02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Cumhuriyet Strateji 28 Temmuz 2008 / 213 Daver DARENDE Emekli Diplomat Yazar lkemiz tarih boyunca çeşitli güçlerin beslediği bağnazlığın boyunduruğu altında çok çile çekti. 1950’lerden önce başlayan, ilerleyen yıllarda 12 Eylül darbesiyle hızlanan, bugün doruk noktasına ulaşan karşıdevrim hareketi ABD’nin dayatması ile "Ilımlı İslam Devleti Modeli" şekline dönüştü. Kemalizmi ve Cumhuriyetin kazanımlarını yok sayan model, ne acıdır ki yurt çapında etkinliğini sürdürmekte, Türkiye’yi çağdaş uygarlıktan her geçen gün uzaklaştırmaktadır. Emperyalizmin propagandacıları iş başında… C S TRATEJİ 5 Kafkasya’da, Orta Asya’da ve Karadeniz’de siyasi dengelerin oluşmasında, stratejik istikrarın sağlanmasında global terör ile mücadelede ABD ile işbirliğinin alternatifi mevcut değil. ABD ile ilişkilerimizde Gürcistan, Ukrayna, Lübnan ve hatta Kırgızistan’daki halk hareketlerinde ille bir Amerikan parmağı gören zihniyetten de artık kopmalıyız. Rusya ve Suriye olabileceği kadar "masum", ABD daima "meşum" gibi önyargılardan vazgeçelim. ABD bu ülkelerde sivil topluma destek vererek demokratik eğilimleri güçlendirdiyse bunun zararı nerede?" Ü Yeniden 19 Mayıs SOROS’UN NGO’LARI... EMPERYALİMİN YÜZÜ Bu duyarlı dönemde, ABD’nin sonu gelmeyen istekleri, Avrupa Birliği’nin dayatmaları ile emperyalizm çirkin yüzünü yeniden göstermeye başladı, dışa bağımlı, tek yönlü dış politika sonunda bizi bugünlere getirdi. Uğur Mumcu Cumhuriyet Gazetesi’nde yayımlanan 9 Ocak 1991 tarihli yazısını şu sözlerle bitirmişti: "Dış siyasetimiz Bush’a güven, gerisini merak etme sen’ saplantısına ve yazgısına bağlanıyor." Aradan yıllar geçti Baba Bush gitti, yerine oğlu Bush geldi, ama yazgımız ve saplantımız değişmedi. mı? Bitti o proje…" şeklinde söylemlere devam Basınımızda köşe başlarını tutmuş, "mütareke etsinler, ABD Büyükelçisi Ross Wilson’un yukarıdaki dönemini" aratmayan tatlısu aydınları, dinciler, açıklamaları BOP’un sona ermediğini gösteriyor. bölücülerle birlikte yazgımızın değişmemesi için BOP’un eş başkanlığını üstlenen Türkiye’ye yeni bir toplum içinde önemli roller ve görevler üstlendiler. rol biçilmiş, Kraliçe II. Elizabeth’in ülkemize yapmış ABD’nin sözcüleri gibi hareket ederek Bush’un olduğu ziyaret sırasında ABD’nin sözcüsü gibi "Türkiye’deki ABD karşıtlığının önlemini alın" hareket eden İngiltere, "büyük ortağın" talebi buyruğunu yerine getirmek için birbirleriyle doğrultusunda AKP iktidarının desteklenmesi için yarıştılar. büyük çaba harcamıştır. Türkiye’nin Büyük Ortadoğu (BOP) içinde yer ABD tutkunu, holding televizyonlarının gözdesi alarak eş başkanlığını üstlenmesi, ABD’nin kayıtsız bir yazar "ABD’ye muhtacız" (Hürriyet, 2 Nisan koşulsuz her türlü isteğini kabul etmek anlamına 2005) başlıklı yazısında "stratejik müttefikimiz" gelmektedir. ABD’ye gönül vermiş, sözde yazarların hakkında bakın neler söylemiş: "BOP’un sona erdiğine" ilişkin söylemlerine karşın "Türkiye’nin bugünkü uluslararası koşullarda AB ABD Büyükelçisi Ross Wilson 10 Mayıs 2008 günü ile olduğu kadar ABD ile yakın bir ortaklığa ihtiyaç Cumhuriyet Gazetesi’ne verdiği özel demeçte duyduğu gözden kaçmamalıdır. Ortadoğu’da, Türkiye’nin BOP’ta görev aldığını Turhan Selçuk, Cumhuriyet söylemekten 19 Mayıs 2006 çekinmemiş, "BOP’ta Türkiye’nin rolü nedir?" sorusunu şu şekilde yanıtlamıştır: "Bunun tam açılımı Kuzey Afrika ve Genişletilmiş Ortadoğu Projesidir. G8 ülkeleri zirvesinde sanırım gündeme gelmişti. Buradaki fikir, Kuzey Afrika ülkelerinden Afganistan’a kadar bölgeyi genel olarak ele alabilmekti. Türkiye de yardımda bulunması için çağrı yapılan ülkelerden biri. Türkiye, bu geniş kapsamlı projelere dahil olup projenin alt gruplarından birkaç projede liderlik rolünü üstlenmiştir." Geçmişte Dışişleri Bakanlığı yapmış olanlar "BOP diye bir proje var Emperyalizmin savunucuları her dönemde olduğu gibi bu dönemde de görevlerini yapmaya çalışıyor. BOP’ta Türkiye’nin alması gereken tavrı, Irak konusundaki olası tutumu üzerine görüşlerini açıklayan ‘içerdeki yabancılar’, ulusal çıkarları yok sayıyorlar. Mustafa Kemal Atatürk’ün Samsun’a çıktığı koşullar oluşmaya başladı… Holding televizyonlarının gözdesi yazarın bu görüşlerine karşın Güngör Uras Milliyet’in 12 Haziran 2005 sayısında yer alan "Soros Türk NGO’lara Neden Para Aktarıyor?" başlıklı yazısında soruyu şöyle yanıtlamıştır: "Soros, yıllar önce Rusya’yı ve Malezya’yı borsa spekülasyonları ile salladı. Sonra strateji değiştirdi. NGO’ları (sivil toplum kuruluşları) kullanarak, NGO’lara para akıtarak Ukrayna ve Gürcistan rejimlerini alt üst etti. Bütün bunları yapan Soros’un arkasında ABD yönetiminin politikalarından bağımsız hareket ettiğini iddia etmek mümkün mü?" "Türkiye’nin en iyi ihraç malı ordusudur" diyen Musevi kökenli ABD’li milyarder Soros, ülkemizde kurduğu kimi vakıflarla Türkiye’nin yeniden yapılanmasında(!) önemli bir rol üstlenmiştir. Gürcistan’da, Ukrayna’da, Kırgızistan’daki karışıklıklar ve sözde demokrasiye dönüş hareketleri, ABD siyasal partilerine bağlı örgütlerin ve onlarla işbirliği yapan ABD destekli Soros’un marifetleridir. Olayları erdemin süzgecinden geçiren, değerli araştırmacı yazar Mustafa Yıldırım’ın "Sivil Örümceğin Ağında" başlıklı kitabının 326327. (17. Basım) sayfasında yer alan satırlar şöyledir: "9 Eylül 2002, İzmir’de kurtuluş ışığının yandığı gün olarak kutlanırken, Habertürk televizyonunda yayınlanan ve eski Dışişleri Bakanı Emre Gönensay, Osman Cengiz Çandar’ın katıldığı programda TESEV (Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı) Müdürü Özdem Sanberk" sivillerin işgale katkısını keskin bir dille belitti: "Sivil toplum örgütü yöneticisi olarak bir mesaj veriyorum: Türkiye, Irak olayında stratejik ortağının yanında olmalıdır!" "Stratejik ortağın" bugüne kadar başımıza ne işler açtığını bilmeyen kalmadı. Türkiye kuşatma altındadır. Ülkemiz her an patlamaya hazır mayınlarla döşenmiş, sonu belirsiz bir yola doğru ilerlerken içimizi bir ahtapot gibi kollarıyla saran işbirlikçilerden, kara ruhlulardan ve bölücülerden kurtulmanın zamanıdır. Değerli düşünür Erdal Atabek’in belirttiği gibi: "1919 yılına geri dönüyoruz. Sevr ile Lozan karşılaşıyor. Babıali ile Ankara karşı karşıya geliyor. Türkiye yeni bir sürece giriyor. Hepimizin bilmesi gereken durum budur…"(Cumhuriyet, 12 Mayıs 2008) Bu duyarlı dönemde kimlerin kimlerle işbirliği yaptığını görmek zorundayız.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle