02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

20 Dr. Diren ÇAKMAK Çankaya Üniversitesi [email protected] ski Baas rejimi modernizmi benimsemiş ve kadınlara toplum içinde çeşitli roller vermişti. İran ile savaş döneminde, askere giden gençlerin yerini işgücü olarak kadınlar doldurmuştu. Dolayısıyla Saddam Hüseyin döneminde Iraklı kadınlar toplum yaşamında özne olarak var olabilmişlerdir. Ancak ABD işgalinden sonra yaşanan güvensizlik, istikrarsızlık, kaçırma, tecavüz ve şantaj olaylarından dolayı Iraklı kadınların durumu tamamen değişmiştir. Eski rejim dönemindeki kadınlar için sınırlı olan özgürlük bugün tamamen ortadan kalmış bulunmaktadır. Kadın bugün etnik, dinsel, feodal ve emperyalist şiddetin nesnesi haline gelmiştir. İşgal sonrasında her türlü şiddetin hedefi durumundalar… C S TRATEJİ Cumhuriyet Strateji 28 Temmuz 2008 / 213 E Irak’ta kadın ‘yurttaş’ değil ANAYASA VE KADINLAR Iraklı kadınların bugün yaşamakta olduğu dramının somut nedeni olarak "Irak bilindiği üzere İslam’ın çok sayıda yorumu Anayasası"nı görmek mümkündür. Irak anayasası bulunmaktadır. Bu yorumlardan pek çoğu kadınlar ile ilgili temel sorun, anayasa metninin üzerine inşa ve erkekler arasında eşitlik talep etmemektedir. edildiği mantığın kendisidir. Çünkü, anayasa, antiÖrneğin bugün Irak’taki siyasilerin eşlerinin kimler laik devlet niteliğini (İslam cumhuriyeti) olduğunu bilen var mıdır? Yoksa tek eşleri değil, öngörmektedir. Anayasa ayrıca etnik/dini haremleri mi vardır? Bu kadınlar medrese eğitimi farklılıkların belirginleşmesini ve sürdürülmesini mi almışlar, yoksa hiç okula gitmemişler midir? Şu meşrulaştırmaya yönelik hazırlanmıştır. Ayrılıkçılık halde, anayasada kadının statüsüne dair şöyle yaklaşımından beslenen şiddet olayları ise, antilaik sorular akla gelmektedir: İslam’ın hangi yorumu bir toplumsal düzende, kendini en çok, kadın bedeni anayasaya temel oluşturacaktır? Hangi imamın üzerinde göstermektedir. Irak Anayasasının önsözü, sözleri kadınların toplum hayatındaki yerini 2, 3, 41, 43, 90, 91, 92. maddelerindeki ifadeler belirleyecektir? Hangi dini liderin çağrısına kulak Iraklı kadının toplumsal yaşamda "ikinci sınıf verilecektir? Örneğin bir dini lider farklı etnik veya yurttaş" olarak bile değil, "yok yurttaş" olarak dini/mezhepsel kimliğe sahip kadınlara tecavüz sayıldığını göstermesi bakımından incelenmeye edilmesinin caiz olduğu fetvasını verirse, buna değer bulunmaktadır. uyulacak mıdır? Anayasanın önsözünde şöyle denilmektedir: "Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla. Biz Ademoğullarını onurlandırdık. Biz Irak milletinin, URTTAŞLIK HAKLARI peygamberlerin anavatanı, gerçek imamların Anayasanın 2. Maddesinde "Devletin resmi dini ikametgahı...... Allah’ın üzerimizdeki takdirini İslam’dır ve yasamanın başlıca kaynağıdır" takrir ederek.... dini ve ulusal liderlerimizin denilmektedir. Maddenin ilk bendinde yer alan çağrısına ve yüce değerlerimizin, önderlerimizin, "İslam’ın değişmez hükümleriyle çelişen yasa ıslahatçılarımızın, yurtsever güçlerimizin ve siyasetçilerimizin kararlılığına uygun hareket ederek..." Anayasada, önsözün bağlayıcı olduğuna dair bir hüküm bulunmamaktadır. Bununla beraber, anayasa hukukunda, önsözün bağlayıcı olduğu anayasa metninde kayıt altına alınmamış olsa da, önsözün anayasanın genel çerçevesini verdiği kabul edilir. Şu halde anayasa maddelerinin yorumlanmasında önsözdeki argümanların belirleyici olduğunun altını çizmek gerekir. Bu çerçevede önsözdeki ifadelere bakıldığında, Iraklı kadınlar için endişelenmemeye imkan yoktur. Çünkü Irak’ta kadınlar, şiddet mağduru... Saddam Hüseyin dönemindeki Irak’ta kadınların, Batılı ülkelerle kıyaslanmasa da ciddi hakları bulunduğu da bir gerçekti. İran’la yapılan savaş kadınları üretim alanında ön plana çıkarmıştı. İşgal sonrası getirilen sistem kadını yurttaş kabul etmiyor. Y çıkartılamaz" ifadesi, Irak rejiminin laiklik ilkesini benimsemediğini açıkça ortaya koymaktadır. Aynı maddenin ikinci bendinde "demokrasinin temel ilkeleriyle çelişen yasa çıkartılamaz" ve üçüncü bendinde "Bu anayasada yer alan temel hak ve özgürlüklerle çelişen yasa çıkartılamaz" ifadeleri kullanılarak, devletin temel özelliklerinden birinin de demokrasi olduğu ifade edilmektedir. Bu maddeye göre, laiklik demokrasinin olmazsa olmaz şartı sayılmamaktadır. Nitekim maddenin başlangıcında, İslam, yasamanın başlıca kaynağı sayıldığına göre, İslam kuralları ile ters düşen kanunlar çıkartılamayacaktır, daha açık bir dille, İslam kuralları ile çelişen hukuki düzenlemeler anayasaya aykırı sayılacaktır. Bu noktada akla şu sorular gelmektedir: Irak meclisini Şii İslamcı grupların veya Sünni İslamcı grupların kontrol edecek güce sahip olmaları halinde, kadınlar Şii veya Sünni, hangi yaşam biçimine göre yaşayacaklardır? Gayri Müslim kadınların durumu ne olacaktır? Çok hukukluluk mu hedeflenmektedir? Anayasanın 3. Maddesinde "Irak çeşitli milliyet, din ve mezheplerden oluşan ve İslam aleminin parçası olan bir ülkedir" denilmektedir. Bu ifade Irak’ın bir İslam devleti olduğu anlamına gelmektedir. Toplum yaşamında, özellikle Müslüman olmayan Iraklı kadınların Müslüman Iraklı kadınlara göre daha çok sorun yaşamakta oldukları bilinmektedir. Nitekim bu noktada, Müslüman olsa dahi, bir kadının Sünni mi Şii mi veya Türkmen mi Kürt mü olduğuna göre, farklı bölgelerde farklı muamele gördüğü gerçeği hatırlanmalıdır. Örneğin Irak Kadın Özgürlüğü Örgütü başkanı Yener Muhammed (Şii Türkmen) bu bağlamda şöyle demektedir: "Bu anayasa kadınları haklarından mahrum ediyor. İslam hükümlerinin bazı yorumları, Irak’ı, kadına karşı ayrımcılık ve zulmün sistematik olduğu Taliban dönemindeki Afganistan gibi bir ülkeye dönüştüreceğinden kaygılıyım." Şu halde, şöyle bir soru akla gelmektedir: Irak anayasası kadınların yurttaşlık haklarını hangi hukuk anlayışına göre teminat altına almaktadır? Anayasanın 41. Maddesinde yurttaşların bir din veya mezhebe bağlı olmaları halinde hangi özgürlükleri kullanabilecekleri düzenlenmiştir. Bu madde akla şöyle sorular getirmektedir: Iraklı kadının miras hakkı Kuran’a göre erkek kardeşinin payının yarısı oranında mı belirlenecektir? Çok eşlilik konusundaki ayetler Iraklı kadınlar için nasıl uygulanacaktır? Evlenme yaşı Kuran’a göre mi belirlenecektir? 15 yaşındaki kız çocukları eğitiminden alıkonularak evlendirilecekler midir? Evlenecek kızın olgunluğu konusunda din ulemasına danışıldığında, din uleması İslam’ın hangi yorumunu esas alacaktır?
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle