04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

HAZİRAN CUMA haberler SIFIR NOKTASI ORAL ÇALIŞLAR SEZER’İN LAİK KİMLİĞİNİN HEDEF ALINDIĞI İMAM HATİPLİLER KURUTAYI’NA SERT TEPKİ ‘Gericilik cirit atıyor’ ? EğitimSen Genel Başkanı Alaaddin Dinçer: Gericilik yıllardır bu ülkede at oynatıyor, cirit atıyor ve eğitim politikalarına yön veriyor. ? CHP Denizli Milletvekili Mustafa Gazalcı: Yaşanan tabloda en önemli etken, AKP iktidarının tutum ve davranışları. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in sert bir dille eleştirildiği ve ‘‘peygamber ismi’’ olan ‘‘Ahmet’’i değiştirmesinin istendiği 2. Büyük İmam Hatipliler Kurultayı tepkiyle karşılandı. EğitimSen Genel Başkanı Alaaddin Dinçer, ‘‘Gericilik yıllardır bu ülkede at oynatıyor, cirit atıyor ve eğitim politikalarına yön veriyor’’ derken CHP’li Mustafa Gazalcı, ortaya çıkan tablonun AKP iktidarının kışkırtması sonucu olduğunu vurguladı. Alaaddin Dinçer, toplumun özellikle AKP iktidarı döneminde çeşitli kamplara ayrıldığını vurguladı. ‘‘Bu hem toplumun hem de ülkenin geleceği açısından çok tehlikeli’’ diyen Dinçer, ülkede bu yolla kendi ‘‘sömürü düzenlerini’’ kurmak isteyenler olduğunu söyledi. Dinçer, ‘‘Eğitim de özellikle toplumsal hassasiyetlerin en üst düzeyde olduğu bir alan. Bu alanda gericilik yıllardır at oynatıyor, cirit atıyor ve eğitim politikalarına yön veriyor. Sezer Zaman zaman tutundukları zeminde ya da bulundukları mevzileri kaybetme gündeme geldiğinde, bu tartışılır hale geldiğinde ortamı geriyorlar’’ diye konuştu. Açıklamaları ‘‘talihsizlik’’ olarak niteleyen Dinçer, ‘‘Yapılan konuşmalar, ortamın daha çok gerilmesine neden olacak niteliktedir’’ dedi. CHP Denizli Milletvekili Mustafa Gazalcı, yaşanan tabloda en önemli etkenin AKP iktidarının tutum ve davranışları olduğuna dikkat çekti. Gazalcı, ‘‘Hatta bunları kışkırtan iktidardır. Daha önce de imam hatiplere ‘Bizi yalnız bıraktınız’ demişlerdi. İmam hatipliler bugün kendi sorunlarından çok, Türkiye’nin din devleti olması ve eğitimin dinselleştirilmesi ile ilgileniyor. Türkiye her şeye karşın laik bir devlettir ve eğitimin de temel ilkesi öğretim birliği içinde verilen laik ve bilimsel eğitimdir. Bunu belki bir süre bozabilir, geciktirebilirler, ama Türkiye buna her zaman karşı çıkacaktır’’ dedi. ŞİMŞEK: SEZER’E YAKIŞIR CHP İstanbul Milletvekili Berhan Şimşek de Cumhurbaşkanı Sezer’e yönelik eleştirilere ‘‘Ahmet ismini birinin taşıması gerekiyorsa, bunun bir anlamı varsa, bu isim Sayın Cumhurbaşkanımıza çok yakışıyor’’ yanıtını verdi. Şimşek, ‘‘Bu konuşmalara göre, Türkiye’nin nelerle uğraştığının resmi ortaya çıkıyor. Bu, yıllardan beri bu insanların bu ülkeye neden bir arpa boyu yol aldırmadıklarının bir göstergesi. Bu aklıselimin edeceği laflar değil’’ dedi. ÖNDER Genel Başkanı Yusuf Ziyaettin Sula’nın, ‘‘Şehadet bilinci olmayan kolay kolay kurşun sıkamaz’’ diyerek ‘‘dünya ordularında din subaylığı getirilmesi’’ yönündeki görüşüne de tepki gösteren Şimşek, ‘‘Bu ülkede asker, yemin töreninde en büyük şehadet andını içmiştir’’ diye konuştu. Öymenler’in Evlilik Yılı C 5 Şimşek Dinçer HÜKÜMET CHP’NİN TEPKİSİ ÜZERİNE VAZGEÇTİĞİ DÜZENLEMELERİ TBMM’YE GETİRİYOR AKP’den CMY çalımı EMİNE KAPLAN ANKARA AKP hükümeti, Ceza Muhakemesi Yasası’nda (CMY) değişiklik yaparak daha önce CHP’nin itirazları üzerine vazgeçtiği ‘‘kamu davasının açılmasının ertelenmesi’’ ve ‘‘hükmün açıklanmasının geri AKP hükümeti, temel ceza yasalarına uyum öngören ve yaklaşık 170 yasada değişiklik öngören yasa tasarısıyla 1 yıldır yürürlükte olan Türk Ceza Yasası ile CMY’de de değişiklik yapıyor. CMY’de yapılmak istenen değişiklikle, AKP hükümetinin daha önceki görüşmeha önce kasıtlı bir suçtan dolayı hapis cezası ile mahkum olmamış bulunması, erteleme durumunda şüphelinin suç işlemekten çekineceği kanaatine varılması, suç nedeniyle mağdurun ya da kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin deniyle mağdurun veya kamunun zararının giderilmesi’’ koşulları aranacak. Sanık, 5 yıl süreyle denetim süresine tabi tutulacak. Bu iki düzenleme kapsamına giren suçlar şöyle: Taksirle yaralama, aile büyüklerinin terk edilmesi, yasaya aykırı olarak kürtaj yapılması, reşit olmayanla cinsel ilişki, cinsel taciz, tehdit, konut dokunulmazlığının ihlali, iş ve çalışma hürriyetinin ihlali, sendikal hakların kullanımının engellenmesi, kamu görevlilerinin haksız aramada bulunması, hakaret, haberleşmenin gizliliğini ihlal, kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması, özel hayatın gizliliğini ihlal, taksirli iflas, çevrenin kasten kirletilmesi, çevrenin taksirle kirletilmesi, zehirli madde imal ve ticareti, imzanın kötüye kullanılması, kumar oynanması için yer ve imkân sağlama, resmi nikâh olmadan dini nikâh yapmak, çocuğun kaçırılması ve alıkonulması, yalan tanıklık, suç üstlenme, yasaya aykırı olarak bekâret kontrolü yapmak. ‘SUİİSTİMAL EDİLİR’ CHP Niğde Milletvekili Orhan Eraslan, söz konusu düzenlemenin insanlardaki adalet duygusunu zedeleyeceğini belirterek ‘‘Suiistimal nedenidir. Adalet dışında mafya gibi başka arayışları hızlandırır, suç işlemeyi hızlandırır. Her yönüyle kötü kullanılabilecek bir durumdur. Savcı, bir kişi için kamu davası açmama yetkisini kullanırken başka bir kişi için dava açabilir’’ dedi. ltan Abi mi geç kaldı, yoksa Aysel Abla mı? Esma Sultan Yalısı’nda 50. evlilik yıllarını kutlayan Aysel ve Altan Öymen çiftinin gerçekten hangisi nikâha geç kalmıştı? Altan Ağabey’in iddiasına göre taksi bulmak yüzünden kendisi biraz gecikmişti ama, o sırada Aysel Abla’nın gelinliği salonda prova ediliyordu ve asıl gecikmenin nedeni buydu. Aysel Öymen bu iddiayı kabul etmedi ve Altan Öymen’in geç kaldığındaki ısrarını sürdürdü. Yanımda kızları Aslı oturuyordu. Aslı’yla ikimiz kesin olarak üzerinde anlaştık ki, geç kalan mutlaka Altan Öymen’dir. Çünkü Aysel Öymen dakik bir kadındır, Altan Öymen ise birçok gazeteci gibi hep son dakikaya kalır. Esma Sultan Yalısı’nda, bu çok sevdiğimiz çiftin 50. evlillik yıllarında onlarla birlikte olmak büyük mutluluktu. Öymen çifti biz gazeteciler için özel bir çift olmanın ötesinde, bizim aile için birçok mutluluğu ve acıyı paylaştığımız dostlarımızdı. Onlarla zaman zaman birlikte olmaktan dünya ve Türkiye üzerine konuşmaktan İpek de ben de büyük zevk alırız. CHP, Altan Öymen’le eminim bugün çok daha farklı bir yerde olurdu.. ??? 50 yıl önceki nikâh fotoğraflarına baktık. Ankara’da kıyılan nikâhın şahitleri ünlü gazeteci Cihat Baban ve tanınmış siyasetçi Profesör Turhan Feyzioğlu’ydu. Nikâhı da o yılların Ankara’sının ünlü ve sert mizaçlı nikâh memuru Müçteba Bey kıymıştı. Altan Öymen, 50. yıl şerefine yeğeni Yasemin’i A dansa kaldırdı. Yasemin, çok genç yaşta aramızdan ayrılan sevgili Örsan Öymen’in kızıydı. Aysel Öymen bize nikâh fotoğraflarını gösterirken İpek’le aralarında ilginç bir diyalog geçti. 1976’nın 5 Ağustos’unda biz İpek’le Çatalca Nikâh Dairesi’nde, rahmetli Çağlayan Ege’nin belediye başkanı olduğu dönemde evlenmiştik. Ben arandığım için yıldırım nikâhı yapmıştık ve bu nedenle İpek gelinlik de giyememişti. Bunu anlattı. Gülüştük. Altan Abi araya girip ‘‘Bu yıl sizin de 30. yılınız, bir şeyler yapın da bizi çağırın’’ dedi. Bakalım diyerek şimdilik düşünmeye aldık. ??? Aysel ve Altan Öymen, zarif insanlar, siyaseten tutarlı insanlar. Öymen çiftinin çok seveni, çok dostları olması bu yüzden. Sema ve Aydın Doğan ’dan, Semahat ve Nusret Arsel’e, Hüsamettin Cindoruk ’tan İnan Kıraç’a, Atilla Karaosmanoğlu ’ndan, Semiha Baban ve Yaşar Kemal’e kadar onları seven onlarca dostları bu güzel günü onlarla paylaştılar. Altan Öymen, sempatik konuşmasının ardından 50. yılın anısına Aysel Öymen’e beşibiryerde taktı. Sempatik konuşmasında parasızlık ve dalgınlık yüzünden 50 yıl önce başlarına gelenleri anlattı. Ne mutlu onlara! Ne mutlu bize, onların dostlarına. Öymen çiftinden bu yaz Ada’da buluşup durumu, siyaset üzerine geleneksel yıllık değerlendirmemizi yapmak üzere sözleşip ayrıldık. Sevgili Öymen çiftine daha nice uzun, sağlıklı ve eğlenceli yıllar diliyorum... oralcalislar?cumhuriyet.com.tr AB’den Ankara’ya açık uyarı geldi ELÇİN POYRAZLAR BRÜKSEL AB devlet ve hükümet başkanlarını 1516 Haziran’da bir araya getiren AB doruğu sonuç bildirgesi taslağında Türkiye’nin 2006 yılı içinde limanlarını Güney Kıbrıs’a açması yönünde net uyarılar yer aldı. Türkiye’nin ek protokolü uygulaması gereken tarihe yönelik ilk defa bu kadar net ifadelerin kullanıldığı taslak belgede Türkiye’ye reform sürecini hızlandırması çağrısı yapıldı. Müzakerelerin hızının Türkiye’nin yükümlülüklerini yerine getirmesine bağlı olacağının belirtildiği Türkiye paragrafında bu yükümlülükler arasında Gümrük Birliği’nden doğan sözleşme koşulları, ek protokolün 2006 yılında uygulanması ve son katılım ortaklığı belgesindeki unsurların yerine getirilmesi sayıldı. Türkiye’nin Kopenhag siyasi kriterlerini yerine getirmesinin önemine dikkat çekilen taslak belgede reform sürecinin hızlandırılması ve reformların ülkenin her yerinde bütünüyle ve etkin bir şekilde uygulanması çağrısı yer aldı. Doruk taslak metninin 15 Haziran öncesinde AB Konseyi’nde tekrar ele alınması bekleniyor. Türkiye’nin 12 Haziran’da fiili müzakerelere başlaması beklenen bilim ve araştırma başlığının aynı gün kapatılması konusunda da Avrupa Birliği üyesi ülkeler arasında görüş ayrılıkları yaşandığı öğrenildi. Fransa’nın başını çektiği bir grup AB ülkesinin bu başlık altında müzakerelerin açılmasına destek verdikleri ancak hemen kapatılmaması gerektiği yönünde görüş bildirdikleri belirtildi. AB kaynakları ayrıca eğitim ve kültür başlığına yönelik açılış ve kapanış kıstasları konusunda üye ülkelerin henüz görüş birliği sağlamadıklarına dikkat çekerek 12 Haziran’da bu başlık altında fiili müzakerelerin başlamama olasılığına işaret ettiler. AKP hükümeti, 1 yıldır yürürlükte olan Türk Ceza Yasası ile CMY’de de değişiklik yapıyor. bırakılması’’ düzenlemelerini yeniden getiriyor. Buna göre, cinsel taciz, resmi nikâh olmadan dini nikâh yapılması, tehdit, haberleşmenin engellenmesi, konut dokunulmazlığının ihlali gibi suçlarda kamu davasının açılması ertelenebilecek ya da hükmün açıklanması geri bırakılabilecek. CHP Niğde Milletvekili Orhan Eraslan, bu düzenlemenin insanlarda adalet duygusunu zedeleyeceğini belirterek ‘‘Suiistimal nedeni olur. İnsanlar adalet dışında bazı arayışlara girer’’ dedi. ler sırasında CHP’nin itirazları üzerine geri çektiği 2 yıla kadar hapis cezası gerektiren suçlarda ‘‘kamu davasının açılmasının ertelenmesi’’ ve ‘‘hükmün açıklanmasının geri bırakılması’’ düzenlemeleri yeniden gündeme getiriliyor. Tasarıya göre, cumhuriyet savcısı, uzlaşma kapsamına giren, üst sınırı 2 yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlardan dolayı yeterli şüphenin varlığına karşın kamu davasının açılmasını 5 yıl süreyle erteleyebilecek. Erteleme için ‘‘şüphelinin da suretiyle tamamen giderilmesi’’ koşulları aranacak. Tasarıyla, yargılama sonucunda hükmolunan ceza 2 yıl veya daha az süreli hapis cezası ise mahkeme, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verebilecek. Geri bırakma kararı verilebilmesi için ‘‘sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkum olmamış bulunması, mahkemece sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği kanaatine varılması, suç ne 1516 Haziran tarihlerinde yapılacak doruğun ardından yayımlanacak sonuç bildirgesinde Türkiye’nin ek protokolü uygulaması gereken tarihe yönelik ilk kez bu kadar net ifadeler kullanılıyor. İ ki yılı geçti. Kıbrıs Türklerinin ‘Yes Be Annem’ çığlıklarıyla Annan Planı’na ‘evet’ dediği günden bu yana... ‘Yesçiler’, referandumdan evet çıkarsa, Denktaş saf dışı edilirse Avrupa Birliği’nin yolunun açılacağına seçmeni inandırmışlardı. ‘Yes’ denirse, izolasyon kalkacak ve Kıbrıs Türkleri refaha ve mutluluğa kavuşacaklardı. Denktaş saf dışı edildi. Çoğunluk ‘Yes Be Annem’ dedi. ‘Anne’lerin üzerinden iki yıl geçti. İzolasyon eskisinden de katı bir biçimde sürüyor. KKTC’ye ambargonun kaldırılmasından vazgeçtik, aksine Rum gemilerine Türk limanlarının açılması için baskı giderek artıyor. Gazeteci arkadaşımız Gülseren Ergezer Güver’in haberinden öğrendik. Meğerse, Avrupa Birliği, dünyanın birçok ülkesinde tanınan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ndeki üniversiteleri tanımıyormuş. Müktesebatının Kuzey Kıbrıs’ta askıda olmasını GENİŞ AÇI HİKMET BİLA Ne Oldu Be Anam? diyorlar. Ama Rum tarafı diretiyor ve AB de her zaman olduğu gibi Rum tarafının tetikçiliğini elinden bırakmıyor. Doğu Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Halil Güven başta olmak üzere üniversite yöneticileri ve bilim adamları, bu çağdışı yasağı ortadan kaldırmak için kolları sıvamış. KKTC’nin ‘Yesçi’ yönetiminden ses yok. Sadece Rum tarafını suçlayıp ‘Bu uygulama mantıklı bir yaklaşım değil’ demekle yetiniyor. Demek ki, buradaki üniversitelerin, öğrencilerin ve mezunların geleceği, Rum tarafının ve AB’nin mantığına bırakılmış. Papadopulos’un mantığı olur derse Kuzey Kıbrıs üniversiteleri AB tarafından da gerekçe gösteren AB, KKTC üniversitelerinden alınan diplomalara denklik vermiyor ve Erasmus eğitim programından yararlandırmıyormuş. Bugün üniversiteler Kuzey Kıbrıs’ta ekonominin lokomotifi niteliğinde. Ne büyük bir darbe vurulduğunu tahmin etmek güç değil. ??? Oysa eğitim temel insan hakkı. İnsan haklarını kuruluş felsefesinin temeli yapan Avrupa Birliği, siyasal hesaplar uğruna temel insan hakkını ihlal ediyor. Öğrenciler, ‘Biz burada evrensel bir dilde, evrensel statüde eğitim alıyoruz. Bu hakkımıza siyasetin karıştırılmasını kabul etmiyoruz’ tanınacak. Devlet yönetmek ne kadar kolaymış. Hani izolasyon kalkacaktı? Hani Kuzey Kıbrıs ekonomisi Avrupa ve dünya ekonomisiyle bütünleşecekti? Hani Kuzey Kıbrıs mallarını istediği gibi ihraç edecek, istediği gibi ithalat yapacaktı? Hani Kuzey Kıbrıs limanlarına gemiler gelecek, havalanlarına uçaklar inecekti? Hani Kuzey Kıbrıs futbol takımları, milli takımı serbestçe uluslararası maçlar yapacaktı? ‘Çözümsüzlük çözüm değildir’ diye kampanyalar yaparak iktidara gelenlere (ve de getirenlere) sorulacak sorular çok. ‘Yes Be Annem’den bu yana iki yıldan fazla zaman geçti. Hangi sorunu çözdünüz? Türk halkının refahı için ne yaptınız? Kuzey Kıbrıs Türklerinin teker teker, küme küme Rumların eline düşmesini seyretmekten başka? hikmet.bila?ntv.com.tr (AP) EŞBAŞKANI JOOST LAGENDIJK ‘Türkiye AB heyecanını yitirdi’ Dış Haberler Servisi Avrupa Parlamentosu’nun (AP) Türkiye Karma Komisyonu Eşbaşkanı Joost Lagendijk, Türkiye’nin AB’ye üyelik sürecindeki gelişmelerin olumsuz olduğunu söyledi. Hollanda’nın başkenti Amsterdam’da ‘‘TürkiyeAB İlişkileri’’ konulu panele katılan Lagendijk, Türkiye’nin AB konusunda heyecanını yitirdiğini söyledi, reformların durma düzeyine geldiğini belirtti. Reformların durma noktasına gelmesinin sebebinin yaklaşan seçimler olduğunu ifade eden Lagendijk, Türkiye’de son aylarda yaşanan gelişmelerin kendilerini endişelendirdiğini söyledi. Lagendijk, ‘‘Bir taraftan yargıya yapılan saldırı, diğer taraftan AKP’nin reformları yapmaması, AB üyeliği heyecanının kaybolmasına sebep oldu’’ dedi. Lagendijk, ‘‘Bu olumsuzluklar Türkiye’nin çok başını ağrıtır’’ açıklamasını yaptı. CHP’YE ELEŞTİRİ Joost Lagendijk, konuşmasında CHP’yi de eleştirdi. CHP’nin milliyetçi bir parti olma yolunda ilerlediğini savunan Lagendijk, Deniz Baykal’ın Türkiye’nin AB üyeliğinde başarılı olamayacağını iddia etti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle