyet gazetesinin diğer yazarlarına, Hürriyet gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni Çetin Emeç’e, Özgür Gündem yazarı Musa Anter’e ve diğer gazetecile ilan renkli Frankfurt Alevi Kültür Merkezi’ndeki toplantıya yoğun ilgi, katılımcıları sevindirdi. Vahap Aslan, Gürsel Köksal, Yıldız Akalın ve Osman Çutsay, konuşmalarında uçurumun eşiğindeki bir Türkiye’nin içerdiği sakıncaları irdelediler. B re, yazarlara yönelik saldırılar karanlıkta kaldı. Bu karanlıklar arasında ağır ve sürekli bir bağ var. Hrant Dink’in katili olarak yakalanan çocukla birlikte fotoğraf çektirmek için yarışan polisler, askerler, jandarmalar bunu gösteriyor. Bu bağı sürekli teşhir etmek gerekiyor. Avrupa’daki Türk gazeteciler olarak, Türkiye’deki meslektaşlarımızın büyük kısmı gibi, İstanbul’da ardından onbinlerin ‘Hepimiz Hrant Dink’iz’ vurgusuyla yürüdüğü Dink’e, 14 yıl önce Ankara’da ardından onbinlerin ‘Hepimiz Uğur Mumcu’yuz’ diyerek yürüdüğü Uğur Mumcu’ya, İpekçi’ye, Emeç’e, Anter’e ve diğer gazetecilere yönelik saldırıların Türkiye’deki gazeteciliğe yapıldığının bilincindeyiz. Biz Avrupa’daki Türkiye kökenli gazeteciler, ülkemizi faşist teröristlere, son zamanlarda yoğunlaşan linç kültürüne, faşizme ve ırkçılığa teslim etmemek için direnen meslektaşlarımızla dayanışma içinde olmaya kararlıyız. Bu saldırının ardındakileri tüm açıklığıyla teşhir etmek gazetecilerin görevidir. Türkiye’ye atılan bu kara lekeyi temizlemek için Avrupa’daki gazetecilere de büyük görevler düşüyor. Biz bu görevlerimizin bilincinde olacağız...” Cumhuriyet gazetesinden Osman Çutsay da Uğur Mumcu’nun Türk aydınlanmasının sola bakan temiz yüzü olduğunu, sistemi tehdit edecek kadar tehlikeli bağlantıları teşhir etmeye başladığı için hedef seçildiğini ileri sürdü. Çutsay, “Fakat Türkiye aydınını korkutmayı başardılar. İşte Orhan Pamuk Amerika’ya kaçtı. Uğur Mumcu geri adım atmadı ve onun için öldürüldü. Türkiye’yi. Tasfiye planının 14 yıl önce hızlandığını bugün daha rahat görebiliyoruz” dedi. Çutsay şu görüşleri de savundu: “Türkiye’nin tek aydınlık yüzü Türkiye soludur ve ülkemiz için tek şanstır. Eğer bozuk düzeni değiştirerek, yeni, eşitlikçi, sosyalist yönelişli bir toplumsal düzen için ortak adımlar atılmazsa, Türkiye’yi kesin bir tasfiye bekliyor. O zaman Yugoslavya’yı, Irak’ı bile ararsınız. O ülkelerin tasfiyesi bence, özellikle bize yönelik birer mesajdı. Durum gerçekten çok kötü. İşte Uğur Mumcu, bütün bunların farkına varan, ne olursa olsun doğru bildiğini söylemekten vazgeçmeyen bir güzel inattı. Az rastlanır çalışkanlığının sonuçlarından korkmadığı için ortadan kaldırıldı. Cumhuriyet bitiriliyor.”
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle